Alıntı:
kartalhasan rumuzlu üyeden alıntı
Burada önemli olan yazılı ihtarın muhatabın eline ulaştığı an değil, postaya verildiği tarihtir. Örneğin kapıdan satışta veya ayıplı malın bildiriminde sürenin son günü noterden ya da PTT'den ihtar çektiğini belgeleyen bir tüketicinin bu ihtarın yerine ulaştığını ayrıca belgelemesine gerek yok. Uygulamada bu gibi durumlarda ihtarın mahutabın eline geç ulaşması bildirimin zamanında yapılmadığı anlamına gelmiyor.
Bildirim için noterden ihtar çekmek pek çok tüketici bakımından ek mali külfet anlamına geliyor ve tüketiciyi yasal hakkını kullanma konusunda caydırıcı nitelik taşıyor. Ayrıca yıllarca hakem heyeti raportörü olarak görev yaptım. PTT kanalı ile yollanan ihtarnamenin kaybolduğuna şahit olmadım.
Siz sanıyorum çok iyi niyetlisiniz,halbuki firmalar öyle olmayabiliyor.
Bankalar Faxları mektupları dahi haftalarca okumuyor,işleme almıyorlar v.s. örnekler çoğaltılabilir,
Hadi diyelim posta ile yolladınız ,firma aldı,umursamadı bile! siz napıcaksınız? hakem heyetine, onlarda zaten çok hızlı! karar veriyorlar, bende 2-3 ay öncesinden dilekçesine cevap geleni görmedim,hatta durum o kadar vahim oluyorki, dilekçe veriyorsunuz, karşınızdaki size akıl veriyor ! dilekçenizi işleme koymak yerine sürekli sizi vazgeçirmeye çalışıyor ! hatta ve hatta bazı hakem heyetleri pul parası altında vatandaştan para talep ediyor, bu durum gazetelere bile çıktı...
Sizin yazdığınızı aynen yazayım;
Tüketici Heyetinin bu tutumu pek çok tüketici bakımından ek mali külfet anlamına geliyor ve tüketiciyi yasal hakkını kullanma konusunda caydırıcı nitelik taşıyor.
Esas gerçek bu....
Daha sonramı? bırakın mektubu, hakem heyetinin kararını bile umursamayan firma, karar sonrası itiraz ederek olayı mahkeye taşıyor, ordada allah ne verdiyse sündür davayı sündürebildiğin kadar, tüketiciye eziyet olsun yıllarca dava sürsün tüketici yılsın,kaçsın....
Öyle davalar oluyorki %100 haklı olduğunuz davayı, firmalar bunca yıl süren mahkemelerde kazanabiliyor..