Madem kadın erkek eşit neden biz erkekler nafaka ödüyoruz?

[Maverick35]

Benim küçüklüğümde, boşanmalarda, kadınlar kanunlardan şikayet ederdi...Şimdi ise -Yeni Medeni Kanun'dan sonra- erkekler kanunlardan şikayet ediyor.

Demek ki, bu işte bir yanlışlık var.Yani, herkesi memnun edecek güzel bir kanun yapılamıyor.

İkinci durum; Toplum olarak, işimize geldiğinde "Batılı" oluyoruz, işimize geldiğinde ise "Doğulu".

Evlenirken "Doğuluyuz", boşanırken ise "batı" kanunlarıyla boşanıyoruz, sonuç: Bitmeyen mahkemeler ve adalete aşırı bir yük.

Halbuki, bu kanunların geldiği Avrupa ülkelerinde olduğu gibi olsa "Ben evleneceğim" diyene "Hadi kardeşim, git o zaman, evleneceğin kişi ile bir sözleşme yap, altında da ikinizin avukatının imzası olsun" dense, ne nafaka tartışması olur, ne de hakimler boşanma davasında "Takdir hakkı" kullanır.(Örnek olarak bakınız; Avrupa'daki ünlülerin boşanma davaları, hiç tartışma yok, kimin ne yapıp ne yapmayacağı sözleşme ile belirlenmiş, tazminat ve
nafaka belirlenmiş, boşandılar mı hemen uygulamaya geçiliyor)


Bu yaz, memleketime gittiğimde (İzmir'e komşu bir ilin, 3. Büyük ilçesi) ilginç bir durumla karşılaştım.

Şöyle ki; eskiden bağbozumu zamanı her gece 3-4 düğün olurdu, bu sene gittim, orada 5 gece kaldım sadece 2 düğün vardı.

Demek ki kadınlar da erkekle de bilinçlenmiş, nafakayla, medeni kanunla, hakim takdiriyle, mahkemeyle uğraşmamak için:Evlenmiyorlar

[lektem71]

Bugün müstakbel eşlerden biri diğerine evlillik sözleşmesi meselesini açar açmaz, o diğerinin yüzü hemen asılır, derin bir düşünceye dalar, "sen bana güvenmiyor musun" der. O olgunluğa henüz erişemedi Türk insanı. bu gerilimi ortadan kaldırmak için de sözleşme şart olmalı. Nasıl ki evlenecek kişileri o sağlık kuruluşundan buna yolluyor, orasını burasını deldiriyor devlet, bu işi de şart koşmalı.

[erhan.1973]

Bugün müstakbel eşlerden biri diğerine evlillik sözleşmesi meselesini açar açmaz, o diğerinin yüzü hemen asılır, derin bir düşünceye dalar, "sen bana güvenmiyor musun" der. O olgunluğa henüz erişemedi Türk insanı. bu gerilimi ortadan kaldırmak için de sözleşme şart olmalı. Nasıl ki evlenecek kişileri o sağlık kuruluşundan buna yolluyor, orasını burasını deldiriyor devlet, bu işi de şart koşmalı.

Zaten evlenirken imzayı attığımız anda sözleşmeyi de imzalamış oluyoruz.

[hilmi007]

Bu bir serzeniş sadece. Eşimden ayrıyım ve kadın erkeğin eşit olduğu ülkemizde nafakayı her zaman erkek ödüyor.Medeni hukuk bu abes duruma bir son vermeli. Günümüzde artık kadınlar da çalışıyor onlar da para kazanıyor. Burada ezilen biz erkeklerdir.Bir boşanma davasında bile hakim her zaman kadından yana oluyor. Bu adaletsizlik değil mi, cinsiyet ayrımı değil mi?

Bence değil sizn bahsettiğiniz kadın okuyan kadınlar okumayanı ne yapcaz.Bence hakim doğru karar veriyo.

[Maverick35]

Bugün müstakbel eşlerden biri diğerine evlillik sözleşmesi meselesini açar açmaz, o diğerinin yüzü hemen asılır, derin bir düşünceye dalar, "sen bana güvenmiyor musun" der. O olgunluğa henüz erişemedi Türk insanı. bu gerilimi ortadan kaldırmak için de sözleşme şart olmalı. Nasıl ki evlenecek kişileri o sağlık kuruluşundan buna yolluyor, orasını burasını deldiriyor devlet, bu işi de şart koşmalı.

Evet...Türkiye'de muktedir güç kim ? Devlet

Bir kanun ya da Medeni Kanun'da bir değişiklik yapacaklar, diyecekler ki :"Evliliğe karar vermiş taraflar, avukatlarının hazırladığı ve kendilerinin onayladığı Evlilik Sözleşmesini Aile Mahkemesi'ne sunarak ONAY alırlar ve buna istinaden nikah işlemlerini yaptırırlar"

Bu kadar basit...Ne "Sözleşme" lafını duyunca taraflardan birinin yüzü asılacak ne adalete yük binecek ne de hakimler zan altında kalacak.Tabii, hakimlerin "Takdir Yetkisi" de tarihe gömülecek.

Çünkü, o sözleşmede hangi durum gerçekleşirse boşanılacak, kim ne kadar tazminat alacak, kim ne kadar nafaka alacak,... hepsi yazılı olacak.

Ama, Türkiye'de bu mümkün değil, kanun yazanlar, kendi kültür ve hayat anlayışlarına göre, kendi eğitimlerine göre kanun yazıyorlar.Biz, kabul ediyoruz, anlıyoruz, ee hakim kararına rağmen çocuğu babasına göstermeyen kadınlara gel de bunu anlat.

[usta_]

neden erkekler nafaka ödüyör diyorsunuz öyleyse neden kadınlara eziyet edip magdur ediyorsunuz siz erkekler hiçir kadın boşanmak için evlenmez bukadınlar için bir ar meselesidir kendine sahip çıkacak sevip sayacak doguracagı çocuklarına babalık yapsın velhasıl kocası olsun diye evlenir kadınlar siz erkekler gibi fiziksel ihtiyacı gidermek için degil. acbırakılmak itilmek kakılmak dövülmek sövülmek hertürlü şiddete maruz kalmak iftira hakaret için hiç bir kadın evlenmez erkeklere gücü yetse zaten başınada bunlar gelmez işte bu sebeplerden kadınları magdur ettiginizden dolayı genelde erkekler nafaka ödüyordur bence .................................................. .daha yazmaya kalksam sayfalar yetmez saygılar

bence nafaka almak tembelik ve acizliktir

[av.ferda]

Boşanma sonrası verilen yoksulluk nafakasını bir tarafa bırakalım; -varsa- çocuğa verilen iştirak nafakasına da mı aynı söylemlerle yaklaşıyorsunuz?

[Maverick35]

Sayın Avukat;

Nafaka konusundaki sıkıntının 2 nedeni var:

1- Erkek, ülkenin en iyi üniversitesinin en iyi bölümünü bitirmişte olsa, Ülke içinde ve tüm dünyada saygı duyulan takdir edilen bir insan da olsa, karun kadar da zengin olsa, buna karşılık, kadın ekonomik sıkıntıda ve hayat okulu mezunu da olsa, çocuğun velayeti "Pattt" diye anneye veriliyor.
Erkeğe de, mahkemenin belirlediği nafakayı ödemek düşüyor.

2- Nafaka neye göre belirleniyor, kıstaslar nelerdir?
Örneğin, İzmir'de yaşayan ve 1.200-TL maaş alan baba 300-TL nafaka ödüyor, yakın bir ilçede yaşayan ve aynı maaşı alan baba da 300-TL nafaka ödüyor.

İzmir'de yaşayanın, kalan 900-TL ile geçinmesi zor, ancak, ilçede yaşayan 900-TL ile krallar gibi geçinebilir.

Şunu söyleyebiliriz,

"Şu an ki mahkeme kararlarını bir-iki erkek beğenmeyebilir.Bu onların sorunudur.Ancak, boşanan erkeklerin neredeyse tamamı, verilen mahkeme kararlarını beğenmiyorsa; demek ki, sistemde bir yanlışlık var"

Nasıl bir uygulama yapılabilir ?

Ortak velayet en güzeli...

Ne anne şikayet eder ne de baba.Çocuğun giderleri ortak karşılanır, geleceği ortak planlanır.

Bir de, yoksulluk nafakası neye göre bağlanıyor, nasıl karar veriliyor?

Diyelim ki; gündelik işler yapan bir babanın ve ev hanımı bir annenin kızı, çalışmıyor, evlendi, anlaşamadı ve boşandı.
Bu siteden, çeşitli başlıklardan okuduğuma göre, bu kadına, çalışmadığı için yoksulluk nafakası bağlanıyor...E bu kadın evlenmeden önce zengin değildi ki, evlenip boşandığı için fakir düşsün, nafaka alsın.

[haritaci]

bilgi için teşekkürler

[Ecem Irmak]

Sayın Avukat;

Nafaka konusundaki sıkıntının 2 nedeni var:

1- Erkek, ülkenin en iyi üniversitesinin en iyi bölümünü bitirmişte olsa, Ülke içinde ve tüm dünyada saygı duyulan takdir edilen bir insan da olsa, karun kadar da zengin olsa, buna karşılık, kadın ekonomik sıkıntıda ve hayat okulu mezunu da olsa, çocuğun velayeti "Pattt" diye anneye veriliyor.
Erkeğe de, mahkemenin belirlediği nafakayı ödemek düşüyor.

2- Nafaka neye göre belirleniyor, kıstaslar nelerdir?
Örneğin, İzmir'de yaşayan ve 1.200-TL maaş alan baba 300-TL nafaka ödüyor, yakın bir ilçede yaşayan ve aynı maaşı alan baba da 300-TL nafaka ödüyor.

İzmir'de yaşayanın, kalan 900-TL ile geçinmesi zor, ancak, ilçede yaşayan 900-TL ile krallar gibi geçinebilir.

Şunu söyleyebiliriz,

"Şu an ki mahkeme kararlarını bir-iki erkek beğenmeyebilir.Bu onların sorunudur.Ancak, boşanan erkeklerin neredeyse tamamı, verilen mahkeme kararlarını beğenmiyorsa; demek ki, sistemde bir yanlışlık var"

Nasıl bir uygulama yapılabilir ?

Ortak velayet en güzeli...

Ne anne şikayet eder ne de baba.Çocuğun giderleri ortak karşılanır, geleceği ortak planlanır.

Bir de, yoksulluk nafakası neye göre bağlanıyor, nasıl karar veriliyor?

Diyelim ki; gündelik işler yapan bir babanın ve ev hanımı bir annenin kızı, çalışmıyor, evlendi, anlaşamadı ve boşandı.
Bu siteden, çeşitli başlıklardan okuduğuma göre, bu kadına, çalışmadığı için yoksulluk nafakası bağlanıyor...E bu kadın evlenmeden önce zengin değildi ki, evlenip boşandığı için fakir düşsün, nafaka alsın.

Sayın Maverick35,
Hukuk sistemi güçsüzü koruma ve güçlü karşısında eşit duruma getirme amacı güder. Nafaka meselesinde de durum budur.
1.) Babaya çocuğun verilmesi, çocuğun belli bir yaşı geçmesiyle mümkün olabiliyor. Takdir edersiniz ki, küçük bir çocuğun babasının sosyal statüsü ve parasından çok annesinin bakım ve ilgisine ihtiyacı vardır. Bunun istisnası çocuk küçük dahi olsa, annenin hayasız hayat sürmesidir. Ancak böyle bir durumda anne ile çocuk ayrılabilir.
Ayrıca **' Erkek, ülkenin en iyi üniversitesinin en iyi bölümünü bitirmişte olsa, Ülke içinde ve tüm dünyada saygı duyulan takdir edilen bir insan da olsa, karun kadar da zengin olsa, buna karşılık, kadın ekonomik sıkıntıda ve hayat okulu mezunu da olsa' ifadenizle neyi kastediyorsunuz? Eş seçimi kriterleriniz sizi ilgilendirir; fakat çocuk için bu şekilde bir kriterden söz edilemez. Annenin maddi durumunun kötü olması veya okumamış olması, 'anne' lik statüsünde bir değişikliğe yol açmaz. Ki nitekim anayasasında eşitlik ilkesinin bulunduğu, sınıfsız bir toplumda yaşıyoruz ve hukukun bu kriterlerle ayrım yapması söz konusu dahi olamaz.
2.) Çocuğun bakımı için gerekli miktar babanın hayatını sürdürmesini zora sokmayacak şekilde belirlenir. İzmir'de veya Muğla'da ayırtetmeksizin çocuğa gerekli miktar ve geriye kalan para ile babanın hayatını sürdürebilmesi aranır.
Örneğin; 50.000 TL geliri olan bir babanın ödeyeceği nafaka ile, asgari ücretle çalışan bir babanın ödeyeceği nafaka farklı olacaktır.
**Nasıl bir uygulama yapılabilir? -Ortak velayet;
Söylediğiniz uygulama mümkün olduğunda tabii ki uygulanmalı; ancak anlaşamayan bir çift söz konusu olduğunda ortak karar almaları zorlaşıyor, hakimler de bu noktada devreye giriyor. Boşandıkları halde ortak karar alabilen çiftlerde uygulamanın önünde bir engel yok. Anlaşamayan ve ortak karar alamayan bir çifte ortak velayet vermek, karar alma sürecinin zorlaştırılması anlamı taşır. Masraflar içinse, annenin de geliri varsa o da çocuğun bakımına katılıyor zaten; olmadığı durum içinse babanın maddi olarak katkı sağlaması söz konusu iken, anne çocuğun bakımında rol oynuyor.
**"Şu an ki mahkeme kararlarını bir-iki erkek beğenmeyebilir.Bu onların sorunudur.Ancak, boşanan erkeklerin neredeyse tamamı, verilen mahkeme kararlarını beğenmiyorsa; demek ki, sistemde bir yanlışlık var"
Hukuk sisteminin amacı bireyleri memnun etmek değil, adaleti sağlamaktır.
**''Bir de, yoksulluk nafakası neye göre bağlanıyor, nasıl karar veriliyor?

Diyelim ki; gündelik işler yapan bir babanın ve ev hanımı bir annenin kızı, çalışmıyor, evlendi, anlaşamadı ve boşandı.
Bu siteden, çeşitli başlıklardan okuduğuma göre, bu kadına, çalışmadığı için yoksulluk nafakası bağlanıyor...E bu kadın evlenmeden önce zengin değildi ki, evlenip boşandığı için fakir düşsün, nafaka alsın.''
Baz alınan kadının evlenmeden önceki durumu değildir; eğer ayrılık sonucu yoksul düşecekse yoksulluk nafakası bağlanır.
Aile toplumun temeli olduğundan, aile kurumu hukuk tarafından hassasiyetle korunur. Öncelikle aile birliğinin devamı, mümkün değilse çocuk ve zayıf durumda bulunan taraf korunur.