+ Konuyu Yanıtla
1 den 2´e kadar toplam 2 ileti bulundu.

Konu: Kira Artış Oranları

Kira Artış Oranları Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    May 2004
    Nerede
    istanbul, Türkiye.
    İletiler
    1
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Kira Artış Oranları

    MERHABALAR SORUNUMA ÖNERİ YADA ÇÖZÜM BULACAK YADA BULMAYA CALIŞACAK ARKADAŞLARA TEŞEKKÜR EDERİM BİR YIL EVVEL 100 EURO KİRA İLE GİRDİĞİM EV İLE İLGİLİ OLARAK BU AY YENİDEN KİRA ARTIŞI BELİRLEMEK VE KONTRAT YENİLEMEK İÇİN EV SAHİBİNİN TUTMUŞ OLDUĞU AVUKATLA GÖRÜŞTÜK FAKAT AVUKAT GÖRÜŞMEK YERİNE HAZIRLAMIŞ OLDUĞU KONTRATLARI ELİMİZE VERİP GİTMEKLE YETİNDİ 220 MİLYON OLARAK BELİRLENMİŞ YENİ BİR KİRA BEDELİ VE BİR KAÇ ÖZEL MADDEDEN OLUŞAN BİR KONTRAT BİR DAHA Kİ YIL İÇİN DE YÜZDE 40 ARTIŞ TALEBİ BENİM EVE GİRERKEN YAPMIŞ OLDUĞUM KONTRAT TA ARTIŞ BELLİ DEĞİL YANİ EV SAHİBİ YÜZDE ORANI YAZMIŞ AMA RAKAM BELİRLEMEMİŞ BİR AY EVVEL YENİ BİR KONTRATIN YADA KİRANIN BELİRLENECEGİ ESKİ KONTRATIN YENİLENECEĞİ KONUSUNDA TARAFIMA YAPILMIŞ BİR YAZILI DAYANAKLARI ELLERİNDE YOK BENİM MERAK ETTİĞİM EV SAHİBİNİN YADA KANUNLARIN KİRA ARTIŞINI NE ŞEKİLDE BELİRLEYECEĞİ YANİ EN FAZLA YÜZDE KAÇ ARTIŞ YAPILABİLİR TEŞEKKÜR EDERİM

    malatya



    Hukuki NET Güncel Haber

    Kira Artış Oranları konulu yargıtay kararı ara
    Kira Artış Oranları konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Jan 2004
    Nerede
    istanbul, Türkiye.
    İletiler
    168
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Merhaba,
    bu karar sizi aydınlatacaktır.


    Y A R G I T A Y
    Hukuk Genel Kurulu

    E. 1990/3-527
    K. 1990/627
    T. 12.12.1990

    * KİRA PARASININ TESBİTİ

    ÖZET : Kira parasına ya da kira parasının belirlenmesine ilişkin olarak kabul
    edilen özel şartlar, uyuşmazlık halinde yasa gereği uzayan ilk yıl için
    geçerli olup bunu izleyen yıllara ait kira paraları 18.11.1964 tarih ve 2/4
    sayılı Tevhidi İçtihat Kararındaki usul ve esaslar dairesinde hakim
    tarafından belirlenmelidir.

    (YİBK., 18.11.1964 gün ve 2/4 s.)

    Taraflar arasındaki "kira tesbiti" davasından dolayı yapılan yargılama
    sonunda, (İzmir Sekizinci Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen
    21.9.1989 gün ve 865-1015 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından
    istenilmesi üzerine, Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesi'nin 30.3.1990 gün ve
    9707-2711 sayılı ilamıyla; (... Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre
    tarafların kira parasının hesabı ile ilgili kararlaştırdıkları yöntemler
    ancak yenilenen ilk dönemde tarafları bağlar.

    Bu nedenle 17.5.1989 tarihinde başlayan dönemde geçerli olmak üzere kira
    parasının sözleşmede bulunan şart gözönünde bulundurulmaksızın tesbiti
    gerekir.

    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde
    hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri
    çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda
    direnilmiştir.

    Temyiz eden: Davacı vekili.

    Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde tem-yiz
    edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
    görüşüldü:

    Dava, kira parasının tesbiti istemine ilişkindir.

    Taraflar arasındaki bir yıl süreli, 17.5.1987 başlangıç tarihli kira
    sözleşmesinde yer alan özel şarta göre; başlangıçta kararlaştırılan aylık
    60.000 TL. kira parası, kira sözleşmesinin yasa gereği uzaması halinde ilk
    uzayan yılda 25; ikinci uzayan yılda ise 30 oranında artırılacaktır.

    Sözleşmedeki bir yıllık kira süresinin sonunda, sözleşme feshedilmemiş
    olduğundan yasa gereği yenilenen ilk yılda, özel şarta uygun olarak kira
    parası 25 oranında artırılmış ve bu konuda taraflar arasında bir ihtilaf
    çıkmamıştır. Ancak, ikinci defa yasa gereği yenilenmiş sayılan dönemin
    başında davacı kiralayan, kira parasının bu yılda 30 artırılmaya dair özel
    şarta rağmen davacı kiracıya ihtar çektikten sonra, hak ve nesafet
    kurallarına göre aylık kira parasının 250.000 lira olarak tesbitini
    istemiştir. Özel Daire ile mahkeme arasındaki görüş aykırılığı yasa gereği
    yenilenen kira döneminde kira parasının belirlenmesine ilişkin özel şartın
    geçerli olup olmadığı konusunda toplanmaktadır.

    Öncelikle vurgulamak gerekir ki, kira sözleşmesinin bir kaç yıllık olması ve
    tarafların her bir yılın kira parasının ne suretle saptanacağına dair özel
    kurallar veya yöntemler kabul etmiş olmaları halinde, bu kural ve yöntemlerin
    sözleşme serbestisi ilkesine dayalı olarak geçerli olduğunda ve tarafların
    buna uymak zorunda bulunduklarında bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlığın
    konusu, kira akdinin kapsadığı süre içinde değil; bu süre bittikten sonra
    6570 sayılı Kanunun 9 ve 11. maddeleri dikkate alınarak kira akdinin
    yenilenmiş sayıldığı dönemlere ait kira parasının ne suretle saptanacağına,
    buna ilişkin olarak tarafların kira sözleşmesinde kabul ettikleri bir
    miktarın veya bu miktarı belirlemeye yönelik bir yöntemin geçerli olup
    olmadığına ilişkindir.

    Böyle bir sözleşme şartının, geçerli olup olmadığının belirlenmesinde hukuksal
    ve sağlıklı bir çözüme ulaşılabilmesi için herhalde kira tesbit davalarının
    niteliğinin ve kamu düzeni ile ilişkisinin incelenmesi yerinde olacaktır.
    Yenilenen dönemlere ait kira parasının tesbiti, kamu düzeni ile ilgili ise
    buna ait özel şartın geçerli olmayacağı, bu konuda 18.11.1964 gün ve 1964/2-4
    sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanması gerektiği sonucuna
    varılmalıdır.

    Bunun için de önce kamu düzeni kavramının ne olduğu, onun belli bir hukuki
    ilişkide varlığının nasıl saptanabileceği konusunun incelenmesinde yarar
    vardır. Kamu düzeni kavramının bir tanımının yapılmasının güçlüğü ortadadır.
    Ancak böyle bir kavramın mecut olduğu ve kendisini bir çok hukuki ilişkide
    hissettirdiği de ortadadır. Bu gerçeği, konumuzla ilgisi oranında
    somutlaştırmaya çalışmak da bir zorunluluktur.

    von Tuhr'a göre:

    Medeni Kanunun Mer'iyet Sureti ve Tatbik Şekli Hakkındaki Kanunun 2.
    maddesinde olduğu gibi, kamu düzeninden, korunma ve uygulamasında, toplumun
    büyük yararı bulunduğu kabul edilen özel hukuk kuralları anlaşılmak gerekir
    (Andreas von Tuhr, Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, Çev. Cevat Edege,
    Ankara-1983, Yargıtay Yayını No: 15, Sh. 258).

    Becker'e göre ise:

    Kamu düzeni, kamu menfaati düşüncesi ile konulmuş özel hukuk düzenidir. Aynı
    zamanda sözleşme serbestisinin sınırını tayin ederken, bu kavrama baş
    vurulabilir (Becker H., Borçlar Kanunu, Çev. Bülent Olcay, Ankara-1967, Sh.
    97).

    İsviçre Federal Mahkemesi'nin kamu düzeni hakkındaki tanımı ise şudur: Bir
    kuralın kamu düzenine ilişkin sayılması için bu kurala aykırılığın, ülkenin
    hukuk düzeninin temel ilkelerinden birisiyle çatışması, ya da ülkenin genel
    hukuk duygusunu ağır şekilde zedelemesi zorunludur (Kaneti Selim, İsviçre
    Federal Mahkemesi'nin Borçlar Hukuku Kararları, Ankara-1968, Sh. 22).

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 28.11.1973 gün ve 609/959 sayılı karında ise
    "kamu düzeni kavramı, benzer yönler olmakla beraber her ülkenin, o ülkenin
    kendisine özgü tarihsel, sosyal, ekonomik ve diğer koşulların oluşturduğu
    özel bir anlam taşır" hükmüne yer verilmiştir.

    Kamu düzeninin yazılı metinler ve mahkeme içtihatları gibi başlıca iki kaynağı
    olmakla beraber, Schwarz'ın da belirttiği üzere "Kamu düzeni, takdiri bir
    kavramdır. Bunu kesin olarak sınırlamaya olanak yoktur" (Schwarz Andreas B.,
    Borçlar Hukuku Dersleri, Çev. Bülent Davran, İstanbul-1948, Sh. 343).

    Gerçekten de ünlü Fransız Hukukçusu Niyobet'in de açıkladığı gibi, "kamu
    düzeni kavramı ifade edilebilmekten çok, duyulabilen, sezinlenebilen
    şeylerdir".

    Yukarıdaki görüşler birleştirilip incelendiğinde şu sonuca varılabilir: Bir
    kuralın kamu düzeni ile ilgisi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun az önce sözü
    edilen kararında belirtildiği üzere, ülkenin sosyal, ekonomik, kültürel ve
    tarihsel gerçeklerine göre belirlenmelidir. Diğer bir deyimle, sözü edilen
    gerçekler kuralın vazgeçilmezliğini; toplumsal yararını ve hukuk düzeninin
    korunmasına yönelik amacını ortaya koyuyorsa, kuralın kamu düzeni ile ilgisi
    kabul edilmelidir.

    Kamu düzenine ilişkin kuralı bu geniş çerçeveye oturttuktan sonra "yasa gereği
    yenilenmiş sayılan kira dönemlerine ilişkin kira parasının" tesbitinde
    tarafların önceden kabul ettikleri bir yöntemin geçerli olup olmadığı; diğer
    bir deyimle bu dönem kira parasının tesbitine ilişkin kuralların (18.11.1964
    gün ve 1964/2-4 sayılı Tevhidi İçtihat) kamu düzeni ile ilgili olup olmadığı
    konusunun incelenmesine geçilebilir.

    1.6.1955 tarihinde yürürlüğe giren 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında
    Kanunun 2 ve 3. maddeleri, kira paralarını 1953 yılı rayici ile sınırlamış bu
    sınırı aşan kira parasını içeren kira sözleşmelerini yasaklayarak, taraflarca
    kararlaştırılmış olsa bile, kira parasının bu rayice indirilmesini
    öngörmüştür. Görülüyor ki kanunkoyucu, Borçlar Kanununun 19. maddesinde de
    ifadesini bulan akit serbestisini kısıtlamak durumunda kalmış ve bu suretle
    kamu düzeni kaygısı ile kurallar getirmiştir. Bu kuralların kamu düzeni ile
    ilgili olmadıkları iddia edilemez. Çünkü bunlar, hukuk düzenimizin kabul
    ettiği akit serbestisini, bir genel yarar için kısıtlamış; asıl işlevi,
    toplumda barışı sağlamak olan, hukuk düzenini muhafaza gayesinden
    kaynaklanan, kurallardır.

    Anayasa Mahkemesi, 26.3.1963 gün ve 3/67 sayılı kararıyla bu kısıtlamayı
    mülkiyet hakkının özüne dokunan nitelikte görerek, sözü edilen 2 ve 3.
    maddelerinin iptaline karar vermiş ise de kararda aynen şu ifadeye yer
    vermiştir: "Mesken ve iş yeri darlığının bulunduğu memleketlerde kiraların
    anormal yükselişine ve hayat pahalılığına karşı toplumu korumak amacı ile
    Devletçe tedbir alınmasının kamu yararına bir müdahale teşkil ettiğinden
    şüphe olunamayacağı, aynı amaçla kiraların kontrol altına alınmasının da kamu
    yararına olan tedbirler cümlesinden bulunduğu, Devletin bu konudaki
    müdahalesinin mülkiyet hakkının kamu yararı amacı ile
    sınırlandırılabileceğini öngören Anayasanın 36. maddesinin kapsamına girdiği,
    memleketimizde gayrimenkul darlığı devam ettiği sürece, kanun koyucunun kira
    konusunu düzenlemesinin ve bu alanda sınırlama yapmasının, mülkiyet hakkının
    özüne dokunmamak şartıyla caiz bulunduğu ve bu müdahalenin kamu yararına
    olduğu hususunda görüş birliğine varılmıştır". Görülüyorki, Anayasa Mahkemesi
    de, Devletin kamu düzenini sağlamak amacıyla, kamu yararına olmak üzere akit
    serbestisinin bu konuda kısıtlanabileceğini (mülkiyet hakkının özünü
    zedelememek koşulu ile) ve düzenleyici kurallar getirilebileceğini kabul
    etmiştir. Nitekim, iptal edilen maddeler yerine yenilerinin getirilmesi için
    altı aylık bir süre verilmiş, fakat bu süre sonunda yeni bir yasa düzenlemesi
    getirilmediği için 2 ve 3. maddeler yürürlükten kalkmış bulunmaktadır.

    Yasadaki bu boşluk, Medeni Kanunun 1. maddesi uyarınca, uyuşmazlığı
    çözümlemekle görevli mahkemelerce doldurulmaya başlanmış ise de, bu konuda
    bir birine çelişik kararların çıkması üzerine, yeknesak bir uygulamanın
    sağlanması amacıyla Yargıtay, İçtihatları Birleştirme yoluna gitmiş,
    18.11.1964 günlü, 2/4 sayılı kararı ile, bir kanun koyucu gibi, 2 ve 3.
    maddelerin iptali ile meydana gelen yasa boşluğunu kanun çıkıncaya kadar onun
    yerine kaim olmak üzere doldurmuştur.

    Tevhidi İçtihad müzakereleri sırasında, kira parasının serbest bırakılması
    istenilmiş ancak 6570 sayılı Kanunun iptal edilmeyen ve "Kanuna göre taayyün
    eden kira bedelleri" ile kira sözleşmesinin devam edeceğinden söz eden
    maddeleri karşısında, bu ileri sürüşe itibar edilmemiştir. Gerçekten böyle
    bir görüş kabul edilse idi, yenilenen dönemde kiralayan, kiracısından yüksek
    kira parası istemek suretiyle, Yasanın 9 ve 11. maddelerine rağmen
    kiralananın her zaman tahliyesini sağlayabilecek ve bu suretle iptal
    edilmeyen yasa maddelerinin böyle bir uygulamayla bertaraf edilmiş olacağı
    kuşkusuzdur. Sonuç olarak anılan Tevhidi İçtihad Kararında; "Kira akdi
    süresinin ..........................sona ermesi dolayısıyla başlayan yeni
    dönemde, akdin kira parasına ilişkin hükmünün yenilenmeyip diğer hükümlerinin
    yenilenmiş olduğuna, kira parasının sınırlandırılmasına ilişkin boşluğun,
    bilirkişice tesbit edilecek olağan rayiç ve bu tesbit edilemez ise ekonomi
    esasları ve hak ve nesafet uyarınca bilirkişi tarafından bildirilecek kira
    parası esas alınarak hakim tarafından doldurulması
    gerektiği......................" hükme bağlanmıştır.

    Görüldüğü gibi Tevhidi İçtihad, 6570 sayılı Kanunun, kira parasının
    sınırlandırılmasına ilişkindir. Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen 2 ve 3.
    maddelerinin yerine yeni yasa hükümleri getirilmemiş olması nedeniyle doğan
    boşluğu doldurmuştur. Tarafların sözleşme süresince kararlaştırabilecekleri
    kira parasına müdahale etmeyerek, ancak akdin sona ermesiyle başlayan "yeni
    dönemde" kira parasının hakim tarafından belirleneceğini kararlaştırmıştır.
    Bu tevhidi içtihadın, iptal edilen 2 ve 3. maddeler yerine kaim olduğunda
    tereddüt edilmemelidir. O halde tevhidi içtihadın bu düzenlemesiyle getirdiği
    kuralın kamu düzeniyle ilgisi kabul edilmelidir. Bu durumda, taraflar kira
    sözleşmesinde, akdi sürenin sona ermesinden sonra yasa gereği yenilenen dönem
    için bir kira parası saptamış ya da bu saptamaya esas olacak yöntemler
    belirlemiş iseler bunlar geçersiz olup onun yerine tevhidi içtihadın kabul
    ettiği esasın geçeceği bu kabulün doğal sonucu olacaktır.

    Dairenin bozma kararında, tarafların kira parasının hesabı ile ilgili olarak
    kararlaştırdıkları yöntemlerin yenilenen ilk dönemde tarafları bağlayacağı
    ifade edilmektedir. Direnmeye dair kararda, kira parası uyuşmazlık konusu
    olan dönem gereği yenilenen ilk dönem olmamakla beraber, dolaylı olarak ifade
    edilen bu kural üzerinde de durmakta yarar görülmüştür. Gerçekten 6570 sayılı
    Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanunun 11. maddesinde, kiracının kiralananı
    boşaltacağını 15 gün önce bildirmediği taktirde sözleşmenin aynı şartlarla
    bir yıl uzatılmış sayılacağı öngörülmüştür. Yasanın bu hükmünden hareketle,
    "aynı şartlarla" yenilenme durumunun sadece ilk yıl için söz konusu olduğu ve
    bu nedenle taraflar bu ilk yenilenen yıl için kira parasının tesbitinde
    uygulanacak yöntem konusunda bir "şart" kabul etmişler ise, bu şartın yalnız
    ilk yıl için olmak üzere geçerli olacağı kabul edilmelidir. Böyle bir kabul,
    yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan gerekçelerle kira parasının saptanmasına
    dair özel şartın yenilenen diğer dönemlerde geçerli olamıyacağına dair görüşe
    ters düşmediği açıktır. Çünkü, yukarıda sözü edilen görüş 6570 sayılı Kanunun
    2 ve 3. maddelerinin iptali üzerine çıkarılan 18.11.1964 gün ve 2/4 sayılı
    Tevhidi İçtihadın yasa boşluğunu doldurmak için getirdiği kurala
    dayanmaktadır. Sözü edilen 11. maddede, boşaltma bildiriminin yapılmaması
    halinde akdin "aynı şartlarla" "bir yıl" uzatılmış sayılacağı öngörülmüş ve
    bu madde Anayasa Mahkemesince iptal edilmediğine göre, yürürlükte olup bunun
    Tevhidi İçtihad kapsamında olduğu kabul edilemez ve bu nedenle de böyle bir
    şart akdin sona ermesini izleyen ilk yıl için geçerli olur.

    Bütün bu görüşler ve Dairenin bunlara dayalı uygulaması, Hukuk Genel
    Kurulu'nun 20.2.1985 gün ve 1983/3265 esas, 1985/110 sayılı kararında da
    kabul edilmiş bulunmaktadır.

    Bu nedenle kira sözleşmesinde, kira parasına ya da kira parasının
    belirlenmesine ilişkin olarak kabul edilen özel şartlar, uyuşmazlık halinde
    yasa gereği uzayan ilk yıl için geçerli olup, bunu takip eden yıllara ait
    kira paraları 18.11.1964 gün ve 2/4 sayılı Tevhidi İçtihat Kararındaki usul
    ve esaslar dairesinde hakim taraflarından belirlenmesi gereğine işaret eden
    Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak
    gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle
    direnme kararı bozulmalıdır.

    S o n u ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının
    Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun
    429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının
    geri verilmesine, ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığı için 12.12.1990
    gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğuyla karar verildi.


    G.Aksel

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Yeni yapılacak kira kontratında kira artış oranının sadece ÜFE oranında belirlenmesi hükmü var mıdır?
    Merhaba, Emlakçım yeni yapılacak kira sözleşmelerinde kira artışının ÜFE oranı ile sınırlandırıldığını, sözleşmede farklı bir oranda artış...
    Yazan: ozancank Forum: Kira Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 26-09-2010, 09:14:35
  2. Yeni Hukuki Kaynak: Kira Hukuku Kira Sözleşmesi Kira Artışı • Kira Artış Oranının Belirlenmesinde Uygulanacak Yöntem
    Hukuk Makaleleri ve Mevzuat Kısmına yeni bir hukuki kaynak eklendi, üzerinde tartışmak ister misiniz : İlgili veri linki - Konu: Kira Hukuku ...
    Yazan: admin Forum: Mevzuata İlişkin Bilgi ve Yorumlar
    Yanıt: 0
    Son İleti: 04-12-2009, 15:15:43
  3. İki kira sözleşmesi ve kira artış oranı
    iyi günler benim sorunum 15.08.2007 tarihinde bir evi kiraladım önce emlakçıyla bir kira sözleşmesi yaptık (kira artış oranı burda %15 yazılıydı)...
    Yazan: zoro136 Forum: Kira Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 26-10-2008, 17:34:32
  4. Kira Arttırımı - Enflasyon Oranları Hakkında?
    Kiracım 01.08.2007 Tarihinde Evi Kiraladı . 01.08.2008 Tarihinde Kira artış zammı enfalsyon oranında olacaktı . Enflasyon Oranında Ne kadarlık Bir...
    Yazan: AhmetUstun Forum: Kira Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 14-08-2008, 17:20:48
  5. Kira Artış
    Merhaba, Öncelikle bu siteniz için teşekkürlerimi tüm personelinize sunuyorum. Ben Temmuz - 97 yılından bu yana aynı dairede kiracıyım. İlk 2 yıl...
    Yazan: tuncaydas Forum: Kira Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 28-10-2004, 13:58:32

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.