Hukuki.NET


03/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
M.Ali Ağca..
Av.Mehmet Sonat BU AYIP TÜRKİYEYE'YE YETER KATİL ARAMIZDA (Milliyet,13.01.2006) --------------------------------- Abdi İpekçi cinayeti ve Papa İkinci Jean Paul suikastı hükümlüsü Mehmet Ali Ağca için verilen tahliye kararına, müdahil avukatı Turgut Kazan tepki gösterdi. Karara itiraz edeceklerini açıklayan Kazan , bir hukukçu olarak utanç duyuyorum.Bu,vicdanları acıtacak bir karar dedi. Turgut Kazan , gerekirse davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar götüreceklerini söyledi. Kazan, Ağcanın İtalyada Papaya suikast girişimi nedeniyle hapis yattığını,Türkiyede Abdi İpekçiyi öldürmekten sadece beş yılı aşkın süre hapis yatıp çıkmasının ise kanunlara ve vicdana aykırı olduğunu bildirdi. İnfaz hesabının yanlış olduğunu , kararın iptali için itiraz edeceklerini vurgulayan Kazan , Şartla salıverme yasasına göre , 10 yıl yatması lazımdı . 5 yılda çıkıyor . Bu karar yasaya ve hukuka aykırı dedi.
bozkurtalperen Rahsan'in affi yüzünden 2000 köy basan PKK li serbest birakilmistir. Bu medya peki o zaman neden sesini cikarmadi??????????????
Av.Ömer Faruk Daş
quote:
Rahsan'in affi yüzünden 2000 köy basan PKK li serbest birakilmistir. Bu medya peki o zaman neden sesini cikarmadi??????????????
Ekleyen: bozkurtalperen - 13/01/2006 :  16:25:16
sayın bozkurtalperen Belkide bazı kesimler bundan memnun kalmıştır."Ahhh keşke hepsi yakılsaydı kurtulurduk" diye hayıflanmışlardır.Bence hiç de mantıksız değil nedersiniz.Ödül olarak da yakanları salıvermişlerdir.!?!
Av.Mehmet Sonat Yazı: Can DÜNDAR www.milliyet.com.tr Bugün tahliye olacak Ağca'ya ilk tavsiyem şu: 25 yıldır görmediği kentleri şöyle bir dolaşsın. Uğur Mumcu Caddesi'nden geçsin, Çetin Emeç Bulvarı'na çıksın, Ahmet Taner Kışlalı Parkı'na gitsin, Abdi İpekçi Spor Salonu'na girsin. Bir faili meçhul cinayetler müzesindeymiş gibi gezinsin. Sonunda iyi adamların öldüğü, kötü adamların kahraman olduğu, kendisinin de figüranlık yaptığı filmin bize neye mal olduğunu düşünsün. *** Teklifime gelince: Bizler, yani o filmin kurbanları, mağdurları, seyircileri, Ağca için para toplayalım aramızda... Onu korumaya alalım. Maaşa bağlayalım. Rahat çalışacağı bir büro tutalım. Karşılığında, gerçek anılarını yazmasını isteyelim ondan... İpekçi'yi nasıl öldürdüğünü, Türkiye'nin en iyi korunan askeri hapishanesinden nasıl kaçabildiğini, nerede saklandığını, nasıl pasaport alıp dışarı çıkabildiğini, Papa'yı neden öldürmek istediğini yazsın. Bildiği isimleri açıklasın. *** Sonra bir internet sitesi kuralım. Bu anıları ve isimleri girelim. Ardından 12 Eylül'ün ünlü iddianamelerini, faili meçhul kalmış davaların dosyalarını, sanık ifadelerini, bu konuda yazılmış kitapların metinlerini... Dönemin tanıkları da bildiğini, duyduğunu girsin siteye... Kendisine işkence yapanı, koğuşta yanında yatanı, hatırladığı arabayı, plakayı, tabancayı... Hepsi tamam olunca bilgisayara, aynı isimlerin, arabaların, silahların zikredildiği olayları saptayıp aralarındaki ilişkiyi kurmamızı sağlayacak bir "Failler" programı yükleyelim. Programı işletip sonucu bekleyelim. *** Eminim "Failler", tüm bilgisayar oyunlarından daha eğlenceli olacaktır. Düşünün program, 25 kanlı yılın aktörlerini birbiriyle eşleyecek. Ummadık isimler, ummadık yerlerde karşımıza dikilecek. Mesela İpekçi cinayetinde adı geçen 5 ülkücüden 4'ünün sahte pasaportlarının "Nevşehir Emniyet Müdürlüğü"nden alındığı anlaşılacak. Uğur Mumcu'nun "Kim bunların Nevşehir Emniyeti'ndeki bağlantıları?" sorusuna cevap bulmak için bilgisayara "Nevşehir" yazılıp "Ara" komutuna basılacak ve Nevşehir'den pasaportlu Çatlı'yla sünnette göbek atan Özel Harekât Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin'in o dönem Nevşehir Emniyet Müdürlüğü'nde görev yaptığı ortaya çıkacak. Mesela Ağca'nın İpekçi ve Papa suikastındaki ortağı Oral Çelik'in sahte pasaportunda ismini kullandığı "Bedri Ateş", Oral Çelik'in 1979'da Malatya'da bir öğretmenin öldürülmesindeki ortağı çıkacak. Mesela Ağca'yı askeri cezaevinden kaçtıktan sonra evinde saklayan Abdullah Çatlı, Bedrettin Cömert cinayetinin faili ve ASALA işinde devlet ajanı çıkacak. Mesela Emniyet görevlisi olarak Ağca soruşturmasını yürüten Mete Bozbora, yıllar sonra Metin Göktepe'yi öldürmekten sanık polislerin MİT'ten ihraç edilen avukatı Necdet Küçüktaşkıner'in ortağı çıkacak. *** "Failler" raporu, iddianamemiz olacak bizim. Bu iddianameyle çağıracağız ortak isimleri sanık koltuğuna... Savcı bölümünde, filmin öldürülen iyi adamlarının eşleri, çocukları, torunları oturacak. Canlı yayımlanacak mahkeme, ibret olsun diye cümle âleme... Bir dönemin kiri temizlenecek. Çıkışta İpekçi Anıtı önünde, Kışlalı Parkı'nda, Mumcu Caddesi'nde, Emeç Bulvarı'nda şölen düzenlenecek. Bu kez katillerin değil, katledilenlerin resimleri "Türkiye sizinle gurur duyuyor" diye taşınacak ellerde... Ve biz, ancak o zaman bağışlayacağız Ağca'yı...
Av.Dilek Kuzulu Yüksel Koruma kalkanı devrede Ağca ortadan kayboldu. 1979'da onu askeri cezaevinden kaçıranlar bu kez de sivilden kaçırdılar. 70'lerin katilleri üzerindeki koruma kalkanının hâlâ devrede olduğu anlaşıldı. İlk kaçırılışından sonra Uğur Mumcu "Ağca'yı Silahlı Kuvvetler'de yuvalanmış bir sağ örgüt kaçırdı" diyor ve "kontrgerilla" adını veriyordu. Mumcu öldürüldü. Ağca salıverildi. * * * Aynı dönemde Ankara Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Doğan Öz, tırmanan şiddet olaylarının içinde "kontrgerilla"nın olduğunu saptayan bir rapor hazırlıyor ve Başbakan Ecevit'e veriyordu. Öz öldürüldü. Katili İbrahim Çiftçi hakkında askeri mahkemece verilen idam kararı, avukatının "Onun Milli Savunma Bakanlığı'nda dosyası var" demesinden sonra tam 4 kez bozuldu. Sonunda askeri mahkeme, "Doğan Öz'ü öldürdüğü sabit görülmüş olmakla birlikte" Çiftçi'nin beraatine karar verdi. * * * Öz davasından aranan Haluk Kırcı ne oldu? Bahçelievler katliamından idama mahkûm olduktan 3 yıl sonra infazdan yararlanarak şartlı salıverildi. İşlemin yanlış olduğu anlaşılınca aranmaya başlandı. Aranırken evlendi. Nikâh şahitliğini Mehmet Ağar yaptı. 4 yıl sonra yakalandı. Yakalandığı gün firar etti. Ticarete atıldı. Salıverildikten 5 yıl sonra yeniden yakalandı. Susurluk çetesine üye olmaktan 4 yıl hapse mahkûm oldu. 2004'te ikinci kez "yanlışlıkla" serbest bırakıldı. * * * Ya kaçırıldıktan sonra Ağca'yı evinde gizleyen Abdullah Çatlı? Eşinin ifadesine göre 12 Eylül'den 20 gün sonra getirilen pasaportla yurtdışına çıkarıldı. 1982'de Zürich'te yakalandı, 48 saat sonra serbest bırakıldı. ASALA operasyonu için devlet tarafından istihdam edildi. Uyuşturucu işinde yakalanınca yine eşinin anlatımıyla- "nefes kesen bir kurtarma operasyonuyla İsviçre'deki cezaevinden kaçırılıp Türkiye'ye getirildi". Susurluk'ta yeniden ortaya çıktığında bir emniyet müdürü ve bir milletvekiliyle aynı arabadaydı. * * * "Koruma kalkanı devrede" dememiz paranoya mı? Ağca bunları bildiğinden koruma istemedi zaten... Konuşmadığı sürece, o kalkanın korumasında olacak. Asıl korunmaya muhtaç olan, bu olayların üstüne giden gazeteciler, yazarlar, savcılar... Onları, "Bazı insanların canı yanacak" diye tehdit savuran Ağca'nın akrabalarından kim koruyacak? * * * Küçük bir notla bitirelim: "Canlar yanacak" diyen Ağca'nın kardeşi Adnan Ağca "Abdi İpekçi kimin adamı, onu araştırın" talimatı verdi ya... Dünkü Hürriyet'te Ahmet Hakan haklı olarak tepki gösteriyordu: "Sabetaycı avcılığı yapan 'çatlak profesör'... Her taşın altında Sabetaycı arayan 'mukaddesatçı'... Ey Sabetaycı avcıları, eserinizle gurur duyabilirsiniz". Vallahi haklı... Ben o "mukaddesatçı"yı 5 yıl önce Kanal 7'de Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet'le katıldıkları bir programda "Sabetaycı avında" izlemiştim. Programın İskele'sinde oturan sakallı televizyoncu, İpekçi'yi "Yıllardır dönme olduğu iddia edilen bir isim" diye tanıtmıştı. Telefonla katılan Hüseyin Hatemi "'Ben Müslümanım' diyen herkesin Müslümanlığını kabul etmek zorundasınız" deyince "Dönme olsa bile mi?" diye soran da o sakallı sunucuydu. Epeydir yok o kanalda... Bir yerlerde karşılaşsam, şu "dönme" meselesini soracağım kendisine... CAN DÜNDAR
deltaG Bozkurtalperen' e ve konuyla ilgilenenlere aşağıdaki linkleri okumalarını öneririm. Geçenlerde Kanaltürk' de İlhan Kesici ile bir söyleşi yapıldı. Sayın Kesici' nin bir cümlesi çok önemliydi. Tarihimizi ve iktisadı çok iyi bilmeliyiz, Ve biz, hala bizlerden pek çok şey Devlet tarafından gizlendiği için geçmişimizle,tarihimizle yüzleşemedik. 1984 sonrası 35 bin insanımız öldü derken, 1967-1980 arasında ölenlerin sayısını, neden öldüklerini bile unuttuk. Kendisiyle (birey olarak söylüyorum) yüzleşmeyi başaranlar, bu gün Türkiye' nin yüz akları olanlardır. Ama ne yazık ki seslerini pek fazla duyuramıyorlar. O nedenle beynimizi patlatmacasına tarihimizi yeniden okumak gerektiğine inanıyorum. Slogan ideolojilerinin devri çoktan kapandı artık. Önemli olan beynimizde o sloganları doldurmanın yöntemini geliştirmektir. Okuyun ve tartışın. Yani okuduklarınızı çevrenize yayın. Tek doğrunun ise-ister sağdan gidin ister soldan- yegane hazinemizin bu vatan toprağı olduğu gerçeğine ulaşacaksınız. https://www.yenicaggazetesi.com.tr/yazar.php?id=12&altid=6618 https://www.yenicaggazetesi.com.tr/yazar.php?id=5&altid=6615
Av.Ömer Faruk Daş Sayın deltaG iyi okuyalım ama hangi tarihimizi kuyucu murat paşa'yı mı
Av.Ömer Faruk Daş Sayın deltaG Tarihimiz sandığımız kadar şanlımı acaba hep doğruların efendileri tarafından mı yönetildik, acı halkımızın kaderi gibi milliyetcilik hamaseti ile karnımızı doyurmaya çalışıyoruz.Egolarımız bazan gözlerimizin önüne perde oluyor.Gerçekler ise aslında önemsiz birer ayrıntı
Nilgül Saraç Babamın katili yarın tahliye olacakmış. Duygu ve düşüncelerim sorulduğunda biraz şaşırıyorum. Ağca, bence sadece babam Abdi İpekçi'nin katili değil. Ben, onu bizim Milli Katilimiz olarak görüyorum. O Vatikan'da Papa suikastı girişimiyle adını "Türk katil" olarak duyurmuş biri. "Katil" ile "Türk" sözünün yan yana gelmesine sebep olan bir kişi. Onun katilliği hepimizi ilgilendirmeliydi. Biz hepimiz onun katilliğinden, katletme girişiminden şikâyetçi olabilmeliydik. Öç duygusuyla değil, cezalandırma isteğiyle değil, insan öldürmenin caydırıcılığını sağlamak için yapabilmeliydik bunu. "Türkler, hem çok hem de kolay öldürür" görüntüsünden "Türkler yaşama hakkına, insan hakkına saygılıdır" aşamasına geçebilmek için yapabilmeliydik. Bu aşamaya şu veya bu topluluğun içinde bulunmak için değil, kendi vicdanımız, insanlık onurumuz için gelebilmeliydik. Demek ki henüz o aşamaya gelmemişiz. Ağca'nın kurşunlarıyla babamın bedeninin delik deşik edildiği sokakta yüzlerce kişi bundan on gün önce coşku içinde yeni yıl kutlaması yaptı. Bugün eğer yüzlerce kişi katillerle birlikte yaşamak istemediğini söyleme ihtiyacı duymuyorsa, bu tahliye işleminin, onun ardındaki çalışmanın nedenlerini öğrenmek istemiyorsa, benim sözlerimin hiçbir anlamının olmayacağını düşünüyorum. Babam da Papa gibi sağ kalabilseydi, o da rahatlıkla kendi suikast girişimcisini affedebilirdi. İdam cezasına asla gönlü razı olmazdı. Ama hukuk sisteminin bu kadar çarpıtılmasına, öldüren gücün bu kadar yüceltilmesine, Türkiye'nin bu kadar aşağılanmasına, "siyasi cinayetler dönemi" diye adlandıracağımız bir dönemin karanlıkta bırakılması çabalarına da gönlü razı olmazdı. Katilleri tespit ve teşhir edilememiş, büyük bir çoğunluğu cezalandırılmamış siyasi cinayetleri bol bir toplumun bireyi olarak bugün acı bir çığlık atmamı beklemeyin benden. Bu, benim konum olmasın, benim fotoğrafım, iki ailenin karşılaşmasının fotoğrafı olmasın. Bugün gelinen aşama, bizim, hepimizin fotoğrafıdır. Nükhet İpekçi İzet
Av.Dilek Kuzulu Yüksel Dana - Hukuk - Ağca - Tavuklar HER şey ne kadar birbirine uyuyor. Dana yakalandı da Ağca mı kurtuldu?.. Tavuklara infaz uygulandı da, inek mi kaçtı?.. Hangisi hangisiydi? Müminler dananın peşindeler, tarımcılar tavukları kovalıyorlar, medya Ağca'yı yakalamak istiyor... Arkadaşlar "Kaçtı..." diye haber getiriyorlar. "Dana mı?.." "Ağca..." "...?" * Sanki memleketi anlatan bir fotoğrafın parçaları; tavukları diri diri yakmak, danayı ayağından asmak, ya da Ağca'nın başına karanfil atmak... Aslında bu üçü birbirinin parçası... Üçü birbirini tamamlıyor. Tavukları canlı canlı ateşte yakıp, danayı ayağından asıp, Ağca'nın başına karanfil atınca sen "memleketim" gibi oluyorsun memleketim. Öbür türlüsü çağdaş, uygar, barışın ve sevginin egemen olduğu, hukukun işlediği bir memleket olur ki... O sen değilsin... * Şu hale bakın: Ağca'yı saldıktan sonra bakacaklar; salınması doğru mu oldu, yanlış mı?.. İtalya'dan rica-minnet getirdikleri suçlunun serbest bırakılmasına yeryüzü hukukçularının aklı zaten ermiş değil. Kim Ağca?.. Namı; "dünyanın en ünlü" katili... "Dünyanın en ünlü katilinin" bayraklarla, karanfillerle, "Türkiye seninle gurur duyuyor" nidalarıyla karşılanması ise elbet bu memlekete özgü... Çürümüş bir toplumun normalidir... * Misal; ayağından asılan dananın yerine hukuku koysanız oluyor. Ya da "ibadet" adına danayı ayağından asanların yerine "milliyetçilik" adına katile karanfil atanları koysanız da olur... Bu memleket peş peşe öldürülen yurtsever, yürekli, aydınlık insanları değil, her zaman katilleri sevdi... Koyun aydınları, canlı canlı ateşe atılan tavukların yerine... Böyle bir memlekettir burası... Dana yakalandı da Ağca mı kurtuldu?.. Tavuklar kaçtı da biz mi yandık?.. Hangisi hangisiydi?.. BEKİR COŞKUN
AFR Mahkemede 'Ben aktörüm rol veriyorlar oynuyorum" dedi Bu cümlenin üzerinde biraz düşünmek lazım. Rolü kim veriyor?
Av.Ömer Faruk Daş Muhterem site yöneticilerimizin bir fikri yokmu acaba değişik yazarların yazılarını kopyalayıp yapıştırmak iyide neden kendi fikirlerinizide en azından belirtmiyor tartışmaya bir yön vermiyorsunuz.Şık bir davranış değil kendi fikirlerinizi esirgerseniz insanlarda forumlarınızdan esirger.Yakında bende kopyala yapıştıra başlıycam alimallah
Av.Esin Kılıç Erdoğan Dilek Hanım, Konu ile hiçbir ilgisi olmamakla birlikte, Can Dündar'ın buraya aktardığınız yazısının Ahmet Hakan ile ilgili kısmına, Ahmet Hakan'ın verdiği yanıtı yazıyorum. Gıyaplarında, Can Dündar'ın iddialarına karşı Ahmet Hakan'a savunma hakkı tanımaktır amacım [;)] Romantik isyankár meğer pusudaymış KENDİMLE gurur duyduğum konuların başında gelir: Hayatım boyunca "Dönme", "Sabetaycı" masallarına zerre kadar prim vermedim. En fanatik, en radikal, en sakallı günlerimde bile şu basit gerçeğe sonuna kadar iman ettim: Bir insanı anne babasının kimliğinden dolayı suçlamak ve köken avcılığı yapmak, tek kelimeyle ayıptır. Öyle yüksek teorilere, büyük insanlık ideali nutuklarına filan gerek duymadan bu basit ve yalın gerçeğe ulaştım. "Ayıp" dedim, geçtim. Hepsi bu. Benim için bazı konularda "Sen eskiden böyle demiyordun; ama şimdi diyorsun. Bu ne tutarsızlık" denilebilir. Ancak benim hayatımda "tutarsızlık avcıları" için "dönmelik" konusunda maalesef elverişli bir malzeme yoktur. * * * Yani... Can Dündar'ın dünkü yazısında öne sürdüğü iddia, kocaman bir saptırmadan ibarettir. Evet... Mehmet Şevket Eygi ile Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi, 5 yıl önce Kanal 7'de İskele Sancak programında karşı karşıya geldiler. Evet... Tartışma konusu "Dönmelik" idi. Evet... Tartışmayı ben yönetiyordum. Ancak... O tartışmada Can Dündar'ın ima ettiği tarzda bir "Dönme avcılığı" yapmadım. Öyle yapsam... O programın ardından Sabetaycı avcılığına meraklı tiplerin ağır eleştirilerine maruz kalır mıydım? Ya da Nükhet İpekçi ile o programla birlikte başlayan dostluğumuz beş yıldır sürer miydi? * * * Peki gerçek bu olduğu halde Can Dündar gibi "romantik bir isyankár" neden böyle bir saptırmaya imza atıyor? Benim için "sakallı televizyoncu" filan diyerek efendiliğini bozuyor? Bu sorunun yanıtını biliyorum. 6 ay önce yazdığım bir yazıda "Can Dündar tarzı belgeselcilik" konusunu ele almıştım. O yazıda söylediğim şuydu: "Belgeselcilik, durağan görüntülerin üzerine acıklı metinler yazıp genizden gelen içli bir ses tonuyla okumak mıdır?" O zaman bu eleştiriye hiç ses vermemişti. Demek ki pusuya yatmış, açık arıyormuş. Şövalye gibi davranıp eleştiriye yanıt vereceğine adımın yanı başına işaret koyup açık aramaya koyulmuş. Çok görmüyorum: Bizim memleket biraz böyledir. En romantiğimiz bile pusu kültürüyle yoğrulmuştur. Bundan sonra onun "pek hoş benli, genizden sesli" belgesellerini böyle bir verinin ışığında izleyeceğim. Bakalım ağlatacak mı?
Av.Tayfun Eyilik
quote:
Muhterem site yöneticilerimizin bir fikri yokmu acaba değişik yazarların yazılarını kopyalayıp yapıştırmak iyide neden kendi fikirlerinizide en azından belirtmiyor tartışmaya bir yön vermiyorsunuz.Şık bir davranış değil
Ekleyen: Av.Ömer Faruk Daş - 18/01/2006 :  19:21:58
ömer bey bunun neresi yanlış doğrusu anlamadım. Bazen öyle anlar olur ki o an için o olay için söylenmek istenen en güzel söz önceden söylenmiştir. Sizin ekleyebileceğiniz çok fazla bişi kalmaz sadece katılıyorum demekten başka alıntı yapan arkadaşları bu mahiyette değerlendirirsek daha iyi olur Ayrıca biz yöneticilerin belli bir taraftaymış izlenimi veren görüşler bildirmemizin doğru olduğunu sanmıyorum. Sitemizin konusu gereği konu hakkında hukuk yönüyle yorumlarda bulunabiliriz ki bu konuda benim söylemek istediğim tek şey şudur. Şu an Yaşanan (gerek aflar gerek başka nedenlerle) şeyler toplumdaki "adalet" duygusunu incitmektedir.
Av.Dilek Kuzulu Yüksel Esin Hanım öncelikle Ahmet Hakan'a cevap hakkı tanıdığınız için teşekkür ediyorum. ( Bakalım Can Dündar cevap hakıkını ne zaman kullanacak? [;)] ) Can Dündar'ın yazısının Ahmet Hakan ile ilgili kısmının konumuzla doğrudan ilgisi olmadığını ben de belirtmek isterim. Ancak Abdi İpekçi'nin dönme olduğu iddiası ile ölümü hak ettiğine inanan ve M.Ali Ağca'yı bu nedenle kahramanlaştıran bir kesim var. (Ahmet Hakan bu kesime dahil mi değil mi onu bilemem.) Bunu vurgulamak için Can Dündar'ın yazısını olduğu gibi aktardım buraya. Ömer Bey, ben de sizin iletinize karşı cevap hakkımı kullanayım demiştim ama Sayın Eyilik düşüncelerime öyle güzel lisan olmuş ki "Katılıyorum" demekten başka bir şey bırakmamış bana, tıpkı eklediğim yazırladaki gibi... Saygılar..
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 03/05/2025 09:05:07