Banka mafya ile anlaşmış

[admin]

Haklı uyarınız için teşekkür ediyoruz sayın litigation. Banka ismi kısaltılmıştır.

[uçucu]

Banka ismi zikretmenin bu sitenin kurallarına aykırı olduğunu düşünüyorum.
Ayrıca Türkiye Cumhuriyetinde tahsilat yapabilecek tek özel müessese avukatlıktır. Avukat da alacağı kanunlar çerçevesinde talep ve tahsil eder. Buna adı ne olursa olsun alternatifler getimek kaos yaratır, mafyalar türetir...

Ama inanınki böyle şirketler var adınada. Varlık yönetim şirketi. Diyorlar bankaların sorunlu dosyalarını alıyorlar. Bunu biliyordum ama tehdit ettiklerini ilk defa duydum. İş çığrından çıktı artık.

[Cyberian]

Kanundışına çıkmaya çalışmaları cidden çok vahim bir durum. Yarın bir başkasıda çıkar bulur 1000 tane borçlu verin 1000 er tl ben borçlarınızı sildirtirim derse ne olacak. 1 trilyon para yapar

[ikiz]

Devletin Cumhuriyet savcıları var ben olsam şikayette bulunup karşı dava açardım ben onların peşinden koştururdum silah çözüm değil bence geçmiş olsun.

[mer7575]

bence bu gibi işleri yapan bankaların adı zikredilmeli....

[sermet74]

Değerli doslarım, özelleşen bir kurumdan işten çıkarıldım kredi kartı borçlarımı ödeyemedim. başka bir iş buldum ve borçlarımdan dolayı maaşıma haciz konuldu 4 adet sırada bekleyen borcum var.
Dün işyerine eşim telefon etti acil gel dedi kapattı eve gittiğim de evde biri bayan 3 kişi vardı.ben haciz memuru ve avukatlar zannettim. . bankasına olan kredi kartı borcumu tahsil etmek için gelmişler. mal beyanında bulunduğumu sırada borcumun maaşımdaki haciz sırasında beklediğini söyledim. ayrıca bankanın avukatı ile telefonla görüştüğümüde anlattım. kendilerinin avukat olmadığını, bankanın borcu tahsil etmek için kendi şirketleri ile anlaştığını söylediler borcumu ödemem için beni zorladılar , çeşitli yollarla tehtit ettiler. sonra bir tarih alıp , o tarihe kadar borcumu ödememi söylediler. yine geleceklerini bu gelişin iyiniyetli olmayacağını belittiler .
bu borcu onların verdiği tarihe kadar ödemem mümkün değil. silah almayı düşünüyorum. bankaların bu tür şirketlerle anlaşma yapıp kredi kartı burcunu tahsil etmesi yasalmı . önceden eve haciz gelir eşyarı haczederdi şimdi ne yapmalıyım. kanununi bir hakkım varmı.

yorumlarınız izin teşekürler..
bu adamlar parayı bakaya yatırmamı istediler. kendilerine nakit olarak degil.
savcılık yolu acık ama ben savcılıga gidersem. ve bu adamların beni tehtit ettiklerini ıspatlarsam ceza alırlar diye düşünündüm. nekeadar bilmiyorum herşey bitecekmi peşimi bırakacaklarını sanmıyorum. yinede savcılıga dilekce vereceğim. ben yokken evime gelip eşimi ve cocuklarımı rahatsız ederlerse diye kendikendime kuruluyorum.
belki yanlış ama eşime ve kendime silah edinmek için gerekli girişimlerde bulundum. bunu abartma olarak düşünen arkadaşlar olabilir ama inanın karşılaştıgım bu insanların sözleri burada yazamayacagım kadar tehtitkar sertti.

borcu ödemek için çalışıyorum ama mümkün değil . budurumda eşime ve cocuklarıma gelecek tüm zarara karşılık tetbir almak zorundayım.

[admin]

bence bu gibi işleri yapan bankaların adı zikredilmeli....

Banka alacağı temlik ettiğinden alacağa ve dolayısıyle tahsilata karışmıyordur. Temlik alanın yaptığı yanlış uygulamayı bankaya yüklemek doğru değil. Ayrıca sitemizde amaç site veya kişileri şikayet etmek, ifşa etmek veya cezalandırmak mümkün olmadığından banka adını kısalttık.

[badem74]

Aynı dert benim başımda da var arkadaşlar. Zamanında işyeri sahibiyken babam için ..bank'tan ticari kredi kullandık. Teminata çek koyup karşılığında nakit kullandık. Yüklü bir çek karşılıksız çıkınca ödeme güçlüğüne düştük. Konu avukata gitti, sonra da arayıp sormadılar. Birgün telefon geldi, biz bilmem ne Varlıktan arıyoruz, bize borcunuz var!!! Araştırdık banka alacağını satmış, !!!! Şimdi bankaya gitsen sen bana haber vermeden nasıl borcumu aktardın desen ne fayda? O sosyetik beyin de hiiiiç umurunda değildir, sözüm ona işadamı, bunlar resmen bir yerde tefeci!!!! Şu anda ne babamın ne de benim bu borcu ödemeye gücümüz yok. Bilgisi olanlardan cevap bekliyorum, bu borç banka borcu olmaktan çıktı sanırım ve ben ikametgahımı değiştirip açıkçası kaçmayı düşünüyorum. , telefonda şirket çalışanının yaptığı hakaretleri, tehditleri bir duysanız.... Evet arkadaşlar, sizce ne yapmalıyım?

[esmerman]

yorumlarınız izin teşekürler..
bu adamlar parayı bakaya yatırmamı istediler. kendilerine nakit olarak degil.
savcılık yolu acık ama ben savcılıga gidersem. ve bu adamların beni tehtit ettiklerini ıspatlarsam ceza alırlar diye düşünündüm. nekeadar bilmiyorum herşey bitecekmi peşimi bırakacaklarını sanmıyorum. yinede savcılıga dilekce vereceğim. ben yokken evime gelip eşimi ve cocuklarımı rahatsız ederlerse diye kendikendime kuruluyorum.
belki yanlış ama eşime ve kendime silah edinmek için gerekli girişimlerde bulundum. bunu abartma olarak düşünen arkadaşlar olabilir ama inanın karşılaştıgım bu insanların sözleri burada yazamayacagım kadar tehtitkar sertti.

borcu ödemek için çalışıyorum ama mümkün değil . budurumda eşime ve cocuklarıma gelecek tüm zarara karşılık tetbir almak zorundayım.

Bu hususta derhal C.savcılığına konuyu detayları ile iceren şikayet dilekcesini verin derim,cünkü ilerde olabilecek herhangi bir durum karşısında bu tutunacak dalınız olacaktır,hernekadar nefsi müdafa hakkınız olsada eveliyetta böyle bir tehlikenin varlığından ilgili makama şikayetiniz ve ihparınızın göz önünde tululması sizin lehinize olucaktır. Heran icin defi mümkün olmıyan bir olayla karşılaşmanız durumunda hic olmassa savunmanızı haklı kılacak elinizde bir dayanak olması ilersi icin iyidir.



Tehdit

MADDE 106. - (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

(2) Tehdidin;

a) Silâhla,

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,

İşlenmesi hâlinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.

[Yönetim]

Sevgili üyelerimiz; sitemiz o veya bu bankayı, şu şirketi karalama, itabarına ve adına zarar verme yeri değildir. Bu mahiyetteki tüm iletiler gerekirse tamamen silinir. Bu konuya özellikle dikkat edilmesini rica ederim.

Kaldı ki 5411 sayılı Bankacılık Kanunun İTİBARIN KORUNMASI Başlıklı 74 maddesi çok açık bir biçimde

“ 5187 sayılı Basın Kanununda belirtilen araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzeri yayın araçlarından biri vasıtasıyla; bir bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olunamaz ya da bu yolla asılsız haber yayılamaz.”


İletiyi açan arkadaşın iletisindeki hususları tek tek değerlendirmekte fayda bulunmaktadır.


“sonra bir tarih alıp , o tarihe kadar borcumu ödememi söylediler”

Alacaklıların borçluların adreslerine gidip alacağını tahsil etmeye çalışması, borcun ödenmesi için sözlü talepde bulunması, bu konuda görüşme yapmak istemesi ne zamandan beri, hangi kanun hükmü ile suç haline gelmiştir ?

Hiçbir banka veya kuruluş avukatlar dışında alacağını Yargı mercileri nezdinde tahsil etmesi için bir başka şirket veya kuruluş ile anlaşma yapamaz. Ancak bir kuruluş bir alacağını tahsil etmesi için borçlu ile görüşmek, ikna etmek bir anlaşma yolu bulmak üzere borçlu ile irtibata geçmek isteyebilir. Bunu kendisi yapabileceği gibi bu hizmetleri yerine getirmesi ve/veya alacaklı ile görüşmesi hususunda irtibatta bulunması için taşaron da kullanabilir. Bunu engelleyen hiçbir düzenleme yoktur.


“çeşitli yollarla tehtit ettiler”


“Tehdid” ciddi bir suç ve asılsız bir şekilde aşağıdaki kanun hükmünde belirtildiği koşullarda isnat edilir ise isnat eden kişi açısından ise “İftira” suçunun konusunu oluşturmaktadır. Ayrıca yukarıda atfedilen Bankacılık Kanunun ilgili maddesine göre de suç oluşturabilecektir.

İFTİRA

Madde 267 - (1) Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.

(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması hâlinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.

(5) Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur.

(6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.

(7) İftira sonucunda mağdur hakkında hapis cezası dışında adlî veya idarî bir yaptırım uygulanmışsa; iftira eden kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(8) İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar.

(9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilân olunur. İlân masrafı, hükümlüden tahsil edilir.
Bu suçun başka kanunlarda yazılı kuralları da ihlal etmesi mümkün olabilir.



TEHDİT

Madde 106 - (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

(2) Tehdidin;

a) Silâhla,

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,

İşlenmesi hâlinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.

Yukarıda tarifi yapılan suç iletiyi açan arkadaşın olayında işlenip işlenmediği belli değildir. Tehdit algısı iletiyi açan arkadaşın nezdinde başka bir algı, normatif bilim açısından ise başka bir algıdır. Söz konusu kişinin borçlu olduğu hususu, borcunu ödemediği bu nedenle bir takım işlemlere maruz kalacağı endişesi içinde olduğu husus da unutulmamalıdır. O nedenle Hemen ortada suç varmış gibi yorum yapılması da özellikle hukukçu arkadaşlar nezdinde daha dikkat edilmesi gereken bir konudur.

Sevgili üyeler , hukukçu arkadaşlar hiçbir kurum hiçbir şirket elbette her şeyi doğru ve hukuka uygun yapacaklar diye bir kural yoktur. Ancak takdir edersiniz ki büyük şirketlerin özellikle bankaların neredeyse ordu kuracak kadar avukatları, danışmanları, maaşlı veya ücretli danışmanları , akademisyen hukukçulardan aldıkları hukuki görüşleri bulunduğunu büyük bir ihtimal dahilinde olduğunu kabul etmek gerekir.


“yine geleceklerini bu gelişin iyiniyetli olmayacağını belittiler”

Sermet74 isimli üyemiz iyi niyetli olmamaktan kasıtlarının ne olduğunu sormuş mu dur. ? Hiç sanmıyorum. Eğer sormuş olsa idi muhtemelen alacağı cevap “haciz” “muhafaza” gibi “taahhüdü ihlal” gibi kelimelerden kurulmuş bir cümle olacak idi.

Ancak gerçektende yukarıda tarif edilmiş suç somut olayda gerçekleşmiş ise, Bankanın, veya alacağı devir almış olan şirketin ve/veya herhangi bir finans kuruluşunun çalıştığı kişileri özenle seçmesi gerektiği, yoksa sorumlu tutulacağı bir gerçektir. Bankanın veya alacağı devir alan şirketin suç konusunu oluşturan eylemleri kasıt ile yaptığı sonucuna varırsak; o zaman türkiyenin bankacılık sektörü açısından, hatta tüm finans sektörü açısından çok ciddi bir sıkıntı, vahim sonuçları olan bir fiili durum var demektir.

Ancak bu güne kadar bu mahiyette (yani yasada tarif edilen suçun işlendiğine yönelik ) ciddi bir başvuru olmadığını da unutmamak gerekir.



“Toplu halde zorla tahsilat suçu işleniyor. “

Allah rızası için şu suçun kanunu maddesini de yazın da bizde öğrenelim.


“Alıntı:
litigation rumuzlu üyeden alıntı [IMG]file:///C:/DOCUME~1/M4215706/LOCALS~1/Temp/msohtml1/01/clip_image001.gif[/IMG]
Banka ismi zikretmenin bu sitenin kurallarına aykırı olduğunu düşünüyorum.
Ayrıca Türkiye Cumhuriyetinde tahsilat yapabilecek tek özel müessese avukatlıktır. Avukat da alacağı kanunlar çerçevesinde talep ve tahsil eder. Buna adı ne olursa olsun alternatifler getimek kaos yaratır, mafyalar türetir...

Ama inanınki böyle şirketler var adınada. Varlık yönetim şirketi. Diyorlar bankaların sorunlu dosyalarını alıyorlar. Bunu biliyordum ama tehdit ettiklerini ilk defa duydum. İş çığrından çıktı artık.”



VARLIK YÖNETİM ŞİRKETİ

MADDE 143 - Bankalar ve Fon dâhil diğer malî kurumların alacakları ile diğer varlıklarının satın alınması, tahsili, yeniden yapılandırılması ve satılması amacıyla, kuruluş ve faaliyet esasları Kurul tarafından belirlenen varlık yönetim şirketleri de kurulabilir. Varlık yönetim şirketleri alacaklarının tahsili ve alacakların ve/veya diğer varlıkların yeniden yapılandırılması kapsamında alacak tahsili amacıyla edindiği gayrimenkul veya sair mal, hak ve varlıkların işletilmesi, kiralanması ve bunlara yatırım yapılması ve yine alacaklarını tahsil etmek amacıyla borçlularına ilâve finansman sağlamak veya sermayelerine iştirak etmek dâhil olmak üzere her türlü faaliyeti gerçekleştirmeye yetkilidir.

Fon kurulacak varlık yönetim şirketlerine sermaye sağlamak suretiyle kurucu ortak veya hissedar olarak katılmaya yetkilidir.

Fonun en az yüzde yirmi hissedar olduğu varlık yönetim şirketleri, Fondan devraldığı alacaklarla ilgili olarak bu Kanunun 132 nci maddesinin sekizinci fıkrası ve 138 inci maddesinin beşinci fıkrasında Fona tanınan hak ve yetkileri kullanır.

Varlık yönetim şirketleri bu kapsamdaki işlemleri nedeniyle doğmuş veya doğması beklenen, ancak miktarı kesin olarak belli olmayan zararlarını karşılamak amacıyla karşılık ayırmak zorundadırlar. Karşılık ayrılacak alacakların nitelikleri ile karşılıklara ilişkin esas ve usûller Kurul tarafından belirlenir. Varlık yönetim şirketlerinin bu fıkra uyarınca ayırdıkları karşılıkların tamamı, ayrıldıkları yılda kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilir.

Bu Kanun kapsamında kurulan varlık yönetim şirketleri ile 4743 sayılı Malî Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 3 üncü maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Kurulun çıkarmış olduğu yönetmelik kapsamında kurulan varlık yönetim şirketlerinin yaptıkları işlemler ve bununla ilgili olarak düzenlenen kâğıtlar, kuruluş işlemleri de dâhil olmak üzere kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa göre ödenecek damga vergisinden, 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan, her ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek tutarlar 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta muameleleri vergisinden, kaynak kullanımını destekleme fonuna yapılacak kesintilerden ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 39 uncu maddesi hükmünden istisnadır.

Varlık yönetim şirketi tarafından, bu borçların, taahhütlerin yüklenilmesi veya alacakların, varlıkların devralınması hâlinde, bu borç, taahhüt, alacak ve varlıklarla ilgili olarak, takibi şikayete bağlı suçlar dahil olmak üzere açılmış veya açılacak her türlü ceza davalarında, alacağın devralındığı veya borcun, taahhüdün yüklenildiği tarihten itibaren, suçtan zarar gören olarak, varlık yönetim şirketi kendiliğinden müdahil sıfatını kazanır.

Bu Kanunun yayımı tarihinden önce kurulmuş olan varlık yönetim şirketleri bu Kanun hükümlerine tâbi olarak faaliyetlerini yürütürler.


Varlık Yönetim Şirketleri (VYŞ), 4743 sayılı “Mali Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” kapsamında çıkartılan yönetmelik kapsamında daha sonra 5411 sayılı “Bankacılık Kanunu”nun 143. maddesi kapsamında çıkartılan “Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik” kapsamında kurulan, Fon dahil diğer mali kurumlardan[1] devraldığı alacak ile diğer varlıkları yeniden yapılandırarak veya doğrudan tahsil eden veya satan[2] şirketlerdir.

Varlık Yönetim Şirketleri ilk olarak 30.1.2002 tarihinde kabul edilen 4743 sayılı yasa ile uygulamaya geçmiştir


Varlık Yönetim Şirketleri ülkemizdeki gibi benzeri ekonomik kriz yaşayan ülkelerde çok zaman önce kurulmuş finans sektörünün bir parçası olarak zaten var olan, ülkemizde ise bankacılık krizi üzerine yeniden yapılandırılmaya çalışılan bankacılık sektörüne gerek Fon alacaklarının satılması ile ilgili Dünya Bankası İMF gibi kuruluşların tavsiyeleri sonucu oluşan bir projenin bir parçası olarak ortaya çıkan dünyada benzeri kriz yaşayan ülkelerde kurulan ve uzun yıllardır faaliyet gösteren şirketlerdir. Krizle ortaya çıkan ama bankaların normal etkinliklerine devam etmelerini sağlama konusundaki etkisi nedeni ile kalıcı olmuşlardır.[3] Söz konusu düzenleme BDDK ve TMSF gibi kuruluşlar tarafından kaleme alınmış nitekim Fon; bu düzenleme ile alacakları satın almak isteyen yerli ve yabancı yatırımcıları teşvik etmek ve bu şekilde söz konusu alacakların takip ve tahsili gibi uzun soluklu bir yükü üzerinden atmak istemiştir.[4] Bu nedenle aynı yasa ile TMSF’ye özgü olan vergi ve harç istisnaları varlık yönetim şirketlerine de tanınmıştır. (Detaylı bilgi için hukuki net mevzuat bölümündeki Av. Tayfun Eyilik’in makalesi ile Av. İsmail Altay’ın İstanbul Barosunda da sunumu yapılan Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluşu, İşleyişi, BDDK İle İlişkisi Ve Bu Şirket Modelinin Sağladığı Avantajlar. Active Bankacılık ve Finans Dergisi, s.31, Temmuz-Ağustos/2003, eserini okuyabilirler)




Aynı dert benim başımda da var arkadaşlar. Zamanında işyeri sahibiyken babam için ..bank'tan ticari kredi kullandık. Teminata çek koyup karşılığında nakit kullandık. Yüklü bir çek karşılıksız çıkınca ödeme güçlüğüne düştük. Konu avukata gitti, sonra da arayıp sormadılar. Birgün telefon geldi, biz bilmem ne Varlıktan arıyoruz, bize borcunuz var[IMG]file:///C:/DOCUME~1/M4215706/LOCALS~1/Temp/msohtml1/01/clip_image002.gif[/IMG]!!! Araştırdık banka alacağını satmış, !!!! Şimdi bankaya gitsen sen bana haber vermeden nasıl borcumu aktardın desen ne fayda? O sosyetik beyin de hiiiiç umurunda değildir, sözüm ona işadamı, bunlar resmen bir yerde tefeci!!!! Şu anda ne babamın ne de benim bu borcu ödemeye gücümüz yok. Bilgisi olanlardan cevap bekliyorum, bu borç banka borcu olmaktan çıktı sanırım ve ben ikametgahımı değiştirip açıkçası kaçmayı düşünüyorum. , telefonda şirket çalışanının yaptığı hakaretleri, tehditleri bir duysanız....[IMG]file:///C:/DOCUME~1/M4215706/LOCALS~1/Temp/msohtml1/01/clip_image003.gif[/IMG] Evet arkadaşlar, sizce ne yapmalıyım



“Şimdi bankaya gitsen sen bana haber vermeden nasıl borcumu aktardın desen ne fayda”

Alacağın temlik işleminin tamamlanması için borçluya ihbarı şart değildir. Bununla birlikte temlikin önceki alacaklı veya temlik alan tarafından borçluya ihbar edilmesinin, borçlunun temlikten habersiz olarak iyiniyetle borcunu önceki alacaklıya; aynı alacak üzerinde birden fazla temlikin mevcudiyetinde, önceki temlikler dururken sonra gelene ödemesi halinde borçtan kurtulma tehlikesi vardır. Bu nedenle temlik alındığında borçluya ihbar edilmelidir.
“Türk Ceza Kanunu
TEFECİLİK

Madde 241 - (1) Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. “


Bankacılık Kanunu
“FAALİYET KONULARI

MADDE 4 - Bankalar, diğer kanunlarda öngörülen hükümler saklı kalmak kaydıyla aşağıda belirtilen faaliyetleri gerçekleştirebilirler:

a) Mevduat kabulü.

b) Katılım fonu kabulü.

c) Nakdî, gayrinakdî her cins ve surette kredi verme işlemleri.

d) Nakdî ve kaydî ödeme ve fon transferi işlemleri, muhabir bankacılık veya çek hesaplarının kullanılması dahil her türlü ödeme ve tahsilat işlemleri.”




Görüleceği üzere kazanç sağlamak amacı ile ödünç para verme işi suç sayılmıştır. Başka bir deyişle kanunların izin verdiği kişi ve kuruluşlar dışında ödünç para verme işi ile uğraşmak suç sayılmıştır. Bankaların asıl işi bu olduğuna göre bir bankaya tefeci demek hem komik hem de suçtur.

Bir varlık yönetim şirketi bir bankanın alacaklarını alacağın temliki yolu ile devir ve temlik aldığı alacağı tahsil etmesinin hukuka ve ahlaka aykırı hiçbir yönü yoktur.

[1] İlgili Yönetmelik Diğer mali kurumları “ana faaliyet konuları para ve sermaye piyasaları olan ve bu konulardaki özel kanunlara göre izin ve ruhsat ile faaliyet gösteren kurumlardan, Finansal kiralama şirketleri, factoring şirketleri ve finansman şirketleri gibi finansman sağlama veya ödünç para verme işleriyle iştigal eden tüzel kişiler olarak tanımlamıştır. BDDK sigorta şirketlerini VYŞ kapsamında olmadığını belirtmektedir

[2] Dr.Yaşar Alıcı Bankacılık Kanunu Şerhi sh 1188

[3] Yrd. Doç.Dr. Günay Erdönmez İstanbul Barosu Dergisi C 81. Sayı 6 Yıl 2007 ,2519 sh. Varlık Yönetim Şirketlerinin cebri icra yetkilerinin Bankacılık Kanunu Çerçevesinde Değerlendirilmesi

[4] 5411 sayılı kanunun gerekçesi