Sayın commodore1tr;
Yazdıklarınızı okudum ve halen anlayamadığım bir şey var;
1946'ya kadar halkın önünde tek seçenek vardı.
Başkasını seçme hakkı yoktu.
Ama 1946'dan sonra değişik alternatifler oluştu.
Hatta bu değişik alternatiflere rağmen (bazı seçim suistimalleri oldusa da) halkımız 1946'da CHP'yi seçti.
Ama 1950 ve sonrasında CHP'ye pek de ilgi göstermedi.
Bu halk DP'y, seçti,
Bu halk AP'yi seçti,
Bu halk ANAP'ı seçti
Bu halk AKP'yi seçti
Halkın bu seçimlerinin "yanlış seçimler" olduğunu var sayalım.
Sizin başka bir öneriniz var mı?
Halk bunları seçtiğine göre bu seçime saygı mı gösterelim?
Yoksa, "halk yanlış kişileri seçmiş" diyerek halkı mı eleştirelmi?
Gerçekten çok merak ediyorum.
Halk ne yapsın?
Halka ne yapması gerektiğini söyleyebilir misiniz?
Halkın seçtiği kişileri "yanlış seçim" diyerek iktidardan uzaklaştırmak için ne gibi bir öneriniz var?
Bize bu sözü CHP liler öğretti.Amerikalılar diyorsa vardır bir realite.Türk halkı cumhuriyet tarihi boyunca yöneticilerini seçerken asla yanlış yapmamışlardı.Seçilen hükümetler o anki duruma göre seçilebilecek en iyileriydi.Baktık ki seçtiklerimiz hata yapıyor bir sonraki seçimde onları koltuklarından indirip ondan sonra gelebilecek en iyi hükümeti seçtik.Baktık onlarda hata yapıyor bir sonraki seçimde onları da indirdik.Günümüze gelince AKP yi beğenirsiniz beğenmezsiniz ona kimse bişey yapamaz.Ancak bana mevcut partilere bakarak bir alternatifini gösterebilir misiniz? Seçim gene yaklaşıyor.Eğer tekrar tek başına iktidar olur ve hala halk eşek derseniz EL İNSAF YAHU
“Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır. Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir...”
Friedrich Wilhelm Nietzsche
NİTELİKLİ İNSAN NİTELİKLİ DEMOKRASİ VE NİTELİKLİ HUKUK
Yazar : M.A.TANRIVERDİ Cahil kime denir? Önce tarifini yapmaya çalışalım;
“Bilmeyen, iş bilmez, bilgisiz, tecrübesiz, okumamış, öğrenim görmemiş, aydın ve münevver olmayan, yol-yordam bilmeyen bir insan anlamlarına gelir. Cahil, her şeyin dış yüzünü görür, kabukta kalır. Her şeyi bildiğini sanır, boş iddialarda bulunur. ancak görünenin arkasında bir de hissedilenin varolduğunu bilemez. Cahilin tedbiri, düşüncesi köksüz ve çürüktür. Bundan dolayı cahiller için: "Cahil yaşayan ölüdür.", "diri iken ölü." denilmiştir.” internet bilgisi, yani bir alıntıdır bu… yanlış da değildir.
Örnekleyelim;
Bir gazete köşe yazarı yazmış, insanlarımızı cahil yerine koyanlar da var diye… Cahil olmak kabahat olmadığı müddetçe bir sıkıntı oluşturmaz. Bugün bir çok konularda cahil kişileriz. Cahil olmak derken her hangi bir işin ustası, çırağı olmadan o işten anlamamak ya da anlıyormuş gibi davranmaktır, bu anlamda da kullanabiliriz.
Siyaset konusunda da bir çok vatandaşımız duyumlarla ya da taraflı olarak yarım yamalak bilgi sahibidir, eksiktir, cahildir…Hukuk konusunda bir çoğumuz cahilizdir, bilgi sahibi değilizdir, en azından bir hukukçu kadar bilgi sahibi değilizdir… Hukukçunun yanında hukuki bilgi anlamında cahilizdir… Bu anlamda cahiliz sözünden alınmamak gerekir…
Okuma özürlü olduğumuz istatistiklerle ıspatlanmış bir millet olarak şunları söylemek istiyorum, küçümsemek olarak algılanmamasını temenni ederek;
Okuma özürlülüğü ile siyasi fikirlerimiz kulaktan duyma söylemlere dayanmaktadır. Bir çoğumuz için bu böyledir. Örnek verecek olursak CHP liler kendi partilerinin söylemlerine kulak asarlar, MHP’liler ise Bahçeli’nin konuşmalarına değer verirler ve o konu ile ilgili olarak kendi fikirleri de oluşmaya başlar. Yeri geldiğinde kulaktan duyma kelimeleri aklında kaldığı kadarıyla konuşmaya çalışır. Bugün AK Parti ne derse desin bir AK Partiliyi etkiler. Çünki Ak Partili kişi ön yargısız olarak partisine inanmış ve onun hata yapmayacağını mutlak olarak kabül etmiştir. İşte bu yanlış ve cahilce bir düşüncedir.
Bugün Anayasa Mahkemesinin görevini bilmeyen birçok vatandaşımız mevcuttur. HSYK’nın açılımını bilmeyenlerin sayısı da çoktur. Sayıtaş ne iş yapar? Danıştay hangi davalara bakar? Yasama nedir? Bilenimiz nüfusumuza göre az bir oran içermektedir. İddia etmiyorum fakat tahmin ediyorum… Bir kısım uyanıklar da ticari yönlü siyasi tercihlerini kullanırlar. Nemalanmak adına… Halbuki bu işlerin böyle olmaması gerekir. Yargılama yapmalıyız. Yargılama yapmak için bilgi sahibi olmalıyız. Demokrasinin kurallarını uygulayabilmemiz için yargılama gereklidir. Yoksa bu cehaletimizle bir koyun sürüsü gibi oluruz ve bizler kendi kendimizi yönetecek sistemi kuramayız. Sadece iktidarın daha da güclenmesine kapıları aralarız.
Bugün ve dün yapılan yolsuzluklar, darbeler, ülkemizin sömürülmeye çalışılması, terör ve benzeri yasa dışı grupların oluşumu, demokrasiyi yönetemediğimizi ıspatlamıştır… Bugün Evet oyu ile hukukun bağımsızlığı ve üstünlüğü sağlanacak denildi… halbuki bunu söyleyen siyasetçilerimizin adli dosyalarının kaç tane olduğunu bileniniz var mı? Tamam dokunulmazlıklar kaldırılmasın fakat hukuk dışına da çıkılmasın, değil mi? TBMM’ye toplam 315 dokunulmazlık dosyası ulaştı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal, Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, DTP Eski Grup Başkanı Ahmet Türk`ün de aralarında bulunduğu dosyalarla ilgili olarak 3 ayrı hazırlık komisyonunun verdiği `milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasının dönem sonuna ertelenmesi` yönündeki raporları görüşerek benimsemiş, CHP, MHP ve DTP`nin muhalefet şerhi koyduğu dosyalar, AK Parti`lilerin oylarıyla dönem sonuna ertelenmişti. Bakın demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğü nasıl işlenmekte… Çoğunluk kimse düdüğü de o çalmaktadır. Bunun adı demokrasi olmamalıdır… bakalım bu dosyalarda neler var;
AK Parti İstanbul Milletvekili Abdülkadir Aksu: Hakkında `Özel evrakta sahtecilik ve 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanununa muhalefet` suçlamasıyla 1 dokunulmazlık dosyası bulunuyor (22. dönemden intikal)
CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün: Hakkında `Görevi kötüye kullanmak` suçlamasıyla 1 dokunulmazlık dosyası bulunuyor. (22. dönemden intikal)
AK Parti Düzce Milletvekili Metin Kaşıkoğlu: Hakkında `Avukatlık görevini kötüye kullanmak` suçlamasıyla 1 adet dokunulmazlık dosyası bulunuyor. (22. dönemden intikal)
CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan: Hakkında ` Dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesinde ölüme sebebiyet vermek` suçlamasıyla 1 dokunulmazlık dosyası bulunuyor (22. dönemden intikal)
AK Parti Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu: Hakkında `Görevli memura hakaret ve tehdit`, `tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek` suçlamalarıyla 3 dokunulmazlık dosyası bulunuyor (22. dönemden intikal)
CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı: Hakkında `İhaleye fesat karıştırmak` suçlamasıyla 1 dokunulmazlık dosyası bulunuyor. (22. dönemden intikal)
AK Parti İstanbul Milletvekili İdris Naim Şahin: Hakkında `ihaleye fesat karıştırmak` ve `zimmet, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, resmi evrak ve kayıtlarda sahtecilik ile cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak` suçlamalarıyla 2 dokunulmazlık dosyası bulunuyor. (22. dönemden intikal)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: Hakkında `Görevi ihmal` ve AK Parti Sivas Milletvekili Mustafa Açıkalın, İstanbul Milletvekili İdris Naim Şahin ve Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan`la birlikte `Zimmet, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, resmi evrak ve kayıtlarda sahtecilik ile cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak` suçlamalarıyla 2 dokunulmazlık dosyası bulunuyor. (22. dönemden intikal)
CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu: Hakkında `görevi kötüye kullanma`suçlamasıyla 1 dokunulmazlık dosyası bulunuyor (22. dönemden intikal)
MHP Niğde Milletvekili Mümin İnan: Hakkında `görevi kötüye kullanma` suçlamasıyla 1 dokunulmazlık dosyası bulunuyor. (23. dönemden)
Evet bunlar devede kulak. Bunlara ilave edecek olsak sayfalar dolar. Tabiki meydanlarda hak ve hukutan bahsetmek kolay, demokrasi ve özgürlük adına platformlar kurmak, çadır açmak da kolay, lakin bu hukuksuzluklardan haberdar olup da hak ve hukuktan bahsetmek ne kadar samimidir… Bugün bu dokunulmazlık dosyalarını anlatan ve sergileyen bir çadır açsam Demokrasi ve Özgürlük Platformu bana destek olur mu?
Hukuk dışına çıkmak ve dokunulmazlık zırhına bürünerek korunmak nasıl bir hukukun üstünlüğüdür diye soranımız var ama cevaben tatmin edici yok… dolayısıyla samimiyetsizlik ve güvensizlik aklı başında, cahil olmayanlar için problem oluşturmaktadır.
İşte Fatih Kılıç yazısı ile ön ayak olduğu nitelikli çoğunluk ile ileri demokrasiye geçiş planı bana bu düşünceleri çağrıştırdı. Nitelikli dolandırma, nitelikli din sömürüsü, nitelikli kalpazanlık, nitelik kazandırılmaya çalışılan PKK ve Apo, nitelikli sömürüye karşı İleri Demokrasi, Özgürlük ve bağımsız hukuk adına doğru bilgi sahibi olunmalı…
Hayırlı günler.
Tarih : 18 Eylül 2010 tokatgazetesi.com
Aziz Nesin'i savunmak korumak yada onun eleştirilmesine tahamül edememek gibi bir durumum yok. Bu esprili yaklaşımımın eleştirmemin nedeni bizzat sizin kendi yazdıklarınızdır. ''Siyaseti çok seven dört kızın bir araya gelip kouşurken hiçbirinin Aziz Nesin i bilmemesi hiç bir kitabını okumamış olması'' bilgisini bize veren sizsiniz. İşte bu noktadan sonra Aziz Nesin e yönelik eleştirilerinizi anlamış değilim. İnsan bilmediği bir konu hakkında eleştiri yapar mı? Okursunuz bakarsınız tanırsınız ve kişiyi eleştirir karşı çıkarsınız bunu anlarım hiç bilmeden bu tepki ne ola ki?
Mustafa Armağanın hiç bir kitabını veya yazısını okumadım. Siz yazdıktan sonra ''Kim ki bu'' diye baktım. Benim tarzım olmayan bir yazar olduğu izlenimini edindim. Acak ''ufukların Sultanı'' isimli kitabında Fatih Sultan Mehmet i anlattığını gördüm. Fatih in hayatı İstanbul'un fethi ve Osmanlının büyüklüğünü anlatan bir eser olduğu çok açık. Ha içindekiler doğrumu yanlış mı bilemem okumadım... Ama bu kitapla ilgili Condoleezza Rice'ın neden böyle bir garip sözü söylemiş olduğunu anlayamadım. Kaldıki kitabın sağına soluna arkasına baktım bu bilgi yok.. Bece çok anlamsız da olduğundan uydurma olma olasılığı çok yüksek...Aşırıda mantıksız diğer bir bakış açısıyla.. Neyse her duyduğunuza inanmayın bence ciddi bir kaynakta okumadıkça görmedikçe..
''HALKININ ÜZERİNE NİŞAN ALAN DİĞER EŞEKLERLE'' ne demek istediğinizi açık söylerseniz bu konuda ben size yardımcı olurum ... Aziz nesin'in öyle bir öyküsü var mı yok mu bakarız... Nişanlar karışmasında...
Sayın commodorate1tr.Aslında bu nikle size hitap etmekten hoşlanmıyorum.Keşke isminizi bilseydim Ben Aziz NESİN e hiçbir eleştiri de bulunmadım ki .Bunu siz söylediniz.Ben kız arkadaşlarımla buluştuğumda sadece o sözlerini neden söylemiş olabilir ona alaylı bir yaklaşımda bulundum.Bir insanı yaptıklarıyla ,yazdıklarıyla ya da söylemleriyle eleştirirsiniz değil mi.Söyler misiniz neyi eleştirmişim?Evet Fatih Sultan Mehmet i anlatan bir kitap ufukların sultanı.Ancak okumanız gerekir ki nerden nereye bağlantı kurulduğunu ondan sonra uydurma olup olmadığına karar veresiniz.Halkının üzerine nişan alan eşeklerle ilgili ne demek istediğim gayet açık.27 Mayıs ve 1980 darbelerini gerçekleştiren bürokrasiden bahsediyorum.Aziz beyin varsa onar için de bir masalı burada yayınlarsanız sevinirim.
Aziz Nesin'e Soyadını sorarlar.
Şöyle Cevap verir :
"1934 yılında soyadı kanunu çıktı
Herkes kendi soya...dını kendisi seçtiği için insanların bütün gizli aşağılık duyguları ortaya çıktı
Dünyanın en cimrileri 'eli açık',
dünyanın en korkakları 'yürekli',
dünyanın en tembelleri 'çalışkan' gibi soyadları aldılar
Kendime 'NESİN' soyadını aldım.
Herkes 'NE-SİN' diye çağırdıkça,
Ne olduğumu düşünüp kendime geleyim istedim."
SADRAZAM EŞEK
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir zamanlar memleketin birinde bir padişah varmış. Bütün padişahlar gibi memleketin birindeki bu padişahın da, kendi zamanına göre, çalgıcı ve çengilerden çifter çifter, beşer onar odalıkları, cariyeleri, uşakları, dalkavukları ve daha falan filanları varmış.
Memleketin birindeki bu padişah, her zaman ve her yerdeki padişahlar gibi, açılış törenlerinde bulunmak, geçit resimlerinde selam vermek, başkalarının yazdığı nutukları okumak, seyahat etmek gibi çok önemli memleket işlerinden vakit bulabildiği zamanlarda ava çıkarmış.
Av meraklısı padişah, yelden nem kapar cinsten olduğundan, özel ormanında özel olarak yetiştirilmiş, özel hayvanları vurmak için ava çıkmadan önce, müneccimbaşıyı çağırır,
- Bugün hava nasıl olacak?.. diye sorarmış. Müneccimbaşı da her zaman bu soruyu şöyle cevaplandırırmış:
- Haşmetmeab efendimiz, sayenizde memleketimizin havası her zaman günlük güneşliktir. Nasıl irade ve farman buyurulursa, elbette hava da öyle olur efendimiz.
Padişah, her padişah gibi işkilli olduğundan , müneccimbaşısına güvenemez, bir de sadrazama sorarmış:
- Bugün hava nasıl olacak?
Kulağının kılı bile ağarmış koca sadrazam, göbeğine varan ak sakalı, padişahın ayaklarına değene kadar eğilir,
- Saye-i şahanede gerek memleket içinde, gerek memleket dışında , gerek siyasi hava ve gerek bütün havalar maşallah çok iyidirler... dermiş.
Kuşkulu padişah birer kere de öbür vezirlerine havayı sorar, onlar da,
- Ufuk pembe, hava berrak... Allah sizi başımızdan eksik etmesin siz daim ve kaim oldukça başka türlüsünün olmasına imkan mı var efendimiz?... derlermiş.
Padişah da artık bütün bu bilim ve devlet adamlarının sözlerine inanır, kendi irade ve kudretine güvenir, av takımlarını has bendelerinin sırtına yükler, önce polisi, jandarması, arkada muhafızı, yanlarda koruyucuları, fedaileri, öncüleri, artçıları, siviller, resmiler, kedisi de bütün bunların ortasında, ala ala heyle güle eğlene, özel ormanında, özel olarak yetiştirilmiş, özel hayvanlarını avlamaya gidermiş.
Gel zaman, git zaman, yine günlerden bigün padişah, müneccimbaşısına,sadrazamına, vezirlerine, şeyhülislam ve reisülküttab hazretlerine, kızlarağasına, başmabeyinciye, hepsine teker teker ve rütbelerinin sırasına göre o günkü havanın durumunu sorduktan ve hepsinden de, "- Efendimizin sayesinde bugün hava dünden güzel olacak!" cevabını aldıktan sonra yola çıkmış.
Her ne kadar padişahın geçeceği yollarda bir ay önceden arama tarama yapılmış, halktan her kim varsa kovalanmış, kışkışlanmışsa da, her nasılsa bir ağacın dibinde bir köylü eşeğiyle beraber kalmış.
Padişah, hayatında hiç köylü görmediği için, yolu üstünde bu yırtık pırtık çullar içindeki yalınayak yaratığı hiçbir canlıya benzetememiş:
- Sen kimsin? İn misin, cin misin?.. diye sormuş. Köylü de,
- Ne inim, ne cinim. Ben de senin gibi beni ademim... deyince padişah,
- Bu ne küstahlık? diye kükremiş. Benim cinsimden böyle kimseler olamaz. Tiz urun kellesini!
Cellatbaşı, palasını köylünün padişah fermanına karşı kıldan ince boynuna indirirken padişah,
- Duuur! diye bağırmış. Ey konuşması az çok insana benzeyen acayip yaratık? Sana bişey soracağım. Eğer bilirsen canını bağışlarım. Bugün hava nasıl olacak?
Köylü de,
- Az vakit sonra rüzgarlar esecek, fırtına kopacak, yağmur başlayacak, her yeri seller götürecek!... demiş. Bu sözlere büsbütün içerleyen padişah,
- Bre hain! diye bağırmış, sen bilmez misin ki ben irade eyledikte mümkün değil bu hava bozmaz? Padişah avdayken nasıl yağmur yağarmış? Çabuk bağlayın şunu katır kuyruğuna!
Köylünün eşeğini bir katırın kuyruğuna, köylüyü de eşeğin kuyruğuna bağlamışlar, yollarına yürümüşler. Bir kurşun atımı gitmişler, hava birden kapanmış, bulutlar kararmış, şimşekler çakmaya, yıldırımlar düşmeye, gök gürlemeye başlamış... Bir fırtına, bir yağmur ki, her yanı yeller üfürüyor, seller süpürüyor.
Canını zor kurtaran padişah, kendisini saraydan içeri dar atmış. Öyle kızmış ki, kendisine yanlış hava raporu veren müneccimbaşısını, sadrazamı, vezirlerini, hepsini azletmiş. Bir kısımının kellesini uçurtmuş. Sonra kendisine havanın bozulacağını söyleyen köylüyü huzuruna çağırtmış. Katır kuyruğunda sürüklenmekten bitkin, titreyen köylüye, sadrazamlık mührünü verip,
- Seni sadrazam yaptım... demiş. Bir zaman köylü sadrazamlık yaptıktan sonra, bigün padişahın aklı başına gelmiş, sadrazam köylüyü huzuruna tekrar çağırıp,
- Sen yağmur yağacağını nerden bildin?.. diye sormuş. Köylü de şu karşılığı vermiş:
- Efendimiz, eşeğimin kulaklarına bakınca kulunuz havanın nasıl olacağını anlarım. Eğer yağmur yağacaksa, daha önceden eşeğimin kulakları sarkar, düşer. Ben de o gün yağmur yağacağını anlarım.
Padişah o zaman kendi kendine,
- Ne gaflet... "diye söylenmiş. Demek havayı bilen köylü değil eşekmiş. Şu kadar sadrazamı, veziri vüzerası bir eşeğin bildiğini bilmiyorlar. Ben de zavallı eşeğin hakkını yedim. Meğer köylüyü değil, eşeği sadrazam yapmalıymışım.
Hemen köylüyü azledip, yerine eşeği sadrazam yapmış. Hava iyi olacaksa eşek tatlı tatlı anırırmış. Yağmurlu olacaksa kulakları düşermiş. Fırtına olacaksa kuyruğunu sallarmış.
Padişah, savaş ilan edeceği, sefere, seyahate çıkacağı, ava gideceği zamanlar sadrazam eşeğin kulağına, kuyruğuna bakar, anırtısını dinlermiş. Eşeğin anırtısından dışarı çıkmazmış.
MEHMET NUSRET.
ALDANMA CAHiLiN KURU LAFINA
Aldanma cahilin kuru lafina
Kultursuz insanin kulu yalandir
Hukmetse dunyanin her tarafina
Arzusu hedefi yolu yalandir
Kar suyundan suzen cesme gol olmaz
Gul dikende biter diken gul olmaz
Diz diz eden her sinegin bal'olmaz
Peteksiz arinin bali yalandir
Insan bir deryadir ilimle mahir
Ilimsiz insanin sohreti zahir
Cahilden iyilik beklenmez ahir
Islegi ameli hali yalandir
Cahil okur amma alim olamaz
Kamilik ilmini herkes bilemez
Veysel bu sozlerin halka yaramaz
Sonra sana derler deli yalandir
Okuma yazma bilmeyenlerin oranı % 0,00 ile tüm Avrupa devletlerinin üzerinde, %90'ı üniversite, geri kalanı lise, üniversite mezunu olan %90'lık grubun %70 si yüksek lisans, geri kalanı doktora yapmış, profesör sayısı bakımından dünyada ilk sırada bulunan Türk halkına karşı bu yaptığınız ayıp değil midir? Türk halkı 1950 den beri kendine yakışan idareleri iş başına getirmiştir.
Asıl gerçek cahil böylesine eğitimli ve kültürlü Türk halkına cahil diyendir. Sizi kınıyorum!!!
Eğer tekrar tek başına iktidar olur ve hala halk eşek derseniz EL İNSAF YAHU
Zaten olacağı o.
Biz demedik Aziz Nesin fıkrasında demiş diyecekler,kolayı var.
O zaman benden tavsiye,Rahmetli Aziz Nesinin ruhunu çağırıp sorsunlar;Belki başka bir hayvan adı söyler.
“Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır. Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir...”
Diyecekler,aşağı yukarı denecekler bunlar.Şimdiden tahmin edebiliyorum.
Tabiat konusunda uzman bir profösör kırlarda gezinirken Bir kuyuya yatay bir dolap bağlandığını bu dolaba bir eşeğin bağlandığını görür. Eşek kuyunun...
To coincide hygroton no prescription cialis seromycin.com buy sildamax w not prescription dexone canada dexone generic canada generic salicylic acid...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
E-satış u yap a girdim. satışa...
27-04-2024, 02:39:38 in Gayrimenkul Hukuku