sase |
OLAY: (olay tarihi 31-01-2005)
İkamet ettiğim evimin sıvasını yapan sıvacı, ayıplı sıva yapmaya başlayınca; yaptığım tetkik sonucu 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu kapsamında olan Sıvacılık meslek dalında eğitim görmedği ve ustalık belgesine sahip olmadığını (Sahte Sıvacı) tespit ettim.
Ustalık belgesi olmadığından 3308 sayılı yasanın 28. maddesinin son fıkrası hükmü ile çalışması yasaklandığından ve beni aldattığından dola-
yı 2 gün çalışması sonucu sıvayı yaptırmaktan vazgeçtim.
Sıvacıya, işe başlamadan önce imza karşılığı verdiğim 300.-YTL avan-
sı iade etmesini istedim. Avansı iade etmeyince, rızaen bana teslim ettiği
ve muaccel hale gelen borçla bağlantısı bulunan sıva malzemeleri üze-
rinde (avans iade edilinceye kadar) Türk Medeni Kanunu'nun 950. mad-
desi hükmüne göre hapis hakkımı kullandım.
Bunun üzerine sıvacı; malzemeleri vermediğimden dolayı Cumhuri-
yet Başsavcılığına "Emniyeti Suistimal" suçlamasıyla şikayette bulundu.
Emniyetçe anılan suçlamayla ifademin alınması sonucunda; Cumhuriyet savcısı suç vasfını İHKAKI-HAK (kendiliğinden hak alma) olarak değişti-
rerek, ön ödeme işlemi sonucunda paracezasını yatırmadığımdan dolayı; Sıva malzemelerini zorla alıkoyma suçlamasıyla ve (bu suçlamayla ilgili ifadem ve savunmam alınmadığı halde) delil olarak savunmamın da olduğunu beyan ederek, T.C.K.nun 308/1-4. maddesi hükmüne göre er-
telemeli para cezası ile cezalandırılmam için hakkımda Kamu Davası aç-
mıştır.
İHKAKI-HAK suçlaması ile ilgili ifadem ve savunmam alınmadığı halde;
dosya tekamül etmiş gibi kabul edilerek, Sulh Ceza Mahkemesince du-
ruşmasız yapılan yargılama sonucu, Ceza Kararnamesi ile T.C.K.nun
308/1-4 maddesine göre hakkımda Ertelemeli ağır para cazasına hükmo-
lunmuştur.
İtiraz mercii olan Asliye Ceza Mahkemesine;
a) T.M.K.nun 950 maddesine göre, (muaccel hale gelen avansla bağ-
lantılı olup ve iyiniyetle zilliyeti bulunduğum) sıva malzemeleri üzerinde
hapis hakkımı kullandığımı,
b) Malzemeler benim zilliyetimde bulunduğundan, mevzu malzemeler
üzerinde bir kuvvet kullanarak almamın sözkonusu olamayacağı, dola-
yısıyla İHKAKI-HAK suçunun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı,
c) Olayın tamamen özel hukuk kapsamına girdiği,
Hususlarını öne sürerek itirazda bulundum.
İtiraz mercii, "T.M.K.nun 950. maddesinin taşınır rehnine ve taşınır
rehnindeki hapis hakkına ilişkin olduğu" gerekçesiyle itirazımı redetmiş
fakat yukarıda belirttiğim (b) ve (c) bendindeki itirazlarıma hiç değinme-
miştir. Netice itibarıyla ceza kesinleşmiştir.
Yukarıda anlattığım bu olayı; "Yasadan doğan bir hakkın kullanıl-
masının cezalandırılması ve sahte sıvacıların sahtekarlıklarına devam
ederek kişileri mağdur etmelerine kapı aralanması olarak" değerlen-
diriyorum. Çünkü 3308 sayılı yasayla çalışması yasaklanan bu sahte sı-
vacı bu kararla cesaret alarak, iş kaybı olduğu iddiasıyla hakkımda ala-
cak davası açmıştır ve ben bundan uğraşıyorum.
AÇIKLANMASINI TELEP ETTİĞİM HUSUSLAR:
1-Türk Medeni Kanunu'nun 950 maddesi, sadece taşınır rehnine ait
bir hapis hakkımıdır ? (araştırdığım kadarı ile; rehin hakkı sözleşmeden
doğar. Hapis hakkı ise şartlar uygunsa "borcun muaccel olması, taşınırın
rızaen teslimi ve taşınırın borçla bağlantılı olması" direkt yasadan doğar)
2- İyi niyetle zilliyeti bulunduğum sıva yapım malzemelerini, borç ö-
denmediğinden dolayı vermemem İHKAKI-HAK suçunu oluştururmu ?
malzemelere karşı tarafımdan bir kuvvet kullanılmamıştır.
3- Olay özel hukuk kapsamına girmekte ise; Adalet Bakanlığı nezdin-
de "Kanun yararına bozulması için" müracaatta bulunabilirmiyim ?
4- Değerli hukukçu üyelerin, anlattığım olaydan tesbit ettikleri diğer
önemli hususları da gözönüne alarak düşüncelerini açıklayarak yardım-
larını bekliyorum. Şimdiden çok teşekkür ederim.
|