+ Konuyu Yanıtla
5 / 6 Sayfa İlkİlk 123456 SonSon
41 den 50´e kadar toplam 60 ileti bulundu.

Konu: Hiçbir Gerekçe Savaşı Makul Gösteremez

Hiçbir Gerekçe Savaşı Makul Gösteremez Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #41
    Kayıt Tarihi
    Mar 2002
    Nerede
    edirne, Türkiye.
    İletiler
    30
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sn. Dedoshtinotrinoze'nin eksik ifade konusundaki görüşüne katılıyorum. Ancak tüm forum içeriğine itirazım var.
    Biz ABD'ye mi yoksa ülkemize mi bu sloganı atıyoruz?
    ABD'ye ise sizlere kısmen katılıyorum. Ülkemiz savaşa girmesin diyorsanız katılmıyorum.
    Gerektiğinde savaş çözümdür. Bir güç gösterisidir. KENDİ düzenini kabul ettirmee silahıdır. Osmanlı'nın başarısı demokrasiden mi, yoksa savaşçı olmasından mı geldi. Kesinlikle gücünü savaşarak isbat etmesinden...
    Peki meşrutiyet Osmanlı'yı kurtardı mı, hayır. Gücünü kaybetti ve malumunuz hala faturasını ödüyoruz. Tabiri caizse höyyt dediğimizde nereye kaçacağını, hangi hediyeyi göndereceğini şaşıran devletler şimdi bize kafa tutup, AET, Arap Birliği vs. gibi uluslararası organizasyonda bizi veto ediyor. Demokrasi insan ve halk içindir. Devletler için değil. Irak ne yaptı? Ben ortadoğuda söz sahibi olacağım deyip, saldırdı. Güç göstermeye kalktı. Neden savaş çıkmasın demediniz. Keşke gerekli destek verilse idi,hazır BM işin üzerine giderken mesele halledilse idi. ABD yarım kalan işi bitiriyor. Türkiye ise istese de isetemede de seyirci rolunü oynuyor. Yarın Irak fırsat bulsa yine zayıf bulduğu ülkelere hatta bu ülkemizse bize saldıracak. Aciz Arap birliği ise ey ABD kurtar bizi diye yalvarmaya kalkacak. Burada esaslı güç olmamızı istemese asıl ABD isterdi. Elimize gçirdiğimiz üstün ülke menfaatlerini değerlendirme şansını tepip 10 sene sonra yine yanlış yaptık diyeceğiz. Ve Irak'ın terörizmi desteklemesinin acılarını çekeceğiz. Hatta belki ABD yi kenara bırakıp kendimiz kuzey Irak'a girmeye kalkacağız. Ve meşruiyetimizi isbat dahi ettirmeyecekler. Bu fırsat ülkemizin uluslararası çıkar ve stratejileri için bir daha ayağımıza gelmez. Bu konuda Ömür'e hak veriyorum. Biz kurtuluş savaşında tonlarca kan akıtırken, oralarda birileri düşmanlara kapılarını sonuna kadar açmışlardı. Adam Türkmenleri öldürüyor, siz hala hiçbir gerekçe savaşı makul göstermez diyorsunuz. Bu Savaşın makuliyet şartı çoktan gerçekleşmiştir.(10 yıl önce). Şu anda artık bir zorunluluktur. Hiçbirimiz kanı kurban bayramı ve sağlık nedenleri dışında sevmiyoruz. Irak gerçekten savaş istemiyorsa gerek yönetimi ve gerekse bizler kadar duyarlı olmadığı kesin halkı buna bir son verir.




    Hukuki NET Güncel Haber

    Hiçbir Gerekçe Savaşı Makul Gösteremez konulu yargıtay kararı ara
    Hiçbir Gerekçe Savaşı Makul Gösteremez konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #42
    Kayıt Tarihi
    Jun 2002
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    189
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sayın İlkel,

    Düşüncelerinize saygım sonsuz ama kanaatinize kesinlikle katılmıyorum. Katılmamı da herhalde beklemezsiniz, onca yazımdan sonra

    Yazınızla ilgili olarak;
    Baas yönetiminin ne denli gaddar olduğunu detaylandırmaya gerek dahi duymuyorum herhalde bu yeterince biliniyordur. Irak halkının ve yönetiminin isteseler savaşı engelleyebileceğini söylüyorsunuz. İsteseler güçlerinin buna yeteceğini düşünüyorsunuz. Adam kendi kızını, damadını doğruyacak kansızlıkta. Dikta yönetiminden bahsediyoruz. Yönetime itiraz eden, eleştiri getiren hatta farklı politikalar uygulama teşebbüsünde bulunan herkes daha bir icraata girişemeden, ya kendilerini hapiste ya sürgünde veya namlunun hedefinde buluyor. Demokrasinin olmadığı, iletişim özgürlüğünün dahi olmadığı bir ülkeden bahsediyoruz, sesini biraz olsun yükseltenler derhal alaşağı ediliyor... O nedenle bence bu konuda yanılıyorsunuz... Allah aşkına oradaki halkın ne imkanı ne gücü olabilir ki? Halk amborgadan inim inim inliyor...Çocuk ölümleri açlık sefalatle ilgili istatistiklerine kısaca bir göz atın göreeceksiniz..Yol yöntem savaş değil asla bu olmamalı, buna kesinlikle karşıyım...Barışçıl yollardan, binbir yol, yöntem ve taktikle Irak’a
    istenen yaptırımların yaptırılabileceği açıktır.

    Seslenişim elbette öncelikle ABD politikalarına ama Türkiye’nin böyle hukuksuz bir müdahaleye bir yandan dahil olmasını da makul görmem imkansız. Uluslararası meşruiyete tam aykırı olan bu uygulama dikkatinizi çekerim oradaki sivil halka, masum halka yönelik. Savaşın hedeflerinin başında insanlar geliyor. İnsan yaşamı herşeyin üstündedir, kutsaldır....Ulusal çıkarımızın böyle bir yoldan sağlanabileceğini düşünmenize şaşırmamak elde değil. 10 sene sonra yine yanlış yaptık demenize de katılmıyorum bence aksine bir karar alınırsa bu yanlışlık olacaktır. Türkiye’nin yeri hukukun ve adaletin yanında olmalıdır. Bedeli ne olursa olsun...Güç gösterisi mi? Güç gösterisi herhangi bir sivilin yaşamına kast edecekse bu barbarlıktan öte bir durum değildir. Güç gösterisi yapılmak istenirse her medeni ülke gibi bu, adalet hak ve hukuk gözetilerek yapılır..Ortadoğu’da İsrail hükümetinin Filistin halkını yıllardan beri yaptığı zulmün adalet gözeten bir yanı var mı? Onlar da güçlü olan kazanır mantığıyla bir milleti kendi yurtlarından sürmeye, yok etmeye çalışıyorlar. Ve kendilerinin güçlü olduğunu düşünüyorlar..Adeta kan davasına dönen kin ve nefret tohumları iki toplumun da hücrelerine işledi. Bunun faturasını ise yine masum insanlar ödedi ve hala ödemeye devam ediyor...

    Asla bu savaşa girmemiz zorunluluk değildir. Uluslararası stratejimiz ve çıkarlarımızın korunması eminim ki masum insanların kanı üzerinden geçmiyor..Türkiye kendi halkının sesine kulak verip, aktif bir dış politikayla barışın tesisini bizzat kendisi sağlayabilir ve bu konuda dünyaya örnek olabilir.


    Give Justice A Hand

  4. #43
    Kayıt Tarihi
    Feb 2003
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Öncelikle savaşa "en karşı" olduğumu belirtmek isterim. Yazdıklarımın nasıl anlaşıldığı, neden katılındığı ya da katılınmadığı da tabi benim için önemli. Ancak "Savaşa Hayır" diyenlerden değil, "Barışa Evet" diyenlerdenim. "Yurtta sulh, cihanda sulh" demek yeterlidir savaşa karşı olmak için. Misak-ı Milli sınırlarını kabullenip, kimsenin toprağına ve bağımsızlığına göz dikmemek, kendi topraklarımıza bir tehdit olduğunda da tıpkı Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi yanıtını vermek gerek dedim. Bundan başka bir şey anlaşılmasın. Saddam diktatörmüş, o buymuş, bu şuymuş. Bırakalım bunları artık. ABD güdümündeki medyayı izliye izliye, her yabancı filmde ABD bayrağını göre göre bu ülkeyi güçlü bir ülke, kurtarıcı görmeyelim. Bugün Stalin'in ölüm günü. Beyin kanamasından gitti zat. SSCB'ni 2. süper güç yaparken, halkını inim inim inletiyordu. Muhalefeti yok ediyordu. ABD bu dünyanın hamisimidir? Büyük ya da ortanca abisi midir? Nedir bu ABD'den bu kadar beklentimiz? O zaman SSCB için neden bir şey yapamadı? Nagazaki ve Hiroşima ne çabuk unutuldu? Daha dün, Kuzey Kore "ben nükleer silah üretiyorum, sıkıysa gel beni denetle" tarzında kafa tuttu. Ne oldu, ne yapabildi? Amerikan ekonomisi çökmüştür arkadaşlar. Onların bu saldırganlıkları ekonomilerini yeniden toparlamak içindir. Bizler elbette seyirci kalmamalıyız, kalmıyoruz da zaten. Ülkemiz, Afganistan'a asker gönderirken sağlık problemi olan yaşlı başbakanımız o günkü meclisten asker gönderme tezkeresini meclisten almış ve yetkiyi Genelkurmaya devretmiştir bile. O yetki, bu hükümeti ve bundan sonra gelecek olan hükümetleri de bağlayan niteliktedir. Bir televizyon programında dönemin maliye bakanı sayın Masum Türker açıkladı. Öyleyse bilmeliyiz ki, bundan sonra meclise getirilen ve getirilecek olan her tezkere "ABD askerinin" Türkiye'ye gelip, yerleşmesi içindir. Biz, ABD güdümündeki medyayı izleyip, ekonomi programlarında "tezkere geçmezse borsa ne olur, ekonomi ne olur, Türkiye kaç milyar doları tepiyor" türünden yanlı, Amerikancı yorumları izleyen aptal, bir şeyden anlamayan halk; tezkereye neden karşı olmamız gerektiğini, ya da neden karşı olmamamız gerektiğini iyi analiz etmeliyiz. Ally Mc Beal'i izlemekten ben de keyif alıyorum ama bu benim Nutuk okumamı, günümüzün Damat Ferit Paşa'larını ve Abdülhamit'lerini teşhir etmemi engellemiyor. Saygılarımla.

    Yer, zaman ve kişiler, hep aynı yerde, hep aynı zamanda ve hep aynı kişiler olsaydı; birbirimizin içinde olurduk, içindeyken...

  5. #44
    Kayıt Tarihi
    Feb 2003
    Nerede
    AKŞEHİR, Türkiye.
    İletiler
    11
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Ulu Önder ATATÜRK' ün de dediği gibi
    " MİLLETİN HAYATI TEHLİKEYE DÜŞMEDİKÇE SAVAŞ BİR CİNAYETTİR. "
    Birazcık petrol uğruna, anlamsız tere dökülecek askerlerimizin kanının hesabını kim verecek?!
    Savaştan başka çıkar yol olmadığını ifade ederek hepimizi uyutmaya çalışıyorlar.
    Bu savaşın ortadoğu ve tüm insanlık için büyük bit felaket olacağını, tüm dünyayı kaosa sürekleyeceğini göremeyecek kadar duyarsız olamazlar!
    " YURTTA SULH CİHANDA SULH."


    Av.GÜNEŞ

  6. #45
    Kayıt Tarihi
    Jun 2002
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    189
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Yeni kurulacak hükümetle meclise gelecek olan muhtemel ikinci tezkerenin de meclisten geçmemesini diliyorum.

    Benim dileğim eminim ki milyonların da dileği. Çünkü bu tezkerenin geçişi hiç de ülkemizin hayrına olmayacak.

    Eğer böyle bir durum söz konusu olursa ortada kabul edilmesi gereken bir gerçek var ki parayla satın alınarak ABD’nin cinayet planına direk veya dolaylı olarak ortak olunacaktır.

    İşte asıl bunun sorumluluğunun neler olabileceğine ve ileride başımıza ne tür belalar getireceğine hazırlıklı olmalıyız...

    Asıl ağır fatura o zaman bizlere, Türk halkına kesilecek.

    Aksi yönde muhtemel oluşabilecek seri gelişmeler üzerinde nedense durulmuyor. Bush’un haçlı savaşı olacağını açık açık beyan ettiği, Ortadoğu’yu kendi istekleri yönünde yeniden şekillendirmek istediği ortadayken ve bunu bağıra bağıra söylemekten çekinmezken Türkiye’nin bu planda yeri ney???

    Türkiye kimseye muhtaç değildir. Biline ki ABD işine yaramadığını ve ihtiyacı kalmadığını düşündüğü anda müttefik dost most birşey görmez. Aynı saldırgan politikayı bizlere yöneltmekten hiç bir çekincesi olmayacağını da göz ardı edemeyiz. Sınırları olmadığına ve hukukun üstünlüğüne inanmadığına göre bu hiç de sürpriz olmayacaktır..

    Uluslararası hukuka göre, Irak’a karşı askeri güç kullanılmasının haklı hiçbir tarafı olmadığını tüm dünya haykırırken bizlerin göğsümüzü gere gere böyle bir yıkımın içinde olmasının asla makul bir gerekçesi olamaz.

    Savaş için hiçbir hukuki mazaret olmadığı bir gerçektir. Irak’ın silahsızlandırılmasını talep eden hiçbir BM kararının da bir saldırıyı haklı çıkarmayacağı ortadadır.

    Sayın Ali Bey’in de ifade ettiği gibi dikkatleri başka yönlere çekerek insanları uyutmak istedikleri açıktır....


    Give Justice A Hand

  7. #46
    Kayıt Tarihi
    Mar 2003
    Nerede
    Adana, Türkiye.
    İletiler
    356
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    HİZMETE ÖZEL

    HİZMETE ÖZEL

    T.B.M.M. SAYIN ÜYELERİNE Tedbir istemlidir

    ANKARA

    BEYAN VE TALEPTE
    BULUNAN(DAVACI) : Dünya ve Özelde Türkiye Ulusu Adres: Yeryüzü.
    YETKİSİZ TEMSİLCİSİ : Av.Bahattin YILDIZ –Adana

    ALEYHİNE BEYANDA
    BULUNULANLAR
    (DAVALILAR) : Dünya Derin Yönetimi ve Ortakları Şirketi.
    Bulundukları Adresleri:
    1) A.B.D. Ülkesi içinde bulunabilecek adresler.
    2) İngiltere Ülkesi içinde bulunabilecek adresler
    3) İSRAİL Ülkesi içinde bulunabilecek adresler
    4) Yandaşları ve ortaklarının bulunduğu farklı ülke mekanları.

    D. DEĞERİ : Tüm Dünya ülkeleri, halkları, toprakları, yeraltı ve yerüstü
    kaynakları, malları, canları, kanları, namusları, özgürlükleri,
    değerleri...

    KONUSU : a) Öncelikle tüm yetkilerin kullanılarak 1.3.2003 T.de sayın makamınızın ret nedeniyle resmen elde edemedikleri TEZKERE’nin içerik ve sonuçlarını fiilen hayata geçirmelerinin meclis soruşturması ve diğer yasal olanaklarla tedbiren engellenmesi;

    b) Davalılar tarafından üzeri boyanarak, kısmi değişikliklerle, oluşturulacak suni gündem ve olaylarla süslenecek 2.TEZKERE’nin KESİN HÜKÜM nedeniyle yeniden reddine karar verilmesini saygı ile talep ve arz ederim.

    AÇIKLAMALAR :

    1) Dünya Ülkelerinde ve özelde Ülkemizde kendi yararlarına bir takım faaliyetlerde bulunan davalılardan müvekkil şikayetçidir. Girdikleri her yerde kan ve gözyaşı bırakan davalıların yakın geçmişte işledikleri haksız fiiller gizleyemeyecekleri kadar çoktur. Dünya Ülkelerinde bulunan uluslara karşı sayısız fiiller saymakla bitmez. Bu anlamda her tür beyan ve talep haklarımızı saklı tutarak özelde çok yakın geçmişte işlemiş ve işletmiş oldukları eylemlerden bazılarını ana başlıklar halinde sıralıyorum:
    a) 1980 öncesi Türkiye Halkı arasına sağ-sol, dindar-laik, milliyetçi-enternasyonal, Kemalist-antikemalist, sünni-alevi, Türk-Kürt, Komünist-Faşist ve daha yüzlerce ayırımları Demokraside olmazsa olmaz olan renklerin ve seslerin değişiklikleri ötesinde kamplaşmalara, ayrışmalara yönlendiren nifak tohumları serpme, çatışma, öldürme, soygun yan ürünlerin oluşmasına vb. sonuçlara neden olmaları;
    b) Gerekli çıkar elde etme ve 1980 sonrası yüzlerce insanların işkence hanelerde çile doldurması, idamı, yaralanması, sakatlanması, bunalıma düşmesi;
    c) Ülkenin tarihsel diyalektiği gereği oluşması beklenen demokratik açılımların ancak kendi yararlarına uygun olan kadarıyla gelişmesine sessiz kalan, fazlasına izin vermeyen eylemleri nedeniyle bir türlü yeteri derecede oluşmayan, oluşturulamayan demokratik kurum ve kuruluşlar nedeniyle bazı illegal yapıların oluşmasına sebep olmaları, bazılarını da kendi elleriyle kurdurmaları;


    d) 1983 sonrası her kesimden 30.000. lerle ifade edilen insanların ölmesi, sosyal, psikolojik, ekonomik, siyasi, hukuki vb. çöküntüler yaşanması;
    e) Bir parti liderinin yönünü kısmen ortadoğuya dönmesi nedeniyle, türban, bir kadının bir tarikat liderinin kendi istekleriyle ve hevesle cinsel ilişkilerini gündeme getirerek, bir kaç takkeli ve sarıklı görüntüleriyle sonradan tüm isteklere okey demesine rağmen düşürülmesi;
    f) Kirlileşen, ayyuka çıkan ve toplumu rahatsız eden bazı kurumsal ilişkiler, Susurluk kazası nedeniyle oluşan toplumsal rahatsızlığı bir kaç tetikçi ile üzerini kapatarak, izole etme;
    g) Ülkede oluşan ve oluşturulan bir kısım; medya, sermaye ve yatırım şirketleri, banka vb. kanallarla devletin ve sonuçta halkın malını, parasının yağmalanması ortamını sağlayarak, sağlatarak kendilerinin emri altındaki IMF ye teslim olmamızı sağlama;
    h) Ülkede oluşturdukları senaryo dışında diğer ülkelerde ve uluslarında kendilerine uygun yüzlerce senaryolar üreterek uzatmadan söyliyeyim BUGÜNLERE GELİNMİŞTİR.
    KISACA; Ülkede oluşan tüm günahların, haksızlıkların, hataların, sefaletin, ölümlerin, soygunların, faili meçhullerin vs. genelde ana kaynağı davalılardır.

    2) Davalılardan birinci sırada gösterilen adreste şimdi George W. BUSH yönetimi bulunmaktadır. Bu yönetim Dünya Derin Devletinin emir ve komutasında sadık bir temsilcidir.
    Şimdiye kadar bazılarını saydığım haksız eylemlerin ve saymadığım diğer ülkelerde cereyan etmiş tüm günahların müsebbibi Dünya derin Yönetiminin görünen temsilcilerinden biri.
    Dünya derin Yönetimi, Öyle bir derin yönetim ki; gerektiğinde Hıristiyan, Müslüman, Budist, yahudi, ateist, komünist, faşist, koruyucu melek, şeytan görüntüsü verebiliyor. Tek değerleri, Yönetimi kaptırmama ve kendi yararlarına hareket etmektir. Onlara bir din veya görüş atfetmek gerekirse onlar BAYKUŞ DİNİNDENDİR. Baykuş onların sembolüdür. Bu sembolde ölümü, kanı, gözyaşını ve kötü olan her şeyi çağrıştırmaktadır. Uluslar için kötü olan onlar için iyidir.
    En önemli araçları bir şeylerden korkutarak kendilerine sığınılmasını sağlamaktır. Onlarda "denize düşen yılana sarılır," deyişini iyi bilenlerdendir.
    Bunlar İLAHLIK iddiasındadırlar. Dünya ulusunun geleceğini KADERİNİ kendileri belirlemektedirler. Bunu şimdiye kadar ufak tefek sapmalar dışında gerçekleştirmeyi de başarmışlardır.
    Bunlar kaderleri tayin ederken; siyasi ortamı, bazı sivil toplum örgütlerini, bazı sermaye çevrelerini, bazı medya gruplarını, bazı köşe yazarlarını (bunlara ‘KöşeSamda Köşede Bir köşe yazarı’ ismi vermekteyim.) ve aklımıza gelebilecek herşeyi kullanabilmektedirler.
    Geçmişte soğuk savaş denen şeyin asıl isminin aslında SOSYAL PSİKOLOJİ olduğunu öğreniyoruz. Bunlar özelde kitle iletişim araçlarını kullanarak toplumları yönlendirebiliyorlar, istedikleri ve düzenledikleri senaryoya uygun davranılmasını sağlayabiliyorlar.
    Bunlar bazı ülkeler içinde suç olan bir şeyi kendi yararlarına ise suç olmaktan çıkaracak kadar güçlüler.
    Bunlar, kendi yararlarına aykırı olan veya kullanabilecekleri yasal bir eylemi suç olarak gösterebilme yetisine dahi sahipler...
    Tüm yetilerini ve çabalarını kullandıktan sonra elde edemedikleri sonucu cebir ve şiddet kullanarak elde edebilmektedirler. Bunun adına da sıcak savaş diyorlar.
    Kendileri için istedikleri iyi şeyleri başkaları için istemiyorlar.
    Kendileri için istemedikleri kötü şeyleri başkaları için istiyor ve olması içinde çaba harcıyorlar.

    3) Yakın geçmişte kademeli bir şekilde oluşturdukları senaryolar ve düzenleme raporlarıyla istedikleri fırsatı yakalamışlardı. Hedef; Ülkemiz, Ortadoğu ve Asya ülkeleriydi. Fiilen etki altına aldıkları bazı yerlerde resmende bulunmak istiyorlardı. Herşey güzeldi ve planlarına uygundu.
    Ülke içinde milliyetçi-muhafazakar-dindar kesimin tepki koyma imkanı da kalmamıştı. Çünkü her yönüyle tehdit ve şantajla karşı karşıya kalan bir lider vardı. Onu ikna edebilmişlerdi. O da kendisini ülke yararına hizmet eden biri olarak şekillendirmişti, kendi yararlarına. Tabanı sessiz kalacaktı. Tıpkı; Bir illegal örgüt liderinin İdamının kaldırılmasının MHP nin iktidar ortağı döneminde gerçekleştirilmesi gibiydi.( Hiç bir idama benimde onay vermediğimi belirtmeden geçemeyeceğim) Bir kaç ufak ses dışında ses çıkmamıştı.
    Öncelikli saldırı Irak’aydı. Ve ses çıkmayacaktı. Ülke bir şekilde hazırlanmıştı. Gizli protokollar yapılmıştı. Para teklifleri vardı.
    Ama teklif edilen paraların derhal kabulu toplumca hoş karşılanmayacaktı. Müzakereler uzadı. Tartışma ortamı oluşturuldu. Sonuçta Ülkenin de Bush karşısında konuşabildiği gururu yaşanmalı ve yaşatılmalıydı.
    BUSH; sanki bir ilahtı. Mevkii Miraç mevkiiydi... (haşa) Bu görüntü oluşturuldu.
    Pazarlık sonuçlanmıştı. Çünkü Bush ve şürekası öyle karar vermişti. Buna boyun eğilmeliydi.
    T.B.M.M önemli değildi. O hükümetin sorunuydu. Nasıl olsa İki parti vardı. CHP muhalefet olduğu için halkın nabzına uygun olarak ret desede çoğunluk EVET diyecekti. Ülkede Demokrasi bazı alt yapılara bağımlıydı. Bir kısım Medya gerekli bilgi bombardımanında bulunmuş, Yürütme Erki ikna edilmiş, Yargı erkinin bu konularda söyleyecek lafı olmazdı. Yasama erki ise EVET diyecekti.
    Vatandaşlar açtı. Karınları gurulduyordu. Önceden oluşturdukları Ekonomik kriz ve IMF reçetelerinden bunamışlardı. Onlar da paraya evet diyeceklerdi. Şu an en hassas noktaları buydu.
    Ama beklenen olmadı.
    DEMOKRASİ ilk kez ülkemizde onlara ve ortaklarına rağmen onların A ve B planına karşı C (Sİ diye okunur) planını yani "C GO HOME" yine yani "Si.. Evine Dön" diyen HALKIN SESİNİ MECLİS kanalı ile yansıtmıştı. Bu insanlığın, iyiliğin, halkın Demokrasinin zaferiydi. TEZKEREYE YANİ SAVAŞA HAYIR denildi. 1 MART 2003 tarihi Ülke tarihinin kanımca çok az sayıda olan şanlı günlerinden biri olacaktır. Belki de Dünya uluslarının BARIŞ VE DEMOKRASİ BAYRAMI OLACAKTIR.

    4) Dünya Ulusunun % 96 sının zaferiyle sonuçlanan TEZKEREYE RET kararı davalılar nezdinde büyük infiale sebebiyet vermiştir.
    Kanımca bu karar kesin hüküm teşkil ediyor.
    Onlarda farkında... Kesin hüküm olgusunu yok etmek için para dışında yeni senaryolar peşindeler. Bunlardan sizlerinde malumu olanları kısaca karşılıklarıyla birlikte sunmak istiyorum:

    a) Senaryo: Kuzey Irak’ta Kürt Devleti oluşacak davalılarla birlikte hareket edersek oluşmayacak...
    Karşılığı: Davalılar o kadar güçlü ve faydacı ki; istiyorlarsa sizli veya sizsiz bu devleti oluştururlar.
    b) Senaryo: Kuzey Irak’taki kürtler yürüyüş yapmışlar, Ülke aleyhine slogan atmışlar. Türk askeri istemiyorlar. Barzani; Wasinghton Post’a ilan vermiş, "Türk askeri istemiyoruz," diye...
    Karşılığı: 1.3.2003 ten önce Türk askerinin girmesine kesin gözüyle bakılırken neden böyle bir yürüyüş yapmamışlardı? Anılan dergiye böyle bir ilan vermemişlerdi. Çünkü davalılar etki-tepki meselesini iyi biliyorlar. Ülke insanlarının milliyetçi duygularına vuruşlar yaptırıyorlar. İşbirlikçilerinin önceki torbalarında olan şeylerin yerine bunları yerleştiriyorlar. Toplumu ve sizleri ikna etmeye çalışıyorlar.
    c) Senaryo: Türkmenler Ülkedeki Türklerin ırkdaşları. Kuzey Irak’ta temsil edilmemişler. Arada heba olacaklar, öldürülecekler.
    Karşılığı : Buda bir senaryodur. Göz kırpmadır. Ülke savaşa evet derse Türkmenleride masaya oturtturuz yemidir. Tüm Dünya insanları (% 6 hariç) bizim kardeşlerimizdir. Kürtlerinde, Türkmenlerinde, Araplarında zarar görmesini istemeyiz. Savaş, tümüne zarar verecektir. Ateş düştüğü yeri yakacaktır.
    d) Senaryo : Davalılarla birlikte hareket etmezsek onlarla masaya oturamayız.
    Karşılığı : Bu masanın oluşmasını engellemek halkın ve halkın gerçek temsilciliğini 1.3.2003 Tarihinde yapan Yüce Meclisde... Oluşsa bile hangi geçmişimizde aynı masaya oturma hakkı tanıdılar ki?... Masa onların ve 100 mt. yakınına yaklaşma yasağı var.
    e) Senaryo : Ekonomik yönden tamamen batarız.
    Karşılığı : Ekonomik yönden batmamıza neden olanlar (tetikçileri dışında) zaten davalılardır. Onlar bizim ekonomik özgürlüğümüzü kazandığımızda onlara her durumda No diyeceğimizi bilenlerdendir. Savaş onların bir kaç kuruşuyla karşılanmayacak kadar masraflıdır. Ayrıca olayı salt her türlü değere karşı ekonomiye indirgeme düşüncesi tüm değerleri yok etme ve özelde; mafyalaşmaya, fuhşa, dolandırıcılığa, para için adam öldürmeye, silahlı gaspa ve para karşılığı her türlü kötülüğü yapmayı halk nazarında meşrulaştırır.
    f) Senaryo : Efendim. Davalılar milyarca dolar masraf yaptılar. Geri dönerler mi?... Hem Tezkere verilecekmiş gibi görüntü sağlanmıştı.
    Karşılığı : T.B.M.M. ne mi sordular. Kendi kendilerine filim olmuşlar. Halka mı sordular?
    "GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER. K.Atatürk"
    g) Senaryo : 2.tezkereye de hayır dersek hükümet bunalımı yaşanır. Hükümet düşer. Belki de Meclis dağılma sürecine girer. Siyasi bunalım olur.
    Karşılığı : Hükümet düşse bile MECLİS yapı itibarıyla kendi içinde yeniden bir hükümet çıkaracak yeterliliğe ve doygunluğa sahiptir. Siyasi bunalım, halktan kopuk, halkın sesine olumlu yanıt verilmediğinde ancak çıkar.
    h) Senaryo : Bazı örgütler harekete geçebilir veya onlara karşı bizim harekete geçmemiz gerekiyor. Hem Türk bayrağı yakıldı. Ülkemiz aleyhine yürüyüş yapıldı.
    Karşılığı : Başlayan Demokratikleşme süreci hızlandırılırsa onların varlık nedeni kalmaz. Bir kısım halktan koparlar. Ayrıca Ülkemiz silahlı gücü, saldırı halinde savunmasını yapacak güçtedir.
    Değil Türk bayrağı hiç bir bayrağın yakılmaması gerektiğini bilenlerdeniz. Bunu şiddetle kınıyoruz. Ama her bayrak yakılan ülkeye müdahale meşru sayılsa; bayrakları yürüyüşlerde yakılan A.B.D ve İsrail’in ülkemize müdahalesi de meşru sayılacaktır.
    Karşılığı : Hz. Ömer’in "Adaletten ve haktan saparsam, yanlış bir iş yaparsam beni bu kılıcımla düzeltin," mealindeki sözde gizlidir. Lider her zaman haklı değildir.
    Halk topyekün TEZKEREDE SOMUTLAŞAN SAVAŞA HAYIR diyor.
    Evet, daha binlerce senaryo üretilecek... Müvekkil Dünya Ulusunun da o senaryolara karşı yanıtları olacak...

    5) Müvekkil Dünya ulusunun özelde Ülke ulusunun bazı sezgilerini yansıtma gereği duyuyorum:
    Savaşa evet diyen etkilenmiş veya bazı duyguları ağır basan sağduyusu iyi olmayan safdilleri bir kenara ayırarak söylemek istiyorum;
    a) Bazı Medya gruplarında konusunda yeterli ve yetkin üst düzey akademik kariyerleri olanlar yerine alt düzeyde kariyeri olan ama ağzı bol bol laf yapan bazı cambazlar çıkmaya başlamıştır. Daha önce Ortadoğu siyaseti konusunda uzman olarak görünen ve Ebu Amar’ın (Ömer’in babasının) liderliğini yaptığı Filistin’de akan kanı ve gözyaşları yazan yazarların, milliyetçi-muhafazakar görünen nur yüzlü yazarların, geçmişinden A.B.D ye hayır diyen yürüyüşlerde bulunan bazı komünist yazarları, M.Kemal Atatürk’ün kurtuluş savaşını ballandıra ballandıra anlatmış olan bazı kişileri, belirli cemaatlere önderlik etmiş ve etmekte olan bazı liderleri esefle ve kahırla izlemekteyiz. Savaş ortamı turnosal kağıdı örneğini gösteriyor. Renkler değişiyor. Ülke kendisiyle, yalanlarıyla, gerçekliğiyle yüzleşiyor. Kandırıldığını anlıyor ve ağlıyor.
    Davalılar, tezkere öncesi yığınla yaptıkları finansal, şantajsal yatırımlarına rağmen hayır yanıtı almalarından dolayı, kendi işbirlikçilerinin kulağını çekmiştir. Onlarında ellerinden geleni yapmaları direktifini vermekle beraber artık onlara tamamen güvenmemektedirler.
    Bu nedenledir ki, davalı A.B.D temsilcilerinden bazıları siz Sayın Milletvekillerini bizzat ziyarete gelmişlerdir.
    Evet davalılar yapmamışlarsa da yapacaklardır. Neyi?... Aklıma gelen bazı şeyleri...
    -Para...
    -Şantaj
    -Kadın
    -Dansöz
    -Tehdit
    -Savaş çıkmayacak. Merak etmeyin.
    -ve daha bir çok şey...

    Ama sizler biliyorum ve inanıyorum. Değerleriniz vardır. Elinizin tersiyle iteceksiniz. Çünkü biliyorsunuz ki; tarih olanları yazıyor. Halkın sezgileri güçlüdür. Dini olanlar ise öbür dünyaya Mahşere inanmaktadır. Orada gerçekler tüm çıplaklığıyla orda olacak ve yerine getirdiğiniz bazı farzlarınız belki de sizi kurtaramayacak.
    Zaman; Bush’un Saddam’la, kuzey kore’yle, Çin’le, Rusya ile, Fransa ile savaşımı değildir.
    Bunları ayırarak söylüyorum. Zaman % 96 civarında olan sömürülmüş, kandırılmış, yönlendirilmiş, birbirine kırdırılmış halk ile her türlü kötülüğü meşru gören bukelamun yüze sahi Elit % 6 oranındaki grupla savaşım ortamıdır.
    Saflar belirlidir. İdealler açıktır. % 6 ‘nın büyülerine, zihin kontrol yöntemlerine, oluşturdukları ve oluşturacakları her türlü zorlayıcı değişiklik ve olaylara karşı SAVAŞA HAYIR demek sizlerin elinizde...
    Sizler ebabil kuşları olun, elinizdeki oylarda küçük taşlar olsun. Aşağıda bulunan fillerden ve fil sahiplerinden korkmadan onların üzerlerine atın taşları... Fil suresi gerçekliğini bir kez daha yaşayalım. Fillerin ve sahiplerinin ne kadar güçsüz olduğunu bir kez daha görelim.
    01.03.2003 T.de göstermiştiniz. Hani A planı olmazsa Türkiye’siz B planına geçeceklerdi. Geçsinler.... Geçebiliyorlar mı? Safdil değillerse satılmış bazı Medya Temsilcileri buna yanıt verebiliyorlar mı?... Hadi geçsinler.... Çünkü onlar Tanrı değil, İlah değil... Onların da kudretinin sınırları var ve olası savaşta Ülkemize ihtiyaçları var.
    Rusya, Fransa, Alman’ya, Çin, Kuzey Kore, İran, Suriye ve daha niceleri... Sizler onlara ret derseniz hadlerini bildirecekler.
    Onların zoraki sömürgeleri, içlerinden sizlerin Hayır demeniz için dua ediyorlar...
    Belki de yeniden yapılanacak Avrupa Birliğin de de yerimizi onurla alacağız. Taki davalıların yeterince etkisi silininceye kadar kanımca gerekli bir ön aşama...
    Davalılara hayır demek, içerde oluşmuş yandaşlarının tasfiye sürecini de başlatacaktır. Hayatta fırsatlar bazen bir kez gelir ve geçer.

    HUKUKSAL DAYANAKLAR : T.C.Anayasası 92 md. ve diğer ilgili mevzuat hükümleri.
    KANITLAR : Kızılderililer, Güney-Kuzey savaşı, Siyahi köleler, Vietnam, Kamboçya, Küba, Afganistan, Irak, Lübnan, Filistin, Meksika, Falkland adaları, Libya ve daha niceleri...
    Yetki tezkeresinin T.B.M.M. tarafından 01.03.2003 T.de reddi kararı, İskenderun limanı, ipek yolu, Mardin’de bazı toprak ve dükkan sahipleriyle yapılmış kira sözleşmeleri.

    SONUÇ VE İSTEM : Anlatılan ve anlatılmayan hususlar ve gözönüne alacağınız hususlar ışığında;

    a) Öncelikle tüm yetkilerin kullanılarak 1.3.2003 T.de sayın makamınızın ret nedeniyle resmen elde edemedikleri TEZKERE’nin T.C.Anayasası 92 md. ye aykırı şekilde içerik ve sonuçlarını fiilen hayata geçirmelerine dair Davalıların haksız eylemlerinin meclis soruşturması ve diğer yasal olanaklarla tedbiren engellenmesi;

    b) Davalılar tarafından üzeri boyanarak, kısmi değişikliklerle, oluşturulacak suni gündem ve olaylarla süslenecek 2.TEZKERE’nin KESİN HÜKÜM nedeniyle yeniden reddine ve ayrıca BARIŞ içinde aktif girişimlerde bulunulmasına karar verilmesini vekaleten saygı ile talep ve arz ederim.08.03.2003

    Dünya ve Özelde Türkiye Ulusu
    Yetkisiz Vekili
    Av.Bahattin YILDIZ

    GÜNÜMÜZ;
    KENDİ BESMELESİNE İHANET EDENLERLE ETMEYENLERİ ;
    "Biismi amikul düvelil amerika vel Sultanil Bush vel şüreka!"
    adıyla başlayanlarla başlamayanları ayrıştıracak bir ayna sunmaktadır.


    Ateş yakıcı, su akıcı, hava görünmez, toprak cansız mı?

  8. #47
    Kayıt Tarihi
    Jun 2002
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    189
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Bahattin Bey,

    Son derece dikkat çekici ve emek sarfettiğiniz açık olan yazınız için teşekkür etmek istedim..

    Özellikle sonuç ve istem bölümünün gerçekleşmesi dileğiyle;

    (Davalılar tarafından üzeri boyanarak, kısmi değişikliklerle, oluşturulacak suni gündem ve olaylarla süslenecek 2.TEZKERE’nin KESİN HÜKÜM nedeniyle yeniden reddine ve ayrıca BARIŞ içinde aktif girişimlerde bulunulmasına karar verilmesini vekaleten saygı ile talep ve arz ederim.08.03.2003)


    Give Justice A Hand

  9. #48
    Kayıt Tarihi
    Jun 2002
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    189
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı


    “Bu savaşın adı İbranice Armagedon”... bu haftaki Tempo’da Aydoğan Vatandaş’la yapılan röportaja bir göz atın.


    Evangelik ve Yahudi ittifakının savaşı körüklediğini ve bunu kutsal kitaplarına dayandırarak yaptıklarına dair belgelerle hazırlanan bir yazı. Oldukça ilgi çekici.

    Bush’un sıkı Evangelist olduğunu bilmeyen yoktur sanırım...

    Evangelist ve Yahudiler arasındaki kutsal ittifak bu savaşı istiyor....Bu savaşın eninde sonunda olması gerektiğini ve kutsal plana göre hareket edilmesi zorunluluklarının nasıl olduğu inanın oldukça ikna edici anlatılıyor.

    Geçen hafta Newsweek’in kapak konusu olan, Bush’un ne denli dindar olduğuna dair sayfalarca yazıyı okuduktan sonra A. Vatandaş tarafından da dile getirilen bu gerekçeler bana gayet makul göründü....

    Röportajdan ilgimi çeken bir başka bölüm daha; takdirlerinize sunuyorum.

    Tezkere çıkmaması durumunda olacak gelişmeler eminim ki çoğumuzun aklından bu şekliyle geçiyordur...

    “Emekli Orgeneral Edip Başer, geçen gün, “bu yeni dünya düzeninin ilk adımıdır” demişti.

    Novus Ordo Soclorium.

    Bu ibare ABD dolarında piramidin hemen altında yazan latince ifadedir.

    ABD askerinin Türk topraklarından Kuzey Irak’a geçmesine izin veren tezkerenin beklenmedik bir gelişme değildi.

    Erdoğan’ın Başbakan olmasından sonra kabul edilebilir. Olmazsa ABD eski yöntemlerine başvuracaktır.” İşte yöntemler;

    1.AKP’nin bölünmesi için gerekli senaryolar uygulanmaya başlanır.

    2.AKP’nin İslamcı bir parti olduğu laikliğe büyük tehdit oluşturduğuna ilişkin ABD kaynaklı psikolojik harp argümanları pompalanır.


    3.Bu psikolojik harekat AKP ve TSK arasında gerginliğe neden olur

    4.Laik yönü ağır basan bir aydınımıza bir suikast tertiplenir

    5.Kritik askeri personelin bulunduğu uçaklarımız düşebilir.

    6.Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğunu hatırlatan haberlerde artış gözlenir.ve yanısıra irili ufaklı depremler olmaya başlar.

    7.Ordunun yönetime el koyması için manipülasyonlar hız kazanır. Ama Türkiye’de de tüm bunları okuyabilecek insanlar ve kurumlar da vardır.


    Give Justice A Hand

  10. #49
    Kayıt Tarihi
    Jun 2002
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    189
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı



    (Ölen bebeğinin başında Irak'lı bir anne)

    Ahlaki ve manevi değerleri yitiren bir milletin devamlılığının mümkün olmayacağı açıktır.

    Herşeyin telafisini hızla elde etmek mümkün olabilir ancak bu iki değerin yitirilmesini telafi etmek hiç de kolay olmayabilir.

    Türk milleti bu değerlere sıkı sıkıya sarıldığı ve kaybolmasından şiddetle çekindiği için gereken tedbirleri almakta ve devamlılığını muhafaza edebilmektedir.

    Aksinde hızlı bir çöküş yaşanacağı, kargaşa ve tatsızlıkların dört bir taraftan tüm hızıyla yayılabileceği gerçeği gözardı edilmemelidir.

    Dünya tarihi bu belanın içine dalan milletlerin sonunu bizlere tüm ayrıntılarıyla anlatıyor.

    Bu konuyu nereden düşündüğüm yine forumun başlığı altında yazmamdan açık olsa gerek.

    Savaşı teslimiyetçi bir görünümle kabul etmekten ve savaş üzerine bir politika izlemekten Türkiye’nin bir çıkar elde edebileceğini, en azından bazı şeyleri muhafaza edeceğini zannedenler yanılıyorlar.

    Bunun sonu hiçte hesap edildiği, planlandığı gibi olmayacaktır. Olması için bir neden de yok.

    Ahlaki değerlere taban tabana zıt olan, hukuka dayalı olmayıp güce dayanan bir tutumun sonunun iyi olmasını da beklemek hayalden öteye gitmez.

    Aktif barış politikası benim gibi birçok kişinin baştan beri üzerinde durduğu en önemli unsur.

    Savaş senaryoları üzerinde ısrarla durulacağına, asla tükenmesi mümkün olmayacak olan barış yolları üzerinde ısrarla durulması olumlu sonuçları ortaya çıkaracaktır.

    Türkiye’nin çekimser tutumunun dahi masum Irak halkının bir ay daha hayatta kalmasına neden olduğunu yazmıştı ismini hatırlayamadığım bir köşe yazarı. Gerçekten de son derece önemli bir tesbit. Bir de barışta tam kararlılık gösterse kimbilir hangi gelişmeler olacak?

    Türkiye’nin inandığı değerlerin arkasında sonuna kadar durması gerekir.

    İnanç ve değerlerinden ödün vermeyen toplumlar dünyada gerçek lider olmaya hak kazanır.


    (Babasının kucağında yaralı bir Irak'lı çocuk)

    <span id='hl' style='background-color: #FFFF00'>Güç masumun haklarını korumak daima adaletten yana olmaktır, kişinin kendi çıkarlarını zedeleyecek ihtimali olmasına rağmen..</span id='hl'>

    Saygılarımla




    Give Justice A Hand

  11. #50
    Kayıt Tarihi
    Jun 2002
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    189
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı


    Biraz önce Bush'un konuşması naklen televizyondaydı. Farklı bir açıklama yoktu. Bush hikayesini anlatmaya, üstlendiği rolü oynamaya devam etti.

    Saddam ve ailesinin 48 saat içinde ülkeyi terketmesini aksi takdirde müdahale sürecine başlayacağını söyledi. Diplomatik olarak, barışçıl yollardan tüm çabaları yürüttüğünü ve tüm bunların sonuçsuz kaldığını iddia etti. (buna kanan, inanan var mıdır? hayret gerçekten hayret!!)

    (Hikayeye devam...)Savaşın engellenmesi için elimizden geleni yaptık dedi bir yandan da BM Güvenlik Konseyi 'nin sorumluluklarını yerine getirmediğini söyleyerek veto eden ülkelere (başta Fransa olmak üzere) nezaketiyle dokundurdu. Bundan sonra ABD tek başına herşeyi üstlenecek dedi.

    Konuşmadan başka notlar: Irak ordusuna petrol kuyularını yakmayın, bizimle savaşmayın teslim olun mesajı. (sanki oradaki ordunun, halkın böyle bir alternatifi varmış gibi, adete dalga geçer bir üslup bu olacak şey mi?)

    Irak'ta terör sona erecek, diktatörlük sona erecek, ABD yeni bir Irak yaratacak.. (demokrasinin gelmesi için yönteme bir bakın -SAVAŞ!! sivil halka zarar vermenin üzerinden nasılsa geçiyor, başka yöntem mi yok Irak'ta istenilen rejimin elde edilmesi için!! elbette var hukuk çerçevesinde yapılan tüm eylemlerin arkasında milyonlar olacak ve elbette kalıcı bir başarıya ulaşılacaktır...) Iraklı askerler herhangi bir çatışmaya girmemeli.

    Savaşın kurbanları olacaktır bunu en aza indirmeye çalışacağız. (ABD'nin asla böyle bir konuyu umarsamadığı açıktır, hayvan yerine bile koymuyor oradaki masum halkı, usulen söylendiği açık bir cümle)

    Biz barışın peşindeyiz, bağımsız bir ülke yaratma peşindeyiz vs vs...

    (bir şeyleri elde etmek için yöntem savaş olamaz, sivil masum halkın ölümleri olamaz, bunu makul görenler kesinlikle büyülenmiş)

    Give Justice A Hand

+ Konuyu Yanıtla
5 / 6 Sayfa İlkİlk 123456 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. [Sigorta hukuku] Hiçbir Gerekçe Sunulmadan Reddedilen Kasko Ödemesi
    Öncelikle herkese merhaba, Yaklaşık 4 ay önce çift taraflı olarak maddi hasarlı trafik kazası geçirdim. Kaza sonrası 2 araç ağır hasar aldı....
    Yazan: onur meşe Forum: Ticaret Hukuku
    Yanıt: 6
    Son İleti: 04-01-2020, 05:49:05
  2. İdare Mahkemesİ müdür yardimcisi olarak atanabİleceğİm okulu yd reddİnİ verdİ.....hiçbir gerekçe yazmadan.
    2011 M.E.B müdür yrd sınavını kazanarak md yrd için müraacaat ettim 1.tercihim olan okul girebileceğim ders ve normum yok diye iptal...
    Yazan: sades76 Forum: İdare Hukuku
    Yanıt: 25
    Son İleti: 27-01-2014, 00:55:10
  3. İcrada bulunan dosya hakkında Avukatlar ile hiçbir şekilde makul bir ücrette uzlaşamıyorum.
    Merhaba, 2007 yılında icra takibine başlanmış birbiri ile ilişkili hakkımda 2 dosya var. İşsizlikten ötürü epey bir süre ödeme...
    Yazan: berkdimli Forum: İcra ve İflas Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 13-05-2010, 22:45:17
  4. Allahım makul et beni
    Bir kısım sendikaların Taksim'e girişleri Arabesk filmini aratır gibiydi. Allahım makul et beni Girmeyeyim Taksim'e Aksın, alınterim aksın...
    Yazan: Harun Gür Forum: Hukuki.net Köşe Yazıları
    Yanıt: 10
    Son İleti: 09-05-2009, 14:57:46
  5. Makul manevi tazminat miktarı
    Kızkardeşim boşanma davasının başında yalnızca nafaka istedi. Ancak dava sürecinde eşi tarafından namusuna yönelik hakarete varan ithamlar yapılınca...
    Yazan: ma_cera Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 5
    Son İleti: 12-02-2007, 14:17:27

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.