+ Konuyu Yanıtla
2 / 5 Sayfa İlkİlk 12345 SonSon
11 den 20´e kadar toplam 49 ileti bulundu.

Konu: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu

Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #11
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Salihli/Manisa
    İletiler
    7.141
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu

    Türkiye rejim ve sistem kavgasında insanlarını göz ardı ederken...
    1. Rejim ve sistem kavgası değil,yıkılmak istenen rejim ve sisteme sarılma,sahip çıkma çabasıdır.Başkaları bunu kavga olarak görüyorsa kendi meseleleri.

    2. Söz konusu kazaya sebebiyet veren hatalı sollama,otobüse gerektiğinden fazla yolcu alma gibi kural,kanun ihlalleri, mevcut iktidarın sırf AB istedi diye apar topar çıkardığı torba yasalar neticesinde uygulanabilirliğini ve caydırıcılığını yitiren kanunlar karşısında gelişen umursamazlık ve hukuk dışılığın yansımalarıdır.

    3. Söz konusu kazaya gösterilen tepki ile mitinge gösterilen tepkiyi kıyaslamak konuyu apayrı yerlere çekmektir. Acı olay hepimizi üzmüş, hepimizi yasa boğmuştur, sitemizde dahi ayrı bir başlık altında taziyeler iletilmiştir. Türkiye, Cumhuriyeti'ne sahip çıkarken, meleklerine de ağlamıştır. Böylesine acı bir olayı dahi malzeme yaparak vicdanları sömürerek iktidara pay çıkarmak isteyenlerin vicdanı nasıl bu kadar rahat asıl onu sorgulamak gerekir.

    Artık midem bulanıyor, dini siyasete alet ettikleri yetmezmiş gibi vicdanları da siyasi malzeme haline getiren bu zihniyet artık midemi bulandırıyor...



    Hukuki NET Güncel Haber

    Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu konulu yargıtay kararı ara
    Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #12
    Kayıt Tarihi
    Mar 2007
    İletiler
    20
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Yakın tarihten bir not.

    Ben özel bir firmada işçi olrak çalışıyorum, çalışma saatlerim uzun gündemi çok iyi takip edemiyorum. 2000 li ylın son çeyreği idi galiba bir ev aldım,bana göre oldukça büyük bir borcun içine girdim yavaş yavaş öderken bir ara anayasanın yazılı olduğu bir kitap aniden elden kaydı ve düştü.Bilmem hatırlarmısınız ve o düşüş bana bayağı pahalıya mal oldu.Tahminime göre ülkemizede ucuza mal olmadı!..Güzel günler hepimizin olsun

  4. #13
    Kayıt Tarihi
    Dec 2006
    Nerede
    Turkiye.
    İletiler
    152
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu

    İrtica hastalığına tutulan zavallılar
    İrtica, irtica! Diye bağıranların asıl kendileri irtica gayyası içindedirler. Bu feryatlar hep o bataklığın verdiği ızdıraptır, zulmet âlûd bir ızdırab!

    Eşref Edip Fergan

    Uzun seneler kullandıkları bu silâhın artık işe yaramaz bir hale geldiğini, paslanıp çürüdüğünü görmekte tabiî büyük teessüre düşmüşleridir. Fakat devirlerin değiştiğini, totaliter zihniyetin çok geride kaldığını, demokrasi güneşinin bütün o taş kesilen buzları erittiğini idrâk edemeyecek kadar gaflet içinde bulunuyorlarsa ancak kendilerini levm etsinler. Temenni olunurdu ki zamanın ilerleyişiyle, fikirlerde husule gelen intibah ve inkişaf ile onların kafaları da hem ahenk olarak ilerlesin, gerilikten kurtulsun, biraz aydınlığa kavuşsun. Fakat sözleri ve yazıları gösteriyor ki hidayet yolları kendilerine kapalıdır. Ne yazık! Ne fena mazhariyet! Allah kimseyi bu hale düşürmesin.

    ****

    Niçin böyle oluyor? Niçin bu adamlar karanlıklardan kurtulamıyorlar? Niçin içlerindeki gayiz ve husumetleri tutamıyorlar da ağızlarından çıkarıyorlar? Köpüre köpüre, taşıra taşıra çıkarıyorlar? Ortalığı rahatsız ediyorlar?

    Belki bu ahval ızdırap vericidir. Fakat içtimaî kanunlar bunu iktiza etmektedir. Cemiyetin selâmeti bundandır. Böyle bir sınıf insanlar da cemiyet içinde bulunacaktır. Bunlar açıktan açığa hakikatleri inkâr edecekler, batılı yürütmeğe çalışacaklar, içlerindekini ortaya dökecekler. Bu sayede cemiyet onların içlerinde sakladıkları gayiz ve husumetleri görecek, batıl maksatlarını anlayacak, bunlardan sakınma ve korunma çarelerini düşünecek, varlığını kurtarmak, bekâsını temin etmek için icap eden tedbirleri alacaktır.

    Yoksa cemiyet hayır ile şerri, doğru ile eğriyi ayıramayacak hale gelirse ıstırap ve felâketten hiçbir zaman kurtulamaz. Battıkça batar, onu kurtaran olmaz. Cemiyet üstü örtülü çukurlardan korkmalıdır.

    Onun için bırakınız bunları, içlerindekini ortaya döksünler, hak ve hakikate karşı içlerinde ne yaman gayiz ve husumet sancılarıyla kıvranmakta oldukları görülsün. Bunda büyük hikmet ve fayda vardır. “ Kad bedetil bağdau min efvahim vema tuhfi sudürühüm ekber. Kad beyyenna lekümül ayati inküntüm ta"kılun.” ( Ali İmran 3/ 118)

    Bazı sinir hastalığına tutulmuş adamlar var. Parmağınızın ucu ile bir tarafına temas etseniz bütün vücudu buhrana tutulur. Üzerine bir ton sikletinde bir cisim inmiş kadar sarsıntı geçirir. Kıvrılır, bükülür, bağırır, çağırır. Karşısındakiler ise gülmekten bayılırlar. Bu defa temas etmeden yalnız parmağınızın ona doğru uzanmasından da adamcağız müthiş sinir buhranları geçirir, avazının çıktığı kadar feryad eder, çocukların eğlencesi olur. Bu zavallı hastalara acınır. Ne mevhum ızdırap! Şu insan denilen mahluk ne acayip şeydir!... Bakarsınız ağzı burnu, kaşı gözü, boyu posu her şeyi yerinde. Fakat ruhu hasta, sinir buhranları içinde kıvranıp duruyor… Çocukların eğlencesi oluyor. Ne yazık! Ne fena mazhariyet! Allah hiç kimseyi böyle ruhî bir ızdırap içerisinde kıvrandırmasın!

    İşte irtica hastalığına tutulan zavallılar da böyledir. Onların vahimelerinde öyle bir heyula vardır ki bir dudağı yerde, bir dudağı göktedir. Siyah yüzlü, kırmızı dilli bir heyulâ. Bakarsınız adamcağız durup dururken, sizinle güzel güzel konuşurken:

    - Amanın… Geliyor! diye feryaddır koparır.

    - Ne oldu birader? Dersiniz.

    - Ne olacak? Görmüyor musun bu minare boylu adamı? Dilini çıkarmış, bana “ seni yutacağım “ diyor!

    - Haydi yahu! Deli misin? Yoksa alay mı ediyorsun? Burada ne öyle bir adam var, ne de asana dil çıkaran!

    - Vallahi var, billahi var? Fakat sen görmüyorsun!

    - Peki, ne yapalım?

    - Söyle ona, bana dilini çıkarıp üzerime yürümesin.

    - Peki söylerim. Haydi seni doktora götüreyim de sinirlerini düzeltecek bir ilâç versin!

    ****

    Evet, onlar hakikaten böyle hastadırlar yahut ankastin böyle görünürler. Karşılarındakini manyetize ederek onlara bu hastalığı aşılamak isterler.

    - Amanın arkadaşlar! Tetik durun, geliyor!...

    Diye diye onların vahimesinde böyle bir dudağı yerde bir dudağı gökte bir irtica heyulâsı yaratmak, sonra da içinden kıs kıs gülmek…

    Ne kadar çocukça oyunlar! Ne kadar gülünç şeyler! Allah kimseyi bu hale düşürmesin!

    ****

    Şimdi lâtifeyi bırakalım da ciddi konuşalım. Bu kelimeyi dile dolayarak iki de bir, münasebetli münasebetsiz ibtizale düşürmek hiç de doğru değildir. Pencereyi açıp da “ yangın var” diye konuyu komşuyu bir defa, iki defa yok yere heyecana düşürüp koşturmak mümkündür. Ama bu, ilânihaye devam etmez. Nitekim artık tekrar edile edile mânayı istilasını kaybetti, alelâde bir söz oldu. Bugün, biri çıkıp da “irtica baş kaldırdı” dediği zaman hiç kimse bugünkü idareyi devirip de bundan evvelki şekl-i idareyi ihya etmek gibi siyasî bir hareketin vukuu mânasını anlamaz.

    Halbuki şurada burada irtica yaygarası koparanlar böyle anlaşılsın isterler. Söylerler söylerler, ortada bir şey olmadığı için sonunda küçük düşerler.

    ****

    Bu zavallılar devrin değiştiğini farkında değildir. Bunlar totaliter saltanatın bakayasıdır. Döküle döküle birkaç kişi kaldılar. Onların da çeneleri düşük, kalemleri çatlak. Son nefeslerini tüketiyorlar. Demokrasi onları şaşırttı, hasta etti. Halâ alışamadılar. Milletin vicdan hürriyetini halâ teslim edemiyorlar Ama alışacaklar… Söyleye söyleye son nefesleri de tükenecek. Nihayet çeneleri tutulacak, kalemleri kırılıcak. Bunlar da ötekilerin yanına gidecek.

    Her devir değiştikçe böyle içtimai hastalıklar doğar, bu hastalık bir müddet salgın halini alır, sonra yavaş yavaş söner gider. Bu hastalık havsala darlığıdır. Onlar, zan ediyorlar ki vicdan hürriyeti kefenlenmiş, mezara gömülmüştü, artık ebediyen ona hayat hakkı yoktur. Fakat bir gün o vücud-i hürriyet kefenlerini yırtarak karşılarına çıkınca, şaşkına döndüler, dar havsaları çatlayacak hale geldi. Zavallı hastalar! “ Fikulubihim maradun fezedehumullahu marada.”

    ****

    İrtica, irtica! Diye bağıranların asıl kendileri irtica gayyası içindedirler. Bu feryatlar hep o bataklığın verdiği ızdıraptır, zulmet âlûd bir ızdırab! Onlar bağıra bağıra o bataklık, o totaliter bataklığı içinde gömülüp gidecekler, hep o devrin avdetini isterler. Karanlıklarda yaşayan mahluklar gibi güneşin, hürriyet ve demokrasi güneşinin nur ve ziyasına tahammül edemezler. İşte bugünün azılı siyasi mürtecileri bunlardır, kapkara, kızıl mürteciler.

    Fakat bunlar artık son döküntülerdir. Şurada burada debelenerek son nefeslerini veriyorlar. Onların rağmına hürriyet ve demokrasi güneşi yükseliyor, daha da yükselecek. Önümüzde ki günler hep güzel günlerdir. Bütün hürriyetlerin inkişaf edeceği ferahlı ve saadetli günler. “ Febeşşiril müminin ya Muhammed.”

    Bu Makale Milli Şair Mehmet Akif Ersoy"un yakın dostu “Eşref Edip Fergan” bey tarafından Mart 1949 yılında “Sebilürreşad” dergisinde neşredilmiştir

    Kaynak: Dünya Bülteni

  5. #14
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu

    Sn. dursunkoylu,

    Yaşınız elverir mi bilmem, ben 1980 öncesinde, herşey bol iken bir gecede piyasada hiç mal kalmadığı , "sana yağı" nın bile karaborsaya düştüğü günleri yaşadım çünkü yine birileri düğmeye basmıştı. Bakkalımız kaç kez tezgah altından karaborsa yağ, sigara vb. çıkarıp verdi de o günler geride kaldı, şimdi ancak hayal meyal hatırlıyorum.

    Eleştirinizde haklısınız, o kriz yüzünden aldığınız ev size pahalıya geldi, birçok kişi sizin kadar şanslı da değildi, çünkü onlar bırakın ev almayı evlerine ekmek götürmelerini sağlayan işlerinden de oldular.

    Ancak 2001 krizinin çıkışında "Anayasa Kitapçığı'nın fırlatılması" zahiri nedendir, gerçekte o kitap fırlatılmasa da o kriz yaşanacaktı. O krizden bir gün önceye bakarsanız, anlı şanlı medya ekonomistlerinin pembe tablolar çizdiklerini, IMF Başkanı Fisher'in Türk ekonomisine övgüler yağdırdığını, dış kökenli ekonomik derecelendirme kuruluşlarının ekonomimizden başarı hikayeleri ürettiklerini göreceksiniz. Ekonomide o dönem cari açık 9,8 milyar dolardı, bugün 34 milyar dolar, 2001'de dış borcumuz 113,5 Milyar dolardı, şimdi 206,5 Milyar dolar, iç borçlardan hiç bahsetmiyorum. Ekonomimiz yeni borç almadan eski borçlarını ödeyemez durumda, bu arada milli ne kadar üretim tesisimiz, bankamız, emlağımız, arazimiz varsa haraç mezat satıyoruz ama borç ödemeye yetmiyor. Ekonomik olarak dışa bağımlıyız. Şu anda ülkede tahmini 40 Milyar dolara yaklaşan bir sıcak parayı gezdiriyor yabancılar, bir döviz alıyorlar, bir borsaya giriyorlar, piyasaları speküle ediyorlar, paralarına para katıyorlar ve o ekonomik gücü siyasi güç olarak kullanıyorlar. Durumumuz malum; bundan cesaret alan dün postal yalayan finolar, bugün Türkiye'ye posta koymaya kalkıyor, biri ben izin vermezsem Kuzey Irak'a giremezsin diyor, 72 saatte 10 şehit veriyoruz, milli haysiyetimiz ayaklar altına alınıyor Hükümet'ten tık yok...

    Evet 2001 hepimiz için acı deneyim oldu, ama bugün bol keseden atanlara, ekonomik istikrar var diyenlere de kanmayın, geçmişten daha beter bir durumdayız.

    Eeee, ne yapacağız? Sizi bilmem ben evimi de gözden çıkarırım, yek ekmeğe muhtaç da kalırım ama ulusal onurumla oynanmasına izin vermem çünkü cennet ülkemiz kaynakları ile, insanları ile zengindir gerçekte, batar belki ama küllerinden doğmasını da bilir. Ama kendini bu kadar aşağılatmaz, haysiyetinden, milli gururundan ödün vermez, "fakir ama onurlu bir genç" olmayı bilir. Seçim sizin...

    Selamlar,

  6. #15
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    İletiler
    20
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu

    tüm bu olanlardan en fazla ben zararlı çıktım.durun hele benim sizden daha fazla söyleyeceklerim var.hayatımın en zor 4 yılını bunlar ve bu zihniyette olanlar yüzünden çektim.4 yıl neki...? bide bana sorun 5 sürgün.kim bana acıdı ki.durun hele bu hesapta benim de alacağım var.yarın ola hayrola..tek vücut tek yumruk olun.yoksa bugün yazdıklarınızı bir daha yazamazsınız,konuşamazsınız.yolun açık olsun bundan sonraki yaşamın da su gibi ak olsun Cumhurbaşkanım duruşun duruşumdur seni unutmak mümkün degil.yolun açık olsun cumhurbaşkanım Ahmet Necdet SEZER

  7. #16
    Kayıt Tarihi
    Jul 2002
    Nerede
    İSTANBUL, SİLİVRİ, Türkiye.
    İletiler
    867
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu

    Sayın veezy37,

    Uzun süre sabrettikten sonra, bir başka forumda yöneltmiş olduğum soruyu,
    bir kez de burada yöneltmek istiyorum.
    Neden lütfedip kendi yorum ve görüşlerinizi aktarmak yerine, sürekli
    olarak birtakım AKP'lilerin görüşlerini aktarıyorsunuz ?

    Tavrınızı ortalığı kızıştırmak olarak algılıyorum....
    Yanılıyormuyum acaba.....

    Esenlikler,

  8. #17
    Kayıt Tarihi
    Dec 2006
    Nerede
    Turkiye.
    İletiler
    152
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu

    Ben de diyorum ki bu ülkede rejimle ilgili bir sorun yok demokrasimiz deyim yerinde ise saat gibi tıkır tıkır işliyor.Bu güven ortamından nemalanamayan bir takım iç ve dış mihraklar karışıklık çıkartmak suretiyle ülkelerine dolayısıyla insanlarına adeta ihanet içerisinde yarışıyorlar.Tabiki azınlıktalar ama hak aramaya gelince azınlık muamelesi değil vatandaş muamelesi görüp yüzsüzlüklerini gölgede bırakmaktalar.Tabiki cumhuriyet mitingini önemsiyorum bundan çıkarılması gereken dersler olduğunu düşünüyorum.Yüzlerce insan oraya gelip bir şeyler anlatmak istiyorsa değerlendirilmesi gerekir.Orada beyan edilen fikirlere katılsak da katılmasak da saygı duymalıyız.Bu bir çeşitliliktir ve olgunlaşmaya vesiledir.Ülkede her şey tabiki güllük gülüstanlık değil ama lafla peynir gemsinin yürümeyeceğinide aklımızdan çıkarmamalıyız.O halde biz bu ülke insanlarının üzerine düşen Cumhuriyetimize ve Demokrasimize güven içerisinde bağlı kalıp yıkmadan,kırmadan,aşırı uçluktan kaçarak gerekenlerin yapılması,her alanda istikrarlı bir Türkiye için birlik içerisinde çalışmalı dış güçlerin oyunlarına gelmemeli özellikle piyonlarına dikkat edip mat etmeliyiz.En içten selamlarımla....

  9. #18
    Kayıt Tarihi
    Jul 2002
    Nerede
    İSTANBUL, SİLİVRİ, Türkiye.
    İletiler
    867
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu

    Defalarca yazdık.. Bu ampul güruhu aslında ülkemizin bu güne kadar karşılaştığı en büyük tehlikedir. Bakın bunların kafasındaki hükümetlerin işbaşında olduğu ülkelere. İçlerinde bir tane refah içerisinde olan, demokrasi, insan hakları, hukuk kavramlarından adam gibi nasiplenebilmiş olan var mı? Yok.
    O zaman ortaya iki şey çıkıyor.
    1- Bunlar zaten cumhuriyet, demokrasi, insan hakları, hukuk vs. falan istemiyorlar
    2- Bunlar o kadar salaklar ki, bu kafayla bunlara sahip olunamayacağını bir türlü göremiyorlar.
    Bilmem hangisi…
    Takıyyeciler bunlar, kaypak ve sinsiler.
    Ülkenin Yargıtay’ını, Danıştay’ını, Sayıştay’ını haince devre dışı etmeye çalışır, hukuğu ayaklar altına alır,
    sonra da sıkışınca hukuk! Hukuk! diye feryat ederler.
    Sıkıyı gördüklerinde, bütün efeliklerini, vaatlerini unutur laflarını yemekten çekinmezler.
    Din, din diye yollara dökülen güruh aslında dinimizi katlederler.
    Rüşvet, yolsuzluk, kayırmacılık, sahtecilik, yiyicilik vs. bunların zamanında patlama yapmıştır ama, UTANMADAN sistemin tıkır tıkır işlediğini iddia ederler. (aslında kendilerince haklıdırlar da. Sistem onlar için tıkır tıkır işlemektedir.)
    Oğullarını, kızlarını yakın ve akrabalarını zengin etmek uğruna her türlü yüzsüzlüğe hazırdırlar.
    Arada bir, saygıdan bahsederler ama aslında saygıdan zerre kadar nasiplenememişlerdir.
    Kadınlarını kapatıp, köşe yastığı muamelesi yapar; kendileri her haltı yerler.
    Bazıları da, bütün bunları bile bile utanmadan güven ortamından, ekonomik refahtan bahsedecek kadar PİYON laşır.....
    Saymakla bitmez muhteremlerin meziyetleri....

    Korkmayın dostlar !
    Allah, iyinin yanında böyle kötüleri de vermiştir ki,
    İyinin kıymetini bilelim.
    Bilelim de, kendi ettiğimizi yine kendimiz temizleyelim.

    Esenlikler,

  10. #19
    Kayıt Tarihi
    Mar 2007
    İletiler
    20
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Eskiden yeniye

    Harun bey.merhaba ben 1974 te İstanbul a geldim 78 ve 80 li yıllarda Eminönü nde yağ(margarin) balat ta tüp kuyruğu bekledim özellikle tüpü bir günde alamazdık mutlaka 2. günü bulurdu. Margarini bir günde alırdık.Yıllar geçti aradan. yıl 1994 sonları araba aldım benzinciye girdim benzin alacağım kredi kartı ile %5 komisyon dedi vazgeçtim başka yerden nakit aldım.Şimdi arabam yok alacağım!tabii neyse, bir kaç ay önce bir arkadaşımdan emanet arabasını aldım benzinciye girdim kredi kartı ile benzini aldım,ekstreye bir baktım ki bir ay erteleme ve %5 civarı indirim (para puan) verilmiş.Ben şu an her şeyin pembe olduğunu söylemiyorum ancak çok kötü olmadığını söyleyebilirim acizane.Eskiden, bu gün bir ürünü 10 ytl ye aldıysak yarın kaça alacağımızı tahmin edemezdık ve dayanıklı ürünleri mümkün olduğunca fazla alırdık (tabi alım gücü ile bağlantılı) Şimdi ise böyle bir konunun varlığından söz etmek bence biraz zor gibi görünüyor. Tabi bunlar artılar. Ben işçi olarak çalışan biriyim. Eskiye oranla haklarımdan çok şeyler kaybettiğimi söyleyebilirim. Kaybettiklerimin sorumlusu son 2 hükümettir. Ben bu hükümetin düzelteceğini umuyordum olmadı yanılmışım. Güzel günler mutlu yarınlar hepimizin olsun. Saygılar

  11. #20
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    Çankaya/ANKARA
    İletiler
    99
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Erdoğan'dan Sezer'e rejim sorusu

    Milletin alım gücü yok ki, komisyon kessinler, % 5 az ayrıca 24 ay vade yapmak zorunda malını satmak isteyen, ödeyen ise nakit para veremiyor, yükleniyor kredi kartına de babam al, nasılsa para vermiyor. Bu piyasada enflasyon olur mu?

    İşçi, memur, esnaf, çiftçi kredi kartının limitine gelip ödeyemez duruma gelince onunla oynamak kolay:

    Patron , onun şartlarını beğenmiyorsan kapıyı gösterir, hiçbir yere kıpırdayamaz çaresiz üçotuza , elindeki hakkı vermeye de razı olursun.

    Amirin, seni sürer, gerer ağzını açamazsın.

    Müşteri dükkanını başına yıkar, kovamazsın.

    Kısır tohumluğun kilosunu, üretip satabileceğin rakamdan daha pahalıya almaya razı olur, diğer 160.000'e yakın çiftçi gibi icralık, hacizlik olursun.

    Seçim zamanı kı.ını yalayan vekil, karşına çıkar sen benim kim olduğumu biliyor musun der, senin diyecek lafın olmaz.

    Çıkıp haykırmaya, hak aramaya Ankara'ya gelirsin, bir de üstüne darbe destekçisi olursun.

    Dayan Memet, dayaaan!!!

+ Konuyu Yanıtla
2 / 5 Sayfa İlkİlk 12345 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Parlamenter Rejim Uygulamaları ve Parti Sistemleri [Kitap Fiyat bilgisi]
    Ekrem Ali Akartürk; Yeditepe Üniversitesi; 2010; 25,00 TL Parlamenter Rejim Uygulamaları ve Parti Sistemleri hakkındaki işbu hukuki kitap Hukuk...
    Yazan: Hukuk Kitapçısı Forum: Hukuk Kitapları Tanıtımı
    Yanıt: 0
    Son İleti: 25-08-2011, 01:00:06
  2. Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Emeklilik ve Primsiz Rejim [Kitap Fiyat bilgisi]
    Murat Göktaş, Murat Özdamar, Erden Çakar; Yaklaşım; 2011; 30,00 TL Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Emeklilik ve Primsiz Rejim hakkındaki işbu...
    Yazan: Hukuk Kitapçısı Forum: Hukuk Kitapları Tanıtımı
    Yanıt: 0
    Son İleti: 15-04-2011, 10:50:12
  3. Cumhuriyet ahlâksız rejim mi?
    Yeniçağ gazetesinden alıntı köşe yazısını olduğu gibi kopyalıyorum. İlginç bir yazı Elimde, Metin Toker’in, “Şeyh Sait ve İsyanı” adlı kitabı...
    Yazan: sedatif Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 0
    Son İleti: 23-03-2008, 22:32:08
  4. Bu rejim demokrasi değildir
    Emre Kongar hocam yazmış... Biz dahada madde yazmıştık ama Koskoca Emra hoca şimdi yazmazsam ayıp olur... Bu Rejimin Adı Demokrasi Değildir,...
    Yazan: commodore1tr Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 10
    Son İleti: 24-02-2008, 22:49:10
  5. Sezer'den Erbakan yasasına veto
    Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 5462 Sayılı ''Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun''u bir kez...
    Yazan: Av.Dilek Kuzulu Yüksel Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 0
    Son İleti: 10-03-2006, 19:48:19

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.