Miras hakkını muris hayattayken kardeşe devretmek

[OSMAND]

Merhaba;

Kardeşim ile aramızda, annemiz vefat ettikten sonra kendisine kalacak miras hakkını belirli bir bedel karşılığında (bir kısmı anlaşma tarihinde ödenmiş olup, sene 1997) bana devretmesine yönelik şahitler huzurunda 1997 yılında bir protokol imzaladık. Bu Miras Hissesi Devir Protokolü' nü, kendisine açtığım bir Sulh Hukuk Davasında da mahkeme kayıtlarına geçirmiştik. (Dava konusu, kardeşimin hile ile anneme ait bir vekalet alıp, bu vekaleti kullanarak bazı satış işlemleri yapmış olmasıydı.)

Aslında annemiz de bu anlaşmanın yapılmasını istiyordu (kardeşimin hakkını benim almamı) ama anlaşmayı imzaladığımız tarih itibariyle kendisinin akli dengesi yerinde olmadığı için, anlaşmaya iştirak edemedi. Yani, kardeşim ve annem arasında bir Mirastan Feragat sözleşmesi imzalanamadı.

Şimdi, kardeşim attığı imzadan vazgeçmek ve bu anlaşmayı bozmak istiyor. Bu konuda kardeşimin çocuklarının da kardeşim üzerinde baskıları var.

Annemin vefatı sonrasında anlaşmanın yürürlüğe girmesi için şu anda veya annemin vefatı sonrasında yapmam gerekenler nelerdir ? Yıllar önce, kardeşim tarafından uğradığım bu haksızlığın karşılığını nasıl alabilirim ?

Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.

[enough]

Mirastan feraget sözleşmesi mirasbırakanla mirasçı arasında yapılır,siz kardeşinizle annenizin mirası için mirastan feragat sözleşmesi yapamazsınız.Yapabileceğiniz bişey yok sadece annenizi kandırarak yaptığı satışların bedeli terekeye eklenir ve siz oradan yasal miras payınızı alabilirsiniz bu durumda.Ayrıca anneniz vasiyetname ya da sizle yapacağı miras sözleşmesiyle kardeşinizi aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi dolayısıyla(annesini aldatması)mirasçılıktan çıkarabilir.

II. Mirastan feragat sözleşmesi

1. Kapsamı

Madde 528 - Mirasbırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir.

Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder.

Bir karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin altsoyu için de sonuç doğurur.

2. Hükümden düşmesi

Madde 529- Mirastan feragat sözleşmesi belli bir kişi lehine yapılmış olup bu kişinin herhangi bir sebeple mirasçı olamaması hâlinde, feragat hükümden düşer.

Mirastan feragat sözleşmesi belli bir kişi lehine yapılmamışsa, en yakın ortak kökün altsoyu lehine yapılmış sayılır ve bunların herhangi bir sebeple mirasçı olamaması hâlinde, feragat yine hükümden düşer.

[DAGGEO]

Öncelikle, yanıtınız için teşekkürler.

Yalnızca, olayın kafamda tam olarak netleşmesi için sormak istediğim bir nokta var:

Annemin hukuki ehliyeti olmadığı için, belirttiğiniz şekilde yapılacak hiçbir anlaşmaya kendisi katılamıyacaktır. Dolayısı ile, kardeşimin miras hakkından annem tarafında men edilmesi imkansız.

Bu durumda, yapabileceğim tek şey; kardeşim tarafından satılan malların terekeye eklenmesini sağlamak ve buradan da zamanı geldiğinde kendi payıma düşenleri almak gibi görünüyor.

Yalnız, burada ilginç bir nokta var; 1997 yılında kardeşime açtığım dava esnasında; mahkemede verdiğimiz bir ifademiz var. Bu ifadeye göre, ben kardeşim tarafından annemden alınan vekalet ile satılmış olan yerler ile ilgili olarak hiçbir hak talebinde bulunmayacağımı belirtmiştim. Kardeşim de buna karşılık olarak gelecekteki miras hakkını belirli bir bedel karşılığında bana devredeceğini belirten bir protokol imzalayıp, mahkeme tutanaklarına ekletmişti. Bu ifademin benim açımdan bir bağlayıcılığı var mıdır ? Yoksa, olan olmuş; yapılabilecek hiçbirşey kalmamış mıdır ?

Not: Sulh hukuktaki bu olayın, hakim tarafından ağır ceza mahkemesine taşınması sonrasında kardeşim vekalet yolu ile yaptığı satışlar sonucunda, annesini kandırmak ve resmi belgede sahtecilik suçundan 304. madde gereğince 3 yıl hapis cezası almıştı. Bu cazısını çekmiş olması, yaptığı satış işlemlerine mahsup edilebilir mi ?


Teşekkürler.

[enough]

Tutanağa geçmiş olması tarafları bağlamasını gerektirmez, mahkemelerin verdiği hükümler,taraflar ve herkesi bağlar.Ayrıca kardeşinizin miras payını size devredebilmesi mirasbırakanın sözleşmeye katılması ya da izniyle mümkündür.Cezasını çekmiş olması terekeye kazandığı değerlerin eklenmemesini gerektirmez bilakis kötüniyetli olduğundan elde etmediği ve elde etmeyi ihmal ettiği semereler dahi terekeye eklenir.(Kira gibi mesela ya da tarlanın ürünleri)

II. Miras payı üzerinde sözleşme

Madde 677- Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır.

Bir mirasçının üçüncü kişiyle yapacağı böyle bir sözleşmenin geçerliliği, noterlikçe düzenlenmesine bağlıdır. Sözleşme bu kişiye paylaşmaya katılma yetkisi vermez; sadece paylaşma sonunda mirasçıya özgülenen payın kendisine verilmesini isteme hakkını sağlar


III. Mirasın açılmasından önce yapılan sözleşmeler

Madde 678- Mirasbırakanın katılması veya izni olmaksızın bir mirasçının henüz açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar veya üçüncü bir kişi ile yapacağı sözleşmeler geçerli değildir.

Böyle bir sözleşme gereğince yerine getirilmiş olan edimlerin geri verilmesi istenebilir.


2. İyiniyetli olmayan zilyet bakımından

Madde 995- İyiniyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır.


İyiniyetli olmayan zilyet, yaptığı giderlerden ancak hak sahibi için de zorunlu olanların tazmin edilmesini isteyebilir.

İyiniyetli olmayan zilyet, şeyi kime geri vereceğini bilmediği sürece ancak kusuruyla verdiği zararlardan sorumlu olur.