Alıntı:
fatihdjclub rumuzlu üyeden alıntı
Avukatların yüzde 50 sinde aşağılık psikolojisi vardır.
"Aşağılık" kelimesini aynen iade ediyorum söyleyene.
Aşağılık kompleksi Bireysel Psikoloji ekolünün kurucusu Alfred Adler tarafından ortaya atılan ve
kişinin bazı yönlerde kendini diğerlerinden aşağı hissetmesi neden olan karmaşadır.
Bu komplekse sahip kişilerde genellikle kendini ispat etme çabası görülür. Sıklıkla farkına varılmaz ve telafi etme düşüncesi kişileri eziyet içine sürükler şaşırtıcı bir kazanım veya aşırı bir antisosyal davranışla sonuçlanır. İlk çalışmalara teorisini göstermek için Napolyon komplekslerini kullanan Alfred Adler öncülük etmiştir. Özgüven eksikliği saplantı bozuklukları kültürel yozlaşma; aşağılık kompleksinin nedenleri arasında gösterilebilir. Psikiyatrik bir hastalıktan çok psikolojik bir durumdur.
Adler bütün gelişme dönemi süresince çocuğun ebeveyni ve genel dünyayla ilgili bir yetersizlik duygusu hissettiği kavramını geliştirmiştir. Hastanın kompensasyon için gösterdiği psikolojik veya fizik çabaların sonuçsuz kalmasıyla psikonevrozlar gelişir;
hasta başarısızlıklarını örtbas etmek ve başkaları üzerinde bir güç kazanmak için bu semptomlarını kullanır. Çok kere depresyonla birlikte beliren aşağılık duygularına emeklilikte ve yaşlılıkta sık rastlanır. Bu vakalarda hasta kendisine saygısını önemli derecede kaybetmiştir.
Kişi toplumsal bakımdan düştüğünü önemsiz kaldığını hisseder ve böylece paranoid reaksiyon tipleri gelişebilir.
KEŞKE BÜROKRAT OLSAYDIM
Eğitim şansı bulsalardı ne olmak isterlerdi sorusuna, çoğu bürokrat yanıtını veriyor. Devlet içinde örgütlenen mafyanın sıkı fıkı olduğu üst düzey bürokratların mafya üyelerine karşı tutumu, belli ki birçoğunu etkilemiş. Bürokrat cevabından sonra en fazla rastlanan mühendis yanıtı ise toplum içinde itibar gören mesleklere duydukları özlemi gösteriyor. Bu arada ilginç olan, aralarında masanın öbür tarafında kanunu temsil eden polisliğe özenenler de olması. Bir diğer ilginç sonuç da, hatırı sayılır bir oranda asker olmak isteyen mafya üyeleri bulunması. Sadece bir kişinin fabrikatör olmak istemesi, meslek seçiminde tek faktörün para olmadığını gösteriyor. Bu cevaplardan, özenilen mesleklerin seçiminde mafya üyeleri için, hükmetme duygusu ve kendini güvende hissetme ihtiyacının ağır bastığını söylemek mümkün.
(Mahmut Cengiz (29), Emniyet Genel Müdürülüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nda görevli bir komiser)
EĞER BİR POLİS:
‘Hoşgörü’ ile yetiştirilmişse, her zaman sabırlı olur.
Desteklenip yüreklendirilirse, kendine güven duyar.
Övülür ve beğenilirse, takdir etmenin gerekliliğini bilir.
Hakkına saygı gösterilirse, adil olur.
Güven ortamı içerisindeyse, inançlı olur.
Kabul ve onay görürse, kendini ve çevresini sever ve saygı duyar.
Toplum içinde dostluk ve arkadaşlık görürse, hem kendisini, hem de çevresindekileri mutlu eder
denilmelidir. Aslında, toplumun bütünü de böyle bir polis istemektedir. İngiliz polisinde bir slogan haline gelmiş olan ‘size yardım etmemizi istiyorsanız, lütfen bize yardım ediniz’ özdeyişi çok önemlidir. Bu şekliyle sloganlaştırılmış olan duygunun sonucunda, İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre: ‘suçluların % 93’ü halkın verdiği bilgilerle-yaptığı yardımlarla yakalanırken, % 7’lik bir kısmı ise polisin kendi çalışma ve araştırmaları sonucunda yakalanmaktadır.’
Güneydoğu Bölgesi’ndeki gezisi sırasında gözaltına alınan ‘New York Times’ın muhabiri Stephen Kinzer: ‘...üstüm aranırken bulunan notlardaki ‘human rights’ (insan hakları) ifadesinin PKK ile aynı anlama geldiğini düşünen sivil polislerin, yeniden eğitimden geçmesi gerekir. Onların Türkiye’nin gerçek seviyesine çekilmesi gerekir. Çünkü Türkiye gerçeğini bu insanlar yansıtmıyor.’ diyerek, medyanın, polis açısından ne kadar da önemli olduğunu bir kez daha örneklemektedir.
Polis haberi İnternet sitesi
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mezun ve Mensupları Vakfı, “Yolsuzluğa Bakış Araştırması” isimli bir rapor yayınladı.
Çıkan bazı ilginç sonuçlar şöyle:
* En çok hangi kurumda yolsuzluk yapılıyor? (1-10 arası puan)
Gümrük: 8,4, Siyasi partiler: 7,5, Belediyeler: 7,5, Bakanlıklar: 7,2, Vergi idaresi: 7,2, Medya: 6,6, Polis: 6,5.
* En çok hangi bakanlıkta yolsuzluk var? (Yüzde)
Maliye: 33,4, Bayındırlık ve İskan: 11,5, İçişleri: 9,7, Sağlık: 8,7, Enerji: 7,3.
* En çok hangi kuruma güveniyorsunuz? (1-10 arası puan)
Silahlı Kuvvetler: 8,2, Üniversiteler: 6,3, Sivil toplum kuruluşları: 5,9, Adalet: 6,1, Eğitim: 5,6, Polis: 5,2, TBMM: 5,1, Belediyeler: 4, Siyasi partiler: 3,2, Medya: 3,1.
* En çok hangi kamu görevlisine güveniyorsunuz? (1-10 arası puan)
Genelkurmay Başkanı: 7,18, Cumhurbaşkanı: 7.08, Yüksek yargı organlarının başkanları: 6,89, Meclis Başkanı: 5,35, Başbakan: 4,53.
Gençler Polis Olmak İstiyor
Çarşamba, 11 Ekim 2006
Üniversitelerin, yerleştirmede sınırlı kontenjan ayırması binlerce genci, garantili meslek olarak gördükleri polisliğe yöneltiyor...
Polis MYO'na müracaat edenlerden Şeyhmuz Adıyaman (20) polisliği çok sevdiğini belirtiyor. ÖSS'de normal bir puan aldığını kaydeden Adıyaman, polisliğin günümüzde popüler bir meslek olduğunu kaydediyor. Mehmet Kahraman (19) ise ÖSS'de tercih yapacağını; aynı zamanda KPSS'ye gireceğini ifade ederek, "Bir çok akrabam polis. Bana cazip geliyor. Sonuçta devlet güvencesi altındasın. Her türlü sosyal güvencesi var. Onun için bu mesleği tercih ediyorum." diyor.
3 yyldır ÖSS'ye girip istediği bölüme yerleşemeyen Çiğdem Alpaslan da (21) polisliği garantili bir meslek olarak görüyor. Alpaslan, "Her gün işsizler ordusuna binlercesi ekleniyor. Artık üniversiteyi bitirmek bile çözüm değil. Ama iki yıl okuduktan sonra polis olabiliyorsun." diye konuşuyor. Üniversite hayali bir türlü gerçekleşmeyen Eda Budak, bu sene 4 kez şansını denemiş. Ancak, bu kez polislik şansını denemek için kuyruğa girmiş. Türkiye'de şartların bunu gerektirdiğini ifade eden Budak, her türlü iş alternatifini değerlendirdiklerini dile getiriyor. Birsen Koca (20) ise üçüncü kez sınava girmiş. Koca, diğer arkadaşları gibi polisliği iş garantisi olduğu için tercih ediyor. ÖSS'de iyi puan çektiğini açıklayan Koca, "Üniversiteye bitirsek bile, bu kez önümüze KPSS engeli çıkıyor. Ama polislikte böyle değil. İki yıl okuduktan sonra ertesi gün mesleğe başlıyorsun. Türkiye koşullarında böyle bir imkanı kim değerlendirmek istemez. Zaten buradaki yoğunlukta bu anlayışın en güzel göstergesi." diye konuşuyor. Kızlara ayrılan kontenjanın düşüklüğünden yakınan Koca, erkekler kadar kızların da bu işe ilgi gösterdiğini ve bu sayının artırılması gerektiğinin altını çiziyor.
http://www.polislik.net/index.php?op...369&Itemid=256