Sn:selcuk bey,Bu konu'nun Anayasal bir suç olmadıgı ancak,657 sayılı Devlet Memurları kanunun da düzenleme yapılmıştır.siz yasal yolları denediginiz ancak sonuç alamadıgınız anlaşılmaktadır.Bence, T.B.M.M.İnsanhakları Komisyon Başkanlıgına Durumunuzun vehametini bildirir bir dilekçe yazarak p.t.t vasıtasıyla alma haberli olarak gönderin denemekte yarar vardır.
Siz avukatsınız ben de kamudan emekli bir bürokratım. Siz yasal yönünü bilirsiniz, ben de uygulamayı. Herkes kendi alanından değerlendirme yaparsa olumlu sonuçlar beklenebilir.
Benim değindiğim Anayasa maddelerine başka katılımcılar da değinmek ihtiyacı duymuş. Belirli (doktor, hemşire,ebe,öğretmen gibi)meslek alanları dışında kamu çalışan bulmakta zorlanmaz. Kamuda çalışan sayısını, tırpanlamasalar ihtiyaç duyulan yerde de çalışan daha kolay bulunur.Bu forum yeri mi bilmem de, AB ülkelerinin çok altında, nüfusa göre çalışan kamu personeline sahip bir ülkeyiz.
Bu tayinin siyasi ya da değindiğim amaçlı yapıldığını düşünüyor, diğer paragrafta da bu tayini çıkaranların yapısının, memura bu, özel sektöre de şu örneğini veriyorum.
Bu ülkede birşeylerin altı oyuluyor.Farkedilmesi için her plarformda tartışılması gerekir. İnsan haklarına, en doğal çalışma hakkına uygulanan gasp yöntemlerinden güncel kullanılan biri de bu.
Söylemek istediğim, günümüzde uygulamada herşey Anayasal suç. Ama kılıf bulunuyor, hem de yasal. Size binlerce örnek verebilirim. Anayasa'ya aykırı yasalar çıkarılıyor. Hangi forum da olmalıyı tartışan, mesleğinizden, TBB den de ses yok.
Hangi forumun konusu olmaktan yana meslek disiplininiz itibariyle bu konulara dikkat çekildiğinde, duyarlı yaklaşımınız ve çözüme katkı olabilecek öneri ve düşüncelerinizi beklerdim.
Her siyasi karar bir toplumsal sonuç doğurur, her toplumsal olay, siyasi kararlarla ilişkilendirilmelidir. Münferit olaylar çoğalıp çığırından çıkınca siyasi sonuç olur.Ben bu günkü iktidarın yönetim anlayışında neler yapıldığını anlatmak için 2 örnek kullandım. Somut iki olaydan sözederek.
Güncel-siyasi konular daha farklı içerik taşımalı.
Aile toplumun en küçük ve temel birimidir. Yasal hak olsa bile, ona saygılı davranmazsak, kamudaki o işin görülmesi için başka eleman bulmak yerine aile birliğini bozmanın toplumsal daha büyük sorun teşkil edeceğini düşünmeliyiz.
Kuralların katı olması ve uygulanmasından yanasınız. Bu bakış kamu vicdanı gibi birgün sizi de rahatsız edebilir. Her konuyu da mahkemeye havale etmek, çözümsüzlüğü arttırıyor. Yargının hali ortada. Demokrasinin benimsendiği ülkelerde kurumlar sorumlu davranarak yargıyı da gereksiz meşgul etmiyor.
En iyi dileklerimle,
Konu hukuk ve adalet tarafından (09-05-2007 Saat 21:57:35 ) de değiştirilmiştir.
Sayın Hukuk ve adalet, benim illa aileyi dağıtmak gibi bir düşüncem yok. Elbette ki ideal olan memurların tayinlerinde aile birliğinin korunmasıdır. Ancak, benim söylediğim hukukta olması gereken değil, mer'î hukukun ve mahkemelerin bu konuda ne dediğidir. Burada üyelerin sorularını cevaplandırırken ideal hukuku değil yürürlükteki mevzuatı ve mahkeme kararlarını göz önünde bulundurmamız gerekir. Siz doktriner tartışma yapalım diyorsanız o zaman başka, ama onun yeride burası değil başka bir forumdadır.
Bu konudaki Danıştay Beşinci Daire'nin 04/04/2006 tarihli ve E.2005/6401-K.2006/1775 sayılı kararı sanırım size ışık tutacaktır. Saygılarımla...
657 SAYILI YASANIN 72. MADDESİNİN 2. FIKRASI UYARINCA EŞ DURUMUNUN NAKLEN ATAMA SIRASINDA GÖZÖNÜNE ALINMASININ, ANCAK ATANAN MEMURUN EŞİNİN DE MEMUR OLMASI HALİNDE MÜMKÜN OLABİLECEĞİ HK.
Karar Düzeltme İsteminde Bulunan (Davalı): Sağlık Bakanlığı - ANKARA
Karşı Taraf : ?
Vekili : Av. ?
İsteğin Özeti : Gaziantep İdare Mahkemesi'nce verilen 25.2.2003 günlü, E:2002/1077, K:2003/123 sayılı kararın onanmasına dair Danıştay Beşinci Dairesi'nin 5.7.2005 günlü, E:2003/3816, K:2005/3426 sayılı kararının, davalı idarece 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
Cevabın Özeti : Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : Bülent Küfüdür
Düşüncesi : Karar düzeltme isteminin kabul edilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : Saadet Ünal
Düşüncesi : Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 54 üncü maddesine uygun bulunduğundan davalı idarenin düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay beşinci Dairesi'nce verilen 5.7.2005 günlü, E:2003/3816, K:2005/3426 sayılı kararın kaldırılarak anılan Daire kararında yer alan düşüncemiz uyarınca İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:
Gaziantep ? Hastanesinde Kadın Doğum Uzmanı olarak görev yapan davacının aynı görevle ? Devlet Hastanesine naklen atanmasına ilişkin 21.05.2002 günlü, 55665 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Gaziantep İdare Mahkemesi'nin 25.2.2003 günlü, E:2002/1077, K:2003/123 sayılı kararıyla; davacının görev yaptığı hastanede Sağlık Bakanlığı müfettişince yapılan inceleme sonucunda saptanan hususlar karşısında dava konusu işlem tesis edilmiş ise de, davacının eşinin Kızılay Kan Merkezinde hemşire olarak görev yaptığı, davacının atandığı ? İlçesinde eşinin çalışabileceği Kızılay Kan Merkezinin bulunmadığı, bu durumda eşinin görev yapabileceği yerlerin araştırılarak ve kurumuyla gerekli koordinasyon sağlanarak uygun bir yere atanması gerekirken eş durumu dikkate alınmaksızın kurulan dava konusu işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Gaziantep İdare Mahkemesi'nin anılan kararı Danıştay Beşinci Dairesi'nin 5.7.2005 günlü, E:2003/3816, K:2005/3426 sayılı kararı ile onanmıştır.
Davalı idarece; davacının görev yaptığı Gaziantep ? Hastanesinde Sağlık Bakanlığı Müfettişlerince yürütülen inceleme ile davacının hasta ilişkileri konusunda göstermiş olduğu tutum ve davranış biçimine ait olumsuz saptamalar dikkate alındığında, davacının görev yerinin değiştirilmesine yönelik olarak kurulan dava konusu atama işleminde kullanılan takdir hakkında, kamu yararı ve sağlık hizmetlerinin gerekleri bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek; dava konusu işlemin iptali yolunda İdare Mahkemesi'nce verilen kararın onanmasına dair Danıştay Beşinci Dairesinin 5.7.2005 günlü, E:2003/3816, K:2005/3426 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi ve İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesinin 1/c fıkrası hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Beşinci Dairesi'nce verilen 5.7.2005 günlü, E:2003/3816, K:2005/3426 sayılı karar kaldırılarak uyuşmazlığın esasına geçildi.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 72 nci maddesinin 2. fıkrasında; "Yeniden ve yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalarda; aile birimini muhafaza etmek bakımından kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanarak memur olan diğer eşinde isteği halinde ataması, atamaya tabi tutulan memurun atandığı yere 74. ve 76.maddelerde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılır.'' hükmüne yer verilmiş olup, yine aynı maddede yer değiştirme suretiyle atanmaya tabi memurun atandığı yerde eşinin atanacağı teşkilatın bulunmaması ya da teşkilatı olmakla birlikte niteliğine uygun münhal bir görev bulunmaması ve ilgilinin de talebi halinde, bu personele eşinin görev süresi ile sınırlı olmak üzere (belirtilen şartlarda) izin verilebileceği hükmü yer almıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı hakkında, Sağlık Bakanlığı Müfettişi tarafından düzenlenen ön inceleme raporunda, hasta yakınlarından para istemek, para almak, hastayı özele yönlendirmek, poliklinik saatlerine uymamak eylemlerinden dolayı disiplin yönünden uyarma, kınama ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezaları ile cezalandırılması, idari yönden ise, görev yerinin değiştirilmesinin önerilmesi üzerine, davacının ? Devlet Hastanesi'ne naklen atamasının yapıldığı, davacının eşinin Türkiye Kızılay Derneği Gaziantep Atatürk Kan Merkezi Müdürlüğü'nde Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi hemşire olarak görev yaptığı anlaşılmaktadır.
Devlet Memurlarının yer değiştirme suretiyle atanmaları sırasında aile birimini korumak bakımından, kurumlar arasında eşgüdümün sağlanması suretiyle atanan memurun eş durumu gözönüne alınarak işlem yapılmasına ilişkin 657 sayılı Yasanın 72. maddesinin yukarıda açıklanan 2. fıkrası hükmüne göre, eş durumunun gözönüne alınması ancak yer değiştirme suretiyle atamaya tabi tutulan kişinin eşinin de memur olması halinde mümkün olabileceğinden, davacının Türkiye Kızılay Derneği Gaziantep Atatürk Kan Merkezi Müdürlüğünde hemşire olarak çalışan eşinin Devlet memuru olmaması nedeniyle, idarenin davacının eş durumunu gözetmek suretiyle atama yapma zorunluluğu bulunduğundan söz edilemeyeceği, dolayısıyla idarenin bu yönde yargı kararı ile zorlanamayacağının açık olması karşısında, eş durumu gerekçesine dayanılarak dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuksal isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, Gaziantep İdare Mahkemesi'nce verilen 25.2.2003 günlü, E:2002/1077, K:2003/123 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, 4.4.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:113)
Konu Av.Fatih Karaca tarafından (10-05-2007 Saat 14:45:57 ) de değiştirilmiştir.
Sebep: Sehven muhatap olarak yazılan "Unbelievable", "Hukuk ve adalet" olarak değiştirildi.
Sayın Hukuk ve adalet, yukarıdaki cevabımı hazırladığımda son cevabınızı okumamıştım. Onun için bir kaç hususu daha ilave edeyim. Birincisi, ben avukat olduğum kadar aynı zamanda bir devlet memuru olup her gün uygulamanın içindeyim. İkincisi, burası siyaset yeri değil ve ben siyaset yapmıyorum. Siyasi argümanlar kullanılarak hukuki sonuca varılamaz. Siz yazdıklarınızla, hem Anayasa Mahkemesini hem de diğer mahkemeleri zan altında bırakıyorsunuz. Anayasaya aykırı kanunlar Anayasa Mahkemesinden; hukuka aykırı idari işlemler de İdare Mahkemelerinden geri dönmektedir. Yukarıdaki yazımda da ifade ettiğim gibi, biz burada doktriner bir tartışma yapmıyoruz, üyelerimize yol göstermeye çalışıyoruz. Dolayısıyla cevaplarımı bu çerçevede değerlendirmeniz icabeder. Saygılarımla
Konu Av.Fatih Karaca tarafından (10-05-2007 Saat 14:46:29 ) de değiştirilmiştir.
Sebep: Sehven muhatap olarak yazılan "Unbelievable", "Hukuk ve adalet" olarak değiştirildi.
Gerçekten inanılmazsınız.Konuyu mevzuat o yazıyor, bu yazıyor ama olması gereken; Anayasa başta, aile birliğine zarar vermeyecek şekilde yorumlayarak, devlet memurunun çalışma düzeninde aile birliğinin korunmasının sağlanması konusunda ısrarcısınız. ben de sizinle aynı görüşteyim.
Zaten bu noktada kopukluk, farklılıklar ortaya çıkıyor, biri mevzuat bu yaparım derken diğeri hayır öncelik budur yapmamalısın diyor.
Yargı tartışılır oluyor. Ben kamudan emekli bir birey olarak kamuda da çalışan avukatların da ayrıcalıklı olduğunu bilenlerdenim. Mevzuat yazıyor diye, ihtiyaç var diye, isteği dışında tayini çıkmış bir avukat göstersinler bana.
Yasa, mevzuat, toplumsal sorunlar yaratacak sonuçlar doğuruyorsa, gökten inmiş ayet değil, düzeltilmesi için çaba harcamalıyız. Yanlışı savunmak çözüm olmuyor, olmayacak.
657 yazsa da yanlış yazmış, Anayasa yapma diyor. Yargı kararlarından örnekler olabilir, arasanız tam aksi yönde kararlar da bulabilirsiniz.
Ancak bu toplumun kaderi bu olmamalı. Çünkü hukuk devletinde, adalet anlayışı bu uygulamayı reddeder. Çelişkileri ortadan kaldırır.
Kamuda çalışanın verilen örnekte olduğu gibi, bir davranış bozukluğu varsa, aile birliğini bozmadan giderilmesi, cezalandırılması yöntemleri de vardır.
Burda sicillerin gizli tutulması sorunu da ortaya çıkıyor. Sicilleri veren sicil amirleri de sonuçta memurdur. Siciller de delil olarak kullanılırken objektif olamayacağı düşünülmeli. Çok farklı nedenleri vardır.Her yere adamın adamı olmak zihniyetini yerleştiriyor.Kamudaki hiyerarşik yapılanma, çalışanı, kamu görevi dışında bu tür ilişkilere/iletişime de zorluyor. Çok yaygın bir örnek eğer ideolojik olarak amirinizle farklıysanız bu sicile yansıyor.Bu anlamda sorun yaşamış çok kamu görevlisi vardır. Siz şimdi kamuda siyaset olmaz diyerek bu sorunu yok varsayabilir misiniz? Bu sorun vardır, her iktidar değişiminde bu olaylar sıkça yaşanır.Böylece çifte standart uygulanır. Ben de birçok olaya tanık olmuşumdur mesela kamuda çalışan birçok bankamatik memuru olduğu da biliniyor, çok yazıldı, çizildi. Kamuda çalışan avukatlar da bu yazdıklarımı bilir!
Evet kararları okudum yerel mahkemelerin eş durumunu gözetmesine ya da gözetmemesine rağmen dava dairelerinin eş durumunu gözetmesine veya dava dairelerinin eş durumunu gözetmesine rağmen karar düzeltmede hep olumsuz sonuçlar çıkmış,her halukarda olumsuz sonuçlar çıkmış eğer diğer iş memur değilse.Ama bence kararlar doğru değil,eğer memurun disipin sorunu varsa memurluktan çıkarmaya kadar disiplin cezaları vardır,ya da bulunduğu yerdeki kendi hizmet sınıfı içinde olan memuriyetlerden birine atanabilir,başka bi kurumda aynı göreve atanabilir,kamu yararı ve hizmet gerekliliği böyle sağlanabilir kadro doluysa atandığı kurumdan biri bunun yerine atanabilir,çare çok,kamuda çalışan milyonlarca insan var birbirinin yerini tutabilecek onbinlerce insan var.
Bu arada çalışan diğer eş memur değilse, bunun gözetilip gözetilmeyeceğine dair bi hüküm yok kanunlarda ve yönetmeliklerde,sadece 2 eş de memursa bu durum gözetilir diyor ancak 2 eş de memursa zaten aynı ya da çok yakın kurumlara atanmaları mümkündür,ancak diğer eş serbest çalışıyorsa artık o eş işini bırakmak zorunda kalacaktır ve bu da anayasanın çalışmayla ve maddi varlığı geliştirme ile ilgii hükümlerine aykırıdır bunun böyle yorumlanmayıp da kanunda 2 eşin de memur olması durumununda eş durumu gözetileceğinin belirtilmesine dayanarak diğer eşin serbest çalışması durumunda bu durumun gözetilemeyeceğine hükmetmek hukuk mantığını bilmemek anlamına gelir,kanunda sadece eşlerin 2sinin de memur olması durumunda eş durumu gözetilir deseydi bu gerekçeleri doğru olurdu mahkemelerin,ancak böyle bi madde iptal edilirdi muhtemelen anayasa mahkemesine götürülmesi durumunda.
Kurumlarda yer değiştirme suretiyle atanmalar; hizmetlerin gereklerine, özelliklerine, Türkiyenin ekonomik, sosyal, kültürel ve ulaşım şartları yönünden benzerlik ve yakınlık gösteren iller gruplandırılarak tespit edilen bölgeler arasında adil ve dengeli bir sistem içinde yapılır.
(Değişik: 9/4/1990 - KHK - 418/5 md.; İptal: Ana. Mah.'nin 5/2/1992 tarih ve E. 1990/22, K. 1992/6 Sayılı Kararı ile; yeniden düzenleme: 18/5/1994 - KHK/527/5 md.) Yeniden veya yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalarda; aile birimini muhafaza etmek bakımından kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanarak memur olan diğer eşin de isteği halinde ataması, atamaya tabi tutulan memurun atandığı yere 74 ve 76 ncı maddelerde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılır. Yer değiştirme suretiyle atanmaya tabi memurun atandığı yerde eşinin atanacağı teşkilatın bulunmaması ya da teşkilatı olmakla birlikte niteliğine uygun münhal bir görev bulunmaması ve ilgilinin de talebi halinde, bu personele eşinin görev süresi ile sınırlı olmak üzere aşağıdaki şartlarda izin verilebilir.
(Ek: 9/4/1990 - KHK - 418/5 md.; İptal: Ana. Mah.'nin 5/2/1992 tarih ve E. 1990/22, K. 1992/6 Sayılı Kararı ile; yeniden düzenleme: 18/5/1994 - KHK/527/5 md.) Bu suretle izin verilenlere, aylık ve diğer ödemelerine karşılık olarak, aylık (taban ve kıdem aylığı dahil), ek gösterge, zam ve tazminatlarının kanuni kesintiler düşüldükten sonraki net miktarının, eşleri;
a) Olağanüstü Hal Bölgesine dahil illerle bu illere mücavir olarak belirlenen illerde görevli olanlara % 60'ı,
b) Kalkınmada 1 inci derecede öncelikli yörelerde görevli olanlara % 50'si,
c) Kalkınmada 2 nci derecede öncelikli yörelerde görevli olanlara % 25'i,
kurumlarınca kadro tasarrufundan ödenir.
Eşleri diğer yörelerde görevli olanlar ise ücretsiz izinli sayılır.
(Ek: 9/4/1990 - KHK - 418/5 md.; İptal: Ana. Mah.'nin 5/2/1992 tarih ve E. 1990/22, K. 1992/6 Sayılı Kararı ile; yeniden düzenleme: 18/5/1994 - KHK/527/5 md.) Yukarıda sayılanların kadroları eşlerinin görevlendirme süresiyle sınırlı olarak saklı tutulur. Ancak, bu süre memuriyet boyunca 4 yılı hiç bir surette geçemez. Bunların kademe ilerlemesi;emeklilik ve diğer bütün hakları ve yükümlülükleri devam eder. Ancak ücretsiz izin verilenlerin bu sürelerinin emeklilikten sayılabilmesi için kesenek ve kurum karşılıklarının her ay kendileri tarafından T.C. Emekli Sandığına yatırılması gerekir.
Görüldüğü üzere kanunda sırf eşlerin 2sinin de memur olması durumunda eş durumu gözetilir diye bi ibare yok,ayrıca diğer eşin yapabileceği bi iş yoksa belli koşullar altında belli maaş yüzdeleriyle 4 yıla kadar izinli sayılıyor ya da sadece izili sayılıyor ve bu arada izinli eşin memurluk statüsü korunuyor bu 4 yıl boyunca her halukarda.
Diğer eşin serbest çalışması durumunda ise işini bırakıp kazanç kaynağından yoksun kalacağı için(tabi kişi aynı koşullarla ya da yakın koşullarla eşinin atandığı yerde de iş bulma ihtimali yüksek biriyse eş durumu gözetilmeyebilir,kişi kanımca yeni işine yerleşene kadar mahrum kaldığı kazançları da devletten talep edebilir bu durumda)evleviyetle serbest çalışan eş durumunun da gözetilmesi gerekir.
Eğer hukukçu iseniz, “yarışan haklar” ve “hakların üstünlüğü” kavramları vardır ve sizler bu kavramları duymuş olmanız gerekir.
Anayasanın “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” bölümünde yer verilen “Ailenin korunması” başlıklı 41 inci maddesinde, “Aile, Türk toplumunun temelidir ... Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ... için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.” hükmüne yer verilmiştir. Ancak bu hükümden önce Anayasa da bir hüküm daha vardır ki, bu hüküm Anayasanın “Genel Esaslar” kısmındaki 10 uncu maddesidir.
Anayasanın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10 uncu maddesinde, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir ... Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz ... Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” denilmektedir.
Gelelim eşi serbest çalışan memurların durumuna; Öncelikle bir hususu açıklığa kavuşturmakta fayda var. Şöyle ki; Şayet eşi serbest çalışan bir memurun tayini eşinden dolayı bir başka yere yapılamayacak ise, eşi bir başka yerde serbest olarak çalışan bir memur da eşinin serbest olarak çalıştığı yere tayin isteyebilmelidir. Bu, Anayasanın eşitlik ilkesinin bir gereğidir.
Bu duruma göre, eşi Ankara’da serbest olarak çalışan bir memur artık emekli oluncaya kadar bir daha başka bir kente tayin edilemeyeceği gibi, Ankara’ya gelmek isteyen bir memur da serbest çalışan eşine hemen Ankara’da bir iş ayarlayacak ve böylece tayinini eş durumundan kolayca Ankara’ya yaptıracaktır.
Hasbelkader ikiside memur olan eşlerin kaderi ise idarenin insafına kalacak; idare onları isterse Edirne’de, isterse Hakkari’de birlikte çalıştıracaktır. Çünkü onların bulundukları kentte kalabilmelerine ilişkin bir mazeretleri yoktur. Yeter ki idare onları birbirinden ayırmasın!
Böylece, eşlerinden birisi serbest çalışan memur aileleri, karı-koca memur olan ailelere göre artık İMTİYAZLI AİLE’dir. Çünkü onlar Ülkein her yerinde istedikleri zaman istedikleri kadar çalışabilirler. Ve bu Ailenin korunması adına yapılacaktır. Tabii ki böyle bir durumda memurlar evlenmek için serbest çalışan ya da hiç çalışmayan eşler tercih edecekler ki, istedikleri zaman istedikleri yere tayinlerini yaptırabilsinler.
Bu arada, belli yerlerde memur yığılmaları olacak, bazı yerlerde ise çalıştırmaya memur bulunamayacak ve kamu hizmetlerinin sekteye uğraması falan da hiç kimsenin umurunda olmayacaktır. Yeter ki İMTİYAZLI AİLELER bölünmesin!
Böyle bir düşünce tarzını benimseyen ve savunan bir hukukçunun hukuk mantığını benim aklım almıyor! Alan varsa gelsin anlatsın biz de anlayalım.
Aşağıda konuyu çok güzel açıklayan bir Danıştay kararını vereceğim. Gerçekten de kararda serbest çalışan eş durumu gayet güzel izah edilip açıklanmıştır. Söz konusu karar, Maliye Bakanlığı Personelinin Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin 8. 11, 12/a-b, 13/a-c, 17/c, 18. maddeleri ile Ek 1 nolu Tabloda yeralan Kırıkkale ve Karaman illerine ait hizmet tablosunun iptali talebiyle açılan davada verilmiş olup, dava konusu Yönetmelik daha sonra yürürlüğe giren başka bir yönetmelik ile yüyülükten kalkmıştır.
Kararda, dava konusu edilen Yönetmeliğin 13. maddesinin (a) bendinin ikinci cümlesi ve (c) bendi ile 17. maddenin (c) bendi iptal edilmiş olup, diğer maddelerinin iptaline dair talep reddedilmiştir.
İptali talep edilen maddelerden 12 nci maddenin (b) bendinde, eş durumu özürüne dayanarak personelin yer değiştirme veya yerinde kalma talebinde bulunabilmesi için, eşinin 217 sayılı KHK'ye tabi bir Kurumda memur veya sürekli işçi kadrosunda çalıştığının veya Kanunla kurulmuş kamu kurumu niteliğindeki mesleki teşekküllerin yönetim kurulu başkan ve üyesi olduğunun belgelendirilmesi şartı aranmıştır.
Bu maddenin iptal talebinin redddedilmesindeki gerekçe konuya ışık tutacaktır.
Saygılarımla.
Danıştay Beşinci daire'nin 16/04/1997 tarihli ve E.1995/850-K.1997/861 sayılı kararı: Davanın yönetmeliğin 12(b) maddesine yönelik kısmına gelince; T.C. Anayasasının 41. maddesinde, "Aile, Türk toplumunun temelidir. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların Korunması.... için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar" hükmü yer almakta, 657 sayılı yasanın 72. maddesinin 2. fıkrasında, "Yeniden veya yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalarda; aile birimini muhafaza etmek bakımından Kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanarak memur olan diğer eşinde isteği halinde ataması, atamaya tabi tutulan memurun atandığı yere 74 ve 76. maddelerde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılır. Yer değiştirme suretiyle atamaya tabi memurun atandığı yerde eşinin atanacağı teşkilatın bulunmaması ya da teşkilatı olmakla birlikte niteliğine uygun münhal bir görev bulunmaması ve ilgilinin de talebi halinde, bu personele eşinin görev süresi ile sınırlı olmak üzere aşağıdaki şartlarda izin verilebilir" hükmüne yer verilmekte, dava konusu yönetmeliğin 12(b) maddesinde ise, eş durumu özürüne dayanarak personelin yer değiştirme veya yerinde kalma talebinde bulunabilmesi için, eşinin 217 sayılı KHK'ye tabi bir Kurumda memur veya sürekli işçi kadrosunda çalıştığının veya Kanunla kurulmuş kamu kurumu niteliğindeki mesleki teşekküllerin yönetim kurulu başkan ve üyesi olduğunun belgelendirilmesi şartı aranmıştır. Söz konusu hükümlerle güdülen amacın, aileyi parçalanmaktan kurtarmak, bireylerini bir arada tutmak suretiyle ailenin huzur ve mutluluğunu devam ettirmek ve bu yolla kamu görevlilerinin ailevi kaygılardan uzak bir biçimde kamu hizmetlerini verimli, etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütmeleri için gerekli ortamı sağlamak olduğunda kuşkuya yer yoktur. Anayasanın, 657 sayılı yasanın ve yönetmeliğin sözü edilen düzenlemelerine göre, aynı kurumda çalışan eşlerden birinin hizmetin başka bir yere naklini gerekli kılması halinde, diğer eşin de coğrafi bakımdan aynı veya aile bütünlüğünün bozulmasına yol açmayacak kadar yakın bir yere; eşlerin ayrı kurumlarda çalışmaları halinde ise diğer eşin çalıştığı kurumla gerekli koordinasyon sağlanmak suretiyle bu eşin de, isteği halinde, aynı veya yakın yere naklinin yapılması idare için bir yükümlülüktür. Kamu görevlisinin eşinin serbest meslek sahibi olması halinde ise durumun farklı boyut kazanacağına işaret etmek gerekir. Bir kamu görevlisinin, kamu hizmetinin gerekli kılmasına karşın, eşinin mesleğini serbest olarak yürütmekte olduğu öne sürülerek, isteği olmadıkça, başka bir yere nakledilemiyeceği gibi bir anlayış; idarenin bütün işlem ve eylemlerinin ortak hedefi olan kamu yararını sağlamak amacının gerçekleştirilmesini kişilerin subjektif karar ve tutumlarına bağlı kılmak sonucunu doğurur ki; hukuken benimsenemez. Öte yandan, başta da değinildiği gibi, eşi aynı veya başka bir kamu kurumunda çalışmakta olan bir kamu görevlisinin, kamu hizmetinin gerektirmesi halinde, eşinin de doğrudan veya kurumlararasında gerekli koordinasyon sağlanmak suretiyle naklinin yapılabilmesine karşılık, eşi serbest meslek icra eden bir kamu görevlisinin naklinin serbest çalışan eşin istek ve iradesine bağlı tutulması yolundaki bir anlayış, ikinci durumda olanları öncekilere göre ayrıcalıklı bir duruma sokmasının yanısıra kamu hizmetlerinin yürütülmesi açısından da büyük sakıncalar yaratır ki; hukuken kabul edilemez. Bu durumda, yönetmeliğin 12(b) maddesinde serbest çalışan eşin durumunun özür hali olarak kabul edilmemesi hukuka aykırı bulunmamıştır.
Soru soran mağdur kişi, bu konuda uygulamayı bilerek sormuştur. Önemli olan zihniyet. Verdiğiniz yargı örnekleri, sizi ve anlayışınızı doğruluyor.
Benim örneklerim, uygulamada bu tayinlerin genel amaçları. Bu siyaset yapmak değil, kamu kuruluşlarındaki anlayış, mevcut durum.Bu sadece bugün için değil yılların anlayış sorunu, uygulamada kullanılan bir yaptırım/cebir.
Konu; aile birliğinin korunması.
Şimdi devlet memuru karı-koca aynı yerde çalışır, imtiyazlı durum vb.
Aile birliği memur eşler olunca önemli, o yerde ihtiyaç var mı, yok mu önemsiz. Eşler farklı sosyal güvenlik ve çalışma mevzuatına bağlıysa aile birliği dikkate alınmaz mantığına dayanan yasalar kişi ve çalışma hakları bakımından eşitsizliğe sebep olmakta. Yanılıyor muyum?
Aile birliği, çalışma yaşamı başlarken bu konular değerlendirilir, karar verilir ve uygulanır. Aile birliği bir düzen içinde sürdürülürken, arada yapılan bu tayinler, çocukların eğitimi de sorun yaratarak aile birliğini bozmaktadır. Bu nedenle süresi dolan, ancak halen çalışması hak olan çoğu kişi emekliye ayrılmak zorunda bırakılmıştır.
Şayet eş, esnaf, serbest meslekse işini bozup tayin çıkan yere gitmesi olanaksız.Bu durumda çalışma koşullarında/haklarında, kişinin ekonomik faaliyet alanına göre bağlı bulunduğu kamu mevzuatına göre bir eşitsizlik sözkonusu. Üreten, katma değer yaratan, çalışma hakkını kullanan bireyin/eşin faaliyetleri kısıtlanıyor, yok oluyor ya da aile birliği bozuluyor.
Topluma doğrudan hizmet üreten meslek alanlarında bu sıkıntı yaşanmakta, rotasyon, mecburi hizmetle giderilmeye çalışılmaktadır.
Ancak uygulamada bunun dışında tayinlerin çoğu dile getirdiğim olmaması gereken ancak mevcut durumu yansıtıyor.
Siz, eşlerin her ikisi memur olmadığında, aile birliğinin korunması bakımından nasıl bir çözüm öneriyorsunuz?
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
óñêîğåíèå èíäåêñàöèè
31-10-2024, 23:11:20 in Aile Hukuku