+ Konuyu Yanıtla
1 den 2´e kadar toplam 2 ileti bulundu.

Konu: Ölümlü Trafik Kazası

Ölümlü Trafik Kazası Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Jan 2015
    Nerede
    HATAY
    İletiler
    1
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Ölümlü Trafik Kazası

    bu konuda bana yardımcı olmanızı ümit ediyorum biz 7 kardeşiz annem ve babam vefat etmiş durumda 2014 kasım ayında ise abımı trafik kazasında kaybettim ve haliyle sigorta şirketinde yasalar gereği müracaatımı yaptım bedeni hasar dosyası oluşturdular ve 1 hafta sonra tarafıma dönüş yaptılar dosya kapandı ve bana anne ve baba hayata olmadığı için herhangi bir ödeme yapamayacaklarını söylediler şimdi biz ölen abimin variscileri olarak bizi bir kez daha sıkıntıya koydular ölen abim şimdi herhangi bir hiç uğruna mı gitti o zaman bizde abimizi geri isteyelim sigortada abimin kalan borçalarını biz varisçiler olarak ödedik almaya gelince 1 derece oluyor uzda vermeye gelince mi 2 derece devlet bana abimden dolayı ölüm izni ve ölüm parası yatırıyor ama sigorta şirketi 2 derece olduğum için benim dosyamı ne hakla kapatıyor nasıl bir yol izlemem gerekiyor ne yapmam lazım
    Bu konuda yardımlarınızı bekliyorum bir vatandaş olarak

    Saygılarımla,

    İyi çalışmalar.


    AŞAĞIDAKİ YARGITAY KARARINA GÖRE TRAFİK SİGORTASI POLİÇE BEDELİNİ SİGORTA ŞİRKETİNDEN ALABİLİRSİNİZ. BU EMSAL KARARI AVUKATINIZA GÖTÜRÜN BU EMSAL KARARI DELİL OLARAK DOSYAYA KOYUP DAVA AÇABİLİR.
    EĞER AVUKATINIZ OLMAZ DERSE BANA ULAŞIN YARDIMCI OLAYIM SİZE..
    BAŞINIZ SAĞOLSUN.....



    Hukuki NET Güncel Haber

    Ölümlü Trafik Kazası konulu yargıtay kararı ara
    Ölümlü Trafik Kazası konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Sep 2007
    Nerede
    ankara
    İletiler
    3.294
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Ölümlü Trafik Kazası

    • T.C. YARGITAY
    • Hukuk Genel Kurulu
    • Esas: 2012/17-215
    • Karar: 2012/413
    • Karar Tarihi: 27.06.2012
    DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI DAVASI – DESTEĞİN SÜRÜCÜ OLDUĞU ARAÇTA KUSURU SONUCU MEYDANA GELEN TRAFİK KAZASI SONUCU VEFAT ETMİŞ OLMASI – ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTACISINI HASIM GÖSTEREREK DAVA AÇILABİLECEĞİNİN KABULÜ
    ÖZET: Yerel mahkemece, davacıların, desteklerinin sürücü olduğu araçta kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu vefat etmiş olması nedeniyle, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek dava açabileceklerinin kabulü sonucu itibariyle doğru olup; açıklanan gerekçelerle yerel mahkemenin bu yöne ilişkin direnme kararı yerindedir. Ne var ki, Özel Daire’ce tazminat miktarına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun olup; davalı A… Sigorta A.Ş. vekilinin tazminat miktarına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın onyedinci hukuk dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    (2918 S. K. m. 85, 86, 91, 92) (818 S. K. m. 41, 44, 45, 51) (1086 S. K. m. 440) (YHGK. 15.06.2011 T. 2011/17-142 E. 2011/411 K.) (YHGK. 20.04.2011 T. 2011/17-34 E. 2011/216 K.) (YHGK. 21.04.1982 T. 1979/4-1528 E. 1982/412 K.) (YİBGK. 06.03.1978 T. 1978/1 E. 1978/3 K.) (YHGK. 30.11.2005 T. 2005/4-648 E. 2005/691 K.)
    Dava: Taraflar arasındaki <destekten yoksun kalma tazminatı> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadınhanı Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen davanın kısmen kabulüne dair 07.04.2008 gün ve 2004/187 E., 2008/44 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar ve davalı A… Sigorta A.Ş. vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onyedinci Hukuk Dairesi’nin 24.12.2009 gün ve 2008/5356 E., 2009/8913 K. sayılı ilamı ile,
    (…Davacılar vekili dava dilekçesinde, davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi bulunan araç ile seyreden müvekkillerinin murisinin diğer davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu araçlarla çarpışması sonucu öldüğünü, müvekkillerinin murisin desteğinden yoksun kaldığını ve manevi yönden üzüntü duyduklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 6.000 YTL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile tüm davalılardan, davacı eş için 2.000 YTL, çocuklar için 1.000’er YTL’den toplam 5.000 YTL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı A… Sigorta A.Ş. dışındaki davalılardan tahsilini talep etmiş; 25.10.2005 tarihli oturumda davalı Ali hakkındaki davasından vazgeçtiğini beyan etmiş, 06.06.2007 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 15.749 YTL daha artırarak toplam 21.749 YTL’nin davalılardan tahsilini istemiştir.
    Davalı A… Sigorta A.Ş. vekili, trafik sigortasının 3. kişinin zararını karşıladığını, davacıların murisinin 3. kişi olmayıp, bizzat müvekkil şirkete trafik sigortalı aracın sürücüsü olduğunu, kimsenin kendi kusuruna dayanarak tazminat talep edemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı A., traktörü olaydan önce sattığını, işleteni olmadığını, kusuru, hasarı kabul etmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Davalılar S. A., M. ve A. vekilleri, müvekkili A.’a ait sürücüsü M. olan aracın kazaya karışmadığını, kusuru, hasarı kabul etmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacı Y.’in maddi tazminat davasının kabulü ile 21.749 YTL destekten yoksun kalma tazminatının davalı A… Sigorta A.Ş. yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere 6.000 YTL’lik kısmı için dava tarihinden, 15.749 YTL’lik kısmı için ıslah tarihinden davalı S.A. yönünden olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile bu davalılardan tahsiline, davacı Y.’in çocukları R., M. R. ve M. H.’ya velayeten açtığı maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, davacıların manevi tazminat talebinin kabulü ile 5.000 YTL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı S.A.’den tahsiline, davalı A. hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, davalı A. ve M. hakkındaki davanın esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı A… Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm, davalı sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Davalı sigorta şirketi vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, <işletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur>, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, <bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara olacağı>, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, <işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurdan kendi kusuru gibi sorumludur.> hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının AT maddesinde de, <sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder> şeklinde ifade edilmiş, 86. maddesinde ise, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilememiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur hükmü ile işletenin ve dolayısıyla onun sorumluluğunu üstlenen zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluktan kurtulma halleri düzenlenmiştir.
    BK’nın 44. maddesi hükmüne göre ise, zarar gören taraf zararın doğmasına veya zararın artmasına sebep olmuş ise hakim zarar ve ziyan miktarını tenkis yahut zarar ve ziyan hükmünden sarfınazar edebilecektir.
    Diğer yandan aynı Kanun’un 92. maddesinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı dışında kalan hususlar sıralanmış olup, 92/a maddesinde <işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltilebileceği talepler 92/b maddesinde ise işletenin eşinin usul ve füruunun kendisini evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerinin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamı dışında kaldığı belirtilmiştir. Keza bu maddeye paralel olarak Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-3 maddesinde teminat kapsamı dışında kalan hususlar düzenlenmiştir.
    Talep edilen destek zararı, ölenin değil 3. kişilerin üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yolu ile meydana gelen zarardır.
    Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerde işletenin, yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığı açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmaları mümkün değildir. BK’nın 44/1. maddesi hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesine dayanmaktadır. Zararın artmasına veya doğmasına sebep olan kişi sonuçlarına kendisi katlanmalıdır. Borçlar Yasası 51/2 maddesi hükmüne göre de öncelikle haksız fiil sorumlusuna zararın tümü yüklenmiş bulunmaktadır. Diğer bir deyişle, nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenlerin de etkilediği kabul ediliyorsa desteğin kusurlu davranışları da aynı şekilde destek görenlere yansır.
    Hal böyle olunca Borçlar Yasası 44. madde hükümlerine göre işletenin destek sağlayan kişiye karşı ileri sürebileceği def’ileri, destekten yoksun kalanlara karşı da ileri sürebilecek olmasına göre işleten dolayısı ile sigorta zararın oluşumunda sürücünün de birlikte kusurlu olduğunu ileri sürebilecektir.
    Somut olayda davacıların miras bırakanı İ.’in kullandığı araçla diğer davalılar A.’nin işleteni, S.A.’nin sürücüsü olduğu aracın karıştığı kazada İ. hayatını kaybetmiş olayda davacıların miras bırakanı %25, karşı araç sürücüsü S.A. %75 oranında kusurludur.
    Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkelere göre İ. yönetimindeki aracın işletenine atfedilecek işletme kusuru bulunmadığına, işleten ve onun sorumluluğunu üstlenmiş zorunlu mali sorumluluk sigortacısının tazminatla sorumlu tutulması mümkün olamayacağına göre, davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine, davalı S.A.’nin %75 kusuru oranında sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiştir…)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Temyiz Eden: Davalı A… Sigorta A.Ş. vekili
    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Karar: Dava, davalılardan sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalanan aracın sürücüsü olan davacıların desteklerinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; davacılar ve davalı sigorta şirketi vekillerinin temyizi üzerine Özel Daire’ce yukarıya metni aynen alınan gerekçe ile hüküm bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme kararını, davalı sigorta şirketi vekili temyize getirmiştir.
    Bozma ve direnme kararlarının kapsamı itibariyle; davalı şirketin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın sürücüsü olan davacılar murisinin meydana gelen trafik kazasında öldüğü; eldeki tazminat davasının, ölenin mirasçıları tarafından destekten yoksun kalmaya dayalı olarak açıldığı, davacıların üçüncü kişi konumunda oldukları, sürücünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda açık bir düzenleme bulunmadığı yerel mahkeme ile Özel Daire arasında uyuşmazlık konusu değildir.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, araç sürücüsünün kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası neticesinde ölümü sonucu onun desteğinden yoksun kalanların aracın işleteninden, dolayısıyla onun hukuki sorumluluğunu üzerine alan davalı sigortacıdan tazminat isteyip, isteyemeyecekleri noktasında toplanmaktadır.
    Öncelikle uyuşmazlığa ilişkin hukuki kavram ve kurumlar ile ilgili mevzuatın irdelenmesinde yarar vardır:
    İşleten ve araç işleticisinin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’nun 85. maddesinde düzenlenmiştir.
    <İşleten ve Araç İşleticisinin Bağlı Olduğu Teşebbüs Sahibinin Hukuki Sorumluluğu> başlıklı söz konusu maddenin 1. fıkrasında; <Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.> hükmü, aynı maddesinin son fıkrasında <İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.>
    hükmü yer almaktadır.
    Bu düzenlemenin hukuki nitelikçe hangi sorumluluğa ilişkin bulunduğuna gelince;
    Özellikle endüstri devrimiyle birlikte ortaya çıkan teknik buluşlar ve makineleşme zarar tehlikesini arttırmış ve artan bu zarar tehlikesini önlemek için kusura dayanan sorumluluğun her zaman yeterli olmayacağı öngörülerek tehlikeli faaliyette bulunanların sebep oldukları zararları gidermesi kabul edilmiştir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 449 vd.).
    Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluk bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, a.g.e., s. 631 vd.; Ahmet M. Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd.).
    2918 sayılı KTK’nın 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
    Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
    Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş’ ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de bu husus kabul edilmektedir (S. Ünan, <Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007>, s. 1180).
    Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
    Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
    Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.[/B][/B][/B]

    Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi, 2918 sayılı KTK’nın 92/b maddesinde yer alan <İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna> ilişkin hükümdür.

    Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından sadece, tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.

    Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.

    Hem bu olgu ve hem de Yasa’nın kapsam dişiliğini düzenleyen 92. maddesinde araç şoförünün desteğinden yoksun kalanların isteyebileceği tazminatların kapsam dışı olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmediğinden, sürücünün desteğinden yoksun kalanların üçüncü kişi olduğunun kabulü gerekir ki, zaten bu hususta yerel mahkeme ile Özel Daire arasında bir görüş ayrılığı da söz konusu değildir. Doktrinde de sürücünün desteğinden yoksun kalanların üçüncü kişi olduğu kabul edilmektedir (Bkz. Dr. Ergün A. Çetingil ve Prof. Dr. Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı-2007, s. 1172 vd.; Dr. S. Arkan, Sigorta Hukuku Dergisi C. 1, Sayı 3-4, s. 260).

    Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölüm veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.

    Nitekim, Hukuk Genel Kurulu’nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E., 2011/411 K. sayılı ve 20.04.2011 gün ve 2011/17-34-216 E., K. sayılı ilamlarında, mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün veya işletenin mirasçılarının açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasında, Kanunun kapsam dişiliği düzenleyen 92. maddesinde, araç şoförünün desteğinden yoksun kalanların bedensel zararlara ilişkin isteyebilecekleri tazminatların kapsam dışı olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmediği ve sürücünün desteğinden yoksun kalanların üçüncü kişi olduğu kabul edilerek zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat talep edebilecekleri kabul edilmiştir.


    Öte yandan, 2918 sayılı KTK’nın 92/a maddesinde yer alan <İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna> ilişkin hükmü üzerinde de durulmalıdır.
    Vurgulamakta yarar vardır ki, bu hüküm işletenin eyleminden sorumlu olduğu kişilere yönelik kendi zararına dayalı talepleri noktasında önem arz etmektedir. Salt sigorta şirketinin dava edildiği ve üçüncü kişinin zararının söz konusu olduğu durumlarda bu hükmün uygulama alanı bulamayacağı açıktır.
    Eldeki davada, sürücünün başkasına ait araçla kusuruyla karıştığı kazada ölümü sonucu onun desteğinden yoksun kalınması davanın sebebini teşkil etmekte; sürücünün yakınları davalı sigortacıdan zorunlu mali sorumluluk kapsamında destekten yoksun kalma tazminatı istemektedir.
    Hemen burada destekten yoksun kalma tazminatının hukuki niteliği üzerinde de durulmalıdır:
    Destekten yoksun kalma tazminatı, 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)’nun 45/11. maddesinde düzenlenmiş olup; <Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.> şeklinde hükme bağlanmıştır.
    Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
    Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nın 45/11. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
    BK’nın 45. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
    O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
    Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
    Diğer taraftan, Yargıtay içtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de:
    <Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu> hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E. – 2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
    Önemle vurgulanmalıdır ki, BK’nın 45/111. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK’nın 15.06.2011 gün ve 2011/17-142-411 E., K. ve 20.04.2011 gün ve 2011/17-34-216 E., K. sayılı ilamları).
    Yeri gelmişken, davacıların açıklanan sıfatı ve hukuki konumları karşısında, davacılar üzerinde doğan zararın niteliği belirlenmelidir:
    Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebine dayanak olarak gösterdikleri zarar; sürücünün ölümü sonucunda meydana gelmekle birlikte sürücü üzerinde doğan bir zarardan ayrı ve salt onun desteğinden yoksun kalınması olgusuna dayalı, mirasçılık sıfatıyla bağlı olmaksızın uğranılabilen bir zarardır. Böyle bir zararın sürücünün kendisinin sahip olacağı hakla bir ilişkisi olmadığı gibi, doğrudan sürücünün zararıyla bağlı ve onunla sınırlı bir zarar da değildir. Sürücünün ölümü zararı doğuran olay olmakla birlikte, zarar doğrudan üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalanlar üzerinde oluş-muştur. Buradaki zarar, mirasçıların salt bu sıfatla devraldıkları murislerinin uğradığı ve ondan intikal eden bir zarar da değildir.
    Hal böyle olunca; aracı kullanan şoförün kusuruyla meydana gelen kazada ölümü nedeniyle talep edilen destek zararının, ölenin değil üçüncü kişi durumundaki destek tazminatı isteklilerinin zararı olduğu kabul edilmelidir.
    Burada üzerinde durulması gereken diğer bir husus da; kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunan araç şoförünün bu kusurunun, zorunlu trafik sigortacısı aleyhine açılan davanın davacıları olan, üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalanlara karşı ileri sürülüp sürülemeyeceğidir.
    Bilindiği üzere, kural olarak zarar gören, sürücünün trafik kazasının oluşmasında kusurlu bulunması durumunda BK’nın 41. maddesine göre sürücüye, 2918 sayılı KTK’nın 85/1. maddesi hükmünce de motorlu araç işletenine karşı dava açabilecektir. Sürücü ile araç işletenin sorumluluğu BK’nın 51. maddesi anlamında dayanışmalıdır.
    Kural bu olmakla birlikte, dava açanların sıfatı, davanın hukuksal niteliği ve dayanağı, kusur durumunun davaya etkisinin belirlenmesinde etkilidir.
    Eldeki davada da talep, destekten yoksun kalma tazminatı olduğuna göre, bu tazminatın yukarıda açıklanan özellikleri gözetilerek işletenin ve sürücünün kusurunun davacıların haklarına ve dolayısıyla da taleplerine etkili olup olmayacağı da davanın bu niteliği gözetilerek çözüme kavuşturulmalıdır.
    Destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olsa idi doğrudan sürücünün veya onun sorumluluğunu üstlenen işletenin üzerinde doğup ondan mirasçılarına intikal edeceğinden, bu yöndeki savunmalar ölenin desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülebilecekti. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, destekten yoksun kalma tazminatına konu davacıların zararı, desteklerinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendileri üzerinde doğan zarardır. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez.
    Şu hale göre; sürücü murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.
    Eldeki davada da; davacıların desteği, sürücüsü olduğu araçta kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu vefat etmiş; davacılar, destekten yoksun kalan sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısını ve kazaya karışan diğer aracın işleten ve sürücüsünü hasım göstererek, destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat isteminde bulunmuş, kazaya karışan diğer aracın işleten ve sürücüsü hakkında verilen hüküm kesinleşmiştir.
    Davacıların üçüncü kişi konumunda oldukları hem mahkeme, hem de Özel Daire’nin kabulünde olduğu gibi, sürücünün ve onun sorumluluğunu üstlenen işletenin yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da, uyuşmazlık konusu değildir.
    Davacıların uğradıkları zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.
    Bu nedenledir ki, Özel Daire’nin davacıları üçüncü kişi kabul etmesine karşın, zararlarını ve buna bağlı tazminat haklarını muris üzerinde doğmuş bir hak olarak kabul etmesi ve bu kabul şekline göre vardığı sonuç kabul görmemiştir.
    Sonuç itibariyle:
    (Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı; dolayısıyla kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, araç şoförünün desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda sürücü kusurlu, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduklarına göre, davalı sigorta şirketinin zarardan sorumlu olduğu ve davacıların davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri oybirliğiyle kabul edilmiştir.
    Şu hale göre, yerel mahkemece, davacıların, desteklerinin sürücü olduğu araçta kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu vefat etmiş olması nedeniyle, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek dava açabileceklerinin kabulü sonucu itibariyle doğru olup; açıklanan gerekçelerle yerel mahkemenin bu yöne ilişkin direnme kararı yerindedir.
    Ne var ki, Özel Daire’ce tazminat miktarına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmemiştir.
    Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle DİRENME UYGUN OLUP; davalı A… Sigorta A.Ş. vekilinin tazminat miktarına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın ONYEDİNCİ HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 1086 sayılı HMUK 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.06.2012 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
    "BİR ÜLKEDE NAMUS ERBABI OLANLAR DA NAMUSSUZLAR KADAR CESUR OLMADIKÇA, O ÜLKE İÇİN KURTULUŞ UMUDU YOKTUR" İsmet İNÖNÜ
    NE ZULÜM, NE MERHAMET...SADECE ADALET...

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

karayolları trafik kanunu 3016

ölümlü trafik kazası ceza davasında müştekilerin talepleri

06.03.1978 tarih ve 19781 esas 19783 karar sayılı yargıtay içtihadı birleştirme büyük genel kurulu kararı

Forum

Benzer Konular :

  1. Ölümlü Trafik Kazası ve Trafik Sigortası
    Merhabalar, 26 Nisan 2014 tarihinde babam bir trafik kazasında hayatını kaybetti.(Haber için tıklayın) Yaklaşık bir haftadır onlarca avukat,...
    Yazan: Zebani Forum: Borçlar Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 05-05-2014, 18:30:17
  2. Ölümlü Trafik Trafik Kazası Sonucunda
    Merhabalar Herkese İyi Günler Önemli Bir Konu Hakkında Sizin Fikirlerinizi Almamız Gerek Biz Kaza Oldu Kazanın Oluş Biçimi Şöyle; ...
    Yazan: 1234567000 Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 8
    Son İleti: 16-02-2013, 04:30:30
  3. Ölümlü trafik kazası
    Babam 02.09.2010 tarihinde sürücüsü olmadığı hususi araç içindeyken düz yolda araç başka bir aracı sollarken kaza yaptı ve 7 metrelik uçuruma ters...
    Yazan: [Hüseyin] Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 03-11-2011, 12:11:28
  4. Ölümlü trafik kazası
    İyi günler değerli üyeler. Benim kardeşim yakın bir zamanda geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Kullandığı araç kendisine ait olup,...
    Yazan: batmaz03 Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 26-06-2011, 17:27:06
  5. Ölümlü trafik kazası
    Merhaba Avukat ve Avukat adayı arkadaşlar... önceki gece aracımla giderken arkadan gelen bir aracın önce bariyerlere sonra bana çarpması sonuzu kaza...
    Yazan: tonyukuk38 Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 09-11-2009, 23:20:19

İlgili Hukuk terimleri

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.