+ Konuyu Yanıtla
1 den 10´e kadar toplam 10 ileti bulundu.

Konu: AYİM den umut yok mu?

AYİM den umut yok mu? Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Dec 2008
    İletiler
    2
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı AYİM den umut yok mu?

    Eşim geçen yıl astsb tan resen emekli edildi.Sivil bir mahkemesi vardı ve iddianamede adı bile geçmiyordu.yalnızca sanıklar bölümünde adı geçiyordu.emeklilik gerekçesi ise disiplinsizlik..14 tane takdiri ve 9 yıl önce mesleğe ilk başladığında 7 gün oda hapsi var ki buna istinaden mesleğine son verilmiş(!)bunun dışında hiç cezası olmayan eşim mahkeme sonucu bile beklenmeden resmen mesleğinden oldu. 6 ay sonra(2009-haziran) nihayet ayim de mahkemesi var.ayimden umutlanmayın verdikleri karardan haklı bile olsanız vazgeçmezler deniyor.gerçekten böyle mi ?yani haksızlığa uğrasanız bile dönüşü yok öyle mi?bu konuda emsal davalar yaşamış olanlar varsa ve bizimle bilgilerini paylaşırsa sevinirim...



    Hukuki NET Güncel Haber

    AYİM den umut yok mu? konulu yargıtay kararı ara
    AYİM den umut yok mu? konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    May 2008
    İletiler
    10
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: AYİM den umut yok mu?

    Siz Bana Yazin Ben Size Seceresini Okuyayim Ayimin.....ne Kararlar Aliyor. Ayim'den ümidinizi Kesin. Ayim'in üyeleri Maaşlarini Davali Daireden Aliyor, Davali Daireden Rütbe Terfi.....

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    May 2008
    İletiler
    10
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: AYİM den umut yok mu?

    Arkadaşlar Bir yüksek mahkemenin çelişkili kararından söz etmek istiyorum buradaki hukukçu veya hukuk sever arkadaşlara....Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kendi emsal kararlarıyla çelişen bir sonuca varıyor İstanbul Askerlik Dairesinden 2006 yılında görevden atılan bir memurun yargılama sürecinde. Davayı reddediyor.
    Olayın başlanıgıcını ve detayını anlatmam; zannederim size olayın vahametini açıklamaya yetecektir. Milli Savunma Bakanlığının etkin birimlerinde rutbeli ve köşe başlarını tutmuş bu memur kardeşimizin hasımları, memurun bir mahkemelik olayını bahane edip önce yüksek disiplin kurulu kararıyla görevinden attırıyorlar, sonra anılan kardeşimiz, delil yetersizliğinden ve zaman aşımından değil bihakkın beraat etmesine, çıkan 5525 sayılı af yasasına(AYİM'den resmi yazı geliyor yasa kapsamına giriyorsunuz diye), 5728 sayılı yasaya rağmen Askeri Yüksek İdare Mahkemesindeki hukukçu olmayan üyelerini yönlendirerek davayı reddettiriyorlar. Memuriyeti kötüye kullanmaktan askeri mahkemeye verilen kardeşimiz, Askeri mahkemenin yıllarca yaptığı ve evrensel hukuk normlarına dayalı kılı kırk yaran bir yargılamadan sonra çok az bir ceza (Yüz kızartıcı suç değil, Memuriyeti kötüye kullanmak,5 ay, 480 ytl) alıyor ve iyi halinden, bu suçu birdaha işlemeyeceği kanaati ve emekliliği gelen bu kardeşimizin göreve başlaması gerektiğini ima ederek cezası erteleniyor. Yani arkadaşımızın görevden atılmasını Askeri mahkeme engelliyor. Askeri Yüksed İdare Mahkemesinde iptal davası devam eden kardeşimizin bu aklanma kararı Ayime gönderiliyor. Bu arada 5525 sayılı yasa çıkıyor ve AYİM'den kardeşimize yasadan yararlandığına dair imzalı tebligat geliyor. Ardından 5728 sayılı yasa çıkıyor ve arkadaşa isnat edilen ve görevden atılmasına kılıf uydurulan esnek yasa maddesi tümüyle kaldırılıyor...ŞİMDİ SIKI DURUN:
    Bu üç neden ortada iken ve AYİM geçmişte aynı durumdaki açılan davaları, davalı hasım daire aleyhine bozup, memuru göreve iade ederken, emsal kararlarını hiçe sayıp, MSB de etkin olan hasımların baskısı sonucu DAVAYI REDDEDİYOR. Hukukçu olmayan üyelerin oylarıyla tabi... Burada bir şey sevindirici..AYİM Başkanı hukukçu kardeşimiz lehte oy kullanıyor ve yukarıda yazılanları aynen gerekçe olarak kaydediyor. Karar düzeltme talebinde bulunuldu fakat ne tür bir cevap geleceği bilinmediğinden, Avrupa İnsan Hakları mahkemesine müracaat için hazırlandık ben ve benim gibi üç beş avukat arkadaş takip ediyoruz.
    Bir yüksek mahkeme düşünün ki yasaları ve hukuku tanımıyor ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden döneceğini bile bile, sadece günübirlik kararlar verebiliyor. Bu konuda bilgisi ve tecrübesi olan arkadaşların görüş ve önerilerini bekliyor, teşekkür ediyoruz. Av.Tolga Yaman

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    May 2008
    İletiler
    10
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: AYİM den umut yok mu?

    Kayıt Tarihi: Feb 2008
    İletiler: 30

    Re: Askeri Yüksek Id.mah.si Hukuka Aykiri Kararlar Veriyor

    --------------------------------------------------------------------------------

    Fazla Bilinmeyen Bir Yüksek Mahkeme - Güner YİĞİTBAŞI
    25 May, 2008 11:05:00 Güner YİĞİTBAŞI
    Yazı Tipi Boyutu:


    Askeri Yüksek İdare Mahkemesi; Anayasal bir yargı organımızdır.Adından da anlaşılacağı gibi, bu mahkeme; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini yapar.
    Mahiyeti itibariyle, sivil ve genel yargıdaki emsali Danıştay’ dır. Ancak, yapısı, yargılama usulü,hakim teminatı, mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkelerinin hayata geçirilmesi açısından,aralarında büyük farklılıklar mevcuttur.
    Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, kural olarak,bugünkü yapısı ve yargılama usulü itibariyle,Anayasamızın,mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı,hakimlik teminatı,adil yargılanma hakkı gibi temel kurallarına açıkça aykırı bir mahkeme olup, sadece Anayasamızın 157.maddesinde düzenlenmiş yüksek bir mahkeme olması itibariyle,özde olmasa da, sözde Anayasal ve bağımsız bir yargı kuruluşumuzdur.
    Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin yapısı ve işleyişi hakkında bilgi vermeye devam edeceğiz. Ancak, değerli okurlarımın, hayda.. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi de şimdi nereden çıktı, konu mu kalmadı da bize bu mahkemeyi tanıtan bir yazı yazıyorsunuz diye sorduklarını duyar gibi oluyorum.
    Haklısınız, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinden bize ne,bu mahkeme ile hukukçular ilgilensin diyebilirsiniz.Şunu da itiraf etmeliyim ki,çoğu hukukçu dahi, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi hakkında yeterli bilgiye sahip değil.
    Şimdi, bu yazımızda,Askeri Yüksek idare Mahkemesini konu olarak seçmemizin nedenini açıklayalım.Hatırlayacağınız gibi, uzun zamandan beri, çeşitli ortamlarda,Yüksek Askeri Şura kararlarının yargı denetimine açılması dile getirilir.
    Zira, Anayasamıza göre, halen iki merciin kararları yargı denetimine açık değildir.Bunlardan ilki;Yüksek Askeri Şura kararları, ikincisi de; Hakimler Ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarıdır.
    Geçtiğimiz günlerde emekli olan Danıştay Başkanı Sumru ÇÖRTOĞLU da, yaptığı veda konuşmasında,Yüksek Askeri Şura kararlarının yargı denetimine açılmasına ilişkin öteden beri dile getirilen talebi, yinelemiştir.
    Yüksek Askeri Şura Kararlarını yargı denetimine tabi tutan bir Anayasal düzenlemenin yapılması halinde, bu kararların yargısal denetiminin, kararın tarafları ve niteliği itibariyle,Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından yapılacak olması nedeniyle, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin yapısı ve işleyişi, iş bu yazımızla mercek altına alınmıştır.
    Yüksek Askeri Şura kararlarının yargı denetimine açılması veya açılmamasına ilişkin,lehte veya aleyhte bir fikir beyan etmek, bu yazımızın konusunu teşkil etmemektedir. Biz bu yazımızda, yapılacak yasa ve Anayasa değişiklikleri ile bu kararlar aleyhine yargı yoluna baş vurma yolu açılacak olursa, bu kararların yargı denetimini yapacak olan Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin, bugünkü yapısı ve yargılama usulü dikkate alındığında, Yüksek Askeri Şura kararlarına karşı yargı denetimini açacak olan yasal ve Anayasal düzenlemenin, pratikte bir sonuç doğurup doğurmayacağına ışık tutmaya çalışacağız.
    Her şeyden önce belirtmeliyiz ki, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi; 12.Mart.1971 tarihinde gerçekleştirilen ve 12 Mart muhtırası olarak tarihe geçen askeri müdahale sonunda, demokrasinin askıya alındığı ara rejim döneminde, 1961 Anayasasında 20.09.1971 tarih ve 1488 sayılı kanunla yapılan bir değişiklikle, Anayasanın yüksek mahkemeleri düzenleyen maddeleri arasında yer alan Danıştay’ın düzenlendiği 140.maddesine, son fıkra olarak eklenen,“Asker kişilerle ilgili idarî eylem ve işlemlerin yargı denetimi Askerî Yüksek İdare Mahkemesince yapılır. Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri, başkan ve üyelerinin nitelikleri ile
    atanmaları, disiplin ve özlük işleri; hâkimlik teminatı ve askerlik hizmetlerinin gereklerine göre, kanunla düzenlenir.” Şeklindeki hüküm ve bu hükme istinaden çıkarılan 04.07.1972 tarih ve 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu ile kurulup yüksek mahkemeler arasındaki yerini almıştır.
    Görüldüğü gibi,Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, 12 Mart muhtırası ile gelen olağanüstü ve demokrasinin askıya alındığı dönemin ürünü bir kuruluş olup, kanımızca, hukuki bir ihtiyaç ve zorunluluktan doğan ve mevcut bir boşluğu dolduran bir yargı kuruluşu değildir.
    1602 Sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununa göre, bu mahkemenin üyeleri, İki yılını doldurmuş kurmay yarbaylarla albay rütbesinde üç yılını doldurmamış kurmay subaylar ve en az yarbay rütbesinde olan birinci sınıf askeri hakimler arasından seçilirler.
    Emsali Danıştay’ da olduğu gibi, idari uyuşmazlıkların çözüme bağlandığı bir yargı kuruluşu olması nedeniyle,mahkeme üyeleri arasında hakim sınıfından gelmeyen kurmay subaylardan seçilen hukukçu olmayan üyelerin yer alması doğal ise de, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyelerinin hakim sınıfından gelmeyen ve hukukçu olmayan, idari kadrolardan gelen subay üyelerinin,sadece kurmay sınıfına mensup ve yarbay rütbesinde iki yılını doldurmuş ve ancak albay rütbesinde üç yılını doldurmamış sınırlı subaylardan seçilmesi koşulu, Askeri Yüksek İdare Mahkemelerinin bağımsızlığı, tarafsızlığı ve hakim teminatı açısından oldukça dikkat çekicidir.
    Dikkat çeken bir diğer çok önemli husus da şudur; emsal mahkeme olan Danıştay’a, idari kadrolardan üye olarak seçilen üst düzey bürokratlar; oldukça deneyimli ve idari kadrolarda edindikleri engin birikim ve deneyimlerinden yararlanılacak kıdemde ve değişik meslek grubuna mensup kişiler oldukları halde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyeliğine, askeri idari kadrolardan,sadece kurmay sınıfından ve yarbay rütbesinde iki yılını doldurmuş ve albay rütbesinde üç yılını doldurmamış oldukça genç ve deneyimsiz subayların seçilmesi koşulu getirilerek,Danıştay’ın aksine, üye seçiminde kıdem, deneyim ve birikimin göz ardı edilmesi, manidar olup, bu durum, emsali Danıştay üyeliklerine idari kadrolardan yapılan üye seçimiyle çelişmektedir.
    Değerli okurlar sıkı durun, asıl sürpriz şimdi geliyor.Danıştay üyeliklerine idari kadrolardan seçilen hakim sınıfından olmayan üst düzey bürokratlar, Danıştay üyeliklerine herhangi bir süreyle sınırlı olmaksızın,kaydı hayatla, yani, emekli olana kadar görev yapmak ve yeniden idari kadrolara geri dönmemek üzere seçildikleri halde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyeliğine, askeri idari kadrolardan seçilen kurmay subaylar, en fazla dört yıl hakimlik görevi yaptıktan sonra, tekrar gelmiş oldukları askeri idari kadrolara geri dönmek koşuluyla seçilmektedir.Başka bir anlatımla,Askeri Yüksek İdare Mahkemesine, idari kadrolardan üye olarak seçilip gelen kurmay subayların hakimlik görevleri,geçici olup,bu uygulamaya göre,Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde eylem ve işlemleriyle ilgili olarak aleyhlerine davalı sıfatıyla davalar açılan idare, kendi kadrolarındaki personelini,azami dört yıl sonra geri çağırmak üzere, adeta ödünç olarak yargı organında görevlendirmektedir.
    Geçici görevlendirmenin, Anayasanın; mahkemelerin bağımsızlığı, tarafsızlığı ve hakim teminatı ilkeleri ile bağdaşır bir yanının bulunmadığı açıktır.
    12.Eylül 1980 askeri darbesinden önceki dönemde de, 1602 sayılı Askeri Yüksek İare Mahkemesi Kanununda yer alan aynı hüküm, Anayasa Mahkemesinin, 18.12.1975 tarih ve 1875/159 Esas ve 1975/216 Sayılı kararı ile 1961 Anayasanın; mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ve hakimlik teminatı ilkelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
    Bu iptal kararından sonra,12. Eylül .1980 darbesine kadar,Askeri Yüksek İdare Mahkemesine idari kadrolardan üye olarak seçilen hakim sınıfına mensup olmayan subayların, kaydı hayatla,yani dört yıllık süre ile sınırlı olmaksızın, emekli olana kadar sürekli üyelik görevlerini yapmaları sağlanmak suretiyle, bu garabetin önüne geçilmiş ise de, 12 Eylül darbesini yapanlar, Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla, kısmen hakimlik teminatı kazanmış olan Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin idari kadrolardan seçilen subay üyelerinin, hakimlik teminatını kazandıktan sonraki dönemde verdikleri kararlardan hoşnut kalmamış olacaklar ki, 12 Eylül döneminde, 1602 Sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 10.maddesinde değişiklik yapılarak, yeniden, hakim sınıfından olmayan ve idari kadrolardan gelen subay üyelerinin görevlerini,en fazla dört yıl ile sınırlayan ve bugün de yürürlükte bulunan uygulamaya geri dönülmüştür.
    12.Eylül.1980 askeri darbesinden önceki dönemde, Anayasa Mahkemesinin; Askeri Yüksek İdare Mahkemesine idari kadrolardan seçilen subay üyelerin dört yıl ile sınırlı olarak görev yapmalarını, Anayasanın; mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ve hakimlik teminatı ilkelerine aykırı bularak görevi dört yıl ile sınırlayan 1602 sayılı Kanunun 10.maddesini iptal etmiş olmasını hazmedemeyen 12 Eylül yönetimi, bu defa daha dikkatli davranarak,idari kadrolardan seçilen subay üyelerin hakimlik görevlerini, hakimlik teminatına aykırı olarak dört yıl ile sınırlayan 10.maddesinin,Anayasa Mahkemesi tarafından yeniden iptal edilmesini engellemek amacıyla, gerekli önlemi almış ve 1602 Sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 10.maddesinde yer alan görev süresiyle ilgili hüküm, aynen, 1982 Anayasasının Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin düzenlendiği 157 maddesine de alınmak suretiyle,yüksek mahkemenin idari kadrolardan seçilen kurmay subay üyelerinin görev sürelerini azami dört yıl ile sınırlayan 1602 Sayılı Kanunun 10.maddesi,Anayasanın 157 maddesi ile koruma ve zırh altına alınmıştır.
    Bir yüksek mahkeme düşünün ki; idari kadrolardan seçilen subay üyeleri, azami dört yıl görev yaptıktan sonra, tekrar idari kadrolardaki asli görev yerlerine dönecek, aynı zamanda mesleğinde kariyer bekleyen kurmay sınıfına mensup bir subay olacak, şimdi sizlere soruyorum; dört yıllık hakimlik görevinden sonra, hakim iken eylem ve işlemlerini yargı denetimine tabi tuttuğu davalı konumundaki idarenin kadrolarına geri dönüp sicil alacak ve kariyer bekleyecek olan bir kişiden, bağımsız ve tarafsız olarak hakimlik yapmasını bekleyebilirmisiniz?
    Sizleri bilmiyorum, ancak, bana sorarsınız, ben bu koşullarda, bağımsız ve tarafsız bir şekilde hakimlik yapamayacağım gibi, kimseden de, bu koşullarda bağımsız ve tarafsız bir şekilde hakimlik yapmasını bekleyemem.Beklersem de büyük bir haksızlık yapmış olurum.
    Değinecek çok şey var.Yazının daha fazla uzamaması için, son olarak, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararlarının kesin ve temyiz kanun yolunun kapalı olduğunu, olağanüstü kanun yolu olan karar düzeltme talebinin reddedilmesi halinde ise, karar düzeltme talebi reddedilen kişinin para cezasına mahkum edildiğini, emsal mahkeme olan Danıştay’ın, ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararlarının ise, temyiz edilebildiği gibi, karar düzeltme taleplerinin reddedilmesi halinde, para cezasına da hükmedilmediğini, belirtmekle yetiniyoruz.
    Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin, yukarıda kısmen özetlemeye çalıştığımız bugünkü yapısı ve yargılama usulü itibariyle, Avrupa Birliği kriterlerine uygun olmadığı açıktır.
    Sayın Cemil ÇİÇEK Adalet Bakanı iken, Avrupa Birliği ilerleme raporları çerçevesinde gerçekleştirilen reform paketleri açılırken,Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin, Anayasanın; mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ve hakimlik teminatı ilkelerine aykırı olan bugünkü yapısı ve işleyişi, bu satırların yazarı tarafından Sayın Cemil ÇİÇEK’in dikkatlerine sunularak,Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin Anayasal bir değişiklikle kaldırılması veya Avrupa Birliği normlarına ve mahkemelerin bağımsızlığı,tarafsızlığı ve hakimlik teminatı ilkelerine uygun hale getirilmesi talep edilmiş ise de, bu güne kadar AKP hükümeti ve parlamento çoğunluğu tarafından, bu konuda, demokratik bir tavır sergilenememiştir.
    Kanımızca, Yüksek Askeri Şura Kararlarının yargı denetimine açılmasını sağlayacak olan yasal değişikliklerden önce, bugün öncelikle yapılması gereken, Askeri Yüksek İdare Mahkemesini, mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ve hakimlik teminatı ilkelerine uygun, demokratik bir yapıya kavuşturacak olan yasal düzenlemelerin bir an önce yapılmasıdır.26.Mayıs.2008

    Güner YİĞİTBAŞI ( Em.Savcı )

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Dec 2008
    İletiler
    2
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: AYİM den umut yok mu?

    Yani bu konuda olumlu bir yanıt veya başarıdan sanırım bahseden olmayacak..tşklr

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Jul 2007
    İletiler
    125
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: AYİM den umut yok mu?

    Alıntı simge_005 rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Yani bu konuda olumlu bir yanıt veya başarıdan sanırım bahseden olmayacak..tşklr
    Konuyu bilmeden kimsenin bir yorum yapabilmesi mümkün değildir. Aldığı cezaların ne olduğundan sanık olarak geçtiği davanın ne için açıldığı da önemli. AYİM i neyle suçladığınızı anlamadım AYİM dışardaki hakimlerin alamayacağı kadar geniş bir spektrumda kararlar alabilir çünkü gücünü aldığı kanunlar bence çok detaylı değildir. Hakim dava hakkında kafa yorar ve bir sonuca varır. istirahat kağıtındaki 3 günü 13 gün yapıp evrakta sahtecilikten mahkemeye çıkarılıp, işlenen suç vukuu bulmadan önce önlendiği için beraat eden askerim oldu. Neyse siz davanızı açın devamını bekleyin örnek dava arıyorsanız sitesi buradadır kararları buradan inceleyebilir siniz:

    www.msb.gov.tr/ayim/ayim_ana.asp

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Mar 2005
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Turkey.
    İletiler
    1.580
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: AYİM den umut yok mu?

    AYİM in idare aleyhine aldığı bir çok kararda mevcuttur. Taraflı olmamak gerekir. Herkes kendi açısından baktığında kendisini haklı görmektedir.

    Gelişen demokrasi ile birlikte AYİM side gelişmekte değişmektedir. Kendisiyle çelişir gözüken maddelerin çoğu detaylı incelendiğinde aslında zaman içerisinde ki kanun ve mevzuat değişikliğinden kaynaklandığı ortaya çıkmaktadır.

    Örneğin eskiden Askeri Ceza Kanununda ''Tart'' ve' 'iHaraç'' lmak üzere iki konu başlığı ve bunların neticeleri çok açık vardı. Yeni kanunda ise bu tam olarak yok. Yani herhangi bir nedenle ordudan ilişiği kesilen personelin özlük hakları ve yaptırımlar net değil. Hali hazırda teamüllere göre gitmektedir. Birisi dava açsa ve '' ruhsatlı silahımı aldılar '' dese bu idare ile kişiyi karşı karşıya getirecektir. Çünkü eski kanuna göre ''silah iadesi'' net varken yeni kanunda bu muğlaktır. AYİM bu konuda mutlaka yargılama yapacak ve neticeye bağlayacaktır. Kararı bilemem ama tahminim ''silaha el konulmasında'' hukuksuzluk olmadığı idarenin talebinde haklı olduğu'' yönünde karar çıkacaktır.

    Aslında bu kanun koyucunun '' yüksek yargı'' dediğimiz yargı organlarının özellikle ''emsal kararlarını'' kanunlaştırmamasından düzenlememesinden ortaya çıkmaktadır.

    İdare aleyhine asla karar alınmaz diyenler için bir kararı aşağıya ekliyorum. Bu çok ama çok ciddi bir karardır. Neticeleri itibarıylada uygulama itibarıylada.


    ÖZETİ:Hususi damgalı pasaport almak üzere İçişleri Bakanlığı’na başvuran, bu makamın istemesi üzerine de evvelce mensubu olduğu Kuvvet Komutanlığından bu yolda istemde bulunan davacıya, salt YAŞ kararıyla emekliye sevkedildiği gerekçesiyle kadro ve derece durumunu belirten yazının verilmemesi işlemi hukuka aykırıdır.
    Davacı 21.09.1998 tarihinde kayda geçen dava dilekçesinde özetle; Deniz Kuvvetleri Komutanlığında Dz.Kur. Bnb. olarak çalışmakta iken, 16.6.1998 tarihli YAŞ kararı ile resen emekli edildiğini, Emeklilik işlemlerini müteakiben, 5862 sayılı Pasaport Kanununun 14 ncü maddesi gereğince hususi damgalı pasaport alabilmek için İçişleri Bakanlığına müracaat ettiğinde kendisinden emekli olduğu tarihteki kadro derece durumunun bildirilmesinin istendiğini, bu nedenle kadro derece durumunun bildirilmesi için DenizKuvvetleri Komutanlığına başvurduğunu, idarenin re’sen emekliye ayrılmış olması nedeniyle Pasaport Kanunu gereğince kadro derece yazısının verilmiyeceğinin belidirildiğini, bu işlemin hukuka aykırı olduğunu, Pasaport Kanununda şartları haiz tüm emeklilere bu nevi pasaport verilebileceğinin belirtilmişq olup re’sen emekli edilenlere verilemeyeceğine dair herhangi bir ibarenin olmadığını, pasaportu verecek makamın İçişleri Bakanlığı olduğu, yasal şartları taşıyıp taşımadığının takdirinin İşçişleri Bakanlığına ait olduğunu, işlemin iptaline karar verilmesini dava ve talep ettiği anlaşılmaktadır.
    Türk Silahlı Kuvvetlerinden re’sen (YAŞ) kararı ile emekliye ayrılan davacının hususi damgalı pasaport alabilmek için İçişleri Bakanlığına yaptığı müracaatında lüzumlu görülen emekli olduğu tarihteki kadro ve derece durumunu gösterir yazının Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca verilmeme işleminin iptali istemiyle açılmıştır. Davanın konusu hususi damgalı pasaport verilmemesi işleminin iptali istemi değildir. Zira henüz İçişleri Bakanlığınca bu hususta bir işlem tesis edilmiştir.
    5682 sayılı Pasaport Kanununun 14 ncü maddesi; “Hususi damgalı pasaportlar; Türkiye Büyük Millet Meclisi eski üyeleri, eski bakanlar ile birinci, ikinci ve ücüncü derece kadrolarda bulunan veya bu kadrolara karşılık gösterilmek veya T.C.Emekli Sandığı ile ilgilendirilip emekli kesenekleri bu derecelerden kesilmek suretiyle sözleşmeli olarak çalıştırılan Devlet Memurları ve diğer kamu görevlilerine; diplomatik pasaport verilmesine gerektiren vazifelerden başka herhangi bir resmi vazife veya kendi hesaplarına yabancı ülkelere gittikleri zaman verilir.
    Bunlardan emeklilik veya çekilme sebepleri ile vazifelerinden ayrılmış olanlara bu nevi pasaport verilir.” hükmünü amirdir.
    Yine aynı Kanunun 14 ncü maddesinin (c) fıkrasında; “Hususi ve Hizmet Damgalı Pasaportlar; Talep edenin mensup bulunduğu makamın yetkili amirinin başvurusu üzerine İçişleri Bakanlığınca verilir.....Emeklilik veya çekilme sebepleri ile vazifelerinden ayrılmış olanların hususi damgalı pasaport alabilmesi için durumlarını gösteren belgelerle, doğrudan İçişleri Bakanlığına müracaat etmeleri lazımdır.”
    Aynı Kanunun Ek-2 nci maddesinde; “Pasaport Kanununun uygulanması, pasaportlarının şekil ve muhtevalarının tespiti ile pasaport ve pasaport yerine geçerli belgelerin düzenlenmesine ait esaslar İçişleri Bakanlığının koordinatörlüğünde Dışişleri ve Maliye Bakanlığının iştiraki ile hazırlanacak bir yönetmelikle belirtilir.” denmektedir.
    Pasaport Kanununa Bir Madde Eklenmesine Dair Olan 5654 sayılı Kanunun Tatbik Şeklini Gösterir Yönetmeliğinin 5 nci maddesinde de; “Kanunun Tatbikini teminen alınmasına lüzum görülüpte işbu yönetmelikte meskut bırakılmış hususlar hakkında; İçişleri ve Dışişleri Bakanlıkları müştereken tedbir almaya yetkilidir.” denilmektedir.
    Davacının Deniz Kuvvetleri Komutanlığında Deniz Kurmay Binbaşı olarak çalışmakta iken 16.06.1998 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerinden sicilen-re’sen (YAŞ) emekliye ayrıldığı hususunda taraflararasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
    Yukarıda özetlenen mevzuat hükümlerine göre emeklilik veya çekilme sebepleri ile görevden ayrılanların hususi damgalı pasaport alabilmeleri için durumlarını gösteren belgelerle doğrudan İçişleri Bakanlığına müracat etmeleri gerekmektedir. Davacı ise hususi damgalı pasaport alabilmek için İçişleri Bakanlığına müracaat ettiği, İçişleri Bakanlığınca kendisinden emekli olduğu tarihteki kadro ve derece durumunu belirten bir yazı istendiği, davacının ise böyle bir yazıyı emekli edildiği Deniz Kuvvetleri Komutanlığından bir dilekçe ile istediği, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ise 27.8.1998 tarihli yazı ile davacıya, 19.06.1998 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerinden sicilen- re’sen (Y.A.Ş.) emekliye ayrıldığının tesbit edilmiş olduğu, 5682 Sayılı Kanunun muvacelesinde kendisine kadro derece yazısının verilmesine imkan bulunmadığı bildirilmiştir.
    Öncelikle, davacıya hususi damgalı pasapört verilip verilmeyeceğinin taktiri 5682 Sayılı Pasaport Kanununa göre İçişleri Bakanlığına ait bir keyfiyettir. Deniz Kuvvetleri Komutanlığının böyle bir yetkisi bulunmamaktadır. Deniz Kuvvetleri Komutanlığından sadece emekli edildiği tarihteki kadro ve derecesinin bildirilmesi istenmiştir. Kuvvet işlemine mesnet olarak 5682 sayılı Pasaport Kanununa göstermiş isede, 5682 sayılı Kanun ve Yönetmelikte (Y.AŞ.) kararı ile emekliye ayrılan subaylara Kuvvetlerince emekli edildikleri tarihteki kadro ve derecesinin bildirilmeyeceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu bilgi davacının şahsi hali ile ilgili bilgi olup gizlilik dereceli bir bilgide olmadığı aşikardır. İçişleri Bakanlığının elbetteki davacının hususi damgalı pasaport almaya hakkı olup olmadığını takdir ederken, Pasaport Kanunu, Yönetmeliği ve diğer mevzuat hükümlerine göre hareket edeceği şüphesizdir.
    Anayasanın 10/3 maddesi “...İdare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” hükmünü amirdir.
    Yönetsel kuruluşlar kendilerine tanınan yetkilerini ancak kamu yararı için kullanabilirler. Bu anlamda yönetsel işlemin amacı geneldir ve değişmez.
    Davacının hususi damgalı pasaport alabilmek için İçişleri Bakanlığına yapacağı müracaatında ibraz etmesi gerek emekli olduğu tarihteki kadro ve derecesini belirten yazının idarece verilmemesi, davacının böyle bir pasaport alması için yetkili makama yapacağı müracatının daha baştan engellenmesi, başka bir anlatımla Deniz Kuvvetleri Komutanlığının İçişleri Bakanlığı yerine geçerek davacıya hususi damgalı pasaport vermemesi sonucunu doğurur. Böyle bir işlemin ise yetki, sebep konu ve amaç ögeleri yönünden hukuka ve mevzuata aykırı olduğu aşikardır. Nitekim hususi damgalı pasaport almak için İçişleri Bakanlığına yapılacak müracaatta sabıka kaydı istense ve davacıda Adli Sicil Müdürlüğünden sabıka kaydının verilmesini istese Adli Sicil Müdürlüğü davacının hususi damgalı pasaport almaya hakkı olmadığından bahisle sabıka kaydını vermemezlik edemez. Yukarıdada belirtildiği gibi davacıya hususi damgalı pasaport verilip verilemiyeceği davacının mevzuat hükümlerine göre böyle bir pasaport almaya yetkili olup olmadığının tesbiti münhasıran İçişleri Bakanlığına ait bir yetkidir. Bu yetkiyi mevzuata hükümlerine göre idarenin bir başka birimi kullanamaz.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının dilekçesinde belirtiği hususi damgalı pasaport alabilmek için kadro ve derece durumunu belirtir yazının verilmemesi işlemi hukuka ve mevzuata uyarlı bulunmadığından İPTALİNE


    Dergi No:14
    Karar Dairesi:AYİM. 2.D.
    Karar Tarihi:28.04.1999
    Karar No: E. 1998/891
    Karar No: K. 1999/281

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Mar 2011
    Nerede
    ankara
    İletiler
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Re: AYİM den umut yok mu?

    Yazınızı okudum Ayimin pasaport almak için müracaat eden resen emekli hakkındaki.. bende resen emekli oldum derece 1 kademe 3 sunu ögrenmek istiyorum müracaat ettiğimde hususi yani yeşil pasaport alabiliyormuyum veya benim durumumdakiler alabiliyormu aydınlatırsanız sevinirim.saygılarımla

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Dec 2010
    Nerede
    malatya
    İletiler
    18
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Re: AYİM den umut yok mu?

    Merhabalar ben de benzer davadan muzdarip bir personelim. 20 yıllık astsubayım. Şu an disiplinsizlik sebebiyle re'sen emekli edildim. AYIM tarafından mahkemeyi kazanamadım. Ben de AİHM ne müracaatı düşünüyorum. Sizin mahkemenin sonucu ne oldu?AİHM 'de kazanabildiniz mi? Çok teşekkür ederim.

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Oct 2012
    Nerede
    ankara
    İletiler
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Re: AYİM den umut yok mu?

    Herkese merhaba,

    Yargılandığınız dava sonucu beraat etmiş olsanız bile TSK ya dönüş durumunuz yok. İdare mahkemeleri bu durumu Yargı Denetimi Var diyerek red ediyor. Bu ayıp YAŞ mağdurlarında düzeltildi. Ama hükümet bizleri unuttu. Çalışmalar var deniliyor ama ne kadar güvenebilirsiniz bilmiyorum. AYİM devlet içinde devlettir. Danıştayın değişmez kuralı "Hiçbir devlet memuru hakkında kesinleşmiş hüküm yada hapis cezası yokken memuriyetten men edilemez" şeklindedir. Gelin görünki ki AYİM de böyle bir kıstas yoktur.

    AYİM i ve uygulamalarını doğal bulan arkadaşlarım. Tabiki bu uygulama sana bana... kanıt mı istiyorsun. Hükümeti yıkmaya teşebbüs edenler, darbe planları yapanlara neden bu uygulama yapılmıyor o zaman. Yıllar geçmiş neden hala TSK personeli pozisyonundalar. Neden nihayi karar için mahkeme kararları bekleniyor. Davası devam ederken meslekten men edilen 1000 lerce uzman erbaş astsubayın günahı kimin boynuna o zaman. AYİM hatadır ve ortadan kaldırılmalıdır.

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

askeri yüksek idare mahkemesi kararları temyiz edilebilir mi

ayim umut

ayimin verdigi ornek mahkeme kararlari

ayim kararlari

ayimden emekli avukat

ayim kararları temyiz edilebilir mi

ayim karari ile

uzman cavus mahkeme kazanirsa goreve baslarimi

ayim kararları

ayim davaları ne kadar sürer

ceza davalarinda karar duzeltme olagan kanun yolu mudur

resen emeklilik www.hukuki.net

ayim emekli avukat

ayim kararlarindan uzman erbas lehine olanlar

ayim resen emeklilik

ayim ne kadar

ayim

ayimden donen

pasaport askeri yuksek idare

resen emekli yesil pasaport alabilir mi

aym askeri yüksek idare mahkemesi kararı

aym kararlar ayim

anayasa mahkemesi AYÍM kararlari

gorevden atilan memur yesil pasaport

ayim karar düzeltme ne kadar sürer

Forum

Benzer Konular :

  1. Umut seçmenin ekmeği
    http://032d95a.netsolhost.com/WordPress/wp-content/uploads/2011/06/growth2.png Ekonomik istikrar, yeni anayasa ve işsizlere iş vaatleri ile AK...
    Yazan: Erhan Yurdayuksel Forum: Hukuki.net Köşe Yazıları
    Yanıt: 0
    Son İleti: 15-06-2011, 09:16:41
  2. Umut Çıktığın Yoldadır
    Umudu kim verir bize ; evrensel gökler mi, hayat mı yoksa mucizeler mi? Hiç biri değil ki; umudu biz yaratırız kendimiz için. Mücadele...
    Yazan: pelin24 Forum: Üyelerimizin Edebi Yazıları
    Yanıt: 2
    Son İleti: 12-04-2010, 16:53:07
  3. Umut
    Şakın unutma umutların yıkılsada Umutlarınla yaşamayı Ğökyüzüne bakmayı unutma Tüm berraklığıyla sevgiyi umudu Mutluluğu sağlıgı Bir avuç...
    Yazan: monica Forum: Üyelerimizin Şiirleri
    Yanıt: 0
    Son İleti: 02-12-2007, 00:26:27
  4. Umut...
    Umut, yaprakların arasından sessizce süzülen, Son bir ışık kırıntısı olsa da bekleyeceğim. Ey gönlümün tek sahibi, ey mantıksızca sevilen, Aşkına...
    Yazan: KASIMAN Forum: Üyelerimizin Şiirleri
    Yanıt: 0
    Son İleti: 13-03-2007, 13:38:25
  5. Umut ışığı...
    Öncelikle böylesine güzel bir hizmet amacıyle;site üyelerine ve ziyaretçilerine bir umut ışığı adı altında sunmuş olduğunuz saygın ve çok değerli...
    Yazan: UMUT IŞIĞI Forum: Site Hakkında
    Yanıt: 1
    Son İleti: 20-01-2007, 20:55:26

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.