Son (mu acaba?!!!) Çılgın Türk Hastanede

[Tangör Evren]

Ben gazeteden alıntıyı sevmem ama bu hakkediyor sözün bittiği nokta. Biz ne olduk onu anlamak için.

Reşadiye Camii’nde öğle namazının ardından düzenlenen cenaze törenine Maliye Bakanı Kemal Unakıtan , Eskişehir Valisi Kadir Çalışıcı, 1’inci Hava Kuvveti Komutanı Korgeneral Bilgin Balanlı, AKP milletvekilleri Murat Mercan, Nedim Öztürk, MHP Milletvekili Beytullah Asil, Cumhurbaşkanı ’ün yaveri Jandarma Albay Selim Okyar hazır bulundu. Reşadiye Camii’nde öğle namazının ardından kılınan cenaze namazı sonrası son gazinin Türk bayrağına sarılı tabutu askerlerin omuzunda top arabasına konuldu. Satar, Asri Mazarlık’ta 1993 yılında vefat eden eşi Meryem Satar’ın yanında toprağa verildi. 6 çocuk ve 50 torun sahibi Yakup Satar, geride miras olarak 70 bin YTL değerindeki bir daire ile İstiklal Madalyası’nı bıraktı. Satar, 260 YTL aylık gazilik maaşı alıyordu. İstiklal Savaşı Gazisi Satar son olarak idrar yollarındaki iltihaplanma nedeniyle 15 Şubat’ta Eskişehir Asker Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Satar 10 günlük tedaviden sonra evine getirilmişti. 1898 yılında Kırım’da doğan ve ailesiyle Eskişehir’e göç eden Satar, 1’inci Dünya Savaşı’nda Basra Cephesi’nde savaştı. Sakarya Meydan Muharebesi’nde düşmana karşı mücadele eden Satar, savaş sonunda Eskişehir’e döndü. Cumhurbaşkanı , TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt , yayınladıkları mesajlar ve Satar’ın ailesini gönderdikleri telgraflarla başsağlığı dilediler.

Yakup gaziye Unakıtan ona

Sarkozy geldi



TÜRKİYE son gazisini sadece bir bakanın katıldığı sade törenle uğurlarken, Fransa 12 Mart’ta 110 yaşında ölen ve Birinci Dünya Savaşı’ndan kalan son gazisi Lazare Ponticelli’yi eski ve yeni cumhurbaşkanları Jacques Chirac ile Nicolas’nin katıldığı muhteşem bir devlet töreniyle uğurlamıştı

[Av.Bingöl Zekeriya Bengier]

Konuştukları zaman ağızlarından Cumhuriyet lafını eksik etmeyen, Atatürk'e bağlılıklarından den vuranların Atatürk'ün son silah arkadaşını son yolculuğunda yalnız bırakmaları biraz manidar gelmedimi sizlerede.

[gulac]

sanırım son çılgın Türk daha yaşıyor:
istanbulda yaşayan Emekli Albay MUSTAFA ŞEKİP BİRGÖL

[Av.Bingöl Zekeriya Bengier]

Bu dahada vahim bir durum bu ülkeyi bizlere emanet eden gözlerini kırpmadan kendilerini ölüme atan kişilerin sayısı ve durumları hakkında bir bilgi sahibi bile değiliz.

Rahmetli Yakup SATAR'ın almış olduğu gazilik maaşına dikkat ettiniz mi? Ben o maaşı buraya yazmayı bu ülkenin bir vatandaşı olarak utanç duymaktayım. Kimlerin ne maaş aldığının tartışmasını sevmem ama bir gazimize asgari ücretin bile çok görülmesinden dolayı yazıklar olsun tüm ilgililere.

[Mehtap Deniz]

Milli Mücadele’nin son gazi de hayatını kaybetti



İstiklal Madalyası sahibi, Kurtuluş Savaşı’na katılan hayattaki son Gazi Mustafa Şekip Birgöl İstanbul’da vefat etti. Gazinin kızı İpek Artunç, Birgöl’ün son anlarını anlattı.

Kurtuluş Savaşı’nı yaşayan son gazi emekli Albay Mustafa Şekip Birgöl, İstanbul’da bu sabah hayatını kaybetti. Rahatsızlığı nedeniyle GATA Haydarpaşa’da tedavi gören 105 yaşındaki Mustafa Şekip Birgöl, 14 Kasım Cuma günü Selimiye Camisi’nde öğle vakti düzenlenecek cenaze töreninin ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda defnedilecek.

1903’te Üsküdar’da dünyaya gelen Birgöl, Kadıköy’de yaşıyordu. Mustafa Şekip Birgöl’ün sağlık problemleri ve heyecanlanmaması için fotoğraf ve kamera görüntüsü alınmasına ailesince izin verilmiyordu. Birgöl, hayatının son dönemini üç kızından hayatta kalan İpek ve damadı Bekir Artunç ile birlikte geçirdi.

Yürüyemeyen, kulakları ağır işiten ve gözünün biri tamamen görmeyen İstiklal Madalyası sahibi Mustafa Şekip Birgöl, damaklarının da işlevini görememesi sebebiyle sıvıyla besleniyordu. Kurtuluş Savaşı’na ilişkin hatıralarını yazmayan son gazi Birgöl, savaşla ilgili konuşmayı sevmiyordu.

KIZI SON ANLARINI ANLATTI

Mustafa Şekip Birgöl’ün kızı İpek Artunç, babasının son anına kadar bilincinin yerinde olduğunu söyledi. Artunç şu açıklamayı yaptı:

“Babam son günlerini GATA’da geçirdi. Bağırsak düğümlenmesi vardı. Bu nedenle bağırsaklarını aldılar. Ameliyatı atlattı, narkozdan çıktı. 15 gün yoğun bakımda kaldı. Daha sonra babama, özel oda tahsis edildi. Bütün bakımını hastane üstlendi. Son günlerinde doktorlar, organlarının teker teker bittiğini söylediler. Bu sabaha karşı saat 03.00 sıralarında vefat etti. Son ana kadar bilinci yerindeydi.”

Artunç, “Babam Gülcemal Vapuru’nda Atatürk’ün sofrasında genç bir subay olarak bulunmuş bir kaç kez. Onları anlatırdı. Atatürk’ün, her şartta ‘Türkiye’yi nasıl kurtarırız?’, ‘Savaştan nasıl galip geliriz? diye düşündüğünü ve hep bunları konuştuğunu söylerdi” dedi.

İpek Artunç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, 2 yıl önce Kara Kuvvetleri Komutanı olduğu dönemde bir bayram günü evlerine geldiğini, bir kez de babasını rahatsızlığı sırasında hastanede ziyaret ettiğini ifade etti.

Avustralya’da bulunan torunu Murat Toker’in Türkiye’ye 2 gün sonra dönebilecek olmasından dolayı “Son gazi”nin cenaze töreni 14 Kasım Cuma gününe bırakıldı.

Bir kuşak anılarda yaşayacak - Gazilerin son sözleri

GAZİ’NİN ÖZGEÇMİŞİ
İstanbul Üsküdar’da 1903 yılında doğan Mustafa Şekip Birgöl’ün babası ve dedesi, deniz subayı idi. İlkokulu Hasanpaşa, ortaokulu Bursa Işıklar Askeri Okulu’nda, liseyi Edirne Kuleli Askeri Lisesi’nde okuyan Mustafa Şekip Birgöl, daha sonra Harp Okulu’na girdi. Birgöl, 7 kuşaktan deniz subayı olan dedelerinin aksine, 15. Fırka 45. Alay’dan Piyade Mülazım (asteğmen) rütbesi ile Afyon Cephesi’nde Kurtuluş Savaşı’na katıldı. Büyük Taarruz’da da bulunan Mustafa Şekip Birgöl, 9 Ekim 1922’de düşmanın İzmir’e dökülmesinin ardından Samsun’daki kıtasına döndü.

1928 yılına kadar Samsun’da görev yapan Mustafa Şekip Birgöl, daha sonra Sarıkamış, Bayburt ve Muğla’da görev yaparken, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra çıkan bazı ayaklanmaların bastırılmasında fiilen görev yaptı. Çanakkale Eğitim Alayı, Ezine Dağ Tugayı ve Gelibolu 4. Tümen’de de görev yapan Mustafa Şekip Birgöl, 13 Eylül 1952 yılında Albay rütbesinde iken emekli oldu.

İSTİKLAL MADALYASI

TBMM’de kabul edilen İstiklal Madalyası Kanunu gereğince, Mustafa Şekip Birgöl, Milli Ordu’da vazife alması dolayısıyla muhariplere verilen kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile taltif edildi.

Tüm Arşivciler Derneği uzmanlarınca Osmanlıca’dan Türkçe’ye çevirilen ve Mustafa Şekip Birgöl’e 30 Mayıs 1926’da verilmesi kararlaştırılan “İstiklal Madalyası Vesikası”nda şunlar yazılı:

“TBMM’nin 30 Mayıs 1926 tarihinde vuku bulan 3. içtimai senesinin 110. içtimainin 1. celsesinde kabul buyrulmuş olan İstiklal Madalyası Kanunu’nun 1 maddesine müzeyyen 30 Nisan 1926 tarihli ve 869 numaralı kanunnamenin 2. maddesine tevfiken Milli Ordu’da vazife almış olan Piyade Mülazım Mustafa Şekip Efendi’nin kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile taltifi 21 Teşrini Sani 1927 tarihinde tasdiki aliye iktiraen eylediğini mübeyyin vesikadır.”

Vesikanın son bölümünde, emekli Albay Mustafa Şekip Birgöl’ün açık kimliği ile 15. Fırka 38. Alay 5. Bölük’te görevli olduğunun yazılı olduğu gözlenirken, mührün de Türkiye Cumhuriyeti Müdafayı Mülliye Vekaleti adına imzanın Mustafa Abdülhalik tarafından atıldığı ibaresi yer alıyor. Emekli Albay Mustafa Şekip Birgöl, emekli subay ve İstiklal Madalyası sahiplerine verilen maaştan faydalanıyor.

KURTULUŞ SAVAŞI GAZİSİ KALMADI

İstiklal Savaşının hayattaki son iki gazisinden biri olan Yakup Satar da 110 yaşında Eskişehir’de geçtiğimiz Nisan ayında yaşımını yitirmişti.

NTV

[Mehtap Deniz]

Allah rahmet eylesin. Kederli ailesinin ve Türk milletinin başı sağ olsun.

Hep saygıyla ve minnetle anacağız.

[Gökhan Kartal]

Bir çınar daha yok oldu. Ailesinin ve Türk Milleti'nin başı sağolsun.

[Fischer]

Vefa duygusunu ulusca cidden yitirdik. Türk Milleti'nin basi sagolsun, nur icinde yatsinlar. Emekli maaslari icin ise söyleyecek söz bile bulamiyorum.