Yarın Hıdırellez. Hızr peygamber ile İlyas peygamberin buluşması. Kavuşamayan aşıkların kavuşma günü, baharım müjdecisi, İslamiyette olmasa bile müslüman gibi kutlanan bir gün.
Hadi bakalım, yumurtaları soğan kabuğuyla kaynatın, kapalı yerde kalmayın, evde uyumayın; Sakın ha yıkanmayın, Hayata dair ne istiyorsanız bir kağıda çizin ve onu bir gül ağacının dibine asın. Bunları yapın ki dilekleriniz kabul olsun.
Sakın olaki, bir hıdırellez günü katledilen 3 genci hatırlamayın. Onlar ki, niçin öldürüldüğünü bilmiyordu, öldürüğlmesine karar verenler de, nizç bu kararı verdiklerini açıklayamıyorlardı. Ama bir hıdırellez günü aldılar onları aramızdan.
Gül fidanına dileklerini sunmak isteyen 3 kişi, darağacında 3 fidan olarak kaldı anılarımızda.
6 mayıs 1972 saat 01.25 'te hakkında verilen hüküm yerine getirilmiştir ve ölmeden önce yazdığı son mektup şöyledir;
baba;
Mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum.ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. fakat bu durumu metanetle karşılamani istiyorum, insanlar doğar,büyür,yaşar ölürler,önemli olan cok yasamak degil,yaşadiğı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir.bu nedenle ben erken gitmeyi normal karsiliyorum.ve kaldı ki benden evvel giden arkadaslarim hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir.benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın,oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o bu yola bilerek girdi ve sonunda da bu olduğunu biliyordu.seninle düşüncelerini ayri ama beni anlayacagini tahmin ediyorum.sadece senin degil, türkiye'de yasayan KÜRT ve TÜRK halklarının da anlayacagina inaniyorum.cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim.ayrica savcıya da bildirecegim.Ankara'da 1969'da olen arkadasim Taylan Özgür'un yanına gömülmek istiyorum.onun icin cenazemi İstanbul'a götürmeye kalkışma, annemi teselli etmek sana düşüyor.kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum.kendisine özellikle tembih et,onun bilim adami olmasini istiyorum,bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir,son anda yaptiklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi,abimi,kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım.
Oğlun Deniz Gezmiş
-------------------------
DARAĞACINDAKİ SON SÖZLERİ
"yaşasın tam bağımsız Türkiye! yaşasın marksizm-leninizm. yaşasın türk ve kürt halklarının kardeşliği! yaşasın işçiler, köylüler! kahrolsun emperyalizm!"
"amerikan emperyalizmine, sovyet revizyonizmine, bulgar dalkavukluguna, romen soytarılığına karşı türk devrimcisiyim."
";bunun hesabı sizden sorulacaktır"
Hüseyin İnan’ın idam edilmeden önceki son mektubu;
Babama, anneme, kardeşlerime ve yakın akrabalarıma, söyleyecek fazla söz bulamıyorum. Bir insanın sonunda karşılaşacağı tabii sonuç, bildiğiniz sebeplerden dolayı erken karşıma çıktı. üzüntü ve acınızı tahmin ediyorum. İleride durumumu çok daha iyi anlayacağınız inancındayım. metin olunuz. Üzüntü ve acılarınızı unutmaya çalışınız. bütün varlığımla hepinize kucak dolusu selamlar sevgiler! Yazılacak çok şey var, fakat hem mümkün değil, hem de sırası değil.. candan selamlar.
başgardiyan odasında deniz'in oturduğu sandalyede yusuf oturuyordu şimdi. deniz asılırken yusuf'u alıp o odaya getirmişler.
--duydum deniz'in sesini,-- dedi, bize dönerek.
bunu derken, deniz'in son sözlerini onayladığını; darağacında arkadaşının gösterdiği soğukkanlılıktan son derece kıvanç duyduğunu; umduğu, beklediği yiğitçe davranışı yaşamaktan mutlu olduğunu anlatmak ister gibiydi.
infaz savcısına döndü:
--mektuplarımı babama verirsiniz, değil mi?-- dedi.
--elbette veririz,-- dedi savcı. --bize güvenin yok mu?--
hüseyin ağırbaşlıdır, ciddidir. gündelik durumlarında bile hüseyin'in gülmesi olağandışıdır, yapısına aykırıdır. ama yusuf öyle değildir, her zaman gülümser, güler yüzlüdür o.
kalkıp giderken, bize -- hoşçakalın,-- derken bile sesi o kadar olağan, yüzündeki gülüş bile öylesine bildik,
öylesine alıştığımız bir şeydi ki.
hiç olmazsa olağanüstü durumlarda bacakları titrer insanın. baktım da, üçü de o kadar olağan yürüyüp gittiler ki ölüme. sinirli bile değillerdi.
yürüdü sehpaya yusuf.
darağacı hazırlanmış, tazelenmişti. tabure masanın üzerine yerleştirilmiş, tepeye yeni bir urgan bağlanmıştı.
yusuf, masaya, oradan da tabureye çıktı.
geçirdiler ilmiği boynuna. bu kez tek kattı ilmik.
yusuf da gür, yürekli bir sesle son sözlerini söyledi:
--ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu uğrunda şerefimle bir defa ölüyorum. sizler, bizi asanlar şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz. biz halkımızın hizmetindeyiz. sizler amerika'nın hizmetindesiniz. yaşasın devrimciler. kahrolsun faş---izm.
o da sözünün sonunu, faşizm'in 'izm'ini tamamlayamadı; yine aynı çatlak sesin --çek! çek!-- diye bağırmasıyla,
eliyle koluyla sehpanın başındaki cellata verdiği işaretlerle ve cellatın tabureyi hızla itivermesiyle sallanıverdi boşlukta, urganın ucunda.
yarım dönüş yaptı yusuf havada ve arkasını döndü kalabalığa; öylece kaldı.
saat 02.25'ti.
beş dakika bekledikten sonra kelepçesini çözdüler. kolları iki yana sarktı.
yaftayı boynundan geçirip göğsüne astılar.
deniz'de gördüğümüz kasılmalar onda da oldu.
doktorlar yaklaşıp yokladılar. --biraz daha bekleyelim,-- dediler.
saat 02.50'ye kadar beklediler. sonra görevliler urganı kesip aldılar yusuf'u darağacından, aynı biçimde yere bir bezin üzerine uzattılar urganıyla, alıp götürdüler.
bu arada, sonradan ankara emniyet müdürü olduğunu öğrendiğimiz, yusuf'un orada sorular sorup sıkıştırdığı sivil giyimli adam yanıma sokuldu.
--yusuf sizi çok iyi tanıyor. nerede karşılaşmıştınız?-- dedim.
--hayatta karşılaşmadık yusuf'la,-- dedi adam.
--hiç görmedim kendisini.--
--size sorduğu sorulardan, sizi çok iyi tanıdığı anlaşılıyordu,-- dedim.
karşılık vermedi. uzaklaştı yanımdan.
yine döndük başgardiyan odasına. hüseyin getirilmemişti daha.
"Türkiye nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim.Ve bu sebeble amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik.Bundan dolayıda ölümden korkmuyoruz.Onu ancak işbirlikçiler düşünsün.Ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün.Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum.Bu bağımsızlık düşüncesini mezara kadar götüreceğiz.
Sayın savcı:
1.Amerikan emperyalizmi gayri millidir.
2.Ona ortaklık edenler ulusumuza ihanet etmişlerdir.
3.Emperyalizme karşı mücadele suç değildir,silahlı mücadele ise Anayasayı ihlal değildir.
4.Gayri milli olan emperyalizm ve ortaklarının sömürüsü,Anayasaya aykırıdır.
Buna göre 2 şey vardır:
1.Eğer belli bir hata sonucu,iddaname ve mütalayı hazırladınızsa dikkatli olunuz;idamını istediğiniz kişiler kasaplık koyun değildir ve siz savcısınız...
2.Yok eğer yaptığınızın bilincinde iseniz;yolunuz açık olsun...
Deniz GEZMİŞ
M.E.Sezen: İkinci cumhuryet'ciler Sarosun çocukları iyi okuyun!
Bir darbeyle iktidardan uzaklaşan, ileri gelen 3 ismi asılarak idam edilenlerin taraftarları ikinci darbeyi de yedikleri halde 6 Mayıs 1972 sonrasında 3 bizden 3 onlardan diyebilmişlerdi.
Kes gopyele yapıştırcılara, neo-liberallere,döneklere,bezirgan yobazlara inat gül ağaçlarına üç dilek dileyin bu gece, ikisi sizin dileğiniz olsun, üçünsü kurtuluşumuz.
ÖLÜM NERDEN VE NASIL GELİRSE...
Hava nasıl da puslu
bulutlar yumak yumak yığılmış ağaçlara
incecik boynundan süzülen ter
karışırken böğründen fışkıran kana
öyle derin öyle berrak ki
üstelik: çayır kuşlarının gözleri kadar
Pusudan gövdene alçakça sokulmuşlar
dehşet aç kurtlar gibi ellerinde -sinsi ve kirli-
Oysa
onların görmediği bir şey var
kanınla yıkadığın toprağa
kalbinden rüzgara usulca ilişerek
savrulan isyan filizleri
Nihat Behram.
Sayın Av.Başak Şahin'in, hediyesi olan ''Darağacında Üç Fidan'' isimli kitaptan alıntı yapılmıştır.
Konu Gökhan Kartal tarafından (05-05-2009 Saat 23:22:31 ) de değiştirilmiştir.
Deniz Gezmiş (Hüseyin İnan, Yusuf Arslan ve arkadaşları) ile ilgili okuduğum ilk kitap, Erdal Öz'ün Gülünün Solduğu Akşam isimli kitabı idi...
Orta okula gidiyordum o zamanlar ve o kitabı elime alana kadar 6 Mayıslar sokaklarda yakılan ateşlerin üzerinden atlandığı, dileklerin bir kağıda yazılarak gül ağaçlarının altına bırakıldığı, baharın neşeyle karşılandığı Hıdrellez günleriydi benim için...
Oysa hayatının baharında 3 fidanın, baharın müjdecisi bir Hıdrellez gününde gülleri solmuştu da, ben bunu sonradan öğreniyordum...
"Kim bilir o 3 fidan yaşasaydı ne baharlar müjdeleyeceklerdi, ne güller açacaklardı gonca gonca." diye düşünmekten de alamıyorum kendimi...
* Hukuk Fakültesi'nde birlikte okuduğu arkadaşlarıyla birlikte 30 Ocak 1968'de Devrimci Hukukçular Örgütünü kurdu.
* 7 Mart 1968'de İÜ Fen Fakültesi konferans salonunda düzenlenen AIESEC genel kurul toplantısında konuşma yapan Devlet Bakanı Seyfi Öztürk'ü protesto ettiği için tutuklandı. 2 Mayıs'a kadar tutuklu kalan Gezmiş, 30 Mayıs'ta 6. Filo'yu protesto ettiği için yargılandı ve beraat etti.
* Deniz Gezmiş, 12 Haziran 1968'de İstanbul Üniversitesi'nin işgal edilmesinde önderlik etti. İşgal Konseyi adına İÜ Senatosu ile Baltalimanı'nda yapılan görüşmelere katılan öğrenci heyetinin içinde yer aldı; öğrenci haklarının elde edilip işgalin sona erdirilmesinde etkili oldu. İşgalden kısa bir süre sonra İstanbul'a gelen 6. Filo'yu protesto eylemlerinde yer alan Gezmiş, 30 Temmuz'da bu eylemlerden dolayı tutuklandı ve 20 Eylül'de serbest bırakıldı.
* Ekim 1968'de eylemlerde birlikte olduğu Cihan Alptekin, Mustafa İlker Gürkan, Mustafa Lütfi Kıyıcı, Devran Seymen, Cevat Ercişli, M. Mehdi Beşpınar, Selahattin Okur, Saim Kurul ve Ömer Erim Süerkan'la birlikte Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB)'ni kurdu.
* 28 Kasım 1968'de ABD büyükelçisi Kommer'in gelişi sırasında Yeşilköy Havaalanı'nda düzenlenen protesto gösterileri nedeniyle tutuklandı ve bir süre sonra serbest bırakıldı.
* İstanbul Üniversitesi'nde sağcı güçlerin 16 Mart 1969'da girişmiş olduğu hareketlere öğrenci kitlesiyle birlikte karşı koyan Gezmiş, bu eylemi gerekçe gösterilerek 19 Mart'ta yeniden tutuklanarak 3 Nisan'a kadar hapis yattı.
* 31 Mayıs 1969'da İÜ Hukuk Fakültesi öğrencilerinin, reform tasarısının gerçekleşmemesini protesto için giriştikleri işgale önderlik etti. Üniversitenin kapatılıp, polise teslim edilmesi nedeniyle çıkan çatışmalarda yaralandı.
* Hakkında gıyabi tutuklama kararı olmasına rağmen hastaneden kaçan Gezmiş, Haziran'ın sonunda Filistin'e gitti. Eylül'e kadar Filistin'de gerilla kamplarında kalan Deniz Gezmiş,1 Eylül 1969'da, 10 Haziran'da "üniversiteyi işgal" ettiği gerekçesiyle Hukuk Fakültesi'nden ihraç edildi. Hakkında tutuklama kararının olduğu bu dönemde gazetecilere gizlendiği yerden demeçler verdi.
* 23 Eylül 1969'da Hukuk Fakültesi'nde olduğu sırada haber verilen polislerin de fakülteye gelmesi üzerine teslim olan Gezmiş, 25 Kasım'da serbest bırakıldı.
* Ancak Yıldız Devlet ve Mühendislik Akademisi'nde Battal Mehetoğlu'nun sağcılar tarafından öldürülmesinden sonra okulda yapılan aramada, ele geçirilen dürbünlü bir tüfeğin Gezmiş'e ait olduğu öne sürülerek hakkında yeniden tutuklama kararı alındı. 20 Aralık 1969'da yakalanan Gezmiş, kendisiyle birlikte tutuklanan Cihan Alptekin'le birlikte 18 Eylül 1970'e kadar tutuklu kaldı.
* Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan'la birlikte THKO'yu kurdu. 11 Ocak 1971'de THKO adına Ankara İş Bankası Emek Şubesi'nin soygununu gerçekleştirenler arasında yeraldı. 4 Mart 1971'de dört ABD'li erin Balgat'taki Tuslog Tesisleri'nden kaçırılması eyleminde de bulundu. Kaçırılan erler daha sonra serbest bırakıldılar.
* 12 Mart muhtırasının ardından Yusuf Aslan ile birlikte Sivas'a gitmekteyken motosikletleri bozuldu. Bir ihbar sonucu polislerin gelmesi üzerine çıkan çatışmada Aslan ile birbirlerini kaybettiler. Aslan o esnada, Gezmiş ise 16 Mart 1971 salı günü Sivas'ın Gemerek ilçesinde teslim oldu ve Kayseri'ye getirildi.
* THKO-1 Davası'nda TCK'nin 146. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Büyük Millet Meclisini iskata veya vazifesini yapmaktan men'e cebren teşebbüs etmek suçuyla) 9 Ekim 1971'de idam cezasına çarptırıldı.
* Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile birlikte 6 Mayıs 1972 tarihinde, gece 1:00-3:00 arası, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde asılarak idam edildi.
Burda yazı yazanlar, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yaşamını sizden iyi bilir. Bazı yerleri koyu yazmanız, bazı cümleleri tırnak içine almanızın anlamı da yok. Aptal değiliz. Okuduğumuzu anlayacak seviyedeyiz. Vurgu yapmanıza gerek yok.
Milo unun dediği gibi, koyala yapıştır.
Peki şunları da ekleseydiniz. Yusf Aslan idam edilmedn önceki gün, toprak reformu tasarısını istemişti. Ölecek bir insan, niçin toprak reformunu merak eder?
Deniz Gezmişin ipi tek düğüm olması gerekirken 2 düğümdü. Asıldığında da ayakları masaya değiyordu. Savcının talimatı ile 15 dakika sonra masa çekildi. Bu arada can çekişti ve bu durum İnsan hakları sözleşmesine ve hatta infaz kanuna aykırıydı.
Buraya yazıyorum, tarihe not düşülsün diye. Yakında Bu üç fidana ergenekoncu demezlerse ben bir şey bilmiyorum.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
özel okul ön kayit işlemi yapmiyor
29-04-2024, 13:12:51 in Tüketici Hakları