+ Konuyu Yanıtla
1 / 3 Sayfa 123 SonSon
1 den 10´e kadar toplam 22 ileti bulundu.

Konu: Aleksis Grigoropulos

Aleksis Grigoropulos Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Aleksis Grigoropulos

    Aleksis Grigoropulos’u tanıyanınız duyanınız var mı? Topçu popçu veya manken değil. 15 ini bitirmek üzere olan tap taze bir gençti....

    Tüm dünyaca bir anda tanınması ve herkesin gözünün Yunanistan'a çevrilmesine neden olan olay 6 Aralık ta Epaminontas Krokoneas isimli bir polis memurunun açtığı ateş sonucu ölmesiydi...

    Ölüm haberinin ardından Yunanistan'da hayat bir anda durdu. Hiç bir devlet kurumu ''polisimiz orantılı güç kullandı'' demedi diyemedi. Olaya neden olan polis aynı gün meslektaşı Vasilyos Saralyotis ile birlikte tutuklandı . Verdiği ifade aynı bizimkilerin TV karşılarında verdiği ifade gibiydi tek fark o savcıya ifade veriyordu ve özetle dedi ki ''ölen gencin daha önce çeşitli şiddet olaylarında yer aldığını, geçmişte davranış bozuklukları gösterdiğini , Hayatının tehlikede olduğundan havaya ateş açtığını ve bir merminin sekerek gence isabet ettiğini ''...

    Anladığım kadarıyla bizimkilere asla sorulmayan bir soru polise soruldu ve tutuklandı sanırım soru her ne kadar hiç bir yerde yoksada şöyle birşeydi....

    '' Ulan lavuk, havaya sıktığın kurşun havada nereden sektide karşında duran çocuğu öldürdü ? Bu nasıl bir balistik yoldur?''

    Her iki poliste cezaevine konuldu. Amma Yunanistan ayaklandı. Sağcısı solcusu dincisi dinsizi ilericisi gericisi ayaklandı aynı amaç uğruna İNSAN HAKLARI Yunanistan savaş yerine yangın yerine döndü karakollar basıldı taşlandı arabalar yakıldı işyerleri dağıtıldı 100 e yakın insan yaralandı hükümet sallandı sallandı üç ay içinde erken seçim kararı alındığı haberleri ortalığa yayıldı. Polis gençleri kontrol etmeye çalıştı Türk icadı olan sihirli sözcük ''orantılı güç'' kullanılamadı. Selanik Atina Pire deyim yerindeyse yerle bir oldu bu bir gencin haksız yere öldürülmesinden doğan HALK İSYANIYDI.

    Sonra güzel yurdum insanlarına baktım. Bu ülkede polis kurşunuyla ölmenin sıradanlığı beni ürküttü. ''dur ihtarına uymayan genç öldü...'' haberlerinin monotonluğu girdabı beni sarmaladı ve sarstı. Polisin derdest edip suçunun ne olduğu anlaşılamayan ve hastahanede bırakılıp kaçan üç gün sonra da hayata gözlerini yumaman Okkır'ın gözleri gözümün önüne geldi. Ülkemde bırakın polisten kaçarken yada çatışırken ölmeyi bizzat devlet koruması altındayken düşüp komaya girmek ölmek yarım insan olarak tahliye dilmenin sıradanlığı karşısında üzüldüm. 1 Mayıs geldi gözlerimin önüne yere düşmüş çaresiz kalmış gencecik bir kıza acımasızca tekme atan polis üniforması giymiş hayvan gözünüm önüne geldi... Biber gazı sıkmak hastahaneye ses bombası atmak lokantadaki eşleri dövmek ne kadar sıradan ve orantılı güç kullanılmasıydı yarabbim... Manisa davası takıldı bir an aklıma nedense halen tahliye olamayan çürüyen kızlarımız erkeklerimiz gencecik fidanlar... Bunlarada polis orantılı güç kullanmış ve altı üstü kızların cinsel organlarına erkeklerin anüsüne jop sokmuşlar çırılçıplak soyarak soğuk su sıkmışlardı altı üstü... Bundan şikayetçi oldular diye hala içeride olmalarına karşın bunu yapan polislerin ifadesinin bile alınamaması beni üzdü....

    Sonra birden umuda kapıldım gene böyle bir dandik oranda polisimiz gardiyanımız orantılı güç kullanırken '' gazete dergi satmak gibi idamlık bir suç işleyen'' bir genci yanlışlıkla öldürmüşlerdi. Bakan efendi orantılı gücün biraz fazla kullanıldığını lütfedip kabullendi ve özür diledi... Ne uygardık ama...

    Yunanistanda polis anında tutuklanırken bizde polis asla bulunamaz. Adam bulmakla görevli emniyet teşkilatı kendi içinde ki adamı bulamaz. Muhtemel bulunamıyor yazısını yazıp imzalayanda ''bulunamayan'' şahıstır..... Zaten ol şehri istanbul un bir valisi var ki evlere şenlik onun onayı gerekiyor yargılama için bu şehirde olan olaylarda amma mümkün mü? O sihirli sözcüğü kullanıyor '' orantılı güç'' ne demek olduğu kendinden menkul bir sözcük....

    Olaylara bakıp orantılı güç kullanmak ne ki diye düşünürsek çok vahim bir tablo çıkar karşımıza . Neticede bazıları sayesinde GUGUK a doğru süratle kaydırılmak istensede hala HUKUK devletiyiz. En azından eşitlik ilkesi geçerlidir. Polisin zırt pırt karşımıza çıkan orantılı güç kullanımını kendi yaşamımızda uygularsak demek ki ortada suç kalmayacak demektir. Aynı olaylar bazında... Gürültü edenin sevmediğimiz birilerinin gözüne gidip biber gazı sıkarsak Orantılı güce giriyor bu bağlamda daha vahimi çok kızdığımız birisine orantılı bir odon darbesi vurabiliriz.... Yerde çaresizlik içinde yatan üstelik bir kıza acımasızca tekme atmak orantılı güç olduğuna göre varın siz hesaplayın gerisini.... Orantılı öldürmek bile serbest ....

    Sayın Milo'da ironik bir forum açmış ''bu millet onurlu mudur?'' diye... Bilmem ama duyarsızlığın doruklarında dolaştığı vurdum duymaz olduğu kesin. Artık Onur un ne anlama geldiğini nereden baktığımıza göre değişir... Genelde biz olmayan bir sevda peşindeyizdir. ''bu millet var ya bu millet en olmadık anda ...'' diye cümle kurmayı severiz severiz de neden ille hep o en olmadık anları bekleriz.... Göstere göstere vatan bölünmeye çalışılırken sessiz sessiz melül melül bakıp yumurta kapıya gelince can hıraş bir şey yapmayı ummak ne kadar doğru ?

    Yunanistan olaylarına bir de bu gözle bakın Aleksis Grigoropulos' u Yunanlılarda tanımıyordu. HAKSIZLIĞA İNSAN HAKLARINA BİR ANDA İSYAN ETTİLER BU İSİM ALTINDA. E bizde hem de aynı partinin bir milletvekilinin şirketinden milyonlarca dolar ödenerek alınan kömürler bile üzerinde 25 kilo yazarken ıslak halinde 24 kilo gelmesine rağmen göstere göstere yardım diye dağıtılır. Benim paramı çalar yani hükümet çaldın bari doğru yap onda da yolsuzluk yapar... Ses var mı ??? yok.... Hu ruh neredesin ?

    E bu ülke AB ye girmeli mi? Kendisini vatandaş görmeyenler Ab ye girse ne olur Marsa gitse ne olur ? Yeterki orantılı güç kullanan yöneticiler bulsun....

    Duyarlıymışız... Hadi canım sizde...



    Hukuki NET Güncel Haber

    Aleksis Grigoropulos konulu yargıtay kararı ara
    Aleksis Grigoropulos konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Sep 2008
    İletiler
    16
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Aleksis Grigoropulos

    Duyarli olmak ne demek!
    Kursun islemez bir kayitsizlik icindeyiz

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Nov 2008
    Nerede
    İzmir
    İletiler
    600
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Aleksis Grigoropulos

    Bizde söylenen klasik masallar vardır. Avrupalı bizi sevmez derler. Yunanistan ın AB ye alınmasının altında başka şeyler ararlar. Bir gencin polis kurşunu ile öldürülmesine böylesine tepki verebilen toplum her türlü övgüye layıktır. Uzun bir süre önce ekmek zammı için hareketlenen Cezayir e gıpta ile bakmıştım.

    Düşünsenize bu bilinçte bir halk olsak bizdeki hangi olay örtülü kalır.

    Şişli Eftal e gaz bombası atıldığı görüntüler ile ve emniyettin kendi beyanı ile sabit iken şimdi böyle bir olay olmadı dendi bizde yuttuk. Yahu emniyet tedavi için giden bir personel yanlışlıkla bombayı düşürdü diye açıklama yapmamışmıydı? Yersen bizde böyle.
    Teşekkürler Sayın Commoder 1 Tr inanın duygularıma birebir tercüman oldunuz. Bir haftadır yakın çevrem ile konuştuğım dile getirdiğim imrendiğin gündem bu idi. Bu güzelim forumda harika anlatımınız ile gündeme taşıdığınız için var olun.
    AB ye girmek için gereken ve aranan aslında bu bilinçtir. Avrupalı olmak, denilen şeyin özünde bu toplumsal duyarlılık yatıyor. Yoksa insan hakları için muhtelif yasalar çıkartarak Avrupalı olunamıyor. Yasayı çıkartmak kolayda o bilinçteki insanı çıkarmak yasa çıkarmak kadar kolay iş değil.

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Nov 2007
    İletiler
    5.000
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Aleksis Grigoropulos

    Türkiye ve Yunanistan, ifrat ve tefrit örneği olarak karşımıza çıkıyor.

    Yunanistan'daki olayların gelişimi hakkında daha sağlıklı bir değerlendirme için
    Bkz: http://zaman.com.tr/haber.do?haberno...degerler-krizi

    Yunanistan'da değerler krizi

    7 Aralık'tan başlayarak dört gündür kaynıyor Yunanistan. Bir polis, bir nümayiş sırasında çocuk yaşta bir genci ateş ederek öldürünce birçok kentte insanlar etrafı yıktı yaktı, dükkânlar talan edildi, polisler taşlandı.

    Muhalefet, hükümeti sorumlu saydı, hükümet ve asayiş güçleri aciz kaldı diye. Türkiye okuyucusuna bu gelişmelerin ne anlama geldiğini anlatmak ise oldukça güç; çünkü Yunan toplumu bu konularda Türkiye'den çok farklı. Ama olayların kendileri de çok yanlı ve nedenleri eskilere dayanıyor. Zaten Yunanlılar da şaşkın, olanları pek açıklayamıyorlar. Hükümet soğukkanlılık öneriyor, Pasok yeteneksiz hükümetten, Komünist Partisi yasadışı çıkarcıların oyunundan, Sol Birlik de (Siriza) sosyal sıkıntıların doğurduğu patlamadan söz ediyor. Bunlar nedenlere ilişmeyen yetersiz açıklamalardır.

    Yunanistan 1967-1974 yılları arasında baskıcı, özgürlükleri kısıtlayan askerî bir diktatörlük yaşadı. Arkasından gelen demokrasi döneminde, benim gördüğüm, bazı dengelerin sarsılmış olduğudur. Özellikle kendine özgü bir sol ideolojiyi izleyen Pasok'un döneminde ve 1980'li yıllardan başlayarak bir tür 'kültür devrimi' çerçevesinde özünde popülist olan bir siyaset yürütüldü. Bu dönemde başarılı uygulamalar başlatıldı. Örneğin ordu bütünüyle siyasetin dışında bırakıldı. Halkla kavgalı olan polis örgütü de demokratikleştirildi. Sivil toplum ön plana çıktı. Halk devletten korkmaz oldu. Unutulmuş olan emeklilere ve alt gelir tabakalarına devlet eli uzatıldı. Diktatörlük yıllarında sindirilmiş olan gençlere haklar tanındı.

    Ama bu olumlu gelişmeler azar azar ve artık bütün hükümetlerce benimsenen aşırılıklara vardı. Toplu yürütülen her hareket fetişe dönüştürüldü. Bu konuda sınırlama kalmadı. 'Halk hareketlerine' karşı çıkmak 'cuntacı' ve antidemokratik tutum sayıldı. Birkaç örnek aydınlatıcı olur. Bugün Atina'da isteyen istediği gün ve saatte istediği yerde protesto mitingi ve yürüyüşü düzenleyebiliyor. Yasalar bu konuda işletilmemekte. Pankartlarını yolun ortasına açanlar trafiği kesip kentleri felç edebiliyor. Bu durumlarda polisin görevi göstericileri muhtemel sataşmalara karşı korumaktır. Zaten toplumun kendisi de bu durumu çok doğal karşılamaktadır. Elli kişilik küçük bir grubun bile kaldırımın üzerinde değil, yolun orta yerinde durması hak sayılmaktadır. Hiçbir hükümet zor kullanıp yolları açmayı denemek bile istememektedir.

    Bu 'toplu haklar' gençlere de tanındı. Örneğin üniversite dokunulmazlığının uygulaması çok özeldir. Yirmi yıldır hiçbir polis üniversitelerin bahçesine bile adımını atamamıştır. Bu arada her türlü örgütlü ya da anarşist grup onlarca kez Atina'nın merkezindeki üniversite binasını basmış, yağmalamış, ateşe vermiştir. Öğrenci olmayanlar bile gelip bu binalardan bilgisayar gibi donanımı hiçbir engelle karşılaşmadan alıp götürmüştür. Polis onları belli bir mesafeden izlemiş, taş ve molotof kokteyli atan gençlere arada gaz yaşartıcı bomba atmıştır. Suç işleyenler hakim karşısına çıkarılıp ceza almamıştır. Üniversitenin yöneticileri polisi üniversite dahiline davet etme hakkını bir kez bile kullanmamıştır: Toplu harekete karşı çıkmak cuntacılık sayılacağından ya da daha kötüsü, öğrencilerin kızmalarından korktuklarından. Çünkü üniversite hocalarının terfilerinde öğrencilerin çok büyük oranda oy hakları var.

    Bu tür haklar lise öğrencilerine ve daha sonra ortaokul öğrencilerine de verildi. Aslında verilen bir hak söz konusu değil, ama öğrencilerin taşkınlıklarına karşı çıkılmadığı için bazı davranışlar de facto hak sayılıyor. Örneğin, küçük bir grup öğrenci, diyelim bir okulun %5'i-%10'u, şikâyetlerini dile getirmek için (kantindeki börek taze değildir, diyerek) okullarını işgal edebilirler, kapısına kilit vurup kapatabilirler. Buna hiç kimse müdahale etmez. İşgal bazen yaygınlaşır ve bütün ülkeye yayılır. Bu olaylar hemen hemen her yıl yaşanır. İlgililer de sabırla bekler. Sonunda işgal biter ama bu kez de okulların içlerinin tahrip edildiği görülür. Hocaların büroları, teçhizatları, kitap ve notları yok olmuştur. Bunlar Yunanistan'da olağan olaylar sayılmakta ve toplumun büyük bir kesimi bu tutumu demokrasinin gereği saymaktadır.

    Bu tür trajik-komik olaylar pek çoktur. Bu kaosa çekidüzen vermeye kalkışanlara karşı çıkanlar pek çoktur; çünkü birçok kesim bu durumdan feyiz almaktadır. Gençler, isyankâr yaşlarının zevkini çıkarmakta, öğretmenler daha az çalışmakta, hiç kimse sınıfta kalmadığı için anne ve babalar rahatsız olmamakta, politikacılar ise seçmenlerini 'cuntacı baskılarla' küstürmemektedirler. Ama bu arada yanlış ve zararlı mesajlar almış olan genç bir kuşak yaratılmaktadır. Bu genç kuşak sınır nedir öğrenmemiştir. Toplu davrandıklarında her yaptıklarının demokratik olduğuna inanmışlardır. Giderek onları frenlemeye çalışanları halk düşmanı saymışlardır.

    Sayıları bin kadar olan ve yıllarca serbestçe etrafı yakıp yıkmış olan anarşist bir grup bu kez, bir çocuğun ölümünü de istismar ederek, bu genç kuşağı peşine takabilmiştir. Yılların birikimi göz önüne alınmazsa yaşananları açıklamak olanaksızdır. Ekonomik sıkıntılar, işsizlik, yarının güvensiz olması kuşkusuz huzursuzluk kaynağıdır. Siyasilerin eksiklikleri, tutarsızlıkları da kuşkusuz gençleri tedirgin etmiştir. Ama huzursuzluğun demokratik yöntemlerle değil de bu tür terör eylemleriyle dile getirilmesi uzun süren bir eğitim pratiğinin sonucudur. Bu olaylara son vermek ise gerçekten zordur. Yıllar içinde aşılanmış olan değerler ne tavsiyelerle ne de baskı ile yok edilebilir.

    Yunanistan'ı tanımayanlar yaşananları bir cinayetin protestosu olarak algılamaktadırlar. Bu olayları demokrasinin bir kanıtı sayanlar da var. Bu, işin yalnız bir boyutudur. Protestonun bu türde ve süreklilikte olması ise değerler kriziyle ilgilidir ve hiç beğenilecek bir yanı da yoktur. Demokratik hak arayışları ile masum insanların malını mülkünü tahrip etmek arasında ilişki görmek sağlıklı bir tutum değildir. Zaten bu olayların başka şaşırtıcı bir özelliği göstericilerin somut istekler dile getirmeden sokaklara dökülmüş olmaları. Amaç deşarj olmakmışçasına. Yaşananlar çok derinden yara almış bir gençliğin acıklı halidir. Cunta ile anarşi arasında sallanan bir sarkaç. Demokrasiyi içlerine sindirmiş olan toplumlar otoriter rejimlerle keyfilik arasında seyretmezler. Yunanistan sükunete kavuşsa bile değerler dengesini kazanması zaman alacaktır. Şu anda, gerekli yeni bir rotayı çizecek siyasi ve toplumsal güçler ise ne yazık ki etrafta pek görünmemekte.

    HERKÜL MİLLAS
    11 Aralık 2008, Perşembe

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Nov 2007
    İletiler
    5.000
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Aleksis Grigoropulos

    Los Angeles'a ilk gittiğimde arkadaşlarım uyarmıştı:
    -Arkanda bir polis arabasının siren ışığını gördüğünde sağa çek ve dur. Ellerini direksiyonun üzerinden ayırma. Polis yanına geldiğinde camı aç. Polis istediğinde "şimdi arka cebimden ehliyetimi çıkarıyorum." "şimdi torpido gözünden ruhsatı alacağım" diye açıklama yaparak belgelerini çıkar.

    Durduğunuzda polis gelmeden torpido gözünde ruhsat aramaya kalkar veya arabanın kapısını açarsanız polisin sizi vurma hakkı var. Geçmişte bu şekilde birkaç polis vurulduğu için California eyalet meclisi işi şansa bırakmamış polise vurma yetkisi vermiş.

    Türkiye'de "polisin dur ihtarına uymayan" kişilerin çoğunluğu alkollü ve/veya ehliyetsiz araba kullananlar. Az bir kısmı da terörist eylem hazırlığında olanlar veya kaçakçılık yapanlar.

    Polis "dur" diyorsa duracaksın. Sen polisi dinlemezsen, ben polisi dinlemezsem asayiş nasıl sağlanacak?

    Belki Aleksis Grigoropulos'u değil ama ondan sonra ortalığı karıştıranları Diyarbakır'da polislere karşı kışkırtılan çoğu 18 yaşından küçük eylemcilerle kıyaslamak lazım. Bu konuda ne dersiniz?

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Nov 2008
    Nerede
    İzmir
    İletiler
    600
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Aleksis Grigoropulos

    Alıntı sdt23 rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Los Angeles'a ilk gittiğimde arkadaşlarım uyarmıştı:
    -Arkanda bir polis arabasının siren ışığını gördüğünde sağa çek ve dur. Ellerini direksiyonun üzerinden ayırma. Polis yanına geldiğinde camı aç. Polis istediğinde "şimdi arka cebimden ehliyetimi çıkarıyorum." "şimdi torpido gözünden ruhsatı alacağım" diye açıklama yaparak belgelerini çıkar.

    Durduğunuzda polis gelmeden torpido gözünde ruhsat aramaya kalkar veya arabanın kapısını açarsanız polisin sizi vurma hakkı var. Geçmişte bu şekilde birkaç polis vurulduğu için California eyalet meclisi işi şansa bırakmamış polise vurma yetkisi vermiş.
    Bu olayı Türkiye de uygulayan bir Amerikada yaşamış vatandaşın anısını dinlemiştim. Gerçekten çok komik oluyor.
    - Ne bekliyon lan arabada?
    -Senin ayağına mı gelecez lan?
    -Niye hazırlamadın lan evraklarını?
    Örnek her zaman uygun örnek olmayabiliyor.

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Sep 2008
    İletiler
    16
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Aleksis Grigoropulos

    Los Angeles'te polise verilen vurma yetkisi gundeme getirilirken, polisin oldurdugu kisiler icin kamuoyunun ne kadar duyarli oldugu da belirtilmeliydi..

    Insan haklarina onem verilen her ulkede buna benzer durumlarda halk demokratik hakkini kullanarak sokaklara cikar, gosteriler duzenleyerek tepkisini gosterir.. Olmasi gerek de budur zaten..

    Polisin "dur" ihtarina uymaliyiz diyorsunuz..Ornegin soyle bir mantik gelistirsek ne dersiniz; polis silah kullanirken hedefe nisan alma egitimi gorur..Bu durumda polis durdurmak icin neden kisinin kolundan ya da bacagindan vurmaz da, oldurmek icin basindan ya da gogsunden vurur?

    "Durdurmak" icin vurmakla, "oldurmek" icin vurmak arasindaki nuans farkini anlamak istemiyorsaniz, elinde silah olan polisin keyfi davranisina karsi cikmanizi beklemenin anlami olmaz.. Ve karsi cikamamak cinayete goz yummaktir, cinayete ortak olmaktir..

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Nov 2007
    İletiler
    5.000
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Aleksis Grigoropulos

    Diyarbakır'da veya Güneydoğu'nun çeşitli yerlerinde güvenlik güçlerinin haksız uygulamalarını bahane ederek sokağa dökülen ve 18 yaş altı çocuklarla ortalığı darmadağın eden kişilerin Yunanistan sokaklarını yakıp yıkan anarşistlerden farkı var mı?

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Nov 2008
    Nerede
    İzmir
    İletiler
    600
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Aleksis Grigoropulos

    Alıntı sdt23 rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Diyarbakır'da veya Güneydoğu'nun çeşitli yerlerinde güvenlik güçlerinin haksız uygulamalarını bahane ederek sokağa dökülen ve 18 yaş altı çocuklarla ortalığı darmadağın eden kişilerin Yunanistan sokaklarını yakıp yıkan anarşistlerden farkı var mı?
    Gerçekten Yok mu?

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Sep 2008
    İletiler
    16
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Aleksis Grigoropulos

    Ben sizi biraz "mantik egzersizi" yapmaya davet etmistim..Siz konuyu ozellikle degistirme cabasi icindesiniz..Sorularimi yineliyorum:

    Silah kullanma konusunda egitim almis bir polis kacmakta olan birini neden kolundan ya da bacagindan vurmaz da, basindan ya da gosgunden vurark oldurur?

    Kacan kisinin kimligi ve nedeni ne olursa olsun, o anda kactigi icin yargisiz infaz mi uygulanmalidir?

    "Durdurmak" icin vurmakla ""durdurmak" icin oldurmek arasindaki farki nasil algiliyorsunuz?

    "Asayisi" saglamak adina ulkemizde hemen hemen her ay kacarken vurulup oldurulen bir genc varken, yine "asayisi" saglamak adina halkin tepkisiz kalmasi "asayisi" sagliyor mu?

    Polisin bozdugu asayisi nasil degerlendirecegiz?

    Polis tarafindan kacarken vurularak oldurulen kisi sizin yakininiz olsaydi tepkiniz ne olurdu? (Bu soruda empatinizi kullanmalisiniz!)

+ Konuyu Yanıtla
1 / 3 Sayfa 123 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

gonca guris

Forum

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.