Hatay'da yabancıya arsa satışı yasağı

[K.V.]

HATAY'DA YABANCILARA GAYRİMENKUL SATIŞI İKİNCİ BİR EMRE KADAR YASAK

(Gökçen Çamlıyurt) - Hatay'da yabancılara gayrimenkul satışı, ikinci bir emre kadar durduruldu.

A.A muhabirinin aldığı bilgiye göre, Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğü, Hatay yüzölçümünün binde 5'inden fazlasının yabancılara
satılmış olması nedeniyle, ikinci emre kadar satışları yasakladı.

Tapu Kanunu'nda, yabancılara mülk satışıyla ilgili Ocak 2005'te
yapılan düzenleme ile tarım, maden, enerji, sulama, flora ve fauna
özellikleri gibi çeşitli nedenlerle yabancılara satış yapılmayacak
yerleri belirlemeye ve il bazında edinilebilecek taşınmazların, illere
ve il yüzölçümüne göre binde 5'i aşmamak üzere oranını tespitine
Bakanlar Kurulu yetkili kılındı.

Bu çerçevede, kamu kurum ve kuruluşlarının tekliflerini
değerlendirmek üzere Bayındırlık ve İskan Bakanlığı bünyesinde
komisyon oluşturuldu. Çalışmalarına başlayan komisyon, incelemeyi
tamamladıktan sonra, elindeki verileri, Bakanlar Kurulu'na sunacak.

Ancak bu süreçte, Hatay'da yabancılara yapılan gayrimenkul
satışının ilk yüzölçümünün binde 5'ini aştığı tespit edildiğinden Tapu
ve Kadastro Genel Müdürlüğü, ikinci bir emre kadar satışları durdurdu.

Hatay'da yabancılara gayrimenkul satışının tamamen yasaklanması
için Bakanlar Kurulu'ndan çıkacak karar bekleniyor.

-SURİYE'NİN YERİ-

Bu arada Hatay'da, yabancıların elinde 3 bin 700 taşınmaz
bulunduğu ve bunların yaklaşık 2 bin 400'ünün Suriyelilere ait olduğu
öğrenildi.

Hatay'ın Türkiye sınırlarına katıldığı 1939 yılından bu yana, ilde
Suriyelilere gayrimenkul satışı yapılmıyor. Halen tapuda Suriyeliler
üzerine kayıtlı görünen taşınmazlar da Hatay'ın Türkiye'ye ilhakı
sırasında Suriye vatandaşlığını seçenlere ait bulunuyor. Aynı şekilde
Suriye'de de Türk vatandaşlığını tercih edenlere ait taşınmazlar yer
alıyor.

Hazine, Suriye uyruklulara ait taşınır ve taşınmaz mallar ile
bunların hak ve menfaatlerine 1966 yılında el koydu. Malların yönetim
yetkisi de o zamandan bu yana Maliye Bakanlığı'nın elinde bulunuyor.

Hatay'da, yabancılara ait gayrimenkulün dağılımında ikinci sırayı
590 taşınmaz ile Almanlar, üçüncü sırayı da 315 taşınmaz ile
Lübnanlılar alıyor. Hatay'da, ağırlıklı olarak emlak satın alan
yabancılar ile elde ettikleri taşınmaz miktarları şöyle:

YABANCILAR TAŞINMAZ SAYISI
Suriye 2.400
Almanya 590
Lübnan 315
Brezilya 90
Ürdün 90
İran 50
Avusturya 35
ABD 30
İngiltere 25
Yunanistan 15
İsviçre 10
Diğerleri 50

KAYNAK: HABERTÜRK

[Av.Ali Sinkay]

Hatayda 100 yıl sonra ikinci bir referandum yapılacağına ilişkin Ankara ve Hatay anlaşmalarındaki gizli madde söylentilerini hatırlatarak derlediğim bilgileri vermeye başlıyorum. Bu bilgiler büyük oranda doğrudur.

Şu ana kadar satılan toprakların %44'ü Hataydadır.

Hatay Yüzölçümü orman dağ göl akarsu dahil 5.403.000.000 satılan alan 120.676.669 metrekre

Yüzölçümü olarak en fazla satış Suriyelilere yapılmıştır. Suriyeliler genellikle Hatay ve Kilisten toprak almıştır. Suriye devletince hazırlanan haritalarda Hatay Suriye içerisinde görülmektedir.

[Av.Abbas Bilgili]

Sayın alisinkay;
Yabancılara gayrımenkul satışı ile ilgili iletilerinizi ilgi ile izliyorum, ancak bu konudaki "memleket elden gidiyor" havasındaki düşüncenize hiç katılmıyorum.

Hatay'daki konu ise bambaşka. Kaan'ın iletisinde de belirtildiği üzere, Hatay'ın özel bir durumu var. 1939 yılında Türkiye'ye katılan Hatay'da Suriyelilerin o zamandan kalan mal varlıkları nedeniyle bu oran yüksek görünüyor.

"Memleket karış karış satılıyor" diyenlerin gözden kaçırdığı önemli bir husus da satılan gayrımenkullerin çoğunun arazi değil, yazlık ev olduğu gerçeğidir. Özellikle sahil kentlerinde durum böyledir. GAP veya Konya Ovası elden gidiyor şeklindeki söylemlerin kuruntu veya paranoyadan ibaret olduğunu düşünüyorum.

Bizim Türklerin başka ülkelerde aldığı gayrımenkullerin miktarı, yabancıların bıurada aldıklarından çok fazladır ve nedense işin bu yönüne hiç bakılmıyor.

Bu konu fazla abartılmakta ve komplo teorileri üretilerek, İsraillilerin GAP'ı, Suriyelilerin Hatay'ı, Yunanistanlıların Tarkya'yı gizliden gizliye satın alarak memleketi farkında olmadan kaçırdıkları sayıklanmakatadır.

Bunları yazdığım için ulusal sorunlar konusunda duyarsız olduğumu düşünebilirsiniz. Ama durum hiç de öyle değil. Özellikle bir Hatay'lı olarak bu konuda çok hassasım, ama gerçekçiyim. Hatay konusunda çok sayıda kitap okudum, kütüphanemdeki Hatay'la ilgili kitapların sayısı çok fazladır. Bu konuda yazılmış makaleleim dahi vardır. Türk Ocakları'nın yayın organı olan "Türk Yurdu" dergisinde yaklaşık 10 yıl önce "Hatay üzerindeki Suriye emeli" başlıklı bir yazım yayınlanmıştı. Yine aynı dergide "Hataylıların Suriye'de kalan kardeşleri; Bayır-Bucak Türkleri" başlıklı bir yazım yayınlanmıştı. Bu makaleler daha sonra başka milliyetçi dergilerde de yer aldı.

Suriye'nin yıllardır Hatay konusundaki tutum ve düşünceleri, haritalarda Hatay'ı kendi toprağıymış gibi göstermesi 1939'dan beri devam eden bir olgudur. Ancak, Türkiye Suriye'nin bu tutumunu hiç bir zaman ciddiye almaış, ciddi bir tehlike olarak da görmemiştir. Nitekim Hafız Esad'ın ölümünden sonra Suriye'nin tutumunda önemli bir değişiklik olduğu da bir gerçektir. Eski hastalıklı tutumundan vaz geçmiş görünüyor. İlişkiler yumuşadı ve iyileşti. Artık sınır iller arasında ticaret ve gidiş gelişler yorğunlaştı. Bayramlarda pasaportsuz dahi geçiş sağlandı. Ben de bir bayramda Suriye'nin Lazkiye kentine kadar aile boyu gidip gezdim. Artık eskisi gibi düşmanca tavur yok.

Bu toprak satışı düşüncenizi bence yeniden gözeden geçirin. 100 yıl sonra yeniden referandum yapılacağı şeklindeki gizli maddenin de bir söylentiden öte bir paronaya olduğunu düşünüyorum. Böyle bir şeye nasıl inanılıyor, anlamıyorum. Anlaşmanın gizli maddesi mi olur? Bunları hangi hastalıklı kafalar uyduruyor? Hatay'ın Türkiye'ye katılması ve bu konudaki anlaşmalarla ilgili bir çok yayın olmakla birlikte yeni bir eser (doktora tezi) olan Serhan Ada'nın "Hatay Sorunu" isimli eserini (Bilgi Ünversitesi yayını) önerebilirim.

Selamlar.