Yaklaşık on gün kadar önce ilahiyatçı Prof. Yaşar Nuri Öztürk, Uğur Dündar ve Müjdat Gezen'in katıldığı bir televizyon programında Yaşar Nuri Öztürk'ün bana çok ilginç gelen düşüncelerine tanık oldum:
1- Ezanın hoparlörle değil de müezzin tarafından minareye çıkılıp bağırarak okunması gerektiğini savunuyordu. Buna gerekçe olarak da namazla ilgisi olmayanların rahatsız edilmemesi gerektiğini ileri sürdü. Uğur Dündar'ın bu şekilde okunan ezan sesinin yeterince duyulmayacağını belirtmesi üzerine herkesin saati olduğunu, namaz kılacak olanların bu saatleri zaten bildiğini söyledi.
2- Namazı para ile kıldıran birisinin arkasında kılınan namazın namaz olmadığını, sadece cami içerisinde birtakım bedeni hareketler yapmak olduğunu söyledi. Yani imamların devletten maaş aldığından bahisle bunların kıldırdıkları namaz caiz değilmiş.
Ben kendimi bu tür konularda yorum yapacak kadar bilgili hissetmediğim için hiçbir yorum yapmıyorum. Ancak söylediklerini oldukça ilginç buldum. Eğer söyledikleri doğru ise şimdiye kadar okunan ezanlar doğru okunmamış oluyor. Ayrıca camide kılınan namazlar da geçerli değil.
Kendisi bir ilahiyat profesörüdür. Benim kendisinin söylediklerine karşı çıkacak ya da onaylayacak bilgim olmadığı için bir yorum yapmıyorum. Yorumu bu konuda bilgisi olanlara bırakıyorum.
O halde en değerli parti bizim parti. Şimdiye kadar hiç bir zaman %1 e ulaşamadık
Şenol Bey,
Siz konuyu parti bazında ele almışsınız ancak ben genel olarak sol ve sağ olarak ele almıştım.
Herkesin bildiği gibi 1923 ten 1950 lere kadar ülke CHP tarafından yönetildi.
Türkiye'de sağın oyu neden solun oyundan daha fazla?
Cumhuriyetin ilk yıllarında kalkınma hamlesinin öncüsü olan Köy Enstitüleri, babası da bir toprak ağası olan Adnan Menderes gibilerin işlerine gelmediği için kapatıldı. Sol, din düşmanı, komünist, servet düşmanı olarak tanıtıldı ve bunda da başarılı olundu. İlk kez o dönemde din siyasete alet edildi. Eğer Köy Enstitüleri kapatılmasa idi ülkedeki durum çok daha farklı olacaktı. Tek sebep bu değil tabi ama başlıca sebep bu diyebilirim.
Ülkemizde sol daima yurtsever, antiemperyalist ve ülke zenginliğinin hakça paylaşılmasından yana olmuştur. Sağ ise genellikle başta ABD olmak üzere emperyalist ülkelerin uşaklığını yapmıştır.
Hiç kimse bu durumun yalan ya da yanlış olduğunu savunamaz. Çünkü tarih yalan söylemez.
Hayır, Türkçe ezana, "ezanla işi olan" namaz kılan pekçok kişide olumlu bakıyor. Bu kişilerin sayısının az olması önemli değil. Ama evet maaleseftir ki caminin çıkışında anket yapılsa çoğunluk olumlu bakmaz.
Kanun Atatürk zamanı çıkmış bir kanun. (1925).
Düzgün, doğru çeviri ilk kez cumhuriyet döneminde yapıldı. Öncekiler kaynak olacak kadar kapsamlı çalışmalar değil. Bu yüzdendir ki kuran ayet sitelerinde, mealler arasında Şirazlı Muhammed'in çevirisi olmaz.
Neden maalesef?
Gerçek bu "maalesef".
Çoğunluk diyorsunuz da, siz tek bir kişinin "Türkçe olsun" diyeceğine inanıyor musunuz?
Onu demesi için oraya birini koymadığınız sürece bunu bulamazsınız.
Kanun Atatürk zamanı değil. 30 Aralık 1925'te çıkartılmış. Bilin bakalım o zaman kanun çıkartma makamında kim varmış? Evet, kendisi varmış. Cumhurbaşkanlığına hazırlanırken bu kanunu da ihmal etmemiş.
Şîrazlı Muhammed'in olmaz çünkü onu da günümüze tercüme etmek gerek. Dil o kadar değiştiriliyor ki, ben çocuklarımla anlaşmakta zorlanıyorum. Bırakın onu, şu anda o bahsettiğiniz çeviri dahi anlaşılmaz olmuştur, yenileri yapılmıştır. Zira özellikle bir arala TDK, dilimizi yok etmek için elinden geleni yaptı. birkaç eski kelime yerine geçen yeni kelimeler ile dilimiz "zenginleştirildi". Biraz daha devam etseydi her halde her kelime yerine geçecek "miyav" diye bir kelime ile dilimiz zenginleştirilecek ve biz de birbirimizle "miyav miyav" diye anlaşacaktık. Allahtan o kadar uzun sürmedi. Ufak tefek sıyrıklarla atlattık.
Bu konudaki "misal"lerden biri, "örnek" kelimesidir. "numune", "misal", "model" kelimelerinin yerine gelmiş bu tek kelime. Böylece 3 kelime 1'e inerek dilimiz zenginleşmiş.
Siz konuyu parti bazında ele almışsınız ancak ben genel olarak sol ve sağ olarak ele almıştım.
Herkesin bildiği gibi 1923 ten 1950 lere kadar ülke CHP tarafından yönetildi.
Türkiye'de sağın oyu neden solun oyundan daha fazla?
Cumhuriyetin ilk yıllarında kalkınma hamlesinin öncüsü olan Köy Enstitüleri, babası da bir toprak ağası olan Adnan Menderes gibilerin işlerine gelmediği için kapatıldı. Sol, din düşmanı, komünist, servet düşmanı olarak tanıtıldı ve bunda da başarılı olundu. İlk kez o dönemde din siyasete alet edildi. Eğer Köy Enstitüleri kapatılmasa idi ülkedeki durum çok daha farklı olacaktı. Tek sebep bu değil tabi ama başlıca sebep bu diyebilirim.
Ülkemizde sol daima yurtsever, antiemperyalist ve ülke zenginliğinin hakça paylaşılmasından yana olmuştur. Sağ ise genellikle başta ABD olmak üzere emperyalist ülkelerin uşaklığını yapmıştır.
Hiç kimse bu durumun yalan ya da yanlış olduğunu savunamaz. Çünkü tarih yalan söylemez.
Hakkari, Şemdinli'nin filan dağ köyünden bir çoban bile bu gerçekleri görebilirken bazı sözde profesörlerin bile bu gerçekleleri görememesi düşündürücüdür.
Siz konuyu parti bazında ele almışsınız ancak ben genel olarak sol ve sağ olarak ele almıştım.
Herkesin bildiği gibi 1923 ten 1950 lere kadar ülke CHP tarafından yönetildi.
Türkiye'de sağın oyu neden solun oyundan daha fazla?
Cumhuriyetin ilk yıllarında kalkınma hamlesinin öncüsü olan Köy Enstitüleri, babası da bir toprak ağası olan Adnan Menderes gibilerin işlerine gelmediği için kapatıldı. Sol, din düşmanı, komünist, servet düşmanı olarak tanıtıldı ve bunda da başarılı olundu. İlk kez o dönemde din siyasete alet edildi. Eğer Köy Enstitüleri kapatılmasa idi ülkedeki durum çok daha farklı olacaktı. Tek sebep bu değil tabi ama başlıca sebep bu diyebilirim.
Ülkemizde sol daima yurtsever, antiemperyalist ve ülke zenginliğinin hakça paylaşılmasından yana olmuştur. Sağ ise genellikle başta ABD olmak üzere emperyalist ülkelerin uşaklığını yapmıştır.
Hiç kimse bu durumun yalan ya da yanlış olduğunu savunamaz. Çünkü tarih yalan söylemez.
Bana da komik gelir bu durum
Sağ zenginlerin, sol ise fakirlerin partisi olmalı iken en güzel örnek İstanbul'dur; solun zengin semtlerden sağın ise fakir semtlerden oy aldığını görürüz. Solun bana göre en büyük sorunu, dine karşı olmasıdır. İslama inanan insanlar, dine düşman olduğunu düşündükleri bir partiye oy vermek istemezler. Sol ise eline her fırsat geçirdiğinde, bu insanların bu fikirlerini pekiştirecek icraatler yapar. Müslüman olmayı suç gibi gösterir.
Ama sanılmasın ki falanca parti doğru şeyler yaptı diye düşünüyuorum.
Ben şahsen, %1'in üstünde oy alan bir partiye güvenmem - inanmam
Zaten şu andaki demokrasiye de inanmam.
Çok sevdiğim birisi var, Milletvekili olsun isterim, X partisinden aday olmuş, onu üçüncü sıraya koymuşlar. Birinci ikinci sırada ise hırsızların ve sahtekarların önde gidenleri var. Ben bu sevdiğime oy verecek olsam, o hırsızları seçmiş olacağım. Belki üçüncü sıradaki benim sevdiğim adam gitmeyecek bile meclise. Hani demokrasi insanın istediğini seçmesi idi?
Demokrasinin şu andaki uygulanışı, kırk katır mı kırk satır mı yöntemi
İnsanların sağ ya da sol görüşe sahip olmaları şu veya bu partiye oy vermeleri sadece maddi durumları ve dini inançlarına bağlı değildir.
Bunda eğitim, akıl, zeka, mantık yürütebilme, ülkede olan olayları görme, dinleme, anlama, doğru bir şekilde değerlerdirebilme yeteneği, kendisinin ve ülkesinin çıkarlarını koruyabilme yetisi (şahsi çıkarcılık hariç) vb gibi pekçok faktör önemlidir.
Vay babam memlekette 2002 öncesi Türkiyeyi özleyen ne çok aydın varmış valla biz hiiiiiiç özlemiyoruz size uğurlar ola selametle gidin önümüz 29 ekim şöyle 1923'e kadar gidebilirsiniz ıslıkla onuncu yıl marşını da söyleye söyleye gidin (o rekor denemesi ne oldu hakket takip edemedim) ne diyordunuz o marşta sahi? "Türk önde Türk ileri"
Elinde bayraklarla yürüyen kadınları görünce "Ne vınaklıyo bunlar len..." diye kızar.
"Haberleri" sevmez.
O "Ti-Vi eğlence programına" bakar.
Dünyada neler olup bittiği konusunda, bildiği tek dış politika yorumu "İngiliz yaman olur" görüşüdür.
Kitap okumaz.
Çok da gerekiyorsa "Bi bakıver kitap ne diyor?" diye sorduğu bir "hoca"sı vardır.
Gazete bilmez.
İlgi duyduğu tek gazete, turşu kavanozlarının altına serdiği geçen senenin gazetesidir.
Liderlerle ilgili en kapsamlı düşüncesi "Müslüman adam", demokrasi ile ilgili tek fikri ise "Çalsın ama iş yapsın"dır.
Sonra göbeğini kaşır...
İşte; Tayyip Erdoğan’ın bir anda "Her şey için sandık" derken, güvendiği adamdır o...
Büyük kentlerde her partiden, her yaştan, her meslekten, her görüşten, her kesimden milyonlar meydanlara dökülürken... Eski-şimdiki cumhurbaşkanları, üniversiteler, akademisyenler, yüksek mahkemeler, askerler, sivil demokratik örgütler "endişelerini" dile getirirken... Dünya medyası "Türk halkı siyasi İslam’a dur dedi" kanaatine varırken...
Tayyip Erdoğan’ın güvendiğidir o:
Göbeğini kaşıyan adam...
Atatürk’ün kızları al bayraklarla yürürken, bu ülkenin aydınlık yüzlü erkekleri meydanları doldururken, çocuklar annelerinin-babalarının elini tutup yarınlarına şimdiden sahip çıkmaya kalkarken...
Göbeğini kaşıyan adam uzakta bıyık altından güler.
Ve sandık ortaya konulduğunda...
Göbeğini kaşıyan adamın dediği olur.
Çünkü demokrasi, bilinçte aşağı-yukarı eşit insanların rejimidir. Bir toplumun çoğunluğu "göbeğini kaşıyan adam" ise, orada demokrasi olmaz, olamaz...
Tayyip Erdoğan işte ona güvenir:
Göbeğini kaşıyan adama...
Konu Hakkarili Arzuhalci tarafından (27-10-2015 Saat 19:21:37 ) de değiştirilmiştir.
Diyorum ya hep nostalji akmayan çeşme, kesilen elektirik, kuyruklar, kıtlıklar karaborsalar geçmişte kaldı mirim biz o yıllara dönmek istemiyoruz eskileri çok seviyorsanız açın youtubeyi eski Türkiye yazıp çıkan videoları izleyip hasret giderin.
"Einstein’ın bir lafı var; şartlar aynıyken farklı sonuç beklemek geri zekalılıktır. Aynı tablo çıkacak. Defalarca seçim kaybetmiş Kemal Kılıçdaroğlu ile seçim zaferi bekleniyorsa, burada bir problem var demektir. Ya da defalarca seçim kaybetmiş Devlet Bahçeli ile seçim zaferi bekleniyorsa, burada da bir problem var demektir." YILMAZ ÖZDİL Tarih 26.10.2015... Şimdi dediği üzerinden gidelim; bugünkü muhalefet partileri 2002 den önceki iktidar ortakları liderleri de o günkü bitmiş tükenmiş çaresiz ümitsiz Türkiye'de görevdeydiler aynı şahıslar aynı partilerle bugün neyi değiştirecekler eşek bile çukura bi defa düşer yahu.
Gelişmenin cumhuriyet dönemindeki kadar ivme kazandığı başka dönem var mı? 2002 ve öncesinde sanarsın sol partiler iktidar. Yine aynı kafa hep iktidardaydı. Ayrıca "akmayan çeşme, kesilen elektrik, kuyruklar, kıtlıklar karaborsalar..." yine var, tam gaz devam. Üstüne birde sizlerin göremeyeceği soyut şeyler var kaybedilen. Fikir ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, kadın erkek eşitliği, Atatürk ilke ve inkilapları, ulus millet bilinci... Baştakiler Türklükten, Türk kelimesinden rahatsız oluyorken yandaşlarının "Türk önde Türk ileri" sözlerinden rahatsız olması normal tabi.
Son günlerde yoğun şekilde Ergenekon çetesinden bahsediliyor. Gazeteler bangır bangır bağırıyor, ama "bizim ulusalcılar" bu işe ne diyor merak ettim....
Yazan: Av.Abbas Bilgili Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Âî-1-õ, ìû çäåñü íå äëÿ øóòîê, à äàáû ïîäûìàòü áàáëî. Ó íàñ ıïè÷íûå çàäàíèÿ ïî şòóáó, îòçûâàì è ïğîãîëîñîâàòü äëÿ òåáÿ íå ñîñòàâèò òğóäà. Ïàëüöû â...
Vasi ataması hk.