Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Bu konudan pek emin değilim...
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından verilen 29.11.2011 tarihli bir kararı
“Dosya içeriğine göre davacı işçi işyerinde 1995 yılında işe girmiş ve işverence İş Kanunu hükümlerine göre usulüne uygun olarak yıllık izinleri kullandırılmamıştır. Yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup işverence bu hakkın kullandırılmaması işçi açısından haklı fesih nedeni oluşturur. Davacı işçinin kullanmadığı izin süresi izin kullanmadan önce 169 gün olup bu husus işveren kayıtlarından anlaşılmaktadır. Davacının 64 günlük yıllık izin kullanımının ardından bakiye izin süresi 105 gündür.
İşveren savunması ile mahkemenin gerekçesinde de yer aldığı üzere davacı işçi işverenden yeniden izin talep etmiş ve işverence yıllık izin verilmemesi üzerine işyerinden ayrılmıştır. Dosya içeriğine göre işçinin kullandırılmayan 105 gün izin hakkının varlığı da dikkate alındığında dinlenme hakkının tanınmaması işçi açısından haklı fesih nedenini oluşturur. Bu durumda ihbar tazminatı isteğinin reddi anılan gerekçeyle sonucu itibarıyla yerinde ise de davacının kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilmelidir. Mahkemece kıdem tazminatı isteğinin kabulü gerekirken yazılı şekilde isteğin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”
- - - Updated - - -
9. Hukuk Dairesi 2001/17459 E., 2002/2727 K.
SÖZLEŞMENİN HAKLI NEDENLERLE FESHİ
TATİL GÜNDELİĞİ İLE ÜCRET ALACAĞI
USULÜ HAK ESASLARI
YILLIK ÜCRETLİ İZİN İSTEĞİ
<LI type=circle>1475 S. İŞ KANUNU ( 14. maddesi yürülükte ) [ Madde 41 ] <LI type=circle>1475 S. İŞ KANUNU ( 14. maddesi yürülükte ) [ Madde 42 ] <LI type=circle>1475 S. İŞ KANUNU ( 14. maddesi yürülükte ) [ Madde 49 ]
"ÖZET"
DAVACI, İZNİNİ ÇALIŞMAKTA İKEN İŞVERENDEN İSTEDİĞİNE GÖRE KENDİSİNE BÖYLE BİR İZİN KULLANDIRILMAYACAĞI AÇIK VE KESİN ŞEKİLDE İFADE EDİLMESİ HALİNDE; İŞ KANUNUNDA TANINAN HAKLARINI KULLANABİLİR. AYRICA; MAHKEMECE; BİLİRKİŞİ RAPORLARI TEKRAR İRDELENEREK ÇELİŞKİLER GİDERİLMELİ, TATİL GÜNDELİĞİ İLE ÜCRET ALACAĞI HAKKINDA HÜKÜM KURULMALIDIR.
"İçtihat Metni"
Davacı, yıllık izin, genel tatil gündeliği ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalı kooperatife ait işyerinde bekçi olarak çalıştığını ücretlerinin eksik ödendiğini izinlerinin kullandırılmadığını tatil günleri de çalıştırıldığını ileri sürerek isteklerde bulunmuş mahkemece de istek doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
Ancak, mahkemece bilirkişinin mütalaasına başvurularak bir çok rapor alınmış ise de bu raporlar dosyanın temyizen incelenmesi için yeterli değildir. Davacının çalışma süresinin tespiti özellikle önem taşımaktadır. Davanın açıldığı tarihte de çalışıp çalışmadığı kesin olarak anlaşılamamaktadır. Şayet davacı çalışmasını sürdürmekte ise yıllık ücretli izin isteme hakkı bulunmamaktadır. Zira izin ücretini çalışırken aldığı kabul edilecek olursa işçinin Anayasal hakkı olan dinlenme hakkından vazgeçme sonucu doğurur ki bunun kabulü mümkün değildir.
Bununla beraber hak kazandığı izni çalışmakta iken işverenden isteyen işçi kendisine böyle bir iznin kullandırılmayacağı açık ve kesin şekilde ifade edildiği takdirde iş Kanununda tanınmış olan haklarını kullanabilir. Örneğin işçi için bu durum sözleşmeyi haklı nedenle fesih yetkisi verir.
Bilirkişi raporları müphem ve yer yer çelişkili olmakla birlikte bunların içeriğine göre davacı işçinin 10.200.000 TL. ücret alacağını isteyebileceği görülmektedir. Ancak mahkemece 275.000.000 TL.nin hüküm altına alınması nedeni dayanıksız kaldığı için konunun açıklığa kavuşturulması icap eder. Bu bakımdan mahkemece bilirkişi raporları tekrar irdelenerek çelişkiler giderilmek ve müphem noktalar açıklığa kavuşturulmak suretiyle dava konusu istekler hakkında kazanılmış usulü hak esasları da gözetilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.
Sonuç : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.