Konu:

3 kişi bir araya gelip, kişilerden birine 17 sene evvel başka sebeplerden verilmiş olan bir umumi vekâletnameyi vekalet verenin haberi olmadan bir gayrimenkul satışında onun aleyhine olmak suretiyle kullanmış ve bunun sonucu olarak da vekalet veren kişi ağır zarara uğramıştır. (Müşerek mülkiyet altındaki toprak
mağdur için değerinin çok altındaki cüzi bir miktara, gayrimenkul üzerinde eşit paylara sahip üç kişi ise bunun en az 4 misline satılmış.)

Vekalet veren kişi onyıllardır yurtdışında yaşamaktadır ve suçun işlendiği tarihte şahsi sebeplerden

(bunlar aleyhte olabilecek şekilde ceza hukuğu ile veya kanunen seyahat kısıtlanması gibi bir olayla alakalı olmasa da yurtdışı yabancı resmi makamları ile olan bir sorunun çözülmesi ile ilgilidir)

memlekete gidememektedir. Durum yukarıda bahsi geçen 3 kişi tarafından suçun işlendiği tarihte bilinmekte idi.

Suçun dolandırıcılık kısmı (gayrimenkulün değerinin az gösterilmesi) ise satıştan 7 sene sonra mağdurun bir Türkiye seyahati esnasında meydana çıkmıştır.

Sorular:

1- Suç TCK'nun 158 mad., 1. fıkrası b) bendince (zor şartlardan yararlanma)
nitelikli dolandırıcılığa girer mi?

2- Üç kişinin bir araya gelip (akrabaları olan) mağduru en az 3 sene müddetle
her türlü aldatma yollarına başvurmak suretiyle (gayrimenkul'ün değerini de
az göstererek) satışa sevketme çabaları sonuç vermeyince işledikleri bu suç
ve ileri tarihlerde bu suçun meydana çıkmaması için sürekli olarak
başvurdukları yalan ve yanıltıcı tavırlar çete kurmak gibi bir duruma girer
mi? Dolayısıyla niteliksiz dolandırıcılıkta 5 sene olan ceza üst sınırı yükselir
mi?

3- Bu şartlar altındaki vekaletname suistimali cezai yönden hangi maddeye
girer? Ceza üst sınırı nedir?

Gelecek bilgilerinize şimdiden teşekkürler.