cognis |
Eşim ile aramızda boşanma, velayet, nafaka, edinilmiş malların tasfiyesi, eşimin son 1 yıl içinde yaptığı gayrımenkul satışlarından dolayı maddi tazminat, manevi tazminat davası görülmekte. Şimdi bu şekilde görülen davalarda eşlerin özellikle mal rejimi tasfiyesine boşanma kesinleştikten sonra girebileceği konusunda görüşler var. O zaman ben mahkemeden öncelikle boşanma talebimi değerlendirmesini mi isteyeceğim? Veya davaları ayırmam mümkün mü? Aynı davada diyelim çıkan karar tüm taleplerimi olumlu/olumsuz kapsıyor. Mesala tazminat hükümleri gereğince eşim veya ben temyiz ettik. Ama aynı karar da boşanma talebimde kabul edildi.O zaman yargıtaydan dönüşüne dek boşanma konusundaki hükümde kesinleşmiyecek. Yani anlatmak istediğim Aile Mahkemesinin baktığı ve boşanma davasının eki niteliğinde tek dava dilekçesinde belirtiğim bu hususlar birbirini de etkiliyor. Bir daha ki celsede ben şahit ve delilleri bildireceğim. Bu şahit listesine doğaldır ki mali hükümler ile ilgili de şahit yazacağım. Çünkü bir daha şahit listesi veremiyeceğim. Ama Mahkeme için de aslında son derece güç bir durum oluyor. Hakim aynı zamanda hem boşanma davasının hem de mal tasfiyesinin şahit ve delillerini de topluyor.Ama boşanma davası sonuçlanmadan mal tasfiyesine de gidilemiyor. O zaman diyelim boşanma talebi kabul edilmedi boşu boşuna mal tasfiyesi ile ilgili de hüküm tesis edilmiş olmuyor mu?Yani benim anlamaya çalıştığım şu.., ben duruşmada veya dilekçe ile mahkemeye müracaat etsem ve öncelikle hatta ivedilikle boşanma konusunun görüşülüp bu konunun karara bağlanmasını istesem daha mantıklı olmaz mı? Zaten diğer talepler de boşanmanın gerçekleşmesi sonucuna birebir bağlı. M.K. mal rejimi tasfiyesi ile ilgili davaların yürütülmesinin takip usulünde böyle bir yol veya yöntem var mı? Bu yol var ise bunu da tercih edersem bunun ola ki davama olumsuz etkisi olur mu? |