"1" i Bir Daha Hesaplayın!
Dünyayı bir uçtan bir uca uçarak geldim bu yazının eşiğine. İstanbul'dan göğe doğru yükseldikten sonra, dünya altımda harita gibi akmaya başladı. Sınırlardan geçerken hiç "tıkırtı" sesi duymadım. Hatay'ı geride bırakıp az ötedeki Lübnan ve İsrail topraklarına bakarken aşağıdan hiçbir gürültü erişmedi kulaklarıma. Irak'ın eteklerini sıyırarak süzüldüm gökyüzünde; Bağdat'ın acıları hiç pürüz oluşturmadı uçuşuma. Basra Körfezi üzerinde de aynı sıradanlıkta yol aldım, Hint alt-kıtasını kolayca yutuverdi uçağım. Derken Pasifik Okyanusu kıpırdamaya başladı ayaklarımın altında. Ne Açe'den bir çaresizlik dokundu göğsüme, ne Endonezya'nın tsunami yetimi çocukları kesti yolumu.
İlk uzun uçuşum bu... Yirmi saatin içine iki günbatımı, bir gün doğumu sığdı. Yukarıdan bakıldığında dünya sanki hiç kırışıksızmış gibi, hiç telaşsızmış gibi, hiç acısız ve sevinçsizmiş gibi suskunca kayıyor, usulca yuvarlanıyor. Karmaşalar, kavgalar, hınçlar, sevinçler, korkular, umutlar, hüzünler, kaygılar bulutların puslu görüntüsü altında eriyip gidiyor. İstersem, hayallerimin yumağına sarıyorum onları. Dilersem, dudağımın arasında söze getirip hece hece diriltiyorum onları. Becerebilirsem, tahminim rakamları arasında ayağa kaldırmaya çalışıyorum aşağıdaki detayları.
Şimdi, dünyanın dibinde, Avustralya'dayım. Melbournelü dostların yüzünde, uçarı bakışımın ayaklarını yere indirmeye çalışıyorum. Varlığın pürüzlerini, hayatın iniş çıkışlarını yeniden keşfediyorum. Ne zamandır harita üzerinde, uzak bir köşede suskunca bıraktığım Avustralya kıtasının kıpır kıpır nabzını alıyorum. Bir kez daha anlıyorum ki, hayata ya iki kanadın arasından bakıp detayları aldırışsız geçeriz ya da inip aşağıya geçip gidenlerin dizi dibine oturup bekleriz, eğleşiriz, ağlaşırız.
***
Hayata yukarıdan bakıp aldırışsız geçip gitmek ile aşağıya inip her duygunun dibinde oturup ağlamak arasındaki farkı Melbournelü dostlardan Mehmet Dinç'in burada yayınlanan Dünya gazetesindeki köşe yazılarından ilham alarak anlamaya çalışıyorum.
***
Keyfinizin tam ortasında, kahvenizin en tatlı yudumunda, reçelin, kızarmış ekmeğin üzerine incecikten yayılmaya hazırlandığı sırada, ince bir ambulans sireni süzülüverirse içeri, ne yaparsınız? Nereye doğru yuvarlanır tekerlekleri ambulansın? Hangi telaşları taşır içinde? Kimin babası son nefesine doğru yaklaşır? Hangi çocuğun nefesi cılızlaştıkça, bir babanın bir annenin ruhunda fırtınalar başlar? Kahvenin tadı damağınıza yayılırken, ambulansın çığlıklarının ardı sıra koşanların ayak sesleri vicdanınızın eşiğine değiyor mu?
Sanki içinde insan yok gibidir ambulansın. Bir film efekti gibi gelir en fazla. Televizyonun alt yazısında, rakamlar çıkar önümüze savaşlara dair..."Bombalı saldırı: 60 kişi öldü". Sanki o 60 rakamının içinde insan yok gibidir. Sanki uzaktan gördüğümüz o ateş ve duman bulutunun arasında, buruk bir umutla kurulmuş sofraya beklenen çocuklar yok gibidir. İnsansızdır rakamlar, insafsızdır haberler, iz'ansızdır akıllar. Ambulans sireni kızarmış ekmeğin üzerindeki reçele hiç toz kondurmadan geçtiği gibi, 60 insanın eksilmesi de içimizde bir yerlerde bir taş olsun düşürmez. Bize acıyı çağrıştıran, yüreğimizi kanatmaya hazırlanan, ayağımızı ben-merkezimizin kıyısından çekip kaydırmaya aday ne varsa, hemen yabancılaştırıyoruz onları, derhal etiketliyoruz, paketleyip vicdanımızın eşiğinden uzak bir yere koyuyoruz.
Farkında olmadan yaşadığımız bu "uyku" halini Mehmet Dinç şöyle tarif ediyor: "İnsanlar garip bir körebe oyunu oynuyor gibi. Fakat bu oyunda herkes ebe, herkesin gözleri kapalı ama kimse kimseyi aramıyor hatta herkes birbirinden kaçıyor. Gözlerini açıp başkasını, başkasının dertlerini, sıkıntısını gören oyunu kaybediyor. Kimse bana oyunu kaybediyorsun demesin, ben zaten oynamıyorum".
***
Mehmet Dinç'in yazılarından şaşırtıcı bir not: "Güneydoğu'da en sıcak çatışmaların yaşandığı 90'lı yıllarda bölgede alay komutanı olarak görev yapan Osman Pamukçu Paşa, o günleri anlattığı hatıratına şu sözlerle başlar: "Dünyada bir tane en güzel çocuk vardır ve her anne o çocuğa sahiptir". Doğrudur; hiçbir delikanlı, spikerin kolayca dilinden döküverip bir sonraki habere geçtiği "Çatışmada 5 er şehit oldu!" cümlesinin içindeki bir rakamdan ibaret değildir. O 5 rakamının içinde beş tane "1" saklıdır. O "1"in her birinin içinde "dünyada bir tane bulunan en güzel çocuk" yaşamaktaydı. Dünyada bir tane olan en güzel çocuk ölmüştür artık. O güzel çocuğun annesinin dünyasından eksilen bir tane rakam değildir; rakamların en küçüğü olan "1" hiç değildir.
Uçmuyorsanız hayatın üzerinden, o "1"leri bir daha hesaplayın! Olur mu?
Spam postalar 2003 yılı Nisan ayında toplam e-posta trafiğinin yüzde 46’sını oluşturuyordu. Norton üreticisi Symantec raporu, sürekli artış halindeki...
Yazan: Av.Emrah Yavuzcan Forum: Hukukçular İçin Bilgisayar ve İnternet
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Evlat edinilen çocukların eski...
04-05-2025, 20:37:53 in Aile Hukuku