2012 yılında bir olayda sanık kendisine saldıran şahıslardan yaralı olarak kaçarak sokak içerisindeki bir eve sığınır. elinde silah vardır ancak tehdit unsuru olarak kullanmaz ve silahı odada yere bırakır. yaralı olduğu için aile ferdinden pansuman malzemesi ister . aile ferdi mağdur şahsa pansuman yapar üzerindeki elbise kanlı olduğundan şahıs mağdura elbise varmı diye sorar ve mağdur bir kot pantolon ve tişört getirir ve şahıs bunu giyer. sonra belli bir saat sonra evden çıkıp gider. mağdur olaydan sonraki teşhiste sanığı teşhis edemez. ancak sanık mağdurun bahsettiği kişinin kendisi olduğunu . yaralı halde eve girdiğini mağdurun kendisine pansuman yaptığını kullanılmış bir kot pantolon ve tişört verdiğini ve bir süre sonra evden çıkıp gittiğini söylemekte. mağdur emniyetteki savcılıktaki ve duruşmadaki ifadesinde evinde hiç bir zararının olmadığını beyan etmektedir. sanık ise aynı ifadeyi emniyette savcılıkta ve duruşmamada söylediği gibi eve girenin kendisinin olduğunu bu sebeple kendilerinden özür dilediğini beyan etmektedir.

Mağdurun ifadelerindeki evimde zararım yoktur demesi . emniyette şikayetçi olmaması ancak duruşmada çelişkili ifade vererek şikayetçi olması . malın iadesinin bu hususta mümkün olmaması etkin pişmanlık kurallarının uygulanmasına engel teşkil edermi.?
Bu ifadelerle sanığın emniyette ve duruşmada etkin pişmanlığı gön önüne alınarak . sanığın pişmanlık mandelerinden yararlanması mümkünmüdür?.
alınan tişört ve kot pantolonun malın değerinin azlığı kuralına girermi. sadece yaşamsal malzeme istenmiş olması cezada indirim unsuru olarak kullanılabilirmi?