anyoranza |
Aşağıda verdiğim dilekçe ile 4,5 senedir çalıştığım kurumdan haklı nedenlerle istifa ettim.
1-Bu dilekçeye göre istifam kanunun 24. maddesine uymaktamıdır?
2- Kıdem tazminatı ödemek zorunda mıdır?
3- Bekleme süresini (2 ay) beklemeksizin işi bırakabilir miyim?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim..
Saygılarımla#8230;.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------
10.04.2001 tarihinden günümüze kurumunuzda yabancı dil okutmanı olarak görev yapmaktayım.
Kurumunuz tarafından ve tarafımca akdedilen sözleşme, meslek ahlakına inancım, kısıtlı imkanları ile ücretini ödeyerek yabancı dil eğitimi almak için çabalayan öğrencilerime sevgim ve saygım gereği görevimi ciddiyetle ve en iyi şekilde icra ettiğime inancım tamdır.
Mesleğimi icrada başarılı olduğum çeşitli zamanlarda çeşitli şekillerde teyid edilmiştir. 5 senelik zaman sürecinde mezun ederek yabancı dili öğrenmelerini sağladığım öğrencilerimden gelen, gelmeye devam eden övgü ve teşekkürler bana her zaman gurur ve mutluluk vermiştir.
Tarafınızca senelerdir yapılan öğrenci anketlerinden ve geriye dönük olarak yapacağınız araştırma neticesinde kolaylıkla ulaşabileceğiniz öğrenci/sınıf devam istatistiklerinden de görevimi ne denli ciddiyet ve başarı ile yürüttüğüm açıkça ortaya konulabilecektir. Bu kayıtlı delillerin yanısıra; kat görevlisinden, fotokopi görevlisinden, öğrenci işleri çalışanlarına, okutman meslektaşlarımdan, idari görevlilere kadar her kademedeki kurum çalışanlarının da, görev ciddiyeti ve başarısı hususunda şifahi teyid kesinlikle sağlanabilecektir.
Yine çeşitli zamanlarda okutmanlık görevi dışında diğer bazı görevleri de başarıyla yürüttüm. Bunlar sırasıyla; #8230;#8230; Dili Birim Başkanlığı, Yabancı Diller Bölüm Başkan Yardımcılığı, Yabancı Diller Bölüm Başkan Vekilliği ve Yabancı Diller Bölüm Başkan Yardımcılığıdır. Yabancı Diller Bölüm Başkanının görevinin başında bulunmadığı uzun bir sürede, hamile olduğum bir dönemde, tüm idari işlerin tek başıma başarıyla ifa ettiğim, tüm diğer idari görevlilerce bilinen bir konudur. O dönemde tek başıma yürüttüğüm ve sözleşmeli personelin idari kadroda görevlendirilemeyeceği kararı ile bıraktırılan bu görev, bir kaç aylık dönem sonrasında günümüzde bir kadrolu ve iki sözleşmeli(!) çalışan tarafından yürütülmektedir.
Kurumunuzda bir eğitimci olarak çalıştığım süreç boyunca kurumunuz tarafından ve tarafımca karşılıklı olarak akdedilen sözleşme hükümlerine harfiyen uydum. Mezunu olmaktan onur duyduğum Üniversitesinin bir kurumunda çalışmak bana her zaman onur vermiştir. Bir diğer değerli yüksek öğrenim kurumu olan Üniversitesinden 2005-2006 eğitim yılı başında gelen eğitimcilik teklifini, yukarıda da bahsettiğim üzere öğrenmek isteyenlere sevgim ve saygım nedeniyle kabul ettim. Kurumunuz ile olan sözleşmem gereği durumu kurumunuza bildirmem gerekiyordu ki, en başından itibaren bilgi kurumunuz idari kadrosuna tarafımdan verilmiştir.
Kurumunuz idari kadrosunda ve sözleşmeli okutman kadrosunda çalışan pek çok kişinin geçmişten günümüze diğer bazı işlerde çalıştığı herkesce bilinen bir husustur. Sözleşmelere aykırı olmayan bu bilinen hususa ve 3 ay öncesinde Üniversitesinde çalışmaya başlanacağı bilgilendirilmesinin yapılmasına rağmen, çeşitli dedikodulara itibar edilerek bu konunun sorgu konusu edilmesinin gerekçesi anlaşılmamıştır. Kaldı ki, bilindiği üzere aramızda akdedilen iş sözleşmesi tam süreli iş sözleşmesi olmayıp, kısmi süreli bir iş aktidir. (en son 12 saat/hafta) 4857 sayılı İş Kanunu MADDE 14.#8217;te belirtilen #8220;Yazılı sözleşme ile işçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine ihtiyaç duyulması halinde iş görme ediminin yerine getirileceğinin kararlaştırıldığı iş ilişkisi, çağrı üzerine çalışmaya dayalı kısmi süreli bir iş sözleşmesi#8221;, yani çağrı üzerine çalışmaya yönelik bir iş sözleşmesidir. Eylül, Ekim, Kasım, Aralık döneminde kurumunuzdan alınan çağrı üzerine çalışmak üzerine yüklenimime verilen görevlerimde eksiksiz olarak başarıyla ifa edilmiştir.
Kanunda #8220;Hafta, ay veya yıl gibi bir zaman dilimi içinde işçinin ne kadar süreyle çalışacağını taraflar belirlemedikleri takdirde, haftalık çalışma süresi yirmi saat kararlaştırılmış sayılır. Çağrı üzerine çalıştırılmak için belirlenen sürede işçi çalıştırılsın veya çalıştırılmasın ücrete hak kazanır.
Sözleşmede günlük çalışma süresi kararlaştırılmamış ise, işveren her çağrıda işçiyi günde en az dört saat üst üste çalıştırmak zorundadır.#8221; hükmü bulunmasına ve Sözleşmemizde de günlük çalışma saati konusu kararlaştırılmamış olmasına rağmen günlük çalışma saatleri 4 saatten az tutulmuştur. Bu da tarafıma ilave yol ve zaman külfetleri getirmiştir.
Tüm bu fedakarane çalışmalarıma, ve 2005-2006 öğretim yılının başlamasından 3 ay gibi bir süre geçmesine rağmen, aynı zamanda yine bir kamu hizmeti olan #8230; Üniversitesinde ders verişimin sorgu konusu edilmesi çalışma hayatında güvensizlik meydana getirmiş ve çalışma barışını zedelemiştir. Bu konunun sorgu konusu edilmesi, işçiye Kanunla verilen hakların işveren tarafından engellenmesi fiilini örtmeye yönelik olduğu kanaatini uyandırmaktadır. Bu sorgu neticesi 12.12.2005 tarihinde tarafımca hukuki haklar konusunda danışmalarda bulunulmuş ve 4857 sayılı İş Kanununda belirlenen ve daha önce yanıltıcı ve yanlış bilgiler verilerek engellenen haklarım konusunda doğru ve gerçek bilgiler alınmıştır.
31.12.2004 tarihinde bir bebeğim dünyaya geldi. Kanunla belirlenen izin döneminin ertesinde tekrar işe başladım.
Bu dönemde İş Kanunu ile belirlenen süt izni hükümlerin uygulanması istediğimi bildirdim. Buna göre;
#8220;Çalışma süresinden sayılan haller
MADDE 66. #8211; e) Çocuk emziren kadın işçilerin çocuklarına süt vermeleri için belirtilecek süreler.
Analık halinde çalışma ve süt izni
MADDE 74. #8230;#8230;..Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam birbuçuk saat süt izni verilir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kulllanılacağını işçi kendisi belirler. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır. #8220;
Kanun hükmü sarihtir. çalışan tarafından belirlenen saatlerde günlük 1,5 saatlik izin verilir ve bu süre günlük çalışma süresinden sayılır. Ancak, kanunla belirlenen Analık halinde çalışma ve süt iznim, #8220;öğretmen olduğum, günün sadece belirli saatlerinde çalıştığım, çalışmadığım diğer zamanlarda bu izni kullanabileceğim#8221; gibi tek taraflı yorumlarla kanunda yer almayan gerekçelerle kullanılamayacağım bildirildi. İşveren tarafından verilen bilginin doğruluğuna inanarak ve iş ilişkilerin bozulmaması gayesi ve iyi niyetim nedeniyle o gün için tam olarak bilmediğim KANUNİ HAKKIMI kullanmak konusunda ısrarcı olamadım. Kanunda belirtilen ve günlük 1,5 saat olan bu süre bordrolarımda gözüken çalışma saatleri içerisinde değerlendirilmeyerek, bu çalışma saatlerinin ücretleri hesaplanmadı ve ödenmedi.
4857 Sayılı İş Kanunu;
#8220;İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı
MADDE 24. #8211;
II. Ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
a. İşveren iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler vermek veya sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltırsa.
e. İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse,#8221;
Yukarıda bahsedildiği üzere, #8220;Analık halinde çalışma ve süt iznimi öğretmen olmam dolayısı ile kullanamayacağım#8221; bilgisi verilmek suretiyle kanundan gelen hakkım, yine 4857 sayılı Kanun#8217;un 24. maddesi II. Bendi (a) fıkrasında yer alan gerçeğe uygun olmayan bilgiler vermek ve sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltma fiili işlenerek engellenmiş ve tarafıma sözleşmeyi haklı nedenle fesih hakkı doğmuştur.
Yine 4857 sayılı Kanun Madde 66 ve Madde 74#8217;te ifadesini bulan analık ve süt iznine ilişkin hükümlere istinaden hesaplanması gereken günlük çalışma sürelerine ilişkin hesaplama ve ödeme yapılmayarak, 4857 sayılı Kanun#8217;un 24. maddesi II. Bendi (e) fıkrasında yer alan #8220;işveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri #8230;.. şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse#8221; hükmüne istinaden tarafıma sözleşmeyi haklı nedenle fesih hakkı doğmuştur.
Bir diğer hususta gece çalışmasına ilişkin hükmün uygulanmamasına ilişkindir. 14 Temmuz 2004 tarih ve 25522 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren #8220;GEBE VEYA EMZİREN KADINLARIN ÇALIŞTIRILMA ŞARTLARIYLA EMZİRME ODALARI VE ÇOCUK BAKIM YURTLARINA DAİR YÖNETMELİK#8221; gereği emziren kadın işçinin gece çalıştırılması yasaktır.
#8220;Gece Çalışması
Madde 9 #8212; Emziren işçinin doğumu izleyen 6 ay boyunca gece çalıştırılması yasaktır.#8221;
Bu sarih yönetmelik hükmüne rağmen bebeğimin emzirme döneminde pazartesi, çarşamba ve perşembe geceleri saat 20:00-20:50 arası ders vermem istendi. Gündüz saatlerinde ders programı hazırlanabilmesi ihtimali var iken, haftanın üç günü gece geç saatlere ders konularak eve geç saatlerde ulaşmama neden olunmuştur. Bu konu defalarca işverene sözlü olarak iletilmesine rağmen bu konuda bir çözüm üretilmemiştir. İşveren ile ilişkilerin bozulmaması gayesi ve iyi niyetim nedeniyle bu konuda da vaktiyle ısrarcı olunamamıştır. Bu külfetin asgariye indirilmesi maksadıyla sözleşme ile belirlenen 24 saat/hafta#8217;lık süre, önce 18 saat/hafta#8217;ya, daha sonrada 12 saat/hafta#8217;ya indirilmesi tarafımdan istenilmiş ve bu süreler indirilmiştir. Bu da mali yönden kayba uğramama neden olmuştur.
İşveren tarafından yapılan haksız sorgu neticesi 12.12.2005 tarihinde tarafımca hukuki haklar konusunda danışmalarda bulunulmuş ve 4857 sayılı İş Kanununda ve ona bağlı olarak yayınlanan yönetmelikler çerçevesinde belirlenen ve daha önce yanıltıcı ve yanlış bilgiler verilerek engellenen haklarım konusunda doğru ve gerçek bilgiler alınmıştır. Buna göre kurumunuz mevzuata göre yasak olmasına rağmen emzirme dönemimde gece çalışması yaptırmıştır. Bu nedenle de tarafıma sözleşmeyi haklı nedenle fesih hakkı doğmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle çalışma hayatında oluşan güvensizlik ve zedelenmiş çalışma barışı ortamında kurumunuzda yabancı dili okutmanlığı görevini yürütme imkanım ortadan kalkmıştır. Bu görevimden 4857 sayılı Kanunun 24. maddesinden gelen hakkımı kullanarak istifa ediyorum. Dolayısı ile karşılıklı akdedilen sözleşmenin feshedilmesi ve 4857 sayılı İş Kanununun gereği olarak eksik hesaplanan çalışma saatlerinin ve eksik ödenen ücretimin yeniden hesaplanarak kalan miktarının ve 5 sene 4 aylık emeğimin karşılığı kanuni kıdem tazminatının hesaplanarak tarafıma ödenmesini istiyorum.
Gereğini saygılarımla arz ederim.
|