TEMEL HAK VE HÜRRİYET KAVRAMI
VE
TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN SINIFLANDIRILMASI VE SINIRLANDIRILMASI



I. TEMEL HAK VE HÜRRİYET KAVRAMI

‘’Temel hak ve hürriyetler’’ insan haklarının pozitif hukuk tarafından tanınmış, düzenlenmiş, ırk, dil, din gözetmeksizin tüm insanların yararlanabildikleri aynı zamanda kamu hürriyetleri, kişi hak ve hürriyetleri, insan hakları v. b karşılığında kullanılan bu kavramı, anayasa tarafından tanınmış ve güvence altına alınmış haklar şeklinde tanımlayabiliriz.

Temel hak ve hürriyet anlayışlarına baktığımızda iki önemli görüş bulunmaktadır. Bunlar; ‘’insan, sırf insan olmaktan dolayı, doğuştan bazı hak ve hürriyetlere sahiptir.’’ Sözleriyle ifade edilen İnsanın sahip olduğu haklar, devletten önce gelir; bu haklar insana devlet tarafından verilmemiştir; dolayısıyla bu hak ve hürriyetlere devlet dokunamaz anlayışını savunan Tabii hak anlayışı ‘’ ve hukukun tanımadığı ve korumadığı bir temel hak ve hürriyetin bireylere sağlayabileceği herhangi bir güvence yoktur’’ görüşünde olan Pozitivist hak anlayışıdır.

Nitekim Anayasamızda temel hak ve hürriyet kavramı; ‘’ Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.’’ şeklinde tanımlanmıştır.

II. TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN SINIFLANDIRILMASI

Temel hak ve hürriyetler, çeşitli bakımlardan sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırma;
Kişinin devlet tarafından dokunulamayacak ve aşılamayacak özel alanının sınırlarını çizen olumsuz statü hakları, kişi adına devlete belirli ödevler yükleyen olumlu statü hakları, siyasi iktidarın kullanılmasına katılmayı sağlayan aktif statü hakları, olmak üzere üçe ayrılmaktadır.

1. Olumsuz Statü Hakları

Devlet temel hak ve hürriyetleri tanırken bazı hakları belirtmek ve o alana müdahale etmemekle o hakkı sağlamış olur, bu haklar bireyi iktidara karşı korumaktadır. Bu haklar devlete, negatif bir tutum, sadece karışmama, “gölge etmeme” ödevi yüklerler. Bu haklar kişiyi devlete ve topluma karşı koruyan haklar olduğu için bu haklara “koruyucu haklar” da denir. Kişi güvenliği düşünce özgürlüğü din ve vicdan hürriyeti konut dokunulmazlığı gibi haklar olumsuz statü haklarındandır.

2. Olumlu Statü Hakları

Olumlu statü haklarında, devlete sosyal alanda bir takım ödevler yüklenir. Bireye devletten olumlu bir davranış, bir hizmet ve yardım isteme imkanı tanıyan haklarla kişiye devletten bir şey istemesi hakkı verilmiştir. Anayasamızın ikinci kısmının üçüncü bölümünde sayılan; Sosyal güvenlik hakkı eğitim ve öğrenim hakkı sağlık hakkı konut hakkı gibi haklar olumlu statü haklarını oluşturmaktadır.

3. Aktif Statü Hakları

Bireyin, devlet yönetimine katılmasını ve bireyin kendi tercihleriyle yönetimi şekillendirebilmesini sağlayan haklara aktif statü hakları veya siyasi haklar denilmektedir.
Seçme ve seçilme hakkı siyasi faaliyetlerde bulunma hakkı, dilekçe hakkı bu tür haklardandır.


III. TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN SINIRLANDIRILMASI

Devletin ve toplumun var olabilmesi ve sürekliliğinin sağlanması için hürriyetlerin sınırlandırılması kaçınılmaz bir zorunluluk teşkil etmektedir. Ancak bu sınırlandırma keyfilikten uzak gerçekten gerekli durumlarda olabilecek şekilde meydana gelmelidir.

Anayasamız, temel hak ve hürriyetleri sınırlandırmaya yönelik şartlar getirmiştir. Bu şartlar doğrultusunda; belli sebeplere dayanarak, ölçülülük ilkesine ve anayasanın sözüne ve ruhuna uymak kaydıyla, öngörüldüğü amaç dışında kullanılmama şartıyla, ek şartları öngörülmesiyle, yasama organı tarafından çıkarılan kanunla temel hak ve özgürlükler sınırlandırılabilmektedir.


IV. OLAĞANÜSTÜ HALLERDE TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN SINIRLANDIRILMASI


Savaş hali, iç kargaşa, doğal afetler gibi olağanüstü haller, genellikle toplum hayatını, hukuk düzenini ve kişilerin hak ve hürriyetlerini büyük ölçüde etkiler. Bazı temel hak ve hürriyetler olağan dönemlerde söz konusu olmayacak ölçüde sınırlanabilir; hatta tümüyle hakkın kullanılması durdurulabilir.

Anayasamızın, konuya ilişkin 15. Maddesinde temel hak ve hürriyetlerin durdurulmasının dört adet şartı olduğu görülmektedir. Bu şartlar doğrultusunda; Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerden biri mevcut olmalı, temel hak ve hürriyetlerin durdurulması sırasında milletler arası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemeli, bu sınırlandırma ancak durumun gerektirdiği ölçüde olmalı, çok önemli hak ve ilkelerden oluşan çekirdek alana dokunma yasağı çiğnenmemedir.

Olağanüstü hallerde bile korunması gereken, dokunulmaz hak ve ilkeler vardır. Savaş hukukuna uygun filler sonucu meydana gelen ölümler ile, ölüm cezalarının infazı dışında, kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulmaz. Kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz. Suç ve cezalar geçmişe yürütülemez. Suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılmaz.