Değerli Site Üyeleri, Sizlerle bir konuyu paylaşmak, yapabileceklerimiz hakkında tecrübelerinizden faydalanmak istiyoruz. Konuyu biraz uzun tutmak zorunda kaldım. Sabırla okursanız memnun oluruz.

Konu baldızım. 10 yıllık evliliği olan, 6 yaşında bir oğlu ve 8 yaşında ilkokul 2.sınıfa giden bir kızı var. Kocası kaynakçı. Tuzla tersanesinde geçtiğimiz yıllarda meydana gelen krizden bu yana iş bulma konusunda çok sıkıntılar yaşadı. Baldızım geçen 10 yılının sürekli sabretmekle geçtiğini hayatların bir türlü iyiye gitmediğini söylüyor. Kocası daha bir aydır sürekli çalışabileceğine inandığı bir fabrikada işbaşı yapmış.

2 göz bir gecekonduda ikamet ediyorlardı. Ama sürekli ya elektrikleri memur tarafından kesilmiş, ya suları kesilmiş ya da evde yiyecek bir lokmaları olmuyordu. Elimden geldiğince ben gıda sağlama konusunda destek olmaya çalışıyordum. Ama ben de bir yere kadar olabiliyordum. Evlerinde şiddetli geçimsizlik olduğundan kocası zaman zaman parlıyor bir şeye kızıp karısını, çocuklarını dövüyordu.

Baldızım, arkasında kimse olmadığı, ne annesine ne babasına güvenemediği için bu durumları ailesi ile de paylaşamıyordu ve sabrediyordu. Bakmış böyle olmuyor, kocası da iş bulamıyor, bir hastanenin kantininde çaycılık işi bulmuş. Çocuklarını kayınvalidesine bırakmış ve işe gitmeye başlamış. 2 gün sonra eşinin erkek kardeşleri ayaklanmış. Bizde kadın kısmı çalışmaz, pantolon giyip oran buran belli oluyor gibi saçma sapan bahanelerle kadına baskı yaparak işten çıkartmışlar. Ve yengelikten güya reddetmişler.

Bunu söyleyen, onun çalışmasını istemeyen bu zavallı insancıklar bir kerecik olsun Abla al şu 5 lirayı da evine ekmek al dememiş merhametsiz insanlar. Kocası da ailesini gazına gelip işe göndermemiş. Kayınvalidem kızımı yanıma alayım, ömür boyu mutsuz olacağına yanımda olsun demiyor. Babası bir başka alem. Memleketinden ineklerinden vazgeçip gelemiyor buralara. Adam benim, kendi kızının düğünüme bile gelmedi o kadarını söyleyeyim.

En son bu Pazar günü öğrendik dayak yediğini, artık dayanamıyorum dediğini. 25 ve 26 yaşında iki erkek kardeşi var. Ailenin babalık görevini 26 yaşındaki Bay F üstleniyor. Bu olayı öğrenen Bay F, iki polisle evi basmayı, kardeşini almayı ve eniştesine şikayette bulunmayı düşünmüş ama annesi ve erkek kardeşi destek çıkmamış. Pazartesi günü ben baldızımı aradım, durumu nedir diye sormak istedim. Telefonda ağlıyordu ve artık dayanamıyorum, anneme güvenemiyorum ki annemin yanına gideyim; başımızda bir baba yok ki ona sığınayım, sanırım kadın sığınma evine gideceğim dedi.

Ben de olur mu öyle şey abla. Kardeşlerin var, ben varım dedim. Ben seni arayacağım dedim ve kardeşi Bay F’yi aradım durumu anlattım, bir an önce gidip ablasını almasını rica ettim. O da tamam gidiyorum söyle hazırlansın dedi ve baldızımı aradım ve hazırlanmasını kardeşinin onu almaya geldiğini söyledim. Pazartesi akşamı bizde kaldık, baya bir sohbet ettik. Çocuklar da etkilenmiş belliydi. Babam annemi dövdü diyordu en küçüğü sürekli. Salı günü annesinde kaldı. Çarşamba günü tekrar bize geldi dertleştik biraz.

Annesinin hareketleri, sözleri onu çok incitiyormuş. Belli ki “Benim derdim başımdan aşkın bi de senle mi uğraşcam” dercesine tavırlarıyla kızının evini bırakıp gelmesine pek kabullenememiş. Ben de dedim ablam, burası senin evin. Gel benimle kal. Pazartesi günü gidip seni adresime alırım. Yeni ikametgahınla hemen yanı başımızdaki okula kızının kaydını yaparız dedim. Dün akşam baldızım, eşim, Bay F ve ben oturup durum değerlendirmesi yaptık, bu işin nasıl düzelebileceği, sorunarın nasıl çözülebileceğine dair biraz kafamızı yorduk.

Bize göre onların o evden bir an önce ayrılmaları , başka bir yerde yaşamaları gerekiyordu. Mesela bizim oturduğumuz site alanında bir daire kiralamaları. Çünkü biz emindik ki kocasının ailesi gelinlerine zerre kadar değer vermiyor, ellerinde avuçlarında olanları da alıyorlardı. Çünkü onların daha iyiyi bırakın, iyi olmalarını istemiyorlardı. Ablam bizim muhitten bir ev tutmasını, eşinin ailesinden uzak olmayı istiyordu. Daha önce ev denemeyecek kendi evlerinde oturduklarından belki kiraya çıkmak zor gelebilir. Ben 1080 TL maaşla geçiniyorsam, o 1500 TL maaşla hayli hayli geçinir. İşin matematiği bu ama uygulamayı uygulamadan göremeyiz tabiî ki.

Dün akşam eniştemi aradım. Gel yarın iş çıkışı bir yerde buluşalım seninle konuşacaklarım var dedim. Ne konuşacağız ki dedi kibarca. Enişte dedim sana aktarmam gereken şeyler var , sonra beni yuva yıkan, biri diye anlatma, arkamdan konuşma dedim. Konuşacak bir şey yok, Ben onun ne yapmak istediğini biliyorum dedi. Ne istiyormuş dedim. Madem anasının yanında kalmak istiyor keyfi bilir benim ailem ona karşı yanlış bir şey yapmadı dedi utanmadan. O an sildim eniştemi. 10 yıldır süründürdüğü karısını bir çırpıda siliverdi ya bitirdi bendeki kredisini. Sen nasıl bunu söylersin enişte dedim. Olaylar senin bildiğin gibi değil , gözünle görmediğin şeye inanma dedi. İyi akşamlar enişte dedim ve suratına kapattım.

Sonra ablama, abla böyle bir oduna ikinci şans vermek ahmaklık olur dedim. Bal gibi belliydi. Ailesi pohpohlamış. Nasılsa gitti oğlum, çocuklarda onda, sen keyfine bak. Kazandığın parayı da bize getir borçlarımızı ödeyelim nasılsa 35 yaşına kadar seni inek gibi sağdık ruhun bile duymadı demişlerdir. Benim odun eniştemin kanundan nizamdan haberi yok belli. Bunun hesabını inşallah bu dünyada devlet sorar, öbür tarafta zaten sorulacağına inancımız tam.

Uzun olduğu için kusura bakmayın. Bu benim aktarabildiğim. Ablam adına ben yazdım, soracağınız soruların cevapları ablam tarıfından söylenmiş benim tarafımdan yazılmış olacaktır. Ablam boşanmak ve yasal tüm haklarını kullanmak istiyor. Neler yapılabilir yardımlarınızı bekliyoruz.
Saygılar.