Merhabalar,
Aşağıda ki hususta yorum ve önerilerinizi almak isterim. Mümkünde yol gösterecek makale ve Yargı kararları paylaşmanızı rica ediyorum.

Olay özetle : Özel bir firmada İşveren Vekili, işçiyi işten çıkarabilmek amacıyla mobbing uygulamakta, rastgele hususlarda disiplin cezası uygulayarak süreci devam ettirmektedir. Bu süreçte işçiye şöyle bir savunma talep yazısı tebliğ edilerek savunma talep edilmiştir. "xxxxx tarihli savunma yazınızdaki hakaret içeren beyanlarınız hakkında yazılı savunmanızı 3 iş günü içerisinde iletmenizi rica ederim." Akabinde "yazılı kınama cezası verilmiştir" şeklinde süreci tamamlamıştır. Tabi ortada hakaret yok. Savunma dokunulmazlığı umursanmıyor.

Konu Cumhuriyet Savcılığına TCK 267 anlamında değerlendirilmek üzere intikal ettiğinde savcılık makamı, olgu isnadının TCK kapsamında suç olarak değerlendirilemeyeceği, ancak "haksız fiil" olması sebebiyle Mobbing davasına konu edilebileceği gerekçesiyle kovuşturmama kararı vermektedir. Konuyu Anayasa Mahkemesine götürme kararlılığındayım.

Anlamaya çalıştığım şeyler şöyledir;
TCK Madde 267 - (1) Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ....................................., işlemediğini bildiği hâlde, hakkında .................................................. ...ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

1- İşçiye disiplin cezası uygulamak için yetkili makam işyerinde ki disiplin amiri yada kuruludur. Bu bağlamda; "Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak," ifadesinde geçen makam olarak kabulü mümkün müdür? Yoksa illa ki Savcılık Makamı mı anlaşılmalıdır? Savcılık makamının disiplin cezası uygulamak gibi bir görevi yoktur. Benim kanaatimce, Yetkili Makam olarak işyeri disiplin amir yada kurulu olarak anlaşılması önünde bir engel olmadığı yönündedir.
2- "hakaret içeren beyanlarınız" ifadesinde "olgu isnadı" şartları oluşmuş mudur? Benim kanaatimce oluşmuştur ama reel hukukta ki tecrübelerinizden faydalanmak isterim.
3- Ortada "hakaret" suçu yokken, işçiye disiplin suçu uygulanabilecek böyle bir "olgu isnadı" İftira suçunu oluşturur mu? Benim kanaatimce oluşturur ama savcılık makamının bu yöndeki gerekçesini inceleyip, anlayabilmek için tecrübelerinizden faydalanmak isterim.
4- Olgu isnat ederek iftira atan işveren vekili "iş sözleşmesi kapsamında işveren adına iftira attım" diyerek sorumluluktan kurtulabilir mi?
5- İşveren yada vekilinin canı istediğinde işçiye "iftira" atmasının TCK anlamında suç teşkil etmeyeceği görüşü bana mantıklı gelmemektedir. Bu görüşün kabulü halinde bir gün bir işveren veya vekili çıkıp, " parasıyla değil mi? dediğinde biz işçilerin durumu ne olacaktır.

Yorum ve önerileriniz için şimdiden teşekkür ediyorum.

Saygılarımla...