 |
04/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Ağca'nın yargıtay kararı doğru mu? |
omercelikkol |
Arkadaşlar yargıtay'ın M.Ali Ağca ile ilgili vermiş olduğu karar doğru mu? yoksa bariz bir hata mı var? Kanun yararına bozma kişilerin lehine hüküm olması gerekmez mi? aleyhe hüküm verilebilir mi? (gerçi karar metnini görmedim ama basında takip ettiğim kadarıyla)
CMK 309 maddesinin 4-b,c,d fıkralarına göre yargıtay'ın yaptığı yanlış değil mi? Görüşlerinizi bekliyorum.
Madde 309 #8211; (4) b) Mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin ise, kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilir. Bu hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz.
c) Davanın esasını çözüp de mahkûmiyet dışındaki hükümlere ilişkin ise, aleyhte sonuç doğurmaz ve yeniden yargılamayı gerektirmez.
d) Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.
|
omercelikkol |
Y A R G I T A Y İ L A M I
6.ceza dairesi
Esas No :2002/16996
Karar No :2003/1419
Tebliğname:Y.E./2002106626
Geceleyin binadan hırsızlık suçuna kalkışmaktan sanık V'nin, TCK'nun 492/1, 61/1, 522/1, 81/1.maddeleri gereğince 2 ay 28 gün hapis cezası ile hükümlülüğüne ilişkin, ERZİNCAN Asliye Ceza Mahkemesinin 11.12.2001 tarih, 2001/541-786 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 1.7.2002 gün ve 28782 sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay C.Başsavcılığının 25.7.2002 gün ve Y.E.2002106626 sayılı yazısı ile infaz dosyası 22.8.2002 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi:
Anılan yazıda;
"Hükümde sanık hakkında ceza uygulanırken, tekerrür nedeniyle 1/8 oranında artırılan 2 ay 20 gün hapis cezasının hesaplanmasındaki yanlışlık sonucu, 3 ay yerine 2 ay 28 gün hapis cezası ile hükümlülüğüne karar verilmesinde isabet görülmemiş olduğundan bahisle CMUK.nun 343.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması" Dairemizden istenilmiş ise de;
Kanun yararına bozma istemine dayanan C.Başsavcılığının ihbar yazısı ve incelenen dosya içeriğine göre, sanık V hakkında TCK.nun 492/1, 61, 522/1.maddeleri gereğince belirlenen 2 ay 20 gün hapis cezası, aynı Yasanın 81/1.maddesiyle 1/8 oranında artırılırken 3 ay yerine 2 ay 28 gün biçiminde 2 gün eksik hapis cezasına hükmolunduğu; bunun CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak oluşturduğu diğer bir anlatımla aleyhe bozma yasağı bulunduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesinin davanın esasını çözen hükmü Yargıtayca gerek olağan yasa yolu (temyiz) ve gerekse olağanüstü yasa yolu (kanun yararına bozma) ile bozulduğunda ortadan kalkar. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 3.6.1936 gün ve 129/11 sayılı kararında da belirtildiği üzere ilk derece mahkemesinin bozmadan sonra yargılamayı tekrarlamasına olanak yoktur. Bu nedenle Yargıtay'ın yerel mahkemenin yerine geçerek bir karar verebilmesi gerekir.
Diğer yönden; kanun yararına bozma yolu; giderilmesinde çok büyük zorunluluk bulunan hukuksal aykırılıklar bakımından ve hükümlü aleyhine sonuç doğurmamak koşulu ile istenebilir.
Tüm bu nedenlerle; yasanın öngördüğü yasal koşullara uygun bulunmayan Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 8.4.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
Av.Ragıp Atay |
sayın celikkol
önce kararı görün sonra yorum yapın. Ayrıca, hukuki yorumları da hukukçulara bırakın. Şu kadarını söyleyeyim ki, yargıtay Ağca hakkında bir ceza vermedi.Yani daha ağır bir ceza verilmiş değil. Başka hususlar olursa hukukçularla tartışabiliriz |
omercelikkol |
Sayın Av.Ragıp Atay
"önce kararı görün sonra yorum yapın. "
kararı gördüm fakat tam metin ve dava dosyası elime ulaşmadığı için parantez içinde açıklama yapma gereği hissettim.
"Ayrıca, hukuki yorumları da hukukçulara bırakın."
hukukuçudan kastınız mutlaka avukat olmak mı gerekiyor. İdare hukukuçusu hukukçu değil mi? Öyle kamu yönetimi mezunları niye idare hakimi oluyor. O zaman size göre idare mahkemesi hakimlerininde burada görüş beyan etmemesi gerekir. Ben Kamu yönetiminde master yapıyorum. Sizce burada yorum yapacak kadar kapasiteye sahip değil miyim?
"Şu kadarını söyleyeyim ki, yargıtay Ağca hakkında bir ceza vermedi.Yani daha ağır bir ceza verilmiş değil."
Pardon ama aşağıda verdiğim haber ne, basbayağı CMK 109. maddeyi uygulamış. Ben yargıtay ceza verdi demedim ki. Ben yargıtayın CMK 109 .maddesinin uygulama imkanı olmadığını düşünüyorum. CMK 109. maddesi ancak sanığın lehine olan durumlar için uygulanması gerekmiyor mu?
Ben burada CMK 109. maddesinin uygulanmasının hukuka uygunluğunu sorguluyorum. Yukarıda verdiğim yargıtay kararı ağca için verilen yarğıtay kararı açısından nasıl değerlendirileceğini soruyorum.
yargıtay 6.ceza dairesi Esas No :2002/16996 Karar No :2003/1419 sayılı kararında "kanun yararına bozma yolu; giderilmesinde çok büyük zorunluluk bulunan hukuksal aykırılıklar bakımından ve hükümlü aleyhine sonuç doğurmamak koşulu ile istenebilir. " diyor. Kanun yararına bozma CMK madde 109 değil mi?
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesine ilişkin kararı bozdu. Kararda, ''Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın istemi yerinde
görüldüğünden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi
uyarınca, Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının bozulmasına,
diğer işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine oybirliğiyle karar
verildi'' denildi.
Ben bu kararı sorguluyorum. Bu karar yukarıda belirttiğim yargıtay kararıyla çelişiyor. Yargıtay 1. Ceza Dairesinin ağça ile ilgili 309. maddeyi uygulayabilmesi için sanığın lehine bir durumun olması lazım. ortada sanığı lehine değil aleyhine bir durum var.
"Başka hususlar olursa hukukçularla tartışabiliriz."
herhalde sadece hukuk mezunlarıyla tartışacaksınız. O zaman bizde küser başka yere gideriz ne diyeyim yani. Alındım açıkçası. teessüf ederim.
Sonucu bekleyelim eğer siz haklı çıkarsanız ben size yemek ısmarlayayım eğer ben haklı çıkarsam siz bana yemek ısmarlayın.
Yargıtay kararı aşağıdadır.
HABER:
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesine ilişkin kararı bozdu.
Kararda, ''Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın istemi yerinde
görüldüğünden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi
uyarınca, Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının bozulmasına,
diğer işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine oybirliğiyle karar
verildi'' denildi.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Mehmet Ali Ağca'nın Papa'ya suikast girişiminden dolayı İtalya'da gözaltı, gözlem altı, tutukluluk ve hükümlülükte geçen süresinin, Türkiye'de işlediği suçlardan aldığı cezalardan düşülmesinin yasal dayanağı bulunmadığını belirtti.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin, Ağca'nın tahliyesine ilişkin kararı
bozma gerekçesinde, Ağca'nın, Vatikan Devlet Başkanı'na (Papa 2. John
Paul) karşı gerçekleştirilen öldürmeye kalkışma eylemi nedeniyle
İtalya'da gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta ve hükümlülükte
geçen sürenin, Türkiye'de işlediği suçlarından dolayı verilen
cezalardan indirilmesinin yasal dayanağının bulunmadığı ifade edildi.
Kararda, bu nedenle Ağca'nın cezalarından, ''öldürme'' suçundan
gözetim ve tutuklulukta geçirdiği 153 gün ile iade sırasında yolda
geçirdiği 1 günlük sürenin indirilmesi gerekirken, İtalya'da geçirilen
ve yanlış hesaplanan 20 yıl ile 4616 sayılı Şartla Salıverilmeye, Dava
ve Cezaların Ertelenmesi'ne Dair Kanun uyarınca 10 yıllık sürelerin
mahsubu sonucu erken koşullu salıverilmeye ilişkin Kartal 1. Ağır Ceza
Mahkemesi'nin kararına karşı yapılan itirazı reddeden Kartal 2. Ağır
Ceza Mahkemesi'nin hükmünün yerinde görülmediği kaydedildi.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesine ilişkin kararı bozma gerekçesinde, Ağca'nın İtalya'da cezaevinde kaldığı sürenin, Türkiye'de aldığı cezalardan düşülemeyeceğine ve 4616 sayılı Yasa'ya göre cezasından 10 yıllık indirim yapılamayacağına işaret etti.
Kararda, Ağca'nın 1 Şubat 1979'da Milliyet Gazetesi Genel Yayın
Müdürü Abdi İpekçi'yi ''taammüden öldürmek'' suçundan 11 Temmuz
1979'da tutuklandığı, hüküm kesinleşmeden önce 25 Kasım 1979'da
tutuklu bulunduğu Maltepe Askeri Cezaevi'nden firar edip yurtdışına
kaçtığı hatırlatıldı.
Ağca'nın, 3 Nisan 1979'da gerçekleştirdiği 2 ayrı ''silahlı gasp''
eyleminden dolayı 36 yıl ağır hapisle cezalandırıldığı da belirtildi
kararda, Ağca'nın, 13 Mayıs 1981'de Papa 2. Jean Paul'e karşı suikast
girişiminden dolayı ömür boyu ağır hapse mahkum edildiği, İtalya'da bu
cezasını çekerken, 13 Haziran 2000'de affedilip Türkiye'ye iade
edildiği, ancak bu suçtan dolayı Türkiye'de herhangi bir ceza almadığı
ifade edildi.
Kararda, Ağca'nın, Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 8 Kasım
2004'teki kararı ile Türkiye'de işlediği suçlardan verilen cezalarının
içtiması sonucu 36 yıl ağır hapis olan cezasının, idam cezasını
kaldıran 4771 sayılı yasaya göre 18 ay geceli gündüzlü hücrede tecrit
edilmek üzere müebbet ağır hapis cezasına dönüştürüldüğü belirtildi.
Ağca'nın, Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 5 Ocak 2006 tarihli
kararıyla 12 Ocak 2006 tarihinden geçerli olmak üzere koşullu
salıverildiği anımsatılan kararda, buna yapılan itirazın Kartal 2.
Ağır Ceza Mahkemesi'nce reddedildiği belirtildi.
-KARARIN GEREKÇESİ-
Kararda şöyle denildi:
''Kanun yararına bozma istemi konusunu oluşturan uyuşmazlık,
hükümlünün Türkiye'de işlediği 'öldürme' eyleminden dolayı aldığı
cezadan, Vatikan Devlet Başkanı'na (Papa) karşı işlediği suçtan
tutuklu ve hükümlü kaldığı sürenin mahsup edilip edilemeyeceğine,
kabule göre ise indirilse bile bu sürenin 20 yıl değil, 19 yıl 1 ay 1
gün olduğuna, ayrıca 4616 sayılı Şartla Salıverilmeye, Dava ve
Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun hükümlerine göre 10 yıllık sürenin
indirilip indirilmeyeceğine ilişkindir.
Yeni Türk Ceza Kanunu'nun 16. maddesine göre, yabancı bir ülkede
gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta ya da hükümlülükte geçen
süre, Türkiye'de aynı suçtan dolayı verilecek cezadan indirilecektir.
765 sayılı TCK'da, sözü edilen 16. madde benzeri düzenleme bulunmadığı
halde, 16. maddede belirtilen koşulların bulunması halinde hakkaniyet
ve kesin hükme saygı gereği yabancı bir ülkede geçen özgürlük
kısıtlanmasına ilişkin sürelerinin Türkiye'de aynı suçtan dolayı
verilecek cezadan indirilmesi gerektiği Türk öğreti ve uygulamasında
benimsenmiştir.
Yabancı bir ülkede infaz edilen cezayı Türkiye'de hükmolunan
cezadan indirmek, sonuç olarak yabancı mahkeme kararlarına, ülke
içinde etki ve infaz kabiliyeti tanımak için ulusal yasada açıklık
bulunması gerektiği, her ne şekilde olursa olsun, yabancı bir ülkedeki
özgürlük kısıtlamaları sürelerinin, Türkiye'de verilecek cezadan
indirilebilmesi için yasal düzenlemeye gereksinim bulunduğu
belirtilmiştir.
Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 6 Nisan 2004 tarihli
kararında da açıklandığı üzere, kısa sayılabilecek bir süre içinde
3713, 4616, 4771, 5218 sayılı infaza ilişkin hükümler içeren yasalar
çıkarılmış olup, bu yasalar karşılaştırıldığında, hükümlünün 'öldürme
eylemi' bakımından en lehine olan yasa, 3713 sayılı yasanın geçici 1.
maddesinin (a) bendidir. Bu yasanın uygulandığı durumda ayrıca, 4616
sayılı yasa gereğince 10 yıllık indirim yapılmasına olanak bulunmadığı
anlaşılmıştır.
Somut olay, yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde,
Vatikan Devlet Başkanı'na karşı gerçekleştirilen 'öldürmeye kalkışma'
eylemi nedeniyle İtalya'da gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta ve
hükümlülükte geçen sürenin, Türkiye'de işlediği suçlardan dolayı
verilen cezalardan indirilmesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır.
Ağca'nın cezalarından, 'öldürme' suçundan gözetim ve tutuklulukta
geçirdiği 153 gün ile yolda geçirdiği 1 günlük sürenin indirilmesi
gerekirken, İtalya'da geçirilen ve yanlış hesaplanan 20 yıl ile 4616
sayılı yasa uyarınca 10 yıllık sürelerin mahsubu sonucu erken koşullu
salıverilmeye ilişkin Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 5 Ocak 2006
tarihli kararına karşı yapılan itirazı reddeden Kartal 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'nin hükmü yerinde görülmediğinden, bozulmasına karar
verilmesi gerekmiştir.''
Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin kararı, yerel mahkeme kararı Ceza
Muhakemesi Kanunu'nun ''kanun yararına bozma'' başlıklı 309. maddesine
göre bozulduğundan ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok daire
kararına itiraz etmediğinden, kesin nitelik taşıyor.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, tahliye kararının kanun yararına
bozulması istemini 17 Ocak Salı günü Yargıtay'a göndermişti.
KAYNAK: HABERTÜRK
|
omercelikkol |
Yukarıda CMK 309 yazılması gerekirken sehven 109 yazılmıştır. Özür dilerim. Bu arada ben Ağcaya verilen hapis cezasının süresini burada tartışmaya açmadım. Yargıtay 1. ceza dairesinin CMK 309 maddesinin uygulayış şeklinin (sanığın aleyhine işleterek) hukuki olup olmadığını sorguluyorum. |
Bugünün tarihi: 04/05/2025 01:47:06 |