KÖPEĞİN ADALET ANLAYIŞI

Biryerlerde görünce bu forumda paylaşılması güzel olacağını düşündüm.

Çakalın biri aç kalınca kasabaya inmiş.
Sütçünün süt çanağını devirmiş, sütü de içmiş, Fırıncının tezgâhından ekmeği kapmış yemiş, nihayet bir kasabın vitrininden kocaman bir but kapıp bir güzel mideye indirmiş...

Çakalın ve etin kokusunu alan kasabanın tüm köpekleri toplanmış, çakalı yakalamak için ardı sıra koşturmuşlar..
Çakal önde, köpekler de arkada, amansız bir kovalamaca koşuşturmaca başlamış ama bir süre sonra, sütçünün köpeği yorulup takibi bırakmış.
Bir müddet daha geçince de bu sefer fırıncının köpeği, çakalı takibi bırakmak zorunda kalmış.

En son, kasabanın çıkışına yakın bir yerde kasabın köpeği de pes etmiş ve yorgunluktan dili bir karış dışarıda geriye dönmüş..
Çakalın arkasında kala kala bir tek demircinin köpeği kalmış. Çakal önde demircinin köpeği arkada ısrarlı bir kovalamaca devam ederken ve kasabadan çıkılıp kırlara varıldıktan sonra da tepelere doğru çıkılmaya başlanmışken çakal dayanamamış, durmuş ve demircinin köpeğine öfkeyle seslenmiş;

“Yahu arkadaş, sütçünün sütünü içtim tamam, fırıncının ekmeğini yedim o da tamam, hadi kasabın etini kaptım ama buna rağmen onlar bile pes etti peşimi bıraktı da, Lan ben demirciye ne yaptım ki bir türlü ayrılmıyorsun peşimden?”
*
Çakalın anlamadığı da şu:

Demircinin köpeği menfaat peşinde değil, sadece adalet peşinde..
Çakalın kafasındaki sistem karşılıklı menfaate dayalı bir kapitalist sistem... Demircinin köpeğindeki ise, evrensel hukuk...

“Seni cezalandırmam için bana zarar vermen şart değil. Sen, başkalarına zarar verdiğin için suçlusun” diye düşünüyor demircinin köpeği...
O yüzden hikayedeki çakallar, demircinin köpeği gibi yalnızca hak peşinde koşanları asla anlayamayacak ve aptalca bulacaklardır.
Ama demircinin adalet bekçileri de her zaman var olacaktır...

Yazıyı okuyunca, demircinin köpeği ile özel bir bağ da kurdum.

Oturduğum bina da dâhil olmak üzere, belediyeden bir çete ile çalışıp, imar, iskân, Kat Mülkiyeti Kanunlarına aykırı onlarca apartman yapabilen bir inşaatçının peşine takıldım ben de.

Bu inşaatçının, belediyedekilerin ve evlerinin her yanı çalınan bazı daire maliklerinin benimle olan konuşmaları, davalardaki savunmaları, nerede ise çakalın konuşmaları ile aynı.

Ve ilginçtir dilekçe verdiğim savcılıktan aylardır hiç hareket yok. Yerel Mahkemenin acemi hâkimi bütün kanıtlara rağmen davayı reddetti.

Bakalım İstinaf Mahkemesi de haksızlığı ortada olan çakaldan yana olup, çakalların çalıp çarpmada gemi azıya almalarını mı sağlayacak, yoksa evrensel hukuktan, demircinin köpeğinden yana olup, diğer çakalların durumdan ders çıkarmalarını sağlayarak, evrensel hukukun varlığını mı gösterecek?