 |
21/08/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
internetten seks tuzağı |
Emrah Yavuzcan |
Bugünlerde güncel bir konuyu gündeme getirmek için bu haberi buraya taşıdım.
İnternet ortamında "seks tuzağı"na düşürülen işadamının savcılığa ve polise yansıyan şikayet dilekçesine göre inanılmaz şantaj olayı şöyle gelişti:
İstanbullu işadamı M.G. bir internet sitesinde "Arzulukız " rumuzunu kullanan üyeyle sanal sohbete başladı. Koyulaşan sohbet, daha sonra kameralı (webcam) iletişimle sürdü. Sohbetin ilerleyen dakikalarında görüntüdeki kadın, soyunmaya başladı. İşadamı, çırılçıplak kalan kadınla bir süre daha sohbet ettikten sonra, bilgisayar kamerasını kapattı.
Ertesi akşam "Arzulukız "dan gelen yeni mesajı okuyan işadamı neye uğradığını şaşırdı. Çünkü bir gece önce kapattığını sandığı kamera açık kalmış ve bunu fırsat bilen seks tuzakçısı, işadamıyla eşinin tüm özel görüntülerini kaydetmişti.
10 BİN YTL VERMEZSEN
Şantaja başlayan kadın, işadamından 10 bin YTL istiyor, aksi takdirde kaydettiği özel görüntüleri, sanal álemde yayacağını söylüyordu. Paniğe kapılan işadamı, önce parayı verip şantajcıdan kurtulmayı düşündü. Ancak bu parayla şantajın sona ermeyeceği ve bir kábus gibi sürüp gideceği ortadaydı. Her şeyi göze alan işadamı, savcılığa başvurdu. Savcılığın talimatı üzerine devreye giren polis, pazarlığı sürdürmesini ve istenilen parayı verecekmiş gibi yaparak, karşı taraftan bir banka hesap numarası almasını söyledi. Talebini 2 bin YTL#8217;ye kadar düşüren şantajcı bir banka hesap numarası verince, harekete geçen polis, parayı bloke etti.
POLİS ÖNLEMİNİ FARK ETTİ
İşadamı hayatının kábusundan kurtulacağını düşünüp sevinirken, şantajcıdan gece yarısı gelen mesajla dünyası karardı. Aynı zamanda profesyonel bir bilgisayar korsanı olduğu anlaşılan şantajcı, polisin aldığı önlemi fark etmiş ve ölüm tehditlerine başlamıştı. Tehditlerini sürdüren şantajcı, takip edildiğinin ortaya çıkmasına karşın para istemekten vazgeçmiyor ve kendisini hiçbir gücün durduramayacağını iddia ediyordu.
Bu arada İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Bürosu dedektifleri, yaptıkları sanal takip sonucunda Nevşehir#8217;deki bir internet kafeye ulaşmayı başarmıştı. Polise göre elektronik şantaj mesajları, bu internet kafedeki bir bilgisayardan gönderiliyordu. Bu tespit üzerine Nevşehir#8217;deki internet kafede pusu kuran polis, çok geçmeden şantajcıyı yakaladı. Ancak bu kez şaşırma sırası polise gelmişti. Çünkü mesajlardan yola çıkarak şantajcının kadın olduğunu düşünen polis, karşısında 17 yaşındaki lise öğrencisi bir erkeği bulmuştu. Evet yakalanan S.S. kadın değil, erkekti!
ŞANTAJÇININ OYUNU
Gözaltına alınan S.S. yaşı küçük olduğu gerekçesiyle savcılık tarafından serbest bırakıldı. Şantaj iddialarını kabul etmeyen S.S. kimsenin özel görüntülerini kaydetmediğini, bunların işadamı tarafından kendisine gönderildiğini söyledi. Ancak polis, internet kafedeki bilgisayar kayıtlarına girince, söz konusu görüntülerin yanı sıra, işadamıyla aralarında geçen görüşmelerin kaydını buldu. İddiaya göre şantajcı internetteki bir siteden soyunan kadın görüntülerini indirmiş ve sanki o kadın konuşuyormuş gibi yaparak işadamıyla sohbeti koyultmuştu.
Polis şimdi 17 yaşındaki S.S.#8217;ye, bu işte başkalarının yardım edip etmediğini araştırıyor. Çünkü S.S#8217;nin şantaj parasını yatırılmasını istediği banka hesap numarasının da bir başkasına ait çıkması, bu kanıyı kuvvetlendiriyor.
Nasıl çarpıyorlar
SEKS ve çöpçatan sitelerinde yuvalanan şantajcılar, kandırmak istedikleri kişilere önce kadın rumuzları kullanarak yanaşıyorlar. Sohbet koyulaşınca, internette buldukları pornografik görüntüleri "Bu görüntüler bana ait! Ben soyundum, hadi sıra sende tatlım! " diyerek yolluyorlar. Dayanamayıp bunların istediğini yapan erkeklerin görüntülerini kaydeden tuzakçılar, daha sonra kurbanlarına şantaja başlıyor, ya da telefonlarına kontör yüklettiriyorlar.
Dedektifler uyarıyor
BİLİŞİM uzmanları internetin insanoğluna sunduğu sayısız çağdaş olanakların yanı sıra, tehlikeli tuzaklarla da dolu olduğunu hatırlatıyor. Bilişim suçlarında uzman bir dedektif ise, kullanıcıları bazı duyguların esiri olmamaları konusunda uyarıyor: "Tuzağa düşürülen erkek, soyunan kadın görüntülerinin gerçek (canlı) olmadığını anlayamıyor bile. Oysa ki bu görüntüler, daha önce kaydedilmiş sahte, tuzak görüntüler. Sanal sohbeti sadece görüntüdeki kadın yönlendiriyor. Kendinden geçmiş edilgen konumdaki erkek, sorulara cevap verdiği için, kadının gerçekten konuştuğunu sanıyor. Oysa biraz uyanık davranıp o anla ilgili bir şeyler sorsa, örneğin saat kaç dese, durumu hemen fark edecek ve tuzağa düşmekten kurtulacak!..
HÜRRİYET |
Av.Esin Kılıç Erdoğan |
Ben dünyanın gitgide daha da karmaşıklaştığını düşünüyorum. Eskiden bilinen, gözle görülen tehlikeler artık çok daha sinsi, gizli...
Başkanın Adamları filmini hatırlarsınız. Başkanın yeniden seçilmesi tehlikeye girince, bir Hollywood yönetmeninden (Dustin Hoffman) yardım isteniyor ve yönetmen, Amerikan halkının ilgisini başka bir yere çekmek için sanal bir savaş ve hatta sanal bir halk kahramanı yaratıyordu. (Bir parentez açacak olursak; İnsanın aklına ister istemez 11 Eylül gelmiyor mu?) Demem o ki, ben bu dünyaya olan inancımı yitirdim. Öyle büyük sanal tuzaklar yönetiyor ki bu dünyayı, internetin seks, para vs. tuzakları yanında tüy kadar hafif kalıyor. |
omercelikkol |
Sayın esin K. ya katılmıyorum. Çünkü habil ve kabilden beri suç insan oğluyla varolagelmiştir. Bundan sonra da var olmaya devam edecektir. Sadece yöntemler değişti. Eskiden korsanlık ve eşkiyalık vardı. Şimdi hackerlık ve sanal suç. Değişen çok fazla birşey yok. Sadece iletişim yolları fazla. Hatta günümüzün daha demokratik olduğunu düşünüyorum. Artık bilgi tekeli kırılmıştır. Herkes bilgiye çok rahatlıkla ulaşabilmektedir. Bence en gerçek devrim bu. |
Av.Esin Kılıç Erdoğan |
Sayın Ömer Çelikkol, evet size katılıyorum, insanoğlunun var olduğu yerde suç hep vardı ve insanoğlu var olduğu müddetçe suç da varlığını koruyacak. Ama hayır size katılmıyorum; insanlıkla birlikte suçlar da gelişiyor. Salt biçim değiştirmiyor. Korsanlık dediğiniz "suç "elle tutuluyor, gözle görülüyordu. Korsan tanınıyordu. Perde arkası kavramı yoktu ya da en azından bugün olduğu gibi, görünen, bir göz boyamadan ibaret değildi. Ama bilgi çağı, beraberinde maalesef yabancısı olduğumuz ve benim gizli ve sinsi olarak tanımladığım suçları da beraberinde getiriyor. Sözünü ettiğiniz "devrim", gerçekten herşeyin şeffaflaşmasını sağladı mı? Misal, 11 eylülü bizzat ve kare kare izleyebilmiş olmamız, bu sinsi ve kirli "suç"un boyutlarını ve perde arkasını anlamamızı sağlamaya yeter mi? Yetti mi? Yoksa "başkanın adamlarının" yönettiği bir filmi mi izledik sadece?
Bu arada, TDK'da, suç sözcüğünün anlamına baktım:
1 . Törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış.
2 . hukuk Yasalara aykırı davranış, cürüm:
Bu tanımlama bana son derece yetersiz ve hatta çelişkili geldi. Bir ara bunu da tartışmak isterim.
|
omercelikkol |
Sayın Esin K.
"Ama hayır size katılmıyorum; insanlıkla birlikte suçlar da gelişiyor. Salt biçim değiştirmiyor. Korsanlık dediğiniz "suç "elle tutuluyor, gözle görülüyordu. Korsan tanınıyordu. Perde arkası kavramı yoktu ya da en azından bugün olduğu gibi, görünen, bir göz boyamadan ibaret değildi. Ama bilgi çağı, beraberinde maalesef yabancısı olduğumuz ve benim gizli ve sinsi olarak tanımladığım suçları da beraberinde getiriyor. Sözünü ettiğiniz "devrim", gerçekten herşeyin şeffaflaşmasını sağladı mı? Misal, 11 eylülü bizzat ve kare kare izleyebilmiş olmamız, bu sinsi ve kirli "suç"un boyutlarını ve perde arkasını anlamamızı sağlamaya yeter mi? Yetti mi? Yoksa "başkanın adamlarının" yönettiği bir filmi mi izledik sadece?" diyorsunuz.
Peki internet olmasaydı iletişim araçları bu kadar gelişmeseydi siz bu düşünceye nasıl sahip olacaktınız. Bu düşünceye sahip olmanızın temelinde bahsettiğim bu devrim yatmıyor mu?
|
senerd |
Aslında değişen sadece değerlerimiz, ahlak anlayışımız. Suç dünde vardı yarında olacak. Ahlaki değerleri bir süreç sonrası erezyona uğrayan toplumlarda görülen klasik sonuçlar. |
Bugünün tarihi: 21/08/2025 01:23:31 |