Sayın hukukcular danıştay 12 dairesince verilmiş olunan askeri firar suçu ile ilgili memuriyeti sona erdirme ve ataması yapılması yönünde farklı kararlar bulunmaktadır. Bunula ilgili olarak yardımcı olursanız sevinirim. Ayrıca aşağıdaki bilgiler doğrultusunda içtihatları birleştirme kuruluna başvurmuş bulunmaktayım.
Söz konusu bu kararlardan Askeri firar disiplin suçuna karşılık alınan 10 ay hapis cezası sonucu 657 sayılı DMK’nun 48-5/98-b madde ve fıkrası gereği Memurluğu sona erdirme yönünde birincisinin; (Ayrıca bu karar Trabzon İdare Mahkemesince hakkımda yapılan yargılamaya EMSAL olarak sunulmuştur. EMSAL olan bu kararın Danıştay 12. Dairesince bozulmasına müteakip benim Danıştay dairesine temyiz başvurum da buna istinaden bulunmamaktadır).
Danıştay 12. Daire Başkanlığının 2001/3253 sayılı kararının, dava süreci İdare Mahkemesince kanuni vekilim tarafından yapılmış ve idarece yapılan işlemi iptali sağlanmış olan Ankara 8. İdare Mahkemesinin 1998/744 sayılı kararıdır. Söz Konusu karar İdarece temyiz edilmiş ve Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2001/3253 sayılı kararı ile idareyi haklı bularak kararın bozulmasına hükmetmiştir. Fakat Ankara 8. İdare Mahkemesinin ısrar kararı ile yargılama İdari Dava Daireleri Genel Kurulunda 2005/2106 sayılı kararı ile;
“Danıştay Onikinci Dairesinin bozma kararında belirtildiği gibi; 657 sayılı Kanunun 48. maddesinin A/5. bendinde, D. memurluğuna engel teşkil eden "6 aydan fazla hapis cezası"nın Askeri Ceza Kanununa veya Türk Ceza Kanununa göre verilip verilmemesi açısından bir ayrım öngörülmediğinden, bu maddede aranan şartı, 10 ay hapis cezası alarak kaybettiği anlaşılan ve aday polis memuru olarak görev yaptığı sırada aldığı bu cezanın infazı amacıyla gözaltına alınarak cezaevine konulan davacının 657 sayılı Kanunun 98/b maddesine dayanılarak memuriyetinin sona erdirilmesine ilişkin tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olup, İdare Mahkemesince verilen ısrar kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan; 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu'nun 12. maddesine göre, 10 ay hapis cezası Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğin kesilmesi sonucunu doğurmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Ankara 8. İdare Mahkemesinin 31.1.2003 günlü, E:2003/118, K:2003/36 sayılı ısrar kararının, Danıştay Onikinci Dairesinin bozma kararı doğrultusunda BOZULMASINA, dosyanın adıgeçen İdare Mahkemesine gönderilmesine, 02.06.2005 günü oyçokluğu ile karar verildi.” Danıştay 12. Daire Başkanlığı istemi yönünde hüküm oluşturmuştur.
Yine bu kararlardan Askeri firar disiplin suçuna karşılık alınan 10 ay hapis cezası sonucu 657 sayılı DMK’nun 48-5/98-b madde ve fıkrası gereği Memurluğu sona erdirme yönünde ikincisinin;
Erzurum İdare Mahkemesinin 2003/1831 sayılı kararı ile idarenin yaptığı işlem iptal edilmiş, fakat İdarece yapılan temyiz sonucu Danıştay 12. Daire Başkanlığınca 2005/1850 sayılı kararı ile idare haklı görülerek temyiz kabulü ile Erzurum İdare Mahkemesinin 2006/1764 sayılı kararı sonucu idarenin iptal işlemi bozulmuştur. Davacını temyiz ve karar düzeltme istemi Danıştay 12. Dairesinin 2007/3488 – 2008/5401 sayılı kararları ile uygun görülmemiştir.
Yine bu kararlardan Askeri firar disiplin suçuna karşılık alınan 10 ay hapis cezası sonucu 657 sayılı DMK’nun 48-5/98-b madde ve fıkrası gereği memurluğu sona erdirilenlerin Atamasının yapılması yönünde ;
Danıştay 12. Daire Başkanlığının 2011/3449 sayılı kararı ile “….Yukarıda yer alan mevzuatın değerlendirilmesinden, firar suçunun sırf askeri suç kapsamında bulunduğu, sırf askeri suçlardan verilen cezaların Askeri Ceza Kanununun 47/A maddesi uyarınca paraya çevrilmesi ve ertelenmesinin mümkün bulunmadığı, Adli Sicil Kanunu hükmü uyarınca sırf askeri suçlardan verilen cezaların adli sicile işlenmediği, memuriyete engel suçların düzenlendiği 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesinde sırf askeri suçların ayrıca sayılmadığı anlaşılmaktadır.
Olayda, firar suçunun Askeri Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı uyarınca sırf askeri suç kapsamında bulunması, sırf askeri suçların yukarıda açıklanan niteliği göz önüne alındığında memuriyete engel teşkil eden suçların düzenlendiği 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesinde sayılmaması karşısında; sırf askeri suçlar nedeniyle Askeri Mahkemelerce verilen hapis cezalarının, 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesi kapsamında Devlet memurluğuna atanmaya engel teşkil ettiğinin kabulüne olanak bulunmadığından, davacının askerlik hizmetini yaptığı sırada işlediği firar suçundan dolayı Askeri Mahkemece yargılanması sonucu verilen ve kesinleşen 10 ay hapis cezası mahkumiyetinin bulunması nedeniyle 657 sayılı Kanun'un 48/A-5 maddesinde yer alan ve memuriyete girişte aranılan 6 aydan fazla hapis cezası ile hükümlü olmamak koşulunu kaybettiği öne sürülerek aynı Kanun'un 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın görülmesi sırasında memuriyete girişte aranılan hapis cezası miktarının 6 aydan 1 yıla çıkarıldığı anlaşıldığından yeni kanun değişikliğinin davacı lehine olması nedeniyle işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde hukuki isabet bulunmamakta ise de, karar sonucu itibarıyle yerindedir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddiyle Diyarbakır 2. İdare Mahkemesince verilen 22.10.2008 günlü, E:2008/521, K:2008/1782 sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçelerle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına, 24.6.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.” Hükmünü vermiştir.
Askeri Mahkemelerce verilmiş askeri firar disiplin suçuna karşılık 10 ay hapis cezası alınması durumunda DEVLET MEMURLUĞUNUN 657 Sayılı DMK’nun 48. Maddesinin 5. Fıkrası delaleti ve 98. Maddesi (b) bendi gereğince sona erdirme işleminin yapılıp yapılmayacağıdır. Danıştay 12. Dairesince MEMURLUĞU SONA ERDİRME YÖNÜNDE verilmiş olan kararlar incelendiğinde alınan hapis cezasının askeri veya sivil mahkemelerce verilmesinin aranmadığı esası ile kararlar verilmiş ve buna istinaden uygulanmıştır. Yine Danıştay 12. Dairesince ATAMA YAPILMASI YÖNÜNDE verilmiş olan karar incelendiğinde, Askeri Yargıtay İçtihat kararının etkisi ile askeri ceza kavramı açıklık getirilmiş ve bu tür cezaların memurluğa etkisinden bahisle, alınan cezanın sırf askeri disiplin suçu olması ve 657 sayılı DMK’nun 48-5 maddesinde sayılan suçlardan olmaması gereğince memurluğu sona erdirecek ceza-i yaptırımın 48-5 maddesine istinaden uygulanmayacağı yönünde karar vermiştir. Ayrıca Diyarbakır 2. İdare Mahkemesinin sunmuş olduğu gerekçeyi hukuki bulmadığını ancak verilen karar itibari ile yerinde olduğunu ayrıca karar gerekçesinde özellikle belirtmiştir. Burada aynı ceza-i duruma karşılık birbiri ile tamamen zıt kararlar olması ve bu kararların aynı daire tarafından kanuni dayanak yok iken verilmesi sonucu ve bu durumdan da mağdur olmam sebebi ile 2575 sayılı Danıştay kanunun 40. Maddesinin 2. Fıkrası “Aykırı kararlarla ilgili kişiler, içtihatların birleştirilmesi için Danıştay Başkanlığına başvurabilirler.” Kanuni hükmü gereği ile bu başvuruyu yapmış bulunmaktayım.
Sayın hukukcular danıştay 12 dairesince verilmiş olunan askeri firar suçu ile ilgili memuriyeti sona erdirme ve ataması yapılması yönünde farklı kararlar bulunmaktadır. Bunula ilgili olarak yardımcı olursanız sevinirim. Ayrıca aşağıdaki bilgiler doğrultusunda içtihatları birleştirme kuruluna başvurmuş bulunmaktayım.
Söz konusu bu kararlardan Askeri firar disiplin suçuna karşılık alınan 10 ay hapis cezası sonucu 657 sayılı DMK’nun 48-5/98-b madde ve fıkrası gereği Memurluğu sona erdirme yönünde birincisinin; (Ayrıca bu karar Trabzon İdare Mahkemesince hakkımda yapılan yargılamaya EMSAL olarak sunulmuştur. EMSAL olan bu kararın Danıştay 12. Dairesince bozulmasına müteakip benim Danıştay dairesine temyiz başvurum da buna istinaden bulunmamaktadır).
Danıştay 12. Daire Başkanlığının 2001/3253 sayılı kararının, dava süreci İdare Mahkemesince kanuni vekilim tarafından yapılmış ve idarece yapılan işlemi iptali sağlanmış olan Ankara 8. İdare Mahkemesinin 1998/744 sayılı kararıdır. Söz Konusu karar İdarece temyiz edilmiş ve Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2001/3253 sayılı kararı ile idareyi haklı bularak kararın bozulmasına hükmetmiştir. Fakat Ankara 8. İdare Mahkemesinin ısrar kararı ile yargılama İdari Dava Daireleri Genel Kurulunda 2005/2106 sayılı kararı ile;
“Danıştay Onikinci Dairesinin bozma kararında belirtildiği gibi; 657 sayılı Kanunun 48. maddesinin A/5. bendinde, D. memurluğuna engel teşkil eden "6 aydan fazla hapis cezası"nın Askeri Ceza Kanununa veya Türk Ceza Kanununa göre verilip verilmemesi açısından bir ayrım öngörülmediğinden, bu maddede aranan şartı, 10 ay hapis cezası alarak kaybettiği anlaşılan ve aday polis memuru olarak görev yaptığı sırada aldığı bu cezanın infazı amacıyla gözaltına alınarak cezaevine konulan davacının 657 sayılı Kanunun 98/b maddesine dayanılarak memuriyetinin sona erdirilmesine ilişkin tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olup, İdare Mahkemesince verilen ısrar kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan; 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu'nun 12. maddesine göre, 10 ay hapis cezası Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğin kesilmesi sonucunu doğurmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Ankara 8. İdare Mahkemesinin 31.1.2003 günlü, E:2003/118, K:2003/36 sayılı ısrar kararının, Danıştay Onikinci Dairesinin bozma kararı doğrultusunda BOZULMASINA, dosyanın adıgeçen İdare Mahkemesine gönderilmesine, 02.06.2005 günü oyçokluğu ile karar verildi.” Danıştay 12. Daire Başkanlığı istemi yönünde hüküm oluşturmuştur.
Yine bu kararlardan Askeri firar disiplin suçuna karşılık alınan 10 ay hapis cezası sonucu 657 sayılı DMK’nun 48-5/98-b madde ve fıkrası gereği Memurluğu sona erdirme yönünde ikincisinin;
Erzurum İdare Mahkemesinin 2003/1831 sayılı kararı ile idarenin yaptığı işlem iptal edilmiş, fakat İdarece yapılan temyiz sonucu Danıştay 12. Daire Başkanlığınca 2005/1850 sayılı kararı ile idare haklı görülerek temyiz kabulü ile Erzurum İdare Mahkemesinin 2006/1764 sayılı kararı sonucu idarenin iptal işlemi bozulmuştur. Davacını temyiz ve karar düzeltme istemi Danıştay 12. Dairesinin 2007/3488 – 2008/5401 sayılı kararları ile uygun görülmemiştir.
Yine bu kararlardan Askeri firar disiplin suçuna karşılık alınan 10 ay hapis cezası sonucu 657 sayılı DMK’nun 48-5/98-b madde ve fıkrası gereği memurluğu sona erdirilenlerin Atamasının yapılması yönünde ;
Danıştay 12. Daire Başkanlığının 2011/3449 sayılı kararı ile “….Yukarıda yer alan mevzuatın değerlendirilmesinden, firar suçunun sırf askeri suç kapsamında bulunduğu, sırf askeri suçlardan verilen cezaların Askeri Ceza Kanununun 47/A maddesi uyarınca paraya çevrilmesi ve ertelenmesinin mümkün bulunmadığı, Adli Sicil Kanunu hükmü uyarınca sırf askeri suçlardan verilen cezaların adli sicile işlenmediği, memuriyete engel suçların düzenlendiği 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesinde sırf askeri suçların ayrıca sayılmadığı anlaşılmaktadır.
Olayda, firar suçunun Askeri Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı uyarınca sırf askeri suç kapsamında bulunması, sırf askeri suçların yukarıda açıklanan niteliği göz önüne alındığında memuriyete engel teşkil eden suçların düzenlendiği 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesinde sayılmaması karşısında; sırf askeri suçlar nedeniyle Askeri Mahkemelerce verilen hapis cezalarının, 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesi kapsamında Devlet memurluğuna atanmaya engel teşkil ettiğinin kabulüne olanak bulunmadığından, davacının askerlik hizmetini yaptığı sırada işlediği firar suçundan dolayı Askeri Mahkemece yargılanması sonucu verilen ve kesinleşen 10 ay hapis cezası mahkumiyetinin bulunması nedeniyle 657 sayılı Kanun'un 48/A-5 maddesinde yer alan ve memuriyete girişte aranılan 6 aydan fazla hapis cezası ile hükümlü olmamak koşulunu kaybettiği öne sürülerek aynı Kanun'un 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın görülmesi sırasında memuriyete girişte aranılan hapis cezası miktarının 6 aydan 1 yıla çıkarıldığı anlaşıldığından yeni kanun değişikliğinin davacı lehine olması nedeniyle işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde hukuki isabet bulunmamakta ise de, karar sonucu itibarıyle yerindedir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddiyle Diyarbakır 2. İdare Mahkemesince verilen 22.10.2008 günlü, E:2008/521, K:2008/1782 sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçelerle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına, 24.6.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.” Hükmünü vermiştir.
Askeri Mahkemelerce verilmiş askeri firar disiplin suçuna karşılık 10 ay hapis cezası alınması durumunda DEVLET MEMURLUĞUNUN 657 Sayılı DMK’nun 48. Maddesinin 5. Fıkrası delaleti ve 98. Maddesi (b) bendi gereğince sona erdirme işleminin yapılıp yapılmayacağıdır. Danıştay 12. Dairesince MEMURLUĞU SONA ERDİRME YÖNÜNDE verilmiş olan kararlar incelendiğinde alınan hapis cezasının askeri veya sivil mahkemelerce verilmesinin aranmadığı esası ile kararlar verilmiş ve buna istinaden uygulanmıştır. Yine Danıştay 12. Dairesince ATAMA YAPILMASI YÖNÜNDE verilmiş olan karar incelendiğinde, Askeri Yargıtay İçtihat kararının etkisi ile askeri ceza kavramı açıklık getirilmiş ve bu tür cezaların memurluğa etkisinden bahisle, alınan cezanın sırf askeri disiplin suçu olması ve 657 sayılı DMK’nun 48-5 maddesinde sayılan suçlardan olmaması gereğince memurluğu sona erdirecek ceza-i yaptırımın 48-5 maddesine istinaden uygulanmayacağı yönünde karar vermiştir. Ayrıca Diyarbakır 2. İdare Mahkemesinin sunmuş olduğu gerekçeyi hukuki bulmadığını ancak verilen karar itibari ile yerinde olduğunu ayrıca karar gerekçesinde özellikle belirtmiştir. Burada aynı ceza-i duruma karşılık birbiri ile tamamen zıt kararlar olması ve bu kararların aynı daire tarafından kanuni dayanak yok iken verilmesi sonucu ve bu durumdan da mağdur olmam sebebi ile 2575 sayılı Danıştay kanunun 40. Maddesinin 2. Fıkrası “Aykırı kararlarla ilgili kişiler, içtihatların birleştirilmesi için Danıştay Başkanlığına başvurabilirler.” Kanuni hükmü gereği ile bu başvuruyu yapmış bulunmaktayım.
hocam oncelikle geçmiş olsun aynı konudan bende mustaribim ve hattda Erzurum İdare Mahkemesinin 2006/1764 bu kararda benim davam dı sanırım siz bu konuyla ilğili danıştay içtihat birleştirme için baş vurmuşsunuz ne zaman başvuru yaptınız kararın çıkması ne kadar surermiş aynı konuda bende dava açsammı butun bu konuları ve hukuk mucadelemizi birlikte yapmak isterim fikir alışverişinde bulunmak isterim benim telefonum 0541 369 79 77 ismim ayhan görüşmek isterseniz aramanızı beklerim şimdilik hoşcakalın
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Evlat edinilen çocukların eski...
04-05-2025, 20:37:53 in Aile Hukuku