Hep kendimizi eleştirdik. En azından ben eleştirmektende asla bıkmayacağım. Hatanın böylesine büyüğünün aymazlığın böylesinin bir ülkeyi satmanın böylesini eleştirmezsem sesimin çıktığınca bağırmazsam hatta gerekirse ceza almazsam bir şey yaptım diyemem ...
Ancak bir de madalyon un öbür yüzü var bu Ab denen tek dişi kalmış sonra porsolen diş yaptırmış canavar... Doğrusu olduğu kadar eğrisiylede görmemiz gereken canavar. Türklük adına ulu Önder ATATÜRK ün yırtıp yüzlerine çaldığı sevr anlaşması hayaliyle yaşayan AB... AB arkasına sığınıp Türkiye yi dövmeye çalışan bir avuç Rum kesimi... Bunlarada bakmak ne demeleri gerekirken ne dediklerinede kısa kısa bakmakta yarar var...
Bizimkilerin aymazlığı bunların isteği ortadaki tablo iyi değil ama... İşin en acısı bu hükümetin düşman olduğu ulu önder Atatürk bu günleri bile görmüş... Belki de ondan iyice düşmanlar...
Okuyun iyice sonra gözünüzü kapayıp anlamaya çalışın, sonra bir kere daha tekrar edein her yemek üzerine bir kereden bir ay boyunca tekrarlanırsa bozulmuş bazılarının kurtulma şansı var... Bazılarının umutsuz vaka olduğu kesin... sakın anladığınızı bugünkü hükümete ve onun başına söylemeyin... Atatürk e saldırdıkça onlar Atatürk büyüyor amma sizi hapse atmaktan yada 5 bin ytl tazminat alarak ABD deki evinin çimlerini sulamaktan memnun olanlar çıkabilir....
AB ne istiyor?
Parmağında oynatacağı,tüm nimetlerinden,etinden sütünden dilediği gibi faydalanabileceği bir Türkiye istiyor. Aslında Türkiye Cumhuriyeti'ni istiyor.
AB ne istemiyor?
Güçlü,kalkınan,kimseye muhtaç olmayan,bağımsız (!) Türkiye'yi istemiyor. Aslında Türkiye Cumhuriyeti'ni istemiyor.
Bu arada, eklediğiniz resim benim masaüstü arka planım, bilgisayarımı her açtığımda okurum, her okuduğumda Atatürk'le, Atam ile konuşurum, söz veririm O'na, "Sana,senin ilkelerine,senin kurduğun Türkiye Cumhuriyeti'ne İNATLA sahip çıkacağım Atam" derim içimden...
Şimdi kısa kısa bakalım...
Sınıflar sardalya kasası gibi...
60'sar 70'ser kisi sığışıyoryor çocuklarımız. Bu şartlarda AB'ye girmemiz mümkün mü? Değil.
Peki siz hiç, bugüne kadar Avrupa Birligi'nin bir defa olsun, "bu sorunu çöz, çözmezsen olmaz" dedigini duydunuz mu? Ben duymadım.
Ama egitimle ilgili ne duyuyoruz hep? "Ruhban Okulu'nu aç."
Buradan anladığımız ne oluyor. Aslında avrupa birliğinin bizim eğitim düzeyimizle filan ilgilendiği yok. Söylemlerinde geçen 'eğitim' in aslı aslında bu... Heybeliada da bulunan okul nasıl olduysa ( O konuda bir forum ve yazım var okuyunuz merak ederseniz...) çok değer kazanınca büyük din adamları yetişince ayrı bir değer kazandı. Din olarak bölünen hristiyanlığın bir ayağı İstanbul da kaldığı gibi en değerli okulda Ada da kaldı...
Papa bile Ada ya gidemediysede yan gözle baktı durdu çaktırmadan sordu... Geliş amacı bile Türkiye den bir yetkili ile görüşmek değil dini birleşme ve okuldu... Çok yakında bu baskıda bize gelecektir...
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz KEMAL ATATÜRK
Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır. KEMAL ATATÜRK
Sabahın 4'ünde giriyoruz hastane kuyruguna... Kalp ameliyatına bile 6 ay sonraya gün veriliyor...
Temel insan hakkımız yok yani!
"Al su fonları, hastane aç" diyor mu? Demiyor... Ne diyor?
"Limanlari aç."
Hemde Devlet politikası olarak tanımadığımızı ilan ettiğimiz bir yönetime açacağız limanları.... Neden bu hükümet yüzünden... Niçin 2004 te olmayan bir ek protokolu durduk yere imzaladılar diye... Nasıl ? Aslında çok iyi bildikleri gerçeklerolmasına rağmen Avrupa birliği şemsiyesi altında kadrolaşma çalışmalarını sürdürmek dincilikleri ile ülkeyi peşkeş çekmek için...
Geldiğimiz noktada bu hükümet sayesinde sözünü tutmayan devlet olduk ucuz iç siyasete sarılarak Ab yi suçlayanlar aynaya bakıp utanmasını bilmeyen kişiler maalesef sıfatları büyük ama O kadar utanmaktan uzaklar ki biri Cumhurbaşkanı diğeri başbakan olmak istiyor... sanırsınız ki Padişahl sadrazam olacaklar....
Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık.
Babamız, sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken, bizler bir mum ışığında bitirdik kitaplarımızı.
Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
Ecelsiz öldürüldük.
Dövüldük, vurulduk, asıldık.
Vurulduk ey halkım, unutma bizi...
Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı.
İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez.
İsteseydik, diplomalarımızı, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık.
Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık.
Yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu.
Yüreğimiz, işçiyle birlikte attı.
Yaşamımızın en güzel yıllarını birer taze çiçek gibi verdik topluma.
Bizleri yok etmek istediler hep.
Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...
Fidan gibi genç kızlardık.
Hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı gözbebeklerimizden.
Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında, işkencecilerin acımasız ellerine terk edildik.
Direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla.
Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi, taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven gibi. Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden.
Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi...
Ölümcül hastaydık.
Bağırsaklarımız düğümlenmişti.
Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acınmaksızın.
Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha.
Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk.
Vicdan sustu.
Hukuk sustu.
İnsanlık sustu.
Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi...
Kanserdik.
Ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde.
Uydurma davalarla kapattılar hücrelere.
Hastaydık.
Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki.
Bir buçuk yaşımızdaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık.
Önce, kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attık önlerine. Sonra da, otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.
Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...
Giresun'daki yoksul köylüler, sizin için öldük.
Ege'deki tütün işçileri, sizin için öldük.
Doğu'daki topraksız köylüler, sizin için öldük.
İstanbul'daki, Ankara'daki işçiler, sizin için öldük.
Adana'da, paramparça elleriyle ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.
Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi...
Bağımsızlık, Mustafa Kemal'den armağandı bize.
Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.
Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler.
Amerikan üsleri kaldırılsın, dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.
Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi...
Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk; komünist dediler.
Ülkemiz bağımsız değil dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze.
Kurtuluş Savaşı'nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız bayrağımızı daha da dik tutabilmekti bütün çabamız.
Bir kez dinlemediler bizi.
Bir kez anlamak istemediler.
Vurulduk ey halkım, unutma bizi...
Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık.
Bir kadın eline değmemişti ellerimiz.
Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha.
Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına.
Herkes tanıktır ki korkmadık.
İçimiz titremedi hiç.
Mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.
Asıldık ey halkım, unutma bizi...
Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar, ağabeyimiz, babamız yaşlarındaydılar.
Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı ya da susmuşlardı bütün olup bitenlere.
Öfkelerini bir gün bile, karşısındakilere bağırmamış insanların gözleri önünde, öldürüldük.
Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına, Batı uygarlığı adına, bizleri, bir şafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi...
Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi...
Bir gün sesimiz hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi.
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi,
Hep birlikteyiz ey halkım, unutma bizi, unutma bizi,
Unutma bizi...
Her bayram olduğu gibi bu Bayramda da birçok vatandaşımız öldü. Her yıl küçük bir Avrupa kenti kadar insanımız yollarda heba oluyor.
"Yollarını düzelt" demesi gerekmez mi? Gerekir... Ama o ne diyor?
"Ermenistan' a yol aç.".....
Gerçi bizim hükümette ne onu yapıyor ne gerisini... Ehil olmayan yandaşlarını zengin etmek için duble yol yaptırıyor. Sayıştay denetiminden çıkmak için Belediyelere bu görevi bölüp bölüp veriyor... Sonuçta bitan yol yok amma zengin olan bir çok yandaş var... Ortasına gelmeden başı tekrar bozulan otobanlarımız bitmek bilmeyen bir servetimiz doymak bilmeyen bir para hırsı olan iktidarımız var... Birisi ölmüş ne gammmm ' taktiri ilahi..' Sanki ilahinin taktiri sizin başımıza bela olmanızmış gibi... Hükümet ve yandaşları zengin olur yollar bitmez yollarda vatandaş heba olur taktir i ilahi öbür tarfta ise ermenistan yolu...
İlim bilim...
Dumlupınar Üniversitesi.
Fen Fakültesi.
Biyoloji Bölümü.
Botanik ve Ekoloji öğretim üyesi.
Yardımcı Doçent Doktor...
Eşinin, kendisini peygamber ilan ettiği ortaya çıktı. Kafasına taç takmış, ayaklarını öptürüyor, evi dergah.
Hacettepe Üniversitesi.
Tıp Fakültesi.
Histoloji ve Embriyoloji öğretim üyesi. Profesör Doktor...
Trenlere mescit yapılmasını istedi. Ancak bu talebi, virajlarda kıble denk getirilemeyeceği için kabul edilmedi.
İstanbul Teknik Üniversitesi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi.
Mühendislik Mimarlık fakülteleri.
Zemin Mekaniği öğretim üyesi.
Emekli Profesör Doktor...
Rüyasında tarikat şeyhi gördü. Tarikat şeyhi rüyada kendisine "YÖK yanlış işler yapıyor" dedi. Şeyhin bu sözlerini, bir dilekçe ile Başbakanlığa iletti. Başbakanlık, dilekçeyi inceledi, gereğinin yapılması için Milli Eğitim Bakanlığı'na havale etti. Milli Eğitim Bakanlığı da, dilekçeyi inceledi, gereğinin yapılması için YÖK'e havale etti.
AB, Türkiye'yi askıya aldı.
8 başlık hiç açılmayacak.
Açılmış başlıklar kapatılmayacak.
Bugüne kadar, sadece bir başlık açıldı, müzakare edildi ve kapandı.
Yani Türkiye, bugüne kadar sadece bir başlıkta Avrupa Birliği Kriterleri'ni hakkıyla yerine getirmiş.
Hangisi o? Bilim.
Meraba, ben Eskişehir'de üniversite öğrencisiyim ve 2 arkadaşımla beraber 3 kişi, bu dönem kiralık eve çıktık. Kiralık eve çıkmak istememin en önemli...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Kripto Transferi Nedeniyle 7258...
18-06-2025, 09:12:38 in Ceza Hukuku