gerçekten ilginç...buradaki yazıları sonuna kadar okudum ve bunu diyebiliyorum...ben yeditepe hukuk fakültesini bitirdim...derslerimizin çoğunu alanında uzman hocaların gelmesinin yanı sıra almanca ve ingilizceyle derslerimiz destekleniyordu.Ders saatlerimizde devlet üniversitesindeki arkadaşlara göre iki kat daha fazlaydı bunuda belirteyim...Ben devlet üniversitelerini de orada okuyanları da orayı nasıl kazandıklarını da gayet iyi biliyorum...Herkes boş konuşmaya meraklı orada bir sorun yok...Ama şunları düşünmüyorlar sanırım :
1 - Oss sistemi zaten adaletsiz bir sistemdir . Dershanelerle , özel derslerle , okuldan gelen şişirilmiş başarı puanlarıyla devlet üniversitelerine giren arkadaşlar zaten yüzbinlerce kişinin hakkını yemektedirler .
2 - Oss sistemindeki başarının , hukuk fakültesiyle HİÇBİR alakası bulunmamaktadır . Hukukçu olmak için gerekli donanım HİÇBİR şekilde öss yoluyla verilmemektedir . Böyle bir şeyi savunan arkadaşlarda abesle iştigal etmektedirler . Sanki orda test çözdü diye para kazanmış olacak . Özel dersler alınsın , dersahanelere milyarlar dökülsün sonra eşitlikten , adaletten bahsedilsin ne güzel küçük dünyalar kurulmuş!!
3 - Devlet üniversitesine kapak attım , okulu uzatmadan olmaz artık mantığıyla senelerce o fakültede okuyarak , milletin vergisini , EMEĞİNİ yemektedir birçok orda okuyan arkadaş . Orada bedava okumanın maliyetinin yüzlerce dar gelirliye çıktığı kimsenin aklına-işine gelmemektedir anlaşılan .
4 - 400-500 kişilik sınıflarda kopyalarla , yarım yamalak ders notlarıyla , ders takip etmeden yapılan eğitimin , 30-40 kişilik sınıflarda asistanlarla değil - değerli öğretim elemanlarıyla yapılan eğitime göre kötü olacağı bir gerçektir .
5 - Oss zamanında yuzbinlerce insanın önüne geçip , üniversite yıllarında milletin vergisiyle okuyan bu insanların , ilerde bir gün mezun olunca bu haksızlık olarak niteledikleri olanaklardan yararlanmak için daha çok para kazanmaya çalışıp , pek çoğunun -çilingir sofralarındaki vatan millet sakarya muhabbetinden başka- gerçekten ülkelerini düşünüp , ben bu devlet sayesinde okudum ve bunun karşılığını vermeliyim demeyeceğini düşünüyorum . Hatta sürekli ben herşeyi kendim başardım gibisinden egoist şeyler söyleyeceğinide eminim . Tabii millet keriz , parasını yemeliyiz mantığının hakim olmadığı bir zihniyet var mı bu ülkede ?
6 - Kimseye yük olmadan kendi ailesinin parasıyla okuyana da 'vay adiye bak biz devletin parasıyla okuyoruz o ailesinin çalışıp kazandığı parayla' diyecek kadar akıldan yoksun insanlarla beraber yaşamaktan dolayı da utanç duyduğumu belirtmek isterim .
Değerli meslektaşlarıma şunu belirtmek isterim ki çok eskilere döndüğümüzde bile hukukçuların aristokrat ailelerden çıktığı görülmektedir.
Bu arada ayrım yapan arkadaşlara Molierac'ın sözünü hatırlatmak isterim GÖREVİMİZİ YAPARKEN HİÇ KİMSEYE, NE YARGICA,
NE MÜVEKKİLE NEDE İKTİDARA BAĞIMLIYIZ. [u]BİZİM AŞAĞIMIZDA KİŞİLERİN VARLIĞI İDDİASINDA DEĞİLİZ. HİYERARŞİK HİÇ BİR ÜST DE TANIMIYORUZ. EN KIDEMSİZİN, EN KIDEMLİDEN YADA ÜN YAPMIŞ OLANDAN FARKI YOKTUR.</u>
Değerli meslektaşlarıma şunu belirtmek isterim ki çok eskilere döndüğümüzde bile hukukçuların aristokrat ailelerden çıktığı görülmektedir.
bu nasıl bir mantıktır anlamıyorum ozaman devlet üniversitelerini kapatalım özel üniversitelerin hukuk fakültelerinede gelir düzeyi belli birmiktarın üzerindeki kişileri alalım. yüzyıllar öncesnin mantığıyla hareket edelim.
Değerli meslektaşlarıma şunu belirtmek isterim ki çok eskilere döndüğümüzde bile hukukçuların aristokrat ailelerden çıktığı görülmektedir. Ekleyen: Avukattt*-*09/10/2005*:* 02:43:39
Avukat olmuş birine bu derecede irrasyonel bir bakışaçısını yakıştıramadığımı en baştan belirtmek isterim. Ayrıca unutmayın çok eskileri bugün "Tarih" bilimi olarak okumamız boşuna değildir. O çok eskilerle işleri yürütebiliyor olsaydık bugün gelişme diye bir şey söz konusu olmazdı. Ayrıca bu bahsettiğiniz "çok eskiler"in tarihi süreçte ne kadar yanlış olduğu, çökmeleriyle de tasdik edilmiştir. Tarih okumak güzeldir, ama amacı iyi bilmek lazım kanımca. Geçmişte yapılan yanlışları öğrenmeli, yeniden yapmamalı...
Baştan belirteyim ben Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde birinci sınıf öğrencisiyim. Tamamıyla kendi yaşadıklarımdan, gözlemlediklerimden ve okuduklarımdan yola çıkarak size birkaç şey hatırlatmak istiyorum:
1 - Oss sistemi zaten adaletsiz bir sistemdir . Dershanelerle , özel derslerle , okuldan gelen şişirilmiş başarı puanlarıyla devlet üniversitelerine giren arkadaşlar zaten yüzbinlerce kişinin hakkını yemektedirler .
Ekleyen: Dsanver - 08/10/2005 : 22:30:29
Öncelikle şunu belirteyim öss sisteminin adaletsizliğini ben de biliyorum ben de yaşadım bu sene. Okuldan gelmiş şişirilmiş başarı puanları ibaresine gelince: Ben anadolu lisesi mezunuyum. Biz bu sene -başta özel okullar olmak üzere- birçok okulun izin vermesine ve işlememesine rağmen sene sonuna kadar uğraştık. Ben mayıs ayında türev-löpital çalıştığımı hatırlıyorum. Ayrıca şunu da peşinen söyleyeyim hiç de öyle dediğiniz gibi şişirilmiş puanlara ulaşamadık hiçbirimiz. Ben 4.59 ortalama getirdim, okulunki 4.52'ydi ve 4.59'u özel okullarda elde eden arkadaşlarıma göre 1.5-3.5 puan arası düşük AOBP aldım. Ayrıca şunu da unutmayın ben buraya da sınavla geldim. Kimse beni hoşgeldin diye buyur etmedi anadolu lisesine.
Dersanelerle ilgili eşitsizliklerde size sonuna kadar katılıyorum. Ben de bu eşitsiz dengenin güçlü kefesindeydim. İyi bir dersaneye gittim, buna imkanı olmayan birçok arkadaşımın önüne geçtim. Ama şunu unutmayın, tıpkı ütopyaların imkansızlığı gibi tamamiyle homojen dengede bir toplum oluşturmak ancak ve ancak bir hayaldir. Rousseau'nun 18.YY'da getirdiği çözümleri ele alacak olursak o bile "İnsanlar Arası Eşitsizliklerin Kaynağı"nda ayrı, "Toplum Sözleşmesi"nde ayrı telden çalmıştır. Ki 18.YY'daki toplumsal dengesizlikle şu anı bir tutmak bile saçma olur kanımca. Bunun net bir çözümü yoktur. Çözüm adına yapılan şeyleri de aşağıdaki maddelerde baltalamışsınız. Onlarla ilgili de birkaç şey söyleyeceğim sanırım.
Ayrıca bu eşitsizlikten şikayet etmenizin de pek mantıklı olduğunu da düşünmüyorum. Siz, ben bizler şanslı insanlarız. Ailemiz bize istediğimiz hayatı büyük oranda sunabilmektedir. Siz de bir vakıf üniversitesi bitirdiğinize göre ailenizin sizi dershaneye gönderecek imkanı olmuştur muhtemelen. Benim ailemin de imkanı vardı, ben de gittim. Ama ben çıkıp da burda eşitsizlik var arkadaş kimse hiçbirşeyi haketmedi diye yanmıyorum. Unutmayın nasıl ben devlet üniversitesinde dershaneye imkanı olmadığı için gidemeyen birçok arkadaşımın hakkını bir nebze gasp ederek okuyorsam, siz de imkanı olmadığı için bahsettiğiniz çok iyi öğretim üyeleriyle ders işleme zevkine ulaşamayan birçok arkadaşımın hakkını gasp ediyorsunuz. Yaptığımız hareketlerin temelde çok da büyük bir farkı olduğuna inanmıyorum.
Ayrıca benim sınıfımda Ankara'da devlet bursuyla kalan, sizin benim içine girmeye tenezzül etmeyeceğimiz yurtlarda kalan, ellerinde burs olarak aldıkları parayla okulun ödenekle açmış olduğu 1.50YTL'lik tabldot yemeğini yiyip bunu çilingir sofrası olarak gören, tüm bunlar yetmiyomuş gibi bir de "gelin size güzel hayat verelim" vaadiyle beyinlerini yıkamak isteyen şu meşhur AĞABEY'lerden kendilerini uzaklaştırmaya çalışan arkadaşlarım var. Bu çocukların kabahati ne? Babalarının Tekirdağ'da Tekel işçisi olması annelerinin ise işsiz olması mı? Bu suç mudur sizce? Bu çocukların bizim aldığımız eğitimi almaya hakları yok mudur? Bunların tek bir şanssızlıkları var o da dar gelirli ailerlerde doğmuş olmaları. Çok şükür ben imkanları iyi bir ailede doğdum. Babam öğretim üyesi bir subay, annem yine devlet memuru bir psikolog. Benim nasıl bu imkanlardan yararlanma hakkım doğduysa, bu arkadaşların da doğmalıdır. Bunun sorumluluğunun devlette olması da anayasamızın birinci maddesinde bulunan SOSYAL DEVLET kavramının doğal bir gereliliğidir. Eğer sosyal bir devlet olma iddiasında iseniz bu imkanı olmayan çocuklara da bizim gördüğümüz nitelikli eğitimi sağlamakla mükellefsiniz. Burda eğitim politikasını eleştiriyorsunuz, bu politikayla yerleşip okuyan öğrencileri eleştiriyorsunuz ama çözüm üretmek derdinde değilsiniz. Sadece şikayet ediyorsunuz.
3 - Devlet üniversitesine kapak attım , okulu uzatmadan olmaz artık mantığıyla senelerce o fakültede okuyarak , milletin vergisini , EMEĞİNİ yemektedir birçok orda okuyan arkadaş . Orada bedava okumanın maliyetinin yüzlerce dar gelirliye çıktığı kimsenin aklına-işine gelmemektedir anlaşılan .
Ekleyen: Dsanver - 08/10/2005 : 22:30:29
"Devlet üniversitesine kapak atmak" gerçekten çirkin bir ifade. Biz buna "devlet üniversitesinde okumaya hak kazanmak" diyoruz. Okulu uzatmak artık o kadar da kolay değil, en azından bizim fakülte için yedi sene zorunluluğu var. Ki kalan herkesi de bu şekilde suçlayamazsınız, ben çok uğraşıp ama gerçekten sınav kaygısı gibi bazı psikolojik etmenlerle kalan birçok insan tanıyorum. Milletin vergisini, emeğin hor kullanılmasını önemsemeniz bence gerçekten örnek alınacak bir davranış. Çok saygı duydum buna; ama burda gözden kaçırdığınız birkaç nokta var. Öncelikle şunu unutmayın "devlet birey için" şeklinde düzenlenmiş devlet modellerinde, EĞİTİM DEVLETİN SORUMLULUĞUDUR. Eğer biz moderni budur diyip bu modele uymak istiyorsak önce samimi olmalıyız.
İçtiğiniz suya bile "dolaylı vergi" kapsamında %70 dolaylarında vergi ödemektesiniz. Buna itiraz etmeden, tutup da devletin gelirlerini yorumlayarak eğitimi bırakmasını iddia etmek pek de rasyonel bir tavır olmasa gerek. Ayrıca şunu da unutmayın sizin, benim ya da gelir düzeyi düşük bir vatandaşın eğitim hakkı eşittir, değilse bile eşitlenmelidir. Bizim ekonomi politikamız ve yüksek enflasyonla dengesiz arz-talebin doğal sonucu olarak vergilerimiz yüksektir. Bu yüksek vergilerle sadece gençler de okutulmamaktadır. Siz de her gün işinize giderken milletin vergileriyle yapılan yollardan geçiyorsunuz. Ayrıca devlet üniversitesinde okuyanlar o millet kavramının dışında da değiller. Aynı vergileri siz ya da bahsettiğiniz dargelirli vatandaşlarımız kadar bizler de ödüyoruz. Biz de devlet üniversitesinde okuyan diğer arkadaşlarımızın paralarını ödüyoruz eğer vergi bu kadar dar bir olguysa.
4 - 400-500 kişilik sınıflarda kopyalarla , yarım yamalak ders notlarıyla , ders takip etmeden yapılan eğitimin , 30-40 kişilik sınıflarda asistanlarla değil - değerli öğretim elemanlarıyla yapılan eğitime göre kötü olacağı bir gerçektir .
Ekleyen: Dsanver - 08/10/2005 : 22:30:29
Bana herhangi bir devlet üniversitesinde 400 kişilik sınıfı olan bir hukuk fakültesi gösterin, bu madde için sizden özür dileyeyim. Baştan söyleyeyim Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 400 kişi almaktadır bu doğru, lakin bu 400 kişiyi kaldıracak bir mimari altyapısı vardır. Dersleri 1 -A ve 1 - B olmak üzere iki ayrı şube ikiyüzer kişi halinde işliyorlar ve hepsi de gayet güzel duyuyorlar dersleri. Mikrofonlu sistem uygulanıyor. Ayrıca benim şu an Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler'de okuyan bir arkadaşım var. Haftasonları telefonda konuşurken kopya maceralarını dinliyorum. Kopya öğrencinin olduğu her yerde vardır canınızı sıkmayın. Ayrıca şu çok beğendiğiniz(!) asistanları da o değerli öğretim elemanları yetiştirmektedir. Siz de bu 200 kişilik sınıflarda ders işleyen öğretim üyelerinin, onların yetiştirdiği diğer akademisyenlerin ya da etkilenenlerin kitaplarından öğrendiniz hukuku, bunu da unutmayın.
[quote]
Ayrıca bu eşitsizlikten şikayet etmenizin de pek mantıklı olduğunu da düşünmüyorum. Siz, ben bizler şanslı insanlarız. Ailemiz bize istediğimiz hayatı büyük oranda sunabilmektedir. Siz de bir vakıf üniversitesi bitirdiğinize göre ailenizin sizi dershaneye gönderecek imkanı olmuştur muhtemelen. Benim ailemin de imkanı vardı, ben de gittim. Ama ben çıkıp da burda eşitsizlik var arkadaş kimse hiçbirşeyi haketmedi diye yanmıyorum. Unutmayın nasıl ben devlet üniversitesinde dershaneye imkanı olmadığı için gidemeyen birçok arkadaşımın hakkını bir nebze gasp ederek okuyorsam, siz de imkanı olmadığı için bahsettiğiniz çok iyi öğretim üyeleriyle ders işleme zevkine ulaşamayan birçok arkadaşımın hakkını gasp ediyorsunuz. Yaptığımız hareketlerin temelde çok da büyük bir farkı olduğuna inanmıyorum.
Şimdi aslında buna siz cevap vermişsiniz ama ben sizin gibi aklını kullanarak yazan insanlar için bu yazıyı yazmamıştım.Yazının bir çok yerinde benim dediklerimin her yerde oldugunu bir gercek oldugunu söylüyorsunuz . Zaten bende bunların hayatın bazı tatsız realiteleri olduğunun farkındayım . Peki ya neden bunları söyleme gereği duyuyorum ? Çünkü böyle herşeyi trajik bir şekilde ortaya koyarak 'duygu sömürüsü' yapmaya çalışan arkadaşlara karşı bir yazı yazma gereği duydum . Ha buraya çocukluğundan beri gerçekten kötü şartlarda yaşamış , hiç eğitim olanağı bulamamış , biri gelse de dese ki ben de bu ülkenin vatandaşıydım ama sizin kadar bu ülkenin olanaklarından yararlanamadım . Diyecek bir şey yok...Ama şöyle ya da böyle , düzenin çarklarına girebilmiş birinin , uzanamadığı ciğerlerle uğraşmasını kabul etmiyorum .
Evet bir eşitsizlik vardır . Ama bu eşitsizliğe sırf kendi hayatınızda aramayınız. Eşitlik için mücadele etmek istiyorsanız , Türkiye`de birçok yerde adaletsizlik var . Eğer samimiyseniz , eğitim gönüllüleri gibi kuruşlarda çalışarak , kaldırmaya çalışın eğitimdeki bu adaletsizlikleri...
Arkadaşlar gelin hukuk mantığı ile düşünelim Özel üniversiteler ancak vakıf şeklinde kurulabilir.Vakıf hukukçu olduğunuz için bilirsiniz ancak hayri amaçlar için kurulur yani vakıf para kazanma amacı güdemez ama ülkemizde bu amaç dışına çıkıldı vakıf üniversiteleri para için var zaten 3000-5000 dolar vs arasında öğrenim ücretleri var bu okullar bir de vergi indiriminden yararlanıyor Allah razı olsun hani çok ucuz eğitim veriyorlar ya o yüzden.Ayrıca buralara giren arkadaşların öss barajını geçmeleri yeterli hemde en iyi hocaları da parayı bastırıp getirtiyorlar artık başka sorunda kalmıyor tek sorun tabi başka devlet ünvlerini kazanıp emek veripte araştırma görevlilerinden hukuk dersi almaya çalışanların hali tabi bu öğrencilerin ne önemi var zaten onlarda para yok adam mı ki onlar yoksa istedikleri kadar çalışsınlar.Yurdumuz AB sürecinde heder ola dursun Anayasaya biz Sosyal devlet yazalım ama devlet çıkardığı bu yasa ile(özel ünvlerle ilgili) kaliteli eğitimi para mal mülk sahiplerine bahşetsin sonra bu doğru ve adil bir yol olsun.
Unutmayın bu devlete adalette hizmet edecek olanlar öncelikle parası olanlar değil hakim savcı olmak isteyip yurdunun her köşesine gitmek isteyen genç hukukçulardır.
Arkadaşlar özel okullarda hukuk okumuş insanlara ki bunlar arasında ben de varım biraz daha saygılı olmanızı rica edeceğim.Özel okullarda kayıt yapmak çok kolaydır parayı basar kaydınızı yaparsınız.Ama o fakülteyi bitirebilmek için üniversite yerleştirme sınavlarında sahip olunmayan ders çalışma ahlakına bi şekilde sahip olmak zorunda kalırsınız aksi takdirde o diplomanın size verilme zorunluluğu yorktur.Şunu da söyleleyim fakültemde -üniv.ismini zarar görmemesi için ismini yazmıyorum-hukuk fakültesine kayıt yaptıran 300 öğrenciden 40 kişi ilk yıl 18 kişi ikinci yıl kayıtlarını sildirmiş ve bu yarıştan elenmiştir.Benimde aralarında bulunduğum 2003 yılı mezunlarının sayısı 40 dır.Okuduğum fakültenin hocaları türkiyede dallarında isim yapmış sonderece değerli hukukçulardır
Prof. Dr. Yıldırım Uler ------------- Üniversitesi
HukukFakültesiDekanı, İdâre Hukuku #8211; İdârî Yargı
Prof. Dr. Cahit Can ------------ Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Hukuk Sosyolojisi ve Hukuk Felsefesi
Anabilim Dalı Başkanı,
Hukuk Sosyolojisi #8211; Hukuk Felsefesi
Prof. Dr. Şeref Ertaş ------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Eşyâ Hukuku #8211; Mîrâs Hukuku #8211; Borçlar Hukuku
Prof. Dr. Şükrü Sina GüreL --------------Üniversitesi,
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Başkanı,
1995-2002 İzmir Milletvekili
Avrupa Konseyi Parlamanterler Asamblesi Üyesi,
55,56,57. Dönem Hükûmetlerinde Devlet Bakanı,
Dışişleri Bakanı, Başbakan Yardımcısı
Uluslararası İlişkiler
Uluslararası İlişkiler ve Hukuk Sistemleri
Prof. Dr. Ümit Hassan ------------- Üniversitesi Rektörü,
Hukuk Tarihi #8211; Genel Kamu Hukuku
Prof. Dr. Tunçer Karamustafaoğlu ------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Anayasa Hukuku
Prof. Dr. Arif Kocaman ------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi,
Medenî Hukuk #8211; Borçlar Hukuku
Prof. Dr. Nevzat Koç -------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi
H.F. Yönetim Kurulu Üyesi,
Adâlet Bakanlığı Borçlar Kanunu Komisyonu Üyesi,
Medenî Hukuk
Prof. Dr. Levent Köker ------------ Üniversitesi
Genel Kamu Hukuku #8211;
Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi
Prof. Dr. Ahmet Kumrulu ----------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Vergi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı,
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Maliye Anabilim Dalı Başkanı,
Vergi Hukuku
Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı -------------------Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Uluslararası Hukuk Anabilim Dalı Başkanı
(1977-1997),
Siyasal Bilgiler Fakültesi
Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı,
Paris II Üniversitesi Öğretim Üyesi,
Büyükelçi,
Uluslararası Hukuk
Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez --------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Dokuz Eylül Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi (1999-2003),
Usûl Hukuku #8211; İcra İflâs Hukuku
Prof. Dr. Yavuz Sabuncu ------------- Üniversitesi,
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Kamu Yönetimi Bölümü Başkanı,
Anayasa Hukuku
Prof. Dr. Jouni Suistola ------------- Üniversitesi
Rektör Yardımcısı,
Avrupa Hukuku ve Siyasal Dinamikler (seçimlik)
Prof. Dr. Murat Şeker -------------- Üniversitesi
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Çalışma Sosyolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı,
Kriminoloji #8211; Hukuk Sosyolojisi
Prof. Dr. Bülent Tahiroğlu -------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı,
Roma Hukuku
Prof. Dr. Durmuş Tezcan -------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Adâlet Yüksekokulu Müdürü
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Kamu Hukuku Bölüm Başkanı,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Ad Hoc Hakimi,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde
Türkiye#8217;nin 1996#8217;dan beri savunmanı,
Uluslararası Hukuk #8211; Ceza Hukuku
Prof. Dr. Nevzat Toroslu --------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Ceza Hukuku Anabilim Dalı Başkanı,
Ceza Hukuku #8211; Ceza Usûl Hukuku
Prof. Dr. Asuman Turanboy --------------Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Deniz Hukuku Anabilim Dalı Başkanı,
Ticaret Hukuku
Prof. Dr. Berna Kocaman ------------------- Üniversitesi,
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Kamu Maliyesi
Prof. Dr. Işıl Özkan -------------------Hukuk Fakültesi,
Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Devletler Özel Hukuku Anabilim Dalı Başkanı,
Devletler Özel Hukuku#8211;Avrupa Topluluğu Hukuku
Doç. Dr. Mehmet Çakıcı ----------------- Üniversitesi
Psikoloji Bölümü Başkanı,
Adlî Tıb
Doç. Dr. Ayşe Havutçu ----------------
Dokuz Eylül Üniversitesi,
Medenî Hukuk
Doç. Dr. Eser Köker -------------------
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi,
Siyaset Bilimi
Yard. Doç. Dr. Yalçın Akçalı ----------------------------
Bilgisayar Enformatik Bölümü Başkanı,
Bilgisayar Yazılımı ve Uygulaması
Yard. Doç. Dr. Zeki Beşiktepeli ----------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Ekonomi
Anthony Hodson, LLB ----------------------
Hukuk Fakültesi,
İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi
Common Law#8217;a Giriş (seçimlik)
Öğ. Gör. Pıtırcık Uler -------------- Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Öğretim üyesi (1976-1994),
Hukuk Başlangıcı
(Okulumun ismi -- işareti ile gizlenmiştir) Hocalarımızın hepside türkiyede ki müstesna hukuk faültelerinde öğretim görevlisidir.Aynı zamanda mezun olduğum okulun hocalarıdır
İnanmak veya inanmak istememek siz değerli arkadaşlarım size kalmış.Ama ben hukuk fakültesini çok çalışarak azimle ve çok büyük zorluklarla okudum benim gibilerin sayısıda az değildir.Ancak zenginlikleri nedeniyle önlerine gelen menüden hukuk seçen öğrenciler yokmu elbette var.Ama unutmayın imamhatipli olduğu için hukuk okuma fırsatı bulamayan birçok insan ailesinin birikimleri ile özel üniversitelerde hukuk öğrenimi görüyor.Lütfen yazarken duyarlı olunuz.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki,konu başlığı olarak seçilen soru bizleri konunun ana temasından uzaklaştırıcı niteliktedir.Asıl önemli olan nokta,vakıf üniversitelerinde hukuk eğitimi verilmesinin doğru olup olmadığı değil,bu konunun bir devlet politikası olarak ,devlet kurumlarının içlerinin boşaltılması,eğitim elemanlarının çeşitli maddi ve manevi yollarla yıldırılarak bu kurumlardan uzaklaştırılması ve en sonunda eğitimin tamamen özel sektöre devrine yönelik uygulamalardır.Yoksa vakıf üniversitelerinde mühendislik,tıp ve diğer tüm sosyal bilimlerde eğitim veriliyorken,hukuk eğitimi verilmesine karşı çıkmak yeterli tabanı olmayan bir yaklaşım olacaktır kanısındayım.
Ben de bir devlet üniversitesi olan Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum.1995 yılında girdiğim okulumu 2000 yılında bitirdim.bu okulu seçmemdeki en büyük etken 40 kişilik bir kontenjanı olmasıydı.Lakin gelin görün ki bu 40 kişiden yalnızca 2 arkadaşımız okulu normal eğitim süresi olan 4 yılda bitirme başarısını gösterebildi.Bizler okula kayıt yaptırdığımızda okulun açılışının 2.yılıydı.Çok emekler verilerek,pek çok bürokratik sorun aşılarak açılmış bir fakülteydi.Son derece saygın,değerli,yüksek donanımlı öğretim görevlileri tarafından uzun uğraşlar sonucu kurulduğu ve onların kendilerini bizlerin başarılarıyla ispatlama çabalarından olsa gerek ancak 2 arkadaşımızın 4 yılda mezun olabilmesi.Çok ciddi barajları olan bir sınıf geçme sistemi uygulanmaktaydı.Bütün bunların yanında okul mevcudunun azlığını da eklersek tüm öğretim üyelerimiz bizlerin üzerine titrer,bizlerle birebir muhatap olur,adlarımızı dahi bilirlerdi.Çünkü biz onların yüz akı olacaktık.
Fakat geçen yıllarla beraber bu ortam tam ters doğrultuda değişim göstermeye başladı.Sanki birileri okulun temeline dinamit koyuyordu.Olaylar fakültenin ilk dekanının emekli olmasıyla beraber onun tarafından 1 yıl önce okuldan uzaklaştırlan bir öğretim görevlisinin tüm teamüller hiçe sayılarak tepeden inme bir şekilde dekanlığa atanmasıyla başladı.Neler yapılmadı ki bu bilime saygısı olmayan yeni yönetim tarafından.Medeni Hukuk Kürsü başkanımızın hasatanede yatıyor olması fırsat bilinerek,başkana hiçbir bilgi verilmeden,onayı alınmadan,mevzuata aykırı bir şekilde,yönetimin kendi siyasi yandaşlarının okula katılması için araştırma görevlisi sınavı açıldı.Ardından bir başka öğretim üyesi okulda değilken odası habersizce açılarak eşyaları başka odaya taşındı.Uygulamalara isyan eden öğretim üyelerine karşı "Bize derse girecek insan lazım.Adı,sanı,niteliği önemli değil,beğenmiyorsanız ayrılın" demek cüreti dahi gösterildi.Öğrencilerle siyasi polemiklere girilerek,okula kafasında BP reklamlı,bazen de ay yıldız işlemeli şapkalarla,bir hukukçuya,hukukçunun ötesinde bir öğretim görevlisine yakışmayacak kıyafetlerle okula gelen,elinde leblebi dolu bir tas ve bir kavunla koridorlarda dolaşan,odasında piknik tüpü üzerinde menemen yaptığı rivayet edilen,öğrenciler arsında alay konusu olan bir öğretim üyesi tarafından "Herkes kendi çöplüğünde ötsün,burası benim çöplüğüm,ben solcuya sınıf mınıf geçirtmem,gidin Ankara Hukuk Fakültesi orada,sizin çöplüğünüz orası"dendi.Miras hesabı yapamayan,"Hocam,hesap yanlış oldu" diye uyarıldığında "Ben bunu evde çözdüm,ezberledim.Bana bunu değiştirtemezsiniz" diyen ve daha sonra profesör ünvanını hak ederek fakülteye dekan olan miras hukuku doçentleri gördü bu okul öğrencileri.Hiçbir maddi beklentileri olmaksızın sadece ve sadece destek olmak amacıyla pek çok fedakarlıklara katlanarak Ankara Hukuk Fakültesi'nden gelip bizlere bilimin aydınlık ışığını gösteren insalara,ne ders aralarında oturup dinlenebilecekleri bir sandalye gösterildi ne de bir bardak çay ikram edildi.Kantinimiz,yemekhanemiz ve en önemlisi kütüphanemiz olmadı son sınıfa gelinceye değin.Başka fakültelerin kantinlerini, yemekhanelerini kullandık.Ders saatlerimiz uymadığı için aç kaldık.Yıllar sonra bizlere lütuf gibi sunulan kütüphanemizin,öğretim üyelerinin miyadı dolduğu,mevzuat değiştiği için kullanmadığı kitaplalarla doldurulduğunun görünce hevesimiz kursağımızda kaldı.
Sözün özü,siyasi düşüncesi,kılık kıyafeti ne olursa olsun bilime saygısı olmayan insalarla dolduruldu canım okulum.Ve tabii yavaş yavaş okuldan kaçış başladı.Birer birer gitti o değerli insanlar.Ankara Hukuk Fakültesi'nden verilen destek de kesildi bu tavırlar karşısında.
Bizler nispeten şanslıydık.Her biri kendi alanlarında doktrinde söz sahibi,donanımlı,40 yaşında profesör olan ve yayınlanmış 19 kitabı bulunan öğretim üyelerini tanıma,onların engin bilgilerini edinme fırsatını yakalayıp çok ağır tahribat görmeden mezun olabildik bizler.Ancak arkadan gelen arkadaşlar için hep hüzünlemişimdir bizlerin eğitim imkanlarına sahip olamadılar diye.Şimdilerde düzelmiş midir bilemiyorum.
İşte ben yukarıda açıkladığım sebeplerle vakıf üniversitelerinde hukuk eğitimi verilmesine karşı değilim.Anlattıklarımın hiçbir tanesinin bu kurumlarda yaşanmayacağına eminim.Bilime saygısı olmayan,memur zihniyetli,yeterli donanımı bulunmayan,öğrencilerle diyalog içine giremeyen bir kişiyi eğitim kadrolarında tutmayacaklarını düşünüyorum.Ben devlet politikası olarak eğitimin hepten özelleştirilmeye çalışılmasına karşıyım.Sanırım olaya bu açıdan yaklaşmak bizleri daha doğru bir sonuca götürecektir.
Saygılarımla.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı
25-04-2024, 18:09:51 in Ceza Hukuku