+ Konuyu Yanıtla
5 / 5 Sayfa İlkİlk 12345
41 den 50´e kadar toplam 50 ileti bulundu.

Konu: Hukuki ayıp bence...

Hukuki ayıp bence... Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #41
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Bilindiği üzere, hukukta telâfisi imkansız bir zarardan söz edilemez. Ölümün bile maddi ve manevi tazminatla tazmin edildiği varsayılır. Genel olarak tazmin borcu kavramıyla, hukuki, sorumluluğu saptanan hukuk sujesine yargı organınca yüklenen ödev ifade edilmektedir.
    Önce satırbaşlarıyla bilirkişi sorununa işaret eden yazarların görüşlerine göz atalım:
    - ..... Bugün aktüerya bir ilim haline gelmiştir. Bunu uygulayarak bir sonuca varmak tabii bütün hakimlerden istenemez.... Bu bakımdan hesapların yapılmasında bilirkişiye başvurmak zorunlu olacaktır. Ne var ki, bunları değerlendirmek önemlidir, bunlara alet olmamak önemlidir. Bunun için de konu hakkında hakimlerin asgari düzeyde de olsa bir bilgisi ve yetişme kapasitesi olmak lazım gelir.... Bilirkişileri her hadisede aşağı yukarı yaklaşık sonuçlara varacak bir düzene sevk etmek lazım gelir. O takdirde de mümkün olduğu kadar gerçeğe ulaşmak mümkün olur...
    - ..... Tazminat davalarında sağlıklı bir yargılama yapılması için bilirkişi ağırlıklı yöntemin terk edilmesi çağdaş bir yargı için zorunludur.... Bilirkişi, ancak yargıcın olguların belirlenmesinde ve hukuki nitelendirmede kullanacağı özel ve teknik bilgi ve kuralı açıklayacaktır. Çok özel durumda, bir olgunun belirlenmesi ve hesap işlemine ilişkin görevi de yerine getirebilir. Bu dahi yargıcın bilgi ve becerisinin yetmediği durumlar geçerlidir... Tazminatı somut olarak belirleyecek matematik işlem yargıç tarafından yapılabilmelidir.... Zarar ve tazminatın belirlenmesine ilişkin somut olguları kural olarak yargıç belirlemek zorundadır. Zarara esas gelirin belirlenmesi, yaşam süresi, destek süresi, destek oranları, çalışma süresi, çalışma gücü kaybı, evlenme olasılığı oranları gibi....
    - ..... Hesapları bizzat yapabilecek durumda olan hakimlerin dahi bilirkişiye başvurmaları ve bu konudaki bilgi ve yeteneklerini, bilirkişileri yönlendirme ve onların raporlarını değerlendirip düzeltme alanlarında kullanmaları çok daha isabetlidir....
    - ..... Zararın belirlenmesi ve buna bağlı olarak tazminatın takdiri yetkisi, Borçlar Kanununun 43 ncü maddesi ile yalnızca yargıca tanınan bir hak ve sorumluluk. Ama yargımızda bu kurala pek uyulduğu söylenemez. Uygulamada zarar ve zararın netleştirilmesi işi bilirkişiye yaptırıldığı gibi, evlenme şansı , hakkaniyet indirimi , kaçınılmazlık indirimi gibi indirimler de bilirkişiye yaptırılarak, sonuçta hükmedilecek tazminat miktarının dahi bu raporlarda tespit ettirilip, bulunan sonuçlar karara geçirilerek yargılama sonuçlandırılmaktadır....
    - ..... Borçlar Yasası ile yargıca tanınan yetki ve sorumluluğun bir sonucu olarak, davul onun boynunda, tokmak bilirkişinin elinde gibi bir olguyu ortadan kaldırmak üzere, maddi tazminat hesaplamasının ana kriter ve verileri hakim tarafından saptanarak, bilirkişiye bu şekilde talimat verilmelidir....
    - ..... Tazminatın değerlendirilmesi AB üye ülkelerinde yargıç tarafından yapılmaktadır....

    Yukarıda özetlenen görüşlerden de açıkça anlaşılacağı üzere, maddi zararın hesaplanmasında kimin gerçek yetki sahibi olduğu sorunu, henüz adli ve idari yargı yönünden açıklığa ve netliğe kavuşturulamamış, bir uygulama birliği sağlanamamıştır. Bunun doğal sonucu olarak ta, bilirkişiler arasında da yöntem birliği konusunda bir uzlaşma gerçekleşmemiş ve yetersiz kalan içtihatlarla da sorun çözüme kavuşturulamamış; yöntem çokluğu ve hesap farklılıkları adalet duygusunu zedeler bir hal almıştır.İşte mevzuatta öngörülmeyen, yargı içtihatlarıyla da tam anlamıyla bir çerçevesi çizilemeyen ve bu nedenle de uygulamada bir çokluk ve karmaşa ya neden olan hesap yöntemi sorun olarak kalmaktadır.
    02.06.1989 tarihinde geçirdiği iş kazası neticesinde % 7 çalışma gücünü kaybeden, 14.07.1966 doğumlu ve kaza tarihinde brüt aylığı 225.000.-TL. ve olayda %20 kusurlu olan bir işçinin açtığı dava sonunda, mahkemece 07.05.1991 tarihli bilirkişi raporuna müsteniden 19.06.1991 tarihinde 122.544.482. liranın, kaza tarihinden itibaren % 30 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, oysa ilmi verilere uygun olarak saptanan gerçek zararın sadece 17.994.911.-TL. olduğu örnek hesap yapılarak ortaya konulmaktadır.
    bir davada, bilirkişi tarafından 70.000.000.-TL. zarar hesaplanmıştı. İki tarafın itirazı üzerine dosyanın verildiği bir diğer bilirkişi ise 24.000.000.-TL. zarar hesabı yaptı. Yargıç da hükmünü bu son rapora göre kurdu. Temyizim üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, bilirkişi hesabının yapılma biçimini ve içeriğini belirleyerek mahkeme kararını bozdu. Bozma uyarınca yaptırılan bilirkişi incelemesinde ise bu kez 462.000.000.-TL. zarar hesabı yapıldı. Hesaplar arası fark korkunçtu; 20 kat kadar bir farklılık...
    Somut bir olaya bakarsak ;
    Hesap Unsurları :
    Kaza Tarihi : 01.09.1995
    Ölenin Destek Süresi : Yaşı 34, Aktif Dönem 26 yıl.
    Eşin Zarar Süresi : Yaşı 29, Aktif Dönem Zararı 26 yıl.
    7 Yaşındaki Oğlunun Zarar Süresi : 11 yıl (18 yaşına kadar)
    9 yaşındaki Kızının Zarar Süresi : 13 yıl (22 yaşına kadar)
    Paylaşım Oranları : Ölenin yıllık kazançlarının % 70 tutarı üzerinden ilk 11 yıl Eş : 2/4, Çoçuklar :1/4 er , sonraki yıllar Eş : 2/3.
    Davalının Kusuru : % 80
    Kazanç Unsuru : Asgari ücretlerin brüt tutarları.
    Sonuçlar :
    (1) I / Kn Formülüyle Rantın Peşin Değerinin Bulunması Yöntemiyle saptanan maddi tazminat:
    Eş : 6.793.114.000.-TL.
    Oğul : 1.327.155.000.-TL.
    Kız : 1.641.651.000.-TL.
    (2) Basit Faiz Esaslı İskonto Yöntemiyle (Her yıl için ayrı ayrı % 10 kazanç arttırımı ve % 10 iskonto işlemini gerçekleştiren hesaplama yöntemi) saptanan maddi tazminat:
    Eş : 10.731.268.000.-TL.
    Oğul : 1.390.867.000.-TL.
    Kız : 1.773.279.000.-TL.
    (3) Ortalama Gelir Esaslı Yöntemle Her Yılın Artışlı Gelirinin Ayrı Ayrı İskonto Edilmesi suretiyle saptanan maddi tazminat:
    Eş : 10.063.432.000.-TL.
    Oğul : 1.327.155.000.-TL.
    Kız : 1.729.410.000.-TL.
    (4) Sabit Rant Formülü ( % 10 Arttırım Değerli ) Yöntemiyle saptanan maddi tazminat:
    Eş : 9.152.716.870.-TL.
    Oğul : 1.263.963.565.-TL.
    Kız : 1.592.795.025.-TL.
    (5) Sabit Rant Formülü (% 5 Arttırım Değerli) Yöntemiyle saptanan maddi tazminat:
    Eş : 7.113.736.000.-TL.
    Oğul : 1.284.762.000.-TL.
    Kız : 1.595.785.000.-TL.[24]
    Görüldüğü üzere, destekten yoksun kalma tazminatınınhesaplanmasında da, hesap yöntemleri arasında dört milyara ulaşan (eş yönünden) bir farklılık bulunmaktadır.
    Peki, hesap yöntemleri arasındaki bu uçurum a neden olan nedir? Bu sorunun cevabı, hesaplama yöntemlerine esas alınan zarar hesabı unsurları nın değişken kabullere dayalı olmasından kaynaklanmaktadır.
    Zarar hesabı, birtakım varsayımlara dayalı ve belli unsurlardan yola çıkılarak yapılmaktadır. Bu meyanda söz konusu unsurları Dönem esası (Gerçekleşen dönem - Gelecek dönem), Olay tarihi , Gelir / ücret (Bu gelirin yıllık miktarı, hesap tarihine kadar gösterdiği artışlar), Beklenen ömür süresi , Farazi emekli ikramiyesi /kıdem tazminatı , Yaşlılık dönemi baz gelir miktarı , Desteklik süreleri , Destek payları (oranları) , Evlenme şansı indirimi , Kullanılacak iskonto yöntemi , Faizlendirme , İş göremezlik oranları ve saptanması , Efor kaybı , Bakıcı tazminatı , Kusur oranı , peşin sermaye değeri vb. şeklinde saymak mümkündür.
    Kuşkusuz, bu unsurların ne şekilde saptanacağı konusunda uygulamada bir birlik bulunmamaktadır
    Yukarıdaki somut örnektende açıkça anlaşılacağı gibi bu konu çok tartışmaya açık bir konudur. Önemli olan verileri hakkaniyetle doğru girmek parametreleri mümkün olduğunca doğru kullanmaktır. Bahse konu olaydada ben sayın bilirkişi olan avukatların bu parametreleri doğru kullanmadığına inanıyorum.
    Bu arada asla ve kata gerek bilirkişi olan avukatlara ve gerekse sayın forma yazan avukatlara bir saygısızlık yapma niyetinde değilim. Her vatandaş gibi fikrimi saygı sınırları içerisinde belirtebileceğime inanıyorum. Herkesinde fikrine ayrı ayrı saygım vardır...



    Hukuki NET Güncel Haber

    Hukuki ayıp bence... konulu yargıtay kararı ara
    Hukuki ayıp bence... konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #42
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sayın av Ahmet Kezer' in temas ettiği nokta benimde aklıma gelmedi değil , 8 yaşında vefat eden bir çocuğun o günden aileye destek hesabını istemesi bencede yadırganacak bir durum. Ancak gerek karşı tarafın avukatı ve gerekse mahkeme hakimi somut olayda bu yönde bir talep veya karar vermedikleri son derece açık. Demekki mahkeme hakimi bu destek talebini yerinde bulmuş ki bilirkişi tayin etmiş hakim aynı sayın Av. Ahmet Kezer gibi düşünse idi muhtemelen bu davayı reddederdi gündemimizede bu dava gelmezdi. Bundan dolayıdırki bu hususu konuşmak yersizdir.
    AİHM si bu dava kendilerine giderse kesin tazminata hükmeder demiştim sevgili kaan halada dediğimin arkasındayım. Çünkü hesap kesinlikle yanlıştır. Bir önceki yazımı okuduysan orada çok basit ve bilirkişi lehine bir hesap yaptım ama bilirkişi rakamları tutmadı. AİHM Türkiye' ye bu soruyu soracaktır sevgili Kaan ' Toplam geliri 10 sene içerisinde en iyi koşulla 120 milyar olacak bir babanın 6 evladında birisine 10 senede 56 milyar nasıl harcıyor bu hesap nasıl bir hesaptır ? 6*56=336 milyar sırf çocukların yetişme masrafı... Gene aynı hesapla bu adam ve eşi ne yer ne içer nerede kalır nerede yatar işe nasıl gider gelir tatil yapmaz mı vede bu adamın destek olduğu ebeveynleri yok mu?' Türkiye olarak acaba bu bilirkişi bu soruya ne yanıt verecektir? Benim merak ettiğim itirazım bu yönde Yani bilirkişi olmayan bir parayı harcatırken gelir olarak en azı almış asgari ücret işsizlik o bu olgunun mantığı yok. İletilerimi bir kere daha oku sevgili kaan çok açık yazdım . Aile bu çocuğa koşulları içerisinde 10 milyar yetişme parası anca harcar ama bu çocuğunda iyi bir eğitim alıp yüksek kazanç elde etmesi pek mümkün değil dolayısıyla çocukta ailesine en fazla 10 milyar destek te bulunabilir deselerdi gık deme hakkımız yoktu bunu yazdım yukarda bir yerde, Ama hayır bilirkişi giderde üst gelirde alt listeleme yapıyor ki bu akla mantığa ve benim vicdanıma aykırılık teşkil ediyor... Benim itirazım budur. Ve sevgili kaan inanki 10 senede 56 milyar desteklene bir evlatın geri getirisi (çocuk anormal değilse ve yasadışı olmazsa normal olursa ) inanki 100 milyarları bulur... bu toplumun tam içinde yaşıyorum sevgili kaan tam içinde...

  4. #43
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Malatya, Merkez, Turkey.
    İletiler
    146
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sayın commodore1tr
    Sekiz yaşında vefat eden bir çocuktan maddi menfaat beklemek ne kadar ahlaki,belki de sorulması gereken soru bu? Şeklinde gayet açık ve anlaşılır cümle kurmuşum.Oysa ki siz "Demekki mahkeme hakimi bu destek talebini yerinde bulmuş ki bilirkişi tayin etmiş hakim aynı sayın Av. Ahmet Kezer gibi düşünse idi muhtemelen bu davayı reddederdi" Ben 8 yaşında bulunan bir çocuktan maddi menfaat beklenmesini ahlaki bulmadığımı belirttim.Elbetteki hukuki olarak manevi talepleri mutlaka olur;maddi talepleri de olabilir. Ben hakim olsaydım, maddi tazminatın tespiti için dosyayı halihazırdaki hakim arkadaş gibi bilirkişiye gönderirdim. Çıkan sonuç ne ise,maddi tazminatta dikkate alırdım.
    Açıklama gereği hissettim.Tüm meslektaşlarıma başarılar diler,saygılar sunarım...

  5. #44
    Kayıt Tarihi
    Jul 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4.244
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    geçmişten bir haber

    Amerikan usulü tazminat geliyor

    Radikal, 31/07/2004

    Türkiye'de yüksek manevi tazminatlara hükmedilmesinin yolu açıldı. Yargıtay, 'Tazminat, vereni caydırıcı olmalı' görüşünde...

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Türkiye'de 'zenginleşmeye neden olmayacak' şekilde hesaplanan ve çok düşük kaldığı için tartışma konusu olan manevi tazminatlarla ilgili önemli bir karar aldı. Genel Kurul, manevi tazminat miktarlarında, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi 'caydırıcılık' unsuruna ağırlık verilmesi gerektiğine işaret ederek, "Aslolan insan yaşamıdır, bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ıstırabı hiçbir değer telafi etemez" dedi. Hukukçular, süren davaların bundan etkilenebileceğini vurguladı.

    İstanbul'da 'doktor hatası' sonucu ölen bir kadının eşi, çocukları ve kardeşlerinin açtığı tazminat davasını sonuçlandıran Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, hastane ve ameliyat eden doktorun, kocaya 9.8 milyar lira maddi, 16 milyar lira manevi, üç çocuğa 15'er milyar lira manevi ve üç kardeşe 4'er milyar lira manevi tazminat ödemesine hükmetti. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi önce kararı usul ve yasaya uygun bulup onadı. Ancak daire 'karar düzeltme' istemini görüşürken, bu kez 'manevi tazminat fazla' diye kararı bozdu. Yerel mahkeme kararında direndi, dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gitti. Genel Kurul, yerel mahkemenin kararını onarken gerekçeli kararı 'tazminat davaları'na ışık tuttu.

    Genel Kurul'un gerekçesinde, Borçlar Kanunu'nun manevi tazminata ilişkin hükümlerine atıfta bulunularak şu görüşlere yer verildi: "Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne cezadır. Çünkü zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda huzur duygusu uyandırmaktadır. Aynı zamanda ruhi ıstırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. Manevi tazminat, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir.

    Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta, kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır. Bu ilkeler gözetildiğinde, aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ıstırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla, caydırıcı olabilmektir."

    Gerekçede, kamusal nitelik taşıyan hizmet olması nedeniyle özel hastanelerin gerekli sadakat ve özeni göstermek durumunda olduğu da vurgulandı: "Emekli kamu görevlisi olan eşin ve diğer davacıların, hastanın sağlığını riske atmamak, daha iyi ve özenle bakılmasını sağlamak adına getireceği mali yüke karşın özel hastaneyi tercih ettikleri anlaşılmaktadır. Bu güvene layık olunmaması da hasta sahiplerini yaralayacaktır."

    Hukukçuların kararla ilgili görüşleri: Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu: Türkiye'de mahkemeler manevi tazminat konusunda çekingen davranıyordu. Kişilerin maddi kaybı göz önüne alınırken, manevi acının tatmin edilmesi konusuna fazla girilmiyordu. Kararla bu eksiklik aşılmış oluyor.

    İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu: Bu, hep tartışılan bir konuydu. Manevi tazminat davalarında, 'zenginleşme aracı olamaz' denilerek miktar düşük tutuluyor, 'sembolik' bir şeymiş gibi değerlendiriliyordu. Mahkemeler yüksek miktar belirlediğinde, Yargıtay'dan dönüyordu. Bu karar olumludur ve süren davaları da etkileyecektir. Ankara Barosu Başkanı Semih Güner: Tazminat 'zenginleşme aracı' olarak değerlendirilip insani değerler hiçe sayılıyordu. Kararın çağdaş bir düzenleme olduğu kanaatindeyim. Devam eden davalar etkilenebilir.

  6. #45
    Kayıt Tarihi
    Mar 2005
    Nerede
    ist, beyoğlu, Turkey.
    İletiler
    9
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Bir olayı gazeteler yazınca nedense şaşırtıcı oluyor. Oysa ülkemiz ölümlü trafik kazalarının çok fazla olduğu bir ülke ve tüm ölümlü trafik kazaları sonucunda sigorta şirketlerinin ödeyeceği tazminat hesaplarında aynı yöntemle hesap yapılıyor.Keza ölümlü trafik kazalarından sonra açılan tüm MADDİ tazminat davalarında aynı yöntemlerle hesaplama yapılıyor. Bilirkişilik yapan meslektaşlarımız dosyadaki verilere dayanak teknik bir hesaplama yapmışlardır. Bu gün kabul edilen parametreler esas alınarak yapılan bu hesaplama bir hukukçu için neden bu kadar şaşırtıcı oluyor anlayabilmiş değilim. Bu konuda Av.Fırat BAYINDIR'ın yazdıklarının tümüne katılıyorum.

  7. #46
    Kayıt Tarihi
    Mar 2003
    İletiler
    1.053
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sayın commodore1tr;
    Yazdıklarınızı elbette birkaç kez okudum.Ne demek istediğinizi de anlıyorum.Ancak bu hesaplamalar belli ölçülerle yapılıyor zaten birinci ve ikinci bilirkişi raporlarında hesaplama sonucu ortaya çıkan rakamlar üç aşağı beş yukarı aynıdır.
    Burada talep edilenin "destekten yoksun kalma tazminatı" olduğunu gözden kaçırmayalım.
    Kaldıki doktrindeki görüşlerde belli yine Yargıtayın ve Federal Mahkemenin görüşleri de belli.Ben hukuk fakültesi öğrencisi olmam ve bu sebeple konuya sadece ksmen hakim olmam dolayısıyla cokta fazla birşey soyleyemiyorum bundan sonra.Zaten düşüncelerimin hepsi ortadadır.Hala bilirkişi raporlarının yerinde olduğunu düşünmekteyim(içeriğini bilmiyoruz bu unutulmamalı).

    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin de aynı doğrultuda karar vereceğini umuyorum.Zira ülkemizdeki uygulama hocalarımızın söylediğine göre Avrupa'da başta İsviçre olmak üzere diğer ülkelerde de uygulanmaktadır.

    Aslında ben kamuoyunda yerden yere vurulan, birçok internet sitesinde aklınıza gelmeyecek küfürlerin hakaretlerin edildiği, bilirkişi avukatların bu şekilde medyada önyargılı bir şekilde suçlanmasının hedef olarak gösterilmesinin nekadar doğru olduğuna dikkatinizi çekmek istiyorum?Bunu sanırım pek düşünen olmuyor.İftira,hakaret,sövme mesleki açıdan küçük düşürücü ve onur kırıcı lekelemeler ne kadar doğru?
    Bir avukata yapılan bu önyargılı saldırılar aslında avukatlık mesleğine ve dolayısıyla tüm avukatlara karşı yapılmış olmuyor mu?!

  8. #47
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sayın Kaan Varlıkman ;
    Basında bazı kalemlerce olayın kişiselleştirildiğini vede gereksiz yere bazı küçük düşürücü sözcüklerin kullanıldığını üzülerek bende gördüm. Ancak bu formda öyle bir şey yapılmadığı gibi gerçekten konu hakkında çıkan bazı çirkin laflarla dolu küpürlerde ne şahsım nede herhangi birisi tarafından buraya taşınmamıştır.
    Bilirkişi raporlarının neye göre yerinde olduğunu düşündüğünüzü anlayabilmiş değilim. Değerlendirme yapılırken bu reel verilere göre yapılırsa bir şey ifade eder. Kıstaslar gerçeklerle örtüşmelidir. Yazılarımın hiç bir yerinde aileye 'destekten yoksun kalma tazminatı verilmelidir ' demedim. Bu ayrı ama somut realitenin dışında hesap yapılması apayrı. Keşke bilirkişi raporunun doğru olduğunu söylerken hesabıda ortaya koysaydınızda anlayabilseydim.....
    10 sene boyunca tüm gelir 120 milyarsa 6 çocuğun yetişme masrafı nasıl 336 milyar olur ? Bu hangi realite benim öğrenmek istediğim bu.
    Maalesef bilirkişiler İbrahim Tatlıses in ironisi sayılabilecek sözünü 'urfa da oxford vardı da okumadık mı?' gerçek alıp çocuğa olmayan bu masrafı yaptırmışlar. Hukuka mantığa akla realiteye uygun değil 120 milyar tüm gelire karşı sadece 6 çocuğun yetişmesi için 336 milyar... bu ailenin geliri 10 senede 1 trilyon oluyor ise bilirkişi yerden göğe haklı ama ailenin geliri ısrarla gen yazıyorum 120 milyar....
    AİHM si desteklemeyi kabul eder etmez onu bilmem sorunumda o değil ama bu raporu kafamıza bu gerekçeler ile vurur. Gerçek ortadayken izafiye bakılmaz.... Ortada ağaç varsa orada ağaç var denilir eğer havuz olsaydı diye başlarsanız sadece temenni olur ama gerçek değil.... Bilirkişiler ağacı görüp havuzu yazmışlar.... Üç vanayla doldurma problemi çözüp ( muhtemelen doğru ) sonuca varmışlar ama işin kötüsü orada havuz yok kiii ağaç var....

  9. #48
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sayın Av. Ahmet Kezer;
    Sanırım bir yanlış anlaşılma oldu. Ben sizin yazdığınıza aynen katıldığımı belirtmek istemiştim. Geleceği nasıl olacağı hakkında veri sağlayamadan olan ölümlerde muhtemel 10 yaş altında 'destekten yoksun kalma tazminatı' talep etmenin etik olarak yanlış olduğu konusunda tamamen hemfikirim. Yani eskilerin değimi olan 'doğmamış çocuğa don biçilmez' sözünün aksini yapmaya çalışılıyor. Muhtemelen bu olayda basına yansımadığından bilemediğimiz iki dava daha vardır. Birisi trafik kazası neticesinde ölüme sebebiyet vermekten olan ceza davası diğeride muhtemelen 'manevi tazminat ' davası. Büyük bir olasılıkla avukatlarımızın yazmayı çok sevdiği ve mutlaka yazdığı ' fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak koşula ' ile tümcesini bu kişilerin avukatıda kurmuştur. Ben hakim olsam 'destekten yoksun olma tazminatı' talebini etik olmadığı ve yeterli veri toplanamayacağından sağlıklı bir aktüerya hesabı yapılamayacağından reddeder bu talebin manevi tazminat içerisinde değerlendirileceğini belirtirdim.
    Burada bu yapılmadığından dolayı çıkan bir kargaşa var ve sanırım aşırı tepkinin ve hakarete varan bazı köşe yazarlarının yüklenmesinin nedeni kullanılan itici uslup olduğu açıktır. Sayın Fırat bey bu konuda çok güzel örnek vermiş önceki iletilerinde.. Dikkat edilirse ben zaten desteğin olmamasını savunuyorum ama kullanılan argumanları ve sözcükleri eleştiriyorum. Ne demek 'çocuk öldüğünden dolayı aile kara geçmiştir.' Bu cümle etik mi? Bu böyle mi ifade edilir? Tepkinin büyüğü buradan geliyor sanırım Ben bunu ilk okuduğumda gerçekten çok bozuldum Bir ifade edilişin bu kadar kötü olabileceğini haklı savın düzgün cümle kurma becerisi gösterememe nedeniyle bu hale geldiğini gözlemledim. Oysaki son derece sade ve incitmeyen cümlelerle bu ifade edilebilirdi..
    Bir ciddi sorun daha çıktı buda hukukumuzun buna ciddi bir düzenleme getirmesi gerekliliği olasılıkların ortada olmadığı bazı temel yetenek ve karekteristik özelliklerin belirlenemediği özetle gelecek hakkında el terazi göz kantar hesabı tahmin yapılarak sonuca gidecek durumların engellenmesi gereği ortaya çıkmıştır. Yapılacak aktüerya hesabının bir dayanağının olabilmesi için zaten yukarıdaki şartlar gereklidir, somut olayda bu şartlar olmadığı için ipin ucu cidden kaçmıştır. İki yönden kaçmıştır. Birincisi ailenin reel gelirleri göz önüne alınmadan bir gider hesaplanmıştır ki faiş bir hatadır. İkincisi çocuğun yaşı itibariyle elde hiç bir reel veri olmadan gelecek hesabı yapılmıştır. Bunuda çözmek hukukçulara kalmaktadır. Yani başa dönersek etik olmayan taleplerin yapılmasına hukuk bir şekilde mani olmalıdır. Yoksa ipin ucu gerçekten kaçacaktır. Sayın Kaan ın iletisinden anlaşılan federal mahkeme çocuklarla ilgili destek taleplerini reddetmektedir. Bizim hukukumuzunda bu yönde somut bir karar alması gerekmekte olduğunu düşünüyorum. Yoksa bu ve benzeri kargaşaları çok ama çok yaşarız. Bir düşünsenize ya baba iki üç şahit bulup oğlunun çok iyi top oynadığını ispat etse ve gelecekte bir Emre Bir okan Bir hakan Şükür olabileceğini ve bunlarında eğitim düzeylerinin çok düşük olmasına karşın telefuz edilemeyen milyon dolarlar aldıklarını ileri sürse ne yapacağız ??? Yani Hukukla oyun olmayacağı gibi hukuklada oynanmamalıdır. Bunun da yolu hukukun böyle durumlarda kesin bir kanunla korunması gerekliliğidir. Örneğin 15 yaşına kadar ölen çocuklar için maddi destek davası açılamayacağı gibi.... Böylece havanda su dövmekten o mudur bumudur diyip durmaktan kurtulmuş oluruz . Ne dersiniz ?

  10. #49
    Kayıt Tarihi
    May 2005
    Nerede
    antalya, kumluca, Turkey.
    İletiler
    4
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sayin Nilgül Saraç,

    Lütfen Sadece Hatanizi Kabul Ederek özür Mesaji Yanyinlayiniz.saygilarimla.

  11. #50
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    TEKİRDAĞ, Turkey.
    İletiler
    60
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    benim bu tür davalarda verilen raporlarda çocuğun aileye katkısı ele alınıp bunun yıllara göre düşümü yapıldıktan sonra aileye sağladığı katkı belirtilmiştir. Şİmdiye kadar ve benim de okuduğum gibi çocuğa yapılan harcama hiç bir zaman ele alınmamıştır. Ele alınmayışı da doğrudur.Çünkü türk aile yapısı olarak belli bir seviyeye kadar çocuğa yardım etmek vazifemizdir.Aynı zamanda yardım etmesek dahi yasal olarak çocuk yardım edilmesini yasal olarak isteyebilir.
    Bu husus aynı zamanda bence eşitlik ilkesine de aykırıdır.Çünkü çocuğu bir kenara atıp hiç bir şekilde yardım etmeyen bir anne veya baba bunu ispatlaması halinde yine de çocuğun bunlara yardım edeceği düşüncesi iel başka miktara ulaşabilir. Çocuğuna yardım eden aileler bu şeklilde cezalandırılıyorlar gibi geliyor bana .

+ Konuyu Yanıtla
5 / 5 Sayfa İlkİlk 12345

Bu sayfada bulunan kavramlar:

el terazi göz kantar mantığı

Forum

Benzer Konular :

  1. Bence hukuki değil ne dersiniz
    Malumlarınız belediye seçimleri yaklaşıyor. Tüm partiler istisnasız yalanlarını ve vaatşerini sıralıyor. Politikacının iyisi destekli atanıdır bence....
    Yazan: commodore1tr Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 3
    Son İleti: 15-04-2009, 09:56:01
  2. Yeni Hukuki Kaynak: Eser Sözleşmesi-Gizli Ayıp
    Hukuk Makaleleri ve Mevzuat Kısmına yeni bir hukuki kaynak eklendi, üzerinde tartışmak ister misiniz : Eser Sözleşmesi-Gizli Ayıp
    Yazan: admin Forum: Mevzuata İlişkin Bilgi ve Yorumlar
    Yanıt: 0
    Son İleti: 31-01-2008, 15:10:46
  3. Bence prensibimce
    Seven insan "senin hatan" yerine "özür dilerim" diyendir… "neredesin" yerine "ben buradayım" diyendir... "nasıl yaparsın" yerine "niye yaptığını...
    Yazan: emre044 Forum: Üyelerimizin Edebi Yazıları
    Yanıt: 0
    Son İleti: 04-12-2007, 23:57:09
  4. Yeni Hukuki Kaynak: Ayıp İhbarı-Şekle Bağlı Olmaması-Her Türlü Delille Kanıtlanabilmesi
    Hukuk Makaleleri ve Mevzuat Kısmına yeni bir hukuki kaynak eklendi, üzerinde tartışmak ister misiniz : Ayıp İhbarı-Şekle Bağlı Olmaması-Her...
    Yazan: admin Forum: Mevzuata İlişkin Bilgi ve Yorumlar
    Yanıt: 0
    Son İleti: 08-06-2007, 22:44:21
  5. Yeni Hukuki Kaynak: Tacirler Arası Satımda Ayıp İhbarı İle , İhbarın Yapılış Ve Kanıtlanması Sorunu Mustafa ASLAN İstanbul Ticaret mahkemesi Hakimi
    Hukuk Makaleleri ve Mevzuat Kısmına yeni bir hukuki kaynak eklendi, üzerinde tartışmak ister misiniz : Tacirler Arası Satımda Ayıp İhbarı İle...
    Yazan: admin Forum: Mevzuata İlişkin Bilgi ve Yorumlar
    Yanıt: 2
    Son İleti: 11-05-2007, 14:11:25

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.