+ Konuyu Yanıtla
1 den 1´e kadar toplam 1 ileti bulundu.

Konu: Askerlik süresince yaşadıklarım

Askerlik süresince yaşadıklarım Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Nov 2014
    Nerede
    Bursa
    İletiler
    1
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Askerlik süresince yaşadıklarım

    Merhaba arkadaşlar. Sivildeyken hiçbir problemi olmayan ben, askerliğim başladığı andan itibaren sürekli bişeylerle karşılaştım. Bunları defalarca bi yerlere yazdım, çare aradım ancak son defa tüm detayıyla anlatıp neler çektiğimi neler yaşatıldığını görün istiyorum, belki yaşadıklarım birilerine yol gösterir, belki yardımcı olan çıkar. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum : Allah kimseyi çaresizlikle sınamasın ve lütfen bu yazımı okurken empati kurun.

    Ben 13 ağustosta kısadönem olarak askerliğime başladım. Öyle bir başladım ki girdiğim ilk andan beri, mangamdaki tüm arkadaşları motive ettim. Biz bu işi başarırız, sayılı günümüz var dedim. Ta ki 22 ağustosta verilen bir cezaya kadar... Öyle bir ceza ki 5 dakika boyunca 1er saniye aralıklarla yatıp kalktık ( yatıp kalkmaktan bahsettiğim mum gibi ayağa kalkıp, kendimizi çakılların üzerine atmak mecburiyetindeydik. Atmadığımız takdirde en arkaya gönderilip takımın en arkasından devam edilecekti. ) 30 metreyi 30 saniyede süründük ( Eğer sürünemeyen olursa diğer takımla verilen ilk cezayı tekrar çekecekti. ) Bimer'e yaptığımız başvuru sonucuda : Cuma namazı kılmayan ben, cuma namazındaymışım gibi gösterilip, olayı abarttığım söylenmiş. Ve bütün bunlar eğitim kapsamında yapılmış.

    Yaşanılan o günün ardından ayaklarımda oluşan his kaybı sebebiyle belimden sıvı (BOS) alındı. 10 gün boyunca sadece tuvalet ihtiyacımı karşılayabilecek kadar ayağa kalkabildim, yemek yiyemedim, kafamı 15-20 cm kaldırabiliyordum. Sürekli baş ağrım, sırt ağrım, boyun ağrım vardı. 63 kilodan 56 kiloya düştüm. Yetmedi yattığım hastanenin en üst katında, 24 ağustosta merkez üssü burdur olan 5.1 büyüklüğünde depremi yaşadım (Yattığım hastane ISPARTA'daydı). Hayatım boyunca depremden korkmadım, deprem olduğu zaman hep sükunetimi korudum ancak yatakta hiçbişey yapamadan sadece Kelime-i Şehadet getirebilerek, ölümü beklemek nasıl bişeymiş onu hissettim. Hayatım boyunca ilk defa ölüme bu kadar yaklaşmıştım. 10 gün boyunca kamuflajlarla hastanede yattım. Evet yanlış duymadınız tam 10 gün boyunca hastanede kamuflajllarla yattım. Sadece 1 defa komutan yanıma geldi. Ne bir eşya, ne bir yiyecek, ne de başka bişey. Artık üzerimden çıkan kokudan millet rahatsız olmasın diye kolonya şişesini üzerime döküyordum. Yetmedi ASKER (Bu kelimeyi özellikle büyük yazıyorum ) olduğum için, boyun ve baş ağrılarım devam ederken hastaneden taburcu edildim. " ASKER YALAN SÖYLER " diye düşünen doktorlar, beni taburcu etmişlerdi. Ağrılarım devam ederken kışlaya girer girmez revirde hemen serum bağlandı. Yarınıysa ağrılarım devam ettiği için tekrar revire çıktım. Doktor " abartıyorsun" diyerek kas gevşetici vurup beni geri gönderdi. 5 eylülde yemin edip, Türkiye haritasından sildiğim Burdur'dan ayrıldım.

    Derken 8 Eylül'de Lüleburgaz'a teslim oldum. Bel ve bacak ağrılarımın geçmemesi üzerine önce revire çıktım. ( Şunu belirtmek istiyorum ki eğer Lüleburgaz'da askerlik yaparsanız yada oraya düştüyseniz sağlık konusunda komutanlar tarafından çok iyi ilgilenecekseniz. Hepsinden Allah razı olsun. ) Daha sonra revir beni devlet hastanesine sevk etti. Orda yapılan muayene sonucu Çorlu Askeri Hastane'sine sevk edildim. Orda milyonda bir görülen "Gergin Omurilik Sendromu" şüphesiyle Kasımpaşa'ya sevk edildim. Kasımpaşa'da onaylanan bu tanıyla ameliyat olmam gerektiği ama ameliyatın orada gerçekleştirilemeyeceği, bu yüzden GATA'ya sevk edileceğim söylendi. Daha sonra GATA'ya gittiğimde oradada ameliyat olmam gerektiği ama önce Ürodinami ve MR çekilmesi gerektiği söylendi. Ameliyatın riski nedir diye sorduğumda " Felç kalabilirsin, iki ayağınıda kaybedebilirsin " dendi. O gün GATA'dan çıktım, vapura bindim, otogara gittim, birliğime teslim oldum, yattım kalktım inanın hiçbirşeyi hatırlamıyorum. Evlilik hazırlığı yapan bir insanım, nişanlım var. Ben bunları ona nasıl söyleyebilirdim ?

    Derken birliğime geri gönderildim. Bel ve bacak ağrılarımın devam etmesi üzerine defalarca revirde iğne yapıldı. Artık herkes benden bıkmıştı. En sonunda bölük komutanlarım tarafından durumum farkedilince acil olarak GATA'ya sevk edildim. Ve GATA'da 25 Eylül'de klinik konsey tarafından MR incelenip, 10 günlük rapor yazıldı. Ve bu rapor aile hekiminden bile uzatabileceğim kimsenin neden uzattınız diye sormayacağı söylendi. 25 Eylülde evime geldim.

    Daha sonra 29 eylülde Ürodinami için tekrar GATA'ya gittim ( Ürodinami'nin ne olduğunu merak eden olursa internetten araştırabilir, çünkü bunun yaşattığı acıyı, yaşattığı psikolojik tramayı tarif edemeyeceğim. ) Önce bu test yapıldı. 2 Adet sonda takıp çıkarıldı. Heralde anormal bir durum oluştu ki daha sonra "ASKER" olduğum bilindiği için tekrardan odaya 2-3 komutan girerek gerekirse bu testin daha büyük hortumlarla yapılacağı, olmadı parça alınabileceği, DİYALİZ'e bağlanabileceğim yüzüme söylendi. Ve bu testi tekrarladılar. Tekrar 2 adet sonda takılıp, çıkarıldı. 17 Ekim'de MR sonuçlarımla geri gittim ve sonuç : Hiçbirşeyin yok, birliğine geri dön, ftr baksın. Neye uğradığımı şaşırdım.

    10 günlük iznimi kullanıp evime döndüm. Sadece askeri hastaneler değil, devlet hastanelerinin de "Gergin Omruilik Sendromu" koyduğu bir rahatsızlık, nolduda GATA MR'la yok olmuştu ? Artık çıldırmak üzereydim. Neden sonuçlar, söylenenler değişiyordu ? Özel hastaneye gittim. Bakın böyle böyle bir durum var bakarmısınız dedim ? Aldığım sonuç " Sen askersin, biz sana bakamayız " oldu. İyice çıldırmak üzereydim. En sonunda iznimin son 4 günü kala Bursa Askeri Hastanesine gittim ve artık bacak ve bel ağrılarım yüzünden dayanamadığımı söyledim. Kan ve röntgen istedi. İznimin son günü sonuçlar çıktı ve dendi ki " sende iltihaplı romatizma olabilir. Çorlu'ya git orda sana bakılacak, ben komutanınla konuşacağım ". Tekrar şaşırmıştım. Ben doktor değilim gittiğim ilk günden beri bel ve bacak ağrılarımı söyledim. Yardım edin dedim. Ama kimse ne bel ve bacak ağrısıyla nede benimle ilgilenmişti. Sağdan sola sürükleniyordum. 2.5 ay geçmişti üzerinden. ( Ve dün gece oturup üşenmeden saydım 2.5 ay içerisinde tam tamına 50 adet iğne ve serum yemişim. Artık kendimi mazoşist olarak ilan edebilirim heralde )

    Sesimi çıkarmadan 1 Kasım Cumartesi günü teslim oldum. Ağrılarım devam etmesinin yanı sıra artık koğuşun üzerime geldiğini, duvarların beni sıkıştırdığını, göğsümün üzerinde birinin oturduğunu farkettim. Sanırım artık kafayı yemek üzereydim. 1 Kasım günü bel ağrısı sebebiyle tekrar hastaneye sevk edildim ve doktordan şunu rica ettim " Lütfen sakinleştirici vurun, ağrı kesiciler fayda etmiyor, ağrılarım geçmiyor. " Sonuç negatifti. Tekrar ağrı kesici yapıldı. 1 Kasım Cumartesi gecesi bütün herşeyin üzerime geldiğini farkedince, artık koğuştaki arkadaşlara yalvardım sakinleştirici vurulması için. En sonunda revirdeki doktor ( Beni az çok tanıyıp, defalarca bel ağrısı yüzünden sevk ettiği için ) sakinleştirici iğne yaptırttı. Ve o gün tam 16 saat uyudum.

    Pazar olmuştu. Pazartesi günü doktora gideceğim için dayanmak istiyordum. Artık bu insan bunalttı yeter demesinler istemedim. Ağrılarımla sabrettim, bekledim. Ve Pazartesi günü tekrar Çorlu'ya gittim. Kendimi izah ettim, bel ağrılarımın devam ettiğini, yürüyecek halimin olmadığını söyledim ve artık tedavi edin dedim. Sonuç çok basitti : 14 gün sonra gel, yatışını yaparız. (Ben 2.5 ay boyunca bel ağrısıyla sağdan sola sürüklenmiştim, konulan yanlış teşhisler yüzünden belkide hayatım kararacaktı ancak bana; bel ağrın umrumda değil, 14 gün sonra gel denildi bildiğiniz.) İtiraz ettim, ağrım var dedim, yardım edin yürüyemiyorum dedim. Ama sonuç belliydi yerimiz yok, çok dolu.

    Tekrar atladım birliğime geri gittim. Ve bölük komutanımıza, tugay komutanıyla görüşmek istediğimi dile getirdim. Telefonlar açıldı, yarın kurmay başkanıyla görüştüreceğim seni dendi. Bunun üzerine koğuşa gittim ancak hiçbirşeye dayanacak gücüm yoktu. Koğuşta yattım ve o üzerime gelen duvarlar artık beni delirtecek kıvamdaydı. Nefes alamıyordum. ve sonuç : Sinir krizi.

    Salı günü olduğunda ailem geldi ve kalan son 2 günlük iznimi kullanarak eve gitmek istedim, özelde tedavi olmak istiyorum artık yeter dedim. Asker üniformasını severek giydim, istediğim basit bir tedaviydi, ancak öyle bir duruma sokuldum ki ne tedavi edilebildim, ne ailem tedavi ettirebildi, nede herhangi birşey... ( Askerlikten soğutma kanunu denen bir kanun var. Peki bana bunu yapanlar bu kanunla yargılanacaklar mı hep merak edeceğim soru olacak. )

    Gelir gelmez Bursa'da özel hastaneye gittim. Önce FTR'ye gidip durumumu anlattım bel ve bacak ağrılarımdan bahsettim. Tetkikler istedi. Bu ana kadar bir sıkıntım yoktu. Birde Psikiyatri bölümüne gidip kendimi anlatmak istedim. Artık dayanamayacak durumdaydım. Çok yorulmuştum. Ailem benim yüzümden perişandı, nişanlım perişandı, ben perişandım. Yaşadığım acılar ayrıydı, çaresizlikler ayrıydı, korkular ayrıydı. Kendimi anlatmak için 150 lira para ödedim ve kapıda beklemeye başladım.

    Derken içerden doktorumsu bir yaratık çıktı. Ve ne için beklediğimi sordu. Askerim dedim sıkıntılarım var dedim, yaşadıklarım var dedim. " git git askeri hastaneye git " diye bir tepki aldım. Şaşırdım. Para verdim, kendimi dinletmek için, tedavi olmak için, dayanamayacağım için. Tam belgeleri alacakken paranıda al diyip elinin tersiyle bir hareket yaptı bunun üzerine bende film koptu. Ve hastaneyi birbirine katmak zorunda kaldım. Bu ASKER kimliğini üzerime giydiğim andan itibaren ne tedavi olabildim, ne kendimi anlatabildim. Daha sonra hastanenin nöroloji bölümü tedavi altına alacağını söyledi. Girdim, kendimi anlattım. Artık tahammülüm kalmadığını, çok zorlandığımı, 2.5 ayın 25 senemin önüne geçtiğini bahsettim. Doktor "Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Depresif duygudurum ve somatizasyon" tanılarıyla 20 günlük rapor yazdı ve ilaçlar verdi.

    Daha sonra bu raporun geçerli olabilmesi için tabikide bürokrasi için kovalanması gerekiyordu. Ordan oraya, ordan oraya sürekli bi yerlere göndertildik. En sonunda BAH'daki psikiyatri doktoru ben raporu onaylamam ancak muayene etmek istiyorum dedi. Yeniden sevk kağıtları, bürokrasilerle karşısına çıktım. Ve kendisinede herşeyi anlattım. Uzman Tabip Yarbay; F43.2 Uyum bozukluğu ve F32.1 Orta depresif nöbet tanısı koyup Kıta anket formu ile birliğindeki hastaneye müracaat sağlanması uygundur yazarak birliğime gittiğimde bunu komutanlara vermem gerektiğini söyledi.

    Bugüne kadar istediğim çok basit bir eylemdi. TEDAVİ OLMAK. Ancak öyle bir duruma getirildim ki hem fiziksel hemde zihinsel olarak dibi buldum.

    Sapasağlam olarak gittiğim ASKERlik görevimde yaşadıklarımdan sonra geldiğim son durum ise Xanax,Zestat,Lustral,Desyrel,Tranko Buskas adlı ilaçları kullanmak.

    10 gün sonra birliğime geri döneceğim. Özel hastanenin raporu bitecek. Nasıl bir süreçle karşılaşacağım, neler olacak hiçbir fikrim yok. Artık nasıl bi yol izlemeliyim, ne yapmam gerekiyor bilgisi olan, tecrübesi olan arkadaşlardan yardım bekliyorum. Hukuki olarakta nasıl yollar izleyebilirim beni lütfen bu konularda biraz bilgilendirin.

    Yazdıklarımı okuyacağınızı varsayarak şimdiden sizleride dertlerimle sıktığım için kusuruma bakmayın. Anlattıklarmın gram fazlası yok, hatta unuttuğum o kadar çok şey varki..



    Hukuki NET Güncel Haber

    Askerlik süresince yaşadıklarım konulu yargıtay kararı ara
    Askerlik süresince yaşadıklarım konulu hukuk haber
    Konu reefies tarafından (15-11-2014 Saat 16:56:56 ) de değiştirilmiştir.

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

bimer askeri şikayet

bimer askerlik

asker bimer

f43.2 uyum bozukluğu

f43 2 uyum bozuklugu olan kisi bosanma davasi acabilirmi

bimer askerlik şikayet

asker şikayet bimer

asker bimere şikayet

f43.2 uyum bozuklugubimer askeri sikayet hattiaskerde yasadiklarim askerin bimere şikayetif32.1 orta depresif nöbet nedirpsikiyatri anket kıta formunda ne yazıyor www.hukuki.netbimer askerlik sözlükf32 depresif askerlik site:www.hukuki.netaskerin bimereneden pisikiyatri kita anket formu isterf43.2 uyum bozuklugu olan askerlikbimer askerlik sikayeti icin ne yapmam lazimaskerlik bimerzestat sozlukbimer asker şikayetleriBimer askeriye şikayet bimere asker sikayeti
Forum

Benzer Konular :

  1. ölümle tehdit, darp, hakaret. karakolda yaşadıklarım
    meraba efendim öncellikle olayı en başından anlatmak istiyorum bundan 2 ay önce annemle bahçemizde bi işle uğraşırken bizim evin yanında...
    Yazan: mustafakemalizinden Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 27-01-2019, 17:28:40
  2. Pmyo yaşadıklarım ve istifa
    Herkese öncelikle merhaba arkadaşlar. Pmyo da yaşadığım olaylar ve sonucunda verdiğim istifayı sizinle paylaşmak istiyorum. PMYO unda okurken intibak...
    Yazan: aloneprens Forum: İdare Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 23-11-2014, 13:44:16
  3. Canon ürünü aldıktan sonra yaşadıklarım
    Sevgili hukuki.net üyeleri, sevgili arkadaşlar, Çok büyük zorluklardan sonra Amerika'dan bir yıl garantili aldığım Canon 5D mark II alış...
    Yazan: therry Forum: Tüketici Hakları
    Yanıt: 2
    Son İleti: 30-09-2012, 22:03:07
  4. Kurumlar arası geçişte yaşadıklarım?
    arkadaşlar kafam çok karışık 2 konuda sizlerden fikir bekliyorum nasıl hareket edeyim ne yapayımda yanlışlıkları düzelteyim. 1-öncelikle...
    Yazan: smyc Forum: Kamu Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 03-10-2011, 15:40:21
  5. Firar Hakkında Yaşadıklarım
    “ Adalet mülkün temelidir.” Sözünü Askeri mahkeme salonunda okuduktan sonra yaşadıklarımı ve düşündüklerimi sizlerle paylaşmaya karar verdim. Amacım...
    Yazan: lomby Forum: Askeri Ceza Hukuku
    Yanıt: 16
    Son İleti: 21-02-2008, 09:43:37

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.