+ Konuyu Yanıtla
1 den 8´e kadar toplam 8 ileti bulundu.

Konu: Cumhuriyet'in 92 yaşındaki çılgın kızı

Cumhuriyet'in 92 yaşındaki çılgın kızı Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cumhuriyet'in 92 yaşındaki çılgın kızı

    Hapse de atsalar ülkemi AB'ye şikayet etmeyeceğim

    * Siz Sümerleri çok seviyorsunuz?
    Ee tabii, yıllardır onları çalıştım.
    * Sadece çalışmaktan değil, sanki siz Sümerleri gelmiş geçmiş en uygar halk olarak görüyorsunuz?
    Evet, evet, öyle! Çünkü Sümerler bugünkü kültürün temelini kuran bir millet. Evveli yok. Çivi yazısını bulmuşlar ve yaptıkları her şeyi yazmışlar. Mimariyi onlar başlatmış. Kubbe, kemer ve kanallar yapmışlar. Bunlar, fevkalade hesap isteyen şeyler. Matematikte 6'lı sistemi koymuşlar. Bugün hâlâ kullandığımız saat, daire, üçgen hesaplamaları Sümerler'in 6'lı sistemiyle yapılıyor. MÖ 590'larda yaşayan Pisagor'un formülünü biz Sümer tabletlerinde bulduk, Yunanlılar onlardan almış. Astronomi çok önemli. Beş gezegeni tespit etmişler. Keplere kadar altıncıyı bulan çıkmamış. Burçların adlarında hâlâ onların tercümesini kullanıyoruz. Geniş edebiyat anlayışları var. Gılgamış Destanları ve mitolojileri var.
    * Yunan mitolojisinin aslında Sümerlerden alıntı olduğu söylenir?
    Hem de nasıl. Aynı zamanda Sümer mitolojisiyle Türk mitolojisinde de büyük benzerlikler vardır.
    * Tarihte Türkler mi daha eski, Sümerler mi?
    Tam olarak bilmiyoruz, ama Türkler daha eski görünüyor. Genel kanı Sümerler'in de Orta Asya'dan gelmiş olduğu yönünde. Bizim meslektaşların arasında yüzde 90 böyle biliniyor.
    * Peki bugünkü Sümerler sizce kim?
    Bilmiyoruz, Asya'dan Anadolu'ya devamlı bir göç olduğu için kimin ne olduğu belli değil. Şu anki haritaya göre Irak'ın güneyi ve Bağdat'ta yaşamışlar. Oradan Anadolu'ya geldiklerine dair elimizde belge yok, ama bana göre soyumuzda Sümerlilik de olabilir. Çünkü Sümer diliyle Türkçe arasında o kadar benzerlik var ki... Mesela Sümerce alım-Türkçe alımlı, bab-baba, dim-dimdik, es-esmek, gim-kim, güles-güleç, ib-ip, ir-er, kıya-kıyı, ulu-ulu, kusu-koşmak gibi...
    * Sümerliler neye inanıyorlarmış?
    Dört büyük yaratıcı tanrıları var: Yer, gök, hava ve su tanrıları. Bunların dışında bir de idareci tanrıları var. Ama tanrıçalara da büyük önem veriyorlar. Mesela sosyal-adaleti koruyan bir tanrıça, sanatı koruyan bir tanrıça, bereket ve aşkı koruyan bir tanrıça. Aynı tanrıçaya savaş tanrıçalığı da verilmiş. Aşk ve savaşı birleştiriyorlar.
    * Kadın-erkek ilişkisi nasılmış?
    Sümerler'de tek eşlilik var. Eğer kadın kendi görevini yapamayacak kadar yaşlanır veya hastalanırsa, ancak o zaman kadının izniyle kocası bir başka kadınla evlenebiliyor. Bu konuda çok güzel bir metin elime geçti. Bir kadın kocasına ikinci bir kadını alırken şöyle bir mukavele yazmış: "Ben bu kadını kocama karı, kendime kardeş olarak alıyorum. Şayet benim koca beni boşamaya kalkarsa kardeşimi de alır giderim." Bu mukavelenin altına da şahitlere imza attırıyor.
    * Resmi nikâh mı yapıyorlarmış?
    Yapıyorlar tabii. O kadar tanrıları olmalarına rağmen günlük işlerini hiç tanrılarla yürütmemişler. Son derece laik devlet. Nikâhı bir yetkilinin önünde yapıyorlar. Mukavelesi olmayan evlilik, evlilik sayılmıyor. Bizde Cumhuriyete kadar yoktu böyle bir şey.
    * Aşk ne kadar önemli?
    Çok önem veriyorlar ki aşk tanrıçaları var. Dünyanın bilinen ilk aşk şiirini onlar yazmış. Sümerli kadın, aşık olup kocasını seçebiliyor.
    * O zaman şimdi dava konusu da olan şu malum örtünme bölümüne gelelim: Sümerlerde kimler, neden örtünüyormuş?
    Her tanrının bir evi var, onlara mabet diyorlar. Bu evlerde tanrılar için çeşitli şeyler yapılıyor. Neler yapılacağını tanrılar insanlara söylemiyor, insanlar kendileri tanrıları için ne yapmaları gerektiğini anlayıp, yapıyor.
    * Yani "vicdan evi" gibi bir şey mi?
    Evet, vicdanlarıyla baş başa kaldıkları yer oluyor. Bugünkü kilise, cami ve havralardaki ibadet şekilerinden daha özgürler. Tanrıları hoş tutabilmek için orada danslar yapıyorlar, şarkılar söylüyorlar. İşte bu mabetlerde rahibeler var. Bu rahibelerin bazıları da genel kadınlık yapıyor.
    * "Genel kadın" tam olarak ne demek?
    Görevi seks yapmak olan kadınlara deniyor. Onlar fahişe değil, bunu para karşılığı yapmıyorlar. Mabetlerde aşk odaları var ve anladığım kadarıyla o odalarda gençlere cinselliği öğretiyorlar. Bunu nereden çıkartıyorum; çünkü Gılgamış Destanı'nda da ormanda, hayvanlarla büyümüş olan adamı insanlaştırmak için bir mabetten rahibe getiriliyor ve ona cinselliği, yemeyi, konuşmayı rahibe öğretiyor. O genel kadın dediğimiz rahibeler Sümerler'de her şeyi öğreten bir varlık olarak görülüyor. Bunu yaparken kendilerini tamamen tanrıya vakfetmiş sayıyorlar. Çünkü Sümerler'de aslında bekaret var. Bekarete önem verilmesine rağmen genel kadınların mabetlerde ilişkiye girebilmesi, bu hizmete verilen kutsal değeri gösteriyor.
    ALLAH BİZE AKIL VERMİŞ
    * Bekarete önem verildiğini nasıl biliyorsunuz?
    Tabletlere göre evlenmeden önce bakire olmadığını söylemeyen kadın boşanırken yarı tazminat alabiliyor.
    * Peki bu genel kadınlar başörtüsünü niye takıyorlar?
    Onları diğer rahibelerden ayırmak için böyle başörtüsü kuralı konmuş. Sokaktaki fahişeler de başörtüsü takamıyor. Bu sadece mabetlerdeki görevli kadınlara özel bir durum. Tarihteki ilk başörtüsü böyle çıkmış oluyor.
    * Sonradan bu iş nasıl tersine dönüyor?
    Sümerler'den uzun yılar sonra, M.Ö. 16'ncı yüzyılda, Asurlular birden bire kanun çıkarıyorlar. Diyorlar ki, bundan sonra evli ve dul kadınların da hepsi başını örtecek. Aslında burada, evli ve dul kadınların yasal bir şekilde cinsel ilişkiye girdiklerini düşünerek genel kadınlar gibi örtünmelerini ve kendilerini belli etmelerini istiyorlar.
    * Asurlar'da başörtüsü takan kadın, cinsel ilişkiye girmiş, bekareti olmayan kadın anlamına geliyor?
    Evet aynen öyle. Ama bunu bazı dinciler yanlış anlayıp "Tarihte ilk başörtüsünü fahişeler taktı" diyorum sanıyor. Oysa ne Sümerler'deki rahibeler fahişe, ne de Asurlar'daki evli ve dul kadınlar.
    * Yani örtünme, İslamiyet'ten binlerce yıl önce, kadının toplumdaki statüsünü belirlemek için bulunmuş bir çare?
    Benim anlatmak istediğim de bu! Bunu da ben söylemiyorum, tarih söylüyor. Kendimden bir şey eklemiyorum, yorum yapmıyorum, bilimsel tarihi anlatıyorum.
    * O zaman Asurlular'dan İslamiyet'in doğduğu döneme gelelim. Orada başörtüsü karşımıza nasıl çıkıyor?
    Kızım, ben İslam uzmanı değilim, ama tarih yönünden baktığımızda orada da şöyle oluyor: Hz. Muhammed peygamber olduktan sonra ailesindeki kadınlarla birlikte Mekke'de oturuyor. İnsanlar hangisi Hz. Muhammed'in karısı, hangisi kızı, hangisi cariyesi biliyorlarmış. O yüzden de orada bu kadınlara sataşma katiyen yokmuş. Ama Medine'ye hicret ettikten sonra durum değişiyor. Çünkü Medine çok kalabalık; Hıristiyan'ı, Yahudi'si her milletten insan var. İnsanlar Peygamber'in ailesini tanımıyorlar. İşte bu dönemde Peygamber'e bir vahiy geliyor. Bir ayete göre "Peygamber karıları, peygamber kızları ve mümin kadınlar sokağa çıkarken tanınmayacak şekilde örtünsünler" deniyor. Oysa bir başka yorumda da deniyor ki, "tanınacak şekilde" örtünecekler.
    * Bu anlattığınız mantığa göre "tanınmaları" daha doğru değil mi ?
    Evet, o daha doğru. Bence "mümin kadınlar" lafı da sonradan eklenmiş bir laf. Çünkü biliyorsunuz, Kuran Peygamber zamanında oluşturulmadı. Ebu Bekir döneminde tanıklardan alınan ayetlerin birleştirilmesiyle yazıldı.
    * Zaten Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu da İlahiyat okumamış kişilerin Kuran Müslümanlığı yapmamalarını, asıl ilmi yorumları dikkate almaları gerektiğini söylüyor?
    Ama o yorumların da ölçüsü ne olacak? Ondan sonra her ilahiyatçı ayrı bir yorum yapıyor, herkes ayrı bir tarikat kuruyor. Bence her şey Kuran'da açık bir şekilde anlatılıyor. Ama mesela bir ayette diyor ki şarap içme, bir başka ayette de diyor ki, namaza gidemeyecek kadar sarhoş olma. Buradan vicdanına ve aklına en uygun yorumu yapabilirsin. Allah niye bize akıl vermiş? Bu yorumu yapabilelim diye. Aslında bu kâinatın sahibi Allah'ın yanında mikrop kadar bile değiliz. İbadetimize O'nun hiç ihtiyacı yok. O yüzden bence en büyük ibadet kendi kendine iyi insan olabilmektir. Peki nasıl iyi insan olunur; onu da aklınla ve vicdanınla sen bulacaksın!
    Asıl günahkar imam nikahını kullananlar
    * Hakkınızda dava açan İzmirli Avukat Yusuf Akın kimdir, hiç tanıyor musunuz?
    Tanımıyorum, ama merak ediyorum. Aslında İzmir'e bir gidişimde kendisiyle tanışmak istedim. "Nedir seni kızdıran, oturup tartışalım" diyecektim. Canın sıkılır, konuşma dediler, ben de yapmadım.
    * Siz kızmadınız mı?
    Yok, hayır. Ben de kendime hayret ediyorum, ama dava açıldığından beri bana en ufak bir sinir gelmedi. Fakat tabii bir şeye çok üzülüyorum. Bu çocukları böyle yetiştiren bizler olduk. Bizim neslimiz daha kararlı çıksaymış bugün çocuklarımız da böyle olmazdı.
    * Yargılandığınız maddede "Basın yoluyla kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlere hakaret; halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme" deniyor?
    Bunu kabul etmiyorum. Kimseye hakaret etmedim, tersine dine hakaret edenlere karşı çıktım. Tarikatlarda seks yapabilmek için imam nikâhı kıyıyorlar. Bunları televizyonlarda görünce çok sinirlendim. İnandığım Allah'ı yerin dibine sokuyorlar. Ben de "Madem imam nikâhını alet ederek bu işi yapacaksınız, o zaman camilerde yapın bari" dedim. Bu söz, yaptıkları kötülük daha iyi anlaşılsın diye söylenmiş bir hiciv. Yoksa oturup da camilere aşk odası yapın der miyim, olacak iş mi? Cami nedir, ben bilmiyor muyum?
    Duruşmamda AB temsilcisi istemiyorum
    * 1 Kasım'daki duruşmada sizi desteklemeye gelecekler var mı?
    Kimseyi çağırmam, ama sürekli telefonum çalıyor "Geleceğiz" diyorlar. Yağmur yağarsa ıslanırlar diye korkuyorum, ama galiba şenlik olacak. (Gülüyor) Hayatımda ilk kez mahkemeye çıkacağım.
    * Davanız şu ünlü 301. madde kapsamında olmadığı için belki de diğer davalara olan ilgiye benzemeyecektir?
    Kastettiğiniz AB temsilcileriyse zaten gelmesinler. Hapse girecek bile olsam ben Avrupa'ya şikayet etmem ülkemi.
    * Evrensel hukuk denilen bir şey var ama?
    Olsun, bu bana annemi, babamı komşuya şikâyet etmek gibi gelir. O kadar alçalmadım.
    * Bu AB temsilcilerinin ilgilenip ilgilenmediği konusu Rektör Aşkın'ın davasında da gündeme gelmişti?
    Ona da davası 301 değil, o yüzden ilgilenmiyoruz dediler, bahane. Asıl sebep Atatürkçü olmamız. Atatürkçülerin başına gelenlerle ilgilenmiyorlar. Laiklikle ilgilenmiyorlar. Çünkü dertleri bizim gelişmemiz, uyanmamız değil. Onların varsa yoksa işleri Türkiye'yi karıştıracak konular.
    Mirastan da vazgeçsinler
    * Emine Erdoğan'ın başörtüsünü çıkarmasını önermeniz "tuhaf" olmadı mı biraz?
    Niye tuhafmış? Evinde ne isterse takar, ama Başbakan'ın eşi olarak dekolte de giyemez, haç da takamaz, türban da takamaz. Öyleyse miras hakkından da vazgeçsinler, ikinci eşi de kabul etsinler, görelim.

    söyleşi devrim sevimay..



    Hukuki NET Güncel Haber

    Cumhuriyet'in 92 yaşındaki çılgın kızı konulu yargıtay kararı ara
    Cumhuriyet'in 92 yaşındaki çılgın kızı konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ile Analiz Basım Yayın Limited Şirketi'nin sorumlu müdürü İsmet Öğütücü'nün, Çığ'ın ''Vatandaşlık Tepkilerim'' adlı kitabında ''halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılamak'' suçunu işlendiği iddiasıyla yargılandığı davada beraat etti.

    Davanın ikinci duruşmasında mahkemeye gelen Çığ, "Ben hiçbir zaman halkı aşşağılamadım ve tahrik etmek gibi bir amacım olmadı. Ben bir bilim insanıyım. Çalışmalarımın hepsini insanlığa saygılı Türkiye Cumhuriyetine bağlı olarak yürüttü" dedi.

    Savunmanın ardından mahkeme Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ile İsmet Öğütücü'nün beraatine karar verdi.

    Karar mahkemenin dışında Çığ'a destek olmak için toplanan gruplarda sevinç yarattı. Mahkemenin başlama saatinden beri dışında "Bilim yargılanamaz" diye slogan atan gruba, Çığ kısa süreli hitap etti.

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Beraat ettiğine çok sevindim sevinmesinede hala anlamadım ben zaten neden mahkemelik olmuştu ki....
    Sümer etiği öyle ise bu değerli bilim adamına ne ? Valla bunlar varya bunlar... Sümerlileri yakalasalar yargılarlar

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    3.492
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sayın Commodore1tr;
    Kesinlikle buram buram reklam kokan bir dava örneği bu. Böylesi önemli bir bilim adamını belirttiğiniz gibi "sadece tarihi bir gerçeği anımsatması nedeniyle" sanık sandalyesine oturtmayı becermenin adına ne denir bilemiyorum. Ve neden takipsizlik kararının verilmemiş olmasını da anlamak güç.

    Yazınızı ve anımsatmanızı okuyunca aklıma ilk önce Yunus'un bu dizeleri geldi.
    Meslektaşıma aynen ithaf olunur.


    İLİM İLİM BİLMEKTİR



    İlim ilim bilmektir,

    İlim kendin bilmektir,

    Sen kendini bilmezsin,

    Bu nice okumaktır.



    Okumanın mânası,

    Kişi Hakk'ı bilmektir,

    Çün okudun bilmezsin,

    Ha bir kuru emektir.



    Okudum bildim deme,

    Çok taat kıldım deme,

    Eğer Hakk'ı bilmezsen,

    Bu kuru laf demektir.



    Yunus Emre der hoca,

    İstersen bin var hacca,

    Hepisinden iyice,

    Bir gönüle girmektir.

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    3.492
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ beraat etti



    Türbanla ilgili açıklamalarından dolayı 301. maddeden yargılanan 92 yaşındaki Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, ilk duruşmada beraat etti.


    Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ile Analiz Basım Yayın Limited Şirketinin sorumlu müdürü İsmet Öğütücü, Çığ'ın Vatandaşlık Tepkilerimadlı kitabındahalkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılamak suçu işlendiği gerekçesiyle yargılandıkları davada beraat etti.

    Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 92 yaşındaki Çığ hakkındaki beraat kararını suçun yasal unsurları oluşmadığı, Öğütücü hakkındaki kararı da ;5187 sayılı yasanın 11. maddesi gereğince sorumluluğu olmadığı gerekçesiyle verdi.

    Çığ, Vatandaşlık Tepkilerim adlı kitabında "Başörtüsünü Sümerler'de gençlere cinselliği öğreten rahibeler kullanırdı" dediği için yargılanıyordu.

    Çığ, Emine Erdoğan'a bir mektup göndererek "Başınızı açarsanız, tarihe geçersiniz. Bütün dünya kadınları size minnettar olur, ödüller verirler" çağrısında da bulunmuştu.

    Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, 93 yaşındaki Muazzez İlmiye Çığ ile İsmet Öğütücü katıldı.
    Duruşmada Çığ'ı, eski Devlet Bakanı Önay Alpago'nun da aralarında bulunduğu 25 avukat temsil etti. Duruşmada kimlik tespiti yapılan Muazzez İlmiye Çığ'a evli olup olmadığını soran hakim İrfan Adil Uncu, Çığ'ın cevabını beklemeden katibe dul dedi.

    Bunun üzerine Çığ'ın,Dul artık kullanılmıyor galiba. Bekar demesi salonda gülüşmelere neden oldu.
    Çığ'ın medeni durumu tutanağa bekarolarak yazdıran hakim Uncu, Çığ'a, kitabında eşinden bahsettiğini belirterek o nedenle öyle söylediğini; bildirdi.

    Duruşmada sorguları yapılan sanıklardan Çığ, ;Benim böyle halkı ayırmak gibi fikrim olamaz. Atatürk ilkelerine bağlı bir kişiyim. Herkesi birleştirmeye uğraşıyoruz. Suçlamayı asla kabul etmem; diye konuştu.
    İsmet Öğütücü de, hakkındaki suçlamayı kabul etmeyerek, eski savunmasını tekrar ettiğini bildirdi.

    SAVCILIK MÜTALAASI

    Esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Akıllı, ;Haklı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama; suçunun oluşması için tahrikin soyut saygısızlığın ötesinde, bir halk kesimine düşmanca tavır gösterilmesini sağlamaya yönelik olması gerektiğini kaydetti.

    Sanıkların özel kastının bulunması gerektiğini belirten savcı Akıllı, bu amacı güderek ;bir halk kesimini kin ve nefrete tahrik etmeye yönelik davranışların sözle sınırlı kalmasının suçun yasal unsurlarının oluşması açısında yeterli görülmeyeceğini anlattı.

    Savcı Akıllı, söz konusu suçun diğer bir unsurunun da eylemin kamu güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde gerçekleşmesi olduğunu hatırlattı. Bu açıdan somut bir tehlikenin varlığının bulunması gerektiğini belirten Akıllı, suça konu kitapta bu unsurun oluşup oluşmadığının iyice araştırılması ve irdelenmesi gerektiğini kaydetti.

    Kamu güvenliğinin bozulması tehlikesinin somut olgulara dayanılarak varlığının tespit edilmesi gerektiğini anlatan Akıllı, Cumhuriyet Savcılığı olarak sanıkların eylemlerinde bu tür bir tehlikenin gerçekleşmediği kanaatindeyiz. Bu itibarla unsurları oluşmayan suçtan her 2 sanığın ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesini kamu adına talep olunur dedi.

    BERAAT KARARI

    Suç unsuru taşıdığı iddia edilen yazılardaki eleştiri, yorum ve kitabın tamamı incelendiğinde suçun yasal unsurlarının oluşmadığı sonucuna varıldığını belirten hakim Uncu, bu nedenle Çığ'ın beraatine hükmetti.
    Hakim Uncu, İsmet Öğütücü'nün de 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 11. maddesi uyarınca sorumluğu bulunmadığından beraatine karar verdi.

    DURUŞMA ÇIKIŞI ALKIŞLI KARŞILAMA

    Duruşma çıkışında kendisine destek vermek amacıyla adliyeye gelenlerin alkışlarıyla karşılanan Muazzez İlmiye Çığ, yakınlarının yardımıyla polisin oluşturduğu barikatın önüne kadar getirildi.
    Burada kendisine destek verenlere teşekkür eden Çığ, ;Sizler arkamızdasınız. Bu memleket asla batmaz. Bu memleket daha ileriye gider. Hepinizi çok seviyorum; dedi.

    Grubun arasından birinin ;Ömrünle bin yaşa; diye bağırması üzerine Çığ, Benim yaşamam değil, siz aynı şeyleri devam ettirin, en mühim olan bu; diye konuştu. Çığ, daha sonra otomobiline binerek adliyeden ayrıldı.

    ADLİYEDE YOĞUN ÖNLEM

    Sümerolog Çığ'a destek vermek amacıyla çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve bazı sanatçılar da Beyoğlu Adliyesine geldi.

    Avukatların çokluğu, salonun küçük olması ve izleyicilerin de bulunması nedeniyle sanıkları göremeyen hakim Uncu ile avukatlar arasında bu nedenle kısa bir tartışma yaşandı

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Bu bilge kadın Hukuk olan bir ülkede yaşasa şuan anormal zengindi...
    Bir daha ne savcı nede suç duyurusu yapan avukat belini doğrultamazdı...
    Kanunlarımızı yaparken aslında gerçekleştirmemiz gereken temel olgu kişinin haklı çıkması durumunda neler olacağının da tespiti ile mümkündür. Bu günkü şartta canı isteyen Cumhuriyet savcısı istediği kişi hakkında dava açabilmektedir.
    Somut olaya baktığımızda herhangi bir delil gizleme kakartma olmadığı, olayın topluma mal olmuş bir kişi tarafından tamamen kendi bilgisi ve eğitimi alanında olduğu Tüm dünyanın bu kişiye bu konudaki bilgisi ve araştırmalarından dolayı saygı duyduğu bahse konu kitabın bir araştırma ve tarih kitabı olarak piyasalarda bulunduğu göz önünde tutulduğunda... İddianameyi hazırlayarak dava açan Cumhuriyet savcısının şuanda hesap vermesi gerektiği lanısındayım. Avukat ucuz reklam peşinde koşan ve muhtemelen dinci kesime selam yollama amacı ile bu işi yapan aslında bir zavallıdır. Amma Cumhuriyet savcısının buna hakkı yoktur... Bir Cumhuriyet savcısı nasıl olurda böyle bir hata yapar anlayabilmiş değilim. Yani ortada çok basit bir olay var . Araştırma inceleme delil toplama olay yeri incelemesi şahit dinleme yeni delillerin ortaya çıkması filan yoktur... Olay tarihi bir yazıdır. Okuduğunuzda ne anlıyorsanız o yani... Peki Cumhuriyet savcısı ne okudu dersiniz? bu davayı açmak için... Aynı yazıları okuyarak ta esas hakkında ki mütalaada beraat isteyen de cumhuriyet savcılığı... Bu iki Cumhuriyet Savcısı arasında bir fark yok mu?????

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Salihli/Manisa
    İletiler
    7.141
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sayın Av.Yusuf Akın'ın, kendisi hakkında yaptığım yorum ve sert üslubumdan dolayı beni araması üzerine, iletimi gözden geçirdim ve dava konusu kitabı okumadan, sadece medyaya yansıyan boyutuyla yaptığım yorumun çok da sağlıklı olmayacağı kanısına vardığım için iletimi değiştiriyorum.

    Kendilerine sitemizde yazarak bizlere olayı ilk ağızdan izah etmesini, bir yanlışımız varsa kendisinden özür de dileyeceğimizi dile getirdim ancak sanırım zaman ayırmaları mümkün değil. Yine de kendilerine hassasiyetlerinden dolayı teşekkür ediyorum.

    Yanılmak umuduyla...

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sayın Av.Dilek Kuzulu Yüksel ;
    Bir meslektaşınıza karşı olan hassasiyetinizi anlıyor ve saygı duyuyorum. Ancak başta kendisi olmak üzere sizde taktir edersiniz ki ben aynı hassasiyeti göstermek zorunda değilim...
    2005 yılında yayımlanan kitabı okudum merakımdan okumuştum sonra dava olunca bir kere daha okudum '' Vatandaşlık Tepkilerim '' isimli kitabı...
    Tüm dünyada 74 bin tableti tercüme etmiş konusunda bir numaralı uzman olan birisinin sümer yaşamını anlatıp günümüzde ki bazı uygulamalarla kıyaslanmasında herhangi bir hakaret dini küçük düşürücü unsur olduğunu görmedim. Satır aralarını dahil okudum. Bazı sözcüklere ve yorumlara dindar değilde din bezirganı olan dincilerin kızıp gürültü koparacağı sonucuna vardım.
    1926 yılında eğitimine başlayan bir kişinin yorumlarına ve bilgilerine verilecek yanıt Uygar bir dünya da mahkeme ile değil FİKİR ile olacağı kanısına vardım. Bu zat Alenen Türklüğü aşağalayan bazılarına karşı İftira ve hakaretlere karşı ne yapmış göremedim. Kaldı ki avukat olarak bilmesi gerekirdi ki bu yaşta birisini yargı sonucu mahkum ettirmek mümkün değildir.
    Peki neticede ne oldu ABD bile haberi verdi 'bir avukat ' diye geçiştirilmesine rağmen dava açanın Türk yargısının Konusunda Dünya devi sayılan birisini yargılamasını eleştirip alay ettiler... Bilir kişiye gitse bilirkişi incelemesini bu kişinin kitaplarından yapacaı aşikar olan bir davayı açmak pek mantıklı değildir. Kaldıki Yorumu buradan yola çıkarak ve muhtemelen Cami imam aşk odası geneleve girişte imam nikahı çıkışta boşama ve fatih semtleriyle ilgili olanlara kızdığı aşikar... Burada sayın yazar sümerlerle bu yapıyı karşılaştırıp din bezifganlığıyla dalga geçiyor aslında...
    Bir avukat ince eleyip sık dokuyup dava açmalıdır. Hele müvekkil yoksa... Yani kendi inandığı uğurda açıyorsa; Kaldı ki ben avukat olsam ne konularda dava açar ortalığı silkelerdim oda ayrı amma bu konu o konulardan değil ; bu açtığı dava daha ilk celsede Cumhuriyet savcısı talebi ile beraatle sonuçlanıyorsa avukatlık bilgisinden şüphe ederim... Çünkü böylesine bağımsız ve rahat açılan davada salla yolla taktiği uygulanmaz..... Burada avukat bazı çevrelere selam göndermekten başka birşey yapmamıştır. Umarım bu sayede selam yolladığı yerlerden iyi müvekkil bulmuş ve aslında istediği reklam ve paraya kavuşmuştur... Yoksa sadece uygar dünyaya kendisiyle birlikte bizide rezil etmekle kalacak bir davranış biçimi sergilemekten öteye gitmeyen beyhude bir uğraş olarak kalmış olacaktır......
    Ben aydın Türkiyede Aydın avukat görme arzusu ile doluyum. Böyle karanlık şeri güçlere selam gönderenlere değil...

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. [Babalık davaları] 15 yaşındaki bir kızı evden kaçmaya teşvik
    Selam abilerim ve kardeşlerim . Bir komşumun 15 yaşındaki kız çocuğu babası tarafından dövülür. Kız en yakın arkadaşıyla ve arkadaşının...
    Yazan: fischherz Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 15-07-2015, 12:43:07
  2. 19 yaşındaki kişinin, 15 yaşındaki kişiyi hamile bırakması 'Kendi rızası ile'
    Arkadaşlar merhabalar burada açık olmak zorundayım hepinizden fikir almak zorundayım. Ben 19 yaşına yeni girdim, kız arkadaşımda 15 yaşına yeni...
    Yazan: Mutu10 Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 12-05-2014, 14:30:32
  3. 14 yaşındaki kızı evde tutma
    konu biraz uzun olacak ama benim için çok önemli lütfen yardımcı olurmusunuz? benim sevgilimin 2 tane çocuğu vadır. 4 senelik ilişkimiz 1 ay önce...
    Yazan: hab5555 Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 9
    Son İleti: 11-08-2013, 16:42:49
  4. 25 yaşındaki birinin 15 yaşındaki birine aşık olması
    25 yaşındayım ve 15 yaşındaki bir kıza aşık oldum ve bu durumun pedofili olup olmadığını tartışmaya açmak istiyorum. Şimdi bildiğiniz gibi aşkın ne...
    Yazan: incecikip Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 08-09-2010, 10:22:46
  5. Anne babası ayrılan 12 yaşındaki kız iki yaşındaki kardeşini bıçakladı
    Babasını arayıp "Kardeşimi bıçakladım. Şimdi kendimi öldürüyorum. Annemle ayrıldınız, siz mutlu olun" dedi. Sonra da bıçağı kendine sapladı. İki...
    Yazan: gecem1970 Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 28-12-2008, 15:23:32

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.