Türban AB Raporunda

[şirine]

AK Partililer Türkiye'yi AB'ye şikayet edince, türban da AB raporuna girdi.


AKP'li milletvekillerinin başörtüsü yasağı konusunda Türkiye'yi Avrupa Parlamentosu'na (AP) şikâyet etmesi sonucu, AP'nin hazırladığı "Türkiye'de Kadın Hakları Raporu"na "başörtülü kadınların iş hayatında ayrımcılığa maruz kaldığı" tespiti girdi. Raporda ayrıca AKP hükümetinden, bu ayrımcılığın ortadan kaldırılması için gerekli çalışmayı yapması istendi.

Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Başkanı AKP'li Aydın Dumanoğlu başkanlığında Brüksel'e giden heyette yer alan AKP'li Fatma Şahin, raporu hazırlayan Hollandalı parlamenter Emine Bozkurt'un yanı sıra 15 milletvekiliyle görüştüklerini ve taslak üzerinde kulis yaptıklarını bildirdi.

'Metinden çıkarılmasın'
Raporun 22. maddesinde, kadınların işgücüne katılımındaki düşüşe dikkat çekilirken, başörtülü kadınlara ayrımcılık yapıldığı, bu konuda hükümetin çalışma yapması gerektiği yolunda tespitler bulunduğunu bildiren Şahin, ancak bu bölümün metinden çıkarılması için yabancı parlamenterlerce kulis yapıldığını kaydetti. Şahin, görüştükleri milletvekillerine, "Başörtüsü yasağının Türkiye'de genel bir sıkıntı olduğunu, bunun rapordan çıkarılması halinde Türkiye fotoğrafının rapora tam yansımayacağını" anlattıklarını, bunun üzerine söz konusu bölümün metinde kaldığını söyledi.

'Kürt kadını' çıktı
Rapor taslağına, Yunan parlamenterlerin önergeleri sonucu "Kürt kadınlarına karşı ayrımcılık yapıldığı" yolunda ifadelerin girdiğini kaydeden Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de böyle bir ayrım olmadığını, ancak bölgeler arasında sosyoekonomik kalkınmışlık düzeyi farklılıklarından kaynaklanan sorunlar olduğunu, hükümetin bunu ortadan kaldırmak için çalıştığını anlattık. Bu ifadelerin yerine, Anayasamızın 10. maddesine atıf yaptırarak, Türki-ye'de din, dil, ırk ayrımı yapılmadan herkese eşit haklar tanınması gerektiği ifadesini metne aldırdık."

Heyette yer alan AKP'li Afif Demirkıran da, kendisinin Kürt olduğunu ve Kürtlerin ülkede üst düzey görevlere gelebildiğini, bunun da bu konuda bir ayrımcılık olmadığını gösterdiğini anlattı. Bu kulis sonucunda rapordan "Kürt kadını"na ilişkin ifade çıkarıldı.

Milliyet
Saliha ÇOLAK

[şirine]

Durum budur!

Durumu nasıl anlatsam bilmem ki...

Hani ben iki ay önce anne oldum, dünyalar güzeli bir kızım oldu, adını da Ayşe koydum ya... İşte Mayıs'ta Çankaya'ya çıkacak cumhurbaşkanı kızım Ayşe okula başladığında da Çankaya'da olacak. Benim çocukluğum salondaki Grundig marka radyodan arkası yarınların arasına sıkıştırılan ölü ele geçirilmiş terörist haberlerini dinleyerek; darbenin, yönetime el koymanın ne olduğunu anlamaya çalışarak geçti. Maazallah eğer sayın başbakan ya da şürekasından biri gelir de cumhurun başı olursa, ya üstüne bir de genel seçimleri de alırlarsa kızımın ilk 7 yılı kimbilir nasıl geçecek?

Örneğin ben Ayşe biraz büyüdüğünde, iki yaşındayken filan, ona uyumadan önce masal okumak isteyeceğim. Ama Milli Eğitime kalsa ki; korkuyorum kalacak; bütün masallar "bir varmış, bir yokmuş, Allah'ın kulu çokmuş" diye başlayacak. Muhtemelen benim çocukluğumdaki Pinokyo aynı Pinokyo olmayacak. Babası Gephetto Baba'nın adı Galip Dede'ye dönecek, kitapta nur yüzlü, ak sakallı diye betimlenecek. Sokakta Allah rızası için dilenen Pinokyo burnunun uzamasından korkup hidayete erecek. Sorarım size amacı "yalan söylemek yanlıştır" mesajını vermek olan, ama kendisi yalan olan bu masaldan kızım Ayşe ne anlayacak?

Hadi masalları geçelim, gerçeklere gelelim. Ayşe Türkiye'deki her yeni doğan bebek gibi 7 bin 367 YTL borçla dünyaya geldi. 2002'den bu yana kişi başı borç yüzde 46 arttığına göre 7 sene sonra kimbilir kızımın borcu ne kadar olacak? Görünen o ki kızım da annesi gibi kamçılanacak da kamçılanacak!

Eminim Ayşe için bir koza öreceğim etrafımıza. Sadece bizim sevdiğimiz dostlarımız gelip gidecek evimize. Ama o haftasonları çıktığımız parklarda, gittiğimiz alışveriş merkezlerinde sayıları giderek artan, başlarındaki örtüleri hiç de anneannesine benzemeyen kadınları görecek. Sonra onları televizyonda haberlerde, cumhuriyet resepsiyonunda milletvekili eşlerinin yanında, yurtdışı gezilerinde bakanların kolunda izleyecek. Bana soracak. Vereceğim her cevap bizi biz, onları onlar yapacak. Ben ne desem kızımın aklında onlarla biz arasında bir derin uçurum kalacak!

Sonra kızım okula başlayacak. İlk derste öğretmeni onu tanımak için "annen baban ne iş yapıyor?" diye soracak. Eminim kızım "annem gazeteci" diyemeyecek. Çünkü eminim maazallah başbakan ya da şürekasından biri gelir de cumhurun başı olursa ve üstüne bir de genel seçimleri de alırlarsa kızımın annesi artık gazetecilik yapamayacak!

Durum budur!

Melike İlgün
www.kanalturk.com.tr

[deniz02]

İngiltere 200 bin dolar bütçeyle 20 İslam uzmandan oluşan “ulema heyeti” oluşturuyor.

Cambridge ve Oxford Üniversiteleri bünyesinde toplanacak uzmanlar İslam’ın kritik sorularına yanıt arayacak

Avrupa’da kadınların örtünmesi konusunda son dönemde yaşanan gerilimler ve hukuki problemlerin ardından İngiliz hükümeti sürpriz bir adım atarak İslam’ın kritik sorularına yanıt aramak için dünyanın en prestijli iki üniversitesini görevlendirme kararı aldı. 200 bin dolar kaynak ayrılan proje kapsamında Cambridge ve Oxford Üniversiteleri, alanında uzman 20 İslam bilgini ve akademisyeni bir araya getirerek örtünme, kadının toplum hayatındaki rolü, içkili ortamlarda bulunulması gibi kritik sorulara yanıt arayacak. Bir yıllık araştırma sonunda hazırlanacak İslam raporu hükümet tarafından devlet politikası haline getirilecek. 20 uzmanın hazırladığı bu rapor türban, başörtüsü, çarşaf, burka gibi kıyafetlerin İslami bir zorunluluk olup olmadığı konusunda kesin hüküm içerecek.

Vaazları da kapsıyor

BBC’ye göre adı açıklanmayan uzmanların yanıt arayacağı sorular arasında, “Müslüman bir kişi İngiliz ordusunda görev yapabilir mi?”, “Kadınlar için örtünme farz mıdır, eğer öyleyse ne şekilde örtünmek gerekir?”, “Müslüman biri alkol servis edilen ya da alkol satılan bir yere gidebilir mi?”, “Kadının toplumdaki yeri nedir?” gibi kritik problemler var. Times gazetesine göre kurulun hazırlayacağı rapor İngiltere’de görev yapacak olan imamlar ve buradaki Kuran kursları için de ana materyal haline gelecek. Ardından İngiltere’de görev yapan tüm imamlar 2010 yazında rapor doğrultusunda eğitime alınacak. Eğitimin ardından sertifika alacak olan imamlar vaazlarında da raporun hükümleri dışına çıkamayacak.

Vatan