Adalet Bakanlığı, bugünlerde, müfettiş hal kağıtları ile sicil
fişlerinin ilgili hakim ve savcıya verilmemesi için canla başla uğraşıyor...
Önce Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna başvuran Bakanlık, olumsuz cevap alınması üzerine konuyu HSYK'na götürdü.
Burada da istenen sonucun alınmaması üzerine Bakanlık bürokratları, adalet bakanı Cemil Çiçek'ten
bir olur alarak müfettiş hal kağıtları ile sicil fişlerini vermeme kararı aldı.
Adalet Bakanlığının; Bilgi Edinme Hakkı Kanununa, Bilgi Edinme
Değerlendirme Kurulu Kararlarına ve Mahkeme Kararlarına Karşı Hukuk Dışı Uygulamalarına İlişkin
ADALET BAKANI SAYIN CEMİL ÇİÇEK'E SORULAR
4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun yürürlüğü
girmesinin ardından tüm bakanlıklarda sorunsuz uygulanmasına karşın Adalet
Bakanlığının adı geçen yasanın açık hükmüne, Bilgi Edinme Değerlendirme
Kurulunun ilke kararı ile diğer bireysel kararlarına ve idare mahkemesi
kararlarına karşın halen uygulanması karşısında,
TBMM üyelerinin "soru önergesi" benzer şekilde hazırladığımız ve yine
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu hükümleri uyarıca bizzat Adalet Bakanı Sayın
Cemil Çiçek tarafından aşağıdaki sorularımızın cevaplandırılması arz ve
talep ederiz.
ADALET BAKANI SAYIN CEMİL ÇİÇEK'E SORULAR
Adalet Bakanlığı Bürokratlarının iradesi, TBMM ve Hükümetin kısaca TC
Devletinin iradesinden üstün mü?
TC Devleti Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren yönünü Batıya dönmüş, her
alanda Çağdaş değerleri kabul etmiştir.
Bu temel tercih doğrultusunda Avrupa Konseyi, OECD gibi kuruluşa üye
olmuş AB'ye tam üyelik başvurusunda bulunmuştur.
Mevcut 59'uncu Cumhuriyet Hükümeti de gerek Hükümet Programında gerekse
Acil Eylem Planında bu yönde irade ortaya koymuştur.
TBMM, AB'ye tam üyelik yolunda bir çok yasal düzenleme yapmıştır.
Özetle; TC Devletinin temel tercihine, TC Hükümetlerinin ve 59'uncu
Cumhuriyet Hükümetinin Programına ve Acil Eylem Planına uygun şekilde TBMM
tarafından kabul edilen 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu
24.04.2004 tarihinde yürürlüğü girmiş olmasına ve TC Devletinin tüm birimlerinde
sorunsuz uygulanıyor olmasına, Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme
Kurulu kararlarına ve Mahkeme kararlarına rağmen,
4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu hükümlerini Adalet Bakanlığı
Bürokrasisi neden uygulamamaktadır? Adalet Bakanlığı bürokratlarını TC
Devletinin kanunları, kurumları ve mahkemeleri bağlamıyor mu?
Kamuoyunda bilinen "Demokrat" kişiliğinizle, Hakim ve Savcılarının
Bilgi Edinme Hakkından yoksun bırakılması sonucu doğuran 10.08.2004 tarihli
imzanızı taşıyan "OLUR" işlemini nasıl bağdaştırıyorsunuz?
Belediye başkanlığı ile başlayan siyaset hayatınızın gerek
milletvekilliği gerekse 47'nci hükümet döneminde oluşan ve mevcut hükümette
göreviniz sırasında muhalefet parti liderlerinin dikkati çektiği demokrat
kişiliğiniz göz önüne alındığında, demokrasi, açıklık, hesap verebilirlik
gibi temel ilkelere dayalı olarak çağdaş dünya normlarına uygun olarak
çıkarılan bir yasanın uygulanmaması konusunda olur verme işlemini nasıl
izah ediyorsunuz?
Türkiye'nin AB'ye Tam Üye olmasını istemiyor musunuz?
Gerekçesinde "Avrupa Birliği müktesebatı dikkate alınmak suretiyle,
demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık
ilkelerine uygun olarak, kişilerin, bilgi edinme haklarını
kullanmalarına olanak sağlamak amacıyla çıkarıldığı" vurgulanan bir yasayı
uygulamama yönündeki iradenizin Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğunuzun
somut yansıması olarak değerlendirmemesi için ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Siyasetçi kişiliğinizden ziyade Devlet Adamlığı kişiliğinizin ön plana
çıkması nedeniyle Cumhurbaşkanlığı adayları arasında sayıldığınız şu
günlerde anti demokratik bir kararın altına imzanızın bulunmasını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Bilgi Edinme Hakkı Kanununun Gerekçesinde"Demokrasinin ve hukukun
üstünlüğünün gereklerinden olan bilgi edinme hakkı, bireylere daha yakın
bir yönetimi, halkın denetimine açıklığı, şeffaflığı sağlama işlevlerinin
yanı sıra halkın Devlete karşı duyduğu kamu güvenini daha yüksek
düzeylere çıkarmada önemli bir rol oynamaktadır. Kullanılan bu hak sayesinde
hem halkın Devleti denetimi kolaylaşmakta hem de Devletin demokratik
karakteri güçlenmektedir." denilmektedir. Buna göre başında bulunduğunuz
Adalet Bakanlığı demokrasi ve hukukun üstünlüğünün geçerli olmadığı bir
devlet birimi midir?
Adalet Bakanı olarak Ülkede kanunların herkes için eşit şekilde
uygulanmasını sağlamak makamında olmanızla hâkim ve savcıların temel haklardan
sayılan bilgi edinme hakkının olmadığını mı düşünüyorsunuz?
Bilgi Edinme Hakkı Kanununun Gerekçesinde "Bilindiği üzere, kamu kurum
ve kuruluşlarında açıklık ve şeffaflık kavramı, olumsuz olarak görülen
gizlilik kavramının giderilmesi ile yönetilenlerin yönetenlerin işlem
ve faaliyetlerini denetlemesinin sağlanması düşünceleri üzerine ortaya
çıkmıştır. Demokratik ülkelerde, bilgi edinme özgürlüğü, temel hak ve
özgürlüklerin kullanılması bağlamında vazgeçilmez temel haklardan biri
olarak kabul edildiği" vurgulandığına göre bu temel hak, hâkim ve
savcılar için geçerli değil midir?
Adalet Bakanı ve Bakanlığı öncelikle hukukun üstünlüğünü, mahkemelerin
saygınlığını, yargı kararlarının yerine getirilmesini sağlamakla yerine
bunun tam aksi yönde kararlar ve uygulamalar yapmayı bulunduğunuz
makamla nasıl bağdaştırıyorsunuz?
Bilgi Edinme Hakkı Kanununu uygulamamanın da ötesinde Bilgi Edinme
Değerlendirme Kurulu kararları ile İdare Mahkemelerinin kararlarını yerine
getirmemekteki Bakanlığınızın ısrarcı tutumunu nasıl
değerlendiriyorsunuz.
Müfettiş kökenli Personel Genel Müdürünün ve Teftiş Kurulu
Başkanlığının gerekçelerini inandırıcı buluyor musunuz?
Bakanlık bürokratları, Hal kâğıtlarının verilmemesi yönündeki kararı
imzalatırken bunların verilmesi durumunda müfettişlerin tazminat ve ceza
davalarına muhatap olacakları dolayısıyla görev yapamaz hale
geleceklerini öne sürmüşlerdir.
Eğer böyle ise Hâkim ve savcıların baktıkları terör ve mafya dosyaları
nedeniyle ölüm tehdidi altında oldukları düşünülürse adalet
müfettişlerinden daha önemli bir tehditle karşı karşıya olduğu dolayısıyla bu
gerekçeden hareketle duruşmaların aleni olmaması ve dosyaların gizli olması
gerekmez mi?
Aynı şekilde trilyonluk ihale veren, elinde televizyon ve gazete gibi
medya gücü bulunan gerçek ve tüzel kişiler hakkında karar veren kamu
görevlilerin tazminat ve kamu oyunda yıpratılma tehdidi altında oldukları
gerçeği karşısında yine aynı gerekçeyle yapılan işlemlerin gizlilik
perdesine bürünmesi mi gerekir?
Oysa bildiğiniz üzere kamu görevi korkakların yapacağı bir iş değildir.
TC Devletinin Mahkemelerine Güvenmiyor musunuz?
Hal kâğıtlarının verilmemesi yönündeki kararı imzalamanızda etken olan
müfettişlerin tazminat ve ceza davalarına muhatap olacakları
dolayısıyla görev yapamaz hale gelecekleri gerekçesini doğru buluyorsanız bu
durumda;
Görevini layığı ile yapan, hal kâğıtlarını suiistimal yapmadan
dolduran, gerçeğe aykırı olarak doldurmayan, yazdıklarını delillere dayandıran
kısaca görevini hukuka uygun yapan müfettişlerinin buna rağmen
mahkemeler, Yargıtay ve Danıştay tarafından tazminata mahkum edileceklerini mi
düşünüyorsunuz?
Tasarısını başında bulunduğunuz Bakanlığınızın hazırladığı ve altında
imzanız bulunan ve TBMM Adalet Komisyonu görüşmelerinde tarafınızdan
savunulan Bilgi Edinme Kanununu yine başında bulunduğunuz Bakanlık
bürokratları tarafından ihlal edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hal kâğıtlarının gizliliği yönünde karar alınması yönündeki talebin
Başkanı bulunduğunuz Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda görüşülüp
reddedilmiş olmasının ardından bizzat sizin imzanızla aksi yönde bir olur
verilmesini anayasal yetki, devletin organları arasında işbirliği ve uyum
vs. açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hal kağıtlarının gizli kalmasını sağlayarak yaklaşık 150 Adalet
Müfettişinin yaptıkları keyfiliğin hesabını vermesini engellemekle aynı
zamanda 10 bin hakim ve savcının haklarını ihlal ve mağduriyetine neden
olmanız dolayısıyla, 150 adalet müfettişi keyfiliklerine devam etsin diye
10 bin hakim ve savcıyı karşınıza alacağınızı düşündünüz mü? Yada Adalet
Bakanı sadece Adalet Müfettişlerinin bakanı mıdır?
ÖNERİ ve TALEPLERİMİZ
Müfettiş hal kağıtlarının ve diğer belgelerin bilgi edinme hakkı
dışında olduğuna dair 10.08.2004 tarihli Bakan olur'u iptal edilmelidir.
Teftiş kurulu yönetmeliğinde değişikli yapılarak mahkemeye gitmeden,
hakim ve savcılara müfettiş hal kağıtlarını değiştirilmesi ve gizli sicil
dosyasından çıkarılmasını talep etme yönünde düzenleme getirilmedir.
Geçmişte düzenlenen hal kağıtları ile ilgili olarak 3 aylık bir geçiş
süreci içerisinde Teftiş Kurulu başkanlığını yeniden hal kağıtların ele
alarak düzeltmesine olanak sağlanmalıdır.
OLAYLAR VE AÇIKLAMALAR :
1. Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Avrupa Birliği sürecinin ve
Hükümetin Acil Eylem Planında öngörülen bir yasadır (1).
2. Bu yasa Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanmış ve Meclis
Adalet Komisyonlarında savunulmuştur. (2).
3. Yasa 9.10.2003 tarihinde kabulünün ardından 6 ay sonra
24.04.2004 tarihinde yürürlüğü girmiştir.
4. Yasanın yürürlüğe girmesinin ardından Adalet Bakanlığı, Yasayı
delebilmeye kılıf bulmak maksadıyla Başbakanlık Bilgi Edinme
Değerlendirme Kuruluna 30.06.2004 tarihinde başvurmuştur.
5. Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu Adalet Bakanlığının
beklentisinin aksine hukuk, demokrasi ve insan hakları dersi verir nitelikte
bir karar vererek, Müfettiş hal kağıtları ile sicil fişlerinin ilgili
hakim ve savcıya verilmesi gerektiği yolunda karar vermiştir. (3).
6. Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulundan beklediği
sonucu alamayan Bakanlık bürokratları bu sefer konuyu HSYK'ya sunmuşlar,
Kurulun kararlarına karşı yargı yolunun kapalı olmasının arkasına
sığınabilmek için müfettiş hal kağıtlarının ve sicil fişlerinin verilmemesi
yönünde bir karar alınmasını için yaptığı başvuru Kurul tarafından 5'e
2 oyla reddedilmiştir.
7. Bakanlık bürokrasisi yılmamış, bu sefer konuyu Adalet Bakanına
götürmüşler ve Bakana bu belgelerin verilmesi halinde müfettişlerin
görev yapamayacaklarını, [bu durumda Bakanlığın (daha doğrusu Bakanlık
Bürokrasisinin) hakim ve savcı üzerindeki etkinliğinin (keyfiliğinin) yok
olacağını] söyleyerek Adalet Bakanını kendi hükümetinin programına
aykırı şekilde bu belgelerin bilgi edinme hakkı dışında olduğuna dair
10.08.2004 tarihli Bakan olur'u alınmıştır.
8. Hakim ve Savcıların hal kağıtlarını taleplerine ilişkin
başvuruları Bakan oluru gerekçe gösterilerek reddedilmiştir.
9. Bakanlığının bu kararına karşı hakim ve savcılar Başbakanlık
Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna başvuru yapmışlar ve Kurul
itirazları kabul ederek bu belgelerin verilmesi gerektiği yönünde karar vermiş
ve bir suretini de Adalet Bakanlığına göndermiştir.
10. Adalet Bakanlığı Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunun kararını
yerine getirmemiş, kimi hakim ve savcılara mahkemeye başvurma yolunu
göstermiş (sn. Mahmut Erdemli'de olduğu gibi) kimileri hakkında Bilgi
Edinme Değerlendirme Kurulunun verdiği karara karşı (İdare hukukunun temel
prensiplerinden olan devletin tekliği ve bütünlüğü ilkesi gereği kamu
kuruluşlarını birbirleri aleyhinde dava açamayacağı prensibine aykırı
şekilde) idare mahkemesine yürütmenin durdurulması istemiyle dava
açmışlardır.
11. Dava açmaları her ne kadar idare hukuku ilkelerine göre işlemi
yapmama hakkı vermemekte ise de kendilerini görevi kötüye kullanmaktan
mahkum edecek bir hakim ve savcı olamayacağı inancıyla belgeleri
vermemekte ısrar etmişler hatta İdare Mahkemesinin yürütmenin durdurulması
yönündeki bakanlık talebini reddetmesine rağmen (Yargıtay içtihadı
birleştirme kurulunun kararına göre açıkça görevi kötüye kullanma suçu olur
demesine rağmen) belgeleri vermemiştir.
http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr/me...urceXmlSearch=
Bilgi verme yükümlülüğü
Madde 5- Kurum ve kuruluşlar, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki
her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve
bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere,
gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler.
Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren diğer kanunların bu Kanuna
aykırı hükümleri uygulanmaz.
(1). http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/t...E1=37&PAGE2=39
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) -
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Genel Kurulumuza, değerli milletvekili
arkadaşlarımıza, iktidar ve muhalefet partisine mensup arkadaşlarıma,
böylesine önemli bir tasarının kanunlaşmasında göstermiş oldukları
destek ve titizlikten dolayı, gerçekten teşekkür ediyorum.
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Tasarısı, bizim, Hükümet olarak, Acil Eylem
Planımızda vaat etmiş olduğumuz yasalardan biriydi; çünkü, biz bunu
önemsiyorduk. Böyle bir yasanın, demokratik toplumlarda, demokratik açılımı
daha da ötelere götüreceğine inanmıştık, bu nedenle programımıza
almıştık. 25 Haziranda, Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla
Meclise gönderdik ve bugün, yasalaşma imkânı buldu. O bakımdan,
İktidar-muhalefet, her iki partimize ve değerli milletvekili arkadaşlarımıza,
bir kez daha teşekkür ediyorum.
Ayrıca, böyle bir yasayı, bu şekilde çıkarmak, uyum bakımından da
gerekliydi; çünkü, 2001 yılının 3 Ekiminde Anayasanın 74 üncü maddesinde
yapılan bir değişiklik, yani dilekçe hakkıyla ilgili maddede yapılan
değişiklik de, böyle bir yasal düzenlemenin yapılmasını gerekli görüyordu.
Ayrıca, Avrupa Birliğiyle ilgili uyum sürecinde de böyle bir yasal
düzenleme gerekli idi. Birçok bakımdan önemli bir işi başardığımızı ifade
etmek istiyorum.
Peki, böyle bir yasal düzenleme yapılınca ne olacak, ne değişecek diye
bir soru sorulabilir. Artık Türkiye'de açıklık ve şeffaflık esas, sır
ve gizlilik istisna haline geliyor. Bu yasanın bir özetini yapacak
olursak, bu cümle, bu yasanın özetini yapacak en önemli cümlelerden bir
tanesidir. Türkiye'de bundan böyle, bu yasa da yürürlüğe girdikten sonra,
artık açıklık ve şeffaflık esas, sır ve gizlilik istisna haline geliyor.
Şimdi, bir başka yasa daha geliyor, yine bununla bağlantılı olarak; o
da sır ve gizlilik kavramını açıklayacak. Buna "sır yasa tasarısı" da
diyebiliriz. Şu anda Adalet Bakanlığı, üstünde çalışıyor. Sanıyorum yakın
bir zamanda da bunu Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk etme imkânını
bulacağız.
Aslında Hükümet, böyle bir yasayı sevk etmekle ve yasalaştırmakla şunu
da söylemiş oluyor: Biz, Hükümet olarak, icraatlarımızla ve
eylemlerimizle her türlü denetime açığız, bizi vatandaşlarımız denetleyebilir;
çünkü, ancak denetlenebilen toplumlarda demokrasi gelişebilir, orada her
şey düzgün gidebilir ve orada işte devlet-millet kaynaşması kâmil
anlamda gerçekleşir. O bakımdan, böyle bir yasal düzenlemenin gerçekleşmesi,
Türkiye'de demokratik süreci daha da hızlandıracaktır diye düşünüyorum.
Muhalefet partisine mensup arkadaşlarımız katkılar sağladılar,
eleştiriler de getirdiler. Onlara yasalaştıktan sonra cevap verme gereğini de
duymuyorum; ama, katkı sağladılar. Kuşkusuz ki, muhalefet, getirilen
yasaları olduğu gibi kabul etmek zorunda değildir; ama, eleştiriler de
olacaktır. Önerileri de oldu. Nitekim, bazılarında, biz, Hükümet olarak ve
komisyon olarak katılarak tasarıya monte de ettik. Böylece, bugün,
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Tasarısını yasalaştırmış olduk. Ülkemize,
insanımıza hayırlı olmasını diliyor, yeniden hepinize saygılar
sunuyorum.(Alkışlar)
(2). http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/done...l01/ss248m.htm
T.C.
Başbakanlık
25.6.2003
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-603-2886
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar
Kurulunca 10.6.2003 tarihinde kararlaştırılan "Bilgi Edinme Hakkı Kanunu
Tasarısı" ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
(3).
T.C.
BİLGİ EDİNME DEĞERLENDİRME KURULU
Karar Tarihi :
05/07/2004
Karar Sayısı :
2004/12
Başvuru Sahibi Kurum veya Kuruluş : Adalet Bakanlığı
Kurula Başvuru Tarihi : 30.06.2004
K A R A R
- Çağdaş kamu yönetimi anlayışının hakim olduğu ülkelerdeki
uygulamalara bakıldığında, kamu görevlileri için düzenlenen sicil raporu benzeri
dosyaların üçüncü kişilere karşı gizli tutulduğu, dosyanın ilgilisine
karşı ise açık olduğunun görüldüğü; 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı
Kanunu'nun da bu yönde atılmış bir adım olduğu, nitekim 4982 sayılı Kanunun
konuyla ilgili olarak, 15 inci maddesindeki "Yargı denetimi dışında
kalan idari işlemlerden kişinin çalışma hayatını ve mesleki onurunu
etkileyecek nitelikte olanlar, bu Kanun kapsamına dahildir...." 18 inci
maddesindeki "Sivil ve askeri istihbarat birimlerinin görev ve
faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır. Ancak, bu
bilgi ve belgeler kişilerin çalışma hayatını ve meslek onurunu
etkileyecek nitelikte ise, istihbarata ilişkin bilgi ve belgeler bilgi edinme
hakkı kapsamı içindedir." 25 inci maddesindeki
"Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi
personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki
bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkının kapsamı dışındadır. Ancak, söz
konusu düzenlemeden etkilenen kurum çalışanlarının bilgi edinme hakları
saklıdır." şeklindeki hükümlerinin de, kurum ve kuruluşların kendi
personeli hakkında sahip oldukları bilgi ve belgelerin üçüncü kişilere
karşı gizli tutulması, ancak bu bilgi ve belgeler ilgili kişinin çalışma
hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte ise o kişiye açık
olması, bir başka deyişle bilgi edinme hakkı kapsamında ilgili personelin
kendisiyle ilgili bilgi ve belgelere erişim hakkının bulunduğu şeklinde
anlaşılması gerektiği,
- 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 19 ve devamı maddeleri
gereğince hakim ve savcıların kademe ilerlemesi, derece yükselmesi gibi
hususlarda sicil raporları ile müfettiş hal kağıtlarının dikkate alınan
asli belgelerden olduğu göz önünde tutulursa, bu belgelerin hakim ve
savcıların "çalışma hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte"
bulunduğunun açık olduğu,
hususlarını ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun 5 inci
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz." amir
hükmünü göz önünde bulunduran Kurul, 4982 sayılı Kanun ile çelişen 2802
sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu hükümlerinin uygulanmasında sicil
raporları ve müfettiş hal kağıtlarının üçüncü kişilere karşı yine gizlilik
prensibi içinde muhafazasının gerektiği, ancak ilgili hakim ya da
savcıya karşı 4982 sayılı Kanun çerçevesinde açık olmasının gerektiğine
oybirliği ile karar vermiştir.
Başkan
Ruhi ÖZBİLGİÇ
Üye
Muzaffer HATİPOĞLUÜye
Çağatay ÖZCANÜye
Doç.Dr.Ahmet GÖKCEN
Üye
Doç.Dr.Hasan Nuri YAŞARÜye
Prof.Dr. Yavuz ATARÜye
Muhsin EREN
Üye
Doç.Dr. Yusuf SARINAY Üye
Niyazi GÜNEY
BİLGİ EDİNME HAKKI KANUNU
Kanun Numarası : 4982
Kabul Tarihi : 9/10/2003
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 24/10/2003 Sayı : 25269
Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 42 Sayfa:
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
go to this web-site
17-06-2025, 15:32:57 in Kredi Kartları ve Bankacılık Hukuku