Değerli hukuki net yöneticileri ve kullanıcı arkadaşlar,
Başıma gelen talihsiz bir olayı anlatmak ve sizlerden yardım beklemekteyim.

2007 ve 2009 yılları arasında kazalı araç alım satımı yapan bir firmada çalışmaktaydım. Firma sigorta şirketinden ihale yolu ile A şahsına 2006 model mazda marka bir araç satın alıyor. A şahsı aracı sanayide tamir ettirdikten sonra B şahsına aracı satıyor, aracı satın alan B şahsı aracı kredi ile aldığı için araca kasko yaptırması gerekiyor, ben ve çalıştığım şirket butür işler ile uğraştığımız için bize tanıdık sigortacı olup olmadığını sordu ve bende bir kaç sigorta şirketinden fiyat teklifi aldıktan sonra uygun olan fiyat teklifi veren x şirkete yönlendiriyorum, x şirket yetkilisi kasko poliçesini keserken araç pert olduğu için sistemi uyarı veriyor ve poliçeyi onaylamıyor. x şirket yetkilisi poliçeyi kesebilmek için ise aracın ruhsatta yazan motor ve şasi numarısını sisteme girerken 1 er karektar farlı ve fazla yazarak sigorta şirketinin sistemini aldatıyor ve poliçeyi kesiyor.
Araç sahibi B şahsı poliçeleri alıp krediyi kullanmak için bankaya gittiğinde poliçedeki yanlışlığı banka yetkilisi fark ediyor ve geri çeviriyor, bunun üzerine B şahsı tekrar x sigorta şirketine gidiyor ve yanlışlığı söylüyor ve bankanın kabul etmediğini söylüyor, x sigorta şirketi yetkilisi poliçeyi zeyil yolu ile düzeltiyor ve araç sahibine veriyor araç sabihibi de krediyi kullanmış oluyor.
Araç sahibi daha sonra aracını ihtiyacından dolayı satmak istiyor internet yolu ile satış ilanları veriyor. Bir süre sonra kamuda görevli olan c şahsı arıyor ve araca talip olduğunu ve almak istediğini söylüyor. Daha sonra c şahsı aracın bulunduğu ile geliyor ve araç üzerinde pazarlık yapılıyor 24.000 TL ye anlaşılıyor, araç servise gösteriliyor aracın kazalı olduğu ve değişen parçalarının olduğu söyleniyor bunun üzerine 24.000 TL ye yapılan pazarlık bozuluyor ve 22.000 TL ye anlaşılıyor. Araç üzerinde bankanın rehini olduğu için rehin kaldırma işlemleri 1 gün süreceği için aracı alacak olan c şahsı aracın bedeli olan 22.000 TL yi ödüyor bankaya ve rehinkaldırma işlemleri yapılıyor aracın noter satışı yapılıyor ve işlemler bu şekilde bitiyor.
Daha sonra aracı alan kişi araca kasko yaptırmak istediğinde gitmiş olduğu sigorta şirketi aracın pert kaydı olduğu ve araca kasko yapılamayacağını söylüyor. Bunun üzerine aracı alan C şahsı aracı satan B şahsını telefon ile arıyor ve aracı geri vermek istediğini söylüyor, ve masraflarını talep ediyor aracı satan B şahsı ise bunu kabul etmiyor ve aracı geri almıyor.
Bunun üzerine aracı alan C şahsı aracını 15.000 TL ye sattığını ve 7,500 TL zararının olduğunu söyleyerek asliye hukuk mahkemesinde dava açıyor fakat daha sonra araştırma yaptığında aracın pert olduktan sonra nasıl kasko kesildiğini araştırıyor ve yukarda bahsettiğim olayı öğreniyor bunun üzerine asliye hukuk mahkemesinde açmış olduğu davasından 2010 yılında vaz geçiyor.
Bu davadan vaz geçtikten sonra 2011 yılı ocak ayın da şahsıma, x sigorta şirketinde poliçeyi düzenleyene, aracı satan kişi ve servis de araç hakkında bilgi veren kişi hakkında "Banka ve kredi kurumlarının vermiş olduğu krediyi sağlamak ve resmi belgede sahtecilik" sucundan 1. ağır ceza mahkemesinde dava açıyor. Bu olayda ise kaskoyu düzenleyen kişi ifadesinde poliçe bilgilerini Y şahısı (yani beni) nın telefon ile yanlış bilgi verdiğimi ve Y şahsının vermiş oludğu bilgiler doğrultusunda poliçeyi kestiğini söyloyor ve dava da bende sanık olarak yerimi alıyorum.
Davayı özetlemek gerekir ise yapılan araştırmalar sonucunda sigorta ve bankanın her hangi bir zararının olmadığı ve bu kurumların şikayeti de bulunmadığı için burdan bir şey çıkmıyor. Resmi belgede sahtecilik de olmadığı için özel belgede sahteciliğe çevriliyor.
Karar ise çok farklı çıkıyor 207/1 maddesinden Resmi belgede sahtecilik den 1 yıl serbest meslek sahibi kişilerin dolandırıcılığından ise 2 yıl ceza alıyoruz. Karşı tarafın zararı giderilmediği ve mahkeme sanıkların tekrar suç işleye bilirler diye cezayı kesinlikle ertelemiyor, temmiz yolunu açık bırakıyor.

1. Bizlerin serbest meslek sahibi kişilerin kendilerine duyulan güveni kötüye kullanmak suçunu işleye bilmemiz için bizlerin vergi usul kanununa göre serbest meslek mensubu olmamız gerekmiyormu. (158/1-i maddesi)
2. Bu olayda benim hiçbir maddi bir çıkarım söz konusu değildir.
3. Aracın kaskosunun kesilebilmesini için araç ruhsatına bakılması, ayrıca bakılmasa bile sistemden otomatik gelir yanlış ve yanlı söylemiş olsam dahi benim bir yaptırımım söz konusu değildir.
4. Yargıtay bu davayı bozar mı ?
5- Biz bu davada kamunun ciddi bir yerinde görev yapan kişinin kendi görevini ve yetkisini kullandığını düşünüyoruz. Dosyada olanların tamamını burdan sakıncası olabilirdiye yazmıyorum. Lütfen yardımlarınızı bekmiyorum.