RESTITUTION OF FORFEITED RIGHTS
(Judicial Records Code Nr.5352 Article 13/A)
Dr. Çetin ARSLAN
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı
GĐRĐS, I. TANIMI, HUKUKĐ NĐTELĐĞĐ, BENZER KURUMLARDAN
FARKLARI, GERĐ VERĐLMESĐNDE BENĐMSENEN SĐSTEMLER VE
KISA TARĐHÇESĐ, A. TANIM, B. HUKUKĐ NĐTELĐĞĐ, C.BENZER
KURUMLARDAN FARKLARI, 1. Yargılamanın Yenilenmesinden (Đade-i
Muhakemeden) Farkları, 2. Genel Aftan Farkları, 3. Özel Aftan Farkları,
4.Cezanın Ertelenmesinden Farkları, D. YASAKLANMIS HAKLARIN
GERĐ VERĐLMESĐNDE BENĐMSENEN SĐSTEMLER, E.KISA
TARĐHÇESĐ, II. YASAKLANMIS HAKLARIN GERĐ VERĐLMESĐNE
ĐLĐSKĐN HÜKÜMLERĐN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI, III.
YASAKLANMIS HAKLARIN GERĐ VERĐLMESĐNĐN KONUSU VE
KOSULLARI, A. YASAKLANMIS HAKLARIN GERĐ VERĐLMESĐNĐN
KONUSU, B. YASAKLANMIS HAKLARIN GERĐ VERĐLMESĐNĐN
KOSULLARI, 1.Cezanın Đnfaz Edilmis veya Đnfaza Hukuki Bir Nedenle Son
Verilmis Olması, a) Cezanın Đnfaz Edilmis Olması, b) Cezanın Đnfazına
Hukuki Bir Nedenle Son Verilmis Olması, aa) Cezanın Đnfazına “Genel Af
veya Etkin Pismanlık” Dısında Hukuki Bir Nedenle Son Verilmis Olması,
bb) Cezanın Đnfazına “Genel Af veya Etkin Pismanlık” Nedeniyle Son
Verilmis Olması, 2. Deneme Süresinin Yeni Bir Suç Đslenmeden ve Đyi Halli
Olarak Geçirilmis Olması, a) Deneme Süresi, b) Suç Đslememek ve Hayatını
Đyi Halli Olarak Sürdürmek, 3. 31.12.1987 Tarihinden Önce Đslenmis
Suçlarda Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesine Đliskin Özel Kosullar
(4.3.2004 tarih ve 5106 Sayılı Kanun md.1), 4. Hileli Müflislere Özgü Ek
Kosul, IV. YASAKLANMIS HAKLARIN GERĐ VERĐLMESĐNDE USUL,
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
2
A.TALEP, B. TALEBĐN YAPILACAĞI MERCĐĐ, C. ĐNCELEME USULÜ,
D. ĐNCELEME SONUCUNDA VERĐLECEK KARARLAR VE
BUNLARA KARSI BASVURULABĐLECEK KANUNYOLLARI, 1.
Đnceleme Sonucunda Verilecek Kararlar, a)Talebin Kabulüne Đliskin Karar,
b)Talebin Reddine Đliskin Karar, aa) Talebin Esastan Reddi, bb) Talebin
Usulü Nedenlerle Reddi, 2. Kararlara Karsı Basvurulabilecek Kanun yolları,
E. MUHAKEME MASRAFLARI, V. YASAKLANMIS HAKLARIN GERĐ
VERĐLMESĐNĐN SONUÇLARI, A.GENEL OLARAK, B. ADLĐ SĐCĐLE
ĐLĐSKĐN SONUÇLARI, C.YASAKLANMIS HAKLARIN GERĐ
VERĐLMESĐ KARARININ GERĐ ALINMASI, SONUÇ,
BĐBLĐYOGRAFYA, KISALTMALAR
ÖZET
“Yasaklanmıs hakların geri verilmesi”, belli bir suç veya cezaya
mahkûmiyete bağlı olarak gerek Ceza Kanunu’nda gerekse diğer kanunlarda
öngörülen çesitli hak yoksunluklarının giderilmesini sağlayan hukuki
çaredir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun benimsediği yaptırım teorisi
gereği sürekli hak yoksunluğunun benimsenmemis olduğu gerekçesiyle
konuya iliskin bir hükme, ne bu Kanunda ne de 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu’nda yer verilmistir. Ancak diğer kanunlarda öngörülen
sürekli hak yoksunluklarının hüküm ifade etmeye devam etmeleri nedeniyle,
bu konuda tekrar bir düzenleme yapılması ihtiyacı ortaya çıkmıs ve 5352 sayılı
Adli Sicil Kanunu’na 13/A maddesi eklenmek suretiyle yeniden
düzenlenmistir. Çalısmamızda bu yeni düzenleme, özellikle 765 sayılı mülga
Türk Ceza Kanunu (md.121–124) ile 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanunu’nda (md.416–420) konunun düzenlendiği hükümlerle
mukayese edilmek suretiyle incelenmeye çalısılmıstır.
Anahtar kelimeler: Yasaklanmıs hakların geri verilmesi, Memnu
hakların iadesi, Hak yoksunluğu, Hak mahrumiyeti, Adli Sicil Kanunu
md.13/A.
ABSTRACT
“Restitution of forfeited rights” is a legal remedy for the loss of diverse
rights related to a specific crime or punishment either in the Penal Code or
other laws. Neither in the Turkish Penal Code nor in the Criminal Procedural
Code Law 5271 are them clauses with regards to this issue because of the
sanction policy adopted by the Turkish Penal Code Law 5237. But because
of the perpetuation of the loss of rights foreseen in other laws, it turned out
that there was a need for a new regulation; this regulation was accomplished
by adding Article 13/A to the Law 5352. In our study, we examined this new
regulation by comparing it with the ones of the obsolete laws Turkish
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
3
Criminal Code Law 765 ( Articles 121-124) and Criminal Procedural Code
Law 1412 (Articles 416-420) .
Keywords: Restitution of forfeited rights, Lost of rights, Judicial
Records Code Article 13/A, Legal results of punishment, Cancellation of
records of previous convictions
GĐRĐS
Suçla mücadele siyasetinin bir gereği olarak, kimi suçlardan hüküm
giyenler ile belirli bir süre veya türdeki cezaya mahkûm olanların;
cezalarının infazından sonraki dönemde de topluma zarar verebileceği
düsüncesinden hareketle, bazı hakları kullanmaktan “ömür boyu” yoksun
kalmaları öngörülmüstür1. Bu yaklasımın toplumun suçludan korunması
hedefi açısından birtakım yararları olacağı söylenebilirse de, yasaklamanın
sürekli olması halinde cezadan beklenen amaçla2 bağdastırılması mümkün
olamayan sonuçlar ortaya çıkabilecektir. Gerçekten hükümlü toplumsal
yasama uyum sağlayarak yasamını iyi halli bir sekilde sürdürmekte ise, bir
kısım haklarından yoksun kalmaya devam etmesi, onun yeniden topluma
kazandırılması gayesiyle de çeliskili olacaktır3. Bunun yanında cezanın
1 Önder, Ayhan, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Cilt II-III, Beta Yayınevi, Đstanbul 1992,
s.816.
2 Cezanın amacı konusunda bkz: Yüce, Turhan Tufan, Ceza Hukuku Dersleri, C.1, Manisa
1982, s.1–22; Đçel, Kayıhan/Sokulu-Akıncı, Füsun/ Özgenç, Đzzet/ Sözüer,
Adem/Mahmutoğlu, Selami F/Ünver, Yener, Đçel Yaptırım Teorisi, 3.Kitap, Beta
Yayınevi, Đstanbul 2000, s.29 vd.; Öztürk, Bahri/ Erdem, Mustafa Ruhan, Uygulamalı
Ceza Hukuku ve Güvenlik Tedbirleri Hukuku, Yeni TCK’ya Göre Yenilenmis 9.Baskı,
Seçkin Yayınevi, Ankara 2006, s.279; Demirbas, Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler,
Yenilenmis-Genisletilmis 2.Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara 2005, s.474–475; Centel,
Nur/ Zafer, Hamide/ Çakmut, Özlem, Türk Ceza Hukukuna Giris, 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu ile Đlgili Mevzuata Göre Yenilenmis ve Gözden Geçirilmis 4.Bası, Beta Yayınevi,
Đstanbul 2006, s.531–550; Artuk, Mehmet Emin/Gökcen, Ahmet/Yenidünya, Caner,
5237 Sayılı Yeni TCK.’ya Göre Hazırlanmıs Ceza Hukuku Genel Hükümler I, Yeniden
Gözden Geçirilmis 2. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara 2006, s.9–18; Soyaslan, Doğan,
Ceza Hukuku Genel Hükümler, Yetkin Yayınları, Ankara 1998, s.39–43; Özbek, Veli
Özer, Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı (Açıklamalı-Gerekçeli-Đçtihatlı), Cilt 1, Genel
Hükümler (Madde 1–75), 2. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara 2005, s.151–154.
3 Soyaslan, Ceza Hukuku Genel Hükümler, s.663; Yargıtay bir kararında bu hususları açık bir
sekilde ortaya koymustur: “…Kanunumuzun sistemine göre bu yasaklılık süresiz olduğu
hallerde, toplumun suçludan, asıl cezanın getirilmesinden sonra da korunması amacı ile
uygulanır. Ancak, asli ceza yerine getirildikten sonra, hükümlü hakkında uygulanacak feri
veya mütemmim cezanın ömür boyu devam etmesi, cezadan beklenen amaç ile bağdasmaz.
Bir baska anlatımla, fer’i veya mütemmim cezanın uygulanmasındaki amaç artık tahakkuk
etmis olabilir. Fer’i veya mütemmim cezanın yerine getirilmesi sırasında hükümlünün
toplum için gösterdiği tehlike hali kalkmıs, sözü edilen cezanın kendisinden bekleneni
gerçeklestirmis, hükümlü iyi halde yasamayı sürekli hale getirmis olabilir. Hükümlü,
toplum hayatına uyum sağlamıs, dürüst ve namuslu olmayı, yasam biçimi haline getirmis
olduğu hallerde yasaklanmıs olan haklarını yinede kullanamaması, bu cezayı adil bir ceza
olmaktan çıkarır…” [Yargıtay 10.CD, 20.10.1992, 1992/11586–10436 (Hatipoğlu,
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
4
amaçlarından birisinin de mahkûmun ıslahı olması karsısında; bunu ispat
eden/gösteren kisinin ömür boyu hak yoksunluğuna muhatap olması, adil de
değildir. Đste ortaya çıkabilecek bu gibi sakıncaların giderilebilmesi için,
mahkûmun belirli bir süreyi iyi halli olarak geçirmesi ve kanunda açıklanan
diğer kosullara uymus olması halinde yoksun kaldığı hakları tekrar
kullanması, “yasaklanmıs hakların geri verilmesi (memnu hakların
iadesi)” kurumu ile olanaklı hale gelmektedir4. Bu yolla mahkûm, toplumsal
yasamın gerektirdiği etkinlikleri normal bir sekilde sürdürmesini sağlayan
haklarına yeniden kavusmanın yanı sıra, mahkûmiyet sonucu yıpranan
manevi itibarını da elde etme olanağına kavusmus olacaktır5.
765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun 121–124.maddeleri ile 1412
sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 416–420.maddelerinde
düzenlenen “yasaklanmıs hakların geri verilmesi” kurumuna iliskin ne
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ne de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunu’nda herhangi bir hükme yer verilmis, ancak daha sonra 06.12.2006
tarih ve 5560 sayılı Çesitli Kanunlarda Değisiklik Yapılmasına Đliskin Kanun’un6
38.maddesiyle 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’na 13/A maddesi7
Muzaffer/ Parlar, Ali, Açıklamalı Gerekçeli Đçtihatlı Seçim Kanunları ve Seçim Suçları,
Ankara 2004, s.87–88)].
4 Balkuvvar, Ziya, “Memnu Hakların Đadesi Müessesesi”, Adliye Ceridesi, Sa.11,Ankara
1942,s.1273; Taner, Tahir, Ceza Hukuku Umumi Kısım, ĐÜHF Yayını No: 95, Đstanbul
1949, s.1273; Yılmaz, Ejder, Hukuk Sözlüğü, Yenilenmis 9.Baskı, Yetkin Yayınevi,
Ankara 2005, s.799.
5 Köni, Burhan, “Önsöz”, in: Adli Yolla Memnu Hakların Đadesi, AÜSBF Yayınları
No:123–105, Sevinç Matbaası, Ankara 1961.
6 RG, 19.12.2006/26381.
7 "Yasaklanmıs hakların geri verilmesi
MADDE 13/A – (1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dısındaki kanunların belli bir suçtan
dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi
için, yasaklanmıs hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza
Kanununun 53 üncü maddesinin besinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin
geçmis olması,
b) Kisinin bu süre zarfında yeni bir suç islememis olması ve hayatını iyi halli olarak
sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat olusması,
gerekir.
(2) Mahkûm olunan cezanın infazına genel af veya etkin pismanlık dısında baska bir
hukukî nedenle son verilmis olması halinde, yasaklanmıs hakların geri verilmesi yoluna
gidilebilmesi için, hükmün kesinlestiği tarihten itibaren bes yıl geçmesi gerekir. Ancak, bu
süre kisinin mahkûm olduğu hapis cezasına üç yıl eklenmek suretiyle bulunacak süreden az
olamaz.
(3) Yasaklanmıs hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine,
hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı
derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir.
(4) Mahkeme bu husustaki kararını, dosya üzerinde inceleme yaparak ya da Cumhuriyet
savcısını ve hükümlüyü dinlemek suretiyle verebilir.
(5) Yasaklanmıs hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkemenin verdiği karara karsı,
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
5
eklenmek suretiyle Türk Hukukundaki yerini tekrar almıstır.
Çalısmamızda bu yeni düzenleme, özellikle eskisinden farklı yönlerine
isaret edilmek suretiyle incelenmeye çalısılacaktır.
I. TANIMI, HUKUKĐ NĐTELĐĞĐ, BENZER KURUMLARDAN
FARKLARI, GERĐ VERĐLMESĐNDE BENĐMSENEN
SĐSTEMLER VE KISA TARĐHÇESĐ
A. TANIM
“Yasaklanmıs haklarının geri verilmesi”ne iliskin doktrin ve yüksek
mahkeme kararlarında8 yapılan tanımların, özellikle kurumun karakteristik
yönlerine yapılan vurgu açısından benzer olduğu görülmektedir. Bu
hususları genel hatlarıyla su sekilde gruplandırabiliriz:
—Ceza mahkûmiyetinden doğan müebbet hak yoksunluklarının
giderilmesini sağlar9.
hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen kanun yoluna
basvurulabilir.
(6) Yasaklanmıs hakların geri verilmesine iliskin karar, kesinlesmesi halinde, adlî sicil
arsivine kaydedilir.
(7) Yasaklanmıs hakların geri verilmesi yoluna basvurulması nedeniyle olusan bütün
masraflar hükümlü tarafından karsılanır."
8 “…Yasak hakların geri verilmesi, belirli sartların gerçeklesmesi halinde ceza
mahkûmiyetinden doğan ömür boyu yasaklılık ve ehliyetsizliklerin ortadan kaldırılmasını
sağlayan ve bu suretle sözü edilen yasaklılık ve ehliyetsizlikten kurtulmak isteyen kimseyi
namuslu bir sekilde yasamaya tesvik eden bir kurumdur…” (Uyusmazlık Mahkemesi, Ceza
Bölümü, 4.10.1996, 1996/33–33); “…TCK. nın 121–124. maddeleri ile CMUK. nun 416–
420. maddelerinde sartları ve kuralları gösterilen ‘memnu hakların iadesi’ müessesesi, asıl
cezayı silmeyen fakat asıl cezanın infazından sonra toplumun suçludan korunması amacı ile
uygulanan ek cezanın (kamu haklarından süresiz yasaklı olma ve diğer ehliyetsizlik halleri)
ömür boyu çektirilmesinden belli bir sürenin hükümlü tarafından iyi halli olarak
geçirilmesi ve bunun ispatı halinde ve talebi üzerine bir yargı kararı ile vazgeçilmesi,
yitirilmis bu hak ve ehliyetlerin geleceğe dönük olarak hükümlüye geri verilmesi(dir)…”
(Yargıtay 1.CD, 26.10.2001, 2001/3256–3895).
9 Balkuvvar, s.1274; Taner, Ceza Hukuku Umumi Kısım, s.696–698; Günal, Yılmaz, Adli
Yolla Memnu Hakların Đadesi, AÜSBF Yayınları No:123–105, Sevinç Matbaası, Ankara
1961, s.4–5; Erem, Faruk/Danısman, Ahmet/Artuk, Mehmet Emin, Ceza Hukuku
Genel Hükümler, Ankara 1997, s. 1028, 1030,1051; Dönmezer, Sulhi/Erman, Sahir,
Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, Genel Kısım, C. 3, 10.Bası, Đstanbul 1985, s.409 vd;
Kunter, Nurullah, Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku,
Yenilestirilmis ve Gelistirilmis 8. Bası, Đstanbul 1986, s.918; Yurtcan, Erdener, Ceza
Yargılaması Hukuku, 9.Baskı, Alfa Basım Yayım Dağıtım, Đstanbul 2002, s.1016; Toroslu,
Nevzat, “Ertelenmis Mahkumiyetin Memuriyete Etkisi”, Selçuk Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Jale Akipeke’e Armağan, Konya 1991, s.104; Gözübüyük,
Abdullah Pulat, Alman, Fransız, Đsviçre ve Đtalyan Ceza Kanunlarıyla Mukayeseli Türk
Ceza Kanunu Serhi, C. 1, Genisletilmis 5.Bası, Đstanbul (tarihsiz), s.1188; Öztürk, Bahri,
Ceza Hukuku ve Emniyet Tedbirleri Hukuku, Ankara 1994, s. 308; Demirbas, Ceza
Hukuku Genel Hükümler, s.642; Sözüer, Adem, “Türk Hukukunda Af, 4454 ve 4616
ARSLANAÜHFD Yıl 2007
6
—Geçmise değil geleceğe yönelik olarak sonuç doğurur10.
—Adli/yargısal bir islemdir/kurumdur11.
—Yasaklanmıs hak ve kısıtlanmıs ehliyetsizliklerden kurtulmak isteyen
mahkûmu namuslu ve dürüst bir sekilde yasamaya tesvik eder12. Bu yönüyle
suçluyu ıslahta infaz sisteminin son halkasını olusturur13.
“Yasaklanmıs hakların geri verilmesi”ne iliskin olarak ortaya konan
bu hususların dayanağı 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu ile 1412 sayılı
mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’dur. Zikredilen unsurlar esas
itibariyle 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesindeki
düzenlemeye alınmıs ise de bazı önemli farklar vardır. Bu nedenle yeni
hüküm de göz önüne alındığında “yasaklanmıs hakların geri verilmesi”ni;
“5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dısındaki kanunlarla belli bir suç veya
ceza mahkûmiyetine bağlı olarak doğrudan veya mahkûmiyetin yasal
sonucu olarak öngörülen sürekli hak yoksunluklarının; cezanın infaz
edilmesinden ya da infaza hukuki bir nedenle son verilmesi halinde
kararın kesinlesmesinden itibaren, belirli bir süre gösterilen iyi hal
sonrasında, mahkûmun talebiyle, geleceğe yönelik olarak mahkemece geri
verilmesi” seklinde tanımlayabiliriz.
B. HUKUKĐ NĐTELĐĞĐ
Yasaklanmıs hakların geri verilmesinde benimsenen yöntem ile hukuki
niteliği arasında bir bağlantı vardır. Dolayısıyla bu kurum tek bir hukuki
nitelik kapsamında açıklanamaz14. Gerek 765 sayılı mülga Türk Ceza
Kanunu ile 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve gerekse
5352 sayılı Adli Sicil Kanunu Kanunu’ndaki düzenleme göz önüne
alındığında kurumun genel ve özel aftan, cezanın ertelenmesinden ve
yargılamanın yenilenmesinden farklarının oldukça açık olduğu görülür.
Gerçekten kosulların gerçeklesmesi halinde mahkemeden yasaklanmıs
Kanunlarda Öngörülen Sartla Salıverme ve Ertelemeye Đliskin Hükümlerin Hukuksal
Niteliği ile Bu hükümlerin Anayasaya Uygunluğu Sorunu”, Anayasa Yargısı, s.233–234
(http:// www. anayasa. gov.tr/ eskisite/ anyarg18/ SOZUER. PDF, 03.05.07) ; Özbek, Veli
Özer/ Doğan, Koray, “Ceza Muhakemesi Kanunu’nda 5560 sayılı Kanun’la Yapılan
Değisikliklerin Değerlendirilmesi”, Ceza Hukuku Dergisi, Sa.2, Aralık 2006, s.250–252.
10 Balkuvvar, s.1274,1298; Günal, s.4–5; Dönmezer /Erman, III, s.420; Önder, II-III,
s.817; Erem/Danısman/Artuk, s. 1028, 1030; Gözübüyük, I, s.1188,1198–1199;
Demirbas, s.642; Öztürk, s.308.
11 Taner, s.699; Günal, s.4; Dönmezer /Erman, III, s.410; Erem/Danısman/Artuk, s. 1028,
1030; Gözübüyük, I, s.1188, 1197; Demirbas, s.642; Öztürk, s.308; Sözüer, s.233–234.
12 Balkuvvar, s.1274; Dönmezer/Erman, III, s.409; Demirbas, s.642; Özbek/Doğan, s.251;
T.C. Adalet Bakanlığı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Tasarısı, Ankara 2000, s.131;
Adalet Bakanlığınca Hazırlanan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Tasarısı ve Gerekçesi
(2003), Ankara 2003, s. 151.
13 Erem/Danısman/Artuk, s. 1029, 1051.
14 Önder, II-III, s.819.
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
7
haklarının geri verilmesini istemek hükümlü için bir hak ve Devlet için bir
görev olup15; istek üzerine yapılan muhakeme sonucunda ceza
mahkûmiyetinin sonucu olarak uygulanmakta olan yaptırım, gelecek için
kaldırılmaktadır16.
C.BENZER KURUMLARDAN FARKLARI
1. Yargılamanın Yenilenmesinden (Đade-i Muhakemeden) Farkları
Yargılamanın yenilenmesi (iade-i muhakeme) bir adli hatanın, yapılmıs
bir haksızlığın giderilmesini sağlamayı amaçlar17 ve geçmise etkili olarak
sonuç doğurur. Oysa yasaklanmıs hakların geri verilmesinde mahkûmiyete,
bu mahkûmiyetin çekilmis olmasına veya çekilmis sayılmasına dayanılır ve
geçmise değil, geleceğe yönelik olarak hüküm ifade eder18. Ayrıca
yasaklanmıs hakların geri verilmesinde bir haksızlığın giderilmesi değil,
kisinin mahkûmiyetten kaynaklanan hak yoksunluğunun devamını haklı
gösteren nedenlerin kalkmıs olması esas alınır19.
Kanunun doğru olarak uygulanmaması durumunda teminat unsuru
olarak öngörülen yargılamanın yenilenmesi, hükmün kesinlesmesinden sonra
her zaman talep edilebileceği halde, yasaklanmıs hakların geri verilmesi için
daima belirli bir sürenin geçmis olması aranır20.
Yasaklanmıs hakların geri verilmesi talebini mahkûm (veya avukatı)
yapabildiği halde, yargılamanın yenilenmesini mahkûmun (veya avukatının)
yanında, Cumhuriyet savcısı, yasal temsilci ve ölümü halinde esi ile belli
derecedeki akrabaları da yapabilir21(5271 sayılı CMK md.313,317).
2. Genel Aftan Farkları
Genel af kural olarak geçici, genel ve geçmise etkili bir yasama organı
tasarrufu olduğu halde (AY md.87), yasaklanmıs hakların geri verilmesi
yargı kararıdır, kisiseldir ve geleceğe yönelik olarak hüküm ifade eder.
Genel af mahkûmiyetten önce veya sonra (hatta infazdan da sonra) söz
konusu olabileceği halde, yasaklanmıs hakların geri verilmesi için bazı
istisnalar hariç cezanın tamamen infaz edilmesi gereklidir22.
Genel af mahkûmiyeti bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırdığı (5237
15 Erem/Danısman/Artuk, s. 1028.
16 Dönmezer/Erman, III, s.410; Balkuvvar, s.1302; Önder, s.819.
17 Kunter, Nurullah/Yenisey, Ferudun/Nuhoğlu, Ayse, Muhakeme Hukuku Dalı Olarak
Ceza Muhakemesi Hukuku, 15.Baskı, Beta Yayınevi, Đstanbul 2006, s.1418 vd.; Günal,
s.8; Erem/Danısman/Artuk, s. 1030.
18 Balkuvvar, s.1274.
19 Erem/Danısman/Artuk, s. 1030.
20 Günal, s.8.
21 Günal, s.8; Kars. Erem/Danısman/Artuk, s. 1043.
22 Balkuvvar, s.1274; Günal, s.9; Sözüer, s.233–234; Yargıtay CGK, 23.11.1987, 9–
415/567; Yargıtay, 1.CD, 15.11.1990, 1990/2851–1961(Hatipoğlu/Parlar, s.92–93).
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
8
sayılı TCK md.65/1) ve bu yönüyle çok genis kapsamlı olduğu halde,
yasaklanmıs hakların geri verilmesi sadece sürekli hak yoksunluklarının
giderilmesini sağlar. Bu durumun doğal sonucu olarak genel afta
mahkûmiyet kaydı adli sicilden tamamen silindiği (5352 sayılı ASK md.9)
halde, yasaklanmıs hakların geri verilmesi halinde karar, adli sicil arsivine
kaydedilir (5352 sayılı ASK md.13/A, f.6).
Genel aftaki yatıstırma amacına karsılık yasaklanmıs hakların geri
verilmesinde, mahkûmun değismesini sağlama, cezanın çekilmesinden
sonraki iyi halliliği ödüllendirme ve onun toplumsal yasamda mahkûmiyet
öncesi sahip olduğu haklarıyla etkinlikte bulunmasına olanak sağlama
amaçları söz konusudur23.
Genel afta mahkûmun iradesine değer tanınmadığı halde24, yasaklanmıs
hakların geri verilmesi mahkûmun talebine bağlıdır25.
3. Özel Aftan Farkları
Özel af ile ya hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine son
verilmekte ya infaz kurumunda çektirilecek süre kısaltılmakta ya da hapis
cezası adlî para cezasına çevrilmektedir (5237 sayılı TCK md. 65/2).
Dolayısıyla cezanın infazından sonra özel af düsünülemez. Oysa cezanın
infazı edilmis olması, yasaklanmıs hakların geri verilmesinin asli
kosullarından birisidir.
Yasaklanmıs hakların geri verilmesi mahkûmun buna layık olduğunu
ispatlaması kosuluyla ve yargı kararıyla gerçeklestiği halde, özel af yasama
islemi ile olusmakta (AY md.87)26 ve yasaklanmıs hakların geri
verilmesinde olduğu gibi iyi hal vb. kosulların yerine getirildiğinin
ispatlanması aranmamaktadır27.
Özel afta mahkûmun iradesine değer tanınmadığı halde, yasaklanmıs
hakların geri verilmesi mahkûmun talebine bağlıdır28.
4.Cezanın Ertelenmesinden Farkları
Cezanın ertelenmesini yasaklanmıs hakların geri verilmesinin bir sekli
hatta merhalesi olarak kabul edenler varsa da29 aralarında önemli farklar
23 Balkuvvar, s.1274; Günal, s.9; Yargıtay CGK, 23.11.1987, 9–415/567; Yargıtay, 1.CD,
15.11.1990, 1990/2851–1961.
24 Toroslu, Nevzat, Ceza Hukuku Genel Kısım, Savas Yayınevi, Ekim 2005, s.405; Sözüer,
s.234.
25 Erem/Danısman/Artuk, s. 1030; Sözüer, s.234; Yargıtay CGK, 23.11.1987, 9–415/567;
Yargıtay, 1.CD, 15.11.1990, 1990/2851–1961.
26 Cumhurbaskanının sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebepleriyle bir mahkûmun cezasını
hafifletmesi veya kaldırması hali (AY md.104), bu durumun istisnasıdır.
27 Günal, s.10.
28 Erem/Danısman/Artuk, s. 1030.
29 Balkuvvar 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 95.maddesine göre cezası ertelenen kisinin,
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
9
vardır30. Öncelikle ortaya konmalıdır ki, cezanın ertelenmesinde kisinin iyi
halliliği mahkûmiyet kararından önce aranıp değerlendirildiği halde,
yasaklanmıs hakların geri verilmesinde cezanın infazından sonraki bir
dönemde söz konusu olur31.
Yasaklanmıs hakların geri verilmesi için talep gerekli olduğu halde
cezanın ertelenmesi resen dikkate alınır32.
Cezanın ertelenmesi belli cezalar açısından söz konusu olabildiği halde
yasaklanmıs hakların geri verilmesi daha genis bir kurumdur33.
D. YASAKLANMIS HAKLARIN GERĐ VERĐLMESĐNDE
BENĐMSENEN SĐSTEMLER
Yasaklanmıs hakların geri verilmesinde geri vermeye yetkili merci
bakımından değisik sitemler benimsenmistir34. Bunlardan en çok kabul
göreni 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu, 1412 sayılı mülga Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu ve 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nda kabul
edilen“adli sistem” olup, geri verme kosullarının olusup olusmadığı yapılan
inceleme sonucunda mahkemece karara bağlanmaktadır35. Bu konudaki
diğer bir sistem olan “kanuni sistemde”, herhangi bir inceleme
yapılmaksızın belli bir sürenin cismani bir cezaya mahkûm olmaksızın
geçirilmesiyle otomatik olarak yasaklanmıs haklar geri verilmektedir36.
Konuyla ilgili sistemlerden “idari sistem”e37 göre geri verme kararı cezayı
infaz etmeye yetkili merci tarafından alınmaktadır38. Nihayet bu konudaki
baska bir sistem olan ve genellikle eski kanunlarca benimsenen “af
belli bir süre içinde ceza almaması kosuluyla, ertelenen cezasının “esasen vaki olmamıs
sayılacağı”nın öngörüldüğünü ve bu sekilde yasaklanmıs hakların kanuni yolla iadesinin
tesis edildiğini belirtilmektedir (Balkuvvar, s.1302; Aynı yönde Erem/Danısman/Artuk,
s. 1054). Đsaret edelim ki, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda (md.51/8) bu sistemin tersine
ertenmis cezanın infaz edilmis sayılacağı kabul edilmistir.
30 Belirtelim ki mahkûmun topluma yeniden uyum sağlamasını temin açısından gerek
yasaklanmıs hakların geri verilmesi, gerekse cezanın ertelenmesi aynı amaca hizmet ederler
(Günal, s.12).
31 Günal, s.11.
32 Erem/Artuk/Danısman, s.1030.
33 Günal, s.11.
34 Pradel, Jean, Çağdas Sistemlerde Karsılıklı Ceza Usulü, ISISC Kolokyumlarının Sentez
Raporu (Çev. Sulhi Dönmezer) Beta Yayınevi, Đstanbul 2000, s. 144–145.
35 Fransa ve Rusya’da her iki sistem de mevcuttur. Gerçekten yasaklanmıs haklar, ya uzun bir
sürenin geçmesi ve kanunun öngördüğü sartların gerçeklesmesi ile kanunen ya da kısa bir
sürenin geçmesi ve iyi halin gösterilmesiyle adli yolla geri verilmektedir. Belçika ve
Đspanya’nın sistemi de buna çok yakındır (Pradel, s.144–145).
36 Erem/Danısman/Artuk, s. 1053–1054.
37 Bkz. Balkuvvar, s.1309–1310.
38 Örneğin Kanada’da yetkili merci “kosullu salıvermeler komisyonu”dur. Ancak suç tipine
göre cezanın infazından sonra bes yıla kadar bir sürenin geçmesi aranmaktadır (Pradel,
s.145).
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
10
sistemi”nde39 ise yasak hakların geri verilmesi, yönetimin af yetkisini
kullanmasıyla uygulanmaktadır40.
E.KISA TARĐHÇESĐ
Kaynağı Eski Yunan ve Roma Hukukuna41 dayanan “yasaklanmıs
hakların geri verilmesi” kurumu, bugünkü anlamıyla baslangıçta Fransa
tarafından benimsenmis ve 1670 yılında kabul edilmesinden sonra 1791,
1808, 1885’te yapılan değisikliklerle gelistirilmistir42. 14 Ağustos 1885’te
yapılan değisikliğe kadar Devlet Baskanı veya Adalet Bakanı tarafından,
geleceğe yönelik olarak idari yolla iade edilen yasaklanmıs haklar, bu
tarihten sonra mahkûmiyeti kaldıran bir sebep olarak adli yolla (istinaf
mahkemesi kararıyla) geri verilmeye baslanmıstır43.
Bu kurum Đtalyan ve Alman Hukukuna Fransız hukukundan geçmistir.
Ülkemizde ise ilk defa 5 Recep 1296 Usulü Cezaiye Kanunu (1879) ile
(md.463–478) Fransız hukukundan naklen kabul edilmistir. Cumhuriyetin
ilanından sonra kabul edilen 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu (md.121–
124) ile 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda (md.416–
420) konuya iliskin hükümlere yer verilmistir. Bu Kanunlar sırasıyla Đtalyan
Ceza Kanunu ve Alman Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’ndan alınmıs
olmakla birlikte, Đtalyan ve Alman Hukukuna da Fransa’dan geçmis olması
karsısında, yasaklanmıs hakların geri verilmesinin kökeni daima Fransız
Hukuku olmustur44.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunu’nda yer verilmemesi nedeniyle, 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu
ile 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun yürürlükten
kalkmasıyla birlikte Türk Hukukundaki varlığı sona eren yasaklanmıs
hakların geri verilmesi kurumu, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560
sayılı Kanunun 38.maddesiyle 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’na 13/A
maddesi eklenmek suretiyle tekrar düzenlenmistir.
II. YASAKLANMIS HAKLARIN GERĐ VERĐLMESĐNE ĐLĐSKĐN
HÜKÜMLERĐN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI
Bilindiği üzere 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu’nun 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmesiyle
birlikte, gerek 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ve gerekse 1412 sayılı Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu yürürlükten kalkmıstır.
39 Bu sistemin yeni bazı kanunlarda da benimsendiği, örneğin Küba Kanunu’na göre (md.66)
bu konuda Adalet Bakanının yetkili olduğu ifade edilmektedir (Önder, s.817).
40 Önder, s.819; Daha genis bilgi için Bkz. Balkuvvar, s.1271, 1302; Günal, s.5–7, 12–18.
41 Ayrıntı için Bkz. Günal, s.19–25.
42 Günal, s.19–39; Erem/Danısman/Artuk, s. 1031; Önder, s.817; Gözübüyük, I, s.1188.
43 Erem/Danısman/Artuk, s. 1031.
44 Günal, s.24–25, 39; Erem/Danısman/Artuk, s. 1031–1032.
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
11
Yukarıda da kısaca değinildiği üzere 765 sayılı mülga Türk Ceza
Kanunu’nun 121–124.maddelerinde asıl unsur ve sonuçları, 1412 sayılı
mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 416–420.maddelerinde ise
inceleme usulü düzenlenen “yasaklanmıs hakların geri verilmesi”ne iliskin
ne 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ne de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunu’nda herhangi bir hükme yer verilmis45 ve buna gerekçe olarak, 5237
sayılı Türk Ceza Kanunu’nda esas alınan yaptırım teorisi gereği olarak sürekli
hak yoksunluğunun benimsenmemis olması gösterilmistir46. Ne var ki,
Türk Ceza Kanunu’nun Genel Hükümlerinin özel ceza kanunları ile ceza
içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanmasını öngören 5.
maddesinin yürürlüğe girmesinin ertelenmesi47 ve 5352 sayılı Adli Sicil
Kanunu’nun48 Geçici 2. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Anayasanın 76
ıncı maddesi ve özel kanun hükümleri saklıdır.” hükmü nedeniyle, diğer kanunlardaki
belirli bir suç veya cezaya mahkûmiyete bağlı olarak öngörülen
ve sürekli hak yoksunluğunu içeren hükümler yürürlülüğünü korumustur49.
Đste bu asamada “yasaklanmıs hakların geri verilmesi” yolunun eksikliği
kendisini hissettirmis50 ve 5560 sayılı Çesitli Kanunlarda Değisiklik Yapıl-
45 Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Tasarısı
(2000)’nın 354–359 maddeleri (T.C. Adalet Bakanlığı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu
Tasarısı, s.92–93, 131–133) ile Basbakanlık tarafından 07.03.2003 tarihinde TBMM’ye
sevk edilen 2003 Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Tasarısı’nın 371–376.maddelerinde
(Adalet Bakanlığınca Hazırlanan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Tasarısı ve Gerekçesi,
s. 151–153, 272–273) (Genel gerekçe için ayrıca bkz. www.cezabb.
adalet.gov.tr/mevzuat/cmkgerekce.doc, 03.05.07), 765 sayılı mülga Türk Ceza
Kanunu’nun (md.121–124) ve 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun
(md.416–420) hükümlerine paralel sekilde, yasaklanmıs hakların geri verilmesi kurumuna
yer verilmistir. Ancak bu hükümler Tasarının yasalasma sürecinde, TBMM Adalet
Komisyonunca 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na uyum sağlanması gerekçesiyle metinden
çıkartılmıstır.
46 Bkz. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53.maddesinin gerekçesine; Ayrıca Bkz. Özgenç,
Đzzet, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, Ankara 2006, s.613–620;
Özbek, Veli Özer / Bacaksız, Pınar/ Doğan, Koray, Ceza Hukuku Bilgisi Genel
Hükümler, Seçkin Yayınevi, Ankara 2006, s.317; Simsek, Cem, “5352 sayılı Adli Sicil
Kanunu Kapsamında Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi ve Bu Kurumun 765 Sayılı Yasa
Kapsamındaki Memnu Hakların Đadesinden Farkları”, Manisa Barosu Dergisi, Yıl 26,
Sa.100, Ocak 2007, s.43–48.
47 Bu maddenin yürürlüğe girmesi, 6.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Kanunun Geçici
1.maddesiyle 31 Aralık 2008 tarihine ertelenmistir.
48 RG, 01.06.2005/25832.
49 Özgenç, s.614–620; Nitekim Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu 2000 Tasarısı’nın
gerekçesinde “Türk Ceza Kanunu 1997 Tasarısı”nda yalnızca süreli hak yoksunluğu
öngörüldüğünden yasaklanmıs hakların geri verilmesine iliskin düzenlemeye yer
verilmediği, ancak diğer kanunlarda yer alan hak yoksunluklarının varlığını sürdürmesi
nedeniyle bu kuruma Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Tasarısında yer verildiği ifade
edilmistir (Bkz. CMUK 2000 Tasarı Gerekçesi, s. 131).
50 Nitekim doktrinde ortaya çıkan bu sorun nedeniyle yasaklanmıs hakların geri verilmesi
yolunun düzenlenmesi gerekliliğine isaret edilmistir (Sözüer, Adem/ Dursun, Selman,
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
12
masına Đliskin Kanun’un51 38.maddesiyle52 5352 sayılı Adli Sicil
Kanunu’na 13/A maddesi eklenmek suretiyle söz konusu kurum tekrar
düzenlenmistir53.
Anayasamıza göre (md.38) suç, ceza ve ceza yerine geçen güvenlik
tedbirleri ancak kanunla konulabilir ve hiç kimse islendiği zaman yürürlükte
bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz. Keza hiç
kimseye suçu islediği zaman kanunda o suç için konulmus olan cezadan
daha ağır bir ceza verilemez. Bu kural suç ve ceza zamanasımı ile “ceza
mahkûmiyetinin sonuçları” açısından da aynen geçerlidir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2.maddesine gereğince, suçun
islendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren
kanun hükümlerinin farklı olması halinde failin lehine olan kanun uygulanıp
infaz edileceğine göre, 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun yürürlükte
olduğu dönemde islenen bir suç 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’ndaki
düzenlenisi açısından sanığın lehine ise, blok halinde bu Kanun uygulanacak
ve bu uygulamanın doğal sonucu olarak hak yoksunlukları, “Anayasanın 76
ıncı maddesi ve özel kanun hükümleri saklı…” kalmak üzere (Bkz.5352 sayılı
ASK Geçici md.2/1), kisinin islemis bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm
“TCK, CMK ve Kabahatler Kanunu’ndaki Son Değisiklikler Ne Getiriyor?”, Hukuki
Perspektifler Dergisi, Sa.9, Aralık 2006, s.218.
51 RG, 19.12.2006/26381.
52 Maddenin gerekçesi söyledir: “Maddeyle, 5352 sayılı Kanuna 13/A maddesi eklenmistir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesindeki düzenlemeye göre, belli bir suçtan
mahkumiyete bağlı süresiz hak yoksunluğundan söz edilemez. Đslediği suç dolayısıyla
toplumda kisiye karsı duyulan güven sarsıldığı için suçlu kisi, özellikle güven iliskisinin
varlığını gerekli kılan belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaktadır. Ancak, bu hak
yoksunlukları süresiz değildir. Cezalandırılmakla güdülen asıl amaç, islediği suçtan dolayı
kisinin etkin pismanlık duymasını sağlayıp tekrar topluma kazandırılması olduğuna göre,
53 üncü maddede suça bağlı hak yoksunluklarının da belli bir süreyle sınırlandırılması yönünde
düzenleme yapılmıstır. Türk Ceza Kanununda, belli bir suçu islemekten dolayı cezaya
mahkûmiyetin sonucu olarak ömür boyu devam edecek bir hak yoksunluğu söz konusu
olmadığı için, yasaklanmıs hakların geri verilmesi müessesesine iliskin düzenleme yapılmamıstır.
Ancak, 5352 sayılı Adlî Sicil Kanununun Geçici 2 nci maddesinde, diğer kanunlardaki kasıtlı
bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya
mahkum olan kisilerin, belli hakları kullanmaktan süresiz olarak yoksun bırakılmasına iliskin
hükümleri saklı tutulmustur. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dısındaki çesitli kanunlardaki
süresiz hak yoksunluğu doğuran bu hükümlere rağmen, yasaklanmıs hakların geri verilmesi
yolunun kapalı tutulması, uygulamada ciddi sorunlara yol açacaktır. Bu sorunların
çözümüne yönelik olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dısındaki çesitli kanunlardaki kasıtlı
bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya
mahkum olan kisilerin süresiz olarak kullanmaktan yasaklandıkları hakları tekrar kullanabilmelerine
imkân tanıyan bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulmustur. ” (http://
www. tbmm. gov.tr/ sirasayi/ donem22/ yil01/ ss1255m. htm, 03.05.07).
53 Yasaklanmıs hakların geri verilmesi kurumunun Ceza Kanununda değil de Adli Sicil
Kanunu’nda düzenlenmesinin isabetli olduğu dile getirilmistir (Simsek, s.45).
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
13
olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar hüküm ifade edecektir
(Bkz. 5237 sayılı TCK md.53). Dolayısıyla mahkemece yapılan
değerlendirme sonucunda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun mahkûm
lehine olduğunun kabul edilerek uygulanması halinde 765 sayılı mülga Türk
Ceza Kanunu gereğince öngörülmüs olan bir hak yoksunluğunun varlığından
söz edilemeyecektir54. Bununla birlikte buradaki ihtimalde ceza
mahkûmiyetine bağlı olarak özel kanunlar gereğince ortaya çıkmıs hak
yoksunlukları varlığını korumaya devam edecektir55.
765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun lehe olması ihtimalinde ise
durum biraz daha farklıdır. Gerçekten 765 sayılı mülga Türk Ceza
Kanunu’nun lehe olduğunun tespit edilerek uygulanması halinde Kanun bir
bütün halinde uygulanacağından56 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun
53.maddesi uygulama alanı bulamayacak ve dolayısıyla hem 765 sayılı
mülga Türk Ceza Kanunu hem de özel kanunlar gereğince öngörülmüs olan
hak yoksunlukları hüküm ifade etmeye devam edecektir.
Açıkladığımız durumlarda ortaya çıkabilecek hak yoksunluklarının geri
verilmesi talebiyle karsılasıldığında ise mahkemece her somut olay açısından
5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesi ile 765 sayılı mülga Türk
Ceza Kanunu’nun 121–124.maddeleri bütün yönleriyle olaya uygulanarak
mahkûmun lehine olan kanun belirlenecek ve buna göre karar verilecektir
(AY md.38; 765 sayılı mülga TCK md.2; 5237 sayılı TCK md.7; 5252 sayılı
54 Belirtelim ki, bu durumda artık geri vermeye konu yasaklanmıs bir hakkın varlığından söz
edilemeyeceği, zira hak yoksunluklarının kendiliğinden sona ereceği gerekçesiyle talep
konusunda “…ayrıca karar verilemesine yer olmadığına…” seklinde kararlara
rastlanmaktadır (Bkz. Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin kararı, http:// www. memurlar.
net/ haber/ 28999/, 12.07.07). Bu yöndeki kararlar mevcut hukuki durumu tespit
etmekte/ortaya koymakla birlikte uygulanmasında tereddütler ortaya çıkabilecektir. Bu
nedenle kanımızca infaz edilebilecek biçimde “yasaklanmıs hakların geri verilmesi”ne
hükmetmek gereklidir. Nitekim Samsun 2.Ağır Ceza Mahkemesi 21.11.2006 tarih ve Merci
No: 2006/509 sayılı kararı zikrettiğimiz sekildedir (yayınlanmamıstır).
55 “…5237 sayılı TCK’nin 7/2 ve 5252 sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca verilen uyarlama
kararlarındaki uygulaması da dâhil olmak üzere, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin
uygulandığı durumlarda, cezanın infazı ile hak yoksunlukları kendiliğinden ortadan
kalkacağından, bu maddedeki hak yoksunluklarına iliskin olarak memnu hakların iadesinin
talep edilmesinde yasal bir zorunluluk bulunmamakta ise de, 765 sayılı TCK’nin
uygulandığı durumlarda, 5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesi uyarınca, bu Kanun’da
öngörülen müebbeten yasaklılıklar da uygulanmaya devam edeceğinden, bu yasaklanmıs
hakların iadesi için memnu hakların iadesi talep edilebileceği gibi, bu Kanun’un dısındaki
kanunların belli suçlardan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak
yoksunluklarının kaldırılması için de basvurulması olanağı bulunmaktadır…” (Yargıtay
10.CD, 12.03.2007, 2006/12512, 2007/2769).
56 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulanma Sekli Hakkında Kanun’un
9/3.maddesine göre “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri
olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karsılastırılması suretiyle
belirlenir.”. Yargıtay’ın istikrar kazanan uygulaması da bu yönde olup, lehe kanunun
belirlenmesinde karma uygulama yapılamaz.
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
14
Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulanma Sekli Hakkında Kanun md.
9/3).
765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu ile 1412 sayılı mülga Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlükten
kaldırılması ve baska herhangi bir kanunda “yasaklanmıs hakların geri
verilmesi” kurumuna yer verilmemesi nedeniyle “1 Haziran 2005 tarihinden
sonra islenen suçlar açısından” 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu 13/A
maddesinin yürürlük tarihi olan 19.12.2006 tarihine kadar yasaklanmıs
hakların geri verilmesi olanağı mevcut değil ise de, anılan hükmün yürürlüğe
girmesiyle yasaklanmıs hakların geri verilmesinin artık 5352 sayılı Adli Sicil
Kanunu 13/A maddesine göre karara bağlanacağı izahtan varestedir.
III. YASAKLANMIS HAKLARIN GERĐ VERĐLMESĐNĐN
KONUSU VE KOSULLARI
A. YASAKLANMIS HAKLARIN GERĐ VERĐLMESĐNĐN
KONUSU
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile getirilen önemli yeniliklerden birisi
de suç karsılığı öngörülen yaptırım sistemindeki değisikliktir. Gerçekten 765
sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nda fer’i ceza olarak yer alan “hak
yoksunlukları” (md.20, 25, 31, 33, 34 ve 35), 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu’nda ceza yaptırımı olarak değil, güvenlik tedbiri olarak
düzenlemistir (md.53)57.
“Hak yoksunluğu (mahrumiyeti)” en genis anlamıyla, kisinin islemis
olduğu bir suçtan dolayı mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak ortaya çıkan
veya ek yaptırım seklinde hükmedilen58 kamu hizmetlerinden yasaklama
tedbiri ile her ne sekilde olursa olsun kisinin ehliyetlerini kısıtlayan
yaptırımlardır59. Hak yoksunluklarının konusu 765 sayılı mülga Türk Ceza
Kanunu’nun 121.maddesinde “Müebbeden hidematı âmmeden memnuiyet”
ve “ceza mahkûmiyetinden mütevellit diğer nevi ademi ehliyet cezaları”60
seklinde ifade edilirken; 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nda “…belli bir
suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak
yoksunlukları…” olarak düzenlenmistir. Bu formülasyon 5237 sayılı Türk
57 Bkz. Turhan, Faruk, “Yeni Türk Ceza Kanunu’na Göre Ceza Mahkûmiyetinin Sonucu
Olarak Seçme ve Seçilme Hakkından Yoksunluk”, Yerel Siyaset Aylık Bilimsel Siyasi
Dergi, http:// www. yerelsiyaset. com/v2/ index. php? goster= ayrinti & id=634, 31.07.07,
s.1.
58 Yasaklanmıs hakların geri verilmesi için hak yoksunluğunun mutlaka hükümde
zikredilmesi zorunlu olmayıp, mahkûmiyet nedeniyle bu yoksunluğun ortaya çıkması
yeterlidir [Bkz. Yargıtay 8.CD, 14.10.1987, 1987/6501–8896 (Hatipoğlu/Parlar, s.94)].
59 Benzer sekilde: CMUK 2000 Tasarı Gerekçesi, s.131; CMUK 2003 Tasarı Gerekçesi, s.
151.
60 “… ‘(D)iğer her nevi ademi ehliyet cezaları’ mahkumiyetten doğan ve bireyin herhangi bir
ehliyetini kısıtlayan her türlü müeyyide veya tedbirleri ifade eder…” (Toroslu, Ertelenmis
Mahkumiyetin Memuriyete Etkisi, s.104).
C.C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
15
Ceza Kanunu’nun yaptırım sistemi ve “Belli hakları kullanmaktan yoksun
bırakılma” baslıklı 53.maddesiyle uyumludur61. Yargıtay’ın birçok kararında
(Bkz. Yargıtay CGK, 17.11.1986, 410/523; Yargıtay CGK, 01.06.1987,
1987/6–201, 1987/336; Yargıtay, 6.CD, 27.3.2000, 2000/1745–1649) dile
getirildiği üzere bu yasaklılık hallerine; ister Türk Ceza Kanunu62, isterse
özel bir yasadan kaynaklansın63,64 “amme hizmetlerinden yasaklanma”,
“memuriyetten mahrumiyet”, “seçme veya seçilme hakkından yoksun
kılınma”, “ihalelere girmekten men”, “yasal kasıtlılık altında
bulundurulma”, “babalık veya kocalık haklarından mahrumiyet”, “sürücü
belgesinin geri alınması”, “emekli maasından yoksun kılınma”, “meslek ve
sanatın tatili”, “isyerinin kapatılması” vb. örnek gösterilebilir65.
61 “…Görüldüğü gibi 765 sayılı Yasanın 20, 25, 31,33, 34 ve 35. maddelerinde düzenlenen
hak mahrumiyetleri ‘Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma’ baslığı altında yeni
sistemde güvenlik tedbiri olarak düzenlenmis olup, esasen güvenlik tedbiri olarak
adlandırılan ve mahkûmiyetin yasal sonucu olan bu hak mahrumiyetleri, bu niteliğiyle ekfer’i
ceza niteliğini tasımaktadır. Maddenin 1. fıkrasında bes bent halinde düzenlenen bu
yoksunluklar, mahkûmiyetin doğal sonucu olduğundan, kararda gösterilmemis olsa bile
hükümlü açısından kazanılmıs hakka konu olamazlar, 1. fıkrada belirtilen hak
yoksunlukları esasen 765 sayılı TCY. nın 20. maddesinde düzenlenen hak yoksunlukları ile
paralellik arz etmekte ise de, 5237 sayılı TCY. nda hak yoksunlukları kural olarak hapis
cezasının infazı ile sınırlandırılmıs, infaz tamamlanmakla, herhangi bir yargı kararına
gerek olmaksızın, bu hak yoksunluklarının kendiliğinden ortadan kalkacağı öngörülmüs,
bu nedenle yeni sistemde memnu hakların iadesi müessesesine yer verilmemistir. Kural hak
yoksunluklarının infazın tamamlanmasıyla sona ermesi ise de, aynı maddenin 5.
fıkrasındaki düzenleme uyarınca, 1. fıkrada sayılan hak ve yetkilerin kötüye kullanılması
suretiyle islenen suçlarda, infazın sora ermesinden sonra da, kararda ayrıca hükmedilmesi
kosuluyla, hak yoksunluğunun bir süre daha devam etmesi sağlanmıstır. Yine maddenin 3.
fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya kosullu salıverilen hükümlü
hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve
kayyımlık yetkilerinin kullanılmasına iliskin yasaklama hükmü uygulanamayacak, ayrıca
cezası ertelenen hükümlü hakkında, 1. fıkranın e bendindeki hak yoksunluğunun
uygulanmamasına da karar verilebilecek, ancak kısa süreli hapis cezası ertelenenler ile
suçu islediği sırada 18 yasını doldurmamıs kisiler hakkında, 1. fıkradaki hak yoksunluğuna
hiçbir sekilde karar verilemeyecektir…” (Yargıtay CGK, 04.04.2006, 2006/9–52, 2006/96).
62 Örneğin Bkz. 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu md.20,25, 202, 205, 208, 209, 212, 213,
214, 216, 218 ve 219, 230/2, 232, 233, 235,236, 238, 242, 243, 244, 249, 278, 302/3, 305,
437.
63 Örneğin Bkz. 66 sayılı Đstiklal Madalyası Kanunu md.7, 2762 sayılı Vakıflar Kanunu
md.33, 442 sayılı Köy Kanunu md.33, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu md.8, 2972 sayılı
Mahalli Đdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve Đhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun
md.9, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu md.11; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu
45/A.
64 Bkz. Erem/Danısman/Artuk, s. 1032–1036; Günal, s.40.
65 Bkz. Günal, s.46–47; “…TCK.'nun 121 ve sonraki maddelerine göre; ister Türk Ceza
Kanunundan, isterse özel bir kanundan kaynaklansın, ‘memnu hakların iadesi’ yoluyla,
gerek bir mahkûmiyetin sonucu ve gerekse ceza seklinde hükmedilen her nevi
ehliyetsizliklerin bertaraf edilmesine yasal bir engel yoktur…” (Yargıtay, CGK,
17.11.1986, 1986/410–523).
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
16
Bu açıklamalarımızdan sonra yasaklanmıs hakların geri verilmesine
konu olabilecek hak yoksunluklarının özelliklerini asağıdaki sekilde
sıralayabiliriz:
1. Giderilmesi istenilen hak yoksunluğu, “5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu dısındaki” herhangi bir kanun tarafından, “cezai mahkûmiyetin66
bir sonucu” olarak67 öngörülmüs olmalıdır. Demek oluyor ki, ceza
mahkûmiyetinden kaynaklanmak ve “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
dısındaki” kanunlar68 tarafından belirtilmis olmak kosuluyla, ister bir suç
için doğrudan, isterse bir cezaya bağlı olarak dolayısıyla öngörülmüs olsun
her türlü hak yoksunluğu, yasak hakların geri verilmesine konu
olusturabilir69. Ancak bu hak yoksunluğunun hâkim tarafından
hükmedilmesi ile hükümde yer verilsin veya verilmesin suçun veya cezanın
66 Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 233/5. maddesine göre mahkûmiyet kararı “sanığın
yüklenen suçu islediğinin sabit olması halinde verilir”. Aynı maddenin 6.fıkrasına göre ise
“Yüklenen suçu islediğinin sabit olması halinde, belli bir cezaya mahkûmiyet yerine veya
mahkûmiyetin yanı sıra güvenlik tedbirine hükmolunur.”. Dolayısıyla sanık hakkında;
yüklenen suçla bağlantılı olarak yas küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya
da geçici nedenlerin bulunması, yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine
getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle islenmesi, mesru
savunmada sınırın heyecan, korku ve telas nedeniyle asılması veya kusurluluğu ortadan
kaldıran hataya düsülmesi hallerinde, kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine
yer olmadığı kararı verildiğinde (5271 sayılı CMK md.233/3) ya da islenen fiilin suç olma
özelliğini devam ettirmesine rağmen; etkin pismanlık, sahsî cezasızlık sebebinin varlığı,
karsılıklı hakaret veya islenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı dolayısıyla ceza verilmemesi
halinde (5271 sayılı CMK md.233/4) mahkûmiyetten söz edilemeyeceğinden, yasaklanmıs
hakların geri verilmesi söz konusu olmaz.
67 Maddede bu husus, “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dısındaki kanunların belli bir suçtan
dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi
için, yasaklanmıs hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir.” (f.1) seklinde ifade edilmistir.
68 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu ile 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu’ndaki sistemde benzer sekilde herhangi bir istisna mevcut değildir.
69 Günal, s.40; “…(C)eza hükümlülüğünden doğan her çesit ehliyetsizlik, baska deyimle ceza
niteliğinde olan ehliyetsizliklerle ceza hükümlülüğünün yasal bir sonucu olan diğer bütün
ehliyetsizlikler ve bu arada ‘memur olma’ ehliyetinden yoksunluk da, yasaklanmıs hakların
geri verilmesi yoluyla giderilebilecektir…” (AYM, 26.1.1978, 1977/141–1978/5);
“…Birinci Ceza Dairesi'nin 11.6.1940 gün ve 164/1667, Besinci Ceza Dairesi'nin
12.5.1953 gün ve 1740/1684, Ceza Genel Kurulu'nun 1.6.1987 gün ve 201/ 336, 23.11.1987
gün ve 415/567 sayılı kararları ve sonraki birçok kararında açıklandığı gibi, ister Türk
Ceza Kanunundan, isterse özel bir yasadan kaynaklansın, mahkûmiyet neticesi kaybedilen
tüm hakların memnu hakların iadesi yoluyla kazanılabileceği, zira bu müessesenin kabul
edilis amacının mahkûmiyet neticesi kaybedilen kanuni durumu ferde iade etmek olduğu, bu
çesit bir kararla hükümlüye kullanılması menedilen hakların kullanma yetkisi verildiği,
mahkûmiyet kararında herhangi bir hak kaybından bahsedilmese dahi, ‘baska yasaların
mahkûmiyetin sonucu olarak’ ‘memuriyete girememe’, ‘seçme ve seçilme hakkının kaybı’
gibi kısıtlamalar getirmesi karsısında, iyi halli olduğunu kanıtlayan ve süresinde istemde
bulunan hükümlüye memnu haklarının iadesine karar verilmesi gerektiği göz önünde
tutulmaksızın, istemin reddine karar verilmesi…” (Yargıtay, 1.CD, 10.12.1991,
1991/2820–3053) (Hatipoğlu/Parlar, s.96).
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
17
niteliği nedeniyle otomatik olarak ortaya çıkmıs olması arasında bir fark
yoktur70. Dolayısıyla herhangi bir hak yoksunluğuna yol açmayan
mahkûmiyetlerin (ör. disiplin hapsinin) yasaklanmıs hakların geri
verilmesine konu olması mümkün değildir71. Zira bu yol mahkûmiyeti
kaldırmamakta, örneğin adli sicil veya arsiv kaydının silinmesini
sağlamamaktadır72.
Hükümdeki tek kısıtlama bir tarafa bırakılırsa hak yoksunluğu öngören
kanun, 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu olabileceği gibi73, baska
herhangi bir kanun da74 olabilir75. Đfade edelim ki “5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu”nu gereğince hükmedilebilecek sürekli hak yoksunluğu açısından
benimsenen istisna, bu Kanun gereğince hükmedilecek hak yoksunluklarının
giderilmesini engelleyecek olması karsısında, isabetli olmadığı gibi
Anayasanın esitlik ilkesine de aykırıdır. Gerçekten 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu’nda benimsenen yaptırım teorisi gereği, kural olarak sürekli hak
yoksunluğu benimsenmemis ise de, bunun istisnaları her zaman
olabilecektir. Kaldı ki, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun halen yürürlükte
olan 219/2.maddesine göre hakkında mahkûmiyet kararı verilen sanığa ceza
müeyyidesi yanında, “…müebbeden… bilfiil o vazifeyi icradan ve onun
menfaat ve aidatını almaktan memnuiyet…” hak yoksunluğuna da
hükmedilebilecektir76.
70 Erem/Danısman/Artuk, s. 1032–1033; Dönmezer/Erman, III, s.410–411; Önder, II-III, s.
819; “…TCK. 121. maddesinde; ‘Müebbeden hidematı ammeden memnuiyet ve ceza
mahkûmiyetinden mütevellit diğer nevi ademi ehliyet cezaları memnu hakların iadesi
tarikiyle izale olunabilir.’ denilmektedir. Bu hükümden mahkûmiyet kararında kamu
hizmetinden yasaklılık kararı yer almasa bile bu karar nedeniyle, özel bir yasadan
kaynaklanan ehliyetsizliklerin, memnu hakların geri verilmesinin konusu olabileceği
anlasılmaktadır…” (Uyusmazlık Mahkemesi, Ceza Bölümü, 4.10.1996, 1996/33–33);
Benzer içerikte bkz: Yargıtay Đçtihadı Birlestirme Büyük Genel Kurulu Kararı,
30.06.1995, 1993/1, 1995/1; Ayrıca Bkz. bir önceki dipnotta yer verilen Yargıtay
1.CD’nin 10.12.1991 tarih ve 1991/2820–3053 sayılı kararına.
71 Günal, s.42–44.
72 Fransız hukukunda bu yolun mahkûmiyeti de kaldırması nedeniyle, hiç bir hak
yoksunluğuna neden olmayan mahkûmiyetler açısından da yasaklanmıs hakların iadesi söz
konusu olabilecektir ( Erem/Danısman/Artuk, s. 1032; Günal, s.42–44).
73 Örneğin Bkz. md. 227, 230, 232, 238, 242, 437.
74 Örneğin Bkz. 3628 sayılı kanun’un 15.maddesiyle öngörülen “müebbeten kamu
hizmetlerinden yasaklanma” cezasına.
75 Bkz. CMUK 2000 Tasarı Gerekçesi, s.131; CMUK 2003 Tasarı Gerekçesi, s. 151; Yargıtay
yeni bir kararında bu husus vurgulanmıstır: “…Memnu hakların iadesi, ceza
mahkûmiyetinden doğan yasakların ve ehliyetsizliklerin ortadan kaldırılmasını sağlayan bir
kurumdur. Yasaklanmıs haklar, sadece mülga 765 sayılı veya 5237 sayılı Kanunlarda
öngörülen hak yoksunlukları ve ehliyetsizlikler olmayıp, bu kanunların dısındaki
kanunların belli suçlardan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak
yoksunluklarını da ifade etmektedir…” (Yargıtay 10.CD, 12.03.2007, 2006/12512,
2007/2769) .
76 Centel, Nur, “Yeni Türk Ceza Yasası ve Kadın”, http:// www. nurcentel. com/ makaleler/
yenitckvekadin. pdf, 03.05.07, s.3.
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
18
2. 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun 121.maddesinin77 aksine
5352 sayılı Adli Sicil Kanunun 13/A maddesinde geri vermeye konu hak
yoksunluğunun “sürekli”78 olma niteliğinden söz edilmemektedir. Bununla
beraber bu hususun kurumun özünde mevcut olduğunun kabulü gerekir.
Gerçekten süreli hak yoksunlukları zaten belirlenmis sürelerin geçmesiyle
(infaz edilmesiyle) kendiliğinden ortadan kalkacağından, geri verilmesinin
söz konusu olmaması, mantık kuralları gereğidir79. Hak yoksunluğunun
süresi ne kadar uzun olursa olsun80 süreli ise yasaklanmıs hakların geri
verilmesine konu olmayacaktır. Yargıtay da yasaklanmıs hakların geri
verilmesine konu hak yoksunluklarının sürekli olması gerektiği yönünde
karar vermistir81.
“Yasaklanmıs hakların geri verilmesi” kurumunun en karakteristik
özelliği sürekli hak yoksunluklarının giderilmesini sağlamasıdır. Metinde
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dısındaki kanunlara atıf yapıldığına ve bu
kanunlarda sürekli olduğu kadar süreli hak yoksunluğunun da söz konusu
olabileceğine göre, olası tereddütlerinin önüne geçilmesi bakımından, söz
konusu hak yoksunluklarının “sürekli” olma niteliğine açıkça yer
verilmesinin isabetli olacağını düsünüyoruz.
3. Geri verme talebine konu hak yoksunluğu (veya hak yoksunluğunu
doğuran mahkûmiyet) Türk Mahkemelerince verilmis olmalıdır. Bununla
birlikte yabancı mahkeme hükümlerinin hak yoksunlukları yönünden geçerli
olmasına karar verilmis ise (5237 sayılı TCK md.17; 765 sayılı mülga TCK
77 Madde 121- Müebbeden hidematı âmmeden memnuiyet ve ceza mahkûmiyetinden
mütevellit diğer nevi ademi ehliyet cezaları memnu hakların iadesi tarikiyle izale olunabilir.
78 Yasaklanmıs hakların geri verilmesine konu hak yoksunluklarının müebbet/ömür boyu
olmasını ortaya koymak için gerek 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A.maddesinin
gerekçesinde, gerek bazı yargı kararlarında gerekse doktrinde çoğunlukla “süresiz”
sözcüğünün kullanıldığını görüyoruz. “Süresiz” sözcüğü sıfat olarak “süresi belirli
olmayan” (Ör. süresiz tatil), zarf olarak ise “süresi belli olmayarak” (Ör. gazete süresiz
kapatıldı) anlamlarına geldiğinden (Bkz. Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük, 10.Baskı,
Ankara 2005, s.1830), bunun yerine “kesintisiz olarak süren, kalıcı, devamlı, baki, daimi”
anlamına gelen (Bkz. Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük, s. 1830), “sürekli” sözcüğünün
kullanılmasının uygun olacağını düsünüyoruz.
79 Taner, s.696; Dönmezer/Erman, III, s.410; Önder, II-III, s.819; Günal, s.42,45; Aygen,
Dilaver, Açıklamalı Đçtihatlı Cezaların Đnfazı Hakkında Kanun, Turhan Yayınevi, Ankara
2002, s.510; CMUK 2000 Tasarı Gerekçesi, s.131; CMUK 2003 Tasarı Gerekçesi, s. 151.
80 Doktrinde Yeni Đtalyan Ceza Kanunu’nun 178.maddesi örnek gösterilerek bu durumda da
yasaklanmıs hakların geri verilmesinin talep edilebilmesinin doğru olacağı dile getirilmistir
(Erem/Danısman/Artuk, s.1052).
81 “…TCK'nun 121 ve müteakip maddelerinde hükme bağlanan ‘memnu hakların iadesi’
keyfiyeti, 121. maddenin basında da ifade edildiği gibi ‘müebbeden’ olan yasaklamalar için
söz konusu olup, süreli olanlar hakkında ehliyetsizlik ve yasaklılıklar ise ya infaz edilmekle
ya da zamanasımı sürelerinin dolması suretiyle kendiliklerinden son bulduklarından,
bunları ortadan kaldırmak için ayrıca bir yargı kararı alınmasına gerek yoktur…”
[Yargıtay, 1.CD, 25.03.1994, 1994/844–694 (Hatipoğlu/Parlar, s.87–88)].
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
19
md.8)82 artık bu hak yoksunlukları da yasaklanmıs hakların geri verilmesine
konu olabilir (Bkz. 5352 sayılı ASK md. 2)83.
B. YASAKLANMIS HAKLARIN GERĐ VERĐLMESĐNĐN
KOSULLARI
1.Cezanın Đnfaz Edilmis veya Đnfaza Hukuki Bir Nedenle Son
Verilmis Olması
a) Cezanın Đnfaz Edilmis Olması
Yasaklanmıs hakların geri verilmesinin ilk kosulu mahkûm olunan
“cezanın” infaz edilmis olmasıdır. 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nda bu
kosula “…Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı…” (md.13/A,
f.1, bent a) ifadesiyle yer verilmistir. “Mahkûm olunan ceza” ibaresiyle
kastedilen sey ise “hapis ve/veya adlî para cezaları” (5237 sayılı TCK
md.45) olup, “Güvenlik Tedbirleri” (5237 sayılı TCK md.53–60) bunun
dısındadır. Ancak önemle ifade edelim ki, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun
13/A maddesinin 1.fıkrasındaki “…Türk Ceza Kanununun 53 üncü
maddesinin besinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla…” seklinde yer
alan istisna nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53.maddesinin
1.fıkrasında sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle
kasten islenen bir suç (5237 sayılı TCK md.53/5) veya belli bir meslek veya
sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne
aykırılık dolayısıyla islenen taksirli bir suçtan (5237 sayılı TCK md.53/6)
mahkûmiyet hâlinde uygulanacak hak yoksunluklarının infaz edilmis olması
da, ayrıca aranacaktır84.
Đnfazın tamamlanmıs olması ile ifade edilmek istenen husus,
cezanın/cezaların tamamıyla yerine getirilmis olmasıdır. Dolayısıyla, hapis
cezasında kosullu salıverme (sartla tahliye),85 para cezasında kısmi ödeme
82 Aslında burada yabancı mahkeme kararının geçerliliğine Türk mahkemesi karar
verdiğinden, ortada bir Türk mahkemesinin kararı bulunduğu ve bu karar nedeniyle
yasaklanmıs hakların geri verilmesinin talep edildiğine isaret edilmektedir (Günal, s.48).
83 Dönmezer/Erman, III, s.411; Erem/Danısman/Artuk, s.1035–1036; Günal, s.47–48;
Önder, II-III, s.819–820; Soyaslan, s.663; Savas, Vural/ Mollamahmutoğlu, Sadık, Türk
Ceza Kanunu Yorumu, C. 1, Ankara 1995, s.1355.
84 Yasaklanmıs hakların geri verilmesi için belirtilen istisna dısında güvenlik tedbirlerinin
infaz edilmis olması aranmamakta ise de, bu durum “iyi hallilik” kapsamında
değerlendirilmelidir.
85 Erem/Danısman/Artuk, s.1037; Günal, s.66–69; Hakeri, Hakan, Ceza Hukuku, 5. Baskı,
Seçkin Yayınevi, Ankara 2007, s.426; “…Hükümlü H. hakkında Ermenek Ağır Ceza
Mahkemesinden verilip kesinlesen 17.3.1998 gün ve 1977/35 esas 1978/12 karar sayılı
müebbet ağır hapis cezasının infazına 23.7.1977 tarihinde baslandığı, 3713 sayılı Kanun
uyarınca 13.4.1991 tarihinde sartla tahliye edildiği bihakkın tahliye tarihinin ise 23.7.2013
olduğu ve hükümlü H.nin TCK. nun 122. maddesinde öngörülen süre henüz dolmadan
2.10.1998 tarihinde memnu haklarının iadesi isteminde bulunduğu dosya kapsamından
anlasılmakla; (y)erel mahkemenin memnu hakların iadesine karar verilebilmesi için TCK.20
veya para ve hapis cezalarına birlikte hükmedilmis bulunan hallerde birinin
tamamen veya kısmen yerine getirilmemis olması halinde, infazın
tamamlandığından söz edilemez86.
Para cezasının ödenmek veya hapse çevrilmek suretiyle (CGTĐHK
md.106) infaz edilmesi arasında fark yoktur. Ancak para cezası kısmen veya
tamamen ödenmemesi nedeniyle hürriyeti bağlayıcı cezaya çevrilmis ise,
süre, hürriyeti bağlayıcı cezanın tamamen infaz edilmesinden itibaren
baslayacaktır87.
Hapse çevrilerek infaz edilen hapis süresinin para cezasını tam olarak
karsılaması nedeniyle kalan para cezasının 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre tahsil edilmesi yoluna basvurulması
halinde (CGTĐHK md. 106/11) ise, infazın tamamlanmasından söz
edebilmemiz için bu prosedür gereğince tahsilin gerçeklesmesi veya hukuki
bir nedenle son verilmis olması gerekir88.
Hapis cezaları “ağırlastırılmıs müebbet hapis” (5237 sayılı TCK
md.47) veya “müebbet hapis” cezası (5237 sayılı TCK md. 48) ise, infaz
hükümlünün hayatı boyunca devam edeceğinden, yasaklanmıs hakların geri
verilmesi olanaklı değildir. Ancak bu ceza özel af ile süreli hapis cezasına
çevrilmis ve infaz edilmis ise, diğer sartlarında mevcudiyeti halinde
yasaklanmıs hakların geri verilmesi olasıdır89.
Ceza, hapis cezasına seçenek olarak öngörülen yaptırımlardan (5237
sayılı TCK md.50) biri ise, bunun da tamamen infaz edilmesi gereklidir.
Mahkûm tarafından seçenek yaptırımın gereklerinin kısmen veya tamamen
yerine getirilmemesi nedeniyle kısa süreli hapis cezasının tamamen veya
kısmen infazına karar verilmesi halinde ise bunun infaz edilmis olması
gerekir.
Kosullu salıverme halinde geri verme talebinin ne zamandan itibaren
yapılabileceği, baska bir ifadeyle deneme süresinin hangi tarihte baslayacağı
tartısılmıstır. Birinci görüsü savunanlar90 gerek kosullu salıverme, gerekse
yasaklanmıs hakların geri verilmesinde hükümlünün iyi halli olmasının
nun 122. maddesinde aranan kosulların maddi olayda gerçeklesmediğinden bahisle islemin
reddine dair tesis ettiği hükümde yasaya aykırılık görülmemis olduğundan, hükümlünün;
bir sebebe dayanmayan temyiz itirazının reddiyle hükmün tebliğnamedeki düsünce gibi
(ONANMASINA)…” (Yargıtay 1.CD, 17.5.1999, 1999/1739 E, 1999/1794 K.)
(Hatipoğlu/Parlar, s.90); Yargıtay 1.CD, 24.02.1990, 1990/3377–3328
(Hatipoğlu/Parlar, s.97).
86 Aynı yönde: Erem/Danısman/Artuk, s.1039; Önder, II-III, s.820–821; Kars.
Dönmezer/Erman, III, s.413.
87 Önder, II-III, s.823 ve burada zikredilen Yargıtay 1.CD’nin 08.10.1946 tarih ve 2865/1805
sayılı kararı.
88 Aksi düsünce: Günal, s.55.
89 Dönmezer/Erman, III, s.414–415; Erem/Danısman/Artuk, s.1037; Günal, s.65–66.
90 Bkz. Önder, s.821’de belirtilen yazarlara; Dönmezer/Erman, III, s.415; Soyaslan, s.664.
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
21
arandığını gerekçe göstererek, hükümlünün sartla salıverilme tarihini
deneme süresinin baslangıcı olarak kabul etmektedir. Bizim de katıldığımız,
uygulamada da91 kabul gören ve cezanın infazı esasından hareket eden ikinci
görüse göre ise; kosullu salıvermede deneme süresi içinde ceza infaz
edilmekte ve bu süre cezanın infazının bir sekli olarak ortaya çıkmaktadır.
Dolayısıyla deneme süresi bihakkın (tamamıyla) salıverilme tarihinden
itibaren baslayacaktır92.
Cezanın ertelendiği durumlarda cezanın ne zaman infaz edilmis
sayılacağı üzerinde durulmalıdır. 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’ndaki
sistemin93 aksine 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda (md.51/8), deneme
süresinin yükümlülüklere uygun veya iyi halli geçirilmis olması halinde
“cezanın infaz edilmis sayılacağı” kabul edilmistir. Bu durumun doğal
sonucu olarak ceza mahkûmiyetine bağlı sürekli hak yoksunluklarının
giderilebilmesi için yasaklanmıs hakların geri verilmesi yoluna gidilebilecek
ve deneme süresi cezanın infaz edilmis sayıldığı tarihten itibaren islemeye
91 Bkz. Yargıtay 1.CD, 17.5.1999, 1999/1739 E, 1999/1794 K.) (Hatipoğlu/Parlar, s.90);
Yargıtay 1.CD, 24.02.1990, 1990/3377–3328 (Hatipoğlu/Parlar, s.97).
92 Bkz. Önder, s.821 ve orada belirtilen yazarlara; Ayrıca Bkz. Erem/Danısman/Artuk,
s.1037; Yargıtay’ın güncel bir kararı da bu yöndedir: “Uyusturucu madde ticareti yapmak
suçundan hükümlü ARC’nin memnu hakların iadesine iliskin talebi üzerine, VAN 2. Ağır
Ceza Mahkemesi’nce, 16.05.2006 tarihinde 2006/35 esas ve 2006/164 karar sayı ile sürücü
belgesinin geri verilmesi isteği yönünden, bihakkın tahliye tarihinden itibaren 3 yıllık
sürenin dolmaması nedeniyle talebin reddine karar verildiği; kararın hükümlü tarafından
temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Bassavcılığı’nın onama
isteyen tebliğnamesi ile 15.11.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlasıldı. Dosya
incelendi. GEREĞĐ GÖRÜSÜLÜP DÜSÜNÜLDÜ: Dosyadaki bilgi ve belgeler ile
Mahkemenin gösterdiği gerekçeye göre, talep edenin yerinde görülmeyen temyiz
itirazlarının reddi ile kararın istem gibi ONANMASINA…” (Yargıtay 10.CD, 05.03.2007,
2006/13523, 2007/2523); Yargıtay’ın benzer içerikteki baska bir kararı ise söyledir:
“…Kesinlesen 20 yıl muvakkat ağır hapis cezasının 01.02.1971 tarihinde infazına
baslanmıs, hükümlünün 1803 sayılı Af Kanunu'nun 1/c maddesinden istifade ile cezasının
12 yılının af edildiği infazı gereken bakiye 8 yıl cezası kaldığı, mesruten tahliye tarihinin
bir atıfet olarak bu Kanunun 7/A maddesine göre hesabı zorunlu ise de bihakkın tahliye
tarihinin hesabında af edilen bölümün eklenmesi suretiyle matrah ittihazının mümkün
olmadığı, af edilen ceza miktarının deneme süresini uzatamayacağı, mesruten tahliyenin
sartları ihlal edildiğinde tamamen infazına imkân bulunamayacağı, dosyada mevcut
müddetnamelerin 1803 sayılı Kanunun, meriyetinden önce düzenlendiği bihakkın tahliye
tarihinin 01.02.1979 olması gerektiği gözetilmeden, memnu hakların iadesi talebinin TCK.
nun 122. maddesine göre süre yönünden reddine karar verilmesi, bozmayı gerektirmis,
tebliğname münderecatı bu nedenle yerinde görülmüs olmakla temyiz itirazının kabulü ile
kararın (BOZULMASINA)…” (Yargıtay, 1.CD, 20.10.1992,1992/2178–2276).
93 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’na göre “Cürüm ile mahkûm olan kimse hüküm
tarihinden itibaren bes sene içinde islediği diğer bir cürümden dolayı evvelce verilen ceza
cinsinden bir cezaya yahut hapis veya ağır hapis cezasına mahkûm olmazsa, cezası tecil
edilmis olan mahkûmiyeti esasen vâki olmamıs…” sayılmaktaydı. Ancak isaret edelim ki
mahkûmiyet 2918 sayılı Kanun’un 119/1.maddesine göre aynı Kanun’un 41/e maddesinde
sayılan suçlardan ise, ceza ertelense dahi sürücü belgesi daimi olarak geri alınmaktaydı.
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
22
baslayacaktır94. Aksi takdirde yani yükümlülüklere uymama veya iyi hal
göstermeme halinde cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda
çektirilmesine karar verilmesi halinde (md.51/7) ise süre, cezanın tamamen
infazı tarihinden itibaren islemeye baslayacaktır95. Yargıtay’ın - 765 sayılı
mülga Türk Ceza Kanunu’nun uygulanmasına iliskin olarak- cezanın
ertelenmesi halinde, yasaklanmıs hakların geri verilmesi yoluna
gidilemeyeceği yönünde kararları96 olduğu gibi aksi yönde kararları da97
mevcuttur.
b) Cezanın Đnfazına Hukuki Bir Nedenle Son Verilmis Olması
aa) Cezanın Đnfazına “Genel Af veya Etkin Pismanlık” Dısında
Hukuki Bir Nedenle Son Verilmis Olması
Kanunda mahkûm olunan cezanın infaz edilerek tamamlanması veya
infaz iliskisini düsüren sebeplerin biri ile (genel af veya etkin pismanlık
hariç) ortadan kalması arasında prensip itibariyle fark gözetilmemistir.
94 Ertelenmis cezanın infaz edilmis sayılması ve 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’ndan
farklı olarak yasaklanmıs hakların geri verilmesi veya benzeri kuruma yer vermemis
olmasının, bir kere suç islemis olan kimsenin ömrü boyunca hükümlü, yani sabıkalı
olmaktan ve dolayısıyla bunun sonuçlarından kendisini kurtaramaması anlamına geldiği
ifade edilmistir (Bkz. Hafızoğulları, Zeki, “5237 s. Türk Ceza Kanununda Cezalar ve
Güvenlik Tedbirleri”, http:// www. abchukuk. com/ cezahukuku/ guvenlik- tedbirleri. html,
06.05.07). Bu görüs, 5560 sayılı Kanunun 38.maddesiyle 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nda
yapılan değisiklikten önceki durum açısından isabetli bir saptamadır.
95 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu açısından Bkz. ve kars. Erem/ Artuk/Danısman,
s.1038; Dönmezer/Erman, III, s.415; Önder, II-III, s.821; Günal, s.69; Kömürcü,
Mehmet, Adli Sicil Kayıtları Sabıka Kayıtlarının Silinmesi ve Đlgili Konular, 3.Baskı,
Adalet Yayınevi, Ankara 2005, s.48.
96 “…TCK’nun 121 ve müteakip maddeleri uyarınca memnu hakların iadesine gerek ceza
seklinde hükmedilmis olan mahkûmiyetlerin ve gerekse ceza mahkûmiyetlerinden doğan
her tür ehliyetsizliklerin bertaraf edilmesi olduğuna göre aynı Kanunun 34. maddesi
hükmü de göz önünde bulundurularak CMUK. nun 416 ve müteakip maddeleri
gereğince tahkikat yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirse de; hükümlüye
verilen ceza ertelenmis, hükümlünün deneme süresi içersinde ertelenmesi geri
alınmasını, zorunlu kılan bir suç islediğinin anlasılamamıs bulunması ve TCK’nin
95/son maddesi uyarınca da mahkûmiyeti esasen vaki olmamıs sayılması karsısında bu
halde memnu haklar iadesinin istenemeyeceği anlasılmakla …” (Yargıtay, 9.CD,
20.09.1994, 1994/5454–4721); Aynı yönde: Yargıtay 11.CD, 27.9.1999,1999/5481–
1999/6525; Doktrinde bu görüs egemen olmustur: Balkuvvar, s.1288; Dönmezer/Erman,
III, s.415; Erem/Danısman/Artuk, s. 1037–1038; Günal, s.69.
97 “…Sanık hakkında Siirt Sulh Ceza Mahkemesinin 28.5.1977 tarih 1997/81–135 sayılı
kararı ile tayin olunan cezanın tecilli olması karsısında 5 yıllık deneme süresi dolmadan
memnu hakların iadesine karar verilemeyeceği, deneme süresinin iyi hal ile geçirilmis
olması halinde de ancak süresiz ehliyetsizliklerin memnu hakların iadesi ile
kaldırılabileceği gözetilmeden yazılı sekilde hüküm tesisi…” (Yargıtay 2.CD, 9.10.2003,
2002/9635, 2003/11924); Aynı yönde: Yargıtay CGK, 01.06.1987, 6–201/336; Yargıtay
6.CD, 10.03.1993, 1993/1382–2480 (Hatipoğlu/Parlar, s.91); Bu konuda ayrıca Bkz. Đçel,
s.209–218; Günal, s.44.
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
23
Ancak bu durumda deneme süreleri ve bu sürelerin baslangıçları açısından
bazı ayrımlar söz konusudur98.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda cezayı düsüren sebepler olarak
“ölüm (md.64/2)”, “af (md.65)” ve “ceza zamanasımı (md. 68)”na yer
verilmistir. Hükümlünün ölümü halinde, hapis ve henüz infaz edilmemis adlî
para cezalarının ortadan kalkması (5237 sayılı TCK md.64/2), adlî sicil
bilgileri (arsiv kaydı dâhil) tamamen silinmesi (5352 sayılı ASK md.9, 12)
ve Kanunda açık bir hükme de yer verilmemis olması karsısında “ölüm”
halinde (ĐĐK’nin 316.maddesindeki istisna hariç) yasaklanmıs hakların geri
verilmesinden söz edilemez.
Madde hükmü gereği cezanın infazına özel af99 veya ceza
zamanasımının gerçeklesmesi nedeniyle son verilmis olması halinde
yasaklanmıs hakların geri verilmesi yoluna basvurabilecektir. Ancak bu
durumda deneme süresi “cezanın infazından” değil, “kesinlesmesinden”
itibaren baslayacaktır100. Cezanın tamamen infaz edilmis olmasına nazaran
mahkûm lehine olusan bu durumun kısmen telafi edilebilmesi amacıyla,
deneme süreleri nispeten daha uzun öngörülmüstür. Belirtelim ki, 765 sayılı
mülga Türk Ceza Kanunu’nun 122/1.maddesinin düzenlemesine göre söz
konusu süre cezanın af ile ortadan kalktığı tarihten itibaren üç101,
zamanasımı ile düsmesi halinde ise, düsme tarihinden baslamak üzere bes
yıldır.
765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun 115.maddesinde açıkça102 ceza
zamanasımı ile sadece geçici hak yoksunluklarının ortadan kaldırılması
kabul edilmis103, buna karsılık sürekli nitelikteki hak yoksunluklarının
kaldırılabilmesinin yolu olarak ise yasaklanmıs hakların geri verilmesi
kurumu benimsenmisti (765 sayılı mülga TCK md.121–124). 5237 sayılı
Türk Ceza Kanunu’nun 69.maddesinde bu yönde bir ayrıma gidilmeden
“Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunluklarının süresi
ceza zamanasımı doluncaya kadar devam eder.” hükmü getirilerek, ceza
zamanasımının hak yoksunluğuna etkisi düzenlenmistir. Yeni Ceza
98 Dönmezer/Erman, III, s.413; Önder, II-III, s.822.
99 Ancak belirtelim ki, af bir sarta bağlanmıs ise, bu sartın gerçeklesmis olması aranmalıdır
(Kars. Günal, s.71–73).
100 Kars. Soyaslan, s.664.
101 Burada “af” ile kastedilen, “özel af”tır (Günal, s.71).
102 Madde 115-Amme hizmetlerinden muvakkat memnuiyet yahut diğer bir ıskatı ehliyet
cezası veya bir meslek ve sanatın tatili icrası sair cezalara zam ve ilave edildiği veyahut bir
hüküm neticesi olduğu takdirde ıskatı ehliyet ve tatili meslek ve sanat cezaları, onlar için
muayyen olan müddetin iki misline muadil bir müddet geçmedikçe sakıt olmazlar ve isbu
müruru zaman aslı mücazatın sakıt olduğu tarihten itibaren cereyana baslar.
103 Dönmezer/Erman, III, s.410; Akdağ, Selami, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Serhi,
Olgaç Matbaası, Ankara 1978, s.752.
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
24
Kanunu’nun öngördüğü yaptırım sistemi gereği sürekli hak yoksunluğu
benimsenmediğinden, burada söz edilen hak yoksunluğu doğaldır ki, süreli
hak yoksunluğudur104. Bu nedenle sürekli hak yoksunluğuna neden olan bir
ceza mahkûmiyeti ceza zamanasımın gerçeklesmesi nedeniyle düsmüsse,
deneme süresi ve baslangıcı hususunda 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun
13/A–2.maddesi dikkate alınarak yasaklanmıs hakların geri verilmesi talebi
değerlendirilecektir.
Özel affa konu cezaya bağlı veya hükümde belirtilen hak yoksunlukları,
özel affa rağmen etkisini devam ettirdiğinden (5237 sayılı TCK md. 65),
özel af, yasaklanmıs hakların geri verilmesi yoluna giderilmesine engel
değildir.
Cumhurbaskanının sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi
mahkûmun cezasını hafifletmesi veya kaldırması hali (AY md.104) de,
cezanın infazının hukukî nedenle son verilme halleri kapsamında
düsünülmesi gereken hususlardan biridir.
bb) Cezanın Đnfazına “Genel Af veya Etkin Pismanlık” Nedeniyle
Son Verilmis Olması
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 65/1.maddesine göre, “Genel af
halinde, kamu davası düser, hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte
ortadan kalkar.” Keza 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 9/1.maddesine
göre adlî sicildeki bilgiler; cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının
tamamlanması, ceza mahkûmiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran
sikâyetten vazgeçme, etkin pismanlık veya ceza zamanasımının dolmasının
yanında, genel af halinde de Adlî Sicil ve Đstatistik Genel Müdürlüğünce
silinerek, arsiv kaydına alınır.
Görüldüğü üzere genel af cezayı, adli sicil kaydının silinmesi dâhil
bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırmaktadır. Bu durumda genel af halinde
ortada bir hak yoksunluğu kalmayacağından105 yasaklanmıs hakların geri
verilmesi de söz konusu olmayacaktır106. Ancak gerek Anayasanın 76.
maddesinde, gerekse diğer bazı yasalarda “affa uğramıs olsa bile”
ibaresiyle sürekli hak yoksunluklarının genel af yoluyla ortadan
kaldırılmasına istisna getirilen haller açısından aynı sey söylenemeyecektir.
Nitekim 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun Geçici 2. maddesi 1. fıkrasının
“Anayasanın 76 ıncı maddesi ve özel kanun hükümleri saklıdır.” seklindeki
düzenlemesiyle de açıkça devam etmesi benimsenen bu istisnai hallerde, af
104 Aynı yönde: Özbek, s. 625–626.
105 Toroslu, Ceza Hukuku Genel Kısım, s.407.
106 Günal, s.71.
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
25
yasasında özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde107 yasaklanmıs haklar
varlığını sürdürecektir.
Bu durumda yasaklanmıs hakların geri verilmesi kurumu isletilebilecek
midir? Yargıtay hak yoksunlukları açısından gerek Anayasanın 76, gerekse
bazı özel yasalarla “affa uğramıs olsa bile” ibaresiyle sürekli hak
yoksunlukları açısından genel affın kapsamına istisna getirilen hallerde,
yasaklanmıs hakların geri verilmesi yoluyla bu hak yoksunluklarının ortadan
kaldırılabileceğini kabul etmektedir108.
107 “…1803 sayılı Af Kanunun 7. maddesinin B bendinde bu kanundan kısmen
yararlananların fer’i ve mütemmim cezaları ceza mahkûmiyetlerinin sonuçlarını da
kapsamak üzere affedildiği yazılı olmasına göre; memnu hakların iadesi talebinin konusunu
teskil eden ceza mahkûmiyetinden doğan müebbet memnuiyet ve müebbet ehliyetsizliklerin
mezkûr madde ile kalkmıs ve artık sanığa iadesi gereken bir hak kalmamıs olduğu
gözetilmeyerek 5 senelik sürenin geçmediğinden bahisle talebin reddine karar
verilmesi…”(Yargıtay 5.CD, 11.11.1974, 1974/4252–4373).
108 Yargıtay CGK, 23.11.1987, 9–415/567; “…Yerel mahkemece, ‘hükümlü Hüseyin’in ceza
mahkûmiyetinden doğan müebbet memnuiyet ve müebbet ehliyetsizlikleri ‘1803 sayılı Af
Yasasının 7/ B madde ve fıkrası gereğince kalktığı ve talep edene iadesi gereken bir hak
kalmamıs olduğu’ gerekçesiyle memnu haklarının iadesi talebinin reddine karar verilmisse
de; ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 23.11.1987 gün ve 9–415/567 sayılı kararında
açıklandığı gibi, ‘memnu hakların iadesi’ ve ‘Genel Af’ birbirinden farklı müesseseler olup,
Anayasamızın 76. maddesindeki ve özel yasalardaki ‘Affa uğramıs olsalar bile’ cümlesiyle
baslayan suçlar arasında sayıldığı için ‘süresiz hak mahrumiyeti ve süresiz ehliyetsizlikler’
getiren hükümlerin sanık aleyhine etkisinin memnu hakların iadesi yoluyla ortadan
kaldırılabileceği, esasen hiçbir ehliyetsizlik gerektirmeyen mahkûmiyetlerden dolayı da
memnu hakların iadesinin istenebileceği göz önünde tutularak 1803 sayılı Yasadan
yararlanan ve TCK. nun 122. maddesindeki süreleri geçirdikten sonra talepte bulunan iyi
halli hükümlü Hüseyin'in memnu haklarının iade edildiğinin bir kararla tespit edilmesi
gerekirken, yazılı sekilde hüküm tesisi…” [Yargıtay, 1.CD, 25.11.1992, 1992/2532–2604
(Tasdemir, Kubilay/ Özkepir, Ramazan, Son Değisikliklerle Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu, Turhan Yayınevi, Ankara 2000, s.1140]; “…Genel af kapsamına alınmıs olsa bile,
TCK. nun 121 ve devamı maddelerine göre ister Ceza Kanunundan, isterse özel bir
kanundan kaynaklansın… gerek bir mahkûmiyetin sonucu ve gerekse ceza seklinde
hükmedilen yasaklamalara konu olan her nevi ehliyetsizliklerin geleceğe yönelik sekilde
adli yolla kaldırılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır.
Af; merhamet duygusuna, sosyal nedenlere dayanır. Bu yetki kullanılırken suçluların buna
layık olup olmadıklarına bakılmaz. Affın ıslah olmamıs suçluları da kapsamına alması
olağandır. Bu nedenle özel kanunlarda mahkûm edilmis olmasına rağmen ve sınırlı da olsa
nitelikleri gözetilerek bazı suçlardan mahkûm olan kisilerin kamu hizmetlerinden yasaklılık
halleri devam edebilir. TCK. nun 122. maddesinde, cezanın af ile ortadan kaldırıldığı
tarihten itibaren bes yıl geçtikten sonra memnu hakların iadesi isteminde bulunabileceği
belirtilmekle; affın kaldıramadığı memnu hakkın, bu yolla iade edilmesi amaçlanmıstır.
Bu itibarla, af ile fer'i ve mütemmim cezalar kaldırılmıs olsa dahi daha sümullü olması
itibariyle memnu hakların iadesi talebinde bulunulabilir…” Yargıtay 1.CD, 15.11.1990,
1990/2851–1961); Aynı yönde: Turhan, s.126
Yüksek Seçim Kurulu önceki uygulamasından dönerek109, Anayasanın
76 ve diğer kanunlarda yer alan özel düzenleme karsısında genel affın hak
yoksunluklarını kendiliğinden kaldırmayacağını kabul etmekle birlikte,
yasak hakların geri verilmesi hükümleri çerçevesinde bu hakların geri
verilebileceğini kabul etmektedir110.
Ceza mahkûmiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran etkin
pismanlık veya sikâyetten vazgeçme halinde yasaklanmıs hakların geri
verilmesi söz konusu olabilecek midir?
“Etkin pismanlık (faal nedamet)”, kural olarak tamamlanmıs suç
bakımından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ve ceza hükmü içeren bazı
kanunlarda, bazen cezasızlık (Ör. 5237 sayılı TCK md.93/1, 192/1, 201,
221/1–4, 254, 274/1) bazı durumlarda ise cezadan indirim nedeni (Ör. 5237
sayılı TCK md.93/2, 110, 168, 192/2, 221/4, 248, 269, 274/2–3, 293) olarak
öngörülen sahsi cezasızlık nedeni olup,111 kural olarak son kararın
kesinlesmesine kadar hüküm ifade eder.
Kovusturma yapılabilmesi sikâyete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı
olmadıkça suçtan zarar gören kisinin vazgeçmesi davayı düsürür ve hükmün
kesinlesmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz (5237
sayılı TCK md. 73/4).
Görüldüğü üzere gerek etkin pismanlık, gerekse sikâyetten vazgeçme
esas itibariyle hükmün kesinlesmesine kadar mümkündür. Ancak bu hususta
istisnai düzenlemeler söz konusu olabilir. Örneğin 3167 sayılı “Çekle
Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında
Kanun”un 16c/4.maddesine göre, “Hüküm kesinlestikten sonra çek tutarı
veya karsılıksız kalan kısmı ile çek tutarına veya karsılıksız kalan kısmına ait
yüzde yirmi tazminatın ve çekin ibrazından ödeme tarihine kadar geçen süre
içinde 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesi halinde
bütün cezai sonuçları ile birlikte hüküm ortadan kalkar.” Aynı Kanunu’nun
16b/3.maddesine göre, “Hükmün kesinlesmesinden sonra sikâyetten
vazgeçildiğinde de, hüküm bütün cezai sonuçları ile ortadan kalkar.”112.
Keza 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 184/5.maddesine göre “Kisinin,
109 Yüksek Seçim Kurulu önceki uygulamalarında yasaklanmıs hakların geri verilmesinin
seçilme hakkını kazandırmadığı yönünde idi [Yüksek Seçim Kurulu’nun 24.09.1961,
170/27 sayılı kararı, in: 25.05.1985, 313/203 (Savas/Mollamahmutoğlu, s.1355–1360)].
110 Yüksek Seçim Kurulu, 16.06.1991, 1991/107–77 (Hatipoğlu/Parlar, s.103–105); Đçel,
Kayıhan, “Anayasa Hükümleri ve Yüksek Mahkemelerin Kararları Çerçevesinde Af, Sartla
Salıverme ve Ertelemeye Đliskin Yasal Düzenlemelerin Yasaklanmıs Haklar Üzerindeki
Etkileri”, Anayasa Yargısı, s.209–218, http:// www. anayasa. gov.tr/ eskisite/ anyarg 18/
ICEL. PDF, 03.05.07; Turhan, s.1.
111 Öztürk/Erdem, s.234; Artuk /Gökcen/Yenidünya, s.773–774; Centel / Zafer / Çakmut,
s.466, 471–472; Hakeri, Hakan, Ceza Hukuku Temel Bilgiler, Seçkin Yayınevi, Ankara
2006, s.209–210; Özbek/ Bacaksız/ Doğan, s.253–254.
112 Toroslu, Ceza Hukuku Genel Kısım, s.417–418.
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
27
ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar
plânına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra
hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmıs olan kamu davası düser,
mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.”. 113
Verdiğimiz iki örnekten de anlasılacağı üzere istisnai de olsa hükmün
kesinlesmesinden sonraki etkin pismanlık veya sikâyetten vazgeçme ceza
mahkûmiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırmaktadır. Dolayısıyla böyle
bir durumda geri vermeye konu yasaklanmıs bir hakkın varlığından söz
edilemez.
2. Deneme Süresinin Yeni Bir Suç Đslenmeden ve Đyi Halli Olarak
Geçirilmis Olması
a) Deneme Süresi
Mahkûm cezasını çekmesine müteakip, bir süre, kanun, nizam ve
toplumsal kurallara saygılı olduğunu, sorumluluk tasıyan bir yasam biçimini
benimsediğini ve böylece topluma uyum sağladığını (Bkz. CGTĐHK md. 3)
kanıtlamak durumundadır. Kanun bu amaçla, yasaklanmıs hakların geri
verilmesi için mahkûmun iyi hali hakkında yeterli bilgi edinilmesine elverisli
olacak düzeyde bir sürenin geçmesini aramıs, yani bir “deneme süresi”
öngörmüstür. Bir tür “gözlem devresi” olarak da nitelenebilecek114 bu süre
zarfında hem toplum hükümlüden korunacak, hem de mahkûmun iyi halli
olup olmadığı konusunda yeterli bilgi edinilebilecektir115.
Karsılastırmalı hukukta hemen hemen her kanun bir deneme süresi
öngörmüs olmakla birlikte, söz konusu sürelerin kanuni geri verme
sisteminde adli geri verme sistemine göre daha uzun olduğuna isaret
edilmistir116.
Deneme süresi;
aa) Mahkûm olunan ceza infaz edilerek tamamlanmıs ise,
“infazının sona erdiği” tarihten itibaren üç yıldır.
bb) Mahkûm olunan ceza infaz edilmemis olmakla birlikte, cezanın
infazı genel af veya etkin pismanlık dısında hukukî nedenle (Ör. Ceza
zamanasımı veya özel af) düsmüs (Kanun’un ibaresiyle son verilmis) ise,
deneme süresi “hükmün kesinlestiği” tarihten itibaren bes yıldır. Dikkat
edilirse burada cezanın infaz edilerek tamamlanmıs olması halinde geçen
113 2004 sayılı Đcra ve Đflas Kanunu’nun 354/1.maddesinde de benzer bir hüküm vardır. Buna
göre “Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi sikâyete bağlı olanların müstekisi
feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticeleriyle beraber ceza
düser.”
114 Günal, s.61.
115 Dönmezer/Erman, III, s.414; Erem/Danısman/Artuk, s.1036–1037; Önder, II-III,
s.822; CMUK 2000 Tasarı Gerekçesi, s.132; CMUK 2003 Tasarı Gerekçesi, s. 151–152.
116 Önder, II-III, s.822; Günal, s.61–63.
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
28
süreye göre daha uzun bir süre öngörülmüs ise de, sürenin baslangıcı cezanın
kesinlesme tarihine çekilmistir. Ancak bu durumdaki hükümlünün, cezası
infaz edilerek sona eren hükümlüye göre daha avantajlı bir duruma
geçmemesi amacıyla, deneme süresinin mahkûm olunan hapis cezasına üç
yıl eklenmek suretiyle bulunacak süreden az olamayacağı kabul edilmistir.
Örneğin dört yıllık bir hapis cezası, ceza zamanasımının gerçeklesmesi
nedeniyle düsmüsse, deneme süresi hükmün kesinlesmesinden itibaren
baslamak üzere yedi yıldır.
Genel af veya etkin pismanlık dısında hukukî bir nedenle düsen/infazına
son verilen cezanın, infazına hiç baslanmaması ile önemli bir bölümünün
infaz edilmis olması arasında fark yoktur.
765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun 123.maddesinde mükerrirler
için deneme sürelerin iki kat uygulanması yöntemi117 5352 sayılı Adli Sicil
Kanunu’nda benimsenmemistir.
b) Suç Đslememek ve Hayatını Đyi Halli Olarak Sürdürmek
Yasaklanmıs hakların geri verilebilmesi kurumunun temel
özelliklerinden birisinin hak yoksunluklarından kurtulmak isteyen mahkûmu
namuslu ve dürüst bir sekilde yasamaya tesvik etmek olduğunu belirtmistik.
Gerçekten bu husus kurumun kabul edilme gerekçesini ve en önemli
unsurunu olusturur. Bu nedenle geri vermede adli sistemin benimsendiği
hemen hemen bütün kanunlarda118 deneme süresi içinde iyi hal gösterilmis
olması aranmaktadır119.
5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nda benimsenen sisteme göre, sadece
hükümde öngörülen sürelerin geçirilmis olması yeterli görülmemekte; bunun
için ayrıca söz konusu zaman zarfında mahkûmun;
—Yeni bir suç islememis olması ve
—Hayatını iyi halli olarak sürdürmüs olması,
Aranmaktadır.
Gerek 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nda gerekse 1412 sayılı
mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda “yeni bir suç islememis
olmak” kosulu mevcut değildir. Bununla birlikte iyi hallilik kosuluna,
“…islemis olduğu cürümden dolayı pismanlık duyduğunu ihsas edecek
surette iyi hali görülen kimse…” (765 sayılı mülga TCK md.122),
“Mahkûm olduğu cürümden pisman olduğunu ihsas edecek surette hüsnü
hali görüldüğüne dair vesikalar.” (1412 sayılı mülga CMUK md.317/f.1,
117 Bu yönteme yöneltilen elestiriler hakkında bakınız: Önder, II-III, s.823–824.
118 Yasaklanmıs hakların hukuki yolla geri verilmesini benimseyen kanunlar ise hükümlünün
deneme süresi içinde yeni bir suç islememis olmasını yeterli görmektedir (Önder, II-III,
s.825).
119 Önder, II-III, s.824–825.
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
29
bent 3) ibareleriyle yer verilmistir. Sübjektif nitelikteki “pismanlık” ve bunu
“ihsas etme” seklindeki unsurların120 yeni düzenlemeye alınmaması
kanımızca isabetli olmustur.
“Đyi hal” ahlaki gelisimin tamamlanarak topluma tekrar uyum
sağlanmıs olmanın yanında, aslında yeni bir suç islenmemis olmayı da
içerir121. Gerçekten deneme süresi içinde yeni bir suç islemis olan
mahkûmun artık iyi halli olduğundan söz etmek mümkün olmayacaktır.
Bununla birlikte sadece yeni bir suç islememis olmak, kisinin yasamını iyi
halli olarak sürdürmüs olduğunun kabulü için yeterli olmayabilecektir.
Mahkûmun deneme süresinde yeni bir suç islememesi yanında, isi ile mesgul
olması, çevresine güvensizlik ve huzursuzluk vermemesi, düzenli ve
namuslu bir hayat sürmesi ve böylece üretken, kanun, nizam ve toplumsal
kurallara saygılı, sorumluluk tasıyan bir yasam biçimini benimseyerek
topluma uyum sağladığını gösteren düzgün bir kisilik ortaya koyması
gereklidir122. Bu anlamda iyi hal anti sosyal karakterden sosyal karaktere
dönüsen bir değisimi ifade eder.
Belirtelim ki burada söz konusu olan iyi hal kosullu salıvermedeki iyi
halden farklıdır. Zira kosullu salıvermedeki iyi hal mahkûmun cezaevindeki
davranıslarıyla, buradaki ise cezasını çekmesinden sonraki tutumuyla
ilgilidir 123.
Kanunda yeniden islenmemesi öngörülen suçun kasten veya taksirle
islenebilen suçlardan olup olmadığı konusunda bir ayrıma gidilmediğinden,
hem kasten hem de taksirle islenen suçların bu kapsamda değerlendirilmesi
gerektiğini düsünüyoruz124. Gerçekten sanığın iyi halli olmadığı, sadece
kasten islediği fiiller ile değil, taksirli fiilleriyle de ortaya çıkabilecektir.
Örneğin kalabalık bir caddede çok hızlı bir sekilde otomobiliyle seyrederken
birine çarpıp yaralanmasına veya ölümüne sebep olan bir kisinin iyi halli
olduğundan söz edemeyiz.
120 Günal, s.81, 93–94.
121 “…TCK. 122. ve CMUK. 417. maddelerine göre bundan ‘pismanlık duyduğunu ihsas
edecek surette iyi halli görülen’ hükümlünün faydalanabileceği öngörülmüstür. Bu sart
elbette ‘tekrar suç islememeyi’ de içerir, fakat bundan çok daha genis anlam tasır. Söyle ki,
hükümlü tekrar suç islememis olmasının yanında çevresiyle iyi geçinmis söz ve
davranıslarıyla korku ve tedirginlik yaratmamıs, huzursuzluk çıkarmamıs, hülasa, topluma
intibak ettiğini ispat edecek sekilde iyi halli yasam biçimini tercih etmis olmalıdır…”
(Yargıtay 1.CD, 26.10.2001, 2001/3256–3895).
122 Bkz. Erem/Danısman/Artuk, s.1041; Daha genis bilgi için Bkz. Günal, s.77–82; Yargıtay
CGK, 23.11.1987, 9–415/567 [Uygun, Mehmet/ Savas, Vural/ Mollamahmutoğlu, Sadık,
Ceza Genel Kurulu Kararları (1988–1989–1990–1991), Adalet Matbaacılık, Ankara
1991, s.85].
123 Gözübüyük, I, s.1195; Erem/Danısman/Artuk, s.1041.
124 Aynı yönde: Erem/Danısman/Artuk, s.1041.
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
30
Deneme süresi içinde islenen fiil, sonradan suç olmaktan çıkarılmıssa
bu durumda kanımızca tekrar suç islememis olmak kosulunun
gerçeklestiğinin kabulü gereklidir. Yargıtay içtihadı da bu yöndedir125.
Kanuna göre “yeni bir suç islememe” ve “hayatını iyi halli olarak
sürdürmüs olma” kosulları deneme süreleri içinde mevcut olmalıdır.
Yasaklanmıs hakların geri verilmesi talebi bu süreler dolar dolmaz
yapılmıssa doğaldır ki, söz konusu süreler içindeki durum
değerlendirilecektir. Ancak talep, deneme süresi dolduktan sonra yapılmıs ve
mahkûm tarafından söz konusu deneme süresinden sonra, ancak talep
tarihinden önce bir suç islenmisse, yeni suç islememis olmak kosulu
gerçeklesmis sayılacak mıdır? Baska bir anlatımla deneme süresinin
tamamlanmasından ve belli bir süre geçmesinden sonra talepte
bulunulmussa, söz konusu kosullar talep tarihi itibariyle de aranacak mıdır?
Deneme süresinin suç islenmeden ve iyi halli geçirilmesiyle birlikte
artık mahkûm için geri vermeyi talep hususunda sübjektif bir hak doğar. Bu
hakkın doğduğu anda değil de, daha sonra kullanılması ve bu süre içinde
açıkça kaybedilme sebebi olarak öngörülmemis bir hususun gerçeklesmesi,
doğmus bir hakkın kaybedilmesini gerektirmemelidir126. Gerçekten nasıl ki,
yasaklanmıs hakları geri verilen bir kisinin tekrar suç islemesi halinde geri
verilen haklarının tekrar geri alınması söz konusu değilse, deneme süresinin
dolmasından sonraki dönem de islenen suç, doğmus bir hakkın geri
alınmasına neden olmamalıdır. Kaldı ki, hükümde deneme süresi
zikredildikten sonra “(k)isinin bu süre zarfında…” (5352 sayılı ASK
md.13/A, f.1, bent b) yeni bir suç islememesi ve hayatını iyi halli olarak
sürdürmüs olması aranmaktadır127.
Suçun islenip islenmediği kesinlesmis bir hükümle ortaya
çıkabileceğine göre, deneme süresi içinde islenmis olması kosuluyla talep
tarihinde bir sorusturma veya kovusturma bulunduğu takdirde bunun akıbeti
beklenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
125 “…Memnu hakların iadesi talebinin reddine iliskin kararın gerekçesinde hükümlünün
3713 sayılı Yasanın 8.maddesine muhalefet suçlarından mükerrer suçlu olduğu ve bu
nedenle de iyi hali bulunmadığının belirtilmis olması karsısında hükümden sonra
19.7.2003 tarihli resmi gazetede yayınlanıp aynı gün yürürlüğe giren 4928 sayılı Yasanın
19/b maddesi ile 3713 sayılı Yasanın 8.maddesinin yürürlükten kaldırılmıs olması göz
önüne alınarak hükümlünün hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk
bulunması…” (Yargıtay 9. CD, 2003/1621–1379).
126 Önceki mevzuat açısından aynı düsüncede: Demir, Ali, “Yasaklanmıs Hakların Geri
Verilmesi Konusu Üzerine Bir Đnceleme”, Adalet Dergisi, Yıl: 81, Sa.5,1990, s.125–126.
127 Yargıtay’ın 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde verdiği
bir karar aksi yöndedir: “Ömür boyu kamu hizmetlerinden yasaklanmaya ve diğer nev'i
ehliyetsizliklere neden olan mahkûmiyetlerden dolayı memnu hakların iadesine karar
verebilmek için, TCK. 121 ve müteakip maddelerinde aranan sartların yanı sıra, TCK. 122.
maddesinde belirtilen ve talep için öngörülen sürenin kanunda ayrıntıları açıklanmamıs
olmamakla beraber iyi halle geçirilmis olması ve bu iyi halliliğin talep tarihinde de
korunması gerekmekledir.” (Yargıtay 1.CD, 5.2.2001, 2001/244–411).
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
31
1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun
417/2.maddesinde öngörülen mahkeme masraflarıyla hükmolunmus ise sahsi
hakların ödenmesi128 kosulu, isabetli bir tercihle 5352 sayılı Adli Sicil
Kanunu’na alınmamıstır. Gerçekten söz konusu düzenleme gereğince
ödememenin geçerli bir mazerete dayalı olması halinde dahi yasaklanmıs
hakların geri verilmesine engel olusturmaktaydı. Ancak belirtelim ki
mahkûm bu yönde bir ödeme yapmıssa bu durum iyi halliğin belirtilerinden
biri olarak kabul edilebilecektir129.
Belirtelim ki, mahkûmun iyi halli olup olmadığı toplanan delillere göre
mahkemece takdir edilir 130.
3. 31.12.1987 Tarihinden Önce Đslenmis Suçlarda Yasaklanmıs
Hakların Geri Verilmesine Đliskin Özel Kosullar (4.3.2004 tarih ve
5106 Sayılı Kanun md.1)
4.3.2004 tarih ve 5106 sayılı “Türk Ceza Kanununa Bir Geçici Madde
Eklenmesine Đliskin Kanun”un 1.maddesiyle 765 sayılı mülga Türk Ceza
Kanunu’na Geçici 1.madde eklenmistir. Buna göre, 31.12.1987 tarihinden
önce islenmis suçlarla ilgili olarak yapılan yargılamalar sonucunda;
haklarında mahkûmiyet kararı verilenlerden, bu Kanunun yayımı tarihinden
önce bihakkın tahliye olanlar ile kosullu salıverilenlerin Türk Ceza
Kanununun 122 ve 123 üncü maddelerindeki süreler ve 4.4.1929 tarihli ve
1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 417 nci
maddesinin131 (2) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan kosullar
aranmaksızın; talep halinde yasaklanmıs hakları geri verilecektir.
4. Hileli Müflislere Özgü Ek Kosul
2004 sayılı Đcra ve Đflas Kanunu’nun “Đtibarın Yerine Gelmesi” baslıklı
“On Dördüncü Bap”ın “Hileli Müflis” alt baslıklı 312.maddesi “Hileli
müflis itibarının yerine gelmesini Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun
memnu hakların iadesine dair faslındaki hükümlere göre elde edebilir.
Ancak mezkûr fasılda yazılı sartların ifasından baska istidasına, masaya
kabul edilmis bütün alacaklıların alacakları tamamen itfa edildiğine dair
makbuzlarını veya sair vesikalarını raptetmesi lazımdır.”132 seklindedir.
128 Sahsi hakların ödenmis olmasının yasaklanmıs hakların geri verilmesi kosulları arasında
öngörülmesinin nedeni mağduru korumaktır (Demirbas, s.464).
129 Erem/Danısman/Artuk, s. ; Dönmezer/Erman, III, s.418; Önder, II-III, s.825–826.
130 Gözübüyük, I, s.1195; Erem/Danısman/Artuk, s.1041–1042.
131 Madde 417 - Đstidaya asağıda yazılı evrak raptolunur:
1 - Mahkûmiyeti gösteren kararın sureti,
2 - Müsted'inin mahkûm olduğu cezanın infaz edildiğini veya kanuni sebeplerden dolayı
düstüğünü ve tarihlerini ve mahkeme masraflarıyla hükmolunmus ise sahsi hakların
ödendiğini müsbit evrak,
3 - Mahkûm olduğu cürümden pisman olduğunu ihsas edecek surette hüsnü hali görüldüğüne
dair vesikalar.
132 Belirtelim ki bu ek kosul, CMUK’un 417/2.maddesindeki “…hükmolunmus ise sahsi
hakların ödendiğini müsbit evrak…” seklindeki düzenlemeye paraleldir.
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
32
Maddenin 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesine göre özel
hüküm niteliğinde olması ve 23.03.2005 tarih ve 5320 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulanma Sekli Hakkında
Kanun’un133 3.maddesi atfı134 nedeniyle, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun
13/A maddesiyle beraber uygulanması gerektiği düsüncesindeyiz135.
IV. YASAKLANMIS HAKLARIN GERĐ VERĐLMESĐNDE USUL
A. TALEP
Yasaklanmıs hakların geri verilmesi için gerekli kosulların
gerçeklesmesiyle birlikte, geri vermeyi talep hususunda sübjektif bir hak
doğar136. Bu hakkın sahibi hak yoksunluğuna muhatap olan hükümlüdür137.
Dolayısıyla mahkûmun ölmüs olması halinde, ölünün hatırası lehine
yasaklanmıs hakların geri verilmesi kabul edilmediği için bu hakkı
mirasçılar dâhil baska kimselerin kullanması mümkün değildir 138.
Mahkûmun davayı açmasından sonra ancak sonuçlanmadan ölmesi halinde
de kanımızca davaya devam edilemez. Zira yoksunluğu söz konusu olan
haklar doğrudan mahkûmun kullanmasının kısıtlandığı haklar olup,
baskasının bundan zarar görmesi söz konusu değildir. Kaldı ki ölüm halinde
ceza mahkûmiyeti bütün sonuçlarıyla birlikte düser (765 sayılı mülga TCK
md.96; Kars. 5237 sayılı TCK md.64,74; 5352 sayılı ASK md.9, 12) Ancak
Đcra ve Đflas Kanunu’nun 316.maddesinde bu durumun istisnası vardır. Buna
göre “Hileli veya taksiratlı yahut adi müflisin itibarının yerine gelmesine
ölümünden sonra mirasçılarından birinin talebiyle de hükmolunabilir.”.
133 RG, 31.03.2005/25772 Mükerrer.
134 Madde 3 - (1) Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa
yapılan yollamalar, Ceza Muhakemesi Kanununun bu hükümlerin karsılığını olusturan
maddelerine yapılmıs sayılır.
(2) Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun kitap, bab ve
fasıllarına yapılmıs yollamalar, o kitap, bab ve fasıl içinde yer almıs hükümlerin karsılığını
olusturan Ceza Muhakemesi Kanununun maddelerine yapılmıs sayılır.
135 Madde 313 - Taksiratlı müflis infazı lazımgelen cezasını çektikten veya kanuni sebeplerle
ceza düstükten sonra iflas kararını veren mahkemeye arzuhal ile müracaat ederek itibarının
yerine gelmesini talep edebilir. Đstida masaya kabul edilmis bütün alacaklıların alacaklarını
gösteren iflas dairesinden alınmıs bir defterle bu borçların tamamen itfa edildiğine dair
makbuzlar veya sair ispat edici evrak ile tevsik edilir.
136“Yasak hakların geri verilmesi talebi, diğer sartların yanı sıra belirli bir sürenin geçmis
olması sartına bağlı bulunduğundan asli cezanın infazı ile yakından ilgilidir ve bu niteliği
itibariyle de tali bir davadır.” (Uyusmazlık Mahkemesi, Ceza Bölümü, 4.10.1996,
1996/33–33).
137 CMUK 2000 Tasarı Gerekçesi, s.132; CMUK 2003 Tasarı Gerekçesi, s. 151; Hükümlü
Türk vatandası olabileceği gibi, bazı hallerde yabacı da olabilir (Bkz. Balkuvvar, s.1288;
Günal, s.47–48). Tüzel kisilerin bu yola basvurması mümkün değildir (Günal, s.87).
138 Erem/Danısman/Artuk, s. 1030, 1043; Dönmezer/Erman, III, s.412; Günal, s.87;
Akdağ, s.753; Fransız CMUK md.619’da ölülerin yarına bu hakkın kullanılabilmesine
olanak tanıyan bir düzenleme mevcuttur (Dönmezer/Erman, III, s.412 dn.15; Günal, s.87–
89).
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
33
Kanuna göre yasaklanmıs hakların geri verilmesi konusunda
hükümlünün veya vekilinin talebi gereklidir. Dolayısıyla bu yolun, resen
veya Cumhuriyet savcısının talebiyle islemesi mümkün değildir (md.13/A,
f.3). Talebin sekli konusunda bir açıklık yoksa da bunun 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu’nda genel olarak benimsenen sisteme paralel sekilde
dilekçe ile olması gerektiğini söyleyebiliriz. 1412 sayılı mülga Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda talebin dilekçe ile yapılacağı hususuna
açıkça yer verilmisti (md.416).
Talep açık olmalı ve yasaklanmıs hakların tümüyle geri verilmesini
içermelidir. Yasaklanmıs hakların geri verilmesinin tecezzi (bölünme,
ayrılma) kabul etmemesi prensibi gereği, bir kısım hak yoksunluğunun
giderilmesini istemek, bir kısmının ise istem dısı bırakmak mümkün
değildir139.
Yeni düzenlemede 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu’nun 417.maddesinin aksine bazı belgelerin140 eklenmesi
zorunluluğu öngörülmemistir.
B. TALEBĐN YAPILACAĞI MERCĐĐ
Yasaklanmıs hakların geri verilmesi talebinin yapılacağı mahkeme,
hükmü veren141 veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki142 aynı
derecedeki mahkemedir (md.13/A, f.3). Oysa 1412 sayılı mülga Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 416.maddesinde görevli mahkemenin
mahkûmun ikametgâhı olan yerin tabi bulunduğu ağır ceza mahkemesi
olduğu hükmüne yer verilmisti. Hükümlünün ikametgâhının bulunduğu
yerde hükmü veren mahkeme ile aynı derecede bir mahkeme (Ör. Ağır ceza
mahkemesi) yoksa yargı yetkisi açısından bağlı bulunan yerdeki aynı
derecedeki mahkemeye basvurulabilecektir143. Kararı veren mahkemenin
ihtisas mahkemesi veya özel yetki mahkeme olması halinde ikametgâhın
bulunduğu yerdeki mahkemenin de ihtisas mahkemesi veya özel yetkili
139 Günal, s.90–91.
140 Doktrinde CMUK’un 417.maddesindeki belgelerin yanında ikametgâh senedinin de
dilekçeye eklenmesinin gerektiği savunulmustur (Bkz. Erem/Danısman/Artuk, s.1044).
141 Hükmü veren mahkemenin görevli olmasının çesitli açılardan yararlı olduğu dile
getirilmistir (Bkz. Günal, s.85). Konu 24 Subat 1928’de CMUK’un Đstanbul
Komisyonunda görüsülürken de gündeme gelmis ve önemli olanın iyi hal ve bunun ispatı
noktasında toplandığından mahkûmun ikametgâhı mahkemesince karar verilmesinin daha
isabetli olacağı sonucuna varılmıstır (Bkz. Günal, s.85 dn.2); Aynı sekilde bkz. 1412 sayılı
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun Bu Kanunu Hazırlayan Komisyon Tarafından
Yazılan Esbabı Mucibesi, Hapishane Matbaası, Ankara 1937, s.160-162.
142 CMUK 2000 Tasarısı (md.355) ve CMUK 2003 Tasarısı (md.372)’nda da yetkili
mahkemenin “yerlesim yeri mahkemesi” olması benimsenmisti.
143 Artuç, Mustafa/ Gedikli, Cemil, Yeni Yargıtay Kararları Isığında TCK-CMK-CGĐK
Çocuk Koruma ve 5560 Sayılı Kanunla Getirilen Yenilikler (Yeni Ceza Adalet Sistemi),
2.Baskı, Kartal Yayınevi, Ankara 2007, s.712.
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
34
mahkeme olması aranmayacak, aynı dereceli olması yeterli olacaktır. Zira
incelenecek talep, ihtisas mahkemesi veya özel yetkili mahkemenin
görevlerine ve uzmanlığına iliskin uyumazlık değil, kendine özgü kosulları
olan tali bir ceza davasıdır.
Đkametgâh (yerlesim yeri), bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle
oturduğu yerdir (Bkz. Türk Medeni Kanunu md.19 vd). Kanunda açıkça
öngörülmemis olmakla birlikte ikametgâh sahibi olmak (zorunlu bazı haller
dısında), iyi halli olmanın göstergelerinden birisidir144.
Doktrinde 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun
416.maddesindeki düzenleme nedeniyle mahkûmun Türkiye’de ikametgâhı
yoksa yasaklanmıs hakların geri verilmesini talep edemeyeceği yönünde
görüsler mevcuttu145. Bu konudaki tartısmanın bugün için pratik bir önemi
kalmamıstır. Zira mahkûmun Türkiye’de ikametgâhı yoksa talep hükmü
veren mahkemeye yapılacaktır. Hüküm yabancı bir mahkemeye ait olmakla
beraber, hak yoksunlukları yönünden geçerli olmasına karar verilmis ise
(5237 sayılı TCK md.17; 765 sayılı mülga TCK md.8), bu kararı veren
mahkeme hükmü veren mahkeme olarak kabul edilmelidir146.
Askeri mahkemelerden verilen hükümlerle ilgili olarak basvuru sekli,
mercii ve kanun yolları konularında ayrık hususların düzenlendiği
25.10.1963 tarih ve 353 sayılı “Askeri Mahkemeler Kurulusu ve Yargılama
Usulü Kanunu”nun 258.maddesi, 29.6.2006 tarihli ve 5530 sayılı Kanunun
62.maddesi ile yürürlükten kaldırıldığından, askeri mahkemelerden verilmis
hükümler açısından da -Askeri Ceza Kanunundaki hükümler saklı kalmak
kosuluyla- 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesi uygulanacaktır.
Yüce Divan’ın veya Yargıtay ceza daireleri ile CGK’nin ilk derece
mahkemesi olarak verdiği hükümlerle ilgili olarak ortaya çıkan hak
yoksunluklarının geri verilmesi aynı yerlerden istenebilecektir. Çünkü gerek
Yüce Divan’ın gerekse ilk derece olarak görev yapan Yargıtay ceza dairesi
ile CGK ülkede tek olup, aynı derecede baska bir mahkeme de yoktur.
Đcra ve Đflas Kanunu’na göre taksiratlı ve adi müflisin itibarının iadesi
iflasa karar veren mahkemeden istenebilir (ĐĐK md.313–314) 147.
Mahkeme görevli ve yetkili olup olmadığını resen inceleyecektir148.
144 Erem/Danısman/Artuk, s.1044.
145 Erem/Danısman/Artuk, s.1045; Akdağ, s.753; Aksi görüs: Günal, s. 84–85, 95.
146 Nitekim Uyusmazlık Mahkemesi de bir kararında görevli mahkemenin belirlenmesinde
kıyas yoluyla sonuca gitmistir: “Sıkıyönetim Askeri Mahkemelerinin kesinlesmis olan dava
dosyalarında yasaklanmıs haklar varsa, tali dava niteliğindeki bu hakların geri verilmesi
isteminin artık genel hükümler çerçevesinde adli yargı mercilerince karara bağlanması
gerekmektedir.” (Uyusmazlık Mahkemesi, Ceza Bölümü, 4.10.1996, 1996/33–33).
147 Bu konuda daha genis bilgi için Bkz. Balkuvvar, s.1305–1308.
148 Yargıtay 5.CD, 14.03.1990, 1990/744–1434 (Hatipoğlu/Parlar, s.93).
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
35
C. ĐNCELEME USULÜ
Yeni Kanunda 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu’nun 418.maddesinde öngörülen ön sorusturmanın raportör âza
marifetiyle yapılması usulü benimsenmemistir.
Mahkeme taleple ilgili bütün belge ve bilgileri 1412 sayılı mülga Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda öngörülenin aksine resen toplayacaktır.
Bu nedenle hükümlünün dilekçesine “mahkûmiyeti gösteren kararın sureti”,
“müstedinin mahkûm olduğu cezanın infaz edildiğini veya kanuni
sebeplerden dolayı düstüğünü ve tarihlerini ve mahkeme masraflarıyla
hükmolunmus ise sahsi hakların ödendiğini müsbit evrak” ve “mahkûm
olduğu cürümden pisman olduğunu ihsas edecek surette hüsnü hali
görüldüğüne dair vesikalar” (1412 sayılı mülga CMUK md.417) gibi
belgeleri ekleme gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır. Bununla birlikte bu
konuda belge sunabileceği gibi, celbini de talep edebilecektir.
Mahkeme kararını ya 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu’nda olduğu gibi (md.418) dosya üzerinde inceleme yaparak ya da
Cumhuriyet savcısını ve hükümlüyü dinlemek suretiyle verebilir (md.13/A,
f.4). Evrak/dosya üzerinde yapılan incelemelerde hükümlü veya Cumhuriyet
savcısının dinlenilmesinin mümkün olmaması karsısında, bu yolun tercih
edilmesi durumunda talebin durusma açılarak değerlendirilmesi
zorunludur149. Mahkeme evrak üzerinde inceleme yaptığı durumlarda da
Cumhuriyet savcısının görüsünü almalıdır (5271 sayılı CMK md. 33150).
Mahkeme bu kapsamda yaptığı incelemede mahkûma ait adli sicil
kaydını, mahkûmiyete iliskin kesinlesmis ilamı, ikametgâh senedini vb.
belgeler celbetmeli, deneme süresi içinde islendiği iddia edilen bir suçtan
dolayı hakkında sorusturma veya kovusturma olup olmadığı arastırılmalı,
gerekirse tanık dinlemeli ve kolluk marifetiyle arastırma yapmalıdır.
Kanunda talepte bulunanın davayı takip etmesi yönünde bir zorunluluk
öngörülmediğinden, durusmalara katılmasa dahi dava resen
sonuçlandırılmalıdır.
149 Aynı yönde: Ermis, Minip, “TCK ve CMK Aralık 2006 Değisiklikleri”, http:// www.
turkhukuksitesi. com/ makale_ 533. htm, 03.05.07; Talebin durusma açılarak incelenmesi
halinde kural olarak alenidir (CMK md.182/1).
150 Madde 33 - (1) Durusmada verilecek kararlar, Cumhuriyet savcısı, durusmada hazır
bulunan müdafi, vekil ve diğer ilgililer dinlendikten; durusma dısındaki kararlar,
Cumhuriyet savcısının yazılı veya sözlü görüsü alındıktan sonra verilir.
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
36
D. ĐNCELEME SONUCUNDA VERĐLECEK KARARLAR VE
BUNLARA KARSI BASVURULABĐLECEK KANUNYOLLARI
1. Đnceleme Sonucunda Verilecek Kararlar
Mahkeme yaptığı inceleme sonucunda talebin kabulüne veya reddine
karar verecektir.
a)Talebin Kabulüne Đliskin Karar
Mahkeme yaptığı inceleme ve değerlendirme sonucunda istenen bütün
kosuların olustuğunu tespit ederse talebin kabul ederek yasaklanmıs hakların
geri verilmesine hükmeder ve hüküm kesinlesmesi halinde adlî sicil arsivine
kaydedilir (5352 sayılı ASK md.13/A, f.6).
1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun
420.maddesinde öngörülen, kararın kesinlesmesinden sonra talepte
bulunanın istemesi kosuluyla Resmî Gazete ile ilânı usulü, yeni Kanunda
benimsenmemistir. Ancak geri verilen yasaklanmıs hak hileli iflasa iliskin
ise hüküm, özel norm olan Đcra ve Đflas Kanunu’nun 315.maddesi gereğince
Resmi Gazete’de ilan edilir.
b)Talebin Reddine Đliskin Karar
aa) Talebin Esastan Reddi
Yasaklanmıs hakların geri verilmesi talebini inceleyen mahkeme,
Kanun’da aranan kosulların gerçeklesmemesi durumunda talebi
reddedecektir. Örneğin infazdan itibaren üç yıl geçmesi gerektiği halde
ikinci yıl içinde yasaklanmıs hakların iadesi istenmis ise, deneme süresinin
dolmamıs olması nedeniyle ret kararı verilecektir. Ancak bu durumda
yasaklanmıs hakların geri verilmesini tekrar talep edebilmek için 1412 sayılı
mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 419/1.maddesindeki
düzenlemenin151 aksine, deneme süresinin yeniden dolması beklenmeyecek,
kalan sürenin tamamlanmıs olması yeterli olacaktır. Mahkûmun reddedilen
talebine kadar geçirdiği sürenin tamamen yok sayılması nedeniyle adil
olmayan sonuçlar doğurabilecek eski sitemin terk edilmesi yerinde
olmustur152. Gerçekten topluma uyum sağlama yönünde iyi bir sekilde
ilerleyerek önemli oranda mesafe kaydeden mahkûmun, Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanunu’nun 419.maddesinin 2.fıkrasında153 belirtilen sekil noksanlığı
dısındaki kabul edilmesi gereken, ancak iyi halli olmamasından
151 “Madde 419/1 - Đstida reddedilirse ret kararının kat'ilestiği tarihten itibaren Ceza
Kanununun 122 ve 123 üncü maddelerinde yazılı müddetler yeniden geçmedikçe memnu
hakların iadesi tekrar istenemez.”
152Nitekim 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nda yer alan düzenlemenin yersiz olduğuna
isaret edilmistir (Erem/Danısman/Artuk, s.1047; Günal, s.99–100).
153 “Madde 419/2 - Đstidanın reddi bazı evrakın noksan olmasından yahut yolunda tanzim
edilmemesinden ileri gelmis ise iade her zaman yeniden istenebilir.”
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
37
kaynaklanmayan bir sebeple talebinin reddedilmesi halinde tekrar yeni
bastan bir deneme süresine tabi kılmak, hem cezanın hem de kurumun
amacıyla da bağdasmayacaktır154.
bb) Talebin Usulü Nedenlerle Reddi
1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun aksine yeni
düzenlemede dilekçeye bazı evrakları ekleme yükümlülüğü ve buna
uyulmaması halinde talebin reddedileceği hususu (md.419/2)
öngörülmemistir. Bu nedenle bu tür usulü eksikliklerden dolayı artık ret
kararı verilemez. Bununla birlikte talebin hükmü veren veya mahkûmun
ikametgâhının bulunduğu mahkemede yapılmaması halinde mahkeme yer
itibariyle yetkisizlik, hükmü veren mahkemeyle aynı derece bir mahkemeye
yapılmamıs olması halinde ise madde itibariyle yetkisizlik (görevsizlik)
nedeniyle ret kararı verilebilecektir.
2. Kararlara Karsı Basvurulabilecek Kanun yolları
Yasaklanmıs hakların geri verilmesi talebi üzerine verilecek kararlara
karsı temyiz kanun yoluna basvurulacağı konusunda 1412 sayılı mülga Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda açık bir düzenlemeye yer verilmisti
(md.418/2). 5352 sayılı Adli Sicil Kanun’unda (md.13/A, f.5) ise,
“…hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen kanun
yoluna basvurulabilir.” seklindeki ifadeyle, bu konuda 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu’na atıf yapılmıstır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223 ve 225.maddelerini göz
önüne aldığımızda “hüküm”, iddianamede unsurları gösterilen suça iliskin
olarak fiil ve faili hakkında verilen “beraat, ceza verilmesine yer olmadığı,
mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düsmesi”
kararlarıdır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda hükümlere (son kararlara)
karsı olağan kanunyolları olarak itiraz, istinaf ve temyiz öngörülmüstür
(5271 sayılı CMK md.260–307). Keza aynı Kanunun “Özel Kanunların
Temyize Đliskin Hükümleri” baslıklı 285.maddesine göre, 5237 sayılı Türk
Ceza Kanunu’nun 18. maddesinin dördüncü fıkrası hariç; diğer kanunlarda
temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtay’a basvurulabileceği belirtilmis
olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve islere
iliskin ilk derece mahkemelerinin karar ve hükümlerine karsı istinaf yoluna
basvurulabilecektir155. Kanunda benimsenen sisteme göre temyiz kanun
154 Yargıtay bu sert düzenlemenin sonuçlarını kısmen izale edecek sekilde, deneme süresi
geçmeden yapılan talebi sekli eksiklik olarak nitelemis ve yeniden talepte bulunulabilmesi
için sürenin tekrar yeni bastan islemesini değil, tamamlanmıs olmasını aramıstır (Bkz.
Yargıtay 1.CD, 15.05.1952, 124/1135, zkr. Önder, II-III, s.829).
155 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 272. maddesine göre, “Đlk derece
mahkemelerinden verilen hükümlere karsı istinaf yoluna basvurulabilir. Ancak, onbes yıl ve
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
38
yoluna ise, bölge adliye mahkemelerinin bazı kararlarına karsı
gidilebilecektir156.
Kanunu’nun itiraz edilebilecek kararlarla ilgili düzenlemesine göre ise,
“Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına
karsı itiraz yoluna…” gidilebilecektir (5271 sayılı CMK md. 267/1).
Hükümden açıkça anlasılacağı üzere bütün hâkimlik kararlarına karsı kural
olarak itiraz kanun yolunun açık olması benimsenirken, mahkeme
kararlarına karsı, ancak Kanunun açıkça gösterdiği hallerde mümkün
kılınmıstır.
Sorusturma ve kovusturma asamasında “hükümden (son karardan)”
farklı olarak, uyusmazlıkla ilgili olarak nihai nitelikte olmayan kararlar
verilebilmektedir. Đste Kanunda aksi belirtilmis olmadıkça sorusturma
asamasında sulh ceza hâkimi tarafından verilen kararlar (Ör. 5271 sayılı
CMK’nin 74.maddesine göre failin gözlem altına alınması kararı, 100 ve
101.maddesine göre tutuklama), mahkeme naibi veya istinabe olunan hâkim
kararları ile mahkeme baskanı sıfatıyla verilen kararlar “hâkim kararı”dır.
“Mahkeme kararı” ise hükümden (son karardan) önce verilen ve hükme esas
olusturmayan kararlardır. Örneğin birer mahkeme kararı olan; 5271 sayılı
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 5/2. maddesinde görevsizlik kararına,
8/3.maddesinde yetkisizlik kararına, 28.maddesinde hâkimin ret isteminin
daha fazla hapis cezalarına iliskin hükümler, bölge adliye mahkemesince re'sen incelenir.”
(f.1). “Ancak; sonuç olarak belirlenen ikibin lira dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet
hükümlerine, üst sınırı besyüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan
beraat hükümlerine veya kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere, karsı istinaf
yoluna basvurulamaz.” (f.3).
156 Konunun düzenlediği 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286.maddesine göre,
“Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dısında kalan hükümleri temyiz…”
edilebilecek (f.1), ancak; “…Đlk derece mahkemelerinden verilen bes yıl veya daha az hapis
cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karsı istinaf basvurusunun esastan
reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları, ilk derece mahkemelerinden verilen bes yıl
veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları, sulh ceza
mahkemesinin görevine giren suçlarla ilgili olarak ilk derece mahkemelerinden verilen
hükümlere iliskin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları, adlî para cezasını gerektiren
suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere iliskin suç niteliğini değistirmeyen
bölge adliye mahkemesi kararları, sadece esya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer
olmadığına iliskin ilk derece mahkemesi kararlarını değistirmeyen bölge adliye mahkemesi
kararları, on yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan,
ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak bölge adliye
mahkemesince verilen beraat kararları ile istinaf basvurusunun esastan reddine dair
kararları, davanın düsmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine iliskin
ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen davanın
düsmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine veya istinaf basvurusunun
reddine dair kararlar ya da yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak kosuluyla
aynı hükümde, cezalardan ve karalardan birden fazlasını içeren bölge adliye mahkemesi
kararları…” temyiz edilemeyecektir (f.2).
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
39
kabul edilmemesi kararına, 101/5. maddede ise mahkemenin tutuklama
kararına karsı itiraz edilebileceği açıkça belirtildiğinden, bu kararlara karsı
itiraz kanun yoluna basvurulabilir. Hâkimin reddi isteminin kabulüne iliskin
karar ise kesin olup, itiraz edilemez (5271 sayılı CMK md.28)157.
Görüldüğü üzere 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda gerek
itiraz, gerek istinaf, gerekse temyiz kanun yolu ile ilgili düzenlemeler esas
olarak suçun islendiği hususunda yeterli süphe bulunan hallerde Cumhuriyet
savcısının açtığı kamu davasının devamı sırasında verilen kararlar veya
sonundaki hükümle ilgilidir. Oysa yasaklanmıs hakların geri verilmesi talebi
Cumhuriyet savcısı tarafından yapılmadığı gibi, içeriği de bir suç isnadına
iliskin değildir. Gerçekten talep üzerine yapılan inceleme sonucunda verilen
yasaklanmıs hakların geri verilmesi talebinin kabulüne veya reddine iliskin
karar, ne sorusturma veya kovusturma evrelerindeki hâkim veya mahkeme
kararlarlarından ne de kovusturma evresi sonucunda verilen hükümlerdendir.
Dolayısıyla 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A–5.maddesinde
“Yasaklanmıs hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkemenin verdiği
karara karsı, hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen
kanun yoluna basvurulabilir.” seklinde yer alan ifade, kanun yolunun
tereddütsüz sekilde belirlenmesine elverisli bir hüküm değildir158.
Bununla beraber yukarıda kısaca değinildiği üzere, ilk derece
mahkemelerinin kararlarına karsı bazı istisnalar hariç kural olarak “istinaf
kanun yolu”nun açık olması, yasaklanmıs hakların geri verilmesi talebini
incelemeye yetkili mahkemelerin ilk derece mahkemeleri olması ve
verilecek kararların da 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun
272.maddesinde kesin nitelikte olduğu belirtilen kararlar kapsamında
olmaması nedeniyle, bu kararlara karsı basvurulabilecek kanun yolunun
“istinaf” olduğu sonucuna varabiliriz. Đstinaf kanun yoluna basvuru
sonucunda verilen karara karsı ise temyize basvurulamaz (5271 sayılı CMK
md.286).
Ancak bölge adliye mahkemelerinin henüz göreve baslamaması
nedeniyle istinaf kanun yoluna iliskin hükümlerin simdilik uygulanabilme
olanağı bulunmamaktadır. Konuyu düzenleyen 5320 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Sekli Hakkında Kanunun
8.maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve baslama tarihinden
önce aleyhine temyiz yoluna basvurulmus kararlar hakkında 1412 sayılı
mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322. maddesinin dört, bes ve
157 Centel, Nur/ Zafer, Hamide, Ceza Muhakemesi Hukuku, 5271 Sayılı Yeni Ceza
Muhakemesi Kanunu ve Đlgili Mevzuata Göre Yenilenmis 3. Bası, Beta Yayınevi, Đstanbul
2005, s.389.
158 Nitekim doktrinde Ceza Muhakemesi Kanunu’na yapılan bu atfı “istinaf veya temyiz”
olarak kabul edenler vardır (Yılmaz, Zekeriya, “Hak Yoksunlukları ve Yasaklanmıs
Hakların Geri verilmesi Kurumu Üzerine Bir Değerlendirme”, Terazi Aylık Hukuk
Dergisi, Yıl 2, Sa.7, Mart 2007, s.9740
altıncı fıkraları hariç olmak üzere 305 ilâ 326. maddeleri uygulanacağı için,
konunun, temyize iliskin bulunan ve halen yürürlükte bulunan bu hükümler
yönünden de incelenmesi gerekir.
1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305.
maddesine göre esas itibariyle ceza mahkemelerinden verilen hükümler
temyiz olunabilmektedir. Ancak onbes yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı
cezalara ait hükümler hiç bir harç ve masrafa tabi olmaksızın Yargıtay’ca
resen incelenmektedir. Bununla birlikte ikimilyar liraya kadar (ikimilyar
dâhil) para cezalarına dair olan hükümler ile yukarı sınırı onmilyar lirayı
geçmeyen para cezasını gerektiren suçlardan dolayı verilen beraat hükümleri
ve Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda kesin olduğu
yazılı bulunan hükümler, temyiz olunamamaktadır.
Yasaklanmıs hakların geri verilmesi talebi üzerine verilebilecek kararlar
maddede kesin olduğu belirtilen kararlardan olmaması karsısında, bu
asamada temyiz edilebilir kararlardandır159. Dolayısıyla bu kararlara karsı
itiraz kanun yoluna basvurulabileceği yönündeki görüslerin160 isabetli
olmadığını düsünüyoruz.
Kanun yolunun veya merciinin belirlenmesindeki hata ilgilinin hak
kaybına neden olmaz161.
E. MUHAKEME MASRAFLARI
Yasaklanmıs hakların geri verilmesi yoluna basvurulması nedeniyle
olusan bütün masraflar hükümlü tarafından karsılanır (md.13/A, f.7). Burada
talebin kabul veya reddedilmis olmasının bir önemi yoktur. Ancak
kanımızca burada bir ayrıma gidilmeliydi. Gerçekten davanın açılmasında
mahkûmun kusurlu sayılamayacağı bir halin mevcut olması her zaman
159 Gerekçeleri ve dayanakları açık olarak belirtilmemekle birlikte aynı görüs için Bkz.
Artuç/Gedikli, s.714.
160 Çiçek, Đbrahim, Açıklamalı Adli Sicil Kanunu, Kazancı Hukuk Yayınevi, Đstanbul 2007,
s.42; Aksi görüs: Yılmaz, s.97.
161 “…Hükmün sabıka kaydının Adli Sicilden silinmesi hakkında vaki talebin reddine dair
kısmı, 1803 sayılı Af Kanununun 20. maddesi gereğince infazla ilgili olup temyiz
incelenmesine tabi bulunmadığından ve esasen sanığın bu hususa ilisen itirazı evvelce
Burdur Ağır Ceza Mahkemesinin 06.08.1974 tarihli kararıyla ret edilmis ve bu itiraz
üzerine verilen karar kesin bulunmus olduğundan bu cihet, tetkikat harici bırakılmıstır.
Memnu hakların iadesi isteğinin reddine dair kararlar aleyhine temyize müracaat
olunabileceği CMUK. nun 418. maddesinde yazılı bulunduğu halde, itirazı kabil
olunduğuna isaret edilerek hüküm tefhim edilmek suretiyle dilekçe sahibi yanıltılıp itiraz
yoluna basvurmak zorunda bırakıldığı anlasıldığından ve aynı kanunun 293. maddesiyle
Yargıtay Đçtihadı Birlestirme Genel Kurulunun 22.01.1962 tarih ve 2/1 sayılı kararında
açıklandığı veçhile Cumhuriyet Savcılarının dısında temyiz yoluna basvuranların kanun
yolunun veya merciinin tayininde yaptıkları bir hata müracaat edenin hukukunu ihlal
etmeyeceğinden sanığın temyizinin süresinde yapıldığı ve sartını yerine getirdiği kabul
edilmistir…” (Yargıtay, 5.CD, 11.11.1974, 1974/4252–4373).
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
41
ihtimal dâhilindedir. Örneğin hak yoksunluğuna neden olan fiilin suç
olmaktan çıkarıldığı veya sürekli hak yoksunluğunun süreli hale getirildiği
bir durumda, idarece islem yapılmaması üzerine yasaklanmıs hakların geri
verilmesi talebinde bulunulması (islemin iptali için idari yargıdaki davanın
daha uzun süreceği düsüncesiyle) zorunluluğu ortaya çıkmıs olabilir. Bu gibi
durumlarda hükümlüye atfedilebilecek bir kusurdan söz edilemeyeceğinden,
yargılama giderlerinin devlet üzerinde kalması mümkün olmalıdır. Keza
inceleme sırasında yapılmıs olan gereksiz masrafların mahkûma yükletilmesi
de doğru değildir. Dolayısıyla konuya iliskin özel hüküm yerine 5271 sayılı
Ceza Muhakemesi Kanunu’na atıf yapılması veya düzenlemede bu konuda
ayrık bir ifadeye yer verilmesinin isabetli olacağını düsünmekteyiz.
V. YASAKLANMIS HAKLARIN GERĐ VERĐLMESĐNĐN
SONUÇLARI
A.GENEL OLARAK
Yasaklanmıs hakların geri verilmesiyle hükümlü hangi haklardan
yoksun kalmıs ise bu hakları kullanma hakkını elde eder162. Ancak elde
edilen bu hak, geçmise samil olmayıp, geleceğe yöneliktir163. Bu nedenle
yasaklanmıs hakların geri verilmesi mahkûmun önceki hukuki statüsüne
otomatik olarak kavusmasını sağlamaz, örneğin önceki memuriyete iadesini
kendiliğinden gerektirmez, sadece bu veya baska bir göreve tekrar
atanabilme niteliğini/hakkını kazanmıs olur164. Dolayısıyla yetkili organ
162 Erem/Danısman/Artuk, s. 1040; Önder, II-III, s.829; Soyaslan, s.666.
163 Balkuvvar, s.1274, 1298; Erem/Danısman/Artuk, s. 1028, 1030, 1040; Önder, II-III, s.
817, 829; Günal, s.4–5, 110–111; Dönmezer /Erman, III, s.420; Gözübüyük, I,
s.1188,1198–1199; Soyaslan, s.666; Öztürk, s.308.
164 Yargıtay, Danıstay ve Yüksek Seçim Kurulu Đçtihatları da bu yöndedir: “…Yargıtay’ın
yerlesmis uygulamasına göre, bir defa kesinlesmis kararla yasaklanmıs hakların iadesine
karar verildikten sonra engel halin ortadan kalktığının kabulü gerekir. Ancak somut
olayda, sorunun halledilebilmesi için engel hali bulunan davacının yönetim kuruluna
seçildiği 18.12.1994 tarihindeki durumunun göz önünde tutulması gerekir. Bu tarihte
mevcut olan engel halin daha sonra kaldırılmıs olması ile davacı yönetim kurulu üyeliği
statüsünü kazanmıs olamaz. Diğer bir deyisle, yasaklanmıs hakların iadesi kararı geleceğe
yöneliktir. Bu nedenle genel kurulun toplandığı tarihte engel hali bulunduğu anlasılan
davacının yönetim kurulu üyeliğine seçilmesine olanak bulunmadığına göre, açılan davanın
mahkemece reddine karar verilmesi gerekirken aksine düsünceler ile kabulü yasaya aykırı
olup bozmayı gerektirmistir…” (Yargıtay 9.HD, 2.12.1996, 9 1996/13431 E, 1996/22203
K. ); “…Bu durumda, Devlet memuru iken 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde sayılan
suçların herhangi birinden mahkûm olan ve bu mahkûmiyete bağlı olarak belli hakları
kullanmaktan yasaklanan, söz konusu mahkûmiyeti nedeniyle memuriyeti sona eren kisiler
ile Devlet memurluğuna atanmadan önce söz konusu suçların herhangi birinden mahkûm
olan ve bu mahkûmiyete bağlı olarak belli hakları kullanmaktan yasaklanan, bu
mahkûmiyeti nedeniyle Devlet memurluğuna atanma sartlarını tasımayan kisilerin, hak
yoksunlukları sona ererek yasaklanan haklarını yeniden kazanmaları durumunda, Devlet
memurluğuna atanmalarının mümkün olduğu ancak, ilgililerin arsiv kaydına alınan adli
sicil bilgileri de göz önüne alınmak suretiyle idarelerin bu atamalar konusunda takdir
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
42
mahkûmu eski veya baska bir göreve atayabilir, ancak buna zorlanamaz165.
Yasaklanmıs hakların geri verilmesi ile mahkûmiyet ortadan
kalkmayıp166, sadece mahkûmiyetin sonucu olarak kaybedilen hak
yoksunluklarına kavusulduğundan167 tekerrür, af ve cezanın ertelenmesi
açısından olumsuz sonuçlarını doğurmaya devam edecektir168. Bu nedenle
örneğin af kanununda, kanundan yararlanmak için daha evvel bir suçtan
mahkûm olmama kosulu varsa kapsam dısı kalacak, 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu’nun 51.maddesi gereğince (hapis cezasının ertelenebilmesi için
kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemis
olmak kosulu nedeniyle) ertelemeden yararlanamayacak veya cezası
mükerrirlere özgü infaz rejimine göre (5237 sayılı TCK md.58/6)
çektirilecektir.
1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’na 52/2.maddesinde yasaklanmıs
hakların geri verilmesi talebi kabul edildiği takdirde mahkûmiyetle zayi olan
bilcümle askerî rütbe, unvan, memuriyet, nisan ve askerî hizmet esnasında
kazanılan tekaütlük ve sair hakların geri gelmeyeceği, ancak bu kararı alanın
yetkileri bulunduğu sonucuna varılarak dosyanın Danıstay Baskanlığına sunulmasına
13.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi…” (Danıstay 1.Dairesi, 13.3.2006 2005/1290,
2006/298) (http:// www. danistay. gov.tr/ kararlar 113. htm, 06.05.07); Yüksek Seçim
Kurulu, 07.08.1997, 1997/172–61, Yüksek Seçim Kurulu, 21.06.1997, 1997/147–52,
Yüksek Seçim Kurulu, 17.05.1997, 1997/109–38 (Hatipoğlu/Parlar, s.97–99); Ayrıca
Bkz. bir önceki dipnotta belirtilen yerlere.
165 Dönmezer /Erman, III, s.420.
166 Dönmezer /Erman, III, s.419; Önder, II-III, s.830; Gözübüyük, I, s.1199.
167 “…Memnu hakların iadesine iliskin mahkeme kararları, mahkûmiyeti ortadan
kaldırmamakla beraber ceza mahkûmiyetinden doğan bazı hakların kullanılmasına yönelik
ehliyetsizlikleri geleceğe dönük olarak ortadan kaldırmaktadır. Devlet memuriyetinde iken
veya memuriyete girmeden önce 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde sayılan suçları
islemek suretiyle mahkûm olan ve bu nedenle bu Kanunun 48 inci maddesinin (A) bendinin
5 numaralı alt bendinde gösterilen sartı tasımayanların, ilgili mahkemelerden memnu
hakların iadesi kararı almaları durumunda Devlet memurluğuna atanabilecekleri ancak bu
atama konusunda idarenin takdir yetkisi bulunduğu açıktır. Dairemizin 22.4.1992 günlü,
E:1992/126, K:1992/150 sayılı kararı da bu hususu açıklığa kavusturmustur...” (Danıstay
1.Dairesi, 13.3.2006 2005/1290, 2006/298) (http:// www. danistay. gov.tr/ kararlar 113.
htm, 06.05.07).
168 Dönmezer /Erman, III, s.419; Erem/Danısman/Artuk, s. 1049; Önder, II-III, s.830;
Gözübüyük, I, s.1199; Günal, s. 104–110; “…Memnu hakların iadesi kararı ile elde
edilen sey, mahkûmiyet kararı nedeniyle, uğranılan ehliyetsizliklerin gelecek için
kaldırılmasıdır. Kisi, TCK. nun 21 nci maddesinde düzenlenen kaybettiği ehliyetsizlikleri
yeniden kazanmaktadır. Ancak memnu hakların geri verilmesi ile "MAHKUMIYET"
ortadan kaldırılmamakta, sadece mahkûmiyetin neden olduğu ehliyetsizlikler ortadan
kaldırılmaktadır. Mahkûmiyet kararının mevcudiyeti ortadan kalkmadığı içindir ki bu
mahkûmiyet hali davacının daha sonra bir suç isleyecek olursa TCK. nun "tekerrür" ile
ilgili hükümlerine esas alınacaktır…” (AYĐM, 9.24.1997, E.1997/229,K.1997/731) (http://
www. msb. mil.tr/ ayim/ Ayim_karar_detay. asp? IDNO= 1104&ctg= 000002 000032
000002, 03.05.07); Belirtelim ki, Erem/Danısman/Artuk (s. 1049) ve Günal (s. 110), af ve
cezanın ertelenmesi açısından aksi düsüncededir.
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
43
tekrar orduya girmesi halinde yeni bastan rütbe, nisan ve madalya ve
emeklilik hakkı kazanabileceği düzenlemistir. Aynı maddenin 3.fıkrasında
ise genel af ilanından mahkûm bulunan askerî sahsın nisan, rütbe ve madalya
ve emeklilik hakkının geri verilmesi için bu hususun söz konusu kanunda
yazılı olmasına bağlı olduğuna yer verilmistir.
1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’na 52/1.maddesi169 765 sayılı mülga
Türk Ceza Kanunu ve 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu’nun yasaklanmıs hakların geri verilmesiyle ilgili askerî sahıslar
hakkında da uygulanacağını düzenlemistir170. Her iki kanun yürürlükten
kalmıs olmakla, yapılan atfın artık 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A
maddesine yapıldığını kabul etmek gerekir.
Yasaklanmıs hakların geri verilmesi üçüncü kisilerin kazanılmıs
haklarını etkilemez171.
B. ADLĐ SĐCĐLE ĐLĐSKĐN SONUÇLARI
5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 9.maddesine göre adlî sicil
bilgileri172;
—Cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması veya
—Ceza mahkûmiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran sikâyetten
vazgeçme veya etkin pismanlık veya
—Ceza zamanasımının dolması ya da
—Genel af veyahut
—Đlgilinin ölümü,
Halinde Adlî Sicil ve Đstatistik Genel Müdürlüğünce silinecek ve ölüm
dısındaki sebeplerle silinenler, arsiv kaydına alınacaktır.
Yasaklanmıs hakların geri verilmesine karar verildiğinde ise adli sicil
bilgileri silinmemektedir. Ancak geri vermeye iliskin karar adli sicil arsivine
kaydedilmektedir (5352 sayılı ASK md.13/A, f.6).
169 Memnu Hakların Ne Suretle Geri Verileceği ve Neticeleri
Madde 52 – 1 - Türk Ceza Kanunu ile Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun memnu
hakların geri verilmesi hususundaki hükümleri askerî sahıslar hakkında da tatbik olunur.
2 - Memnu hakların geri verilmesine karar verildiği takdirde mahkûmiyetle zayi olan bilcümle
askerî rütbe, unvan, memuriyet, nisan ve askerî hizmet esnasında kazanılan tekaütlük ve
sair haklar geri gelmez. Su kadar ki bu kararı alan tekrar orduya girerse yeni bastan rütbe,
nisan ve madalya ve tekaüt hakkı kazanabilir.
3 - Umumi af ilanından mahkûm bulunan askerî sahsın nisan, rütbe ve madalya ve tekaütlük
hakkının geri verilmesi, ancak Umumi Af Kanununda yazılı olmağa bağlıdır.
170 Erman, Sahir, Askeri Ceza Hukuku, Umumi Kısım ve Usul, 2. Bası, Đstanbul 1960, s.185
(zkr. Günal, s41).
171 Günal, s. 113–114.
172 Bu konuda daha genis bilgi için Bkz. Günal, s.115–126.
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
44
Silinen ancak arsiv kaydına alınan kayıtlar173 “kural olarak” kisiyi
herhangi bir haktan yoksun bırakmak için dayanak olarak kullanılamaz
(5352 sayılı ASK md.10/2) ise de, kanunlarda bu konuda özel düzenleme
olması halinde söz konusu arsiv kaydı hak yoksunluğu dâhil bazı hukuki
islemlere esas alınabilecektir (5352 sayılı ASK md.10/2). Dolayısıyla hak
yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetin adli sicilden silinmesine karar
verilmesi halinde, silme kararıyla yasaklanmıs haklar da otomatik olarak geri
verilmis olacağından, ayrıca yasaklanmıs hakların geri verilmesini talep
etmeye gerek kalmayacağı yönündeki görüs174, ancak bir hak yoksunluğuna
esas alınamayanlar açısından geçerli olabilecektir175. Gerçekten 5352 sayılı
173 Arsiv kaydına alınan bilgiler, fiilin suç olmaktan çıkarılması halinde veya ilgilinin ölümü
üzerine ve her halde kaydın girildiği tarihten itibaren seksen yılın geçmesiyle ya da kanun
yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat veya ceza
verilmesine yer olmadığı kararının kesinlesmesi halinde, tamamen silinmektedir (5352 sayılı
ASK md.12).
174 Kunter, s.918; Dönmezer/Erman, III, s.414,416; Öztürk, s.308; Benzer bir yaklasımla,
adli sicildeki kaydın silinmesinin ehliyetsizliklerin fiilen kaldırılması sonucunu doğuracağı
ifade edilmektedir (Ersoy, Yüksel, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2002, s.185);
Aksi yönde: Kömürcü, s.50.
175 “…21.12.1975 tarihinde kesinlesen Altındağ Đkinci Sulh Ceza Mahkemesi'nin 20.11.1975
gün ve 513/872 sayılı kararı ile TCK. nun 491/4, 522, 55/3, 59, 647 sayılı Yasanın 4 ve 6.
maddeleri gereğince ertelenmis 2000 lira ağır para cezasına hükümlü Ali Osman vekili,
15.4.1985 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin ise girmek için müracaat ettiğinde
hükümlülüğünün karsısına çıktığını ve is bulmasına engel olduğunu ileri sürerek TCK. nun
121, 122 ve CMUK. nun 416, 417 ve 418. maddeleri gereğince memnu hakların iadesine
karar verilmesini talep etmesi üzerine, dosyayı inceleyen Altındağ Đkinci Ağır Ceza
Mahkemesi, 16.4.1985 gün ve 93/78 sayı ile kararda Ali Osman'ın bir hakkı
kısıtlanmamıstır. Bu yüzden memnu hakkın iadesi söz konusu değildir. Sayet sabıka
kaydının silinmesi isteniyorsa, bu konuda bir karar vermek hükmü veren mahkemenin
yetkisindedir. Esasen 647 sayılı Yasanın 7/2. maddesine göre, hırsızlık suçunun sabıka
kaydı silinemez. Bu nedenle sanık vekilinin talebinin reddine dair verdiği kararın temyiz
edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Özel Daire:
647 sayılı Yasanın 7. maddesinde öngörülen hükümlülüğün adli sicilden silinmesi kararı
hükümden doğacak sonuçların ortaya çıkmasına engel olan ve kuskusuz yasal hakların geri
çevrilmesini de kendiliğinden sağlayan bir hukuki islem ve yargıdır.
Buna karsılık T.C. Yasasının 121–124 ve C.Y. Yasasının 416–420. maddelerinde öngörülen
yasal hakların geri verilmesi, yargılaması ve yargısı ise yitirilen hak ve ehliyetlerin, iyi
halleri hükümlüye yargı yolu ile geri verilmesidir.
Bu yargısal kararın doğurduğu sonuç ise, hükümlülüğü ve dolayısıyla geçmisteki sabıkayı
kaldırıcı nitelikte olmayıp, yalnızca geri verilen haktan geçmise yürütülmeksizin karar
tarihinden sonra yeniden yararlanmayı sağlayıcı niteliktedir. Bu açıdan konusu yalnızca
Ceza Yasasında öngörülen ehliyetsizliklerle de sınırlı değildir. Nitekim yasada deneme
süresi, asıl cezanın çekilmesinden yahut da af, ya da süre asımı nedeniyle cezanın
düsmesinden itibaren baslamaktadır. Đyi halin kanıtlanmasıyla hükümlünün ehliyetsizliği
ortadan kaldırılarak hakkı geri verilmektedir. Bu düzenleme, afla ortadan kalkan
hükümlülüklere rağmen, kimi ehliyetsizliklerin sürdürülmesini benimseyen Türk mevzuatına
uygundur ve bu ehliyetsizliklerin iyi halli hükümler için kaldırılması yöntemi de yasal
hakların geri verilmesini sağlayan bir uygulamadır.
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
45
Adli Sicil Kanunu’nun geçici 2.maddesinde Anayasanın 76.maddesi ile özel
kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetlerin arsiv bilgilerinin silinmesi
benimsenmemistir. Dolayısıyla örneğin zimmet suçundan hakkında arsiv
kaydı olan kisi milletvekili adayı olmak istediğinde Yüksek Seçim Kurulu
bu arsiv kaydına dayanarak adaylık isteğinin reddedecektir176.
Yerel Mahkeme ise:
1 - Cezayı olduğu gibi bırakmak hüküm ve neticelerini bir mahkeme ilamıyla yok saymak
mümkün değildir.
2 - Sanık vekilinin talebi, açık ve seçik olarak her istendiğinde karsısına çıkan sabıka
kaydının silinmesi isteğidir. Ancak, 647 sayılı kanunun 7/B maddesine göre bu kaydı
silmenin mümkün olmadığı sanık vekilince de bilindiğinden talep memnu hakların iadesi
seklinde mahkememize getirilmis ve reddedilmistir. Talebin kabulü halinde öncelikle hükmü
veren mahkemenin görevine müdahale halinde edilmis olacaktır. Sonra da 647 sayılı
Yasanın 7/B maddesine aykırı hareket edilmis, diğer bir deyimle kanuna karsı hile yoluna
basvurulmus olacak, silinmemis bir sabıka hükümsüz bırakılacaktır.
Talep iadeyi mahkeme olmayıp sabıka kaydının silinmesidir. Mahkememiz buna yetkili
değildir. Hükümlünün mahkemece kısıtlanmasına karar verilmis bir hakkı da
bulunmadığından, bozmaya uyulmamasına eski kararda direnilmesine karar vermistir.
Adli sicildeki hükümlülük kaydının silinmesi 647 sayılı Yasanın 7/B maddesi gereğince
hükmü veren mahkeme veya talep edenin bulunduğu yer Asliye Ceza Mahkemesi'nden,
memnu hakların iadesi ise CMUK. nun 416. maddesi gereğince mahkûmun ikametgâhı olan
yerin tabi bulunduğu ağır ceza islerini gören mahkemeden talep edilebileceğinden; sanık
vekilinin dilekçesinin, içeriği itibari ile memnu hakların iadesi talebini mi, yoksa adli
sicildeki sabıka kaydının silinmesi talebini mi içerdiği Genel Kurulumuzca öncelikle
tartısılıp memnu hakların iadesi talebini içerdiğine oybirliği ile karar verildikten sonra
yapılan incelemede:
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 17.11.1986 gün ve 410/523 sayılı Kararında da
açıklandığı gibi, TCK. nun 121 ve sonraki maddelerine göre, ister Türk Ceza
Kanunundan, isterse özel bir yasadan kaynaklansın, amme hizmetlerinden yasaklanma
memuriyetten mahrumiyet seçme veya seçilme hakkından yoksun kılınma yasal kasıtlılık
altında bulundurulma babalık veya kocalık haklarından mahrumiyet sürücü belgesinin
geri alınması, emekli maasından yoksun kılınma meslek ve sanatın tatili, isyerinin
kapatılması ve benzerleri gerek bir mahkûmiyet sonucu ve gerekse ceza seklinde
hükmedilen her nevi ehliyetsizliklerin memnu hakların iadesi yoluyla bertaraf edilmesine
yasal bir engel bulunmadığından, TCK. nun 122. maddesinde açıklanan süreler
geçtikten sonra talepte bulunan iyi halli hükümlünün memnu haklarının iade edildiğinin
bir kararla tespit edilmesinde zorunluluk bulunduğundan, hükümlü vekilinin temyiz
itirazının kabulü ile direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.” (Yargıtay,
CGK, 01.06.1987, 1987/6–201, 1987/336) [Uygun, Mehmet/ Savas, Vural/
Mollamahmutoğlu, Sadık, Ceza Genel Kurulu Kararları (1987), Yarı-Açık Cezaevi
Matbaası, Ankara 1987, s.45–47].
176 “…647 Sayılı Yasanın 7. maddesinde öngörülen hükümlülüğün ‘adli sicilden silinmesi’
kararı hükümden doğacak sonuçların ortaya çıkmasına engel olan ve kuskusuz yasal
hakların geri verilmesini kendiliğinden sağlayan bir hukuki islem ve yargıdır. Buna karsılık
T.C.Yasasının 121–124 ve C.Yargılama Yasasının 416–420 maddelerinde öngörülen yasal
hakların geri verilmesi yargılanması ve yargısı ise, yitirilen hak ve ehliyetlerin iyi halli
hükümlüye yargı yoluyla geri verilmesidir. Bu yargısal kararın doğurduğu sonuç ise,
hükümlülüğü ve dolayısıyla geçmisteki sabıkayı kaldırıcı nitelikte olmayıp, yalnızca geri
verilen haktan, geçmise yürütülmeksizin, karar tarihinden sonra yeniden yararlanmayı
sağlayıcı niteliktedir. Bu açıdan konusu yalnızca Ceza Yasasında öngörülen
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
46
C.YASAKLANMIS HAKLARIN GERĐ VERĐLMESĐ
KARARININ GERĐ ALINMASI
Yasaklanmıs hakların geri verilmesi kararı kesinlestikten sonra mahkûm
aleyhine sonuç doğuracak sekilde geri alınması mümkün değildir177. Bu
nedenle geri vermeden sonra meydana gelen mahkûmiyet hangi yoksunluğu
gerektiriyorsa onun uygulanması ile yetinilecek ve geri verme kararına konu
olan haklardan tekrar yoksun kalmak söz konusu olmayacaktır178.
Mahkûm yasaklanmıs hakları geri verildikten sonra yeniden bir suç isler
ve buna bağlı mahkûmiyet nedeniyle sürekli hak yoksunluğuna maruz
kalırsa, bununla ilgili olarak tekrar talepte bulunması mümkündür179.
SONUÇ
Çalısmada 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesinde
düzenlenen “yasaklanmıs hakların geri verilmesi (memnu hakların
iadesi” kurumu, çesitli yönleriyle ve özellikle 765 sayılı mülga Türk Ceza
Kanunu ile 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’ndaki ilgili
hükümlerle karsılastırma yapılmak suretiyle incelenmeye çalısılmıs ve özetle
su sonuçlara ulasılmıstır:
—765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanunu kaldırılırken yerine konulan mevzuatta “yasaklanmıs
hakların geri verilmesi”ne iliskin bir hükme yer verilmemesinin,
Anayasanın 76.maddesi basta olmak üzere birçok kanunda yer alan sürekli
hak yoksunluklarının hüküm ifade etmeye devam ettiği/edeceği hususunun
öngörülememesinden kaynaklandığı anlasılmaktadır. Bu eksikliğin neden
olduğu hukuki bosluk kısa sürede ortaya çıkmıs ve sorun 5352 sayılı Adli Sicil
Kanunu’na eklenen 13/A maddesi ile çözülmüstür.
—Söz konusu madde eski mevzuattaki hükümlere ana hatlarıyla paralel
ise de, bazı önemli farklar tasımakta ve olumlu olduğu kadar olumsuz kimi
hususları ihtiva etmektedir. Bu çerçevede belirtmek gerekirse; geri verme
ehliyetsizliklerle de sınırlı değildir. Nitekim yasada deneme süresi asıl cezanın
çekilmesinden yahut da af ya da süreasımı nedeniyle cezanın düsmesinden itibaren
baslamakta ve iyi halin kanıtlanmasıyla hükümlünün ehliyetsizliği ortadan kaldırılarak
hakkı geri verilmektedir. Bu düzenleme, afla ortadan kalkan hükümlülüklere rağmen kimi
ehliyetsizliklerin sürdürülmesini benimseyen Türk mevzuatına uygundur ve bu
ehliyetsizliklerin iyi halli hükümlüler için kaldırılma yöntemi de yasal hallerinin geri
verilmesini sağlayan yargılamadır. Belirtilen nedenlerle, dilekçenin kapsamına ve isteğe
göre C.Yargılama Yasasının 416–420. maddeleri uyarınca bir karar verilmek gerekirken
dilekçenin ve isteğin adli sicilden kaydın silinmesine iliskin bulunduğu gerekçesiyle hüküm
kurulması…” (Yargıtay, 6.CD, 15.10.1986, 1986/5235, 9129) (Hatipoğlu/Parlar, s.93–
94).
177 Günal, s.5,103.
178 Balkuvvar, s.1301–1302.
179 Önder, II-III, s.830.
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
47
talebinin yapıldığı dilekçeye bazı belgelerin eklenmesi zorunluluğu
öngörülen hüküm (1412 sayılı mülga CMUK md.417) ile talebin reddi
halinde deneme sürelerinin yeni bastan islemesi gereğine yer verilen hükmün
(1412 sayılı mülga CMUK md.419) -hak arama özgürlüğünü nispeten
sınırlayan niteliği de gözetildiğinde- yeni düzenlemeye alınmamıs olması
isabetlidir. Bunların yanında geri vermedeki “iyi hallilik” kosulunun bir
unsuru olarak aranan sübjektif nitelikteki “pismanlık” ve bunu “ihsas etme”
(765 sayılı mülga TCK md.122; 1412 sayılı mülga CMUK md.317/f.1, bent
3) hususlarının benimsenmemesi olumlu hususlardandır. Keza talebi
incelemeye yetkili mercii olarak mahkûmun ikametgâhı olan yerin tabi
bulunduğu ağır ceza mahkemesi (1412 sayılı mülga CMUK md.416) yerine,
hükmü veren veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı
derecedeki mahkemenin (5352 sayılı ASK md.13/A, f.3) seçenekli olarak
öngörülmesi, mahkûmun Türkiye’de ikametgâhı bulunmaması halinde
ortaya çıkabilecek olası sorunları engelleyici nitelikte olması açısından
yerindedir.
Yeni düzenlemenin eksik ve olumsuz olduğunu düsündüğümüz
yönlerine gelince:
—Maddede yer alan “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dısındaki
kanunların …” seklindeki kısıtlayıcı ibare nedeniyle, 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu gereğince hükmedilebilecek sürekli hak yoksunluklarını geri
verilmesini olanaksız hale gelmektedir. Gerçekten bu ayrık durum nedeniyle
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun mevcut 219/2.maddesi gereğince
uygulanabilecek sürekli hak yoksunluğunun, yasaklanmıs hakların geri
verilmesi yoluyla giderilmesi mümkün olmayacaktır. Keza ileri de su veya
bu nedenle Kanunda yer alması muhtemel benzer düzenlemeler açısından da
aynı sorun gündeme gelebilecektir. Dolayısıyla aynı zamanda Anayasanın
esitlik ilkesine de aykırılık olusturacak nitelikteki söz konusu sınırlama
maddeden çıkartılmalıdır.
—Süreli hak yoksunluklarının hükümde belirtilen veya kanunda
öngörülen sürelerin geçmesiyle kendiliğinden kalkacağı ve bu nedenle geri
vermeye konu hak yoksunluklarının sürekli nitelik tasıyanlar olduğu doğal
ise de, kurumun niteliğinin net olarak ortaya konması ve olası tereddütlerin
önüne geçilmesi açısından, maddede bu hususa açıkça yer verilmelidir.
—Düzenlemede yasaklanmıs hakların geri verilmesi talebini,
mahkûmun yanında “vekilinin” de yapabileceğine yer verilmistir.
Yasaklanmıs hakların geri verilmesi talebinin niteliği ile aksi yönde bir
hükmün bulunmaması hususları gözetildiğinde, talebi mahkûmun yanında
vekilinin (avukatının) de yapabileceğinin açık olması karsısında, bu konunun
ayrıca belirtilmesi gerekli değildir.
—Yasaklanmıs hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkeme
incelemesini dosya üzerinde yürütmek yerine Cumhuriyet savcısını ve
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
48
hükümlüyü dinlemek suretiyle yapmak isterse (5352 sayılı ASK md.13/A,
f.4), kanımızca bunun durusma açılarak yapılması zorunludur. Bununla
birlikte konunun açık olmaması nedeniyle olusabilecek muhtemel
tereddütlerin giderilebilmesi için bu halde incelemenin durusmalı yapılması
gerektiği hususunda açık bir düzenlemeye yer verilmelidir.
—Mahkemenin vereceği kararlara karsı basvurulabilecek kanun yolu
açıkça belirtilmesi yerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na atıf
yapılması isabetli olmamıstır. Zira burada öngörülen itiraz, istinaf ve temyiz
kanun yolları, kamu davasının kendine özgü niteliği ile bu süreçteki kararlar
ve sonundaki hüküm esas alınarak dizayn edilmistir. Oysa yasaklanmıs
hakların geri verilmesi gerek konu, gerek nitelik ve gerekse incelenme usulü
açısından tamamen farklı yapıda bir kurumdur. Bu durumun doğal sonucu
olarak yasaklanmıs hakların geri verilmesi talebi üzerine verilen kabul veya
ret karaları sorusturma veya kovusturma evrelerindeki hâkim veya mahkeme
kararlarlarından veya kovusturma evresi sonucunda verilen hükümlerden
olmadığından, maddede öngörülen atıf yöntemi terk edilerek, uygun
görülecek kanun yolu açıkça belirtilmelidir.
—Yasaklanmıs hakların geri verilmesi talebi nedeniyle yapılan bütün
masrafların hükümlüden alınması zorunluluğu, adil olmayan sonuçlar
doğurabilecektir. Bu nedenle hükümlüye kusur atfedilemeyecek hallerde -
ör. gereksiz yere harcama yapılmıs olması ihtimalinde- masrafın kısmen
veya tamamen Devlet üzerinde bırakılmasına olanak verecek bir düzenleme
yapılmalıdır.
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
49
BĐBLĐYOGRAFYA
1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun Bu Kanunu Hazırlayan
Komisyon Tarafından Yazılan Esbabı Mucibesi, Hapishane Matbaası,
Ankara 1937.
Adalet Bakanlığınca Hazırlanan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Tasarısı
ve Gerekçesi (2003), Ankara 2003.
Akdağ, Selami, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Serhi, Olgaç Matbaası,
Ankara 1978.
Artuç, Mustafa/ Gedikli, Cemil, Yeni Yargıtay Kararları Isığında TCKCMK-
CGĐK Çocuk Koruma ve 5560 Sayılı Kanunla Getirilen
Yenilikler (Yeni Ceza Adalet Sistemi), 2.Baskı, Kartal Yayınevi,
Ankara 2007.
Artuk, Mehmet Emin/Gökcen, Ahmet/Yenidünya, Caner, 5237 Sayılı
Yeni TCK.’ya Göre Hazırlanmıs Ceza Hukuku Genel Hükümler I,
Yeniden Gözden Geçirilmis 2. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara 2006.
Aygen, Dilaver, Açıklamalı Đçtihatlı Cezaların Đnfazı Hakkında Kanun,
Turhan Yayınevi, Ankara 2002.
Balkuvvar, Ziya, “Memnu Hakların Đadesi Müessesesi”, Adliye Ceridesi,
Sa.11,Ankara 1942.
Centel, Nur, “Yeni Türk Ceza Yasası ve Kadın”, http:// www. nurcentel.
com/ makaleler/ yenitckvekadin. pdf, 03.05.07.
Centel, Nur/ Zafer, Hamide, Ceza Muhakemesi Hukuku, 5271 Sayılı Yeni
Ceza Muhakemesi Kanunu ve Đlgili Mevzuata Göre Yenilenmis 3. Bası,
Beta Yayınevi, Đstanbul 2005.
Centel, Nur/ Zafer, Hamide/ Çakmut, Özlem, Türk Ceza Hukukuna Giris,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Đlgili Mevzuata Göre Yenilenmis ve
Gözden Geçirilmis 4.Bası, Beta Yayınevi, Đstanbul 2006.
Çiçek, Đbrahim, Açıklamalı Adli Sicil Kanunu, Kazancı Hukuk Yayınevi,
Đstanbul 2007.
Demir, Ali, “Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi Konusu Üzerine Bir
Đnceleme,” Adalet Dergisi, Yıl: 81, Sa.5,1990.
Demirbas, Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Yenilenmis-
Genisletilmis 2.Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara 2005.
Dönmezer, Sulhi/Erman, Sahir, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, Genel
Kısım, C. 3, 10.Bası, Đstanbul 1985.
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
50
Erem, Faruk/Danısman, Ahmet/Artuk, Mehmet Emin, Ceza Hukuku
Genel Hükümler, Ankara 1997.
Erman, Sahir, Askeri Ceza Hukuku, Umumi Kısım ve Usul, 2. Bası,
Đstanbul 1960.
Ermis, Minip, “TCK ve CMK Aralık 2006 Değisiklikleri”, http:// www.
turkhukuksitesi. com/ makale_ 533. htm, 03.05.07.
Ersoy, Yüksel, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2002.
Gözübüyük, Abdullah Pulat, Alman, Fransız, Đsviçre ve Đtalyan Ceza
Kanunlarıyla Mukayeseli Türk Ceza Kanunu Serhi, C. 1, Genisletilmis
5.Bası, Đstanbul (tarihsiz).
Günal, Yılmaz, Adli Yolla Memnu Hakların Đadesi, AÜSBF Yayınları
No:123–105, Sevinç Matbaası, Ankara 1961.
Hafızoğulları, Zeki, “5237 s. Türk Ceza Kanununda Cezalar ve Güvenlik
Tedbirleri”, http:// www. abchukuk. com/ cezahukuku/ guvenliktedbirleri.
html, 06.05.07.
Hakeri, Hakan, Ceza Hukuku Temel Bilgiler, Seçkin Yayınevi, Ankara
2006.
Hatipoğlu, Muzaffer/ Parlar, Ali, Açıklamalı Gerekçeli Đçtihatlı Seçim
Kanunları ve Seçim Suçları, Ankara 2004.
Đçel, Kayıhan, “Anayasa Hükümleri ve Yüksek Mahkemelerin Kararları
Çerçevesinde Af, Sartla Salıverme ve Ertelemeye Đliskin Yasal
Düzenlemelerin Yasaklanmıs Haklar Üzerindeki Etkileri”, Anayasa
Yargısı, s.209–218,
http://www.anayasa.gov.tr/eskisite/anyarg18/ICEL.PDF, 03.05.07.
Đçel, Kayıhan/Sokulu-Akıncı, Füsun/ Özgenç, Đzzet/ Sözüer,
Adem/Mahmutoğlu, Selami F/Ünver, Yener, Đçel Yaptırım Teorisi,
3.Kitap, Beta Yayınevi, Đstanbul 2000.
Kömürcü, Mehmet, Adli Sicil Kayıtları Sabıka kayıtlarının Silinmesi ve
Đlgili Konular, 3.Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara 2005.
Köni, Burhan, “Önsöz”, in: Adli Yolla Memnu Hakların Đadesi, AÜSBF
Yayınları No:123–105, Sevinç Matbaası, Ankara 1961.
Kunter, Nurullah, Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi
Hukuku, Yenilestirilmis ve Gelistirilmis 8. Bası, Đstanbul 1986.
Kunter, Nurullah/Yenisey, Ferudun/Nuhoğlu, Ayse, Muhakeme Hukuku
Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, 15.Baskı, Beta Yayınevi,
Đstanbul 2006.
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
51
Önder, Ayhan, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Cilt II-III, Beta Yayınevi,
Đstanbul 1992.
Özbek, Veli Özer / Bacaksız, Pınar/ Doğan, Koray, Ceza Hukuku Bilgisi
Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, Ankara 2006.
Özbek, Veli Özer, Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı (Açıklamalı-
Gerekçeli-Đçtihatlı), Cilt 1, Genel Hükümler (Madde 1–75), 2. Baskı,
Seçkin Yayınevi, Ankara 2005.
Özbek, Veli Özer/ Doğan, Koray, “Ceza Muhakemesi Kanunu’nda 5560
sayılı Kanun’la Yapılan Değisikliklerin Değerlendirilmesi”, Ceza
Hukuku Dergisi, Sa.2, Aralık 2006.
Özgenç, Đzzet, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi,
Ankara 2006.
Öztürk, Bahri, Ceza Hukuku ve Emniyet Tedbirleri Hukuku, Ankara 1994.
Öztürk, Bahri/ Erdem, Mustafa Ruhan, Uygulamalı Ceza Hukuku ve
Güvenlik Tedbirleri Hukuku, Yeni TCK’ya Göre Yenilenmis 9.Baskı,
Seçkin Yayınevi, Ankara 2006.
Pradel, Jean, Çağdas Sistemlerde Karsılıklı Ceza Usulü, ISISC
Kolokyumlarının Sentez Raporu (Çev. Sulhi Dönmezer) Beta Yayınevi,
Đstanbul 2000.
Savas, Vural/ Mollamahmutoğlu, Sadık, Türk Ceza Kanunu Yorumu, C.
1, Ankara 1995.
Soyaslan, Doğan, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Yetkin Yayınları, Ankara
1998.
Sözüer, Adem, “Türk Hukukunda Af, 4454 ve 4616 Kanunlarda Öngörülen
Sartla Salıverme ve Ertelemeye Đliskin Hükümlerin Hukuksal Niteliği ile
Bu hükümlerin Anayasaya Uygunluğu Sorunu”, Anayasa Yargısı,
s.233–234 (http:// www. anayasa. gov.tr/ eskisite/ anyarg18/ SOZUER.
PDF, 03.05.07).
Sözüer, Adem/ Dursun, Selman, “TCK, CMK ve Kabahatler
Kanunu’ndaki Son Değisiklikler Ne Getiriyor?”, Hukuki Perspektifler
Dergisi, Sa.9, Aralık 2006.
Simsek, Cem, “5352 sayılı Adli Sicil Kanunu Kapsamında Yasaklanmıs
Hakların Geri Verilmesi ve Bu Kurumun 765 Sayılı Yasa Kapsamındaki
Memnu Hakların Đadesinden Farkları”, Manisa Barosu Dergisi, Yıl 26,
Sa.100, Ocak 2007.
T.C. Adalet Bakanlığı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Tasarısı, Ankara
2000.
Taner, Tahir, Ceza Hukuku Umumi Kısım, ĐÜHF Yayını No: 95, Đstanbul
1949.
ARSLAN AÜHFD Yıl 2007
52
Tasdemir, Kubilay/ Özkepir, Ramazan, Son Değisikliklerle Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu, Turhan Yayınevi, Ankara 2000.
Toroslu, Nevzat, Ceza Hukuku Genel Kısım, Savas Yayınevi, Ekim 2005.
Toroslu, Nevzat, “Ertelenmis Mahkûmiyetin Memuriyete Etkisi”, Selçuk
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Jale Akipeke’e
Armağan, Konya 1991.
Turhan, Faruk, “Yeni Türk Ceza Kanunu’na Göre Ceza Mahkûmiyetinin
Sonucu Olarak Seçme ve Seçilme Hakkından Yoksunluk”, Yerel Siyaset
Aylık Bilimsel Siyasi Dergi, http:// www. yerelsiyaset. com/v2/ index.
php? goster= ayrinti& id=634, 31.07.07.
Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük, 10.Baskı, Ankara 2005.
Uygun, Mehmet/ Savas, Vural/ Mollamahmutoğlu, Sadık, Ceza Genel
Kurulu Kararları (1987), Yarı-Açık Cezaevi Matbaası, Ankara 1987.
Uygun, Mehmet/ Savas, Vural/ Mollamahmutoğlu, Sadık, Ceza Genel
Kurulu Kararları (1988–1989–1990–1991), Adalet Matbaacılık, Ankara
1991.
Yılmaz, Ejder, Hukuk Sözlüğü, Yenilenmis 9.Baskı, Yetkin Yayınevi,
Ankara 2005.
Yılmaz, Zekeriya, “Hak Yoksunlukları ve Yasaklanmıs Hakların Geri
verilmesi Kurumu Üzerine Bir Değerlendirme”, Terazi Aylık Hukuk
Dergisi, Yıl 2, Sa.7, Mart 2007.
Yurtcan, Erdener, Ceza Yargılaması Hukuku, 9.Baskı, Alfa Basım Yayım
Dağıtım, Đstanbul 2002
Yüce, Turhan Tufan, Ceza Hukuku Dersleri, C.1, Manisa 1982.
Yüksek Mahkeme Kararları (Özel Arsiv).
C.56 Sa.4 [1-53] Yasaklanmıs Hakların Geri Verilmesi (5352 sayılı Adli sicil…
53
KISALTMALAR
ASK
AY
Bkz
CD
CGK
CGTĐHK
CMK
CMUK
E
f
HD
ĐĐK
in
K
Kars.
md
RG
s
Sa
t
TCK
vb
vd
Y
zkr
: Adli Sicil Kanunu
:Anayasa
: bakınız
: Ceza Dairesi
: Ceza Genel Kurulu
: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin Đnfazı Hakkında Kanun
: Ceza Muhakemesi Kanunu
: Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu
: esas
: fıkra
: Hukuk Dairesi
: Đcra ve Đflas Kanunu
: içinde
: karar
: karsılastırınız
: madde
: Resmi Gazete
: sayfa
: sayı
: tarih/tarihli
: Türk Ceza Kanunu
: ve benzeri
: ve devamı
: Yargıtay
: zikreden