Aldatan diğer kişiye tazminat davası açma hakkında

[esmerman]

peki değerli dostlar.. bu aşamada şu soruyu sormak lazım.. bu davada zaman aşımı varmıdır. henüz boşanma davası devam etmektedir ve doğal olarak aile mahkemesi ve yargıtayca boşanmaya neden olan bu "fiil" tescillenmediği için delil sunmak gerekecek. bu deliller ayrıca mı sunulmalı,yoksa aile mahkemesindeki dava dosyasında var demek yeterlimidir.

Şimdi burda bu husus delillendirildiğinde,ve bu gerekce ile boşanma kararı verildiğinde zannedersem burada bir zaman aşımı,siz konusu olmasa gerek,yanlız bazı boşanma davalarıda ,uzun surmekte acaba bu süre kesiyormu. mahkemenin sonucunda acılsa bu mahkeme kararına dayanarak,tazminat davasının acılması daha iyi olucak işte burdaki süre ne olucak.

[Abdullah Yaman]

Şimdi burda bu husus delillendirildiğinde,ve bu gerekce ile boşanma kararı verildiğinde zannedersem burada bir zaman aşımı,siz konusu olmasa gerek,yanlız bazı boşanma davalarıda ,uzun surmekte acaba bu süre kesiyormu. mahkemenin sonucunda acılsa bu mahkeme kararına dayanarak,tazminat davasının acılması daha iyi olucak işte burdaki süre ne olucak.

1 yıldır devam eden bir boşanma davası var. daha 6 ay daha sürer zira çekişmeli, üzerine temyiz deseniz 1 sene ortalama etimi 2,5 sene.. sadakatsziliğin öğrenildiği tarih ise dava açılma tarihinden 5 gün öncesi... varın siz hesaplayın zaman aşımı sürecini..

[Abdullah Yaman]

Peki..Devamında ne olmuş. Yani yerel mahkeme bozmaya uymuş mu ya da direnmiş mi? Çünkü karar 2005 tarihli.

Malezya’da mahkeme, bir kadını, evliliğini yıktığı için sevgilisinin eski karısına tazminat ödemeye mahkum etti.

44 yaşındaki metres Kerpal Kaur, asistanlığını yaptığı sırada diş doktoru M. Shudesh Kumar ile birlikte olmaya başladı. Olayın ortaya çıkması üzerine 61 yaşındaki doktor Kumar, 59 yaşındaki karısı S. Kamlesh Mangal’den boşandı.

New Straits Times Gazetesi’nde yer alan habere göre, Putrajaya şehrinde temyiz mahkemesi, evliliklerinin bitmesine sebep olduğu gerekçesiyle metres Kerpal’in sevgilisinin eski eşine 10 bin ringgit (2.852 dolar) ödemesini kararlaştırdı. Emekli öğretmen olan mağdur eş boşandığı sırada kocasından da tazminat almıştı.

Mahkeme ayrıca eski kocanın ayrıldığı karısına nafaka bağlamasını da sonuca bağladı. Karar kadın örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı. Davada asıl sorumlunun koca olduğuna dikkat çeken kadın örgütleri, ortadaki ihanetin kadından değil erkekten kaynaklandığını savundular.




şimdi...........


Evlilik kurulurken manevi-maddi birlikteliktir, boşanma ise maddi-manevi birliktelikten vazgeçmedir, yani her nedense evlilik kurumu kurulurken manevi birliktelik niyetiyle kurulsa da, birlik sona ererken sadece maddi birliktelik sona ermiş gibi sonuçlar doğurmaktadır.


Borçlar Kanunu
Madde 41 - Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur.
Ahlaka mugayir bir fiil ile başka bir kimsenin zarara uğramasına bilerek sebebiyet veren şahıs, kezalik o zararı tazmine mecburdur.




Evli kimseyle birlikte olmak fiilini gerçekleştiren kişi metres ve evli olduğu halde başkası ile birlikte olan kocanın fiilleri, evlilik birliğini temelinden sarsmıştır; zira evlilik eşlere sadakat yükümü yüklemektedir, bu yüküme aykırı davranış birliğin kuruluş felsefesine aykırılıktır ve birlik boşanma ile sona ermiştir. Birliğin sona ermesinde zarara uğrayan kimse de evli kadındır.
Evli kadının manevi zararı; evlilik birliğinin sona ermesinden duyduğu üzüntüdür.
Koca ve metres zarara birlikte neden olmuşlardır, bu üzüntünün giderilmesi; zararın tazmin ettirilmesi ikisine yüklenmeliydi.
İlk bakışta metrese tazminat ödetilmesi kararı evlilik birliliğinin eşlere yüklediği sadakat borcu açısından ne kadar saçma görünse de, sadık kalmak bir irade faaliyetidir ve metres kocanın iradesini olumsuz yönde etkileyerek zararlı sonucun gerçekleşmesini etkilemiştir.
Kocanın sadakat yükümü, diğer insanların özenli, tedbirli ve dürüst davranma yükümünü ortadan kaldırmaz, önüne de geçmez.


nasıl ... ne düşünüyorsunuz ?

[yenereser]

5 ağustos 2008 tarihinde eşim çocuğumu evde kitleyerek evden kaçtı ve boşanma davası açtı.Ben işten geldiğimde oğlumu ağlamaktan mosmor bir şekilde evde buldum.dava dilekçesinde alkolik olduğumu kendisini dövdüğümü zorla onada içki içirdiğimi ve oğlumu zorla alı koyup onu sokağa attığımı ve daha bir çok asılsız iddalarda bulunmuş.Bu arada mahkemeye oğlumuzu bakabilecek durumda olmadığını ve babasında kalmasının uygun olacağını diye yazı vermiş Ben de elime geçen 41 adet eşimin cep telefonundan çekilmiş sevgilisine olan aşk mesajlarını ele geçirip mahkemeye sundum. Ayrıca yine eşimin sevgilisine aşk dolu sözlerle kendi yazdığı ama sonrada yakılarak imha edildiği ama şahitler tarafından okunan bir mektup var ortada bunu mahkemeye sunamadım ama şahitler mahkemede söylemeye razı.Eşim benden 50,000 tl maddi tazminat istiyor ayrıca konut kredisi ile aldığımız evin yarısı nı mal paylaşımı davası ile istiyor. kredi taksitleri eşim evden kaçtıktan sonra 28 ay kalmıştı ve ben bunları ödeyip bitirdim.Ayrıca hiç bir şekilde vurmadım ve sağlık raporu filan hiç bir şeyi yok sadece annesi ablası ve erkek kardeşini şahit olarak dinlettirdi
Sormak istediğim başlığınızdada (ALDATAN KOCA İLE SEVGİLİSİ RESMİ EŞE TAZMİNAT ÖDEDİ) bende aldatılan koca bu iki sevgiliden tazminat talep edebilirmiyim bu sunduğum telefon mesajları ((iletişim firmasından mahkemece istendi ve benim fotoğrafladığım saatlerde doğruluğu ispatlandı)) delil olarak kabul görür veya yeterli mi,mal paylaşımı davasında buradan tazminat kazan dığım taktirde evden alacağı miktarı düşürmek mümkün mü. çünkü çalışmıyor tazminat kazansamda neyini alabilirim ki .Ayrıca karşı taraftaki evli olan erkek şahsada dava açabilirmiyim teşekkürler

[Abdullah Yaman]

5 ağustos 2008 tarihinde eşim çocuğumu evde kitleyerek evden kaçtı ve boşanma davası açtı.Ben işten geldiğimde oğlumu ağlamaktan mosmor bir şekilde evde buldum.dava dilekçesinde alkolik olduğumu kendisini dövdüğümü zorla onada içki içirdiğimi ve oğlumu zorla alı koyup onu sokağa attığımı ve daha bir çok asılsız iddalarda bulunmuş.Bu arada mahkemeye oğlumuzu bakabilecek durumda olmadığını ve babasında kalmasının uygun olacağını diye yazı vermiş Ben de elime geçen 41 adet eşimin cep telefonundan çekilmiş sevgilisine olan aşk mesajlarını ele geçirip mahkemeye sundum. Ayrıca yine eşimin sevgilisine aşk dolu sözlerle kendi yazdığı ama sonrada yakılarak imha edildiği ama şahitler tarafından okunan bir mektup var ortada bunu mahkemeye sunamadım ama şahitler mahkemede söylemeye razı.Eşim benden 50,000 tl maddi tazminat istiyor ayrıca konut kredisi ile aldığımız evin yarısı nı mal paylaşımı davası ile istiyor. kredi taksitleri eşim evden kaçtıktan sonra 28 ay kalmıştı ve ben bunları ödeyip bitirdim.Ayrıca hiç bir şekilde vurmadım ve sağlık raporu filan hiç bir şeyi yok sadece annesi ablası ve erkek kardeşini şahit olarak dinlettirdi
Sormak istediğim başlığınızdada (ALDATAN KOCA İLE SEVGİLİSİ RESMİ EŞE TAZMİNAT ÖDEDİ) bende aldatılan koca bu iki sevgiliden tazminat talep edebilirmiyim bu sunduğum telefon mesajları ((iletişim firmasından mahkemece istendi ve benim fotoğrafladığım saatlerde doğruluğu ispatlandı)) delil olarak kabul görür veya yeterli mi,mal paylaşımı davasında buradan tazminat kazan dığım taktirde evden alacağı miktarı düşürmek mümkün mü. çünkü çalışmıyor tazminat kazansamda neyini alabilirim ki .Ayrıca karşı taraftaki evli olan erkek şahsada dava açabilirmiyim teşekkürler

İddialarınız mahkemede ispat edebilriseniz ve hakimde takdir ederse eşinizden maddi ve manevi tazminat alabilirsiniz. Ayrıca mal paylaşımına esas olmak üzere hakim mal bölüşüm oranını sizin lehinize değiştirebilir. Yani 50-50 değilde 40-60 gibi.
Boşanma davanız sonuçlandıktan sonra, boşanma davası dosyanızı delil gösterip karşı tarafa yani 3 ncü şahsa Borçlar Kanunu 41/2 maddesi gereği tazminat davası açabilirsiniz..
İşte o madde...

I - Mesuliyet şeraiti
Madde 41 – Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur.
Ahlaka mugayir bir fiil ile başka bir kimsenin zarara uğramasına bilerek sebebiyet veren şahıs, kezalik o zararı tazmine mecburdur.

Bu konuda Yargıtayın içtihatlarıda mevcuttur.

[han06]

peki değerli dostlar.. bu aşamada şu soruyu sormak lazım.. bu davada zaman aşımı varmıdır. henüz boşanma davası devam etmektedir ve doğal olarak aile mahkemesi ve yargıtayca boşanmaya neden olan bu "fiil" tescillenmediği için delil sunmak gerekecek. bu deliller ayrıca mı sunulmalı,yoksa aile mahkemesindeki dava dosyasında var demek yeterlimidir.

Sn Abdullah Yaman,
Bu sorularınızın cevabını biliyor da konu üzerinde tartışılması için mi yazmıştınız acaba? Veya bilmiyor idiyseniz bu geçen zaman içerisinde araştırmış olabilir misiniz acaba diye sormak istiyorum affınıza sığınarak.
Benim aldatma olayını öğrendiğim yıl 2004, ayrı yaşamaya başladığımız tarih 2005, boşanma davasını açtığım tarih Mayıs 2009 ve halen devam etmekte. Aldatma fiili de halen devam etmekte, 2006 sonuna kadarki telefon kayıtları boşanma davasında var, aldatmanın halen devam ettiğine dair oğlumuzun tanık ifadesi de var.
Bunlar sonucunda ben, evli erkekle bilerek ilişkiye giren ve bunu devam ettiren kadına tazminat davası açma hakkımı kaybetmiş oluyor muyum? Ve boşanmanın kesinleşmesini mi beklemek zorundayım? Saygılar.

[akcurali]

Abdullah Bey,

Çok önceden paylaştığınız bir yazıymış, şimdi okudum, çok teşekkür ederim. Yalnız aklıma bir kaç şey takıldı, onları sorabilir miyim?

Benim gördüğüm kadarı ile daha doğrusu yaşadığım kadarı ile eğer boşanma davası evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayandırılarak, şiddetli geçimsizlik yüzünden açıldıysa, davada zina meselelerini getiremiyorsunuz. Hakim davanın konusu değil diyerek kanıt olarak sunduğumuz şeyleri red ettti.
Hatta eski eşimin görüştüğü kişiyi tespit edip, adını soyadını çalıştığı yeri telefon numarasını verdik, ancak tanık olarak dinlenmesini sağlayamadık. Evet boşandım allahtan ancak eski eşim Yargıtaya gitti, boşanma kararı ile ilgili değil, tazminat meselesiyle ilgili,onu da normal karşılıyorum açıkçası. Ancak eğer tazminat kararı bozulur yerel mahkemeye geri dönerse ben delillerimi tekrar sunabilecek miyim?
Sonuçta iki tarafın da boşanmak istediği çekişmeli boşanma davası farklı, bir tarafın aldatmasıyla biten evliliğin sonuçları farklı olması gerekmez mi?

Ayrıca diyelim ki siz aldatan kişiye ve beraber olduğu kişiye tazminat davası açtınız, o da evli olduğunu bilmediğini söyledi. Durum ne olabilir? Elbette gerçekçiliğiyle ilgilidir bu mesele de ancak aksini kanıtlamak nasıl mümkün olur ki?

Bir de genel bir soru; davada gördüğüm kadarı ile dilekçede yazılan iddialarla ilgili hakim özel bir soru sormuyor taraflara; sadece şahitler dinleniyor? Bu noktada Yargıtay'a gidildiğinde hakimin gerekli-önemli soruları sormadığı iddia edilerek karar bozulabilir mi?
Teşekkür ederim

[gkol19]

değerli hukuk sever dostlar.. aşağıda yargıtay 4 ncü hukuk dairesinin bir kararı var. sizlerle paylaşmak istedim.sanırım bir çok hukuseverin merak ettiği incelenesi bir durum. haddimi aşarak değerli hukukçu arkadaşların yorumlarına açmak istedim.. saygılar sunuyorum..

T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/10434

K. 2005/4506

T. 28.4.2005

• ZİNA NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT ( Dava Dışı Eşi İle Davalı Arasında Bir Yakınlaşma Bulunduğu Anlaşılmasına Göre Davacının Aile Bütünlüğüne Haksız Bir Saldırı Oluşturduğu Benimsenerek Kabulü Gereği )

• EŞİN RIZASIYLA YAPTIĞI ZİNA ( Davalının Davacının Eşinin Rızası İle De Olsa Yapması Halinde Davacının Aile Bütünlüğüne Haksız Bir Saldırı Oluşturduğu Benimsenerek Manevi Tazminat İsteminin Kabulü Gereği )

• AİLE BÜTÜNLÜĞÜNE SALDIRI ( Davalının Davacının Eşinin Rızası İle De Olsa Zina Yapması Halinde Davacının Aile Bütünlüğüne Haksız Bir Saldırı Oluşturduğu Benimsenerek Manevi Tazminat İsteminin Kabulü Gereği )

818/m.49

ÖZET: Ceza mahkemesinin gerekçesinde belirlenen olgular itibariyle, davacının eşinin rızası ile de olsa, davacının eşi ile davalı arasında bir yakınlaşma bulunduğu anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece, bu durumun davacının aile bütünlüğüne haksız bir saldırı oluşturduğu benimsenerek davacı yararına manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya uygun değildir.

DAVA: Davacı Muzaffer Gelir vekili Avukat Ahmet Canbaz tarafından, davalı Erol Gelir aleyhine 25.2.2003 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem sonucu kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; istemin reddine dair verilen 27.1.2004 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR: Davacı, dava dışı eşi ile davalının cinsel ilişkiye girerek zina eyleminde bulunduğunu, eşine karşı boşanma davası açtığını, davalı hakkında hazırlık soruşturması başlatıldığını, olay nedeniyle yuvasının dağıldığını, eylemin namusa yönelik yüz kızartıcı suç oluşturduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.

Mahkemece; davacının iddia ettiği zina eylemi kabul edilse dahi boşanmaya sebep olan eylemin davacının eski eşinin zina eylemi olduğu, davalının eylemi ile davacının boşanması ve zina nedeni ile namus ve şerefinin ihlali söz konusu olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.

Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, davalı hakkında davacının eşinin ırz ve namusuna tasaddide bulunmak suçundan cezalandırılması istemiyle açılan ceza davası sonunda; davacının eşi ile davalı arasında geçen telefon görüşmelerinin süresinin rahatsızlık boyutunu aşan uzun görüşmeler olduğu, davacının eşi ile davalı arasındaki ilişkinin rızaya dayalı olduğu kanısına varıldığı, davalının cezalandırılmasına yeterli, kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediğinden unsurları itibariyle oluşmayan atılı suçtan davalının beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ceza mahkemesinin gerekçesinde belirlenen olgular itibariyle, davacının eşinin rızası ile de olsa, davacının eşi ile davalı arasında bir yakınlaşma bulunduğu anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece, bu durumun davacının aile bütünlüğüne haksız bir saldırı oluşturduğu benimsenerek davacı yararına manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28.04.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

SN:editör Abdullah YAMAN bey gerçekten paylaştığınız bu ilginç kararı ve bir kaç konuda okuduğum yazılarınızı takdire şayan buldum inşaallah ilerde sizin gibi bir bilgi dağarcığına ve araştırmacılığa erişirim bende hukuk fakültesi öğrencisiyim ve verilen yargıtay kararının günümüzde yani 2013'te zinanın suç olmaktan çıkarıldığı bir kanuna sahip olmamız nedeniyle emsal teşkil edebilip edemeyeceğini sormak istiyorum şimdiden o değerli yorumlarınızı bekliyor ve müteşekkir olduğumu belirtmek istiyorum.çünkü benzer bir durumbir akrabamın başına geldiği için konu üzerinde hassasiyetle durmaktayım..

[ahmetdemir68]

merhabalar kusura bakmayın sizlere nerden soru soracağımı bulamadım burdan yazmak isdedim lütfen ilgilenirseniz sevinirim çop mağdur durumdayım ben eşimle 4 yıllık evliyim eşim beni burda çalışdığı yerde patronuyla aralaranda sadece elimde olan tel kayıtlarında 2500 civarı mesaj var ben bunu mesajları gördükden sonra hemen evlerimimzi ayırdım fakat eşim baba evine gittikden sonrada orda dayısının oğlu ile görüşmeye başlamış benimle resmi olarak hala evli olmasına rağmen evlilik kararı almışlar onunla ilgilide gönderiği 4000 civarı mesaj kaydı var ben şimdi hem ayrıldığım eşime hemde bu 3 kişilere daca açmak isdiyorum şu an açılmış boşanma davam var elde ettiğim bu belgeleri aile mahkemesine sunsam boşanma işlemin hızlanır mı ikimizinde ikinci evliliğimiz olduğu için müsderek çocuğumuz yok benden maddi ve manevi hak talep edebilir mi bu konuda ben neler yapabilirim 3 . kişilerede dava açmak isdiyorum 3. kişilerden biri tanıdığım insan diğeri eşimin dayısının oğlu neler yapabilirim bil gi verirsaeniz sevinirim

[Derya Ali Deniz]

Merhaba, bende seninle benzer durumdayım. Bundan birkaç ay önce benim eşimin de telefon kayıtlarından beni aldattığını öğrendim. (Hala kabul etmiyor yanlış anladın vesair beni affet falan deyip duruyor) aldatan diğer kişi ise telefonda kadın olsaydın da kocan seni aldatmasaydı ve benzeri hakaretler etti. Bunlar mesajlarda da oldu. Sonuç olarak ben boşanmadım 14 yıllık evli ve bir çocuğumuz var. Şimdilik boşanmayı da düşünmüyorum. Ama diğer kişi hakkında ne yapabilirim bilmiyorum. Psikolojim çok bozuk çalışamayacak duruma geldim. Bu hakaretler burda mı kalacak. Dava açabilir miyim? Yardım ederseniz sevinirim.