80 yaşında bir ateist, 'evladım, cehalet büyük bir düşmandır. İnsan, bilgi ile donanmalı ve gerçeği zihnî gayreti ile bulmalıdır', dedi, ağzı açık onu hayranlıkla dinleyen küçüğe. 3.000 km doğuda aynı anda 80 yaşında bir sûfi de benzer cümleleri kuruyordu farklı bir dilde önünde diz çökmüş gence...

Bu konuşmalardan habersiz aralarında 3.000 km olan iki ayrı beldede Lisa ve Şuhsa aynı anda meme veriyorlardı bebeklerine. bebeklerden biri devlet başkanını öldürecek, diğeri de devletine başkan olacaktı büyüyünce.

Bir Kızılderili dedesinin beyazlarla olan savaşlarını ballandıra ballandıra sümüklü çocuklara anlatırken tam da o anda Çinde kardeşinin tabağına açlıktan tüküren Cheong Yong Kızılderilileri ömrü boyunca hiç duymayacaktı.

Dört nesil önce 65 yıl yaşayan Mahir ağa ne etoburdu, bilemezsiniz. Bir oturuşta bir kuzuyu tek başına yerdi. Dördüncü kuşaktan torunu Seyfi ise vejeteryanların kralıydı, midesine et asla girmedi.

Sevdiği adamla evlenemeyen Margeret, Jan'dan beş kız yapmıştı. Jan'ın kızları Margeret'in sevdiği adamın oğulları ile evlendiler.

Hepsi bir yana 5300 yıl önce ölen Buz çağı adamı Ötzi'ye en güçlü kahin söylese inanmazdı 5300 yıl sonra milletin maskarası olacağını...

Zaman sonsuzda biraz ilerlesin şimdi...

Bir balık pusulasız doğduğu yere gidiyor. Bir kunduz kusursuz bir mühendislik ile ev ve barikatlar inşa ediyor. Yarasalarda radarlar, elektrikli balıklar, Monark kelebeklerinin yolculuğu, penguenler v.s. v.s. müthiş donanımlar, teknoloji ile erişmemiz şu an için söz konusu olmayan nice gelişmiş savunma ve yön bulma mekanizmaları... Dudak uçurtan nice donanım, lakin yerinde saymaya mahkumluk; ya da sınırları dahilinde gelişmeye. Zira akletme melekesi problemli...

İnsan bitki, böcek ve hayvanların çoğuna göre aslında bomboş doğuyor. Sonradan öğrenmesi gereken bir sürü bilgi ve düşe kalka tecrübeler, erişebildiğince teknoloji.

Aslında insanın tabiat şartlarında anne rahminde iki yıl geçirmesi gerektiğini biliyor muydunuz? Sanırım bilmiyorsunuz. Bilmenizin bir faydası var mı?

Belki soru bu: Faydası ne?

Çözüm de bu soruda.

İnsan meraklı bir canlı. Duyguları gelişmiş, karmaşık bir varlık. Bilgi, tecrübe, olgu benzeri önceki nesillere ait çoğu kazanımın yeni doğumlarda hafıza depolarında bulunmaması; ya da baskılanmış olması aslında onun yaşamı sorgulayabilir biçimdeki varlığında izah bulabilir.

İnsan yol almaya meyilli bir canlı. Oluşturduğu bir doğa hali karşıtı kültür değer var. Bu değer doğaya parelel, doğanın da varlık bulduğu imkanları kullanarak yeni bir varlık sahası oluşturmaya yardımcı olmuş insanda. İnsan bunu işlemiş D.N.A.sına. Keşfi... Umudu... İrade ve akletmeyi...

Kültür alanı olmasaydı sanırım şu an insan çoktan uzaydaydı. Dünya ona yetmemiş, kainata dağılmıştı. Bunu başarabilecek tek tür insan, zamandaşı canlılara göre.

İnsan ise hırs ve hasedi, yani nifakı tercih etti ve kavgalar, savaşlar paylaşma oranı bazlı sekteye uğrattı doğal gelişimini. Akletti; ama yanlış akletti. Belki böylesi gerekliydi. Bu farklı bir tartışma. Bunu geçerek:

Yirmi otuz yıl sonra düşünüyorum da geçen binlerce yılı telafi edebilecek atılımlar yine insanın eseri olacak. Ölen öldüğü ile kalacak ve geçmişteki en ünlü, en etkin en derin şahsiyetler hafızalarda anılmak istenmeyen anılar olarak yer alacaklar. O hırslar, o hasetler... Ölümler, mücadeleler... Acı acı gülümsenilecek hepsine.

Çünkü insan ortak geçmişinde bulduğu, bildiği her şeyi beynine yükleyebileceği bir mekanizma ha icat etti, ha edecek durumda.

Çipler geliyor. Element kökenli hafıza depoları. Haricen yerleştirilecek ve mühendislik, tıp, sanat, bilumum bilim v.s. ne varsa her şey bir anda sizde olacak. Herkese hepsini yaparlar mı bilemiyorum; ama herkese hitap edecek tarzda bir şeyler muhakkak olacak.

Mp3lerini kulaklıkla dinlemeyeceksin mesela, beyninde çalacak. Hukuk okuyorsun ya, binlerce sayfa kanun... Bir sürü zaman gerek kalmayacak. Bir tık ile ne var ne yok sende olacak, gibi...

Her yeni nesilde yeniden bulunmaya bilinmeye mahkum ne varsa hepsi ilk anda alınmış ve bütün toplam değer sonrakine olduğu gibi nakledilmiş hale gelecek.

Bu durum, bildiğimiz hayal edebildiğimiz ne varsa hepsini topyekün kıymetsiz kılacak.

Nifak nedenli kavgalar, ölümler, yokluk, kıtlık paylaşım sorunları, mülkiyet ve ceza mantaliteleri her şey değişecek ve doğa şartlarının elverdiği gerçekliklere kavuşulacak. Sun,i uydurma, kanser olmuş yaşam normlarımız topyekün atta...

İşte bu, bunun ilk bilgisidir.

Tüm varlık içinde ufacık bir yaşamın ısmarlama sahibi insanlığa hayırlı olsun.