Re: 7 blok 220 kişili bir sitenin çatı işlerini yaptım alacağım için neler yapılabilir?
Yönetici aleyhine dava açmanızda herhangi bir huku dışılık bulunmamaktadır.
Çünkü;
[FONT='Tahoma','sans-serif']634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 34. maddesi gereğince kat malikleri, ana gayrimenkulun yönetimi için bir yönetici veya üç kişilik yönetim kurulu seçmek zorundadırlar. Kat malikleri bu konuda anlaşamazlarsa yönetici Sulh Mahkemesince seçilir. Aynı Kanun'un 35. maddesinde yöneticinin görevleri ayrı ayrı gösterilmiştir. Bu görevler, ana gayrimenkulün yönetimi ile ilgili olup, yönetimin gerektirdiği ortak giderleri yapmak yetkisini de içermektedir. Çatı bakım giderlerinin ortak giderlerden olduğu kuşkusuzdur. Yönetici, Yasadan aldığı temsil yetkisine dayanarak çatı bakımı için sizinle ya da başka firmalarla sözleşmeler yapabilir. Bu sözleşmeyi yaparken, kat maliklerinden ayrı ayrı yetki almasına gerek bulunmadığı gibi, işi verdiği firmaya kat maliklerinin isimlerini bildirmesine de gerek yoktur. Yüklenici firma da, kat malkilerinin kimler olduğunu araştırmak zorunda değildir. Bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda yönetici dava açabileceği gibi, yöneticiye karşı da dava açılabilir. Yönetici, vekaletname ile tayin edilen bir vekil gibi değildir. Yasal bir temsilcidir, yetkisini Yasadan almaktadır. Bu sıfatla yaptığı sözleşmelerden dolayı kendisine husumet yöneltilebilir. Kat malikleri ile yönetici arasındaki ilişki ise Kat Mülkiyeti Kanununda ayrıca düzenlenmiştir. Temsil yetkisi Kanundan doğduğu için, verilecek kararın mali sonuçları kat maliklerine ait olacaktır. Nitekim 1475 sayılı İş Kanunuda da kapıcılık sözleşmesinden doğan yargı uyuşmazlıklarında yöneticinin işveren temsilcisi olduğu ve verilecek kararın mali sorumluluğunun işveren sayılan kat maliklerine ait olduğu kabul edilmiştir. Kapıcılık giderleri gibi çatı bakım giderleri de ortak giderlerdendir. Kapıcılık sözleşmesini de yönetici, kat maliklerini temsil ve Kanundan doğan temsil yetkisine dayanarak yapmaktadır. Çatı bakımı işini de yönetici (ya da yönetim kurulu) aynı sıfatla yaptığına göre, İş Kanunundaki düzenlemenin burada da uygulanması, yani bu konuda çıkacak uyuşmazlıklarda da, mali sorumluluk kat maliklerine ait olmak üzere, yöneticiye husumetin yöneltilebileceğinin kabulü gerekir. Bu şekildeki bur yorum, sosyal ve ekonomik ihtiyaçlardan doğan kat mülkiyeti sisteminin amacına da uygundur. Kat maliklerinin veya kat malikleri kurulunun ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunmaması, yöneticinin Özel Kanundan doğan temsil yetkisini ortadan kaldırmaz. Yasa koyucu burada, ayrıca bu tüzel kişiliğin varlığını aramamıştır. Buna rağmen bir yönetici atanmasını ve yöneticinin ortak işlerin yürütülmesinde kat maliklerini temsil etmesini gerekli görmüştür. Böylece, ayrı ayrı kat malikleri olmakla birlikte, aynı taşınmazda bir arada yaşayan kişilerin ortak ihtiyaçlarının kolayca karşılanması istenmiştir. Aksi halde kat mülkiyetinin yürütülmesi mümkün değildir. Bu düşüncenin doğal sonucu olarak, yöneticinin, temsil yetkisine giren işlerden dolayı üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda, aktif ve pasif dava ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekir. Aksinin benimsenmesi durumunda ise, bu kez üçüncü kişilerin yönetici ile sözleşme yapmaktan kaçınacakları ve bundan kat maliklerinin zarar görecekleri kuşkusuzdur. O itibarla husumetin yöneticiye yöneltilmesinde kat maliklerinin de yararı bulunduğu göz ardı edilemiyecek bir gerçektir. Kaldı ki yönetici, temsil yetkisini kullanırken gerekli özeni göstermezse, kat maliklerine karşı bir vekil gibi sorumlu olacağı da hukukun gereğidir. [/FONT]
[FONT='Tahoma','sans-serif'][/FONT]