Hukuki.NET


03/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
ÇEKİŞMELİ BOŞANMA VE 3 YILLIK SÜRE BAŞLAMASI
rich1974 SELAMLAR, ERKEK TARAFI OLARAK DAVAYI AÇAN TARAFIM 1 SENEDİR ÇEKİŞMELİ BİR BOŞANMA DAVASININ İÇİNDEYİM. ANCAK ARTIK MAHKEMELERE GİDECEK GÜCÜM KALMADI KARŞI TARAF SIRF İNAT İÇİN BU DAVAYI UZATMAKTA VE BEN 1 SENE KAYBETTİĞİMİ DÜŞÜNÜYORUM. BEN BU DAVANIN 3 YILLIK SÜRECİN BAŞLAMASI İÇİN BİTMESİNİ İSTİYORUM. ŞUBATTA TEKRAR BİR DURUŞMA VAR BEN BU DURUŞMADA KARŞI TARAF BOŞANMAMAKTA ISRAR EDERSE NE YAPMALIYIMKİ HAKİM BU DAVAYI BİTİRSİN VE ÜÇ YILLIK SÜRE BAŞLASIN....TEŞEKKÜR EDERİM. AYRICA SON BİR SORU ÜÇ YILLIK SÜRE İÇİNDE NAFAKA ÖDERMİYİM..
Av.Dilek Kuzulu Yüksel 3 yıllık süre, boşanma davanızın reddedilmesi ve bu red kararının kesinleşmesinden itibaren başlayacaktır. Davanın reddi için sonuçlanmasını beklemekten başka yapabileceğiniz bişey yok gibi görünse de davanın hangi aşamada olduğunu bilmeden ve dosyanızı görmeden net bir yorum yapmak zor. Hakim eşinizin talebi ile ya da re'sen tedbir nafakası takdir edebilir.
rich1974 ŞUBAT AYINDA 4.DURUŞMA OLACAK GEÇEN DURUŞMADA BENİM ŞAHİTLERİM DİNLENDİ BU DAVADA GELİRSE ONUN ŞAHİTLERİ DİNLENECEK BEN DAVANIN UZAYACAĞINDAN EMİNİM BENİM BU DAVAYI BİTİRMEM GEREKİYOR DİLEKÇE YAZSAM İŞE YARARMI NE GİBİ BİRŞEYLER YAZMAM GEREKİR BANA LÜTFEN YARDIMCI OLUNUZ..
Av.Dilek Kuzulu Yüksel Davacı siz olduğunuz için, davayı en çabuk feragat ile sonuçlandırabilirsiniz. Davadan feragat etmediğiniz sürece de yargılamanın sonucunu beklemek zorundasınız. Dilekçe yazıp durumunuzu izah ederseniz bence hakim kötüniyetli olduğunuzu düşünecektir, takdir sizin. Saygılar.
slug
quote:
3 yıllık süre, boşanma davanızın reddedilmesi ve bu red kararının kesinleşmesinden itibaren başlayacaktır. Davanın reddi için sonuçlanmasını beklemekten başka yapabileceğiniz bişey yok gibi görünse de davanın hangi aşamada olduğunu bilmeden ve dosyanızı görmeden net bir yorum yapmak zor. Hakim eşinizin talebi ile ya da re'sen tedbir nafakası takdir edebilir.
Ekleyen: Av.Dilek Kuzulu Yüksel - 20/12/2005 :  19:32:55
Eslerin 3 yildir ayri olduklarini ispat etmeleri halinde bosanma otomatikman gerceklesmiyor mu? Bu baglamda dava acildigi tarihten itibaren esler ayri yasiyorlar ve 3 yil sonunda tekrar evlilik birliginin tahsisi saglanamadiysa mahkemede gecen surec neden 3 yilin disinda adledilsin? Yasa acik '3 yil sureyle birbirlerinden ayri yasamis olan ciftler' deniyor. (Yanlis anlamayin ben hukukcu degilim sadece yasayi yorumlamaya calisiyorum) Dava acilmasiyla beraber eslerden en azindan davaci olan TERK eylemini islemis adledilmeliydi ve karsi taraf illa bosanmiyacagim diyorsa esine mahkeme kanaliyle eve don cagrisi yapmaliydi veya hakim bunu resen istemeliydi. Hakim Re'sen isteyemiyor ise (zira hukuki dayanak yok) o zaman yasa yapicinin kusuru neden insanlara iskence etme hakki dogursun? Bence yeni MK'nun belkide en tartismali bakis acisi bu. Dava acilis tarihi TERKIN RESMI delilidir. Bence bu konu yargitaya yansimadiysa dahi gelecekte bir vesileyle duzeltilmesi gereken bir acik olarak durmaktadir.
Av.Dilek Kuzulu Yüksel Sayın slug, Kanun maddesini yazmamın sebebi, hükmü hep birlikte değerlendirmek niyetiyledir. Yoksa benim de sizi eleştirmek ya da yorumlarınızın yanlış olduğunu belirtmek gibi bir amacım yok, yanlış anlaşılmasın lütfen. Sayın rich1974' ün sorduğu soruya almak istediği cevabın bu maddeyle ilgili olduğunu düşündüğüm için bu madde ile ilgili bilgi verdim. Kanunların %100 doğru ve mantıklı olduğunu kimse iddia edemez, bu zaten kişiye göre değişir diye düşünüyorum. Ancak kanunları değerlendirirken gerekçelerine de bakmak gerekir. Kanımca bu düzenlemedeki amaç, eşlerin reddedilen davadan sonra tekrar bir araya gelme ihtimallerini düşünerek aile ve evlilik müesseselerini korumak. Doğru veya yanlış olduğu elbette tartışılır, doğrunun bulunması ve düzeltilmesi için de tartışılmalıdır bence. Saygılar.
Av.Dilek Kuzulu Yüksel Türk Medeni Kanunu Kanun No : 4721 Kabul Tarihi : 22.11.2001 R.G. Tarihi : 08.12.2001 R.G. No : 24607 ************** VI. Evlilik birliğinin sarsılması Madde 166 - Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir. Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.
slug Dilek Hanim: O maddeyi okudum, ancak benim soyledigim kanunun yanlis tarafi. Sizin soylediklerinizi elestiri amaciyla alanti yapmamistim, amacim kanun yapicinin kusurunu eletirmekti. Bence biri, bir gun konuya bu acidan yaklasip maddenin degistirilmesini isteyebilir ve inaniyorum ki degisecektir.(Zaten vurguladigim asil nokta buydu) Cok sacma birsey cunku. Kendi istegimle dava mava acmadan cekip gidince 3 yillik sure tikir tikir islemeye basliyor (istemeyen tarafin eve don cagrisi surecini okudum) ama dava acip terk edince kanun koyucu yok dava esnasinda gecen sure sayilmaz diyor. Cok ciddi bir celiski. (Ben gormeden ne yaparsan yap ama ben gorursem oyun bozencilik yaparim anlamina geliyor. Boyle bir hukuk; taraflari veya aile birligini resen koruyucu adledilemez)
slug Iste kanun yaicinin en nefret ettigim tarafi bu. Benim ozel hayatimdan kime ne? Ne hakla kendine vazife adlediyor. Bosanirim sonra ozler geri donerim. Yani beni nikah altinda tutarak aile birligini koruyacagina dair inanc beslemek sadece komedi. Ha eskiler icin hakli olunabilir o donemde sosyal ve kulturel faktorler nedeniyle bu yaklasim gercekten etkindi. Gunumuzde halen boyle olmadigini artik kanun yaoici ve uygulayici anlamalidir. Ayni kadinla/erkek'le 40 kere bosanir evlenirim kime ne? Kanun yapici artik anlamalidir ki ne yaparsa yapsin is olacagina varir ve zorla nikah altinda tutmak gunumuzde tam aksine bir yigin felakete yol acmaktadir. Helede uzayan davalarda esler arasinda kirginliklar davanin acilis tarihinde var olan kirginlik duzeyinden cok daha yukarlara tirmanarak eslerin gelecekte birdaha bir araya gelme ihtimalini cok daha fazla baltalamaktadir. Cunku en azindan bosanmak isteyen taraf bosanmayi mutlak kilmak icin olmasi gereknden cok daha gergin ve saldirgan olmakta bu da isi baslangic noktasinin cok daha alt seviyelerine indirmektedir. Ey hakim amcalar birakin ozgurce bosnalim (ve daha fazla kirip kirilmadan) ki daha sonrasi icin var olabilecek kucucuk saygi kirintilari da yok olmasin. En azindan birbirimizin yuzune bakabilecek halimiz kalsin. [xx(]
Kaan V. Sayın slug; TMK 166/IV hükmüne dayanılarak boşanmaya karar verilebilmesi için 1.Bir boşanma davasının açılmış olması (boşanma sebebi önemli değildir), bu davanın reddine karar verilmiş olması ve de bu red kararının kesinleşmiş olması gerekmektedir. 2.Bu şartlar gerçekleşmiş ise kesinleşme kararından itibaren üç senelik bir sürenin geçmesi gerekmektedir 3.Ayrıca bu geçen üç sene boyunca ve sonunda ortak hayat yeniden kurulamamış olması da gerekmektedir. Bu şartlar varolduğunda evlilik birliği temelinden sarsılmış kabul edilir ve eşlerden birinin talebiyle boşanmaya karar verilir. Eğer başlangıçta açılan bir dava yoksa yada açılan bu dava reddedilmemişse (önemli olan red kararının verilmesi, kabulüne karar verildiğinde zaten sorun yok) ve de red kararı kesinleşmemişse bu hükme dayanılarak boşanma gerçekleşmez. Yine red kararı kesinleştikten sonra üç yıl geçmemişse yine bu haldede bu hükme dayanılarak boşanma gerçekleşmez. Buradaki üç senelik sürenin konuşulabilmesi için muhakkak bir kesinleşmiş red kararı olması gerekmektedir. Dava açmadan üç sene dört sene ayrı yaşamanız yada dava sürerken ayrı yaşıyor olmanız yeterli değildir.
Av.Esin Kılıç Erdoğan Sayın Slug, sanıyorum kanunu yorumlarken küçük bir hata yapmışsınız. "...dava mava acmadan cekip gidince 3 yillik sure tikir tikir islemeye basliyor" demişsiz, oysa terk, 164.maddede açıklanıyor ve bunun sözünü ettiğiniz 3 yıllık süreçle ilgisi yok. Terk, sadece boşanma davası açmanın gerekçesi olarak kanunda yer alıyor. Bu küçük eklemeden sonra söylemek isterim ki, bu konunun tartışılması çok yerinde. yalnız olayı bireyselden ziyade, sosyal açıdan incelemenin daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Özellikle de ülkemizde kadınların durumunu da göz önünde bulundurarak... kanunun mevcut düzenlemeleri bence de tartışılmalı ancak altarnatifinin, sizin talep ettiğiniz gibi boşanırım evlenirim kime ne şeklinde olmaması da gerekiyor. [:)] neden? 1-Ülkemizin çok büyük bir kesiminde, kadınlar için boşanmışlık veya dulluk korkunç bir hayatı da beraberinde getiriyor. çoğu yerde kadının sonsuz haklı nedenle dahi boşanma davası açması imkansız. hatta böyle bir girişim namus cinayetlerine konu oluyor. Düşünün ki, kadın, sırf başında bir erkek olsun kaygısı ile eşinden sürekli dayak yemeye dahi katlanıyor. hatta size bir davayı örnek vereyim. adam eşini birkaç yıl önce terk edip gitmiş, ama kadın boşanma davası açmayı aklına bile getirmemiş. Daha da kötüsü, kadın bir resmi işlem yaparken ortaya çıkıyor ki, kocası, onun haberi olmadan, inanılmaz bir sahtekarlıkla, bir başka kadını karısıymış gibi göstererek, anlaşmalı boşanma davası açmış ve boşanma kararını da almış! 2-Kadınların büyük çoğunluğu, eşinin gelirine muhtaç yaşıyor. Eğer boşanmak, sizin istediğiniz kadar kolay olsa, bu kadınların, bir anda nasıl ortada kalacaklarını da düşünmek lazım. bana boşanmak isteyen sadece erkekler mi diye sormayın, elbette değil. Ama ülkemizin gerçekleri çok büyük ölçüde kadınların aleyhinde.
necil Sayın Esin K. "Ülkemizin gerçekleri" derken "boşanmalara ilişkin adalet sistemimiz"i hariç tutuyorsunuz herhalde. Çünkü boşanma ile ilgili adalet sistemimiz ÇOK BARİZ BİR ŞEKİLDE KADININ LEHİNDE"!! Bunu bilmiyorsanız da öğrenmenizi ve bilmeyenlere öğretmenizi tavsiye ederim. Bakınız: Ben sürekli hakaret işittiğim eşimden boşanmak için dava açtım ve sonunda 3,000YTL maaş aldığı halde kendisine "yoksulluk" nafakası (gülmeyin lütfen) ve 45,000YTL tazminat ödemeye mahkum oldum. Durun bitmedi. Kendisi bana duruşmalar esnasında "gey", "sübyancı", "uyuşturucu kullanıcısı ve kullandırıcısı", "ensest" ve "cinsel sapık" dediği halde "aile"(!) mahkemesi hiç bir şey yapmadı, çocuğumu 1 yıldır ayda iki kez 4'er saat görmeye mahkum edildim. Ortak olmayan kendi evimden mahkeme kararıyla uzaklaştırıldım, 1 yılın sonunda çocuğumu görüş saatleri (lütfen) ayda 18 saate çıkarıldı. ("Ensest" olduğum halde hakim nasıl bu kararı verdi hala düşünüyorum) Evime hala giremiyorum, aidat ve yakıtı da tıkır tıkır ödüyorum üstelik. Sayın Esin K. yukarıdaki durum Şişli adliyesindeki "Aile" mahkemesi tarafından görülen dosyanın görülmesi ve verilen karar sonucunda oluştu. Düzeltmek için umutsuzca Yargıtayda sürünüyorum. Siz neyin kadınlarin aleyhinde olduğunu düşünüyordunuz? Biraz gerçekçi olun lütfen! Saygılarımla
Aykut Yılmaz KADINLAR HER ZAMAN HAKLIMI.AZCIK SIKIŞTIKLARINDA HEMEN CİNSELLİKLE İLGİLİ KONULARI VEYA ERKEĞİ SUÇLU KÖSTERMEK İÇİN NE GEREKİYORSA YAPIYORLAR. BENCE KADINLAR BU BOŞANMALARDA DAHA SUÇLU TARAF OLARAK GÖZÜKÜYOR YAŞADIĞIM ŞEHİRDE 680 BOŞANMA DAVASI VAR VE HEMEN HEMEN HEPSİ AYNI SEBEPTEN AÇMIŞL DAVAYI BAKTI KOCA DİRENİYOR HEMEN HAKİME EŞİM BENİ TATMİN EDEMİYOR DİYE LAFLAR SÖYLÜYOR.KADIN İSTEDİĞİNDE HEMEN BOŞANIYORSA ERKEK NEDNE BOŞANAMIYOR.KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ VARDI YA BU ÜLKEDE BENCE HER ZAMAN EZİLEN ERKEK OLUYOR.ÇİLEYİDE ERKEK ÇEKİYOR.HADDİMİ AŞTIM ÖZÜR DİLERİM AMA BUNLAR BENİM ÇEVREMDE YAŞADIKLARIM.
Av.Esin Kılıç Erdoğan her ne kadar bireysel olarak son derece olumsuz deneyimler yaşamışsanız da, konuyu tamamen basite indirgemişsiniz. Türkiye gerçeklerinden söz ederken, sizin sözünü ettiğiniz eşiniz gibi ayda 3.000 ytl kazanan, kendi ayakları üzerinde durabilen, küçük bir kesimden değil, adı üzerinde türkiye genelinden bahsettim. bunun için istatistikler mi vermek gerekiyor? buyrun: https://www.acev.org/egitim/yeni_gep.htmlBugün Türkiye#8217;de yaklaşık 7 milyon kişi kendi adını dahi okuyup yazamamaktadır. Bu nüfusun büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturmaktadır ve istatistiklere göre Türkiye#8217;de her dört kadından biri okur yazar değildir. https://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2003/06/12/yazidizi/yazidizi1.html Araştırmalara göre her 4 kadından 3' ü şiddet görüyor. Kadınların %32'si aile içi şiddete maruz kalıyor.. Şiddete uğrayan kadınlar genelde kendilerini çaresiz hissediyor, bir süre sonra ise durumu kabullenme noktasına geliyor. https://www.bianet.org/2005/10/10/68436.htm Kadınların en büyük korkusu, 'dul' kalmak. 20 kişiyle açılan merkezin üye sayısı bugün 220'ye ulaştı. Çiğdem Akçay, başvuran kadınların en büyük korkusunun "dul kalmak" olduğunu belirterek "Bize başvuruda bulunanlar arasında şiddet gören çok az kadın boşanma yolunu tercih ediyor: "Sosyal güvencenin olmamasının yanı sıra 'Evden gelin çıktın, dul olarak giremezsin' anlayışıyla ailelerinin de kapıyı yüzüne kapattığı kadınlar, boşanma dışındaki seçeneklerle sorunlarını aşma çabası içinde" Kanunların ve uygulamaların mükemmelliğinden söz edecek değilim. Üstelik her ne kadar adalet sistemimizi bana öğretmeye kalkışmış iseniz de, buna gerek olmadığını bilmenizi isterim. Çünkü bir avukat olarak zaten bu işlerin yeterince içindeyim. benim ifade etmek istediğim şu, özünde size katılıyorum, kanun insanların özgürlük alanlarına müdahil olmamalı. Ancak ne var ki kanun yalnızca siz ve eşiniz gibi, sosyal ekonomik ve kültürel açıdan iyi seviyedeki insanlar için değil, Türkiye genelinde yaşayan herkes için var. Bu nedenle, dengeyi sağlayabilmek çok da kolay değil.
necil Esin hanım, Yaşam şartları, kırsal kesimde ve varoşlarda genellikle kadınlarımızın aleyhinde olabilir. Ben zaten bu konuda herhangi bir yorum yapmamıştım. Zahmet edip internet siteleri belirtmişsiniz. Hiç gerek yoktu, çünkü konuyla tamamen ilgisiz, hele bu siteyle hiç ilgisi yok. Bu sitenin adı "Hukuki.Net". Bu ad, Türkiye'deki hukuk ve kanularla ilgili bir site olduğunu düşündürüyor bana . Ben de zaten bu yüzden site ne ile ilgiliyse onunla ilgili bir şey yazdım ve yazdığımı da örnekledim. Şudur yazdığım: TÜRKİYE'DEKİ MEDENİ KANUNLAR VE AİLE MAHKEMELERİ YARGIÇLARININ TAVIRLARI (BELKİ DE AİLE MAHKEMELERİNİN YARGIÇLARI HEP KADINLARDAN SEÇİLDİĞİNDEN) DAİMA KADINLARIN LEHİNEDİR! Hiç konuyu dağıtmanın gereği yok. Adalet sisteminden bahsediyoruz, başka bir şeyden değil. Saygılarımla.
Av.Esin Kılıç Erdoğan Necil Bey, hukukun ne olduğu hususunda, hukukçu olmasanız dahi biraz fikir yürütmenizi öneriyorum. Böylelikle, hukuk sitesinde sosyal olguların neden yer aldığını ve almasını gerektiğini anlayabilirsiniz. (size web adreslerini vermiyorum, hukuk ve toplum şeklinde bir araştırma ile, zaten binlerce sonuç bulacaksınız)
necil Esin hanım, hukuk sitesinde sosyal olgulara yer verelim peki, ama sosyal olgularımız malesef böyle-böyle diye "Ne yapalım arada kuruların yanında yaşlar da yanıversin, o kadar da olur" mu diyelim? Nasıl bir mantıktır bu anlayamadım. Yani erkeklere şunu mu söyleyelim? : "Ne yapalım kardeşim siz de kadınların çoğunlukla mağdur olduğu bir ülkede doğacağınıza, gidip her iki cinsin de adalet önünde eşit muamele gördüğü bir yerde doğuverseydiniz! O zaman yargıçlar sizin o kötü erkeklerden biri, eşinizin de o zavallı mağdurelerden biri olduğu ÖNYARGISI ile bakmazdı davanıza!" Eğer aklınızdan "her iki cins de kanunlar karşısında eşittir, mahkemelerimiz de bu konuda adil davranırlar" tarzı bir cevap geçiyorsa 26 Aralık tarihli yanıtımı bir kez daha okumanızı istirham ederim. Saygılarımla
rich1974 BU KONU İLE İLGİLİ YAZILANLARIN HEPSİ BENCE KENDİNCE DOĞRU OLABİLİR AMA BENDE ŞAHSİ FİKRİMİ BELİRTMEK İSTİYORUM. BİR ÇOK ARKADAŞIMIN DEDİĞİ GİBİ BOŞANMA DAVALARINDA HAKİMİN KADINDAN YANA OLDUĞU BİR GERÇEK BUNU BÜTÜN HUKUKÇULARDA BİLİYOR KABUL ETMEMEK MANTIKSIZLIKTAN ÖTEYE GİTMEZ. DAVALI VEYA DAVACI OL NE OLURSAN OL NE YAŞANMIŞSA YAŞANSIN ERKEK OLARAK HAKSIZ VE KUSURLUSUN. BEN 1 YILLIK BOŞANMA SÜRECİMDE BUNU ÇOK İYİ ANLADIM BU SİTEDE OKUDUKLARIM KADARIYLA BENDE DAHA ZOR DURUMDA OLAN 2-3 YIL BOŞANMA DAVALARINDA SÜRÜNEN ARKADAŞLAR OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜKÇE DURUMUN NE KADAR VAHİM OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM. ANCAK BİR GERÇEK VARKİ EĞER BİR BOŞANMA DAVASI AÇILMIŞSA BUNU UZATMANIN NE KADINA NE DE ERKEĞE BİR FAYDASI OLUYOR. ADLİ KORİDORLARDA BOŞANMA DAVALARI ESNASINDA HER İKİ TARAFINDA NE ZORLUK LAR ÇEKTİĞİNİ KENDİMDEN VE GÖRDÜKLERİMDEN ÇOK İYİ GÖZLEMLEDİM. KEŞKE TOPLUMUN KUTSAL YAPISI OLAN AİLE KORUNURKEN BAZI MANTIKSAL GERÇEKLERDE KABUL EDİLSE. YAZIK Kİ VAR OLAN ÖN YARGININ ÖNÜNE GEÇMEK ŞUANDA İMKANSIZ GİBİ. BENCE DAVALAR EN FAZLA 2 CELSE OLMALI BİR TARAF İSTEMİYORSA UZATMAYA GEREK OLMADAN REDDEDİLMELİ EĞER ZATEN EŞLER BİRBİRİNDEN KOPMUŞSA AYRI YAŞAYACAK VE 3 YILIN SONUNDA BOŞANACAKTIR ANCAK GÖRÜYORUM Kİ BU KESİNLİKLE OLMAYACAK . MAHKEMELERDEKİ BOŞANMA DAVALARI O KADAR FAZLAKİ EĞER HUKUKSAL OLARAK BİR DÜZENLEME YAPILSA BENCE DAHA LÜZUMLU OLAN NAFAKA, VELAYET DAVALARINA YER AÇILSA. İKİ KİŞİ AYRILMAK İÇİN MAHKEMEYE GELMİŞSE ZATEN OLAY BİTMİŞTİR BUNU UZATIP BİRŞEYLERİ DÜZELTMEYE ÇALIŞMAK NE HAKİMİN NE DE ADALET SİSTEMİNİN SORUNU OLMAMALI. BİTEN BİTMİŞTİR DAVALARIN UZAMASI SADECE VE SADECE KİŞİLERİ BİRBİRİNE DÜŞMAN ETMEKTEN BAŞKA BİR İŞE YARAMIYOR. YAZIK....
necil Düşünsenize bir: Türkiye'deki durumun tam tersi olsaydı: Yani mahkemeler, yargıçlar, hukuk, adalet sistemi boşanma davalarında kadınların değil de erkeklerin lehine olsaydı. Hiç sanmıyorum ki erkekler "oh, ne güzel benden boşanmak istiyor ama dur ben şu durumdan bir güzel yararlanayım da 3 yıl süründüreyim şunu. Hem SSK'lı çalışayım hem de yoksulluk nafakası bağlatayım, bunu da içime sindireyim, çocuğu 15 günde bir göstereyim, onun dışında hiç göstermeyeyim." desinler. Elbette tüm kadınlar böyle değil, ama pek çok kadın böyle malesef. Durum tersine olsaydı böyle yapan erkekler fazla olmazdı gibime geliyor.
mordelen SAYIN EŞİN K. her kadın magdur degildir kendini çok iyi gösterip çok işler çeviren kadın dolu..bizim toplumda kadın namus abidesi erkek de hovarda gözüyle bakıldıgı sürece bu düzen düzelmez...tüm kadınların canı ceheenneme
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Velayet hakkı] Wmic Windows Activation Key and windows 7 ultimate activation tool 
  • 03.05.2025 09:36
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 03/05/2025 14:49:38