Aylardan bir eylül akşamı,
Yıllardan ikibin sen,
Günlerden se, perşembe-tesi,
Seni dönüyür bütün kadranlar,
Saatlerim sana yirmidört geçiyor,
Yelkovan saklamış akrebin kuyruğuna seni,
Vakitler her daim seni gösteriyor...

Sen!
düşlerimin müptela perisi,
Nasıl anlatsam sana sensizliği?
Ne söylesem hatırlasan memnu geceleri?
Sürgün yıllarıma, kahrımı gardiyan yaptım,
Nasıl baksam gözlerine, mahpus kalsa dün gibi?

Gönül bahçene saçılmış sevda kırıntılarım,
Nolur topla! Topla ki üstüne basılmasın!
Topla sevdiğim, nolur! günah olmasın!
Ekmek kadar mubarek, öpüp alnına koymalısın!

Baş parmağımı ıslayıp çevirdim yılları,
Noktalı sevdam kıvrandı gafletimiz içinde,
Yarattığımız dağların altında sevdamız ezilince,
Ben nadim oldum,
Sen se nadim'e

bilsen ki!
Gözlerinden yuvarlandım bu dipsiz karanlığa,
Bir yudum suyun serinliğinde bile sen vardın,
Ekmeğimin katık olan yanında durdun hep,
Ben hep sende yaşadım...

Sende yürüdüm sevdanın yollarına,
Sende çıktım dönülmez akşamın ufkuna...

ayazoglum