+ Konuyu Yanıtla
6 / 10 Sayfa İlkİlk 12345678910 SonSon
51 den 60´e kadar toplam 92 ileti bulundu.

Konu: Karşılıksız çeklerde af

Karşılıksız çeklerde af Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #51
    Kayıt Tarihi
    Sep 2006
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    86
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Karşılıksız çeklerde af

    Çek mağdurlarından mektuplar

    Taylan ERTEN / ANKARA'dan
    taylane@dunya.com

    01.04.2009 - 08:57

    Bilmem bilir misiniz, belki de bilirsiniz, "mağrurluk" ile ""mağdurluk" arasındaki çizgi kıldan ince, kılıçtan keskindir. Hayatta öyle anlar, öyle zamanlar olur ki bu çizgiyi nasıl aştığınızı; "mağrur" iken "mağdur" durumuna nasıl kayıverdiğinizi anladığınızda iş işten, "siz sizden" geçmiş olur.

    Küçük bir açıklama: Burada "çek mağdurlarını" konuşuyoruz. "Mağrurluk" kavramını olumsuz anlamda değil "gurur" anlamında kullanıyorum. Düzgün, dürüst, ahlâki değerlere, hak ve hukuk kurallarına sadık her insanın, her bireyin, her yurttaşın hissetme hakkına sahip bulunduğu "gurur" duygusundan söz ediyorum.

    İş hayatını bu duyguyla sürdürürken elinde olmayan; hukuk dilinde "mücbir sebep" sayılabilecek haller sonucu, yasalar önünde bir anda "mağdur" konumuna, oradan da "mahkûm" durumuna düşenler "seslerini" duyurmak istiyorlar.

    Ben de gazetecilik görevimi yapıyorum. DÜNYA okurlarından bana ulaşan isimli, imzalı "sesleri", merkez yazı işlerindeki arkadaşlarımı "kızdırmayı" da göze alarak, sütuna sığdırabildiğim ölçüde kimi "kulaklara" yansıtmaya çalışıyorum. İsimleri "saklı" tutuyorum.

    Mektup-1

    "Eşim ekonomik krizden dolayı iflas etti. Bizler son aşamaya kadar dayanmaya çalıştık. İş yaptığımız büyük firmalar dahi anlaşmalara uymayarak ödemelerinden ve vadelerinde bizim taşıyamayacağımız kadar üstümüze geldiler. Sonunda hem kredimiz hem de bünyemiz bunu kaldıramadı.

    Çeklerimizin iş yaptığımız firmalar tarafından gerek faktoring gerekse açık çalışan tefeci firmalara bozdurulması ise bizim için geri dönülmez bir handikap oldu. Şu an eşim cezaevinde. Eşim içeri girinceye kadar Türkiye'nin tanınmış firmalarından birinde işletme müdürü olarak görev yapıyordu.

    Amacımız teker teker çeklerimizi ödemek, alacak davalarımızı kapatmaktı. Duruma bakın: Eşim cezaevinde. Devletten, bankalardan milyarlarca lira kredi kullananlar, çeki senedi defter yaprağı gibi dağıtanlar, vergi borcunu ödemeyenler ceza almazken sizce bu doğru mu?"

    Mektup-2

    "31.12.2008 tarihi itibariyle 3167 sayılı yasanın uygulanabilirliğinin kalmadığı açıklanmasına rağmen değişik mahkemelerde beraat veya mahkûmiyete yapılan itiraza kabul veya mahkûmiyet gibi leh ve aleyte kararlar verilmesi bizlerde hukukun eşit uygulanmadığı inancını doğurmakta.

    Bizler zamanında devlete vergi, çevremize istihdam, bankalara para kazandırmış saygı değer işadamı/işkadınıyken, ülke ekonomisinin yönetilememesi, özel veya kamu bankalarında gerekli düzenlemelerin yapılmamış olmasından dolayı şimdi dolandırıcı mı olduk?

    Bankalar ihtiyacım olmadığı halde çek karnelerini kapıma gönderirken sanırım sorumluluklarının sadece 450 TL olmasının rahatlığını yaşıyorlardı. Aşağıda yazdıklarımız doğru ise (18 Şubat'ta kabul edilen 5838 sayılı torba yasanın çekle ilgili maddeleri) neden bizim dosyalarımıza hâlâ mahkûmiyet kararları çıkıyor. Doğru değilse, isimlerini verdiğimiz asliye ceza ve ağır ceza mahkemesi neden bu maddelerle beraat kararı veriyor?

    Mektup-3

    "Yüksek tahsilli, kriz kurbanı müflis tüccarım. Lütfen haberlerde işsizler kadar bir nebze de işverenlerin durumuna değinilsin. Bizim durumumuz işçilerden iyi mi? Vasıflı bir ücretli ekonomi biraz toparlanınca tekrar işini bulur. Biz tüccarlar ne yapacağız, tekrar nasıl ayağa kalkacağız?

    "Yılların birikimi bütün varlığımız, kredibilitemiz, aile düzenimiz her şeyimiz gitti Bunlar yetmezmiş gibi bir de aleyhimize açılmış karşılıksız çek davalarından hapis cezalarıyla karşı karşıyayız. Geçen gün Bursa'da 34 yaşında gencecik bir tüccar karşılıksız çekine hapis cezası çıkınca kendini astı. Bu nasıl bir adalet ki, krizden dolayı batmış vatandaşlarını bir de borcundan dolayı içeri tıkıyor?

    Mevcut çek yasasındaki cezai yaptırımların 31.12.2008 tarihine kadar yeni Türk Ceza Kanunu ile uyumlu hale getirilmediği için 01.01.2009'dan itibaren artık uygulanamaz olduğu; yeni yasa çıkıncaya kadar bu davalara ve devam eden mahkûmiyetlere beraat kararı verilmesi gerektiği üst düzey birçok hukukçumuz tarafından söylenmektedir. Bunların başında Meclis Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ile İ.Ü. Hukuk Fakültesi Dekanı Adem Sözüer gelmektedir."

    Sorun büyük

    DÜNYA'nın değerli okurları, bana iletilen mektupların bu kadarla kalmadığını belirteyim. Gerisi de var. Ama, yansıttıklarım iki ciddi ve büyük sorunu yeterince anlatıyor.

    Birincisi yasama tutarlılığıyla ilgili. Mevcut çek yasası ile yeni TCK arasındaki "çek uyumsuzluğunu" dikkate almayan ve gereğini 2008 sonuna kadar yapmayan yasa yapıcı, doğan hukuk kargaşasından sorumludur. Düzeltmek de bu kurumun işidir.

    İkincisi, bu hukuk kargaşasına rağmen; meselâ Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi dört ayrı çek cezasına infazı durdurma; Şişli 3. Asliye Ceza Mahkemesi beraat kararı verebilirken, nasıl oluyor da diğer bazıları mahkûmiyette ısrar edebiliyor? Yanlış "hukukun" bir bedeli yok mu? Varsa kim öder?

    Kaynak http://www.dunya.com/yazar.asp?authId=20



    Hukuki NET Güncel Haber

    Karşılıksız çeklerde af konulu yargıtay kararı ara
    Karşılıksız çeklerde af konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #52
    Kayıt Tarihi
    Jan 2009
    İletiler
    4
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Karşılıksız çeklerde af

    Peki hukukun uygulanması için ne yapmamız gerekiyor? 31.12.2008 tarihine kadar çek yasası ceza kanuna uyumlu hale getirilmediği için karşılıksız cezalara verilen cezaların düşmesi gerekiyor. Ama karşılıksız çek nedeniyle ceza alan birçok kişi ceza evinde. Hukuk'un uygulanması için ne yapılması gerekiyor. Avrupa İnsan Haklarına mı gitmemiz gerekiyor? Bununla ilgili olarak Türk Hukuk sistemi içinde bir sonuç alamayacak mıyız? Bu konuyla ilgili yetkili merci yargıtay mıdır? Eğer yargıtaysa, yargıtay niye bu konuda karar vermiyor? Cezaların düşmesi için nereye müracaat etmemiz gerekiyor? Lütfen bilen varsa cevaplasın.

  4. #53
    Kayıt Tarihi
    Sep 2006
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    86
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Karşılıksız çeklerde af

    KARŞILIKSIZ ÇEKLERDE ÇELİŞKİ

    Karşılıksız çek suçundan ötürü hapis cezasına devam edilmesi Anayasa'ya ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır! Avukat Gökhan Ahi bir hukuk dramını yorumluyor
    2 Nisan 2009 20:52


    AVUKAT GÖKHAN AHİ



    TÜRKİYE’nin imzalamış olduğu ve uymayı taahhüt ettiği uluslararası sözleşmeler gereği, bazı teminatlar Anayasa’da hüküm altına alınmıştır. Anayasa, bir ülke için en üstün yasadır, dolayısıyla tüm kanunlar Anayasa’ya uygun ve uyumlu olmak zorundadır. Anayasa’nın 38. Maddesinde düzenlenen bu teminatlara göre, hiç kimse kanunla suç sayılmayan bir eylem için cezalandırılamayacağı gibi, hiç kimse sözleşmeden doğan yükümlülüğü yerine getir(e)mediği için özgürlüğünden alıkonamaz.



    Dikkat edilecek olursa, yükümlülüğü yerine getirmemekten değil, yerine getirememekten bahsedilmektedir. Hal böyleyken, sözleşme benzeri olan çekin karşılığının öden(e)memesinin suç kabul edilmesi en başta Anayasa’ya aykırı düşmektedir. Nasıl ki, kredisini ödemeyen, borcunu ödemeyen kişilere hapis cezası uygulaması yoksa, çeke de hapis cezası veya para cezası uygulanmamalıdır. Nitekim mal beyanında bulunmama suçu da bu gerekçeyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş, 16.04.2009 tarihinden itibaren de yürürlükten kalkacaktır. Anayasa Mahkemesi, bu kararı 16.04.2008 tarihinde yayınlamasına ve yürürlükte kalması için 1 yıl süre vermesine rağmen, lehe uygulama nedeniyle o tarihten bu yana mal beyanında bulunmama suçundan dolayı kimseye ceza verilmemiş, verilen cezalar da infaz edilmemiştir.



    ASLINDA ÇEK NEDİR?

    Çek, kambiyo senedi olduğundan dolayı bir ödeme aracıdır. Başka bir deyişle nakit yerine geçen güven aracıdır. Ancak, Türkiye’de çek, ne yazık ki bir ödeme aracı olmaktan çıkmış, vadelendirme veya kredilendirme aracına dönüşmüştür. Çekte asıl olan, nakit karşılığın bankada o anda bulunması ve banka tarafından bloke edilerek ibraz anında lehdara ödenmesidir. Tüm dünyada uygulanan model budur. Çekin karşılığı yoksa bile banka bu çeki lehdara ödeyecektir, çünkü çek verdiği kişilerden veya şirketlerden zaten yeterli teminatları almıştır. Ama Türk bankaları yeterli teminatı sağlamadan, talep eden herkese çek karnesi vermiş ve çeklerin karşılığını ödemekten kaçınabileceği yasal düzenlemelerin arkasına sığınmıştır. Başka bir deyişle, kendisine düşen araştırma, teminat alma ve güven sağlama yükümlülüğünü yasal düzenlemelerle bertaraf etmişlerdir. Sonuçta, Türk hukukunda mevcut olan çek uygulaması amacını aşmış ve kendine has başka bir araca dönüşmüştür.



    KARŞILIKSIZ ÇEK VERMEK SUÇ OLMAKTAN ÇIKMIŞ MIDIR?

    Karşılıksız çek vermek, suç olmaktan çıkmamıştır, fakat bu suça ceza verilmesi yasal boşluktan dolayı olanaksız hale gelmiştir. Şu anki mevcut kanunlarla karşılıksız çek suçuna ceza vermek mümkün değildir. Nitekim, 3167 sayılı yasanın 16/1-2.md ve 13/1. Maddelerinde düzenlenen cezaların “sistemin değişmesi” nedeniyle 1.1.2009 gününden itibaren uygulanmayacağı ortaya çıkmıştır.



    Türk Ceza Kanunu’nun 5. Maddesine göre, ilk 75 maddeyi kapsayan “genel hükümler” 01.01.2009 tarihinden itibaren, ceza hükmü içeren tüm kanunlar için uygulanması zorunlu hale gelmiştir. Bunun böyle olmasının sebebi, çek kanunu gibi özel ceza hükümleri içeren onlarca kanunun yeni Türk Ceza Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihte külliyen değiştirilmesinin mümkün olamamasıdır. Kanun koyucu, üç buçuk yıllık bir ara dönem öngörerek bu tür özel ceza hükümlerinin zaman içinde yavaş yavaş değiştirilmesine ve yeni Türk Ceza Kanunu’na uyumlu olmasına olanak tanımıştır. Ancak, düzenlemeler için uzun bir süre tanınmasına rağmen, çek yasası ve bunun gibi özel yasalarda Türk Ceza Kanunu’nun 52. maddesine ters düşmeyecek gerekli yasal düzenlemeler bu güne kadar yapılmamıştır.



    1 OCAK 2009 TARİHİNİN ÖNEMİ NEDİR?

    31/12/2008 saat 24:000 itibariyle, genel hükümlere aykırı ceza maddelerinin uygulanması son bulmuştur. 5252 sayılı Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun geçici 1. Maddesi gereğince, diğer kanunların Türk Ceza Kanunu’nun genel hükümlerine aykırı olan maddelerinin değişiklik yapılana kadar ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanacağına ilişkin kural, Çek yasasındaki “çek bedeli kadar” olan para cezası sistemini de ortadan kaldırmıştır. Bu tarihe kadar çek yasasının bu hükmü değiştirilmiş olsaydı, sorun çıkmayacaktı. Ancak bu değişikliği içeren yeni düzenleme yapılmadığı için yasal bir boşluk oluşmuştur.



    Dolayısıyla takdire yer bırakmayan “çek bedeli kadar” şeklinde para cezası uygulaması 1.1.2009 gününden itibaren uygulanamaz hale gelmiştir. Türk Ceza Kanunu’nda artık “adli para cezası” sistemine geçilmiş olup, özel kanunda geçen “çek bedeli kadar” ceza sistemi otomatik olarak yürürlükten kalkmıştır.



    Bilindiği üzere Türk Ceza Kanunu’nun 45. Maddesinde sadece iki tip ceza vardır. Bunlar da, hapis ve adli para cezasıdır. 3167 sayılı kanunun 16/1-2 ,13/1 maddeleri gibi, ceza içeren tüm özel kanunlarda 1.1.2009 gününden itibaren Türk Ceza Kanunu’nun 52. Maddesine aykırı olmayacak şekilde ADLİ PARA CEZASI uygulamasına geçilmiştir. Yani çek suçlarında öngörülen “çek bedeli kadar” veya “doğrudan” para cezası uygulaması yerini belirli koşullara göre değişen ve hakimin “takdiri” ile belirlenen adli para cezasına bırakmıştır.



    Türk Ceza Kanunu 52. maddeye göre adli para cezası hesaplanırken de alt ve üst sınırlarının takdirinde Türk Ceza Kanunu’nun 61/8 ve 61/9. Maddeleri göz önünde bulundurulmalıdır. Yani, sanığın şahsi ve ekonomik durumuna göre adli para cezası takdir edilmelidir.



    YENİ ÇEK YASASI ÇIKINCA HAPİS CEZALARI DEVAM EDECEK MİDİR?

    Yasa koyucu yani Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu konuda artık yeni bir düzenleme yapsa bile, Türk Ceza Kanunu’nun 2. Maddesi gereği, 01.01.2009 tarihinden düzenleme yapılan güne kadar lehe olan kanunların uygulanmasına devam edilmelidir. Yani yasa değişikliği durumunda, Türk Ceza Kanunu’nun 2. Maddesinde anılan “kanunsuz suç ve ceza olmaz” prensibi gereği ve yine 7. Maddenin 2. Bendinde anılan “lehe uygulama” ilkesi gereği düzenleme yapılan güne kadar işlenmiş olan ve 1 Ocak 2009’dan önce de işlenmiş olan karşılıksız çek suçları cezalandırılamaz, cezalandırılmış olsa bile cezanın infazından vazgeçilmelidir. Örneğin, 1.1.2009 tarihinden itibaren, karşılıksız çek suçlarında tüzel kişiye de verilen para cezası, genel hükümlere uygun olmaması ve yeni Türk Ceza Kanunu’nda tüzel kişilere verilen ceza sistemi değiştiğinden dolayı, istisnasız olarak tüm mahkemelerce ortadan kaldırılmıştır.



    Çok yerinde ve hukuka uygun olarak, bazı mahkemeler (Şişli 11. Asliye Ceza Mahkemesi, itiraz üzerine verilen kararlarıyla Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesi) karşılıksız çeke verilen cezanın yeni bir düzenleme yapılmaması ve yeni bir düzenleme yapılana kadar infazın yerine getirilmesinde tereddütler olacağı gerekçeleriyle beraat ya da infazın durdurulması kararı vermişlerdir. Ancak halen bir çok mahkeme, bu kadar açık ve net bir durum karşısında ceza vermeye devam etmekte, verilmiş cezalara yapılan infaz durdurma taleplerini reddetmektedir. Bu durum, eşitlik prensibine ve hakkaniyete aykırıdır.



    Bir devlet, yasalarının eşit, adil ve herkese uygulanabilir olmasıyla ancak “hukuk devleti” olabilir. Eğer yasal boşluklar doldurulmazsa, adil olunamazsa ve vatandaşlar arasında eşitlik korunamazsa, “hukuk devleti” ilkesi sadece Anayasa’da yazılı bir ibare olarak kalır. Bu durum, yasalara saygısı kalmayan bir vatandaş topluluğu oluşturur ki, bir devlet için en tehlikeli tehdit bu olacaktır.

    Kaynak:http://www.pressturk.com/haber.php?haber_id=37079

  5. #54
    Kayıt Tarihi
    Sep 2006
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    86
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Karşılıksız çeklerde af

    Oya ARMUTÇU/HÜRRİYET

    Karşıklıksız çekte tahliye karmaşası


    HÜKÜMET’in Yeni Çek Yasası taslağı görüşülmeyi beklerken, karşılıksız çek davalarıyla ilgili olarak mahkemeler arasında tam bir tahliye karmaşası yaşanıyor.

    TCK’nın 1 Ocak 2009’da yürürlüğe giren ve 9 bin taklit davasına örtülü af getiren "Kanunsuz suç ve ceza olmaz. Bu kanunun genel hükümleri özel ceza kanunları için de uygulanır" şeklindeki genel hükümleri "karşılıksız çek" davalarında mahkemelerce farklı şekilde yorumlanıyor.

    Çek Yasası’nı dikkate alan mahkemeler tahliye taleplerini reddederken, TCK’nın genel hükümlerini uygulayanlar tahliye ve beraat kararları veriyor. Tahliye kararı verenler arasında, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Şişli 3 ve 11. Asliye Ceza Mahkemeleri var. Tavas Asliye Ceza Mahkemesi’nin aralarında bulunduğu birçok mahkeme ise tahliye taleplerini geri çeviriyor. Önce bu örnek tahliye kararına kısaca bir gözatalım:

    İlk tahliye kararı Sakarya’dan geldi

    Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi, karşılıksız çekle ilgili ilk tahliye kararını veren mahkeme. Geçtiğimiz ay karşılıksız çek suçlarından "Kanunların suç saymadığı fiil için ceza verilemez" gerekçesiyle tam 25 tahliye kararı verdi. Kararda, TCK’nın genel hükümlerinin uygulanacağı ve 3167 sayılı Çek Yasası’nın 1 Ocak’tan itibaren uygulanamayacağı savunuldu. Karar şöyle:

    "Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse TCK’nın 2. maddesinde düzenlenen ’kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz’ kuralına aykıdır."

    Çek mağdurları isyan etti

    İnternette site kuran karşılıksız çek mağdurları ise bu karmaşaya isyan ediyor. Tüm basın kuruluşlarına mail yağdıran ve seslerini duyurumamaktan yakınan çek mağdurları yaşanan karmaşayı ve tepkilerini bakın şöyle dile getirdiler:

    "3167 sayılı Çek Kanunu ve TCK’nın ilgili maddeleri uygulanabilirliğini yitirmiştir. Ceza hukuku otoriteleri Sayın Prof. Adem Sözüer ve Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya’nın görüşleri de bu yöndedir. Türkiye genelinde Sarayköy, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Şişli 11. Asliye Ceza, Şişli 3. Asliye Ceza ve başka mahkemeler infazı durdurma kararı vermekteler. Hukukta, özellikle ceza yasalarında yorum ve kıyas olmaz.

    Anayasa kuralı olan ’bir taahhütten dolayı, kişilere hürriyeti bağlayıcı ceza verilemez’ şartı varken, genel kaide olan ’suçsuz ceza olmaz’ şartı varken, bazı mahkemelerin uygulayıp, bazılarının da karara devam etmesi hukukta kaosa neden olmakta. Bu durum da adalete olan güvenimizi sarsmaktadır. Buradan yetkililere sesleniyoruz; kanayan yara olan ’karşılıksız çek’ artık kangrene dönüşmüş ve içinden çıkılmaz bir hal almıştır.

    Binlerce aile dağılmış, binlerce esnaf olmayan bir kanundan ceza evinde, onbinler kaçak yaşamaktadır. Esnaf intiharları artmıştır. Sesimizi duymanız için daha kaç esnafın intihar etmesi gerekecektir? Çok acil bir çözüm lazım. Bizler af istemiyoruz, yasal hakkımız olan özgürlüğümüzü, bir şans daha verilerek çalışıp borçlarımızı ödemek ve kul hakkından kurtulmak için kullanmak istiyoruz."

    İşte o mailler

    Tahliye verilebiliyorsa, biz niye mağdur oluyoruz

    Bazı Hakimlerimiz bu davalarda infaz durdurma-beraat kararları verirken, bazıları tam tersi karar vermektedirler. Senelerce babamdan devraldığım işi yürüten dürüst bir tüccardım. 20 senelik ticari hayatımda bir trafik cezası almamış bir insanım. İki sene evvel işlerimin bozulması nedeni ile 15 kişiyi istihdam ettiğim ve yılda devlete 400.000 TL’den fazla dolaylı vergi ödeyen bir firmamı kapadım. Piyasada 150.000 TL’ye yakın sahsi çeklerimin karşılığı çıkmadı ama piyasada çalıştığım firmalar benim dürüstlüğümden dolayı çoğu bu borçları sildi. Sadece 4 kişi toplam 40.000 TL miktar için hakkımda tutuklama kararı çıkardı. Geçen hafta avukatım itiraz etti.Reddedildi. Sayın Adalet Bakanı’ndan bu karmaşa için yardım talep ediyoruz. Şayet mevcut yasa yatmamızı istiyorsa onunda cezasını çekeriz ama şayet bu cezamızın affı söz konusu ise neden ben ve bu insalar mağdur oluyoruz.( Kutlu A.)

    Dünyada başka örneği yok

    1 Ocak 2009’dan bu yana gündemde olan ancak medyanın nedense pek itibar etmediği bir konu var. TCK’nın 5. maddesinin 1.Ocak 2009’dan itibaren, ceza içeren diğer tüm kanunları da kapsayacak şekilde yürürlüğe girmiş olması dolayısıyla, karşılıksız çekten dolayı hapis cezası almış olanlar, kanunsuz bir şekilde tam 70 gündür cezaevlerinde tutuluyor. Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi 6 Mart 2009 günü cesur bir kararla bir çek mahkumunun cezasını kaldırmış bulunuyor. Ancak binlerce mahkum kanunsuz bir şekilde hala hapiste. Böyle bir uygulama zulümdür ve dünyada başka örneği de yoktur. Hapisteki binlerce mahkum ve davası sonuçlanan yahut devam eden yüzbinden fazla insan açısından hayati önemi haiz olan böyle bir konu, en azından "Hande’nin bacakları" veya "Hadise’nin kumaşsız elbisesi" kadar medyada yer almalı diye düşünüyoruz.

    Babamın hapiste yatmasının borcunu ödemesine ne faydası var

    Babam bir kaç gün önce karşılıksız çekten içeri girdi zor günler geçiriyoruz. Çok severek gittiğim üniversiteme ne yazık ki artık gidemeyeceğim. Avukatlar bile yardımcı olmak istemiyor eğer af çıkarsa, geçim kaynaklarının büyük bir kısmını oluşturan çek ve senet davalarından para kazanamayacaklarını düşünüyorlar. Af çıkmasına kesinlikle karşılar. Bir yanda Sakarya’da beraat eden 25 kişi bir yanda onlar kadar insaflı karar mercilerine rastlamayan hapiste yatan onbinlerce insan 400 bin aranan, 1 buçuk milyon çek. Ne yazık ki adalet neye göre işliyor bilmiyoruz. Ufacık çocuklara tecavüz eden adamlar 5 yıl yatmıyor şimdi kalkıp bir işadamını ya da esnafı verdiği sözü tutamadı diye en çok çalışması gereken zamanken 5 yıl içeri alıyorlar. Hiç kimsenin sözünü tutamadığı için özgürlüğü kısıtlanamaz? Yasalarda bu kadar boşluk varken kriz zaten her şeyi bu kadar zorlaştırmışken böyle keyfi kararlarla aileler umutsuzluğa itilebilir mi? Gerçekten anlamıyorum. Babamın orada olmasının kime ne faydası var? Ne ailesine bakabiliyor ne varolan borcunu ödeyebiliyor. Halbuki almış olduğu çok güzel işler vardı bir ay içinde bu parayı rahatlıkla ödeyebilirdi. Kalkıp karşılıksız çekle ilgili hapis cezasını Adem Sözüer gibi bir çok hukuk profsörü bile yasal bulmuyorsa neden bir gazetede kanalda bu haksızlığa değinilmiyor? İnsan yaşadığı ülkenin adaletine bile güvenemezse neye güvenebilir?



    8 Nisan 2009


    http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...sp?yazarid=210

  6. #55
    Kayıt Tarihi
    Sep 2006
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    86
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Karşılıksız çeklerde af

    BİR AVUKAT GÖZÜYLE ÇEK TASLAĞI!

    Karşılıksız çek suçundan her 4 kişiden birisi cezaevinde ya da aranıyor. Adli para cezasını ödeyebilen var mı? Çoluk çocuğu perişan olmayan kaldı mı?


    Avukat DOĞAN DURU

    Karşılıksız çek keşide etmekten dolayı keşideciye çek bedeli kadar adli para cezası verilmesi ve bunu haliyle ödeyemeyeceğinden (mevcut kanuna göre ödeyebilse çek bedelini öder ve tüm cezai yaptırımdan kurtulur zaten) dolaylı olarak hapis cezası ile cezalandırılması bir insanlık ayıbı ve büyük adaletsizliktir. (çeşitli sözleşmeler ,senet , fatura karşılı mal verip tahsilat yapamayanlar içinde geçerlidir bu adaletsizlik ). Çek, senet vs gibi ödeme araçlarını Nitelikli Dolandırıcılık yapmak suretiyle kullanan şahıslar yüzünden iflas etmiş ve senelerce çekini ödemiş, istihdam sağlamış müflis kişilerde mevcut çek kanunu ile cezalandırılmaktadır.





    MAĞDURİYETLER GİDERİLSİN



    Kanun koyucunun bu adaletsizlik getiren 3167 sayılı kanunu acilen revize etmesi ve mağduriyetlerin giderilmesi bir vatan - vatandaşlık borcudur. 3167 sayılı kanuna göre karşılıksız çek keşide etmek suç olmaktan çıkarılmalı, çeklere de senet-bono vasfı kazandırılmalıdır. Yaptırımlar hiç bir aşamada hürriyeti bağlayıcı olmamalı, tüm ödeme araçlarını kapsayıp toplumda güveni sağlayabilecek şekilde yasa düzenlenmelidir.

    Örneğin: Karşılıksız çek , senet , kredi kartı kullanmak durumlarında çek - senet ve kredi kartı kullanımının yasaklanması, yurt dışına çıkış yasağı , müflis tüccarlara adli yardım , kamu yararına çalıştırma , sanığın gelirine göre adli para cezalarının yapılandırılması (süre sınırı olmadan ), etkin pişmanlık , ticari faaliyet yasakları vb yaptırımlar getirilebilir. Ama hapis cezası asla. Borcundan dolayı insanı hapisle cezalandırmak hem bu borcun ödenmemesi, hem de yuvaların yıkılmasına, hiç suçu olmayan diğer aile fertlerinin perişan olmasına sebep olmaktadır. Çek-senet-kredi kartı gibi ödeme araçlarını kötü niyetli kullananlar nitelikli dolandırıcılıktan yargılanmalı, şikayetler bu yönde olmalı ve dolandırıcılık yapanlar ve yapmayanlar ayrılmalı yüce adalet tecelli etmelidir.

    Ödeme araçlarını kullanarak kişi ya da kurumları nitelikli dolandırıcılık yaparak dolandıranlar En ağır hapis cezası ile cezalandırılmalıdır. Sayısı milyonlara ulaşan vatandaşımız dolandırıcı olmadığı halde " karşılıksız çek suçundan mağdurdur."Aciz duruma düştüklerinden ceplerinde bırakın hukuki mücadele verecek parayı, geçinecek geliri olmayan, hem kanundan hem alacaklılardan kaçarak boğaz tokluğuna yaşamını sürdüren vatandaşlarımız vardır.



    TİCARİ HAYATLAR BİTTİ



    Borçlarını elinde olmayan sebeplerle ödeyemeyen iyi niyetli vatandaşımız iflas ettikten sonra alacaklılara karşı can güvenliğini bile sağlayamazken bir de devletimiz önünde kaçak duruma düşmekte, yuvaları yıkılmaktadır. Bu hususta sayısı milyonları aşan mağduriyetler vardır. Kesinlikle göz ardı edilmemelidir. Buna karşılık vadeli-vadesiz ödeme araçlarını kötü niyetli olarak kullananlar zaten bu hususta hukuksal önlemlerini dolandırıcılığa başlamadan almış ve bir çok insanın ticari hayatını bitirip çeklerini ödeyemez duruma getirmişlerdir.

    Bankalar yeni düzenlemede kolaylıkla verilen ve üzerine sınırsız tutarda rakam yazılabilen çek koçanlarından çek bedeli kadar sorumlu tutulmalıdır ki insanlar karşılıksız çekler yüzünden mağdur olmasınlar. Çekin ödeme aracı olarak piyasadaki itibarı da düşmesin. Bankalar tarafından gereken teminatlar alınmalı (nakit blokaj – gayrimenkul – alacak temliki vs) buna göre çek koçanı vermelidir.

    Ayrıca her keşide edilen çek üzerine keşide tarihi de yazılmalı ve keşide tarihinde bankaya keşide edilen çek ya da çeklerin tüm bilgileri (tutarı, vadesi, keşide tarihi) bildirimi zorunlu tutulmalı, çek hamili bu durumu sorgulayabilir olmalıdır. Ya da bankalar çek koçanlarını verdiklerinde her koçan için belirli bir limit tahsis edip buna göre uygulama yapabilir. Böylece bankalar aldığı teminatlar oranında çek kullandırabilir. Çek ibrazında da çek hesabının karşılıksız olması halinde ödemeyi bu teminatlara istinaden hamile yapabilir. Böylece çek hamili de çeki daha bankaya ibraz tarihinde korunmuş olur.

    Buna karşılık günümüzde karşılıksız çek davaları yaklaşık 2-3 yıl civarında sürmekle temyiz vs itirazlarla bu durum daha da uzatılabilmektedir. Davaların akabinde ise zaten çek miktarı kadar para cezası verilmekte ve haliyle aciz durumda olan sanık bu adli para cezasını ödeyemediği için hapis cezasına dönüştürülüp infazı gerçekleştirilmektedir. Kısaca “mevcut 3167 sayılı çek kanununda ve mecliste şuan bulunan yeni tasarı taslağında hapis cezası kalkmış gibi görünse de hüküm çek bedeli tutarı kadar veya 150 bin TL gibi yüksek bir rakam ile adli para cezasına bağlandığından bu para cezasının da aciz duruma düşmüş iflas etmiş müflis kişiler tarafından ödenmesi imkansız olduğundan adli para cezası hapis cezasına çevrilmekte ve dolaylı olarak hapis cezası uygulanmış olmaktadır. Konuyla ilgili olarak karşılıksız çek keşide etmek suçundan yargılanan ve nihayetinde adli para cezalarını ödeyemediklerinden hapis cezası alan sanıkların istatistiksel net bilgileri adalet bakanlığından ve yetkili kuruluşlardan alınabilir. Bu yeni tasarı taslağını hazırlayanlar hangi ülkede yaşıyorlar…



    DÖRT KİŞİDEN BİRİ CEZAEVİNDE



    Her 4 kişiden birisi cezaevinde ya da aranıyor karşılıksız çek suçundan. Adli para cezasını ödeyebilen var mı? Çoluk çocuğu perişan olmayan kaldı mı? Alacağını alabilen alacaklı var mı? 3167 sayılı kanun baştan aşağıya yanlıştır. Bankaların sorumlulukları niye 475 ytl ? Sorumlulukları çek bedeli kadar olsun veya kişinin kredibilitesine göre her çek yaprağının üzerine banka “ bu çek yaprağı xxx tutara kadar bankamız güvencesi altındadır. “ şeklinde açıkça yazsın. Alacaklı olan kişi daha üst miktarda bir rakam yazılmasını kabul ederse aradaki fark için sadece icra takibi yapabilsin. Bunu düşünmek bu kadar zor mu?Adalet komisyonu başkanı size buradan sesleniyorum lütfen bu yasayı tek bir kerede her kesimi ve mevcut durumu değerlendirerek tüm ödeme araçları için hazırlayınız.
    Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin iç-dış borcu olduğu ve geçmişte ekonomik krizler yaşadığı düşünüldüğünde, T.C vatandaşlarının borcu olması , iflas etmesi , çek , senet , fatura yada kredi kartı borçlarını ödeyememesi ve yapılandırmaya gitmesi, iç - dış borçlarını elinde olmayan imkanlar neticesinde çoğu zaman vadesinde ödeyemeyen devletimizin ; borçlarını zamanında çeşitli imkansızlıklar yüzünden ödeyemeyen vatandaşını ( çekini, senedini, kredi kartını, kirasını , faturalarını ) gayet normal karşılaması ve ona bu hususta yardımcı olması gerekir.



    Devletimizin karşılıksız çek suçundan mağdur, dolandırıcılık yapmamış aciz durumda insanları bırakın hapisle cezalandırmasını, borçlunun borcunu ödeyebilmesi için uzlaştırıcı rol izlemesi ve borcu olan vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlaması kaçınılmaz hale gelmiştir. Konuyla ilgili bir çok onurlu, gururlu insanın bunalıma girerek intihar ettiği haberleri hızla artmaktadır. Aciz duruma düşen ve borçlarını ödeyemeyen, dolandırıcılıkla hiç bir ilgisi olmadığı halde karşılıksız çek davaları yüzünden hüküm giyen tüm müflis iş adamları şu anda ceza evlerinde tecavüz, cinayet, dolandırıcılık, terör vs suçlardan hüküm giymiş suçlularla aynı koğuşlarda birlikte cezaları çektirilmekte bu yolla topluma yeniden kazandırılmaya çalışılmaktadır. İnsanların borcundan dolayı hürriyetinin bağlanmaması gerektiğini düşünen tüm vatandaşlarımızın ve ülkemizin bir sevdalısı olarak mecliste yeni tasarı taslağı bulunan 3167 sayılı kanunda yapılan büyük hataların ( karşılıksız çek keşide etmenin, para cezasıyla cezalandırılması ve bunun öde-ne-me-di-ğin-de dolaylı yoldan hapis cezasına dönüştürülmesi gibi) tekrar etmemesi ve iflas eden müflis insanlarla , dolandırıcılıktan yargılanması gereken dolandırıcıların karıştırılmaması , bu hususta mağdur olmuş ve ödeme imkanları 3167 sayılı yasa ile dolaylı yoldan hapis kararı ile elinden alınmış, dolandırıcılık ile alakası olmayan tüm çek mağdurlarının adına bu hususu tarafınıza ve ilgili makamlara bildirmeyi bir vatandaşlık görevi olarak görüyorum.
    Bu hususta alacaklı pozisyonunda olanlarda unutmamalıdır ki karşılıksız çekten hapis cezası aldırmak müflis insanları mahkum ettirmek zaten aciz duruma düşmüş bu insanların borçlarını ödemelerini engellemektir. Ayrıca alacaklılara karşı kin, nefret ve beddua olarak dönecektir. Unutmayınız ki çeklerini elinde olmayan nedenlerden dolayı ödeyememiş insanlarda dolandırılmış ( karşılıksız çek ile mal/hizmet vermiş), ihanete uğramış ve aciz durumdadırlar.

    Yasa koyucumuzun bu soruna acil olarak bir çözüm bulmasını temenni ediyor ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

    http://www.pressturk.com/haber.php?haber_id=37312

  7. #56
    Kayıt Tarihi
    Sep 2006
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    86
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Karşılıksız çeklerde af

    Sakarya 1nci Ağır Ceza Mahkemesinden sonra bir İNFAZ DURDURMA da Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinden


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Yargılama Yapmaya Ve Hüküm Vermeye Yetkili
    BİLECİK AĞIR CEZA MAHKEMESİ

    DEĞİŞİK İŞ NO : 2009/215 bilecik

    BAŞKAN :RAMAZAN AKYOL 37306
    ÜYE :ZEKERİYA YAVUZ 38481
    ÜYE :LEYLA TAŞKOPARAN 39799
    KATİP :FİKRİY ŞENSOY 148098

    İTİRAZ KONUSU : Bilecik Asliye Ceza Mahkemesinin19.03.2009 tarih ve 2003/237 esas, 2004/122 karar sayılı ek kararı.

    İTİRAZ TARİHİ :19.03.2009
    KARAR TARİHİ :09.04.2009

    Bilecik Asliye Ceza Mahkemesinin 19.03.2009 tarih ve 2003/237 esas, 2004/122 karar sayılı kararına sanık …………..tarafından itiraz edilmiş olmakla, dosya incelendi.

    Gereği Düşünüldü:

    Bilecik Asliye Ceza Mahkemesinin 13.05.2004 tarih ve 2003/237 esas,2004/122 karar sayılı kararı ile, sanığın üzerine atılı çek kanununa muhalefet suçundan eylemine uyan 4818 sayılı kanunun 14. maddesi ile değiştirilen 3167 sayılı kanunun 16/1 maddesi gereğince ve sanık lehine olduğundan hapis cezası yerine sanığın ilgili tarihler arasında keşide edilerek müşteri firmaya verilen toplam 53.000,00 TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına, sanığın 3167 sayılı kanunun 16/3 maddesi gereğince 1 yıl süre ile çek keşide etmesinin ve çek hesabı açmasının yasaklanmasına karar verilmiş olup, bu kararın tarafların yokluğunda verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 10.ceza Dairesinin 28.04.2008 tarih ve 2006/1253 esas, 2008/6565 karar sayılı ilanı ile hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmekle, 28.04.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
    Sanık vekili Av. ………… 19.03.2009 havale tarihli dilekçe ile müvekkili olan hükümlü…….hakkındaki infazın durdurulmasını talep ettiği, talep üzerine Bilecik Asliye Ceza Mahkemesinin 19.03.2009 tarih ve 2003/237 esası, 2004/122 karar sayılı ek kararı ile, sanık vekilinin talebi ile infazın durdurulması yönündeki talebin reddine, mahkemenin 13.05.2004 tarih ve 2003/237 esas, 2004/122 karar sayılı ilanının aynen infazına karar verildiği, kararın 19.03.2009 tarihinde hükümlü vekiline tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
    İtiraz eden ………… vekili Av………………. mahkememize ibraz ettiği 19.03.2009 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle müvekkilinin para cezasına mahkum edildiğini 31.11.2008 tarihi itibariyle karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığının anlaşıldığı, açık bir yasal düzenleme yokken çek bedeli kadar tam gün sayılı belirlenerek bunun 20-100 lira arasında takdir edilecek bir bedelle çarpılması suretiyle sanığın cezalandırılabileceğini değerlendirmenin kıyas yapmak olduğunu, hükümlü hakkındaki infazın durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    Bilecik C Savcılığı 08.04.2009 tarihli mütalaasında, TCK. nun 5. maddesine göre TCK. nun genel hükümleri özel kanunlarda düzenlenen suçlar yönünden bağlayıcı olduğu ve bu hükümlere aykırı özel yasaların uygulama olanağının olmadığı, çel bedeline göre belirlenen para cezasının TCK. nun 52. maddesine aykırı olduğundan bu şekilde belirlenen adli para cezasının yasaya aykırı olduğu, TCK. nun 21. maddesine göre kasıt olmadan suç oluşmayacağı şekli suç kavramı TCK. nun 21. ve 22. maddelerine aykırı olduğundan 3167 sayılı yasanın uygulama imkanının olmadığını itirazın kabulüne karar verilmesi yönünde görüş bildirmiştir.
    Dosyanın tetkikinde, itiraz eden hükümlü vekili Av……………. ilana konu olan ve ceza yaptırımının dayanağını oluşturan 3167 sayılı yasanın 16/1 maddesinde 5237 sayılı TCK. nun 52/1 maddesi ile çelişen hükümler bulunduğunu, 5237 sayılı TCK. nun geçici 1. maddesi gereğince 31.12.2008 tarihi itibariyle 3167 sayılı Çek Kanununun 16/1 maddesi dahil olmak üzere ceza içeren tüm maddelerde 5237 sayılı TCK. Nuh genel hükümlerine uygun olması gerektiğini, ancak bugüne kadar 3167 sayılı Çek Kanununun 16/1 maddesinde herhangi bir yasal düzenleme yapılmadığını, bu nedenle 3167 sayılı Çek Kanununun 16/1 maddesinin 31.12.2008 tarihinden itibaren uygulanması ve buradaki belirtilen cezaya göre hükümlünün cezalandırılmasının mümkün olmadığını, müvekkili hakkındaki infazın durdurulmasına karar verilmesini talep etmiş olmakla,
    5237 sayılı TCK. nun 52/1 maddesine göre adli para cezası 5 günden az kanunda aksi bulunmayan hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibaret olduğu belirtilmekle adli para cezalarının özellikle gün olarak belirlenmesi gerektiği düzenlenmiştir.
    3167 sayılı yasanın 4814 sayılı yasanın 14. maddesiyle değişik 16. maddesinde ise; “Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4. madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri ve ya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere çek bedeli tutarı kadar adli para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksen milyar liradan fazla olamaz. Bu miktar 01.03.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2. maddesine göre her yıl artırılır, bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.” şeklinde düzenleme olduğu, adli para cezasının çek bedeline göre düzenlendiği,
    5252 sayılı kanunun geçici 1. maddesinde belirtildiği üzere diğer kanunların 5237 sayılı TCK.nun birinci kitabında yer alan düzenlenmelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya kadar ve en geç (06.12.2006) tarih ve 5560 sayılı kanunun 15. maddesi ile değişik ibare) 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanacağı belirtilmiş olmakla, karşılıksız çek keşide etmek suçunun müeyyidesinin 3167 sayılı yasanın 4814 sayılı yasanın 14. maddesiyle değişik 16/1 maddesinde belirtildiği üzere suça konu çek bedeli kadar adli para cezası olduğu, 5237 sayılı TCK. nun 52/1 maddesine göre ise adli para cezasının öncelikle gün olarak belirlenmesi gerektiği düzenlenmiş olmakla her iki kanundaki adli para ceza parasının belirlenmesi konusunda uyumsuzluk olduğu 3167 sayılı Çek Kanununun 16/1 maddesinde karşılıksız çek keşide etmek suçunun müeyyidesi olan adli para cezasının belirlenmesinde 5237 sayılı TCK. nun 52/1 maddesine uyumlu olarak bu zamana kadar herhangi bir düzenleme yapılmadığı bu itibarla 5252 sayılı kanunun geçici madde 1’ e göre 3167 sayılı Çek Kanununun 16/1 maddesindeki 5237 sayılı TCK.nun 52/1 maddesine aykırı hükmünün en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanabileceği anlaşılmakla, hükümlü hakkında 28.04.2008 tarihinde kesinleşen Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinin 13.05.2004 tarih ve 2003/237 esas, 2004/122 karar sayılı ilanının aynen infazının ileride hükümlü hakkında telafisi imkansız zararlara neden olması ihtimali göz önünde bulundurulduğunda hükümlü vekilinin itirazının kabulü ile hükümlü hakkında 28.04.2008 tarihinde keskinleşen Bilecik Asliye Ceza Mahkemesinin 13.05 2004 tarih ve 2003/237 esas, 2004/122 karar sayılı ilanının infazının durdurulmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
    HÜKÜM: Yukarıda Gösterilen Gerekçelerle:
    İtiraz eden …….. vekili………………. 19.03.2009 tarihli İTİRAZININ KABULÜNE,
    Bilecik Asliye Ceza Mahkemesinin 19.03.2009 tarih ve 2003/237 esas, 2004/122 karar sayılı ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
    Hükümlü …….. hakkında 28.04.2008 tarihinde kesinleşen Bilecik Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/237 esas, 2004/122 karar sayılı ilanının İNFAZININ DURDURULMASINA,
    Dosyanın Bilecik Asliye Ceza Mahkemesine tevdiine, kararın Bilecik Asliye Ceza Mahkemesince hükümlü ve vekiline tebliğine,
    Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda mütalaaya uygun kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09.04.2009


    Kaynak: http://cekmagduru.blogspot.com/2009/...a-bilecik.html

  8. #57
    Kayıt Tarihi
    Jul 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4.244
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Karşılıksız çeklerde af

    Elmalar ile armutları toplamaya çalışmayalım.

    Tüm dünya hukuklarında "çek" in bir ödeme aracı olduğu hususu tartışmasızdır. Çek'e yüklenen bu ekonomik anlama uygun düzenlemeler küçük değişiklikler arz etsede aşağı yukarı tüm ülkelerde aynıdır.

    Çek'in bir ödeme aracı olması nedeni ile kanun koyucuların çekin para gibi hızlı bir şekilde tedavül edilebilmesi, para gibi güvenilir olması için bir kısım önlemler almıştır.

    Bunlara örnek olarak çek'in üzerinde yazılı olan tarihten daha önce de ibraz edilebileceği, çekin karşılıksız çıkması halinde cezai yaptırımlar ile karşı karşıya kalması gibi.

    Esasen kambiyo senetlerinden biri olan "bono" ile "çek" arasındaki en önemli fark budur. poliçe ile çek arasındaki en önemli fark ise "muhatap" ın sorumluluğnda göstermektedir. Çek hukuken aynı zamanda bir havale olduğu için poliçeden farklı olarak muhatabın "ancak hesapta para varsa ödeme zorunluluğu doğuran" bir sorumluluğu bulunmaktadır.

    Çek diğer kambiyo senetlerinden farklı olarak kredi fonksiyonuna sahip değildir. Çeklerde rehin cirosunun yasaklanmasının sebeli de budur.


    Gerçekten, nakitpara taşıma ve saklama rizikolarından kişileri kurtardığı gibi, bankada çek karşılığı olarak tutulan paralar sahibine faiz de getirir, bankalara çok miktarda mevduat yatırılmasına sebep olur. Bankalara bu sebeple tevdi edilen tutarların çok büyük toplamlara yükselmesi milli ekonomi üzerinde olumlu etki yapar (poroy tekinalp Kıymetli Evrak hukuku)


    Yeni düzenlemeler ile (bu düzenlemelerin bazıları geçici bazılarının kalıcı olması hususundaki görüşlerim ayrıca belirteceğim) çek ile senet-poliçe arasındaki ayırım ortadan kaldırılmış gibi görünmektedir.

    Bu ayırımı ortadan kalkması nedeni ile tacirlerin, iş adamların bankalara o kadar komisyon verip çek karnesi almalarına gerek kalmayacağı gibi bankalarda o kadar para tutmalarına da gerek kalmayacaktır. Bu tutumun ekonomik hayata etkisinin benim uzmanlık alanım dışında olmasına rağmen pekde iyi olmayacağını söyleyebilirim.


    Bana göre çek ile ilgili yapılan önceki ve dünya örneklerine uygun düzenlemelerde değişiklik yapılma ihtiyacı ülke insanı olarak her kurumu, kuralı, sistemi kendimize benzetme heves ve isteğinden kaynaklanmaktadır. Başka bir değişle hiç bir ülkede hiç bir iş adamı bankada parası yok iken ( ileri tarihli gerçek tarihli) çek keşide etmeye cesaret edemez. Oysa ülkemizde tacirler arasında yazılı olmayan bir kural haline getirilerek bankada parası olmasa dahi çek keşide edilebilir hale gelmiştir. Yukarıda da izah edildiği üzere tacirler arasındaki bir nevi centilmenlik anlaşması gereğince çek'te olmayan bir fonksiyonu (kredi fonksiyonu) bu uygulama ile çek'e yüklemişlerdir.

    Ancak hayat bu şekilde devam edemezdi ve etmedi de. Çek'i keşide ederken karşı tarafı söz konusu çeki bankaya ibrazdan kaçındıran tek husus verdiği söz olduğu düşünüldüğünde evdeki hesap çarşıya uymamış zaten çok iyi olmayan ekonomik hayatımız dünya boyutunda yaşanan krizler ile "kendilerine çek mağdurları" diyen bana göre hukuk (TTK Tacir olmanın sorumlulukları) anlamında çok da haklı olmayan bir topluluğu yaratmıştır.

  9. #58
    Kayıt Tarihi
    Sep 2006
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    86
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Karşılıksız çeklerde af

    Sayın Eyilik şahsınıza saygım sonsuzdur.Amaç meyve toplamak değil tabii ki ben bir taşra esnafıydım,sizin dediğiniz gibi ticaret yapanada şahit olmadım yani çek'i kes parasınıda bankaya yatır bankada faiz çalışsın!!O zaman çek kesme nakit al daha ucuz olsun ama maalesef öle sizin tarif ettiğiniz çek ile Türk ticaretinde dönen çekin arasında dağlar fark var bankadan çek almak için ticari geçmiş temiz olması güvenilir olması yeterli (bende bir zamanlar öleydim güvenilirlik devam ama para olmayınca o da yok sayılıyo)bankadan koçanı 25-30 tl alırsınız çek i kırtasiyeden 3-5 tl ye alırsınız senedi senede verirsiniz icra takibi çek e verirsiniz HAPİS şimdiki aklım olsa ticaretin yanından geçmezdim, ben ''çek mağduru ''edebiyatı yapmıyorum devlet benden vergimi alırken iyidi devlet benim de alcaklarımın takipçisi olsun vatandaşa mal satarken çek ilemi satıyoruz herkesin cebinde çek mi var benim elimdeki senetlerede aynı duyarlılık gösterilseydi ne ben mağdur olurdum nede mağdur ederdim .Şu anki piyasa itibarı ile her ay binlerce sizin tabirinizle'' haklı olmaya bir topluluk'' başbakanın tabiri ilede ''sahtekarlar ''istemesekte aranızda dolaşıyoruz .

    Saygılarımla

    “Hiç kimse yalnızca borcundan dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılamaz’’

    Hile ve dolandırıcılık gibi bir suç unsuru bulunmadıkça, çeklerin ödenmemesi “ekonomik suç” değil, “ekonomik sonuçtur” ve yaptırımı da, faiz ve tazminattır. Para ve hapis cezası Dünya tarihinde ve halen yoktur..!

  10. #59
    Kayıt Tarihi
    Jul 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4.244
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Karşılıksız çeklerde af

    3167 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce, yani 1985 yılından önce, karşılıksız çek keşide fiili, mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 503/1 maddesine göre doladırcılık suçundan tecziye edilmekteydi. Bundan dolayı, karşılıksız çek çeşide edenler, yüz kızartıcı suç olan dolandırıcılık suçundan mahkum olmaktaydı. 10/07/2008
    Mehmet Antalyalı (http://www.online-hukuk.org/default....oster&m_id=436)


    4.1. 3167 Sayılı Çek Yasasından Önceki Dönemde Karşılıksız
    Çek Keşidesi Fiilleri İle İlgili Türk Uygulaması :


    19.03.1985 tarihli ve 3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek hamillerinin Korunması Hakkında Kanun “ yürürlüğe girinceye kadar yasalarımızda karşılıksız çek keşidesini cezalandıran bir hüküm bulunmadığından T.B.M.M’nin 17.1.1929 tarih ve 471 Sayılı kararı, karşılığı olmadığı halde çek keşide edenlerin T.C.K m.503 uyarınca cezalandırılacağını belirtiyordu.

    3167 Sayılı Kanun m.16 ile karşılıksız çek keşidesi bağımsız bir suç halini almış ve T.C.K m.503 ile ilgisi kalmamıştır.Kanundan önce karşılıksız çek konusu uzun tartışmaların merkezi olmuştur.Özellikle ilgili meclis kararının niteliği üzerinde önemli tartışmalar yapılmıştır. Ancak bu konuda oluşan bilimsel ve yargısal kaynaklar kanunun düzenlenişinden sonra, bir ölçüde anlamını yitirmiştir. Bu gelişmeye rağmen araştırmamızda bu tartışmalara değinmeyi uygun gördük.

    Dönmezer’e göre karar ya bir yorum niteliğindedir ya da bir atıf yolu ile cezalandırmadır. Bir kanunun belirli maddeleri içinde yer almadığı için, yollama yolu ile cezalandırma olamaz, o halde karar varolan maddeyi yorumlayıcı niteliktedir. Karşılıksız çek, karar gereği dolandırıcılık suçunun unsurlarını taşırsa cezalandırılacaktı. O halde kararın taşıdığı yorumun niteliğini araştırmak gerekir. Bu yorum, karşılığının olmadığını bildiği halde failin çek keşide etmesinin, hile ve sania teşkil edeceğini saptayan bir yorumdur.

    Domaniç, yasama organı tarafından verilmiş olmasına rağmen bu kararın idari nitelikte bir karar olduğunu belirtmiştir.Anayasa ve T.C.K de yer alan suçlarda ve cezalarda kanunilik ilkesi karşılıksız çekler bakımından da geçerlidir.Karşılıksız çek keşidesi bir kanunla cezalandırılmadığından kanun gücünde olmayan, suç ve ceza yaratmak bakımından hükümsüz olan bu karara dayanılarak ceza verilemez. Yorum kararını verilebilmesi için ise, bu konuda verilecek cezayı belirten bir kanuni düzenleme olması ve bunun tereddüt yaratması gerekir. Oysa karşılıksız çeki düzenleyen bir hüküm yoktur, dolayısıyla bu yorumlayıcı nitelikte bir karar da sayılamaz Kararın tek fonksiyonu karşılıksız çek düzenleyenlerin cezalandırılması için yasal bir düzenlemeye gerek olmadığını belirtmektir.
    Tuna, T.C.K m. 503’ün sorunu halletmeye yeteceğini, ayrıca bir hükme gerek olmadığını belirtir. Meclis kararını karşılıksız çek keşidesinin unsurları itibariyle dolandırıcılığa uyduğu şeklinde yorumlamaktaydı.

    Selçuk’a göre, yorum mevcut bir yasa maddesinin gerçek anlamını araştırma işlemidir. Yorumlanacak bir yasa olmadan, öğretide ve mahkeme içtihatlarındaki uyuşmazlıkların çözümlenmesi için yapılan yasalar, yorum yasaları sayılamaz. Dolayısıyla söz konusu karar bir yorum kararı değildir. Yazar’a göre karşılıksız çek fiilinin dolandırıcılık cezalandırılabilmesi için TCK m. 503’ ün unsurlarının bulunması gerekir.

    Cihan, karşılıksız çek konusunda 503’üncü maddenin uygulandığını, bunun ihtiyacı karşılamadığını ve özel hükümlerin gerektiğini belirtmekle birlikte yazar, Meclis Kararını “karşılıksız çek keşidelerinde dolandırıcılığın unsurları araştırılmalıdır.”şeklinde yorumlamıştır.

    Türk öğretisinde incelediğimiz bu görüşler toplu olarak nitelendirildiğinde şöyle bir sonuç ortaya çıkar: Söz konusu Meclis kararına hukuki değer tanıyanlar ve tanımayanlar da aynı sonuca varmışlardır. Bu sonuç, karşılıksız çek fiilinin tek başına suç oluşturmadığı, dolandırıcılık suçu bünyesinde değerlendirilmesi gerektiğidir.

    3167 sayılı konundan önceki dönemde konuyla ilgili Türk uygulamasına bakıldığında, Yargıtay’ın farklı dönemlerde birbiriyle çelişen kararlar verdiği görülür.

    Yargıtay 1963’te verdiği bir kararda karşılıksız çek keşidesini ayrı bir suç olarak değil, dolandırıcılık suçunun bir işleme biçimi olarak değerlendirmişti. “30.5.1962 tarihli fatura karşılığı teslim aldığı yağ bedeline karşılık 8.6.1962 tarihinde verildiği anlaşılan karşılıksız çekin borcu temin ve tevsik eden bir vesikadan ibaret kalan mahiyetine göre sanığın, yağın alınması için ne gibi hile ve sanialar yaparak ve müştekinin hulüs ve saffetinde yararlanarak onu dolandırdığı...”.

    Yargıtay, bir süre sonra görüş değiştirerek karşılıksız çek keşidesini dolandırıcılıktan farklı bir şekilde mütalaa etmeye başlamıştır. “Sanığın müdahile olan borcuna karşılık iki bin liralık çek verdiği, mağdurda çeki bankaya götürdüğünde karşılığının bulunmadığından bahisle paranın tediye edilemediği dosya münderecatından anlaşılmaktadır. Çek ticaret hayatında kullanılan emin bir ödeme vasıtası bulunması dolayısıyla bu şekilde karşılıksız olarak verilmesi keyfiyeti TBMM’nin 17.1.1929 tarih ve 471 sayılı kararıyla hileli bir hareket sayılarak dolandırıcılık olarak kabul edilmiştir...”. Bu karar, karşılıksız çek keşidesinin, şekli bir suç olduğu görüşüne yaklaşmıştır.


    Buna rağmen, içtihatlarda yine de istikrar sağlanamamıştı. Örneğin, 6.C.D. 1968 tarihli bir kararında dolandırıcılık suçunun unsurlarını karşılıksız çek keşidesinde aramıştır. “Sanığın sözleşme şartlarına uygun hareket etmeyen müştekiye kalorifer kazanının tamir bedeli olarak verdiği çek bedelinin ödenmemesini bankaya bildirmesinden ibaret eyleminde, dolandırıcılık suçunun unsurları yoktur.”. Yargıtay, 1969 tarihli bir başka kararında “... çekin ibraz tarihinde karşılığının bulunmaması suçun oluşması için yeterlidir.” diyerek suçun oluşumu için dolandırıcılığın unsurlarını aramamıştır.

  11. #60
    Kayıt Tarihi
    Jul 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4.244
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Karşılıksız çeklerde af

    Yukarıda alıntıladığım ve 3167 sayılı yasa öncesi durumu özetleyen yazıları özellikle “Hiç kimse yalnızca borcundan dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılamaz’’ şeklindeki hükme güvenerek çok da rahatlamasınlar demek içindir.

    Başka bir deyişle bana göre nasılki 3167 sayılı yasa öncesi karşılıksız çek keşide etmek dolandırıcılık suçu olarak kabul ediliyor idi. Söz konusu yasa ile özel bir ceza uygulaması getirildiği için dolandırıcılıktan değil karşılıksız çek keşide etme suçundan dolayı yargılama yapılmakta idi.

    Bana göre Eğer ki çek yasasındaki cezai hükümler tamamen ortadan kaldırılır ise alacaklıların dolandırıcılık suçundan şikayet hakları doğabilir diye düşünüyorum.

+ Konuyu Yanıtla
6 / 10 Sayfa İlkİlk 12345678910 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

xxx.sanialar.video

VABAYX

cek bedelince para cezasi

24 12 2016 yasa tasarisida ceza af varmi

sanialar xx vidio

http:www.hukuki.netshowthread.php51254-Karsiliksiz-ceklerde-afpage9

https:www.hukuki.netshowthread.php51254-Karsiliksiz-ceklerde-afpage9

Forum

Benzer Konular :

  1. Karşılıksız çeklerde hapis süresi
    Herkese selamlar, 1997 senesinde üç ortaklı bir limited şirket kurduk. Ortakların hepsi aynı oranda hisseye sahip, hepsi müdür konumunda ve...
    Yazan: sadık67 Forum: Ticaret Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 09-06-2010, 15:00:57
  2. Karşılıksız çeklerde icra takibi yapma süresi
    Benim birkaç sorum olacaktı. 1-Tahsil etmek istediğim çek karşılıksız çıktı ve o gün arkasını yazdırdım.Bu tarihten itibaren icraya vermem için bir...
    Yazan: akinturkby Forum: Ticaret Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 09-01-2010, 19:42:28
  3. Karşılıksız çeklerde tahliyeler başladı
    Sakarya 1.nci Ağır Ceza Mahkemesi nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi olarak karşılıksız çekle ilgili olarak Asliye Ceza Mahkemelerinden gelen dilekçeleri...
    Yazan: Cuneyt14 Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 10
    Son İleti: 08-04-2009, 00:30:48
  4. Çeklerde sahte imza
    büyük bir holding yönetim kurulu bsk. yrd. nın asistanı bana borçlarına karşılık muhtelif tarihlerde patronunun şahsi çeklerini getirirdi. Patronunun...
    Yazan: muratng Forum: İcra ve İflas Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 19-01-2009, 22:19:39
  5. Karşılıksız çeklerde ödeme yükümlüğü 410 YTLye çıkarıldı
    Karşılıksız kalan çekler için bankaların ödemekle sorumlu olduğu tutar 410 YTL'ye çıkarıldı Karşılıksız çeklerdeki ödeme yükümlülüğü yükseltildi ...
    Yazan: Av.Duygu Tekay Forum: Ticaret Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 17-01-2007, 14:27:46

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.