Erciyes Üniversitesi haksız har(a)ç topluyor

[constantine]

Ben erciyes üniversitesi meslek yüksek okulunda okuyorum ve bu sene 5. senem. 2 yıllık bir okulu diğer arkadaşlarım gibi 5 senede bitirmeye çalışıyorum. Fakat bu sene rektörlük aldığı bir kararla beraber ek ders alan, alttan dersi olan öğrenciler için fahiş fiyatlarda har(a)ç kesiyor. Bir dersi 3 yada üzerinde alan öğrenciler normalde ödeyecekleri tutarın çok üzerinde bir para ödemek zorunda bırakılıyor.

385 TL olan 2. öğretim harcım maalesef alttan 6 dersim kaldığı için 1363 TL olmuş durumda. Benim durumum yine iyi. 4 yıllık fakültede okuyan arkadaşlardan 5-6 bin gibi astronomik ölçüde fiyatlar talep ediliyor.

https://www.facebook.com/hashtag/erüdesoygunvar burada ki sayfaya baktığınızda her şeyi daha net olarak anlayabilirsiniz. Üniversite hem facebook hemde obisis de yaptığı duyuru ile kendini haklı çıkarmaya çalışıyor. Başka hiç bir devlet üniversitesinde alınmayan kararı uygulamaya sokan rektörlük yasaya ve mevzuata uygun hareket ettiklerini düşünüyor.

ÖĞRENCİ KATKI PAYI VE ÖĞRENİM ÜCRETİ (HARÇ) HAKKINDA BASIN DUYURUSU
Öğrenim Ücreti veya Katkı Payı (Harç) miktarları, her yıl Bakanlar Kurulu’nca belirlenir ve belirlenen miktarlar da üniversiteler tarafından her eğitim-öğretim yılı başında tahsil edilir.

Normal öğrenim süresindeki öğrencilerimizden hiçbir surette öğrenim ücreti veya katkı payı tahsil edilmemektedir. Ancak bir öğrencinin aynı derse üçüncü kez kayıt yaptırması halinde, azami öğrenim süresini tamamlayan öğrencilerimizin ise aldığı tüm dersler için kredi başına belirli bir miktar harç ödemektedir. Ders alma sayısıyla hesaplanan ders ücreti veya harç miktarı hesabı halen yürürlükteki 2547 sayılı YÖK kanunun 46.maddesinin ç,d,e ve f bentlerine dayanmaktadır.

2547 sayılı kanunun

46 (ç.) 44 üncü maddenin (c) fıkrasındaki süreler içinde aynı yükseköğretim kurumundaki öğrenimi sırasında bir derse üçüncü defa kayıt yaptırılması halinde, ilgili dönem için öngörülen katkı payı ya da öğrenim ücretinin yanı sıra bu maddenin (c) fıkrasına göre hesaplanan kredi başına ödenecek katkı payı veya öğrenim ücreti; dersin alınacağı dönem için belirlenen kredi başına katkı payı veya öğrenim ücretinin yüzde elli fazlası, dördüncü defa kayıt yaptırılması halinde yüzde yüz, beşinci veya daha fazla defa kayıt yaptırılması halinde ise yüzde üçyüz fazlası ile hesaplanır. 46 (d.) 44 üncü maddenin (c) fıkrasındaki süreler içinde öğrenimin tamamlanamaması halinde, her bir ilave ders için kredi başına ödenecek öğrenci katkı payı veya öğrenim ücreti; dersin alınacağı dönem için bu maddenin (c) fıkrasına göre belirlenecek olan kredi başına katkı payı veya öğrenim ücretinin yüzde yüzü, ikinci defa kayıt yaptırılması halinde yüzde ikiyüzü, üçüncü defa kayıt yaptırılması halinde yüzde üçyüzü, dördüncü ve daha fazla defa kayıt yaptırılması halinde ise yüzde dörtyüzü olarak hesaplanır. 46 (e.) 44 üncü maddenin (c) fıkrasında belirlenen süreler içerisinde yandal veya çift anadal öğreniminin tamamlanamaması nedeniyle ilave ders alınması halinde, her bir ders için kredi başına ödenecek öğrenci katkı payı veya öğrenim ücreti; dersin alınacağı dönem için (c) fıkrasına göre hesaplanan kredi başına katkı payı veya öğrenim ücretinin yüzde yüzü, ikinci defa kayıt yaptırılması halinde yüzde ikiyüzü, üç ve daha fazla defa kayıt yaptırılması halinde ise yüzde üçyüzü olarak hesaplanır. 46 (f.) Lisansüstü öğrenimin, 44 üncü maddenin (c) fıkrasındaki süreler içinde tamamlanamaması halinde, tez aşamasında ödenecek öğrenci katkı payı veya öğrenim ücreti, lisansüstü öğrenim için belirlenen dönemlik katkı payı veya öğrenim ücretine (d) fıkrasındaki oranlar uygulanarak hesaplanır.

Yasanın çıkmış olduğu dönemde konulan 46. maddenin “ç,d,e ve f bentlerinin 2014-2015 eğitim-öğretim yılı itibariyle uygulamaya konulacağı; 2 Kasım 2011 tarih ve 28103 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 662 sayılı KHK ile belirlenmiştir.

Bu maddenin uygulanmaması ile ilgili bu güne kadar Bakanlar Kurulu ve YÖK’ten hiçbir genelge gelmemiştir. Erciyes Üniversitesi, halen yürürlükte olan yasal gerekliliği uygulamaktadır.

Yine 2547 sayılı yasaya eklenen

Geçici Madde 60 – (Ek: 11/10/2011-KHK-662/95 md.)’de “Bir derse ikiden fazla kayıt yaptırılması, ilave ders alınması veya 44 üncü maddenin (c) fıkrasındaki süreler içinde öğrenimin tamamlanamaması hallerinde, 46 ncı maddenin (ç), (d), (e) ve (f) fıkraları uyarınca her bir ders için kredi başına ödenecek öğrenci katkı payı veya öğrenim ücretinin artırımlı olarak uygulanmasını öngören hükümler, 2014-2015 eğitim-öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlanır. Söz konusu eğitim-öğretim yılına kadar durumu anılan fıkraların kapsamına giren öğrencilerden, ders tekrarı olup olmadığı ve öğrenimin süresi içinde tamamlanıp tamamlanmadığına bakılmaksızın, ilk defa kayıt yaptıran öğrencilerden alınacak tutarda öğrenci katkı payı veya öğrenim ücreti alınır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle 2011-2012 eğitim-öğretim yılı için öğrencilerden alınmış öğrenci katkı payı ve öğrenim ücretlerinin artırımlı kısmı, talep edilip edilmediğine bakılmaksızın ilgililere red ve iadeler gelir kaleminden iade edilir” denilmektedir.

Bu yüzden sosyal medyada Erciyes Üniversitesi'nin uyguladığı öğrenim ücretleri hakkında yürütülen karalama kampanyası haklı gerekçelere dayanmamaktadır. Bu tepkiler öğrencilerin daha çok duyuruları dikkatle okumamasından kaynaklanmaktadır. Sosyal medya üzerinden yayılan bu söylentiler, kimi yazılı ve görsel basınımızda da maalesef hiç incelenmeden kullanılmaktadır. Erciyes Üniversitesi var olan yasal düzenlemeyi uygulamaktadır. Yapılan bu tepkilerin muhatabı Erciyes Üniversitesi değildir.

Tüm üniversiteler 2547 sayılı kanunun gereğini uygulamak zorundadır. Erciyes Üniversitesi keyfi bir uygulama yapmamakta olup mevcut yasaları uygulamaktadır. İlgili yasalar hakkında detaylı bilgi edinmek isteyenler webden kolaylıkla kanun maddelerinin tam metnine ulaşabilirler.

Yükseköğretimde kaliteyi hedefleyen bu düzenleme, ortalama 4 yıl olan öğrenim süresini daha çok 8-10 yılın üzerinde hala tamamlayamayan veya aynı dersi defalarca alıp başarısız olan öğrencilerimizi etkilese de öğrenimini normal süresi içerisinde tamamlayabilecek olan hiçbir öğrencimiz bu yasadan olumsuz yönde etkilenmemektedir. Kaldı ki üniversitelerde tahsil edilen öğrenim katkı payları, yine bazı eğitim öğretim giderleri yanında öğrencilerin sosyal, kültürel ve sportif aktiviteleri için resmi yollardan harcanmakta üniversiteler için herhangi bir kâr veya kazanç amacı bulunmamaktadır.

Sosyal medyada ve yazılı basında fütursuzca yazılan eleştirilerin üniversitemizi karalama kampanyasına dönüşmesi kanunları uygulayan Üniversitemiz yönetimi tarafından esefle karşılanmaktadır. Oysa ki görüldüğü üzere harçların miktarlarının belirlenmesi ve uygulaması mevzuatta açık ve net olarak belirtilmiştir.

Kamuoyunu saygıyla duyurulur.

Devletin sosyal bir hukuk devleti olması, eğitimde fırsat eşitliğini sunarak nasıl ki 1. öğretim öğrencilerinden harç alınmıyorsa, aynı ücretin 2. öğretim öğrencilerinden de alınmaması yada indirime gidilmesi gerekirken üniversiteler ticarethane gibi kullanılıyor. Asgari ücretin 891 lira olduğu, harç parası biriktirebilmek için canından olan öğrencilerin olduğu güzel yurdumda maalesef ki eğitim ve öğretime bu koşullarda devam etmek imkansız.

http://www.rahatsiz.com.tr/yuzbinler...jde-46019.html

Yukarıda ki haberi bir forum sitesinde ki arkadaş bana gönderdi. Haberde vakıf üniversitesinde okuyan bir öğrenci üniversitenin alttan kaldığı dersler için ek ücret aldığını, bu ücretlerin kendisine iade edilmesi için Tüketici Hakem Heyetine başvuruyor. Heyet öğrenciyi haklı bulup üniversitenin öğrenciden aldığı ücreti öğrenciye iade etmesine karar veriyor. Fakat üniversite yönetimi kararı temyize taşıyor. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi emsal teşkil edecek bir kararla kesilen ücretin öğrenciye iadesine karar veriyor.

Soru 1:Acaba bu bilgiler ışığında ben harç ücretini ödemeden Tüketici Hakem Heyetine başvuru yapsam, heyet kararı verene kadar okuluma devam etsem, eğer sonuç olumlu olursa eğitime kaldığım yerden devam edebilir miyim?

Soru 2: Yukarıda ki habere dayandırarak Tüketici Hakem Heyetine verilecek dilekçeyi hazırlayabilecek bir avukat abimiz yada ablamız var mı?

Umarım ne demek istediğimi tam olarak anlatabilmişimdir. Kusurum olduysa affola.

[illegal]

Başlığı sevmedim. Bir öğrenci olarak siz harç deyin bizler haraç diyelim. Şu an kapitalizmin yaşandığı bir ülkedeyiz. Kapitalizmde devlet herşeyi yüklenmez. Sorarsanız zaten sosyal devlet ilkesi gereğince bu kadar düşük olduğunu normalde (özel üniversitelerde olduğu gibi) en az 20 bin tl harç ödemeniz gerekeceğini bile söyleyebilirler.

Yasal haklarınıza gelince (yazımımdan size katılmadığım sonucunu çıkarmayın): Tüketici hakem heyeti veya mahkemesi olmaz diye düşünüyorum. Çünkü üniversiteniz devlet üniversitesi...

[constantine]

Peki nereye şikayet edeceğiz ki o zaman?

+ sanırım verdiğim linkte ki haberi okumadınız. Vakıf üniversitesi için bir öğrenci şikayetçi olup davayı kazanıyor. Devlet üniversitesi ile vakıf üniversitesi arasında ne fark var ki onu şikayet edemiyorum. Yapılan eylem haksız kazanç ve sebepsiz zenginleşmeye giriyor. Bu da hukuken suç. Madem devlet üniversitesisin diğer üniversiteler nasıl faaliyet yürütüyor sende aynı şekilde davranacaksın.

[Engin Ünalmış]

Özel Üniversiteyle, Devlet Üniversitesinin ciddi farkları vardır.Özel Üniversitede yarı öğrenci yarı müşterisinizdir(yani tüketicisinizdir), devlet üniversitesine giren bir kişi okulunu zamanında okuduğu sürece bırakın para vermeyi burs, kredi gibi devlettin imkanlarından faydalanır.

Paylaştığınız özel üniversiteyle alakalı kararda şu deniyor; Bu adam ilk kez aldığı ders için özel üniversiteye bir ücret ödemiş ikinci sefer ödemesine gerek yok.Ancak sizin böyle bir durumunuz yok ki.Bir hizmet için özel bir yere yarı müşteri yarı öğrenci olarak ilk seferi için ödeme yapıp ikinci sefer aynı ödeme benden tekrar isteniyor gibi bir şey söz konusu değil.Dolayısıyla Tüketici hakem heyetiyle de durumun bir bağı yok ve paylaştığınız haberin sizin durumunuzla alakası yok.

Devlet politikası şu anda işleyiş ve anlayış olarak şuna dönmüş durumda.Bir öğrenci girsin Üniversitesine okusun bitirsin iş gücüne katılsın.Öyle üniversiteye girip 30 yaşına kadar Üniversitede bir şekilde takılayım, sorana öğrenciyim diyeyim, askerliği uzatayım vs. her ne kadar kişinin bir seçimi olsa da devlet bunu istemiyor ve bu durum mali açıdan da devlete ciddi bir yük haline geliyor.O zaman hükümet kendi politikaları gereği kabaca şunu demiş oldu;

Okulunu uzatan, bir dersi defalarca alıp devletin imkanlarını birden fazla kullanarak mali olarak yük olan, bu sırada ilk kez bu dersleri alarak okulunu sürdüren insanlara da tabiri caizse kalabalık olan kişileri artık üniversitelerden atmıyoruz, bunun yerine getirdikleri yükleri kendilerinden mali olarak alalım.Tarafsız bakıldığı zaman çok da yanlış bir uygulama değil gibi geldi bana.Bizim zamanımızda okuldan atılma vardı en azından bu durum ortadan kalkmış oldu.

[constantine]

Özel Üniversiteyle, Devlet Üniversitesinin ciddi farkları vardır.Özel Üniversitede yarı öğrenci yarı müşterisinizdir(yani tüketicisinizdir), devlet üniversitesine giren bir kişi okulunu zamanında okuduğu sürece bırakın para vermeyi burs, kredi gibi devlettin imkanlarından faydalanır.

Paylaştığınız özel üniversiteyle alakalı kararda şu deniyor; Bu adam ilk kez aldığı ders için özel üniversiteye bir ücret ödemiş ikinci sefer ödemesine gerek yok.Ancak sizin böyle bir durumunuz yok ki.Bir hizmet için özel bir yere yarı müşteri yarı öğrenci olarak ilk seferi için ödeme yapıp ikinci sefer aynı ödeme benden tekrar isteniyor gibi bir şey söz konusu değil.Dolayısıyla Tüketici hakem heyetiyle de durumun bir bağı yok ve paylaştığınız haberin sizin durumunuzla alakası yok.

Devlet politikası şu anda işleyiş ve anlayış olarak şuna dönmüş durumda.Bir öğrenci girsin Üniversitesine okusun bitirsin iş gücüne katılsın.Öyle üniversiteye girip 30 yaşına kadar Üniversitede bir şekilde takılayım, sorana öğrenciyim diyeyim, askerliği uzatayım vs. her ne kadar kişinin bir seçimi olsa da devlet bunu istemiyor ve bu durum mali açıdan da devlete ciddi bir yük haline geliyor.O zaman hükümet kendi politikaları gereği kabaca şunu demiş oldu;

Okulunu uzatan, bir dersi defalarca alıp devletin imkanlarını birden fazla kullanarak mali olarak yük olan, bu sırada ilk kez bu dersleri alarak okulunu sürdüren insanlara da tabiri caizse kalabalık olan kişileri artık üniversitelerden atmıyoruz, bunun yerine getirdikleri yükleri kendilerinden mali olarak alalım.Tarafsız bakıldığı zaman çok da yanlış bir uygulama değil gibi geldi bana.Bizim zamanımızda okuldan atılma vardı en azından bu durum ortadan kalkmış oldu.

Hocam kusura bakında çok yanlı yazmışsınız.

Bizim burada ki derdimiz eşitsizlik ve adaletsizlik. Önemli olan vakıf üniversitesi yada devlet üniversitesi olup olmaması değil. Neden diğer üniversitelerde bu ücret alınmıyorda bu ücret sadece bizim üniversitemizden alınıyor. Madem devlet üniversitesi ise ve alınan ücret yasalara göre alınıyorsa diğer üniversiteler suç işlemiş olmuyor mu? 2011 de alınan karar neden şimdi uygulamaya koyuluyor?

Tamam hadi dönemini uzatan öğrencileri caydırmak için ek ücret talep edersin anlarım. Normalde ödemem gereken ücret olan 385 TL yi 400 yaparsın anlarım, 500 yaparsın anlarım ama 1363 tl olarak alman deyim yerindeyse harç değil haraçtır. Her şeyin bir ölçüsü vardır. Kimsenin sırtına yüklenemeyeceğinden fazla yük yükleyemezsin. Biz zaten bu ücretlerin artışını 1 hafta kadar önce öğrenebildik. Bu kadar kısa sürede bu ücreti acaba nereden tahsil edeceğiz. Hadi benimkisi neyse de 5-6 bin lira ücret istenen öğrenci var onlar ne yapsın. Bu iş caydırmak değil tamamıyle öğrencileri yıldırmak.

Madem böyle bir karar alıyorsun bunu önceden öğrencilerine duyurmakla mükellefsin. Şapkadan tavşan çıkarır gibi senato da karar aldım dönemin başbakanı talimat verip YÖK'e kararname çıkarttı, öğrenciler azami sürede ya okullarını bitirsinler yada caydırıcı olmak adına harç ücretlerine zam yapılsın. Diğer üniversitelerin rektörleri bu karara uymuyor, ilk devreye sokan benim. Bu dönemde rektör olamayacağım YÖK başkanlığına oynuyorum bunu da cumhurbaşkanın gözüne girmek için yapıyorum yok öyle yağma.

Geçen sene okul başında böyle bir kararı uygulamaya sokacaklarını, öğrencilere ona göre derslerini azami sürede geçmelerini söyleselerdi bir çok öğrenci belki daha fazla dersine çalışıp, hocalara belki daha fazla yalvar yakar edip ona göre okullarını bitirecekti. Şimdi ne olacak peki? 4., 5. senesine gelmiş bir öğrenci 5-6 bin lirayı nereden bulup yatıracak? Hırsızlık mı yapacak? Banka mı soyacak? Nereden toplayacak bu parayı? Bu sene ödeyemezse okuldan atılmayacak evet ama gelecek seneye kayıt olmadığı ve ders almadığı halde o harç daha da zamlanacak. Daha üniversite yönetimi üniversiteler eğlence yapma, yan gelip yatma yeri değildir diyor. Eğlence yapılması için eğlence alanı olması lazım. Sanırım yılda bir kez yaptıkları kıytırık bahar şenliğini eğlence sanıyorlar. Artık ona da giden kimse yok. Rektörlük bununla da kalmıyor, diğer üniversite yönetimlerini suç işlediğini ilerleyen zamanlarda öğrencilerin borçlu bile çıkabileceğini, amerika da öğrenim gören öğrencilerin okul bitince devlete 20-30 bin dolar borçlandıklarını burada ise beleş okuduklarını söyleyerek eğer YÖK başkanlığına atanırsa mezun olan öğrencilerden alınmayan bu haracı tahsil edeceklerini ima ediyor.

3 yıllık fakülteyi 7 yılda bitiren bir başbakanın geçmişini unutarak böyle kararlara imza atması dün dündür bugündür anlayışının bir devamı olsa gerek. Anlaşılan o ki yine mağdur olan biz olacağız.

[Engin Ünalmış]

Değerli öğrenci kardeşim;

Siz olayın tarafısınız haliyle kendi açınızdan bakmaktasınız ancak ben olayın ne para alan ne para veren kısmında değilim.Olayın bir tarafı değilken nasıl yanlı olabilirim.Bu memlekette zaten haksız kimse yok.Herkes kendine göre haklı.Sizde kendinize göre haklısınız.Ben sadece olayın tüketici haklarıyla alakası olmadığını ve okulunu uzatanların okuldan atılmak yerine fazla harç ödemesinin çokta mantıksız olmadığını söyledim.Ancak şunlarda gerçek ki artık parasız eğitim yüksek öğretim için bile devletin bir görevi olsa da 2 yıllık okulu 7 senede 4 yıllık okulu 10 senede bitiren öğrencilerin yükünü sistem artık kaldırmıyor/kaldırmak istemiyor.O pencereden bakınca onlarda haklı.Bu durumu tüketici haklarına gidip artık her nasılsa açıklamaya çalışırsanız suratınıza manasızca bakan görevlilerin bir süre sonra bizle alakası yok diyeceğini de yazmış olalım dedim.Bu durum bimere telefonla yada yök'e yazılı bildirilebilir.Bir şey çıkarma mı derseniz muhtemelen çıkmayacaktır.Genede denemekten zarar gelmez.Derslerinizde başarılar.

[Erdoğan Kırcalı]

Anlaşılan o ki yine mağdur olan biz olacağız.

Siz de dava açma hakkınızı kullanabilirsiniz,
ama verdiğiniz örnekte de tüketici mahkemesinin yetki alanı içinde olmadığından bahsediliyor kararda,
yani tüketici mahkemesi değil idari yargıdır muhatabınız.