+ Konuyu Yanıtla
3 / 4 Sayfa İlkİlk 1234 SonSon
21 den 30´e kadar toplam 32 ileti bulundu.
  1. #21
    Kayıt Tarihi
    Aug 2008
    Nerede
    Bursa
    İletiler
    343
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!

    Ceza demişken... Sayın Başbakanımız; Öcelan'a ''Sayın'' şehitlerimize ''Kelle'' demesinden dolayı üç kuruşluk tazminata mahkum edilmişti. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından da onanan karar, ödenmeyince cebri icra yolu ile tahsil edilmişti. Kararı veren Hakim Sevgi Övüç de iki defa müfettiş soruşturması geçirmişti. Bahsi geçen korku imparatorluğu olmalı bu...



    Hukuki NET Güncel Haber

    "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi! konulu yargıtay kararı ara
    "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi! konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #22
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.930
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!

    Mahkeme kararları elbette eleştiriye açıktır. Vatandaşın ve özellikle de hukukçuların bu kararları eleştirmesinde yarar da vardır. Hatta hukukçular bilirler ki, "karar incelemesi" şekinde yazılan makaleler, mahkemelerin vermiş olduğu kararların eleştirisinden ibrettir. Hukuk dergilerindeki "karar incelemesi" şeklindeki yazılarda incelenen kararın olumlu ya da olumsuz yönleri vurgulanır ve yazarı da karara katılıp katılmadığını gerekçesi ile açıklar.

    Bu tür eleştirileri yapanlar, gazetelere yansıyan haberle yetinmez, gerekçeli karar metnini inceleyerek eleştirisini yapar.

    Bizim yargı sistemimiz oldukça ideolojiktir, bu nedenle de tarafsızlığı konusunda ciddi kuşkular vardır. Resmi ideoloji ile donanmış hukukçularımızın tarafsızlığı tartışmalı kararlarının bir çok örneği vardır. Anayasa Mahkemesi'nin özelleştirme ile ilgili kararları, parti kapatama ile ilgili kararları, türbanla ilgili kararı ve 367 saçmalığı konusundaki kararı ideolojik kararların önemli örnekleridir.

    Yargıtay'ın da oldukça ideolojik kararları vardır. Örneğin Baskın Oran'ın yazdığı "azınlıklar raporu" konusunda görüş açıklayan bir kişi, Baskın hoca için, "azınlık arıyorsa, babasının kim olduğunu annesine sorsun" cümlesini sarfetmiştir. Baskın hoca bu konuda açtığı davayı kaybetti, Yargıtay bu sözleri "eleştiri sınırları içinde" kabul etti. Ama Hırant Dink'le ilgili kararında bu kadar larç davranmadı ve Hırant aleyhine karar verdi. Bolu'da bir yerel gazetede bir yazar, "her şehide karşılık bir DTP'li öldürülmeli" yazdı. DTP'lilerin bu konuda açtığı davada Yargıtay, bu sözleri "eleştiri" olarak kabul etti. Bu kararlar da Yargıtay'ın adamına göre hareket ettiğini, ideolojik kararlar verdiğini göstermektedir.

    Yargıtay'ın ideolojik kararlarına siyaset dışı alanlarda dahi rastlamak mümkündür. Örneğin Borçlar Hukuku hocası Prof. Dr. Rona Seroazan "Güncel Hukuk" Dergisi'nin son sayısında (Kasım/2010 veya Ekim/2010 sayısı), Yargıtay'ın 3 adet kararını ideolojik bularak eleştirmektedir.

    Yargının ideolojisi olmaz. Yargının ölçüsü resmi ya da gayrı resmi ideolojiler olamaz. Yargının ölçüsü "evrensel hukuk" olmalıdır. Ama bizde hakim ve savcıların önemli bir kısmı, kendilerini devletin uyanık bekçisi olarak görür, tavrını vatandaştan yana değil, devletten yana koyar. Hakim ve savcılarla ilgili bir bilimsel çalışmada bu tespitler yapılmıştır.

    İzmir'deki TGB'li gencin sarfettiği sözün" cumhuriyet yıkıcısı"ndan mı ibaret, yoksa daha devamı var mı yok mu bilmiyoruz. Ancak, "cumhuriyet yıkıcısı" sözüne dayanak olarak Anayasa Mahkemesi'nin "laiklik aleyhine faaliyetlerin odağı olmuş" şekşindeki kararını gerekçe göstermek bence yeterli değildir. Çünkü Anayasa Mahkemesinin bu kararı ve parti kapatama konusundaki kararları (TİP, MSP, Refah, DTP AKP ile ilgili kararlar) hep ideolojiktirler ve evrensel hukuka göre değil, resmi ideolojiye göre verilmiş kararlardır.

    TGB'li gençlerden bir grupla bu yaz bir tartışma imkanı yaşadım. Sohbet ettik. Ülkelerini seven gençler, ama oldukça radikal, dar ufuklu ve marjinal görüşlere mensuplar. "Türk Solu" grubunu sevmediklerini söylüyorlar, ama o gruba çok yakın görüşleri var. Bu görüşleri ile faşizme ve ırkçılığa yakınmış gibi duruyorlar. İnsanları çok çabuk ve çok kolay suçluyorlar.

    Biz çatışmacı bir toplumuz ve bizim gibi düşünmeyenleri çok kolay suçluyoruz. Batıda "cumhuriyet yıkıcısı" suçlamasını kolay yapmazlar. Oysa bizde cumhuriyet düşmanı, vatan haini, vatan satıcısı, kalpazan, liboş vs. gibi kavramlar çok sık çok kolay kullanılıyor. Bu suçlamalar bu kadar kolay kullanılmamalı. Ben cumhurşyeti CHP, İP, TGB, Türk Solu Dergisi gibi anlamıyorum ve anlamak zorunda da değilim. Bu durumda "cumhuriyet yıkıcısı" mı oluyorum? Otoriter cumhuriyetin demokratik cumhuriyete dönüşmesini istemek bazılarına göre "cumhuriyet yıkıcısı" olarak algılanabilir; ama bana göre cumhuriyetin içi demokrasi ile doldurulmadığı sürece o cumhuriyete karşı olduğumu söyleyebilirim.Benim gözümde cumhuriyet, demokratik cumhuriyettir.

  4. #23
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!

    Sayın Abbas Bey'in yanıtından sonra görüyoruzki hukuk tamamen ideolojiktir. En ideolojik olanlarda ''evrensel hukuk'' kavramını kullanan kişilerce hiç sakınılmadan kullanılan kişilerdir. Tıpkı Abbas Bey de olduğu gibi.

    Beğenilmeyen kararların ideolojik kabul edilmesi sanırım bize uygun bir husus zaten bu yüzden ''hukuku ele geçirme'' yarışı sürüp gitmektedir bizde... Yazılı ve evrensel hukukun hiç uygulanmadığı bir ülkeyiz aslında... Siyasi irade ''parti kapatılması'' hariç hiç bir anayasa hükmüne işine gelmeyince uymamaktadır. Ama Abbas Bey gibi ''demokrasi'' aşıkları buna gık dememektedirler. İşin komiği resmi ideolojide ki LAİK DEMOKRATİK SOSYAL HUKUK DEVLETİ tanımını görmezden gelirler. İşlerine gelince buradaki Laik kavramını işlerine gelince Demokratik kısmını alırlar ama bunun ne olduğunuda sözlemezler... Bu kavramların içinin boşaltılması ise nedense içini doldurmak gibi algılanmaktadır.

    Evrensel hukuktan bahsedenler ''Anayasa Mahkemesi'nin özelleştirme ile ilgili kararları, parti kapatama ile ilgili kararları, türbanla ilgili kararı ve 367 saçmalığı konusundaki kararı ideolojik kararların önemli örnekleridir.'' demekten çekinmezler. Bu sözlerinin İDEOLOJİNİN BABASI OLDUĞUNU SATIR ARASINDA GİZLERLER... Sanki çok doğruymuş gibi arada çaktırmadan söylerler... Kapatılan partilerin (Özellikle Refah SHP) AİHM sine gittiklerini bunun oy birliği ile reddedildiğini söylemezler, kapatılan çoğu partinin ise kendilerinin otomatik kapandığınıda göz ardı ederler. Bu sitede bile tartışılan 367 yi ''saçmalık'' olarak adlandırmasıda evlere şenlik bir durumdur. Aslında evrensel hukuk ve mantık 367 nin tam doğru olduğudur. Çünkü nitelikli çoğunluk demek o an 367 oy çıkabilmesi şartının olmasıdır. Kabul red toplamının 367 olamayacağı bir yerde nitelikli oy olamayacağından nasıl geçerli olabileceğini asla açıklayamayan bir evrensel hukuk saçmalığı olabilir mi? Bu hakimsiz mahkeme 11 kişisiz resmi futbol maçının başlaması gibidir. ASLA OLMAYACAK BİR TOPLANTININ YAPILMASI OLANAKLI MIDIR ? Abbas Bey e göre evet... Alın size hukuk...

    Nitelikli çoğunluk istenilen bir toplantının olması için orada 367 kişinin olması gerekir bu sayı yoksa ne toplantısı yapacaksınız? Bu toplantı hukuken yapılamamış kabul edilmez mi? Bir futbol maçı 11 kişiyle başlar ama bir takım 7 kişi kalsa bile devam eder... Bu herhangi bir takıma ''biz 11 kişi bulamadık 8 kişi başlayalım'' deme hakkı verir mi? Federasyon bunu onaylar mı? Hakem maçı başlatır mı? Nitelikli çoğunluk 11 kişi ama bitiş 7 kişidir. Bitiş hakkı başlangıçta asla kullanılamaz... 11 kişi yoksa maç başlamaz o takım hükmen malup olur... 367 kişiyle başlaması gereken toplantı bitiş sayısı esas alarak başlar mı? Eğer o işlerine geliyorsa başlar kardeşim başlar.... Bunuda hukuk diye yutturmaya çalışırlar ee yutmazsan işte sonradan böyle ''saçmalık''filan denir...

    Türbanla ilgili Anayasa mahkemesinin kararını evrensel hukuka karşı bulurken bunu AİHM sine götürenlerin davaları kaybettiği saklanır. Tam altı red kararı vardır AİHM sinin işlerine gelmediği için bunu saklarlar... Çünkü adama sorarlar AİHM si demi evrensel hukuka aykırı? Fransa da mı aykırı? ABD hukuku da mı aykırı ? İtalya da mı aykırı? Evrensel hukuk dünya dışı hukuk mudur acaba?

    Evet gerçekten ideolijen ayrılalım... gerçekten evrensel hukuktan bahsedelim ve gerçekleri söyleyelim... gerisi hikayedir...

  5. #24
    Kayıt Tarihi
    Oct 2010
    Nerede
    edirne
    İletiler
    298
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!

    Batıda "cumhuriyet yıkıcısı" suçlamasını kolay yapmazlar.
    Batıda YÜKSEK Yargı Kararları içinde ''KURŞUN SIKTI ''; ''HADDİNİ BİL''; ''DİYANETİN İŞİ'' DEMEZLER.

  6. #25
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.930
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!

    Alıntı sonyaka1919 rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Batıda YÜKSEK Yargı Kararları içinde ''KURŞUN SIKTI ''; ''HADDİNİ BİL''; ''DİYANETİN İŞİ'' DEMEZLER.
    Sayın sonyaka1919;

    Evet, batıda insanları "cumhuriyet yıkıcısı", "vatan haini", vatan satıcısı" vs. gibi kavramlarla kolayca suçlamazlar. Çünkü o toplumlar çalkantılı ve sancılı dönemleri atlatmışlar ve normalleşmişlerdir. Onların tarihinde de insanların kolayca suçlandığı ve basit suçlamalar sonucunda giyotin altında çok kelle kestikleri gerçeğini biliyoruz.

    Biz çekişmeleri, sancıları henüz atlatamadık. Oldukça çatışmacı bir yapımız var. Çok kolayca bizim gibi düşünmeyenleri "vatan haini", "vatan satıcısı" ve "cumhuriyet düşmanı" olarak suçlayabiliyoruz. Normalleşme dönemine ukaşıldığında, bu suçlamaların hiç bir önemi ve anlamının kalmadığı anlaşılacaktır.

    Geçmişte Menderes, Demirel ve Özal için de benzer suçlamalar yapıldı. Bugün bunların vatanı satan kişiler olmadığı anlaşılmıştır. Ama bugün örneğin özelleştirmeyi "vatanı satmak" olarak algılayan radikal bir ulusalcı damar vardır. Bunun vatanı satmakla hiç birt ilgisini izah etmeye dahi gerek yoktur. Bu ekonomik bir tercihtir ve dünyanın yaygın bir uygulamasıdır.

    Dün "kürt açılımı", "terörün durdurulması için yapılan görüşmeler" gibi girişimler insanların kolayca suçlanmasına neden oluyordu. Ahmet Kaya'dan saygı ile bahsetmek dahi suçlanmak için yetiyordu. Bu konudaki keskin ulusalcıların suçlamları halen de devam ediyor.

    Ama bakın, sayın Kılıçdaroğlu da "genel af"tan bahsetti.. Ahmet Kaya'nın mezarını ziyaret etti. Kimse onu "vatan haini" olarak eleştirmedi. Ama aynı hareketi bir başkası yaptığında en hafif suçlama "bölücü" olurdu. Demek ki bu tür suçlamalar izafidir (görecelidir); zaman içimde anlamsız ve yersiz olduğu anlaşılıyor. Türkiye normalleştiğinde bu suçlamaların çok yersiz ve asılsız olduğu görülecektir.

    Saygılar.

  7. #26
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.930
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!

    Alıntı commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Sayın Abbas Bey'in yanıtından sonra görüyoruzki hukuk tamamen ideolojiktir. En ideolojik olanlarda ''evrensel hukuk'' kavramını kullanan kişilerce hiç sakınılmadan kullanılan kişilerdir. Tıpkı Abbas Bey de olduğu gibi.

    Beğenilmeyen kararların ideolojik kabul edilmesi sanırım bize uygun bir husus zaten bu yüzden ''hukuku ele geçirme'' yarışı sürüp gitmektedir bizde... Yazılı ve evrensel hukukun hiç uygulanmadığı bir ülkeyiz aslında... Siyasi irade ''parti kapatılması'' hariç hiç bir anayasa hükmüne işine gelmeyince uymamaktadır. Ama Abbas Bey gibi ''demokrasi'' aşıkları buna gık dememektedirler. İşin komiği resmi ideolojide ki LAİK DEMOKRATİK SOSYAL HUKUK DEVLETİ tanımını görmezden gelirler. İşlerine gelince buradaki Laik kavramını işlerine gelince Demokratik kısmını alırlar ama bunun ne olduğunuda sözlemezler... Bu kavramların içinin boşaltılması ise nedense içini doldurmak gibi algılanmaktadır.

    Evrensel hukuktan bahsedenler ''Anayasa Mahkemesi'nin özelleştirme ile ilgili kararları, parti kapatama ile ilgili kararları, türbanla ilgili kararı ve 367 saçmalığı konusundaki kararı ideolojik kararların önemli örnekleridir.'' demekten çekinmezler. Bu sözlerinin İDEOLOJİNİN BABASI OLDUĞUNU SATIR ARASINDA GİZLERLER... Sanki çok doğruymuş gibi arada çaktırmadan söylerler... Kapatılan partilerin (Özellikle Refah SHP) AİHM sine gittiklerini bunun oy birliği ile reddedildiğini söylemezler, kapatılan çoğu partinin ise kendilerinin otomatik kapandığınıda göz ardı ederler. Bu sitede bile tartışılan 367 yi ''saçmalık'' olarak adlandırmasıda evlere şenlik bir durumdur. Aslında evrensel hukuk ve mantık 367 nin tam doğru olduğudur. Çünkü nitelikli çoğunluk demek o an 367 oy çıkabilmesi şartının olmasıdır. Kabul red toplamının 367 olamayacağı bir yerde nitelikli oy olamayacağından nasıl geçerli olabileceğini asla açıklayamayan bir evrensel hukuk saçmalığı olabilir mi? Bu hakimsiz mahkeme 11 kişisiz resmi futbol maçının başlaması gibidir. ASLA OLMAYACAK BİR TOPLANTININ YAPILMASI OLANAKLI MIDIR ? Abbas Bey e göre evet... Alın size hukuk...

    Nitelikli çoğunluk istenilen bir toplantının olması için orada 367 kişinin olması gerekir bu sayı yoksa ne toplantısı yapacaksınız? Bu toplantı hukuken yapılamamış kabul edilmez mi? Bir futbol maçı 11 kişiyle başlar ama bir takım 7 kişi kalsa bile devam eder... Bu herhangi bir takıma ''biz 11 kişi bulamadık 8 kişi başlayalım'' deme hakkı verir mi? Federasyon bunu onaylar mı? Hakem maçı başlatır mı? Nitelikli çoğunluk 11 kişi ama bitiş 7 kişidir. Bitiş hakkı başlangıçta asla kullanılamaz... 11 kişi yoksa maç başlamaz o takım hükmen malup olur... 367 kişiyle başlaması gereken toplantı bitiş sayısı esas alarak başlar mı? Eğer o işlerine geliyorsa başlar kardeşim başlar.... Bunuda hukuk diye yutturmaya çalışırlar ee yutmazsan işte sonradan böyle ''saçmalık''filan denir...

    Türbanla ilgili Anayasa mahkemesinin kararını evrensel hukuka karşı bulurken bunu AİHM sine götürenlerin davaları kaybettiği saklanır. Tam altı red kararı vardır AİHM sinin işlerine gelmediği için bunu saklarlar... Çünkü adama sorarlar AİHM si demi evrensel hukuka aykırı? Fransa da mı aykırı? ABD hukuku da mı aykırı ? İtalya da mı aykırı? Evrensel hukuk dünya dışı hukuk mudur acaba?

    Evet gerçekten ideolijen ayrılalım... gerçekten evrensel hukuktan bahsedelim ve gerçekleri söyleyelim... gerisi hikayedir...
    Sayın commodore1tr;

    Türk yargısınını ideolojik olduğu konusunda iddialıyım. Bu ideolojik tavrını değişen dünya ve ülke koşullarında koruyamazdı.. Bu nedenle de bu ideolojik yapı değişmeye mahkumdur. Nitekim son zamanlardaki hukuk alanındaki tartışma ve değişikliklerin nedeni de bu ideolojik yapıdır. Bu yapının tepki almaması düşünülemezdi. AKP'nin yaptığı da bu ieolojik yapılanmaya duyduğu tepkidir. Bu açıklamalarımdan AKP'nin yaptığını onayladığım anlamı çıkmasın, çünkü onlar da kendi ideolojik örgütlenmelerini sağlamaya çalışarak yargıda egemen olmaya çalışıyorlar. Yani yanlışı bir başka yanlışla düzeltmeye çalışıyorlar. Ancak, AKP'nin yargı üzerindeki egemenlik çabası da ileride yok olmaya mahkumdur, yok olurken de eski "resmi ideoloji" dönemine dönülmeyecektir. Etki tepkiyi doğuracak ve tepki sonunda da bir senteze ulaşılacaktır. Bu felsefedeki tez - anti tez -sentez meselesidir. Bu sosyal bir süreçtir. Bu süreç sonunda ideolojisi olmayan evrensel hukukun tarafsız/bağımsız yargısına ulaşılacaktır.

    Gelelim şu 367 vakasına... Bu kararın bir saçmalık olduğunu bugün çok kişi kabul ediyor. Bu kararı bugün savunan çok az kişi kaldı. İleride tahminime göre bu kararı savunan kişiler büyük ihtimalle utanacaklar ve bunu savunduklarını gizleme gereği duyacaklar.. Cumhurbaşkanlarının seçim süreçleri hep sancılı olmuştur. 367 kararı, hukuku kullanarak yapılmış bir darbedir, ama sonuca ulaşamamıştır. Eski dönemlerde olsa idi hukuku kullanmaya gerek kalmadan ilgili aday, baskı ile geri çekilir ve istenilen kişi seçilirdi. Bunun örnekleri önceki seçimlerde vardır. Askerler, bir adayı tehditle geri çekmişler ve anılan kişi adaylığı bıraktığı gibi memleketi dahi terketmek zorunda kalmıştır. Ama bu kaba yöntemler tarihte kaldığı için, bugün daha ince yöntemler kullanmak gerekiyordu ve 367 kararı işte bu ince yöntemin kendisidir.

    367 kararı ile ilgili futbolcu sayısına göre yaptığınız yorumun oldukça sığ (yüzeysel) olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü bu konudaki ciddi yayınlardan haberiniz olmadığı anlaşılıyor. Lehte ve aleyhteki ciddi yayınlardan haberiniz olsa idi, bu konuyu futbol kuralları ile değil, anayasal kurallara göre yorumlardınız. Bu nedenle size bir iyilik yapmaya karar verdim ve lehte ve aleyhteki bir kaç tane ciddi yayın ismi vereceğim. Belki o zaman bu konuyu futbol maçından ibaret zanneden sığ görüşünüzde değişiklik olur. En azından kendinizi savunacak daha ciddi argümanlar bulursunuz. Bu konuda ilk aklıma gelen şu yayınlara bir bakmanızı önereceğim:

    1) Barolar Birliği'nin Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde her iki tarafın görüşlerini açıkladığı sempozyum kitabına bir bakın, işinize yarar bilgiler var.
    2) Anayasa Hukukçusu Ece Göztepe'nin bu konuda iki adet ciddi makalesi yayınlandı. İlki "Birikim Sosyalist Kültür Dergisi'nin Haziran - temmuz 2007 sayısındaki "Sevilmeyen Anayasayı Kim Korumak İster?" başlıklı makalesi. Diğeri ise aynı yazarın "Muhakeme Etmek veya Karar Vermek : Anayasa Mahkemesi'nin 367 Kararı İçin kavramsal Bir Çerçeve Denemesi" başlıklı makale.
    3) Sami Selçuk'un "2007'nin Hukuk Olayı : Anayasa Mahkemesi'nin 367 Kararı" başlıklı kitabı..
    4) Bu arada senin lehine olabilecek bir kayank da vereyim; Necmi Yüzbaşıoğlu'nun 'GÜncel Hukukl" Dergisi'nde iki bölüm halinde yayınlanan ciddi boyuttaki makalesi..

    Bu iyiliğimi de unutma.. Selamlar.

  8. #27
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!

    Alıntı Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Sayın commodore1tr;

    Türk yargısınını ideolojik olduğu konusunda iddialıyım. Bu ideolojik tavrını değişen dünya ve ülke koşullarında koruyamazdı.. Bu nedenle de bu ideolojik yapı değişmeye mahkumdur. Nitekim son zamanlardaki hukuk alanındaki tartışma ve değişikliklerin nedeni de bu ideolojik yapıdır. Bu yapının tepki almaması düşünülemezdi. AKP'nin yaptığı da bu ieolojik yapılanmaya duyduğu tepkidir. Bu açıklamalarımdan AKP'nin yaptığını onayladığım anlamı çıkmasın, çünkü onlar da kendi ideolojik örgütlenmelerini sağlamaya çalışarak yargıda egemen olmaya çalışıyorlar. Yani yanlışı bir başka yanlışla düzeltmeye çalışıyorlar. Ancak, AKP'nin yargı üzerindeki egemenlik çabası da ileride yok olmaya mahkumdur, yok olurken de eski "resmi ideoloji" dönemine dönülmeyecektir. Etki tepkiyi doğuracak ve tepki sonunda da bir senteze ulaşılacaktır. Bu felsefedeki tez - anti tez -sentez meselesidir. Bu sosyal bir süreçtir. Bu süreç sonunda ideolojisi olmayan evrensel hukukun tarafsız/bağımsız yargısına ulaşılacaktır.

    Gelelim şu 367 vakasına... Bu kararın bir saçmalık olduğunu bugün çok kişi kabul ediyor. Bu kararı bugün savunan çok az kişi kaldı. İleride tahminime göre bu kararı savunan kişiler büyük ihtimalle utanacaklar ve bunu savunduklarını gizleme gereği duyacaklar.. Cumhurbaşkanlarının seçim süreçleri hep sancılı olmuştur. 367 kararı, hukuku kullanarak yapılmış bir darbedir, ama sonuca ulaşamamıştır. Eski dönemlerde olsa idi hukuku kullanmaya gerek kalmadan ilgili aday, baskı ile geri çekilir ve istenilen kişi seçilirdi. Bunun örnekleri önceki seçimlerde vardır. Askerler, bir adayı tehditle geri çekmişler ve anılan kişi adaylığı bıraktığı gibi memleketi dahi terketmek zorunda kalmıştır. Ama bu kaba yöntemler tarihte kaldığı için, bugün daha ince yöntemler kullanmak gerekiyordu ve 367 kararı işte bu ince yöntemin kendisidir.

    367 kararı ile ilgili futbolcu sayısına göre yaptığınız yorumun oldukça sığ (yüzeysel) olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü bu konudaki ciddi yayınlardan haberiniz olmadığı anlaşılıyor. Lehte ve aleyhteki ciddi yayınlardan haberiniz olsa idi, bu konuyu futbol kuralları ile değil, anayasal kurallara göre yorumlardınız. Bu nedenle size bir iyilik yapmaya karar verdim ve lehte ve aleyhteki bir kaç tane ciddi yayın ismi vereceğim. Belki o zaman bu konuyu futbol maçından ibaret zanneden sığ görüşünüzde değişiklik olur. En azından kendinizi savunacak daha ciddi argümanlar bulursunuz. Bu konuda ilk aklıma gelen şu yayınlara bir bakmanızı önereceğim:

    1) Barolar Birliği'nin Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde her iki tarafın görüşlerini açıkladığı sempozyum kitabına bir bakın, işinize yarar bilgiler var.
    2) Anayasa Hukukçusu Ece Göztepe'nin bu konuda iki adet ciddi makalesi yayınlandı. İlki "Birikim Sosyalist Kültür Dergisi'nin Haziran - temmuz 2007 sayısındaki "Sevilmeyen Anayasayı Kim Korumak İster?" başlıklı makalesi. Diğeri ise aynı yazarın "Muhakeme Etmek veya Karar Vermek : Anayasa Mahkemesi'nin 367 Kararı İçin kavramsal Bir Çerçeve Denemesi" başlıklı makale.
    3) Sami Selçuk'un "2007'nin Hukuk Olayı : Anayasa Mahkemesi'nin 367 Kararı" başlıklı kitabı..
    4) Bu arada senin lehine olabilecek bir kayank da vereyim; Necmi Yüzbaşıoğlu'nun 'GÜncel Hukukl" Dergisi'nde iki bölüm halinde yayınlanan ciddi boyuttaki makalesi..

    Bu iyiliğimi de unutma.. Selamlar.
    Allah Senden Razı Olsun Abbas Abi ,

    Dediğimi çok net anlayıp böyle anlamamazlığa vurmak çok net bir davranış modeliniz oldu. Bu arada kendi kendinize gol atmayı bırakın. Olmuyor yani..

    Aslına bakarsanız tün dünya ülkelerinin yargıları bir bakıma ideolojiktir. Suudi Arabistanda İran'da v.b ülkelerde Saçını çok güzel yaptırmış,hafif dekolte giyinip yolda yürüyen bir kadına ne yaparlar dersiniz? Uygulama iç hukuklarına uygun olmaz mı? Peki bu iç hukuk ideolojik değil mi? ABD nin Irak ı resmen işgali soykırımı gibi katliam yapması tecavüzlerde bulunması hangi evrensel hukuka sığıyor ama kalıbına uyduruldu!! Bu ideolojik değil mi? (İşin komiği bu insanlık dışı savaşa AKP neredeyse Türkiye'yi de sokuyordu... Ama ne hikmetse Filistinde bir örgütü desteklediği için kahraman olan da AKP!!!)

    Demekki hukuk ideolojilerden beslenir, ideolojiler ne kadar uygar olursa, ne kadar insan haklarına saygılı olursa , eğitim öğrenim ne kadar artarsa hukukta o ölçüde gelişir. Yoksa ceza hukuku bile ideolojinin baskısında kalır. Eski 141, 142 ve 163 ile hala tartışılan 301 buna en güzel örnektir. Vicdani red olarak bilinen uygulamayla ilgili 155, 153 ve 161 in ideolojik olmadığını söyleyebilir misiniz? Bazı Avrupa ülkelerinde vicdani red kabul görürken İsrail de ağzınıza bile alamazsınız!! Bunlar akıp giden zaman içerisinde oluşan ideolojilerden doğan uygulamalar değil midir ? Doğruluğu yanlışlığı tartışılabilir ama yukarıda da belirttiğim gibi uygarlık eğitim kültür arttıkça insan haklarına saygı da çoğalır buda hukuka yansır....

    AKP nin şimdiki ideolojik duruma tepki ile yaklaştığını ve bundan dolayı değişiklikleri yaptığını ve yanlışı yanlış ile düzeltmeye çalıştığını belirtmişsiniz ki doğrudur. İşte tam bu nokta da aramızda ki fark ortaya çıkmaktadır. Ben yanlışın yanlış ile düzeltilmesine karşıyım siz ise destek veriyorsunuz. Yanlışı yanlış ile düzeltmek beteri bin beter etmekten öteye bir işe yaramaz. Yargıya duyulan güvende ayaklar altında kalır ki şimdi yaşadığımız aynen budur. Bunun da savunulacak bir tarafı yoktur.

    367 ye gelirsek hiç merak buyurmayınız çok okudum. Hatta anımsarsanız daha anayasa mahkemesi karar vermeden önce bu sitede gene bu konuda karşı karşıya gelmiştik. İkimizde şimdi durduğumuz noktada aynı yorumlamadaydık. (Demekki ikimizde değişmemişiz bu konuda.) Gerek karar çıkmadan önce gerek çıktıktan sonra bu konuda ki yorumları çok okudum. Anayasanın Lafzı bu konuda uzlaşmaya zorladığı yönünde ''Anlaşın diyor'' Zaten o zamanı anımsarsanız AKP Bülent Arınç faktörü yüzünden halihazır kişiyi aday göstermişti. Çünkü Arınç'ın RTE ye açıkça ''Sen yada Gül aday olmazsa ben adayım'' dediği biliniyordu. Yani RTE Arınç ın önünü kesmek için Gül ü aday göstermek zorunda kaldı. Bu süreçte bile Arınç ''ilk defa dindar bir Cumhurbaşkanı seçiyoruz'' diyebilecek kadar iğrenç laf etmeyi ve siyasi lütarütüre geçmeyi başardı. Tarih ondan asla övgüyle söz etmeyecektir. Neyse koumuz bu değil... Koumuza dönersek Anayasanın uzlaşın diye nitelikli çoğunluk ararım dediği bir yerde bu çoğunluğun asla sağlanamayacağı bir oturum olur mu? Olur ise Anayasa'nın CB seçimini düzenleyen maddesinin seçim koşullarını belirten ilk iki fıkrası havada kalmaz mı? Süs diye mi yazılmıştır ? 184 kişi ile meclis açıldı oylama yapıldı kabul ediliyorsa bu maddeler ne içindir ???

    Sığ diye yorumladığınız futbol oyun kuralını ne kadar saçma bir savunmada olduğunuzu anlamanız için vermiştim. Demek istemiştim ki ''Apartman yönetim toplantısı, dernek toplantısı, futbol oyun başlaması gibi çok daha basit olgularda dahi başlama kuralı yoksa toplantı başlayamazken yada yok hükmünde olurken nasıl olurda en önemli seçimlerden birisi ola CB seçiminde bu kural göz ardı edilir? CB seçimi çok önemsiz bir şeymidir?'' Ama nedense anlamak istemediniz yada işinize gelmedi. Bakın GS ye sözde geçen hafta Helvacı yönetiminde toplantı yaptılar. Ne oldu 6 kişide kaldılar diye masal oldu çay toplantısına dönüştü karar alındı mı alınamadı neden alınamadı çünkü karar alınması için tüzükte 7 yöneticinin olması koşulu varda ondan alınamadı. Ama konu TBMM sini en önemli seçimi CB seçimi olunca kurallara Anayasanın bağlayıcı hükmüne boş vereceğiz öyle mi? Amma evrensel hukuk ha...

    367 yi savunan az kişi kaldı savunanlarda ilerde utanacak gizlemeye çalışacak yaklaşımını nereden buldunuz bilemiyorum amma tahmiim var... Lizbon da biten NATO toplantısından sonra bizim medya bunu BÜYÜK ZAFER olarak pompaladı, HERKES GÜL'E HAYRAN AĞZINA BAKIYOR İMRENİYOR DEDİĞİNİ YAPTIRDI diye yazdılar... Ama gerçeğin hiç öyle olmadığını bakan okuyan dinleyen gözler gördü... Siz Lizbon u zafer sayalardansınız ben ise umursamayanlardan...

    Saygı ve sevgilerimle şalgamımı beklerim... ( Şalgam olayınız 367 den beter hale dönüştü ayrıca...)

  9. #28
    Kayıt Tarihi
    Oct 2010
    Nerede
    edirne
    İletiler
    298
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!

    Bu açıklamalarımdan AKP'nin yaptığını onayladığım anlamı çıkmasın, çünkü onlar da kendi ideolojik örgütlenmelerini sağlamaya çalışarak yargıda egemen olmaya çalışıyorlar. Yani yanlışı bir başka yanlışla düzeltmeye çalışıyorlar. Ancak, AKP'nin yargı üzerindeki egemenlik çabası da ileride yok olmaya mahkumdur
    Çok kıymetli ve Değerli Sayın Avukat Abbas Bilgili Beyefendi'nin görüşüne misliyle katılmamak mümkün değildir.

  10. #29
    Kayıt Tarihi
    Aug 2008
    Nerede
    Bursa
    İletiler
    343
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!

    Abbas Bey ile Commodore'nin tartışmalarını özlemişim yahu. Şurda Harun Gür de olacaktı ki, değmeyin okuma keyfime...

  11. #30
    Kayıt Tarihi
    Oct 2010
    Nerede
    edirne
    İletiler
    298
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Cumhuriyet Yıkıcısı" Diyen Okul Birincisi Senger, 354 Gün Hapis Cezasına Mahkum Edildi!

    Çok kıymetli ve Değerli avukat Abbas Bilgili Beyefendiye ;

    İstanbul da emniyet müdürüne bağlı polislerin üniversite öğrencilerini copla ,hakaretle dövmeleri ve Ankaradan çıkan protestocu grubu engellemeleri ,istanbula sokmamaları hakkında YÜCE DEMOKRATİK TÜRKİYE söyleminiz ile BAĞDAŞTIRABİLİYORMUSUNUZ?

+ Konuyu Yanıtla
3 / 4 Sayfa İlkİlk 1234 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. "Adli Para Cezasına Çevrilmiş Hapis Cezasının" Adli Sicil Kaydından Silinmesi
    Sayın Hukuk Severler, 2009 yılında kesinleşmiş bir mahkeme kararı gereği 86/2 kasten adam yaralamak suçundan 5 gün hapis cezası aldım. Hapis...
    Yazan: Cezayir Forum: Ceza İnfaz Hukuku
    Yanıt: 27
    Son İleti: 06-07-2015, 12:21:30
  2. Türkiye "Bıyık Yarışması Birincisi" kendine rakip arıyor!
    Ordu'da yaşayan 75 yaşındaki Sıtkı Ekşi, yaklaşık 40 yıldır uzattığı, 2 metreye ulaşan bıyıklarıyla dikkat çekiyor. Ordu'nun Mesudiye ilçesine...
    Yazan: deniz02 Forum: Yaşam - Sohbet - Forum Oyunları
    Yanıt: 0
    Son İleti: 06-07-2008, 13:08:58
  3. "6 ay hapis" ve "5 yıl süre ile denetim süresi öngörülmesi" ?
    Merhabalar, siz büyüklerime danışmam gereken bir konu olacak. 2 sene evvel abimin bir arkadaşının isteği üzerine onu arabasıyla bir yere götürmesini...
    Yazan: 0rcun Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 16-05-2008, 15:50:24
  4. Eşine "kız çıkmadı" diyen kocaya tazminat cezası
    Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, boşanma davası açtığı eşine ilişkin yakın çevresine “Eşim kız değil. Benimle evlenmeden başkasıyla ilişkiye girmiş” diyen...
    Yazan: Oğuzhan Dayar Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 12-01-2008, 13:11:24
  5. "Malı beğenmedim, iade ediyorum" diyen koca kusurlu
    17 Haziran 2007 Nurettin KURT/ANKARA Polis memuru 36 yaşındaki E.M. boşanma davasında, 31 yaşındaki karısı S.M. için "Mal aldım beğenmedim, iade...
    Yazan: Av.Duygu Tekay Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 2
    Son İleti: 17-06-2007, 14:16:53

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.