merhabalar,
ben 36 yaşındayım,biz 4 kardeşiz , babam ve annem ben 15 yaşındayken boşandılar. babam , ben 30 yaşında memur olana kadar bizi aramadı. memur olduğumdan sonra beni sürekli arayıp rahatsız etmeye hakaret ve tehtid ile benden para istemeye başladı, en son beni dava edeceğini , yine benim gibi memur olan diğer kardeşimi dava etmeyeceğini sadece benden nafaka alacağını , eğer istemiyorsam gidip soyadımı değiştirmemi söylemeye başladı, benim bu durum karşısında yapabileceğim birşey var mı ? ömrüm boyunca beni ana rahmine düşürmekten başka benim için hiçbirşey yapmamış bu şahısa para vermekten (soyadı değişikliği , babalığın reddi vs. vs. ) beni kurtarabilecek herhangi bir şey varmı ? yoksa bu konuda medeni kanunun tavrı net mi?
argıtay 3. Hukuk Dairesi 2007/19271 E., 2008/860 K.İçtihat Özeti:
■Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.
■Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmesi, yükümlüyü borcundan kurtarmaz.
■Aile bağlarının temelinden sarsılması halinde nafaka yükümlülüğünün ortadan kalkacağı kabul edilmektedir.
■Aile bağları kusuru ile zayıflamasına rağmen, oğlun yardıma muhtaç hale gelmiş olan babasının asgari yaşama giderlerini karşılaması gerekir.
İçtihat Metni
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü.
Davacı, dilekçesinde banka kredi kartı borçlarından dolayı Sosyal Sigortalar Kurumu’ndan aldığı emekli aylığının haczedildiğini, aylık gelirinin 225 YTL olduğunu beyanla; yüksek gelir sahibi ve refah içerisinde bulunan oğlundan kendisi İçin 2.250 YTL, halen 7. sınıf öğrencisi olan küçük oğlu için 750 YTL yardım nafakası istemiştir.
Davalı cevabında; davacının dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanmak suçlarından sabıkasının bulunduğunu. Maliye Bakanlığı ve İstanbul Defterdarlığı’na başvurarak kendisini ihbar ettiğini, Ümraniye Sulh Ceza Mahkemesinde ölümle tehdit ve hakaret suçlarından yargılandığını, yanında çalışan hizmetçisinden evlilik dışı çocuğu olduğunu, velayeti altında olmayan çocuk için de yardım nafakası isteyemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasındaki aile bağlarının davalının kusuru ile ortadan kalktığı, davacının davalı oğlunu ölümle tehdit suçundan yargılandığı, dava dosyalarında davalıyı evlatlıktan reddettiğine ilişkin beyanların yer aldığı, sonuçta aile bağlarının temelinden sarsılması yüzünden aile birliğinin sağladığı hak ve yükümlülüklerin ortadan kalktığı, nafaka talebinin MK m. 2 ile bağdaşmadığı, küçük Kaan’ın ise MK m. 365/1 uyarınca, öncelikle anne ve babasından nafaka talep edebileceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
Sabıka sorgulamasından, Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 1980/392-1981/55 sayılı karan ile davacının TCK m. 503-509 uyarınca yargılanarak cezalandırıldığı, Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 18.12.2002 gün ve 2001/1795-2001/2976 sayılı kararı ile davacının davalı oğluna telefonla mesaj göndermek suretiyle tehdit ettiği, yargılanıp TCK m. 191/1 uyarınca mahkum olduğu, dava ile ilgili 21.11.2001 tarihli ifade tutanağında, kendisini şikayet eden kişinin oğlu olduğunu İspat etmesi için DNA testi istediği, Ümraniye Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2002/1175-2006/1116 sayılı karan ile yine oğluna karşı işlediği tehdit suçundan TCK m. 191/1 uyarınca yargılandığı ve mahkum olduğu, 1986 yılında davalının teyzesi Ö.S’nin kendisini evlatlık aldığı ve soyadının bu nedenle G… olduğu, yine davacının davalı oğlunu İstanbul Defterdarlığı’na 08.06.2001 tarihinden 16 yıl önce Zeytinburnu ve Mecidiyeköy Vergi Dairelerinden adını kullanarak haksız vergi tahsilatı yaptığı konusunda şikayette bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece Kaan hakkında nafaka istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, bu yöne ilişkin hükmün onanmasına;
Ancak, MK’nın 364. maddeleri uyarınca “Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri refah içinde bulunmalarına bağlıdır.”
MK’nın 366. maddesi uyarınca, korunmaya muhtaç kişilerin bakımı bununla yükümlü kurumlar tarafından sağlanır. Bu kurumlar yaptıkları masrafları nafaka yükümlüsü hısımlarından isteyebilir. Yasanın bu hükmü de gözetildiğinde, nafaka yükümlülüğünün yasanın emrettiği ve özellikle refah içerisinde olan altsoy (oğul) için kaçınılmaz bir yükümlülük olduğu görülmektedir.
Nafaka yükümlülüğünün ortadan kaldırılması, MK m. 365/3te düzenlenmiştir. Bu hükme göre, “nafakanın, yükümlülerin bir ya da birkaçından istenmesi hakkaniyete aykırıysa, hakim, onların nafaka yükümlülüğünü azaltabilir veya kaldırabilir.” O nedenle, kural olarak nafaka yükümlülüğünün kaldırılması için birden çok nafaka yükümlüsünden talep edilmesi ve yükümlülerden birinin nafaka yükümlülüğünü yerine getirmesi hafinde, diğerinden talep edilmesinin hakkaniyete aykırı bulunması gerekir. Bunun dışında nafaka yükümlülüğünün ortadan kaldırılmasını düzenleyen herhangi bir hüküm yer almamaktadır.
Yardım nafakası, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı sosyal ödevdir ve kanun koyucu, kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiş, bu ödevin ortadan kaldırılmasını ise, MK m. 365 ile sınırlamıştır.
Yardım nafakası, zarurete düşen hısımın yaşamını sürdürebilmesi için zorunlu yardım isteğidir. Yardım nafakası isteyenin kusuru İle yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Yardım nafakasının koşulları objektiftir ve bu koşulların gerçekleşmesi halinde nafaka borcu doğmaktadır (H.V. Velidedeoğlu, Türk Medeni Hukuku, İst. 1963, s. 396).
Aileye karşı vazifelerini ağır surette ihmal edenlerin, nafaka isteyemeyeceği MK m. 510 uyarınca, mirasçılıktan çıkarılma sebepleri varlığı halinde de nafaka yükümlülüğünün ortadan kalkması gerektiği öğretide (Mustafa Reşit Belgesay, Türk Kanun Medenisi Şerhi, İst. 1957, s. 298) kabul edilmektedir.
Uygulamada da aile bağlarının temelinden sarsılması halinde nafaka yükümlüğünün ortadan kalkacağı kabul edilmektedir.
Y.2.HD. 02.02.1995 gün ve 12296/1222 sayılı kararında, aile bağlarının temelinden sarsılması halinde, kurumun sağladığı hak ve mükellefiyetlerin de ortadan kalkmasının MK m. 2 uyarınca dürüstlük kuralı gereği olduğunu ifade etmiştir (nafaka borçlusunu döven altsoy).
Buna karşılık, uygulamada altsoyun yardım nafakası yükümlüğüne daha fazla önem verilmiş, annenin nafaka yükümlüsü karşısında çocukluğunda görevlerini yapmaması, oğlunu küçük yaşta ona buna terk etmesi, oğlunu başkalarına bırakması, büyüyüp iş sahibi olana kadar onunla ilgilenmemesinin, ananın nafaka hakkını ıskat etmeyeceği kabul edilmiştir (Y.2.HD. 25.12.1947-7584-6786).
Davacı 70 yaşlarında, nafaka yükümlüsü oğul refah içerisindedir. Aile bağları babanın kusuru ile zayıflamıştır. Ne var ki, MK’nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralı, bu koşullarda davalı oğlun nafaka yükümlüğünü ortadan kaldıran bir neden olarak kabul edilmemelidir. Oğlun yardıma muhtaç duruma gelmiş olan babasına karşı asgari yaşama giderlerini karşılama borcu, dürüsttük kuralı gereği ortadan kaldırılamaz. Aksini gerektirir. Zira altsoyun (oğlun) üstsoya (babaya) karşı yardım yükümlülüğü ile üstsoyun altsoya karşı olan yardım yükümlülüğünün ahlaki, geleneksel ve toplumsal nedenleri farklıdır. MK m. 364 bu şekilde yorumlanmalıdır.
Mahkemece yapılacak yargılamaya göre, davacı babanın yardıma muhtaç olduğu, yoksul olduğu (MK m. 364) saptandığı takdirde, MK m. 365 uyarınca “davacının geçinmesi için gerekli” yardım nafakasına hükmedilmelidir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz haranın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.01.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/19271
Karar: 2008/860
Karar Tarihi: 22.01.2008
NAFAKA DAVASI - BABANIN OĞLUNDAN NAFAKA İSTEMESİ - AİLE BAĞLARININ BABANIN KUSURU İLE ZAYIFLAMIŞ OLMASI - DÜRÜSTLÜK KURALININ DAVALI OĞLUN NAFAKA YÜKÜMLÜĞÜNÜ ORTADAN KALDIRAN BİR NEDEN OLARAK KABUL EDİLEMEYECEK OLMASI
ÖZET: Davacı yetmiş yaşlarında, nafaka yükümlüsü oğul refah içerisindedir. Aile bağları babanın kusuru ile zayıflamıştır. Dürüstlük kuralı, bu koşullarda davalı oğlun nafaka yükümlüğünü ortadan kaldıran bir neden olarak kabul edilmemelidir. Oğlun yardıma muhtaç duruma gelmiş olan babasına karşı asgari yaşama giderlerini karşılama borcu, dürüstlük kuralı gereği ortadan kaldırılamaz.
Bir kız yüzünden davalık oldum beni aşağıladı göz göre göre başkasıyla yattığını söyledi sevgili olduğumuz halde numarasını paylaştım vs vs 1 senedir...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Evlat edinilen çocukların eski...
04-05-2025, 20:37:53 in Aile Hukuku